• Sonuç bulunamadı

Ekşi kara ve gök üzüm (Vitis vinifera L.) çeşitlerinin ampelografik özellikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ekşi kara ve gök üzüm (Vitis vinifera L.) çeşitlerinin ampelografik özellikleri"

Copied!
120
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

EKġĠ KARA VE GÖK ÜZÜM (VITIS VINIFERA L.) ÇEġĠTLERĠNĠN AMPELOGRAFĠK ÖZELLĠKLERĠ

Ömer EKER YÜKSEK LĠSANS Bahçe Bitkileri Anabilim Dalını

HAZĠRAN-2015 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Ömer EKER Tarih: 15.07.2015

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS

EKġĠ KARA VE GÖK ÜZÜM (VITIS VINIFERA L.) ÇEġĠTLERĠNĠN AMPELOGRAFĠK ÖZELLĠKLERĠ

Ömer EKER

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Zeki KARA 2015, 120 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Zeki KARA

Diğer Üyenin Unvanı Adı SOYADI Diğer Üyenin Unvanı Adı SOYADI

Bu çalıĢmada, Konya Ġli Hadim, Bozkır ve Güney Sınır ilçelerinde yoğun olarak yetiĢtirilen, yörede sofralık, kurutmalık ve Ģıralık olarak en çok tercih edilen antik üzüm (Vitis vinifera L.) çeĢitleri „EkĢi Kara‟ ve „Gök Üzüm‟ün ampelografik özellikleri 2012 yılında son Ģekli verilen OIV üzüm ve asma anaç çeĢit tanımlama kriterleri listesinde yer alan 69 asıl tanımlayıcıdan 63‟ü ve 89 tamamlayıcı karakterden 81‟i olmak üzere toplam 144 karakterle tanımlanmıĢtır. „EkĢi Kara‟ çeĢidinde görülen farklı tipler ayrıntılı olarak incelenmiĢ ve farklılıkların sınırlı düzeyde kaldığı tespit edilmiĢtir. OIV kriterlerine göre incelenen üzüm çeĢitlerinin minimal, asıl ve tamamlayıcı tanımları oluĢturulmuĢtur. Özetle incelemelerde kullanılmak üzere her iki çeĢidin minimal tanımları aĢağıda verilmiĢtir.

‘EkĢi Kara’ üzüm çeĢidinin minimal tanımı

Genç sürgün: Sürgün ucu tipi (OIV 001) 5 (Tamamen açık)

Genç sürgün: Sürgün ucunda dik tüy yoğunluğu (OIV 004) 9 (Çok yoğun) Sürgün: Arka arkaya gelen sülük sayısı (OIV 016) 1[Kesikli (2 veya daha az)] Genç yaprak: Aya üst yüzeyinin rengi (4. yaprak) (OIV 051) 4 (Bakırımsı - kızıl) Olgun yaprak: Ayanın Ģekli (OIV 067) 3 (BeĢgen Ģeklinde)

Olgun yaprak: Dilim sayısı (OIV 068) 3 (BeĢ)

Olgun yaprak: Aya üst yüzeyinde antosiyanin renklenme alanı (OIV 070) 3 (1. Dallanma noktasına kadar)

Olgun yaprak: DiĢlerin Ģekli (OIV 076) 3 (Her iki tarafı dıĢbükey)

Olgun yaprak: Sap cebinin açıklık / üst üste binme durumu (OIV 079) 5 (Kapalı) Olgun yaprak: Sap cebi kenarında damarla sınırlanma (OIV 81-2) 1 (Sınırlanma yok) Olgun yaprak: Aya alt yüzeyinde ana damarlar arasında yatık tüylerin yoğunluğu (OIV

(5)

v 084) 5 (Orta)

Olgun yaprak: Aya alt yüzeyinde ana damarlar üzerinde dik tüylerin yoğunluğu (OIV 087) 3 (DüĢük)

Tane: ġekli (OIV 223) 4 (Dar elipsoit) Tozlanma durumuyla değiĢmektedir. Tane: Kabuk rengi (OIV 225) 6 (Mavi siyah)

‘Gök Üzüm’ çeĢidinin minimal tanımı

Genç sürgün: Sürgün ucu tipi (OIV 001) 5 (Tamamen açık)

Genç sürgün: Sürgün ucunda dik tüy yoğunluğu (OIV 004) 9 (Çok yüksek) Sürgün: Arka arkaya gelen sülük sayısı (OIV 016) 1[Kesikli (2 veya daha az)] Genç yaprak: Aya üst yüzeyinin rengi (4. yaprak) (OIV 051) 3 (Bronz) Olgun yaprak: Ayanın Ģekli (OIV 067) 3 (BeĢgen Ģeklinde)

Olgun yaprak: Dilim sayısı (OIV 068) 3 (BeĢ)

Olgun yaprak: Aya üst yüzeyinde antosiyanin renklenme alanı (OIV 070) 2 (Sadece sap bağlantı noktasında)

Olgun yaprak: DiĢlerin Ģekli (OIV 076) 3 (Her iki tarafı dıĢbükey)

Olgun yaprak: Sap cebinin açıklık / üst üste binme durumu (OIV 079) 7 (Üst üste binmiĢ)

Olgun yaprak: Sap cebi kenarında damarla sınırlanma (OIV 81-2) 1 (Sınırlanma yok) Olgun yaprak: Aya alt yüzeyinde ana damarlar arasında yatık tüylerin yoğunluğu (OIV 084) 5 (Orta)

Olgun yaprak: Aya alt yüzeyinde ana damarlar üzerinde dik tüylerin yoğunluğu (OIV 087) 3 (DüĢük)

Tane: ġekli (OIV 223) 3 (Yuvarlak)

Tane: Kabuk rengi (OIV 225) 1 (YeĢil sarı)

(6)

vi ABSTRACT MS THESIS

AMPELOGRAPHIC DESCRIPTION OF EKġĠ KARA AND GÖK ÜZÜM (VITIS

VINIFERA L.)

Ömer EKER

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN HORTICULTURE

Advisor: Prof. Dr. Zeki KARA 2015, 120 Pages

Jury

Prof. Dr. Zeki KARA

Diğer Üyenin Unvanı Adı SOYADI Diğer Üyenin Unvanı Adı SOYADI

In this study, two ancient grape (Vitis vinifera L.) varieties „EkĢi Kara‟ and „Gök Üzüm‟ densely grown in Konya province Hadim, Bozkır and Güney Sınır districts, the most preferred for table, raisins and concentrated grape juice in this area were described by the of 63 from 69 main character and 81 of 89 complementary and totally 144 characters of OIV grape varieties and rootstocks identification criteria of 152 the characters. EkĢi Kara varieties of different types have been examined in detail and it was determined that the differences remained at limited level. According to OIV criteria of analyzed grape varieties minimal, basic and complementary definitions have been created. Minimal definitions of both varieties is given below for summary views. Minimal descriptors of ‘EkĢi Kara’

Young shoot: aperture of tip (OIV 001) 5 (fully open)

Young shoot: density of prostrate hairs on tip (OIV 004) 9 (very high) Shoot: number of consecutive tendrils (OIV 016) 1 (2 or less)

Young leaf: colour of upper side of blade (4th leaf) (OIV 051) 4 (copper - reddish ) Mature leaf: shape of blade (OIV 067) 3 (pentagonal)

Mature leaf: number of lobes (OIV 068) 3 (five)

Mature leaf: area of anthocyanin colouration of main veins on upper side of blade (OIV 070) 3 (up to the 1st bifurcation)

Mature leaf: shape of teeth (OIV 076) 3 (both sides convex)

Mature leaf: degree of opening/overlapping of petiole sinus (OIV 079) 5 (closed) OIV 081-2 Mature leaf: petiole sinus base limited by veins 1 (not limited)

(7)

vii blade 5 (medium)

Mature leaf: density of erect hairs on main veins on lower side of blade (OIV 087) 3 (low)

Berry: shape (OIV 223) 4 (narrow ellipsoid) Differs by pollination. Berry: colour of skin (OIV 225) 6 (blue black)

Minimal descriptors of ‘Gök Üzüm’

Young shoot: aperture of tip (OIV 001) 5 (fully open)

Young shoot: density of prostrate hairs on tip (OIV 004) 9 (very high) Shoot: number of consecutive tendrils (OIV 016) 1 (2 or less)

Young leaf: colour of upper side of blade (4th leaf) (OIV 051) 3 (bronze) Mature leaf: shape of blade (OIV 067) 3 (pentagonal)

Mature leaf: number of lobes (OIV 068) 3 (five)

Mature leaf: area of anthocyanin colouration of main veins on upper side of blade (OIV 070) 2 (only at the petiolar point)

Mature leaf: shape of teeth (OIV 076) 3 (both sides convex)

Mature leaf: degree of opening/overlapping of petiole sinus (OIV 079) 7 (overlapped) Mature leaf: petiole sinus base limited by veins (OIV 081-2) 1 (not limited)

Mature leaf: density of prostrate hairs between the main veins on lower side of blade (OIV 084) 5 (medium)

Mature leaf: density of erect hairs on main veins on lower side of blade (OIV 087) 3 (low)

Berry: shape (OIV 223) 3 (broad ellipsoid) Berry: colour of skin (OIV 225) 1 (green yellow)

(8)

viii ÖNSÖZ

Tez çalıĢmalarım süresince yardımlarını eksik etmeyen akademik kariyerimin oluĢmasında bana derin bilgisiyle yardımcı ve destek olan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi DanıĢman Hocam Sayın Prof. Dr. Zeki KARA‟ya teĢekkürlerimi sunarım.

Bağcılık konusundaki çalıĢmalarım sırasında çok değerli katkılarını gördüğüm Bahçe Bitkileri Bölümü Bağcılık Bilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Ali SABIR‟a teĢekkürlerimi sunarım.

ÇalıĢmalarımın tüm aĢamasında bana yardımcı olan Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü AraĢtırma Görevlisi Kevser YAZAR‟a, Yüksek Lisans öğrencileri AyĢe AKÇAY ve Gürcü ġAHĠN'e teĢekkür ederim.

Uzun ve yorucu laboratuvar çalıĢmalarımda yardım eden, destek veren ve isimlerini burada sayamadığım Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencilerine ve Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Lisans Öğrencileri ile Laboratuvarı çalıĢanlarına Ģükranlarımı sunarım.

Ayrıca ÇalıĢmamızın arazi boyutunda yardım ve desteklerini gördüğüm üreticilerimiz, değerli bağcılarımız Halil ER, Ali BAĞCI, Musa ARSLAN ve Muhsin GÜLEÇ‟e yardımlarından dolayı teĢekkür ederim.

Benim bu günlere ulaĢmamda her türlü maddi ve manevi destekleriyle yanımda olan aileme Ģükranlarımı sunmayı bir borç bilirim.

