• 'T 'it 5 £ iLıS " 2 1»
Neyzen
Tevfik
M .F A R U K GÜRTUNCA
...
B
ÜYÜK Ileccav, hadi,setere sitem okları
s .plıyan B üyük Hi civci, bir kam ışa, usta üf lem elerle can veren büyük ney üstadı Neyezeıı Tevfi-
ği diindenbire kaybetm iş
bulunuyoruz. Üç çeyrek as ra yaklaşan bir öm rü bir
’ yük gibi sürüm ek, tü rlü
hastalıklara göğüs germ ek, söylendiğine göre, yıllarca önce Sîroz’un bile yenm ek, h er babayiğitin k ârı değil di..
Ney, Ş ark’ın iniltisidir. Nitekim , ney’iıı yapıldığı kam ış d . akşam ların in ilti sini ak settirir. B undan do layı T ü rk edebiyatının şa
hikalarından biri sayılan
A hm et Haşini «Akşam» an»
c
larm ı tavsif eedreken: Göllerde bu dem bir kamış&f,____ ■ ,■ olsam...
D iyerek kam ışa karşı özlemini anlatm ıştır.
F’akal şiir başka, hayat başkadır. M evlâna'nın fars- ça olarak:
Dirile ney’den kim hi.kâyat etmede, Ayrılıklardan şikâyet
etmede,
Dediği gibi, zavallı Ney zen de daim a h ayata karşı
ru hunun ayrılıklarından
hikâyeler söylemiş, şikâ
yetlerde bulunm uştur. O, elindeki ney’le, bir neyistanda, yaııî bir k a mışlık ve sazlık içinde üre yen nadide çiçekler gibi
tek başına kaldı, Serâzad j
b ir ru h u vardı. H ayata ! kaı-şı, insanlığa karşı p e r vasızdı. F ak at bu serâzad- lık, hu bîpervahk ona ne den bir kartal edası verc- rniştir. İnsanlığın en uyu* kat kendi kendini yedi.
Zaten «Hiciv» denilen edebiyatın bu çok yüksek sanat bölümü, şiirin nice nice kartallarını yete ser m iştir. İnsanlığın en uyu- şam adığı, nefret etiği hi civ, onu kullananlar için daim a bir bedbahtlık yolu olm uştur. En biiyük heccâ- vimız «Ncf’î» hicivli m ıs ralarını« karşılığını haya tiyle ödedi. «Tıib’ı Heresna- ki» olan şiirden kurtu lan la, dığı gibi, hicivden de ken disini bir ân uzak tu tam a mıştı.
Neyzeıı’in akıbetinin
başka liirlü olması mı ge rekirdi?. E ğer hiciv! kasi-
deciliğe dökseydi belki
Neyzen, meselâ rahm etli Heccnv Halil N ihat Bey gibi, juiç olmazsa şu bir (25) yıllık C um huriyet dev resinde onun gibi bir m e. busluk sandal,yasına o tu ra bilirdi. F ak at nerede
Ney-%
ten, N eyzen’in coşkun ve
isyankâr rullu, nerede nas- beıı koltuğa kavuşm ak!.
Neyzen, m ezarına çiçek gönderilm em esini vasiyet etmiş. O, yıllarca ruhuntin çiçekliğinde öm ür sürm e miş olsaydı, fâni çelmikle re belki itibar gösterm iş o- lurdu. S anatkârın manevî bir âlemi vard ır ve bayatın ıstırabını da sıfır m ertebe sine indiren onun bu âlem de yaşayışıdır.
Devrimiz, bir hiciv üs tadını kaybetm iştir, Vezni ne, kafiyesine, tÜrkçesine hâkim bir şiir üstadını... Onun şu, btı m ecmuada, ga zetede çıkan bazı şiirleri, korkunç dizgi hatalariyle çıkm aktaydı. B ereket şiir den anliyanlar bu hatala rın Neyzen’in sünühatın» dan çtkm tyacağuıı bildikle ri için yalnız onu ııeşredeıı- lere kızın geçiyorlardı. F a kat, bu yalışlıklar, edebi ya. timizin ne ehilsiz ellere düştüğünün bir ifadesi ol m uştur.
Zavallı Neyzen! «Azabı mukaddes» inle bize bir «HtÇ» bırakıp g id iy o rs u n .,.
/
‘W
/—
>
f- . r
Kişisel Arşivlerde İstanbul Taha Toros Arşivi