• Sonuç bulunamadı

[Osman Hamdi Bey]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Osman Hamdi Bey]"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Osman Hamdi B ey, kızı Nazlı ve torunlarından biriyle me” ile değil de, devrimci bir akım

olan “ izlenimcilikle” ilgilenmeme­ sine şaşmak, sanatı toplumdan ve onun kültüründen soyutlamak olur. Kaldı ki, gerek kişisel resim koleksiyonu, gerek onun, “ orien­ taliste” resimlerinin dışında kalan birçok yapıtı, özellikle portreleri 19. yüzyıl ve öncesi ressamlarım da bildiğini ve etkilenecek denli sevdiğini gösteriyor. Bu resimler karşısında, “ orientalisme” in Os­ man Hamdi Bey’in sanatı için bir talihsizlik , olduğunu düşünüyo­ rum. Aynı zamanda Türk resim sanatı için de.

“ Orientalisme” in, gerek Osman Hamdi Bey’in çağdaşları, gerek kendisinden sonra gelenler tara­ fından pek fazla benimsenmeme- sini de oldukça şaşırtıcı buluyo­ rum. Sanayi-i Nefise Mektebi’nin uzun müdürlüğü döneminde de, pek “ orientaliste” eğilimler gös­ termeyen yabancı ressamlar çağır­

ması, “ orientaliste” resmin, ken­ disi için oldukça verimli olan bu topraklarda gelişmemesini açıkla­ maya yeter mi, bilemiyorum.

ARKEOLOG OSMAN HAMDİ

19. yüzyıl, Osmanlı toprakları­ nın yabancı arkeologlar tarafın­ dan talan edildiği bir dönemdir. Bugün Batı müzelerinin zengin koleksiyonlarım oluşturan yapıt­ lar bu dönemde bulunmuş, ya kaçırılmış ya çıkışlarına izin veril­ miş, ya da sultanlar tarafından armağan edilmiştir.

Bizleri, bu topraklar üzerindeki tüm uygarlıkların doğal mirasçısı olarak gören ilk sanatçı ve kültür adamı, sanırım, Osman Hamdi’-dir.

Osman Hamdi, bu görüşlerini (ses getirmeyeceğinden, bir işe yaramayacağından emin olduğu

için olsa gerek) yazıya değil, kazıya dökmüştür. “ Türk müzesi adına yapılan millî kazımn ilki şimdiki Adıyaman ili sınırlan içinde kalan Nemrud Dağı’nda cereyan etmiş ve kazımn başında Hamdi Bey’in bizzat kendisi bulunmuştur.” (2)

1887’de başlatığı Sayda kazısı ile adım tüm arkeoloji dünyasına duyuran Osman Hamdi’nin Müze Müdürlüğü sırasında sayısız kazı­ lar yapılmıştır. Bugün, başta İstanbul’daki Arkeoloji Müzesi olmak üzere birçok müzemizin koleksiyonlarım bu kazılarda çı­ kan yapıtlar zenginleştirmektedir. Türkiye’nin ilk eski eserleri koruma kanunu sayılabilecek 1884 tarihli “ Asar-ı Atika Nizamname- si” nin hazırlanması da Osman Hamdi Bey döneminde ve onun girişimiyle gerçekleşmiştir. (3)

Bu çok yönlü Türk aydınının, tüm bu işleri nasıl gerçekleştirmiş olduğu (içinde yaşadığı tarihsel dönem gözönünde tutulduğunda) şaşkınlık yaratıyor ve kolay kolay açıklanamıyor. Kanımca Osman Hamdi başarısını talihinden çok kafasına borçludur.

Talihi: Kültürlü, dünya gör­ müş, sanata düşkün bir Osmanlı paşasının çocuğu olması ve bunun nimetleri.

Kafası: Batılı, akücı bir kafa. “ Normal” bir toplumda, “ nor­ mal” bir işbölümü içinde, birçok kişinin yapması gereken işleri handiyse tek başına yapması, tek bir yaşama sığdırması ise, günü­ müze değin süregelen Türk aydı­ nının çözümleyemediğimiz soru­ nu. (Dilerseniz buna sorumluluk duygusu deyin.)

Tüm yaşamım resme adamış bir Osman Hamdi, hiç kuşku yok çok daha önemli bir ressam olurdu. Tüm zamanını arkeolojiye vermiş bir Osman Hamdi’nin arkeoloji tarihindeki yeri bugünkünden farklı olurdu.

Ama bizim Osman Hamdi’le- rimiz gibi özveri örneklerini de bir başka ülkede bulmak olanağı yoktur. Birkaç resmi, birkaç şiiri, birkaç romam değil, iyi kötü, eksik-fazla, D oğulu -B atılı her neyse, sahip olduğumuz sanat ve kültür dünyamızı bu insanlarımı­ za borçlu olduğumuzu, Osman Hamdi’nin de bunların başında geldiğini, bir yol gösterici olduğu­ nu unutmayalım ve amsı önünde bir kez daha saygı ile eğilelim. ■

(1) Mustafa Cezar, Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi, T. Iş Ban­ kası Yayınları (1871).

(2) agy, s. 273. (3) agy, s. 288.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Müftülüğe, böyle durumlarda kadının iddet bekleyip beklemeyeceği hakkında sorular geldiği gibi, boĢanma esnasında bir baĢka erkekle yapılan evlilik

Treg hücre oranı ve sayısını, otoimmünite tespit edilen erişkin sIgA hastalarında tespit edilmeyene göre, istatistiksel olarak anlamlı olmasa da, daha düşük

Osman Hamdi Bey’in, & çoğunu, 1860 yıllarında, Paris’te öğrenci iken yaptığı bu etüüer, Türk resminin ilk çıplaklarından oluşuyla da ayrı bir önem

Zobu’nun ardından o sırada 82 yaşında olan büyük usta Muh­ sin Ertuğrul bir kez daha Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönet- menliği’ne atandı. Ancak bu kez de

Yüksek sıklıktaki entegre çiplerin gelecek nesil iletişim, görüntüleme, algılama ve radar uygulamaları için uygun olduğunu belirten araştırmacılar, gelişmiş bir

Bugünkü İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun temeli olan Darülbedayi'nin kurucusu, çağdaş Türk tiyatrosu­ nun öncüsü, ilk sesli ve renkli Türk filminin yönetmeni.

Kikuchi-Fujimoto hastalığı (histiyositik nekrotizan lenfadenit) nadir görülen, klinik olarak servikal lenfadenit ve yüksek ateş ile seyreden, kendini sınır- layan ve sıklıkla

Ayrıca tüm kronik ve/veya rekürren enfeksiyon nedeniyle tonsillektomi planlanan hastalar için de Paradise kriterleri tanımlanmıştır (8). Ancak tonsillektomi