• Sonuç bulunamadı

Türk müziğinde bir idealist:Melihat Gülses:Melihat Gülses, bu akşam Galatasaray Lisesi'nde genç dinleyicilerle birlikte olacak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk müziğinde bir idealist:Melihat Gülses:Melihat Gülses, bu akşam Galatasaray Lisesi'nde genç dinleyicilerle birlikte olacak"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Melihat Gülses, bu akşam Galatasaray Lisesi’nde genç dinleyicilerle birlikte olacak

Türk m üziğinde bir idealist: M elihat Gülses

j ^ f u s ik im iz bir

eğlence müziği

değildir, sanat

ağırlığı vardır.

Bir konsere

gelen

dinleyiciler,

sanatçı daha

“Ayşem” der

demez

başlıyorlar el

çırpmaya. İnsan

bu müziği

gözleri kapalı da

dinleyebilir ve

böyle de

eğlenebilir. Ama

bize bunu

unutturdular.

Göbek atmak, el

çırpmak en

belirgin

özelliğimiz

haline geldi

neredeyse.

(Fotoğraf: KADER TUĞLA) AHSEN ERDOĞAN________ Melihat Gülses, 27. Uluslara­

rası İstanbul Müzik Festivali’nin broşüründe kendi konseriyle il­ gili bilgileri içeren sayfayı açıp gösteriyor: ‘'Benimle ilgili her şev

burada yazıh aslında. Bir sanat­ çı, ortaya çıkardığı işlerden baş­ ka ne anlatabilir ki?” Broşürde,

G ülses’in müzik eğitim ine ba­ bası A Tahir Köseoğlu’yla baş­ ladığı, İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvan’nm Ses Eğitimi Bölüm ü’nde Bekir Sıdkı Sezgin,

Alaeddin Yavaşça, Tülin Korman

ve Nurten Erpek’ in öğrencisi ol­ duğu, 1981’deTRT İstanbul Rad- yosu’na ses sanatçısı olarak gir­ diği ve 1982’de ilk solo konseri­ ni verdiği yazıyor. 1994’te Kana­ d a’da Tatyos Efendi’nin şarkıla­ rım içeren bir albüm çıkardığı,

1994’ten beri Kudsi Erguner’in kurduğu İstanbul Hanımları ‘Ha­

rem’ topluluğunun liderliğini yap­

tığı, Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’ne 1996 ve 1997’de ko­ nuk olduğu, geçenyıl Mavi Nok­ ta dergisinin “En iyi Türk Mü­

ziği İcracısı” ödülünü aldığı, yur­

tiçi ve yurtdışında topluluklarla solist olarak pek çok konser ver­ diği...

Klasik Türk müziği ses sanat­ çısı M elihat Gülses, haziranda İstanbul Müzik Festivali izleyi­ cisiyle gerçekleşecek buluşmasın­ dan önce bu akşam Türk M usi­ kisi Vakfı’nın düzenlediği “Genç­

lik Konserleri” kapsamında saat

18.30’da, Galatasay L isesi’nde genç dinleyicilerle birlikte olacak. Repertuvanndaki yapıtların ço­ ğu Galatasaray Liseli bestecile­ re ait. Konserde sanatçıya eşlik edecek olan orkestrayı şef İhsan

Özer yönetecek.

Genç bir dinleyici kitlesine ver­ diği konserler, gençlerin hoşuna gideceğini düşündüğü, melodik yapıları ağır basan yapıdan seç­ mesine karşın G ülses’i biraz en­ dişelendiriyor. Onu bu tedirgin­ liğe iten neden, gençliğin gerçek klasik Türk müziğinin doğasın­ dan, özünden uzaklaş-tırıi-m ış olması. Salt eğlenceye yönelik, bir çırpıda tüketilen, kimliği olm a­ yan, sanatsal nitelik taşımayan

müziklerin dolaşımda olmasının gençleri -yalnızca gençleri değil yetişkinleri de- farklı bir beğeni düzeyine çektiğini düşünüyor Gülses. Bir de küçük bir anısını ekliyor: “TRT’nin bizi gönderdi­

ği bir konserde şarkı söylüyor­ dum. Karşımda oturan bir ço­ cuk, programdan çok sıkılmış ol­ malı ki bir ara bana doğru Ab­

la Roman havası çalsanıza’ diye

seslendi. Ne diy ebilirsiniz ki? Pom­ palanan şey bu.”

‘Türk müziği kemiğini

kaybetti’______________

Unkapanı piyasasının klasik Türk musikisini eğlence müziği haline dönüştürdüğünü söylüyor Gülses. “Bizim musikimiz bir eğ­

lence müziği değildir oysa, sanat ağırlığı vardır. Bir konsere gelen dinleyiciler, sanatçı daha Ayşem ’

der demez başlıyorlar el çırpma­ ya. İnsan bu müziği gözleri kapa­ lı da dinleyebilir ve böyle de eğle­ nebilir. Ama bize bunu unuttur­ dular. Göbek atmak, el çırpmak en beürgin özelliğimiz haline gel­ di neredeyse. Mevlevi peşrevi ola­ rak bestelenmiş olan bir yapıtı bugün göbek havası olarak din­ liyoruz. Oysa bu peşrev bir tek­ kede bestelenmiş, semazenler o müzikle huşu içinde dönmüşler, zikretmişler. Ama zamanla o ha­ le gelmiş ki bugün o müzikle in­ sanlar Kumkapı'da kafa çekip göbek atar hale gelmişler. Türk müziği kemiğini kaybetti ne ya­ zık ki.”

