• Sonuç bulunamadı

Kimleri dinliyoruz:10:Müzehher Güyer-Ekrem Güyer

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kimleri dinliyoruz:10:Müzehher Güyer-Ekrem Güyer"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kimleri dinliyoruz: 10

c

Müzehher Güyer

Ekrem Güyer

Salúte 4

'T T-

T£<¿ T

>3

« — Dışarıda mahdut bir zümreye şarkı

•öylemektense buradan yüzbinlerce kişi­

ye sesimizi dinletmeyi tercih ederiz.»

Bir zamanlar İz mirde güzel sesli bir delikanlı, İstanbulda da billûr sesli bir kız varmış. Bun­ lar günün birinde Ankara rad­ yosunda tanışmışlar. Sonra se­ vişmişler. Dalia sonra da evlen­ mişler. Bir de çocukları olmuş. Şimdi o da 4 yaşındaymış- Onun da sesi anasına babasına taş çı­ kartacak kadar mükemmelmiş.

İşte Güyer ailesi bu.

Ekrem Güyer musikiye başla­ masını şu şekilde anlatmakta­ dır:

Ekrem’in hayatı

« — Ablam gayet güzel ud ça­ lardı. Ben de evde ken­ dime şari.ılaı söylerdim.

Babam dışarıda olmamak

şartiyle evoe müzikle meş­ gul olmamıza kızmazdı. Fa­ kat şarkıcılığı meslek haline ge­ tirmeğe, radyoya filân girmeğe katiyen taraftar değildi.

İzmirde oturuyorduk. Baba­ mın bir marangoz atölyesi var­ dı. Fakat babamın mesleğine intisap etmeğe hiç heves etme­ miştim. Şarkı söylemenin zevki­ ne doyum olmuyordu. İzmirde kendimi tatmin edecek hoca bulamıyordum. Sadece şarkı meşkleri için kıymetli bestekâr Kakım Hocac'an büyük istifade­ lerim oldu. Üstadın şarkılarını bizzat kendisinden öğrendim

943 te Radyoevi İzmirde bir müsabaka açmıştı. Bunu kazan­ dım ve böylece radyoya girdim. Benim sesim bas'tır. Alaturka okuyucular ise hep tenordur. Biz bu bakımdan hemen hemen yeni bir çığır açıyoruz. Bir çok kimseler garb musikisine gir­ mem için zorladılarsa da şu a-

latuıkadan bir türlü vazgeçe­ medik.»

Müzehher + Ekrem

Şimdi gelelim Müzehher Gü- yer’in radyoya intisabına. O da şöyle anlatıyor:

c— Benim de babam ud ça­ lardı. Evde bir piyano vardı. A- ğabeylerim şarkı söylerdi. Lâle­ lide otururduk. Evimizde sık sık aile toplantıları yapar, şarkılar söyler, eğlenirdik.

Ekremin İzmirden müsabaka imtihanına girdiği sene İstan­ bulda da bir imtihan açılmıştı.

200 den fazla talip arasında ben de o imtihanı kazandım. Kalkıp Ankara Radyosuna geldik. Bu­ rada Ekrem'e karşılaştık.

E. — Radyoya girmemizden 4 ay sonra Müzehherle arkadaş olduk.

M. — Bir buçuk sene sonra da evlendik.

E. — Şimdi 4 yaşında bir de j oğlumuz var Fakat çocukta öy- j

le bir ses var ki Bir dinleseniz bayılırsınız vallahi. Yaman ola­

cak, yaman.» j

Sevdikleri şarkılar

Güyerlere en çok hangi şarkı­ ları sevdiklerini soruyorum. Ek­ rem şöyle diyor;

«— Ben klâsiklerin hayranı­ yım. Her birini ayrı ayrı seve­ rim. Fakat en fazla sevdiğim şarkıyı istiyorsanız;

«Hatırım dan çıkmaz asla ahd ü peym anm scniıı Bin yemin ettin a zâlim yok mu insafın senin Gönlüm ü yıktı temelden tiri

m üjgâm ıı senin Âşıkı mahveyleıııek mi lütfü

ihsanın senin»

adlı besteyi en başta sayabili­ rim.»

Müzehher de şöyle diyor: «— En çok beğendiğim beste­ kârlar Dede Efendi, Şevki Bey, Lemi Atlı ve Hacı A rif beydir. Fakat Ekremin de besteleri Var­ dır. Bunları çok sever ve büyük i

bir zevkle okurum.

Evde karı koca daima beraber çalışırız. Birbirimizi daima ten- kid eder ve bu suretle noksan taraflarımızı tamamlamağa gay­ ret ederiz.