Ömer EKER KONYA-2015

(9)

ix ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... vi ÖNSÖZ ... viii ĠÇĠNDEKĠLER ... ix ġEKĠL LĠSTESĠ ... ix

ÇĠZELGE LĠSTESĠ ... xii

SĠMGELER VE KISALTMALAR ... xiii

1. GĠRĠġ ... 1

2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 4

2.1. Ampelografik tanımlama kriterlerine göre yapılmıĢ çalıĢmalar ... 4

2.2. DNA testine dayanan çalıĢmalar ... 9

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 12 3.1. Materyal ... 12 3.1.1. EkĢi Kara ... 12 3.1.2. Gök üzüm ... 13 3.2. Metot ... 14 3.2.1. Genç sürgün tanımlayıcıları ... 15 3.2.2. Sürgün tanımlayıcıları ... 17

3.1.3. Genç yaprak tanımlayıcıları ... 22

3.1.4. Olgun yaprak tanımlayıcıları ... 25

3.1.5. OdunlaĢmıĢ sürgün tanımlayıcıları ... 39

3.1.6. Çiçek - çiçek salkımı – salkım tanımlayıcıları ... 42

3.1.7. Tane tanımlayıcıları ... 47

3.1.8. Fenolojik kayıt tanımlayıcıları ... 53

3.1.9. Vegetatif geliĢme tanımlayıcıları ... 55

3.1.10.Abiyotik ve biyotik dayanıklılık tanımlayıcıları ... 57

3.1.11.Tane bağlama ve tane kalite tanımlayıcıları ... 63

3.1.12. Olgun yaprakta N5 damar ve sap cebi tanımlayıcıları ... 65

3.1.10 Olgun yaprakta ampelometrik tanımlayıcılar ... 66

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 74

4.1. Genç sürgün tanımları ... 74

4.2. Sürgün tanımları ... 75

4.3. Genç yaprak tanımları ... 77

4.4. Olgun yaprak tanımları ... 78

4.5. OdunlaĢmıĢ sürgün verileri ... 84

4.6. Çiçek - çiçek salkımı – salkım tanımları ... 86

4.7. Salkım tanımları ... 87

4.8. Tane verileri ... 89

4.9. Çekirdek tanımları ... 91

4.10. Fenolojik değerlerin tanımları ... 92

4.11. Tane bağlama ve tane kalite tanımlatıcıları ... 93

4.12. Abiyotik ve biyotik dayanıklılık tanımları ... 94

4.13. Olgun yaprak ampelometrik tanımları ... 95

(10)

x

5.1. Sonuçlar ... 97

5.2. Öneriler ... 98

KAYNAKLAR ... 100

(11)

xi ġEKĠL LĠSTESĠ

ġekil 3.1. EkĢi Kara [(Sofralık hasat edilmiĢ salkım (solda), salamuralık yaprak (ortada),

çerezlik kurutulmuĢ ürün (sağda)]. ... 12

ġekil 3.2.Gök üzüm [(Hevenklik hasat (solda), YeĢil renkli çerezlik (ortada) ve sofralık (sağda)]. ... 14

ġekil 3.3. Sürgün ucu tipleri. ... 16

ġekil 3.4. Sürgün ucu ... 16

ġekil 3.5. Tüy tipleri. ... 17

ġekil 3.6. Sürgün duruĢ tipleri ... 19

ġekil 3.7. KıĢlık tomurcuk ... 21

ġekil 3.8. Sürgün ... 21

ġekil 3.9. Sürgünde sülük dağılımı ... 22

ġekil 3.10.Sürgün sülük uzunluğu ... 22

ġekil 3.11.Sürgünde yaprak dağılımı. ... 23

ġekil 3.12. Ana damarlar (N1,N2,N3) ... 24

ġekil 3.13.Olgun yaprak ayası. ... 29

ġekil 3.14.Yaprak aya tipleri. ... 30

ġekil 3.15. Yaprak dilimleri. ... 30

ġekil 3.16. Olgun yaprak damarlar ve çatallanma. ... 31

ġekil 3.17. Yaprakta büzülme. ... 31

ġekil 3.18. Yaprak enine kesiti. ... 32

ġekil 3.19. Dalgalanma durumu. ... 32

ġekil 3.20. Yaprak enine kesiti profilleri. ... 32

ġekil 3.21. Yaprak diĢ Ģekilleri. ... 33

ġekil 3.22. DiĢ tespitinde dikkat edilecek alan. ... 33

ġekil 3.23. Sap cebinde açıklık-kapalılık. ... 34

ġekil 3.24. Sap cebinin Ģekli. ... 34

ġekil 3.25. Sap cebinde diĢ. ... 35

ġekil 3.26. Damarla sınırlanma. ... 35

ġekil 3.27. Üst yan cep tipleri. ... 35

ġekil 3.28. Üst yan ceplerin taban tipleri. ... 36

ġekil 3.29.Üst yan cep diĢ varlığı. ... 36

ġekil 3.30. Aya alt yüzeyinde ana damarlar arasında yatık tüy yoğunluğu tipleri. ... 36

ġekil 3.31. Aya alt yüzeyinde ana damarlar arasında dik tüy yoğunluğu tipleri. ... 37

ġekil 3.32. Aya alt yüzeyinde ana damarlar üzerinde yatık tüy yoğunluğu tipleri ... 37

ġekil 3.33. Aya alt yüzeyinde ana damarlar üzerinde dik tüy yoğunluğu tipleri. ... 38

ġekil 3.34. Aya üst yüzeyi. ... 38

ġekil 3.35. Ana damar uzunluğu ve sap uzunluğu. ... 39

ġekil 3.36. Olgun yaprakta üst yan ceplerde derinlik tipleri. ... 39

ġekil 3.37. OlgunlaĢmıĢ sürgün enine kesitleri ... 40

ġekil 3.38. OdunlaĢmıĢ sürgün yüzey yapıları ... 41

ġekil 3.39. OdunlaĢmıĢ sürgün boğum üzeri ... 41

ġekil 3.40. OdunlaĢmıĢ sürgün boğum arası ... 42

ġekil 3.41. Çiçek tipleri ... 43

ġekil 3.42. Sürgün ... 44

ġekil 3.43. Salkım boyu ... 45

ġekil 3.44. Salkım eni ... 45

(12)

xii

ġekil 3.46. Salkım sap uzunluğu ... 46

ġekil 3.47. Salkım Ģekilleri ... 46

ġekil 3.48. Salkım kanat sayısı ... 47

ġekil 3.49. Tane uzunluğu ... 49

ġekil 3.50. Tane geniĢliği ... 49

ġekil 3.51. Tane iriliğinin bir örnekliği ... 49

ġekil 3.52. Tane Ģekilleri ... 50

ġekil 3.53. Tane sap uzunluğu ... 52

ġekil 3.54. Tane sap kopma direnci ... 52

ġekil 3.55. Çekirdek uzunluğu ... 52

ġekil 3.56. Çekirdeğin sırt tarafı ... 53

ġekil 3.57. Tomurcuk ... 54

ġekil 3.58. Koltuk sürgünü ... 56

ġekil 3.59. Olgun yapraklar üzerinde filokseranın neden olduğu ĢiĢkinlikler (galler) 61 ġekil 3.60. N5 damar uzunluğu ... 65

ġekil 3.61. Sap cebinin üst üste binme durumları ... 73

ġekil 3.62. N1 damar uzunluğu ... 68

ġekil 3.63. N2 damar uzunluğu ... 68

ġekil 3.64. N3 damar uzunluğu ... 68

ġekil 3.65. N4 damar uzunluğu ... 69

ġekil 3.66. Sap cebinden üst yan cebe olan mesafe ... 69

ġekil 3.67. Sap cebinden alt yan cebe olan mesafe ... 69

ġekil 3.68. N1 ve N2 damarları arasındaki açının ölçüsü ... 69

ġekil 3.69. N2 ve N3 damarları arasındaki açının ölçüsü ... 69

ġekil 3.70. N3 ve N4 damarları arasındaki açının ölçüsü ... 71

ġekil 3.71. N3 ile sap bağlantı noktası ve N5‟in ucundaki diĢe teğet açının ölçüsü ... 71

ġekil 3.72. N2 diĢ uzunluğu ... 71

ġekil 3.73. N2 diĢ geniĢliği ... 72

ġekil 3.74. N4 diĢ uzunluğu ... 72

ġekil 3.75. N4 diĢ geniĢliği ... 72

ġekil 3.76. N2 ucundaki diĢ ile N2 den ayrılan ilk dallanmanın ucundaki diĢ arasındaki diĢ sayısı ... 73

ġekil 3.77. N2 ucundaki diĢ ile N2 den ayrılan ilk dallanmanın ucundaki diĢ arasındaki mesafe ... 73

ġekil 4.1. Genç sürgün tipleri ... 75

ġekil 4.2.Olgun yaprak tipleri. ... 83

ġekil 4.3. OdunlaĢmıĢ sürgün tipleri. ... 86

ġekil 4.4. Çiçek Tipleri. ... 87

ġekil 4.5. Salkım tipleri. ... 88

ġekil 4.6. Tane tipleri ... 91

(13)

xiii

ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Çizelge 1.1. Deneme alanına en yakın meteorolok istasyon olan Karaman ili iklim

verileri ... 3

Çizelge 3.1. Genç sürgün tanımlayıcıları ... 15

Çizelge 3.2. Sürgün tanımlayıcıları ... 17

Çizelge 3.3. Genç yaprak tanımlayıcıları ... 22

Çizelge 3.4. Olgun yaprak tanımlayıcıları ... 25

Çizelge 3.5. OdunlaĢmıĢ sürgün tanımlayıcıları ... 40

Çizelge 3.6.Çiçek-Çiçek salkımı-Salkım tanımlayıcıları ... 42

Çizelge 3.7. Tane tanımlayıcıları ...47

Çizelge 3.8. Fenolojik kayıt tanımlayıcıları ... 53

Çizelge 3.9. Vegetatif geliĢme tanımlayıcıları ... 55

Çizelge 3.10. Abiyotik ve biyotik dayanıklılık tanımlayıcıları ... 62

Çizelge 3.11. Meyve bağlama ve meyve kalite tanımlayıcıları ... 63

Çizelge 3.12. Olgun yaprakta damar tanımlayıcıları ... 65

Çizelge 3.13. Olgun yaprakta ampelometrik tanımlayıcılar ... 66

Çizelge 4.1. EkĢi Kara ve Gök üzüm çeĢitlerinin genç sürgün tanımları ... 74

Çizelge 4.2. EkĢi Kara ve Gök üzüm çeĢitlerinin sürgün tanımları ... 76

Çizelge 4.3. EkĢi Kara ve Gök üzüm genç yaprak tanımları ... 77

Çizelge 4.4. Olgun yaprak tanımları ... 80

Çizelge 4.5. OdunlaĢmıĢ sürgün tanımları ... 85

Çizelge 4.6. Çiçek - çiçek salkımı – salkım tanımları ... 86

Çizelge 4.7. Salkım tanımları ...88

Çizelge 4.8. Tane tanımları ... 90

Çizelge 4.9. Çekirdek tanımları ... 92

Çizelge 4.10. Fenolojik değerlerin tanımları ... 93

Çizelge 4.11. Meyve bağlama ve meyve kalite tanımları ... 93

Çizelge 4.12. Abiyotik ve biyotik dayanıklılık tanımları ... 94

Çizelge 4.13. Olgun yaprakta ampelometrik tanımları ... 95

Çizelge 5.1. Ampelografik tanımlayıcı kriterler ... 97

(14)

xiv KISALTMALAR

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri

FAO : Food and Agriculture Organization of the United Nations MKB : Milli Koleksiyon Bağı

