• Sonuç bulunamadı

Aydınlanmacı M. Aksoy

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aydınlanmacı M. Aksoy"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aydınlanmacı

M. Aksoy ; _

Y

ILLAR önceydi. Halit Çelenk'in evindeydik. Muam­

mer Aksoy, Uğur Mumcu ve ben. Laf arasında bi­ rinden sözederken, Uğur velfecr okuyan gözlerinde gizli bir muziplik pırıltısıyla,

- Gerçekten iyi adamdır, ama biraz delidir, der demez Muammer Hoca ayağa fırladı ve,

- Uğurcuğum dedi, her doğru dürüst adam biraz deli­ dir.

Uğur bir kahkaha patlattı. Attığı ok hedefini bulmuştu. Çünkü kimileri Muammer Hoca'ya "Deli Muammer" derlerdi.

Doğaldı, çoğunluğun tepkisini gizlediği, "Sürüden ayrı- lanı kurdun kaptığını" düşündüğü, "bana dokunmayan yı­ lan bin yaşasın" görüşünün egemen olduğu bir toplumda, olaylar karşısında tepkisiz kalmayı içine sindiremeyen, tepkisini bangır bangır bağıran insanlara "deli" gözüyle bakılır.

Böyle bir ortamda, Muammer Aksoy'un tıpkı Erasmus gibi, "deliliğe övgü"de bulunmasına şaşırmamak gerekir. O da Erasmus gibi, yerleşmiş kuralları tartışmayı, tepkisini yüksek sesle dile getirmeyi savunuyordu. Yani toplumun delilik olarak niteliği gerçekte, aydınlanmacı bir kişilikti ve Muammer Hoca, bu niteliğini onurla taşımaktaydı. Tıpkı ölümüne hüngür hüngür ağladığına tanık olduğum Uğur Mumcu gibi.

Muammer Aksoy, aydınlanmanın, Cumhuriyet devrim- lerinin, laikliğin, hukukun üstünlüğünün yılmaz bir savu­ nucusuydu.

Bu nitelikleri o değerli bilimadamını politikaya atılma­ ya zorlamıştı.

Muammer Aksoy, daha DP döneminde haksızlığa baş- kaldırmış üniversiteden ayrılmış, politikaya atılmış, 1961 Anayasası'nın hazırlanmasında görev almış, bilimadamı politikacı, düşünce suçlarının savunma avukatı, yazar ola­ rak bir çok alanda mücadele vermiş, Türk Hukuk Derne- ği'ni, Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurmuş (M.Ekmek- çi'nin belirttiği gibi, başına onur başkanı olarak, 21 Ağus- tos'ta ölümünün üçüncü yılını idrak ettiğimiz, Türk basını ve düşün yaşamının unutulmaz kişisi Nadir Nadi'yi getir­ mek istemiş, sonra onun da arzu ve önerisine uygun ola­ rak değerli aydınlanmacı, bilimadamı ve yazar hocam

H.Veldet Velidedeoğlu'nu seçmişlerdi).

Müthiş bir siyasi konuşmacı da olan Muammer Aksoy, aydınlanmayı ve cumhuriyet devrimini savunurken, çeşitli güçlüklerle karşılaştı. Hapislere düştü, her dönemde sıkı­ yönetim mahkemelerinde yargılandı. Kimi zaman, bir da­ vayı savunan kitabını bastırabilmek için evini sattı, politi­ kada ayak oyunlarına kurban edildi.

Ama yılmadı.

Nihayet, Ocak 1990'da, aydınlanm adığını, hukukun üstünlüğünü, laikliği, cumhuriyet devriminin kazanmaları­ nı savunmasının karşılığını canını vererek ödedi.

Muammer Hoca'nın yaşamı, Türkiye'de aydınlanmayı savunanların menkibesidir.

Cumhuriyet devrimini savunanları, hala egemen resmi ideoloji olarak görüp göstermek isteyenler, M. Aksoy'un yaşamına bakmalı ve görmelidirler ki, Kemalistler olarak niteledikleri bu adamlar yıllar boyu iktidarlar tarafından horlanmış, ezilmiş, hapishanelerde süründürülmüşlerdir ve sonunda bu uğurda canlarını vermişlerdir.

Evet bugün M.Kemal Atatürk'e ve Lozan'a saldırmanın bir tehlikesi yok. Asıl tehlikeli olan onları savunmaktır.

Muammer Aksoy, bugün doğum yeri olan İbradı'da şenliklerle anılacak.

Biz de onun anısı önünde saygıyla eğilirken, toplumsal değerlere sahip çıkan ibradılıları hem böyle bir hemşeriye sahip oldukları hem de vefa duygularını hala yitirmedikle­ ri için kutlarız.

Referanslar

Benzer Belgeler

ııuııııııııııUfMiitıııiiiıımnnııınıınnnmunrtıınııtııııttıtfrmıtıııtıııı^ Taha

Resmî ziyaretin son günü ak­ şamı, büyükelçiliğimizde Japon tarafma bir resepsiyon verilmek­ tedir. Başlayalı yanm saat ol­ muştur, Bayan Anderiman

Fuat Köseraif ise, aşağı yukarı hasta yerine (sayru), mektup yerine (bi­ ti), kalem yerine (yazgaç), imam ve müezzin yerine (tateri), şafak yerine (tanlak),

Mersin’den Mısır’a gitmek üzere yola çıkmış, fakat karaya oturduğundan dolayı pusulasının bile ayarsız olduğu anlaşılan Sümer şilebi rezaleti haberi

Bunun daha mükellefi Hind mtislüınankın ta- lafından her sene temsil edilen- tarihî facialar birer tiyatro değil midir?. Sine döven, zencir çalan, kama vuran,

Teofilin uygulanan başka bir deneysel iskemik priapizm modelinde kavernozal düz kas hücre- lerinde ADA düzeyi azalmış olarak saptamış ve yine kavernozal düz

Köylüler tarafından bulunarak an­ tikacılara satılan ve onların da Burdur Müzesine sat­ tıkları heykellerin bulunduğu bina meydana

Cesur ve pa dişaha sadık bir adam olan Şemsi Paşa takibe memur oldu, fakat teğ men Atıf onu Manastırda, sokakta, bir kurşunla yere serdi; hürriyet fo