Fakat şurasını bilhassa işaret etmek isteriz ki, bizi asıl yetiş­ tiren Ankara radyosu olmuştur. Dışarıda en büyük fedakârlık mukabili elde edemiyeceğimiz hocalardan burada bol bol isti­ fade ediyoruz. Mesut Cemil, Cevdet Kozan, Refik Fersan, Fahri Kopuz ve Nuri Halil Poy- raz’ın yetişmemiz üzerinde çok büyük tesirleri olmuştur. Bizi bu duruma Ankara radyosu yükseltmiştir. Dışarıda mahdut bir zümre için şarkı söylemek- tense buradan yüz binlerce ki­ şiye sesimizi dinletmeyi her za­ man tercih ederiz.»

ANKARALI

Tefrika No:

_60

diyordu. Hizmetçi gevezeliğ .il­ den korkarmış... Nazlı, şu anda hiç de bu fikirde değil... Yalım ­ da susuzluğunu giderecek tir! olsun da, tehlikeler vız...

Gece ilâçla uyumuş ve sabah­ leyin pek geç uyanmıştı. Gözle­ rini açtığı zaman doktoru »aş ucunda koltukta otururken bul­ du. Kirpiklerinin arasından mu bir müddet gizlice seyretti. Yü­ reği merhametle titriyordu.

— Doktorcuğum sizin de ba­ şınıza ne belâlar getirdim. — dedi. — Ölsem, hepimizin hak­ kında hayırlı olacak... Fakat çocuğum... Çocuğuma kıyamı­ yorum.

Osman Ömerli yerinden sıç­ radı:

— Bu tarzda konuşmaKtan seni menederim. Düşünmeye­ ceksin artık bu mevzuu. Ben, çıkar yol bulacağım

Dersini bilmediği zamanlana da onu bu tonla azarlat dı.

öfkesine çabuk hâkim oldu. Bır&nı dayayıp Nazlıyı yatakta oturtmak istedi. Fakat, Naz.:, hmuldayamadı. vücudu külçe­ leşmiş; bir tecrübeden soıva

kendini tekrar yatağa bıraktı ve inildedi.

Bunun üzerine bir muayene­ ye tâbi tutuldu .Arzu etmeyin­ ce yüzünden nas:l da ifade sız­ dırmaz... Doktor bu muayenesi neticesinde telâşlandı mı, telaş­ lanmadı nu, N am pek anlıya- madı. Fakat ,omm birdenbire gitmeğe karar verip giyinme­ sinden kuşkulandı Cumaıtesi, doktor, ekseriya şehre inmez. Kendisini hasta halinde tek başına bırakıp bu fırtınalı, kaili havada gitmeğe göze aldı. Cu­ martesi olmasına rağmen gitti. Gerçi, bu cumartesi her cumar­ tesiye benzemiyor. Bu bir facia ertesi... Doktor, hâdiseden vah­ deti haberdar etmek lüzumun­ dan bahsediyordu, acaba onun için mi gitti?

Nazlı, dalgınlıktan kurtuldu­ ğu bir sırada holdeki saatin beşi çaldığını işitti Doktor, bu evi aldığı zaman bu saati ona kendi hediye etmişti. O günden bu güne sanki bir asır geçti. Sırtı pek yüklü bir asır...

Nazlı, derin bir iç çekişle dir­ seklerine dayanıp yatakta doğ­ rulmak ve bir yudum bir şey içmek istedi. Fakat, belinden

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

18 yafl›nda erkek olgu yedi ay önce nefes darl›¤› ve gö¤üs a¤r›s› yak›nmas› ile baflvurdu¤u kalp damar cerrahisi klini¤inde yap›lan ekokardiogra- fide

Dirençli Gram-pozitif bakterilerin etken olduğu in- feksiyonlar arasında komplike deri ve yumuşak doku infeksiyonları önemli bir yer tutmaktadır.. Derin yerle- şimli ve

Gruplar arası farklar ortalamaları açısından incelendiğinde sağlık hizmet kalitesini hastane hakkında iyi şeyler duyanların duymayanlardan, hastaneyi tercih

Türk resminin ünlü ismi İbrahim Çallı'nın torunu olan ve dünyanın tek Meclis ressamı olan Çallı'nın &#34;Meclis Başkanları&#34; adlı sergisi, 23 Nisan Ulusal

Ortak yaflam›n pek çok farkl› tan›m› varsa da biz onu, fiziksel anlamda neredeyse ayr›l- maz biçimde birbirine yak›nlaflm›fl, karfl›l›kl› yarar iliflkisi içinde

Yayınevi, Türkiye'de İngilizce dili ağırlıklı eğitim yapan tüm kurum ve kuruluşları, 1994 yılında kendi bünyesinde kurulmuş olan Oxford Yayıncılık Limited Şirketi

SON DURAK Hızlı sür arabacı Yakın artık son durak Üstünde şu gök kubbe Altında kara toprak Ecel bize çok yakın Ebed maziden uzak Sorma bu yol nereye

J- Güyer bostanım güyer : Üst büyük altılısından başlayarak hemen üst yedilisine ulaşır, ezginin birinci bölümü sonunda üst dörtlüde