OIV : Office International de la Vigne et du Vin

UPOV : International Union for the Protection of New Varieties of Plants IBPGR : International Board for Plant Genetic Resources

PML : Preliminary Minimal List E : East W : West N : North S : South t : Ton ha : Hektar SU : Sürgün ucu OL : Olgun yaprak

NMR : Nükleer manyetik rezonans

HMNMR: High-resolution mass nuclear magnetic resonance

B : Blanc Rg : Kırmızı-Mor N : Noir SĠMGELER N : Yaprak Uzunluğu N1 : Ana Damar N2 : Üst Yan Damar

N3 : Alt Yan Damar

N4 : N3 damarından ayrılan ilk sekonder damar (petiolar damar)

O : Yaprak sapı bağlantı noktası

(15)

1. GĠRĠġ

Dünyanın bağcılık için en elveriĢli iklim kuĢağı üzerinde yer alan ülkemiz; asmanın gen merkezlerinin kesiĢtiği ve ilk kez kültüre alındığı coğrafyanın merkezindeki konumundan dolayı, çok eski ve köklü bir bağcılık kültürü ile zengin bir asma gen potansiyeline sahiptir. YaklaĢık 7-8 bin yıl önce Anadolu‟da kültüre alınan asma, bu topraklar üzerinde hüküm süren tüm uygarlıkların en fazla değer verdikleri kültür bitkisi olma özelliğini günümüze kadar korumuĢtur. Ülkemizin toplam tarım alanlarının % 2.7'si bağlarla kaplı olup, üzüm üretimi tüm bağ-bahçe ürünleri içinde % 2'lik bir paya sahiptir (Anonim, 2015).

Konya ilinde bağcılık Antik çağlardan günümüze uzanmaktadır. Ereğli ilçesi Ġvriz mevkiindeki taĢ kabartma tabiat anıtı ile Aladağ Vadisindeki Antik eserlerde bağ ve üzüm resmedilmektedir. Konya‟da halen 99.061 da bağ alanında 61.535 ton üzüm üretilmekte olup bunun %51‟i çekirdekli kurutmalık, %48‟i çekirdekli sofralık, %1.5‟i Ģıralık-Ģaraplık, %0.5‟i çekirdeksiz sofralık ve kurutmalıktır. Üzüm üretiminden yıllık olarak 44.489.805 $ gelir sağlanmaktadır. Hadim %54 (24.140.970 $) ile üzümden elde edilen gelirin en çoğunu alır. Kalan miktarın %13‟ünü (5.899.680 $) Bozkır, %12‟sini (5.176.680 $) Güneysınır ilçeleri alırken diğer 25 ilçenin üzüm gelirinden aldığı pay %21 düzeyindedir (Kara, 2015).

Günümüzde modern bağ örneklerine hemen her ilçede değiĢik boyutlarda rastlansa da mevcut bağların çoğu yaĢlı, geleneksel niteliklerini koruyan yapıdadır. Dekara üzüm verimi Hadim (918 kg da-1), Meram, Akören, Derebucak, Güneysınır,

SeydiĢehir (500 kg da-1), Bozkır ve TaĢkent (400 kg da-1), AkĢehir (350 kg da-1

) ve Ahırlı (200 kg da-1) Ģeklinde sıralanmaktadır. Özellikle Hadim, Bozkır ve Güneysınır

ilçelerinde birçok köy ve beldenin asıl geçim kaynağını bağ ürünleri oluĢturmaktadır. Bununla birlikte tüm bağ alanları filoksera (Daktulosphaira vitifoliae) ve asma kanseri (Agrobacterium vitis) ile bulaĢıktır. Son yıllarda farklı kaynaklardan gelen fidanlarda Esca hastalığına da rastlanmaktadır (Kara, 2015).

Yöresel anlamda yeni bir bağ tesisi öncesinde çeĢit, sıra aralık mesafesi, terbiye sistemi vb seçimi ile kültürel uygulamalar o alandaki bağcılığın karakteristiklerini ifade eder ki bu kısaca "terroir" kavramı ile tanımlanmaktadır. Konya terroiri toprak tipi, hava koĢulları, üzüm üretimi ve hatta endüstriyel ürünlere iĢleme usulünü içermektedir. Kavramın bileĢenlerini mezoklima, toprak tipi, jeolojik yapı, bağların yöneyi, eğimi, güneĢlenme süreleri, deniz seviyesinden yükseklikleri, bağdaki kültürel uygulamalarla bağ ürünlerinin teknolojik ürünlere iĢlenme uygulamalarını kapsar. Bu yönü ile Konya Ġlinde bağ alanları Göksu-Aladağ Vadisi, SeydiĢehir BeyĢehir Gölü havzası, AkĢehir Gölü-Tuzlukçu havzası, Meram, Akören bağları, Ereğli-Karadağ bağ alanları olarak gruplandırılabilir. Tüm bu alanların ortak özelliği ise bağların küçük parsellerden oluĢması, hemen her bağda çok fazla üzüm çeĢidine yer verilmesi, üretimle aile ihtiyaçlarının karĢılanmasının öncelik alması olarak sıralanabilir (Kara, 2015).

Göksu nehrinin yukarı havzalarından birisini oluĢturan Aladağ Vadisi‟nde 800 m‟den 1500 m‟ye kadar olan yükseltilerde bazı yerleĢim yerlerinde bağcılık halen ekonomik bir faaliyet olmak üzere yörenin temel gelir kaynağını oluĢturmaktadır. Konya‟da üretilen üzüm, öncelikle lokal pazar ihtiyaçlarını temin maksadıyla sofralık

(16)

olarak pazarlanmaktadır. Bunun yanı sıra üretimde en çok yer alan EkĢi Kara ve Gök üzüm çeĢitlerinin her ikisi de kurutmalık nitelikleri ile de öne çıkmaktadır. Ayrıca pekmez ve diğer geleneksel üzüm ürünleri yörede geçmiĢten geleceğe bir kültür köprüsü niteliği taĢımaktadır.

Son yıllarda pazar taleplerindeki değiĢim üretilen üzüm çeĢitlerinin de değiĢimini zorlamıĢtır (Kara ve Beyoğlu, 1995; Kara ve ark., 2011, EĢitken ve ark., 2012). Bu kapsamda onları aĢan yeni çeĢit kamu ve özel sektör tarafından getirilmiĢ ancak ekolojinin ortaya koyduğu iklim ekstremleri nedeniyle hiçbir çeĢit geleneksel çeĢitlerin yerini alabilecek ve çoğunlukla varlığından uzun yıllar söz ettirebilecek nitelik göstermemiĢtir.

Konya Ġklimi

Konya, coğrafi olarak 36º41' ve 39º16' Kuzey Enlemleri ile 31º14' ve 34º26' Doğu Boylamları arasında yer alır. Yüz ölçümü 38.257 km2'dir. Ġl merkezinde denizden yükseklik 1031 m‟dir. Yıllık ortalama sıcaklık 13.2ºC olup bu değer bağcılık için ideal kabul edilen 11-16ºC arasındadır. GeliĢme döneminde (1 Nisan-31 Ekim arası)‟ndaki ≥10 ºC etkili sıcaklık toplamı (EST) 1462 gd‟dir. En düĢük ortalama sıcaklık -15.7ºC (6.1.1942), en yüksek sıcaklık 40.4ºC (‘10-15)‟dir. GeliĢme döneminde günlük ortalama sıcaklığın ≥10ºC olduğu günler sayısı 214‟dir. KıĢ donları ve EST değerleri itibariyle bağcılık için engel oluĢturmayan ilde, sonbahar erken donları ve ilkbahar geç donları ekstrem yıllarda zarar yapabilmektedir. 10/Mart-15/Mayıs tarihleri arası geç donlar için en riskli dönemdir. Ortalama değerler olarak nispi nemi % 54.5 ve yıllık toplam yağıĢ 331.19 mm‟dir. Konya Ġli bilinen sınıflandırma metotlarına göre kurak-yarı kurak, kıĢları soğuk, yazları sıcak, su fazlası olmayan, kara tesirine yakın bir iklime sahiptir (Anonim, 2014). Bu veriler özellikle yörede hastalık ve zararlı popülasyonunu da etkilediğinden organik bağcılık yönüyle fırsata dönüĢtürülebilme potansiyeli barındırmaktadır.

1980‟lerden itibaren Tekirdağ Bağcılık AraĢtırma Enstitüsü‟nde oluĢturulan „Milli Koleksiyon Bağı‟na Konya‟dan 50 çeĢit alınmıĢtır. Üzüm çeĢitlerinin isimlendirilmesinde homonim ve sinonimden kaynaklanan kargaĢa vardır. Ak, Büzgülü, Dimrit, Kara, Parmak gibi isimlerle anılan çeĢitlerde homonim ve sinonim birlikte olup mevcut bağlarda aynı çeĢit farklı isimlerle anıldığı gibi ayni isimli birden çok çeĢide de rastlanmaktadır. Diğer taraftan geleneksel bağ alanlarının terk edilmesi, ĢehirleĢme, bağ hastalık ve zararlıları gibi etkenler genetik materyalde önemli kayba neden olmaktadır (Kara ve ark., 1998).

Bu çalıĢma ile yöre ve ülke bağcılığına katkı sağlanabilmesi maksadıyla EkĢi kara (Sinonimleri; Erkek üzüm, Kara oğlan, Keçimen, Ġri Kara) ve Gök üzüm (Sinonimi: Göğ üzüm) çeĢitlerinin ampelografik özellikleri uluslararası tanımlama kriterlerine göre tespit edilmiĢtir. Üzerinde çalıĢılan çeĢitlerin potansiyellerinin daha iyi değerlendirilebilmesi ve üzerinde klon seleksiyonu çalıĢmaları yapılmasında temel materyal ve veri üretilmesi asıl amaç olarak benimsenmiĢtir.

