• Sonuç bulunamadı

Hiç kimseye benzemeyen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hiç kimseye benzemeyen"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

POLİTİKA

VE ÖTESİ H,V; Kimseye

Benzemeyen

Mehmed KEM A L

S İkin adını Sanyer Lisesi Felsefe Öğretmeni rah- I metli Fuat Hocadan duymuştum. Konağa, pa­

zartesi toplantılarına gider, hem gelen üstad- ların sohbetinden yararlanır, hem ortalık işlerini görürmüş. Sonra. Fuat Hocanın fakülteden arka­ daşı İsmet Zeki Eyüpoğlu'na sordum. O da konağa genç yaşta gelip gidenler arasındaymış.

«Evet», dedi. «Gençler de toplantılara gelirdi.

Fuatı da birkaç kez görmüştüm.*

Fakültede öğrencilik ederken konağa gidip gel­ miş olabilirler. İbnülemin Mahmut Kemal Bey, tam bir Osmanlı efendisidir. Osmaniı efendiliğinin ti­ tizliği, huysuzluğu, bilgiçliği, bencilliği her yanın­ dan akar. Haşan Ali Yücel, üstadı şöyle anlatır:

«Beyazıt ve civarında ve acayip kıyafetli bir zat görürdüm. Başında geniş bir fes. sırtında redin­ got, ayağında kaloş ku n d u ra çok kez kendine ben­ zer ve biraz önünden yürür biriyle beraber... Sor­ duğum zaman, Babıâli erkânından ve kudemddan

bir zat demişlerdi. O sıralar, pek öyle ilmi şöhreti yaygın değilmiş, demek. (...) Bir gün kütüphaneye gitmiştim. Baktım o zat! Birkaç kitabı okuyor, önündeki deftere notlar alıyordu. Ben kütüphane müdürünü bekliyordum. Başka iskemlede de bir başka biri oturuyordu. Durmadan burnunu karıştı­ rıyordu. O acayip kıyafetli zat, arada başını kaldı­ rıp hiddetli gözlere bu zevksiz adama bakıyor, «töv­

be estağfurullah* diyip yeniden okumasını sürdü­

rüyordu. Sonunda sabrı tükenmiş olacak ki, ada­ ma döndü sert bir sesle bağırdı:

— Ayıptır efendi, dedi, çek elini burnundan!

Adam bir şey söylemeden utandı, kalktı ve gitti *

Süleyman Nazif onun için bir dize söylemiş: «Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine..*

Bu dizeyi Yahya Kemal tamamlamış ve şöyle olmuş: Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine

Hezâr gıbte o devr-i kadim efendisine.

Listeye bakıyorum basılmış 21 kitabı var. Bun lann arasında -Osmanlı Devletinde Son Sadrazam­

lar*, «Son ASır Türk Şairleri*, «Hoş Sadâ* en çok

bilinenlerdendir. Osmanlı Sadrazamlarını Milli Eği­ tim Bakam iken Haşan Ali Yücel bastırmış. Epey­ ce dedikodusu olmuş ama. önemli bir belgedir. Hoş Sadâ’yı da gene Haşan Ali Yücel İş Bankası Kül­ tür Danışmam iken bastırmıştır. Bastırmıştır ama, basımevi, kağıt sıkıntısı yüzünden gecikmeler ol­ muş, üstad Haşan Ali Beyin dünyasını burnundan getirmiştir.

•Hoş Sadd»da, Tanburi Cemil Bey bölümü var­

dır. Oğlu Mesut Cemil babasını anlatırken Abdül- hamit'in Tanburi Cemil’i saraya çağırdığım, dinle­ diğini, çok beğendiğim söyledikten sonra nişan ver diğini belirtir. Görevini başkatipliğe çıkarmış. Me- cidi nişanı vermiş, 100 altın da bağışta bulunmuş... Vay, efendim, sen misin bunu söyliyen!.. Üstad he- man not düşmüş-. «Bu rütbe, bu nişan, bu başkâ­

tiplik incelemeye muhtaçtır!..*

Günlük tutarmış üstad... Ölümünden birkaç gün öncesine değin günlüğü tutmuş. Bütün huysuz­ lukları, titizlikleri, dellenmeleri günlüklerde belli oluyor. Son günlüğünde bile densizdir:

«... Mistâ geldi, Ahmet'in dün gönderip pişiril­

mek üzere iade ettiğim kılıç balığı kebabı, yeşil salata ve biriken hediye portakallardan getirdi. Muzaffer de geldi. İkişer börek ve birer lokma kı­ lıç verdim (...) gelip yemeklere gözlerini dikerek:

— Ne güzel yemekleriniz var, dedi.

Boğazımda kaldı.

— Cel vereyim, dedim.

Defoldu. Aç gözlü mel'un.*

Vasiyetnamesine bakılırsa babadan kalma ko­ nak ve Yakacık'taki yazlıktan başka epeyce nakit parası da vardır. Bekar, hiç evlenmemiş, ömrü bo­ yunca. yememiş içmemiş, hediye ve armağanlarla geçinmiş. Bağışta bulunurken yüz altından aşağı inmiyor. Yüz altın şuraya, yüz altın buraya diye yazıyor.

İlk memurluğu Babıâli kaleminden başladığı için her türlü belge önünden geçmiş, hiç birini de ıska geçmemiş, hepsinin bir kopyasını çıkarmış. Bundan ötürü tarihsel belgelerle dolu bir hazine olmuş Saygınlığı bu yüzdendir. Güçlü bir belleği olduğundan tanıklık ettiği hiç bir olayı da unut­ mamış.

Devrini tamamlayanlardan olduğu için günü­ müzde böyleleri yoktur, pek gelmez de...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Cinsiyet grupları ile çocukların obez olma durumu arasında yapılan karşılaştırmada obez erkeklerin oranı daha fazla olduğu halde istatistiksel olarak anlamlı

Ümit ALEMDAROGLU İZMİR-Ayvalık’da de nizi kirlettikleri gerekçe­ siyle kapatılan 16 zey­ tinyağı fabrikasının sa­ hip ve yöneticileri fab­ rikalarım yeniden

İstanbul Belediyesi tarafından devralındığı 1937yılından beri boş kalan ve harabeye dönen İlidir Kasrı, 1982yılında Kurum tarafından onarılmaya başlanmış

vetmişine kadar, yaıım asırdan faz la hocası olan Menemenci oğlu Na- bi’yi daha yakın zamanlarda dip di­ ri gezerken görmekliğimiz ve bu­ gün ani olarak

Geçirdiği bir kalp krizi sonunda 10 Ocak 1968 çarşam­ ba günü vefat eden İstiklâl Savaşının ünlü kumandanla­ rından, Atatürk’ün sınıf arkadaşı

Daha zor bir şey düşünemiyorum, titriyorum her rolü elime aldığımda, onun için kolay kolay da oynamak istemiyorum artık.. Bundan sonra Edremit’in Çamlıbel köyüne

el-Hayat kelimesine sıfat olan dünyâya, dünyâ adının verilmesi, âhirete göre dünyanın bize yakın olması (içindeyiz), dünyanın âhiretten önce olması ya da

Dinî ve siyasî açıdan İslâm dünyasının bunalımlı, mezhep çekişmelerinin yaygın olduğu bir dönemde yaşayan İhvan, dönemlerindeki felsefe ve bilim düzeyini,