Klasik Türk müziğinin insan­ larla buluşabilmesi için bu m ü­ zikle uğraşan insanların, içinde bulundukları ataletten sıyrılma­ ları gerektiğine inanıyor Gülses.

Repertuvarların seçim i, uygun yapıtların orkestra formuna uyar­ lanması, yurtiçi ve yurtdışı kon­ serler, Harem topluluğuyla yap­ tığı çalışmalar, gelecekteki pro­ jeler sanatçının bu yöndeki kişisel

uğraşının kollarını oluşturuyor. Kendini “idealist” olarak görüyor Gülses ve idealistliğinin kökü­ nün okulda aldığı eğitime dayan­ dığını düşünüyor. Alaeddin Ya­ vaşça, Bekir Sıdkı Sezgin gibi çok değerli hocalarla çalışmış ol­ masının, sanata, yaşama ve insan­ lara bakışını etkileyen en önem ­ li unsur olduğunu söylüyor.

M üzik eğitim i alm anın yanı sıra önemli yorumcuları çokça dinlem enin, sürekli araştırm a yapmanın semerelerini bugün al­ dığı inancında Gülses. Sabite rltır

Gülerman, Perihan Altındağ Sü­ zeri, Safiye Ayla, Müzeyyen

Se-nar, Meral Uğurlu ve Radıfe Er­ ten gibi sanatçıların yorumların­

dan feyz aldığını, çoğuyla tanış­ ma fırsatı bulduğunu, hepsinin kapılarını tek tek çalarak onlar­ dan bir şeyler öğrenmeye çalış­ tığını ve bütün bunların sonu­ cunda kendine özgü, başarılı bir yorum yarattığını düşünüyor.

‘Klasik’ten Fantezi’ye’

Melihat Gülses, 27. Uluslara­ rası İstanbul Müzik Festivali çer­ çevesinde 20 H aziran’da AKM Konser Salonu’nda bir solo din­ leti sunacak. “Klasik’ten Fante­

zi’ye” adını taşıyan dinleti, kla­

sik Türk müziği form lany la bes­ telenmiş yapıtlar ile bestecilerin, yaşadıkları döneme oranla dah: yenilikçi bir anlayışla yazdıkla­ rı, klasik formların dışındaki fan­ tezi eserlerden oluşuyor. Gülses, iki bölümden meydana gelen kon­ serin ilk bölümünde klasik Türk müziği enstrümanları eşliğinde, ikinci bölümde de orkestra eşli­ ğinde söyleyecek. Yine şe f İh­ san Ö zer’in yöneteceği konser­ de Dede Efendi, Udi Nevres Bey,

Selahattin Pınar, Osman Nihat Akın, Alaeddin Yavaşça, Necip Gülses, Hüseyin Sadettin Arel, Kaptanzade Ali Rıza Bey gibi

bestecilerin yapıdan yorumlana­ cak.

M elihat G ülses’in festivaller için seçtiği repertuvarlann, deği­ şik müzik geleneklerini bir ara­ ya getirmesi dikkat çekiyor. İs­ tanbul Müzik Festivali’ne 1996’da

“Rembetiko”, 1997’de “Viyana ve İstanbul’dan Şarkılar (Schu- bert-Şevki Bey)” başlıklı proje­

lerle katılan sanatçı, bu farklılık arayışının festivalin uluslararası niteliğinden kaynaklandığını söy­ lüyor. Bir diğer etken de dinleyi­ ciye klasik müzikte de yenilikler yapılabileceğini, bu müziğin tek­ düzelikten kurtanlabileceğini an­ latmak. Y ıllardır Kudsi Ergu­

ner’in Türk müziğiyle ilgili pro­

jelerinde yer alan sanatçı, yurt- dışmda verdiği pek çok konserin de Erguner’in organizasyonuyla gerçekleştiğini belirtiyor. Sanat­ çı, 2000 yılının nisan ayında eşi besteci Necip Gülses’le birlikte A tina’da bir konser verecek.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Prenatal kraniosinostoz tanısından şüphelenilen veya tanısı konulan olguların muhakkak klinik genetik uzmanı ile değerlendirilmesi, kromozomal ve DNA çalışmaları

Mayıs 2018 ile Ocak 2019 arasında yapılan nitel çalışmamızda hem görüşme yöntemi hem de soru kağıdı kullanıldı. Müzisyenlerle ilk görüşme yapılmadan önce

Objective: Scrotal pain and swelling due to surgical sperm retrieval procedures and peritesticular fibrosis, as a problem of late term, create significant

Ben bunun aksine olarak, münhasıran eski kitablarda mevcud hadiseleri alıyor, karşılaştırı­ yor ve bunların ayni mevzu etrafın­ da bir araya gelmesinden yeni

maddesine göre, eser sahipliğinden do­ ğan hakları kullanacak, kimselerden hiçbiri bulun­ maz ya da bulunup da yetkilerini kullanmazlara« ya da (eser sahibinin

The main goal of the present study was to determine whether there was any difference between the effects of two lipid lowering drugs, fenofibrate and atorvastatin, on plasma

Bu çalışmada sosyal paylaşım ağlarının, işbirlikli öğrenmeyi desteklediğini, değişen top- lumsal yapı ve yaşam biçimi neticesinde ortaya çıkan bu

Group 1 associated trust with economic crisis and fear of loosing jobs. This is due to high unemployment issue in Turkey and also economic concerns that all new graduates have in