(17)

Çizelge 1.1. Deneme alanına en yakın meteorolok istasyon olan Karaman ili iklim verileri

Ölçümler Yıllar Ocak ġub. Mart Nisan May. Haz. Tem. Ağu. Eyl ül

Ekim Kas. Ara. Aylık Kar örtülü gün sayısı ‘10-15 6 6 3 1 3 Aylık kar yağıĢlı günler sayısı ‘10-15 2 1 1 Maksimum Kar kalınlığı (cm) ‘10-15 10 15 25 47 15 Aylık maksimum rüzgar hızı ‘10-15 /SSE 18.2 20.9 /SSE 22.5 /S 23.8 /SSE 22.3 /SS W 19.1 /WN W 12.9 /N 15.3 /N 13. 6 /W 16.4 /S 11.9 /SSE 17.5 /WN W Aylık max. sıcaklığın 30ºC üzerinde olduğu gün sayısı ‘10-15 1 10 20 17 7 Aylık max. sıcaklık ‘10-15 18.4 22.1 23.4 27.9 32.0 35.6 39.6 40.4 34. 4 28.5 24.8 22.3 Aylık max. Sıcaklığın -1ºC ve küçük olduğu gün sayısı ‘10-15 19 14 9 3 9 12 Aylık min. Sıcaklık ‘10-15 -15.7 -23.1 -6.6 -1.3 1.1 8.2 12.0 9.3 4.8 -3.1 -9.8 -15.3 Aylık min. Top. Üstü sıcaklığı ‘10-15 -18.5 -22.1 -11.1 -4.0 -3.8 5.8 8.5 5.7 1.0 -6.4 -12.4 -17.9 Aylık ortalama nisbi nem (%) ‘10-15 74,9 67,64 57,32 53,44 49,76 42,42 35,9 35,68 41, 62 56,92 66,44 72,02 Aylık ortalama rüzgar hızı (m_sec) ‘10-15 1.88 0.91 1.45 1.86 1.41 1.76 1.78 1.7 1.2 5 0.58 0.75 0.95 Aylık ort. Sıc. 10ºC ve üzerinde old. Gün sayısı ‘10-15 2 10 22 29 30 30 30 29 22 8 2 Aylık ortalama sıcaklık (ºC) ‘10-15 2,74 3,88 6,38 12,52 17,16 21,54 25,3 24,36 20, 04 12,7 7,08 3,74 Aylık ort. Toprak üstü min. Sıcaklık (ºC) ‘10-15 -3.9 -5.2 -3.4 1.6 6.4 10.4 13.4 11.7 7.6 -0.1 -4.0 -7.1 Aylık ortalama yağıĢ (mm) 2010 37.6 39.4 37.7 41.5 34.3 16.3 0.66 1.96 9.6 34.2 32.1 45.4 Aylık toprak üstü min. Sıcaklıkların toplamı (ºC) 2010 -2.23 -2.21 -0.45 3.24 7.6 11.5 15.2 13.86 9.2 6 3.74 -0.1 -1.98

(18)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Ampelografi kelimesi yunanca "ampelos" asma ve "graphe" tanımlama kelimelerinden oluĢmakta ve ampelografi terimi de asmanın tanımlanması ile uğraĢan bilim dalını ifade etmektedir (Oraman, 1959).

Morton (1979)'a göre, 19. yüzyıldan önceki ampelografik çalıĢmalar çok kısa olup yazarlar sadece kültürü yapılan çeĢitler üzerinde durmuĢlar ve bunların sadece birkaç özelliğini belirtmiĢlerdir. 19. yüzyılın ikinci yarısında 1852'de külleme, 1863'de floksera, 1885'de siyah çürüklük, 1897'de mildiyö, hastalık ve zararlılarının Amerika'dan Avrupa'ya taĢınıp bulaĢmasıyla bunlara dayanıklı tür ve çeĢitlerin daha ayrıntılı botanik tanımlamalara gerek duyulmuĢtur.

Üzüm çeĢitlerinin tanımlanması asma kültürü kadar eski olup, günümüze kadar bu konuda yurt içinde ve yurt dıĢında birçok çalıĢma yapılmıĢtır. Yerli üzüm çeĢitlerimizin ampelografik özelliklerinin belirlenmesine yönelik çalıĢmaların Cumhuriyet döneminde baĢladığı ve ilk yayının da Ahmet Hamdi'nin (1926) Pratik ve Teorik Bağcılık olduğu söylenebilir (Uzun, 1987a). Ampelografi konusunda yurt içinde ve yurt dıĢında yapılan çalıĢmalar aĢağıda sunulmuĢtur.

2.1. Ampelografik tanımlama kriterlerine göre yapılmıĢ çalıĢmalar

Oraman (1937), Ankara'da yetiĢen baĢlıca üzüm çeĢitlerinin ampelografik özelliklerini omcaların geliĢme kuvvetini, verimliliğini, sonbahar yaprak rengini, yaprak dökümünü ve gözlerini incelemiĢtir.

Oraman ve Aksoy (1945,1946a ve 1946b), ülke bağcılarının genel durumunu incelerken ekonomik önemi bulunan üzüm çeĢitlerinin Yüksek Ziraat Enstitüsü Bağ Bahçe Kürsüsü Koleksiyon Bağında toplayarak bunların morfolojik ve fizyolojik özellikleriyle çeĢit seçiminde önem arz eden çiçek biyolojilerini incelemiĢlerdir.

Kısakürek (1950), Güneydoğu Anadolu ve özellikle Gaziantep baĢta olmak üzere MaraĢ, Malatya ve Urfa illerinde sinonimleri de dâhil olmak üzere 84 üzüm çeĢidini tespit etmiĢ ve bunlardan 27'sinin ayrıntılı ampelografisini vermiĢtir.

Kısakürek (1956), Ġzmir ve Manisa illeri bağcılığının genel durumunu incelemiĢtir. Bu illerde yetiĢtirilen 40'a yakın sofralık üzüm çeĢitleri arasından standart özellikte olanları ayırt ederek bunların ampelografik vasıflarını tespit etmiĢtir.

ĠĢtar (1959), Akdeniz Bölgesi bağcılığını coğrafik, jeolojik ve ekolojik bakımdan incelemiĢ, bağcılığın geliĢtirme olanaklarını araĢtırmıĢ, yörede uygulanan bağcılık tekniği hakkında bilgi vermiĢtir. Mersin bağcılığının ova, Toros etekleri ve yayla bağcılığı olarak 3 kısımda değerlendirerek buralarda yetiĢtirilen 19 üzüm çeĢidini ayrıntılı olarak tanımlamıĢ; yöre bağcılığının geliĢtirmesi için alınması gerekli önlemleri sıralamıĢ; Seyhan, Hatay ve Antalya'da yetiĢtirilen 17 üzüm çeĢidini kısaca tanımlamıĢtır.

Dağlı (1962), Ege Bölgesi‟nde özellikle orta mevsimde olgunlaĢan üzüm çeĢitlerine alternatif olarak melezleme yapmak suretiyle elde edilen erkenci sofralık üzüm çeĢitlerinin fenolojik ve ampelografik özelliklerini belirtmiĢtir.

ĠĢtar (1968), Erzincan Ġlinin genel coğrafi durumu ve iklim faktörlerinin bağcılık bakımından önemini, bağcılık tekniği, bağ alanları ve üretim durumu ile yörede bağcılığının geliĢtirme olanaklarını araĢtırmıĢ; ilde yetiĢtiriciliği yapılan 20 kadar üzüm çeĢidinden 10 tanesinin kısa tanımlamasını ve uygun değerlendirme Ģeklini belirlemede büyük önem taĢıyan kuru madde ve toplam asit değerlerini vermiĢtir.

(19)

Özkaban ve Özkaban (1968), yaptıkları çalıĢmada Marmara Bölgesi'nin sofralık standart çeĢitlerinden MüĢküle, Razakı ve Değirmendere Siyahının ampelografik özelliklerini incelemiĢlerdir. Buna ilaveten bir yörede çeĢit önerisinde öncelikle dikkate alınması gereken çeĢitlerin fenolojik dönemleri arasındaki gün sayıları ve sıcaklık toplamlarını belirlemiĢlerdir.

Oraman ve Ağaoğlu (1969), Türkiye bağ bölgelerini ele alarak Türkiye bağcılığının genel durumunu incelemiĢlerdir. Türkiye'de yetiĢtirilen 273 adet üzüm çeĢidinin kısa ampelografilerini vermiĢlerdir.

Fidan (1973), Ankara Üniversitesi Bağ-Bahçe Kürsüsü AraĢtırma Bağı'nda bulunan Aydın ili Nazilli ilçesinde yaygın olarak yetiĢtiriciliği yapılan ve iyi bir sofralık çeĢit olan Kayırcık üzümünün ayrıntılı olarak ampelografik özelliklerini belirlemiĢ, standartlara girmesi durumunda taze üzüm dıĢ satımında geççi bir çeĢit olarak önem kazanacağını belirtmiĢtir.

Fidan (1975), Papaz Karası, Öküzgözü ve Merzifon Karası Ģaraplık üzüm çeĢitlerinin ampelografik özelliklerini tespit etmiĢtir. Omcalarda tomurcukların sürme tarihi, sürgün ucu, tüylülük, sürgün, sülükler, olgun yaprak, çiçeklenme, çiçek tipi, salkım, tane, çekirdek, verimlilik, büyüme, bir senelik çubuk ve gözleri incelemiĢtir.

Fidan ve Tamer (1976), Furmint ve Semillon üzüm çeĢitlerinin ampelografileri üzerinde yapmıĢ oldukları çalıĢmada her iki çeĢidin de Ankara koĢullarına iyi adapte olduğunu belirlemiĢlerdir. ÇeĢitlerin sürgün ucu tipi, tüylülük durumu, yaprak, diĢlerin Ģekli, sülüklerin durumu, olgun yaprak büyüklüğü, çiçek tipi, salkım Ģekli, çekirdek sayısı, tane sap uzunluğu, tane en ve boyu, omcanın geliĢmesi ve verimliliği ile değerlendirme Ģekli gibi ampelografik özellikleri üzerinde çalıĢmıĢlardır.

Galet (1976), Fransa'da bölgelere göre yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerini 4 ciltlik bir eserde toplamıĢtır. AraĢtırıcı ampelografinin esaslarını belirlemiĢ ve temel kriterleri ele almıĢtır.

Fidan (1985), "Özel Bağcılık" adlı eserinde bağcılığın tarihçesine değinmiĢ ülkemiz bağ bölgeleri ve buralarda yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerini belirlemiĢ; 20 önemli üzüm çeĢidinin ayrıntılı olarak tanımlamasını yapmıĢ ve bu çeĢitlerin sürgün, olgun yaprak, çiçek, salkım, tane ve çekirdeklerinin fotoğraflarını vermiĢtir.

Marasalı (1986), Ankara koĢullarında yetiĢtirilen yerli standart üzüm çeĢitlerimizden olan bazı sofralık, Ģaraplık ve kurutmalık çeĢitlerin ampelografik özelliklerini incelemiĢtir. Ampelografik özelliklerin belirlenmesinde IBRGR Üzüm Tanımlayıcıları metodunun "Tanımlama ve Ön Değerlendirme Verileri"ni esas almıĢ, yaprakların ampelografik özelliklerini belirlemiĢtir.

Fidan ve ark. (1986a) Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ürünleri Teknolojisi Bölümü Ģaraplık üzüm deneme bağında yetiĢtirilen Cabernet Sauvignon üzüm çeĢidinin ampelografik özelliklerini inceleyerek bu çeĢitte tomurcukların sürme tarihinden baĢlamak üzere yaprak dökümüne kadar, vegetasyon süresinde geçirdiği aĢamaları ele alarak belirlemiĢ ve fotoğraflarını vermiĢlerdir.

