• Sonuç bulunamadı

Sahnede yalnız bir kadın

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sahnede yalnız bir kadın"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KULTÜR-SANAT

TT-

2>/é

İstanbul D evlet Tiyatrosu’nun yen i oyunları arasında 'Afife Jale’ de var

Sahnede yalnız bir kadın

AHU ANTMEN_________

Muntazam bir yiv ile ortadan ayrılmış siyah saçlar, kararlı bîr bakış, küçük, boyalı dudaklar, huzurlu görünen bir ifade. Siyah-beyaz bir fotoğraf bu. Çok eski, 1940’lardan kalma. Arkasında bir isim: Afife Jale. Afife Jale, bir kahraman, bir öncü, bir sanatçı, bir kadın.

Afife Jale, sahneye çıkan ilk Müslüman kızı. 1918’de 800 ku­ ruş maaşla Darülbedayi’ye ye­ dek artist olarak girmiş, “ Ra­

kibe” adlı oyunda Jale takma

adıyla oynamış, 1921’de Müslü­ man kadının sahneye çıkarılma­ ması emri üzerine Darülbedayi’- den uzaklaştırılmış... Yaşamı, tiyatro sahnesi üzerinde bir mü­ cadele. Ama bu “ tiyatro sahne- si” nin boyutu sorgulanmaya değer.

1902-1941 yılları arasında ya­ şamış Afife. Gencecik yaşında ölmüş, tımarhanede, öldüğün­ de morfin tutkunuymuş. Yalnız yanı başında bir gazeteci var­ mış, o kadar.

Bu sezon İstanbul Devlet Ti­ y atro su ’nun repertuvarında Türk tiyatrosu için bu denli önemli karakterin yaşamöykü- sünü konu alan “ Afife Jale” de var. Nezihe Araz’m senaryosun­ dan uyarlanan oyunu Kenan

Işık sahneye koyuyor. Afife’yi Arşen Gürzap oynuyor. Aslın­

da yıllar önce sahneye konması tasarlanmış bir oyun “ Afife Ja­ le.” Ta o zamandan başrol için Arşen Gürzap’ın adı da belliy­ miş.

Afife Jale kim? Kenan Işık da

bunu sorguluyor. Işık için yal­ nızca bir oyuncu değil,“ kimse­

nin deneyeni ediği, denemeye ce­

TİYATRO İÇİN MÜCADELE— Afife Jale, sahneye çı­ kan ilk Müslüman kızı. 1918’de Darülbedayi’ye yedek ar­ tist olarak girmiş, 1921’deçıkanlan bir yasa He bu kurum­ dan uzaklaştırılmış.

Sahneye çıkan ilk

Müslüman kızı, A fife

Jale. 1902-1941 yılları

arasında yaşamış.

1918’de 800 kuruş

maaşla girdiği •

Darülbedayi’den

1921’de Müslüman

kadınının sahneye

çıkarılmaması emri

üzerine uzaklaştırılmış.

Yaşamım konu alan

oyun, Taksim

Sahnesi’nde ay

sonunda sahnelenmeye

başlayacak.

saret edemediğini bütün yasak­ lara, karşı koymalara rağmen denemek isteyen ve gerçekten de sonunda tımarhaneye gitmek pahasına da olan denediği şeyin ceremesini çekmek adına bir ön­ cülüğü üstlenmiş devrimci bir kişilik.”

Türk olmaları kadınların sah­ neye çıkmaması için geçerli ne­ den sayılan bir dönemde, Erme: ni kadın oyuncular “ Ayşe, Fat­

ma rollerinde” oynuyorlardı.

Kendi diyalektleriyle konuşu­ yorlar, zorlanıyorlardı. Kenan Işık, Ermeni kadın oyuncuların Türk tiyatrosuna yaptıkları hiz­ meti yadsımıyor, ancak sahne­

de Türk aktörü varken neden kadın oyuncular olmasın soru­ sunu soruyor... Darülbedayi’de açılan sınavı kazanan beş Türk kızından yalnızca Afife sahne­ ye çıkmayı başardı, ancak o da dahiliye nazırından şeyhülisla­ ma, sadrazama dek birçok en­ gel ile karşılaştı... Morfine alış­ ması belki bu baskıların sonu­ cuydu.

Kenan Işık oyunda Afife Ja­ le’nin morfinmanlığını “ şahsi

bir mesele” olarak ele almıyor.