Fidan ve ark. (1986b), Aris üzüm çeĢidinin ayrıntılı ampelografisi ve Ģaraplık değerinin saptanması üzerinde yaptıkları araĢtırmada, Aris'in kuvvetli büyüyen, bir yıllık dallarını ve üzümünü çok erken olgunlaĢtıran dolayısıyla, dona, mildiyö, külleme ve filokseraya dayanıklı beyaz Ģaraplık bir üzüm çeĢidi olduğunu kaydetmiĢlerdir.

Çelik ve OdabaĢ (1989), Amasya Merkez Ġlçeye bağlı Uygur ve Çiğdemlik köylerinde yetiĢtirilen ÇavuĢ, Sarı devek, Kazova, ġam ve Abalıkoca çeĢitlerinin ampelografik, fenolojik özellikleri ile kuru madde-asit oranlarını belirlemiĢlerdir. Ayrıca Abalıkoca üzüm çeĢidinin iki farklı tipini ortaya çıkartmıĢlardır.

Calo ve ark. (1991), Ġtalya'da bazı üzüm çeĢitleri üzerinde yaptıkları 3 yıllık bir çalıĢma sonucunda elde ettikleri verim, ampelografik ve biyokimyasal özelliklere ait

(20)

verileri karĢılaĢtırmıĢlardır. Farklı isimlerle anılan bazı çeĢitlerin aslında aynı çeĢit olduğu, küçük farklılıkların ise tamamen çevre koĢullarından kaynaklandığını bildirmiĢlerdir.

Kara (1990), Tokat yöresinde yetiĢtirilen 44 farklı üzüm çeĢidinin ampelografik özelliklerini IBRGR (International Board for Plant Genetic Resources)'nin "Üzüm Tanımlayıcıları" metoduna göre belirlemiĢtir. AraĢtırmada çeĢitlerin sürgün, genç yaprak, olgun yaprak, çubuk, çiçek salkımı, üzüm salkımı, tane ve çekirdek, fenoloji, büyüme, verim ve kaliteye iliĢkin özelliklerini tespit etmiĢtir.

Uslu (1990), ülkemizin gereksinim duyduğu standart özellikte ilk ve son turfanda üzüm çeĢitleri ile çekirdeksiz iri taneli çeĢitlerin elde edilmesi amacıyla baĢlattığı ıslah çalıĢmasında elde ettiği çeĢitleri kısaca tanımlamıĢtır.

Blazina (1991), Batı Slovenya'nın Vivapa Ģarapçılık bölgesinde beyaz Ģarap üretiminde kullanılan Zelen varyetesinin botanik, kültürel ve kalite özelliklerini OIV(Office Internationale de la Vigne et du Vin) normlarını kullanarak tanımlamıĢ ve çeĢitten üretilen Ģarabın yüksek bir kaliteye sahip olduğunu bildirmiĢtir.

Çelik ve OdabaĢ (1991), Kastamonu Ġli Tosya Ġlçesi‟nin iklim faktörleri ve bunların bağcılığa olan etkilerini, bağlarda uygulanan teknik ve kültürel uygulamalar ile ilçede yetiĢtirilen önemli üzüm çeĢitlerinden 7'sinin ayrıntılı tanımlarını yapmıĢlar; derim sonrası ürünlerin kuru madde, asit ve olgunluk indekslerini belirlemiĢlerdir.

Bowers ve ark. (1993), California'daki bağlarda yetiĢtirilen 43 Ģaraplık üzüm çeĢidinin ampelografik özelliklerini DNA parmak izi yöntemine göre tanımlamıĢlardır.

Gürsöz (1993), Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) içerisinde yer alan illerin mevcut bağcılık durumları ve yetiĢen üzüm çeĢitlerin bazı ampelografik özellikleri üzerinde yaptığı araĢtırmada bölge bağcılığı ve üzüm çeĢitleri hakkında tespitler sunmuĢtur. AraĢtırmada tespit ettiği çeĢitleri IBPGR'nin "Üzüm Tanımlayıcıları" metoduna göre tanımlamıĢtır.

Kaplan (1994), Diyarbakır ve Mardin Ġli bağcılığı ve uygulanan bağcılık tekniği ile yetiĢtiriciliği yapılan 53 üzüm çeĢidinin tanımlanmasını IBPRG'ye göre yapmıĢ; bu çeĢitlerin tanımının V. vinifera L. türüne ait olduğunu belirlemiĢtir.

Dursun (1994), Kırıkkale Ġli Delice Ġlçesi bağcılığını ve yörede uygulanan bağcılık tekniğini araĢtırmıĢ, bağcılığın geliĢtirilmesi için alınması gerekli önlemleri sıralamıĢ, burada yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerinin tanımlamalarını IBPGR yöntemine göre yapmıĢtır.

Kara ve Beyoğlu (1995), Konya Ġli BeyĢehir Ġlçesi‟nde yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerin tanımlanmasında IBPGR ile OIV tarafından oluĢturulan normlardan (IBPGR, 1983) yararlanmıĢlardır.

Akın ve ark. (1995), Konya Ġlinin Hadim, Akören ve Güneysınır ilçelerinde yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerinin ampelografik özelliklerinin IBPGR yöntemine (Anonymous, 1983) göre belirlemiĢ; yörede yaygın olarak yetiĢtiriciliği yapılan üzüm çeĢitlerinin göz verimliliklerini araĢtırarak bazı çeĢitler için kısa, bazı çeĢitler için ise uzun budama önerilerinde bulunmuĢlardır.

Ecevit ve Kelen (1999), Isparta Ġli Atabey Ġlçesi üretici bağlarında yetiĢtiriciliği yapılmakta olan Burdur Dimitri, Siyah Dimrit, Ak Dimrit, Pembe Gemre, Siyah Gemre, Razakı, Danagözü, Acıkara, Kadınparmağı, Sarıemin, Tilkikuyruğu, Arap Büzgülü ve Siyah Büzgülü üzüm çeĢitlerinin uluslararası normlara göre ampelografik özellikleri belirlemiĢlerdir. Ampelografik özelliklerinin belirlenmesinde uluslararası yöntem birliği sağlamak amacıyla IBPGR (The International Board for Plant Genetic Resources, Italy), OIV (Office International de la Vigne et du Vin, Paris, France) ile UPOV (The International Union for the Protection of New Varieties of Plants Geneva, Switzerland)

(21)

tarafından ortaklaĢa kabul edilen ve 1983 yılında “Descriptors for Grape” (IPGRI, 1983) adı altında yayınlanan tanımlama normlarından yararlanılmıĢtır.

Ergenoğlu ve Ünal (2000), Malatya ve Elazığ illeri bağcılığını incelemiĢ, Malatya'da 20, Elazığ'da 15 üzüm çeĢidinin sürgün, genç ve olgun yaprak, çubuk salkım, tane, çekirdek özellikleri, kullanım amacı, çeĢit sinonimleri ve fenolojik özelliklerini IBPGR, OIV ve UPOV tarafından hazırlanan yönteme göre belirlemiĢlerdir.

Kader ve Ilgın (2002), ABD ve Fransa‟dan getirilen ve Manisa Bağcılık AraĢtırma Enstitüsü koleksiyon bağında yer alan 5 çekirdeksiz üzüm çeĢidi (Superior Seedless, Flame Seedless, Fantasy Seedless, Ruby Seedless ve Crimson Seedless) ve 4 çekirdekli üzüm çeĢidinin (Queen, Michele Palieri, Ribol ve Lival) sürgün, yaprak, çiçek, salkım tane ve çekirdek özelliklerini belirlemiĢlerdir. Çiçek özelliklerini OIV tarafından oluĢturulan “Minimal Descriptor List for Grapevine Varieties” göre tespit etmiĢlerdir.

OdabaĢ ve ark. (2002), Amasya Ġli Merzifon Ġlçesinde yetiĢtiriciliği yapılmakta olan DiĢi Mercan, Erkek Mercan, Abalıkoca, Horoz yüreği, Merzifon karası, Amasyalık, Kırmızı üzüm ve Kazova üzüm çeĢitlerinin ampelografik özelliklerini belirlemiĢlerdir. Ġncelenen tüm üzüm çeĢitlerinin sürgün ucu açık, sülükleri kesikli ve çekirdek kenarında çıkıntı olmaması nedeniyle Vitis vinifera türüne ait oldukları bildirilmiĢtir.

Fanizza ve ark., 2003, aromatik üzüm (V. vinifera) çeĢitleri arasında genetik iliĢkilerin AFLP analizi konusunda yaptıkları çalıĢmada 22 adet primer çifti 564‟ü polimorfik olmak üzere tüm genotipleri kaplayan toplam 1331 bant üretildiğini; yöntemin bazı sinonim ve homonim aromatik üzüm çeĢitleri arasındaki genetik iliĢkiyi belirlemede etkin olabileceğini bildirmiĢlerdir.

Pollefeys ve Bousquet (2003), Kuzey Amerika'da yetiĢtirilen Fransız-Amerikan asma melezlerinin moleküler genetik çeĢitliliği konulu çalıĢmalarında 6 microsatellit (SSR) marker, 33 tanımlayıcı RAPD markerları ve UPGMA iliĢki analizi metodlarını kullanmıĢlardır. Kuzey Amerika asma genetik arka planın Vitis riparia ve Vitis labrusca Avrupa‟da ise V. vinifera hâkim olduğunun teyit edildiği bildirilmiĢtir.

Güleryüz ve Köse (2003), Erzurum ili Olur ilçesinde yetiĢtirilmekte olan 9 üzüm çeĢidinin ampelografik özellikleri IBPGR (Uluslararası Bitki Genetik Kaynakları Merkezi) tarafından hazırlanan Üzüm Tanımlama (Descriptors for Grape) normlarına göre belirlenmiĢtir. Ġncelenen tüm çeĢitlerin V. vinifera L. türüne ait olduğu çiçek yapılarının erselik ve çekirdekli oldukları, yaprak büyüklüğü, dilim sayıları ve tane iriliği yönünden farklılık gösterdikleri bildirilmiĢtir.

Snoussi ve ark. (2004), Tunus‟ta kültür ve yabani asmalar arasındaki genetik iliĢkileri nükleer ve kloroplastik moleküler markerlarla inceledikleri çalıĢmalarında kültür ve yabani asma formları arasında güçlü genetik benzerlikler olmadığını, kültür çeĢitlerinin lokal varyetelerden türetilmediğini tarihi süreçte diğer bölgelerden taĢındığının tespit edildiğini bildirmiĢlerdir.

Rubio ve Yuste (2004), Ġspanya‟da Tempranillo adı altında yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerine ait klonların ampelografik özelliklerini belirlemiĢ ve klonlara ait 53 ampelografik özelliği 2001 ve 2002 yıllarında incelemiĢler ve UPGMA metodu ile klonlara ait soy ağacı analizlerini yapmıĢlar; klonlar arasındaki benzerlikleri 4 kola ayrılan dendrogram üzerinde değerlendirmiĢlerdir.

Schmid ve Manty (2005), Avusturya‟da Kober 5BB asma anacı klonlarına ait bazı üstün özellikli bireyler seçmiĢler; kirece dayanıklılık, kallus oluĢturma gücü, omca geliĢimi ve aĢı uyuĢması bakımından 17 klonun ayrıntılı ampelografik tanımlamalarını yapılmıĢlardır.

(22)

Ergül ve ark. (2006) Misket (V. vinifera) ve Parmak (V. vinifera) olarak bilinen ekonomik açıdan önemli 2 Anadolu sofralık üzüm çeĢidini AFLP-bazlı genetik iliĢkilerini tespit etmiĢler; 'Muscat of Alexandria' ve V. vinifera 'Muscat of Hamburg' arasında yakın genetik iliĢki belirleyip muhtemelen aynı kaynaktan gelmiĢ olabileceklerini ileri sürmüĢlerdir.

Cangi ve ark. (2006), Ordu ve Giresun illerinde yetiĢtirilen 11 doğal Foksi Vitis labrusca L. türü üzüm genotiplerinin ampelografik özellikleri uluslararaı normlarda yer alan 37 karakterle tespit ettiklerini, genotiplerin cinsiyetlerinin hermafrodit olduğunu bazı meyve ve tane boyutlarını vermiĢlerdir.

Küey ve Çoban (2006), Manisa‟da (Yuntdağı) yetiĢtirilen üzüm çeĢitlerinin ampelografik özelliklerinin belirlenmesi konulu çalıĢmalarında 10 lokal çeĢidin ampelografik özelliklerini uluslararası normlara uygun olarak belirlediklerini bildirmiĢlerdir.

OIV, (2009), Dünya şaraplık üzüm çeşitleri adlı 4 dilli eserde 12 ülkeden 449 üzüm çeşidini OIV kodlu 84 karakterle tanımlamışlardır. Tanımlıkların sadece sınıf kodları verilmiştir.

Sabır, (2008), Çukurova üniversitesi asma gen kaynaklarında bulunan üzüm çeşitlerinin OIV tanımlama kriterlerine göre tanımlanmıştır.

Sabır ve ark. (2009), 44 üzüm çeşidinin ampelografik ve moleküler tanımını IBPGR normlarına göre yaparak çeşitler arasındaki akrabalık ilişkisini incelemiştir.

Kara ve ark. (2011), Türkiye'nin Güney-batı Bölgesinde yetiĢtirilen bazı üzüm çeĢitlerinin ampelografik karakterizasyonu çalıĢmalarında on asma çeĢidini (Vitis vinifera L.), uluslararası üzüm tanımlayıcılarına göre değerlendirmiĢlerdir. Bu çalıĢmada bazı otokton ve melez çeĢitlerin değiĢik asma organlarının morfolojileri fenolojik safhaları ve pomolojik özellikleri belirlenmiĢtir. Ġncelenen çeĢitler arasında ampelografik karakter bakımından çok büyük farklılıklar belirlenmiĢtir. ÇeĢitler arasındaki iliĢkiler UPGMA dendrogram analizi ile değerlendirilmiĢtir. Bazı özelliklerin ampelografik dendrogramda özellikle rol oynadığı tahmin edilmiĢtir.

Uyak, ve ark. (2011a), Siirt Ġli Pervari ilçesinde üretici bağlarında yetiĢtirilen Vitis vinifera L. türüne ait 16 uzum çeĢidinin ampelografik özelliklerini belirlemiĢler ve bu çeĢitlerin çiçek yapılarının 13 çeĢitte „erdiĢi‟, Polat, Rotil ve Silopi çeĢitlerinde ise „morfolojik erdiĢi fizyolojik diĢi‟ olduğunu bildirmiĢlerdir.

Uyak ve ark. (2011b), Siirt Ġli ġirvan ve Eruh Ġlçelerinde yetiĢtirilen Vitis vinifera L. türüne ait uzum çeĢitlerinin ampelografik özelliklerini IBPGR tarafından oluĢturulan “Uzum Tanımlayıcıları” metoduna göre belirlemiĢler; 8 çeĢitte cinsiyetin erdiĢi 2 çeĢitte ise “morfolojik erdiĢi fizyolojik diĢi” olduğunu bildirmiĢlerdir.

Kılıç ve ark. (2011), GevaĢ (Van)‟da yetiĢtirilen 7 üzüm çeĢidinin ampelografik özelliklerini uluslararası kabul gören normlar esas alarak tespit ettiklerini bildirmiĢlerdir.

Zamanidis ve ark (2011), tarafından Yunan‟ın güneyinde yetiĢtirilen yüksek kaliteli kırmızı Ģaraplık Bacouri (Vitis vinifera L. spp. sativa) çeĢidinin morfolojik tanımı OIV kriterlerine göre yapılmıĢ teknolojik nitelikleri ile ekonomik değeri incelenmiĢtir.

Zhang ve ark. (2011), 20 Yunan üzüm çeĢidinden aldıkları 354 digital yaprak görüntüsünü bilgisayar ortamında değerlendirip geliĢtirdikleri prototipin doğruluğunu test etmiĢler ve %87 doğrulama oranı ile bilgisayar destekli üzüm yaprak hastalıkları teĢhisi, yeni tür tanısı ve klasik ampelografik tanımlama yönteminin de yaprak alanını ölçmede uygulanabilir bir yöntem geliĢtirdiklerini bildirmiĢlerdir.

(23)

Ersayar ve ark. (2011), Van‟da yetiĢtiriciliği yapılan 14 üzüm çeĢidinin ampelografik özelliklerini uluslararası kabul gören standartlarla belirlediklerini bildirmiĢlerdir.

Popescu ve ark. (2013), Tuna nehri kıyılarında bulunan yabani asma Vitis vinifera L. ssp. sylvestris (Gmelin) popülasyonundan topladığı 65 genotipin ampelografik özelliklerini geleneksel yöntemle 20 tanımlayıcı karakterle tespit etmiş bunların yarı gelişmiş ayrı eşeyli büyük çoğunluğunun (70%) erkek çiçekli olduklarını ve bazı polen boyutlarını bildirmişlerdir.

OIV (2013), OIV üyesi 35 ülkeden bildirilen 6154 üzüm çeĢidi ve asma anaçlarının bir listesini oluĢturmuĢtur. Farklı ülkelerdeki benzer kayıtlar düĢüldüğünde bu listede 4020 çeĢit yer almıĢtır. Bu çeĢitler kullanım alanları dikkate alınmadan listeye alfabetik sırayla konulmuĢtur.

Dilli ve ark. (2014), Ege bölgesinde yetiĢtirilen 14 önemli üzüm çeĢidi ile Manisa Bağcılık AraĢtırma Enstitüsü tarafından selekte edilen 2 asma anaç klonlarının morfolojik karakterleri ile ampolografik özelliklerini OIV, UPOV ve IBPGR minimal tanımlayıcılara göre tespit edip benzerlik iliĢkilerini incelemiĢlerdir.

2.2. DNA Testine dayanan çalıĢmalar

Stavrakakis ve Loukas (1983), üzüm çeĢitlerinde çeĢit içi ve çeĢitler arasındaki genetik varyasyon konusunda yaptıkları çalıĢmada 37 üzüm (Vitis vinifera L.) çeĢidinin polen izoenzim bant diziliĢlerini niĢasta jel elektroforezi metoduyla çalıĢmıĢlardır. Üzerinde çalıĢılan 13 enzim sisteminin 11'inde çeĢitler arasında ikiden (malik enzim) 23'e (asteraz) kadar farklı bant diziliĢi göstermesine rağmen çeĢit içerisinde bant deseninde değiĢim gözlenmemiĢtir. Asteras ve losin aminopeptidaz ve ikincil dereceden olmak üzere peptidaz, glukaz fosfat izomeraz ve fosfo-glukomütaz enzim sistemlerinin çok değiĢken ve çok sayıda eĢsiz desenler verdiği tespit edilmiĢtir.

Wang ve ark. (1999) tarafından, Vitis türleri ve Florida salkım üzümlerinde 13 türü temsilen 42 Vitis genotipi üzerinde rastgele çoğaltılmıĢ polimorfik DNA analizi yapılmıĢ; tür-çeĢit içi ve arası varyasyonlar incelenmiĢtir. Nei'nin ve Li'nin benzerlik endeksi temel bileĢenler analizinde V. rotundifolia diğer salkım üzümlerinden ayırt edilmiĢtir. Salkım üzümleri içerisinde, V. vinifera, Kuzey Amerika salkım üzümleri ve Doğu Asya salkım üzümleri 3 ayrı RAPD kümeleri oluĢturmuĢtur. RAPD analizleri ayrıca Florida salkım üzüm çeĢitleri içerisindeki genetik çeĢitliliği tespit ederek hassasiyeti ispat edilmiĢtir. RAPD analizleri, yayınlanan morfolojik verilerle birlikte, Vitis genetik çeĢitliliğinin daha kapsamlı bir Ģekilde anlaĢılmasına yol açacağı bildirilmiĢtir.

Baleiras-Couto ve Eiras-Dias (2006), nükleer ve kloroplast mikrosatellit Tanımlayıcılari kullanarak meyve suyu ve Ģaraplık üzüm çeĢitlerinin tespiti ve tanımlanması çalıĢması yapmıĢlardır. Meyve suyu ve Ģarap üretiminde kullanılan Touriga Franca, Fern˜ao Pires, Tinta Barroca, Tinto C˜ao ve Marselan Vitis vinifera L. üzüm çeĢitlerinde DNA analizlerine dayanan moleküler metotları kullanmıĢlardır.

Sabır ve ark. 2008, bağcılık araĢtırmalarında kullanılan baĢlıca moleküler markör tekniklerinden elde edilen bulgular kısaca özetlemiĢ ve bu tekniklerin uygulama alanları incelenmiĢlerdir. Ġlk dönemlerde yapılan çalıĢmalarda daha çok izoenzim markörlerine yer verildiği, daha sonraki yıllarda RAPD (Random Amplified Polymorphic DNA) ve SSR (Simple Sequence Repeats) teknikleri yoğunlukta olmak üzere RFLP (Restriction Fragment Length Polymorphism), AFLP (Amplified Fragment Length Polymorphism) ve ISSR (Inter-Simple Sequence Repeats) gibi tekniklerin

(24)

kullanıldığı belirlenmiĢtir. Bu araĢtırmaların ağırlıklı olarak çeĢit tanımlama ve akrabalık iliĢkilerinin saptanmasına yönelik olarak yürütüldüğü bildirilmiĢtir. ÇeĢit tanımlama çalıĢmalarında SSR tekniğinin etkinliği vurgulanırken, çok yakın akraba bireylerin analizi düĢünüldüğünde birden çok markör sistemlerinin kullanılmasının faydalı olacağına iĢaret edilmiĢtir.