Toplumsal baskılar, bir insanın engellenmesi, ket vurulması - üstelik yalnızca kadın olduğu için- ve bu engellemenin insan

üzerinde yaptığı tahribat. “ Ya­

şamsal coşkusuna ket vurulu­ yordu sonuçta” diyor Kenan

Işık. Tüm bunların sonucu baş­ lamış olmalıydı morfin, zaten o günlerde Galata Köprüsü’nde, eczanelerde bulunabiliyordu.

Afife Jale, belki Türk tiyat­ ro tarihinde bir kişilik, ama onu dolayısıyla bu oyunu evrensel kılan öyle çok öğe var ki.

“ 80-90 sene önce kadınlar bas­ kı altında tutuluyormuş da san­ ki bugün tutulmuyor gibi bir durum var ortada. Ama bugün de kadınlar baskı altında, üste­ lik bu sinsice devam ediyor. Ti­ yatroda olduğu gibi dünyanın

her yerinde her kurumda kolay değil kadını hemen erkekle eşit olarak kabul etmek” diyerek

açıklıyor bunu Kenan Işık. Üstelik Afife Jale, ihmal edil­ miş bir kişilik, bir öncü. Bir top­ lumsal durum var kadını ikinci plana iten, Kenan Işık da işte bunu anlatmak istiyor. Ve san­ ki Afife Jale’nin verdiği müca­ deleyi, Mustafa Kemal’in Sam­ sun’a çıktığı günlerdeki savaşı­ mı ile özdeşleştiriyor: “Osmanlı

İmparatorluğu işgal altında. İn­ giliz gemUeri Boğaz’da duruyor. Güneyde Fransızlar var. Bir yandan Yunanlılar. Mustafa Kemal'in işlevi çok önemli bu durumda. Sanki Afife Jale ve benzerlerinin sahneye çıkabil­ mesi için verilen bir savaş var ortada. Tabii ondan dolayı de­ ğil, ama sonuçta görüyoruz ki Türk tarihi içinde çok önemli bir dönem söz konusu ve Afife Jale de bu dönem içinde nitelikli bir kahraman. ”

Afife Jale ekim sonunda

Taksim Sahnesi’nde izlenebile­

cek. Tım arhanede başlıyor oyun. Ancak sahne, Taksim Sahnesi mi. tımarhane mi yoksa dış dünya mı belli değil. Siyah bir duvar var, sanki Osmanlı îm paratorluğu’ndan kalma çi­ niler görünüyor yıpranmış bö­ lümlerinde. Kenan Işık, tiyatro sahnesinin bizzat kendisini kul­ lanıyor aslında.

“ Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşa­ maz” , “ Ahmetlerim” , “ Ivan Ivanoviç Var Mıydı Yok Muy­ du?” Kenan Işık’m oyunların­

dan birkaçı. Genelde Türk oyunları yönetiyor, “ bizim me­

seleleri” daha iyi bildiğinden.

Ve hep bir toplumsal durumun sorgulamasını yapıyor.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sanatçının anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan törende konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay, Fecri Ebcioğlu’nun şarkıları yıllardır

Fosil yakıtla çalışan motorla kullanılan elektrik motor, bazen tek başına bazen de diğer motora destek olarak sadece benzinle çalışan modellere kıyasla gaz

MnInNi (doğrusal) ve NiMnIn (doğrusal) mikrotopaklarının nonet durumun bağlanma enerjisi hesaplanırken Mn atomunun spin durumu, Mn için en düşük enerjideki spin

Elli bin tondan çok atık ihraç ya da ithal eden ülkelerin gösterildiği haritadan, atıkları ihraç eden ülkelerin başını Avrupa ülkelerinin çektiği anlaşılıyor..

Örne¤in, bir tür yabanar›s› olan Encarsia formosa, tedavi sonras›nda yine erkek yavru üretimine devam edebiliyor; ancak, bu erkek bireyler çiftleflme için

Bir yıl sonra Hamlet’i oynadığında Eylül romanı yazarı, tiyatro eleş­ tirmeni Mehmet Rauf, onun için şunları yazar: “Muhsin Ertuğ­ rul Bey, Hamlet rolünü kendisi

10 yıl boyunca, Paris'in ünlü Doğu dilleri okulunda edebiyat öğretmenliği yapan Güzin Di­ no, çeşitli çağdaş Türk şairlerinin kendi sesleriyle bir antolojisini

İnsan vücudu bü­ tün Anadolu felsefesinde, Anadolu felsefesi derken yalnız antik felsefeyi kastetmiyorum, Anadolu der­ vişlerinin dünya görüşünde, insan vücudu