Lopes ve ark. (2009), Portekiz üzüm çeĢitlerinin genetik temelleri ve rotası hakkındaki çalıĢmalarında Vitis vinifera subsp. sylvestris kültür asmasının atası ve geliĢtirilmesi için benzersiz, paha biçilemez bir kaynağı temsil ettiğini son zamanlarda, Portekiz'de yabani asmaların beĢ popülasyonu tespit edildiğini Portekiz'in Vitis vinifera subsp. sativa‟nın 70 genotipi ile 60 üzüm çeĢidinin 11 nükleer SSR marker ile karakterize edildiğini; kültür ve yabani asmalar arasındaki genetik farklılaĢmanın orta-yüksek ve yabani asma popülasyonları arasında genetik farklılaĢmanın orta dereceli olduğunu; yabani ve kültür asmaları arasındaki yüksek (%87'e kadar) benzerlik derecesinin belirlenmesinde 17 SSR belirteçlerinin etkili olduğu; yabani ve kültür asmaları arasında bir ebeveyn-döl iliĢkisi olduğu; yerel yabani asma popülasyonu ve Portekiz'in evcilleĢtirilmiĢ asmaları arasında gen akıĢının göstergesi olduğu bildirilmiĢtir.

Patrícia Coelho de Souza Leão ve ark. (2011)‟na göre gen bankalarındaki asma (Vitis spp) genetik kaynaklarının korunması ve karakterizasyonu ile bunların ıslah programlarında kullanımı yeni çeĢitlerin geliĢtirilmesinin temelini oluĢturmaktadır. Germplazma koleksiyonunda en az 10.000 üzüm çeĢidi muhafaza edilmektedir. Brezilya‟nın Bahia eyaletinde 136 sofralık üzüm genotipinin genetik çeĢitliliği değerlendirilmiĢtir. Süreklilik arz eden ve ayırt edici morfo-agronomic özellikleri değerlendirilmiĢtir. Tocher otimization yönteminde yapılan kümeleme analizi 30 küme (sürekli morphoagrpnomic özellikler dikkate alınarak) ve 9 küme (çoklu kategorik özellikler dikkate alınarak) ile sonuçlandırılmıĢtır. Kullanılan küme analiz yöntemi, bağımsız süreklilik arz eden veya ayırt edici fenotipik tanımlayıcıların her ikisi ile de elde edilen kümeler arasında bir uyuĢma yoktur. Sofralık üzüm genotipleri arasında tatmin edici bir genetik değiĢkenlik gözlendiği bildirilmiĢtir.

Atak ve ark. (2012), Atatürk Bahçe Bitkileri Merkez AraĢtırma Enstitüsü ve Tekirdağ Bağcılık AraĢtırma Enstitüsü tarafından geliĢtirilen 23 potansiyel çeĢit adayının ampelografik özellikleri 68 karakterle ve ayrıca bu genotiplerin PCR SSR karakterleri ile genetik benzerlik endeksleri, temel bileĢenler analiz grafikleri ve filogenetik iliĢki dendrogramları oluĢturulmuĢtur.

OIV (2012), Minimal tanımlayıcılar listesinde 14, Asıl ampelografik tanımlayıcılar listesinde 6‟sı SSR olmak üzere 69 karakter ve tamamlayıcı ampelografik tanımlayıcılar listesinde 89 karakterle tanımlanmanın yapılmasını 22 Haziran 2012 Ġzmir toplantısında kararlaĢtırılmıĢtır.

Fotokis ve ark. (2013), asma kaynaklı ürünlerin NMR metaboliti parmak izi üzerindeki yayınların bir taramasını yapmıĢtır. Bu eserde üzüm tanesi, meyve suyu, Ģarap, sirke ve damıtılmıĢ posa ürünleri gibi NMR tabanlı metabolik çalıĢmaların bir taraması yapılmıĢtır. Bu besin öğeleri karmaĢık matris bileĢikleri içerir: yüksek besin değeri; bir biyolojik belirteç rolüne sahiptir; onların organoleptik özelliklerini Ģekillendirmek ve bu nedenle ürünün kalite özelliklerine katkıda bulunur. HR-NMR uygulayarak çeĢitlerin, coğrafi, duyusal, çevresel, üretim süreci ve fermantasyon faktörleri ile iliĢkilendirilmesi, ayrıca üzümden üretilmiĢ ürünleri içermekte; birincil ve ikincil metabolitlerin bir anlık yakalanmasını mümkün kılan sağlam ve tekrarlanabilir tarama platformu olarak bir kemometri geliĢmiĢtir. Bu nedenlerle bu derlemede günümüze kadarki tüm güncel bilgiler özetlenmiĢ ve gelecek wineomics çalıĢmalarına yardımcı olunması hedeflenmiĢtir. ÇalıĢmanın temel amacı muamele öncesindeki üzüm

(25)

substrat örneklerinde, NMR deneysel Ģemaları, istatistiksel yaklaĢımlar ve belirlenen metabolitleri ayırt etme gücüne bağlı olarak gerekli referans bilgileri derlenmiĢtir. Genotip, kaynak, Ģaraba iĢlendiği yıl ve Ģarap yapma süreci Vitis'lerden elde edilen ürünlerin metabolik profilini değiĢtirme konuları kapsamlı olarak tartıĢılan faktörlerdir. Yukarıdaki faktörlerin her biri ile ilgili tanımlanmıĢ biyomarkırlar bildirilmiĢtir. Son olarak asma ekstreleri ve Ģaraba iĢlenmiĢ ürünlerin NMR metabolik profillerindeki aktif eğilimlerle ilgili bileĢikler, patojen tepkileri ve genetik mühendisliği konularının izlenmesi için bir araç olarak sunulmuĢtur.

Chitwood ve ark. (2014). 1.200‟den fazla asma genotipinin morfometrik bir analizini yapılmıĢtır. Yazarlara göre terroir kavramı, genotip, çevre ve kültürel uygulamalar arasındaki benzersiz etkileĢimle bütünleĢen yöresel üzümlerin (Vitis vinifera) yüksek derecede rasfinasyonudur. YetiĢtiricilik terroir kavramı ile Ampelografi bilimi binlerce üzüm çeĢitlerini genetik yardım olmadan ayırt etmeye çalıĢmıĢtır. Asma yapraklarında lop yapısının farklı karakterlerde geliĢmesi, tüylülük ve damar desenlerinde ortaya çıkan doğal varyasyonlar karmaĢık fenotipik analizlere neden olmaktadır.

(26)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal

Bu araĢtırma, Konya Ġli Hadim, Bozkır ve Güney Sınır ilçeleri bağlarında yetiĢtirilen „EkĢi Kara‟ ve „Gök Üzüm‟ çeĢitlerinin ampelografik özellikleri S.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü`nde tespit edilmiĢtir.

Kendi kökleri üzerinde aĢısız, 41B ve/veya 99R asma anacı üzerinde yetiĢtirilmekte olan ve araĢtırmanın bitkisel materyalini oluĢturan üzüm çeĢitleri isim ve yer olarak 2014 yaz baĢından itibaren bağ taramaları yapılarak ön belirlemeler yapılmıĢ, tespit edilen omcalar etiketlenmiĢ ve bu materyal üzerinde gözlem ve analizlere dayalı tespitler yapılmıĢtır. Sürgün ucu, olgun yaprak, çiçek ve salkımı fotoğrafları çekilmiĢtir. Bu araĢtırmada „EkĢi Kara‟ çeĢidine ait iki farklı olduğu varsayılan genotip EkĢi Kara 1 ve EkĢi Kara 2 olarak adlandırılarak „Gök Üzüm‟ çeĢidi ile birlikte farklı koordinatlardaki bağlarda incelenmiĢtir. EkĢi Kara 1 genotipi “37°4'53.66"K enlem 32°34'25.55"D boylam ve 1327 m rakımda bulunan Konya ili Bozkır Ġlçesi Hamzalar köyünde, EkĢi Kara 2 genotipi “37°4'42.39"K enlem, 32°34'46.50" D boylam ve 1274 m rakımda yer alan Konya ili Bozkır ilçesi Sarıoğlan beldesinde ve „Gök Üzüm‟ ise 37°3'40.24" K enlem, 32°34'50.35"D boylam ve 858 rakımda yer alan Konya ili Hadim ilçesi Yağcılar köyünde üretici bağlarında incelenmiĢ, bağlardan alınan örnekler Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü laboratuvarlarında analiz edilerek tanımlamaları yapılmıĢtır.

3.1.1. EkĢi Kara

Yöreye iyi adapte olmuĢ geçmiĢi bin yılları bulan yerli bir çeĢittir. Üzerinde klon seleksiyonu gibi ıslah çalıĢmaları henüz yapılmamıĢtır. Konya ve çevresinde bulunan popülasyonda farklı tipleri bulunmaktadır. Sofralık, natürel kurutmalık ve Ģıralık olarak değerlendirilmektedir. Normal irilikteki taneleri çerezlik kuru üzüm olarak pazarlanırken döllenme kusuru nedeniyle partenokarpik olarak oluĢan taneleri kurutulduktan sonra kuĢ üzümü olarak pazarlanmaktadır. ÇeĢidin az derin loplu yaprakları salamuralık olarak değerlendirilmekte Mayıs sonundan Temmuz ortalarına kadar lokal pazara arz edilmektedir.

Çiçek yapısı fonksiyonel diĢidir. Salkımları küçükten orta iriye kadar (150-200 g), konik yapılı, dolgundur. Taneleri, küçük-orta iri (3-4 g), oval-küresel Ģekilli, koyu siyah renkli, puslu, 2 çekirdekli, kendine has aromalıdır. Omcaları kuvvetli, verimli, kısa budamaya uygundur (Kara ve Ecevit, 1998; Kara ve ark., 2003, Kara, 2015).

ġekil 3.1. EkĢi Kara [(Sofralık hasat edilmiĢ salkım (solda), salamuralık yaprak (ortada), çerezlik kurutulmuĢ ürün (sağda)]

(27)

3.1.2. Gök üzüm

Hadim ve Bozkır‟da bulunan, orta geç mevsimde taze sofralık olarak pazara sunulmasının yanı sıra, doğal yeĢil renkli, çekirdekli çerezlik kuru üzüm, niĢ pazarın alternatifsiz ürünüdür. NiĢ ürün karakteri çeĢidi yöre dıĢında pazarlanabilir kılmakta, lokal pazardan ülkesel ve global pazara arz fırsatı vermektedir. Bu yönüyle üretim ve pazarlama stratejilerinin geliĢtirilmesi yakın geleceğin araĢtırma alanlarını oluĢturmaktadır.

ÇeĢit Anadolu kültüründe hevenklik olarak nitelenen kilerde odunlaĢmıĢ yazlık sürgünleri ile hasat edilip saklanma amacıyla da kullanılmaktadır. Popülasyonda salkım tipinde kanatlıdan silindirik tipine kadar büyük varyasyon vardır. Çiçek salkımı, salkım ve tane seyreltme gibi uygulamalarla kalite yönetimi henüz denenmemiĢtir. Konik salkımları orta iri 300-400 g, dolgun yapılıdır. Taneleri ince kabuklu, narin yapılı, etli, sulu, yeĢil-sarı renkli, küresel Ģekilli, orta iri 5-6 g, 1-2 çekirdekli, özel aromasız olup taze ve kurusunu yerken bıkkınlık vermemektedir. Salkımın iyi ıĢık alan kısımlarında taneler özellikle ileri olgunluk dönemlerinde kehribar rengine dönmekte ve bu durum albeniyi oldukça artırmaktadır. Fizyolojik olum safhasında hasat edilen salkımlarda görülmeyen ancak özellikle ileri olgunluk safhasında yapılan hasatta iĢleme sırasında tane saplarının kırılması gibi kusurları vardır.

YeĢil renkli çerezlik kuru üzüm (gölge kurusu) elde etmek amacıyla hasadı yapılan ürün, sıcak (70-80 °C) bandırma eriyiği (genellikle 100 L suya 5 kg potasa + 500 g natürel zeytinyağı solüsyonu) ile muamele edilir. Doğrudan güneĢe maruz olmayan veranda, çatı arası gibi gölge yerlerde hazırlanan sergi veya raflarda kurutulur. Zanep çöplerinden ayrılıp ambalajlanarak pazara arz edilir. Yüksek rakımlarda üretilen ürünlerden daha koyu yeĢil renkli kuru üzüm elde edilmekte ve koyu yeĢil renk pazarda daha çok ilgi ve tercihe neden olmaktadır.

Omcaları orta kuvvetli ve verimlidir. Çubukları açık renkli, iyi odunlaĢmıĢ, boğum arası uzunluğu orta, boğumlar koyu kızıl renklidir. Alt kıĢlık gözleri verimli olduğundan kısa budamaya uygundur (Kara ve ark., 2003). ġiddetli ilkbahar geç donları veya bazı kıĢ düĢük sıcaklıkları sonucu primer büyüme konilerinin zararlanması sonucunda geliĢen sekonder büyüme konilerinden oluĢan yazlık sürgünlerden de kabul edilebilir düzeylerde ürün alınabilmektedir.

Konya, erkenden çok gece kadar olgunlaĢan üzüm çeĢitleri için potansiyel barındırmaktadır. Üreticiler yörenin bu karakterini çok değiĢik çeĢitleri deneyerek ekonomik faydaya dönüĢtürmektedirler. Günümüzde bu alanda Ģüphesiz en önemli iki üzüm çeĢidi „EkĢi Kara‟ ve Gök „Üzüm‟dür. Bu çeĢitler binlerce yıllık geçmiĢ ve çok yönlü değerlendirme Ģekilleri ile varlıklarını tüm yeni ve popüler çeĢitlere rağmen sürdürebilmektedirler. Bu çeĢitler yörenin ekolojik koĢullarına diğer çeĢitlere göre daha iyi uyum sağlarken üretici gereksinimlerini kabul edilebilir düzeyde karĢılamaktadırlar (Kara ve ark., 2011; Kara, 2015).

(28)

ġekil 3.2. Gök Üzüm [(Hevenklik hasat (solda), YeĢil renkli çerezlik (ortada) ve sofralık (sağda)] 3.2 Metot

Üzüm tanımlama kriterleri IBPGR (The International Board for Plant Genetic Resources, Italy) sekreteryası tarafından 1983 yılında üzüm tanımlayıcıları (Descriptors for Grape) adıyla yayınlanmıĢtır (IBPGR, 1983). Burada OIV (Office Internationale de la Vigne et du Vin) ve UPOV (The International Union for the Protection of New Varieties of Plants Geneva, Switzerland) tarafından kabul edilen tanımlama kriterleri kullanılmıĢtır.

Uluslararası düzeyde asma anaçları ve üzüm çeĢitlerinin tanımlanma kriterleri IPGRI (International Plant Genetic Resources Institute, Rome, Italy), UPOV (The International Union for the Protection of New Varieties of Plants Geneva, Switzerland) ve OIV (Office International de la Vigne et du Vin, Paris, France), 1997 yılında Descriptors for Grapevine (Vitis spp.) adıyla bir tanımlama kriterleri listesi oluĢturmuĢtur.

OIV tanımlama kriterlerini “Code of descriptive characteristics of Vitis varieties and species” adıyla yayınlanan ve 128 tanımlayıcıdan oluĢan ilk baskısının ardından 2001, 2002, 2003, 2006 ve 2007 yıllarında revize ederek „Description of grape varieties throughout the World‟ (OIV, 2007) adıyla yayınlamıĢtır.

OIV (2009b) yılında tanımlama kriterlerini „Descriptor List for Grape Varieties and Vitis Species (2nd edition)‟ adıyla 5 dilde (Fransızca, Almanca, Ġngilizce, Ġspanyolca ve Ġtalyanca) olmak üzere OIV, UPOV (Union Internationale pour la Protection des Obtentions Végétales) ve Biodiversity International referanslarıyla yayınlamıĢtır. Arapça çevirisinin de yapıldığı bildirilmiĢtir. Bundan sonrasında Vitis genetik kalıtımının daha iyi anlaĢılması açısından organizasyona üye uzmanların çalıĢmalarında aynı dili konuĢmalarının sağlanmasının amaç edinildiği belirtilmiĢtir.

Bu çalıĢmada çoğu OIV (2009b) listesinde yer almakla birlikte OIV (2012) tarafından yeniden düzenlenen tanımlama kriterleri esas alınmıĢtır. Bir karakterin tanımında tanımlıklar arasında veya tanımlarda farklılıklar bulunması durumunda farklılıklar kodla belirtilerek her ikisi de kullanılmıĢtır.

(29)

3.2.1 Genç sürgün tanımlayıcıları

Genç sürgün ucu tipi [(OIV 001 Kod, 2007) (veya ucun Ģekli OIV 001 Kod, 1983)], sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin dağılımı, sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin yoğunluğu, sürgün ucunda yatık tüylerin yoğunluğu, sürgün ucunda dik tüylerin yoğunluğu tamamı OIV kodlu olmak üzere toplam 5 özellikle tanımlanmıĢtır. Farklı tarihlerdeki tanımlar literatürle karĢılaĢtırmayı kolaylaĢtırmak üzere aynen kullanılmıĢtır (Çizelge 3.1). Çizelge 3.1. Genç sürgün tanımlayıcıları

Kod No Tanımlayıcı Tanımlar

OIV 001 (OIV, 2009)

Genç sürgün: Sürgün ucu tipi 1=kapalı 3=yarı açık 5=tamamen açık OIV 001

(OIV, 1983)

Genç sürgün: Ucun Ģekli 3=kapalı

5=yarı açılmıĢ 7=açılmıĢ OIV 002

(OIV, 2009)

Genç sürgün: Sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin dağılımı 1=yok 2=çok 3=bütünüyle OIV 003 (OIV, 2009) Genç sürgün: Sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin yoğunluğu

1=yok veya çok düĢük 3=düĢük 5=orta 7=yoğun 9=çok yoğun OIV 003 (OIV, 1983) Genç sürgün: Sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin yoğunluğu

1=yok veya çok zayıf 3=zayıf 5=orta 7=kuvvetli 9=çok kuvvetli OIV 004 (OIV, 2009) Genç sürgün: Sürgün ucunda

yatık tüylerin yoğunluğu 1=yok veya çok düĢük 3=düĢük 5=orta 7=yoğun 9=çok yoğun OIV 004 (PML, 1991) (OIV, 1983) Genç sürgün: Sürgün ucunda

yatık tüylerin yoğunluğu 1=yok veya çok seyrek 3=seyrek 5=orta 7=yoğun 9=çok yoğun OIV 005 (OIV, 2009) Genç sürgün: Sürgün ucunda

dik tüylerin yoğunluğu 1=yok veya çok düĢük 3=düĢük 5=orta

7=yoğun 9=çok yoğun

(30)

Yazlık sürgünlerin 10-30 cm uzunlukta olduğu dönemde yapılan gözlemler; Sürgün ucu

Sürgün ucu tipi (OIV 001, IBPGR 6.1.1, UPOV 2, G2007): Birinci açılmamıĢ yaprak üzerinde kalan kısım olarak tanımlanmıĢtır ve her çeĢit için sürgün ucu incelenmiĢtir. 1-Kapalı (V. riparia)

3-Yarı açık (Kober 5 BB) 5-Tamamen açık (V. Berlandieri)

Tip 1. Kapalı Tip 3. Yarı açık Tip 5. Tamamen açık ġekil 3.3. Sürgün ucu tipleri

Sürgün ucu

Sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin dağılımı (OIV 002, G2007): Birinci açılmamıĢ yaprak üzerinde kalan kısım olarak tanımlanmıĢ ve her çeĢit için sürgün ucu incelenmiĢtir.

1-Yok (Meunier N) 2-Çok (Cheninblanc B) 3-Bütünüyle (V. aestivalis)

ġekil 3.4. Sürgün ucu Sürgün ucu

Sürgün ucunda yatık tüyler üzerinde antosiyanin renklenmesinin yoğunluğu (OIV 003, IBPGR 6.1.2, UPOV 4, G2007): Birinci açılmamıĢ yaprak üzerinde kalan kısım olarak tanımlanmıĢ ve her çeĢit için sürgün ucu incelenmiĢtir. Sürgün ucu Ģekli ġekil 3.4.'de sunulmuĢtur.

1-Yok veya çok düĢük (Furmint B) 3-DüĢük (Riesling B)

5-Orta (Barbera N) 7-Yoğun (Aleatico N) 9-Çok yoğun (V. aestivalis) Sürgün ucu

Sürgün ucunda yatık tüylerin yoğunluğu (OIV 004, IPGRI 6.1.3, UPOV 3): Yatık tüy yoğunluğu 10 sürgün ucunun binoküler mikroskop altında incelenmesi ile belirlenerek ortalamaları alınmıĢtır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. maddesinde 70 düzenlenen ve ortak güvenlik sisteminin bir parçası olan meşru müdafaa hakkı, üye bir devlete karşı

Özellikle, Denizli Belediyesi’nin kent bütününe yönelik hazırladığı ve yürürlükte olan mevcut imar planlarından sonra kurulan Belediyelerin, kendi yetki

Gazeteci ve oyun yazarı Refik Erduran gazete ve dergilerde çok sayıda olan yazdığı makaleleri yayınlanmıĢtır.. Yazar ana dilinden baĢka Fransızca ve

Ancak bahsedilen iskemi- reperfüzyon modeli öncesi 3 hafta süreli çinko sülfat ve/veya melatoninin 3 mg/kg/gün olarak ayrı ayrı veya beraber

Kurumsal sürdürülebilirliğin önemli unsurlarından biri olan kurumsal sosyal sorumlu- luk kavramı da günümüz iş dünyasında hem zorunluluk hem de toplum nezdinde

de Abbâsî ordusunun Karmatîler karşısında mağlup olmasına engel olamadı. Esir alınanlar Ebu Said el-Cennâbi’nin huzuruna getirildi. Amr el-Ğanevî dışındaki

un topluluk olarak dağıldığı fakat Tevfik Fikret, Cenap Şahabeddin gibi isimlerin varlıklanna devam ettikleri bir dönemde ( 1902) Üsküp'ten İstanbul'a gelen