• Sonuç bulunamadı

TYT YENİ NESİL GENEL DENEMESİ -6

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TYT YENİ NESİL GENEL DENEMESİ -6"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DENEME

KURUMSAL

KU RU M SA L DE NE M E KU RU M SA L DE NE M E KU RU RM SA L DE NE M EKUR UMSA L DE NEME KURUM

ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK

HER BEDENDE SORULAR

TYT

2A

SIMPLE

SORU KİTAPÇIK NUMARASI

2

4 1 9

0 1 2 0 1 1

T.C. KİMLİK NUMARASI ADI

SOYADI

(2)

DENEME

KURUMSAL

KU RU M SA L DE NE M E KU RU M SA L DE NE M E KU RU RM SA L DE NE M EKUR UMSA LDE NEME KURUM

ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK

HER BEDENDE SORULAR

TYT

2A

SIMPLE

SORU KİTAPÇIK NUMARASI

2

4 1 9

0 1 2 0 1 1

T.C. KİMLİK NUMARASI ADI

SOYADI

(3)

MEB’İN

SON AÇIKLADIĞI

AYT MÜFREDATINA

GÖRE

HAZIRLANMIŞTIR

Y E P Y E N İ

(4)

TYT

1.

Sanatçının okuru eğitmek, daha güzele ulaştırmak gibi bir

görevinin olduğunu göz ardı edemeyiz. Ancak bunun nasıl yapılacağı henüz tam olarak belirlenmiş değil. Birçok sanat-çı, yöntem bilmediği için soğuk demiri dövmekten başka bir iş yapmıyor. Amacına ulaşmamış bir eylemin de bir değeri-nin olmadığı ortada.

Bu parçada geçen “soğuk demiri dövmek” sözüyle anla-tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sonuç vermeyen bir uğraş içinde bulunmak B) Başarmak için zorlukları göze almak C) Yetkinliğe çok çalışarak ulaşmak D) Mücadeleden kaçınmamak

E) Kararlı ve soğukkanlı bir çaba içinde olmak

2.

Balzac, insanı derinlemesine kavrıyor ve kimi roman

kahra-manlarını başka romanlarında yeniden sahneye çıkarıyor. Hem eserlerini birbirine uluyor bu kahramanlar hem de çiz-gilerinin üstüne bir kere daha bastırıldığından rahatlıkla ha-fızalara nakşoluyorlar. Fransa’nın bir asırlık hayatını temsil ediyor görünseler de dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın-lar “insan”ı oynuyoryaşasın-lar.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler ara-sında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Unutulmayacak biçimde akılda yer etmek B) Önemli yönlerini iyice vurgulamak C) Yapıtlar arasında bağ oluşturmak D) Anlatımını süsleyerek etki yaratmak E) Bir kez daha yer vermek

3.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün anlamı ayraç içinde yanlış açıklanmıştır?

A) Bu ünlü bilim insanı, her hafta kaleme aldığı yazılarıyla yeni bir konuya ışık tutardı. (Konuyu aydınlatıcı düşün-celer otaya koymak)

B) Ben de el yordamıyla çıkacağım bu yolculukta, yanıma neler alacağımı bir kenara yazdım. (Tahmin etmek) C) Derginin bu sayısında, kendi şiiriyle ilgili göz

kamaştırı-cı bir yorumla karşılaştık. (Çok güzel)

D) Fikret’in şiirlerini biliyor muydum, anlıyor muydum; şiir üzerine söylediklerini ölçüp biçmiş miydim? (Detaylı bir biçimde değerlendirmek)

E) Genç şairler, ustaları örnek almak bir yana, onlarla aşık atmaya yelteniyor. (Boy ölçüşmek)

4.

(I) Gezi yazıları, kaleme alındıkları dönemin görgü tanığıdır.

(II) Bu yazılar, farklı uygarlıkların yaşamını, folklorunu, eko-nomisini, insanların tutum ve davranışlarını yansıtır. (III) Ge-zilip görülmeyen yerleri okurların gözünde canlandırır ve on-lara sanal bir gezi imkânı sunar. (IV) Eskiden kitaplarla sınır-lı olan bu yazıları artık dergilerde, gazetelerde, internet say-falarında görebiliyoruz. (V) Okurlardan her dönemde ilgi gö-ren gezi yazıları, sanırım gelecekte de yoğun şekilde ilgi gör-meye devam edecek.

Gezi yazılarının ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yan-lıştır?

A) I. cümlede, bir saptama yapılmıştır. B) II. cümlede, içeriğinden söz edilmiştir.

C) III. cümlede, hangi amaçla yayımlandığından söz edil-miştir.

D) IV. cümlede, günümüzde farklı kaynaklarda yayımlandı-ğı söylenmiştir.

E) V. cümlede, geleceğine ilişkin bir öngörüde bulunmuş-tur.

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

KÖŞE

BİLGİ

Y

(5)

6.

I. İngiltere ve İsveç üniversitelerinin birlikte yaptığı bir araş-tırmaya göre, son 250 yıl içinde Şili çiğdeminin de ara-larında olduğu 571 bitki türü yok oldu.

II. Geçen yıla kadar, nesli tükenen bitkiler arasında

göste-rilen “Şili çiğdemi”nin doğada yeniden keşfedilmesi bi-lim insanlarını memnun etti.

II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-si söylenebilir?

A) I. cümledeki araştırmadan yola çıkılarak ulaşılan bir baş-ka sonuçtan söz edilmiştir.

B) I. cümlede belirtilen araştırma sonuçlarında yer alan bir bilgi, güncel bilgilerle düzeltilmiştir.

C) I. cümledeki araştırma yönteminin geçersizliğini vurgu-lamak üzere bir örnek verilmiştir.

D) I. cümlede yer alan bulguların yalnızca belli türler için kapsayıcı olabileceği savunulmuştur.

E) I. cümlede verilen bilginin yeterli saha araştırması yapıl-madan kamuoyuna açıklandığı kanıtlanmıştır.

5.

I. Çocuğun bir kurala hiç itiraz etmeden uyması, o

kurala-rın gerekli olduğu anlamına gelmez.

II. Çocuk, bir kurala körü körüne uymak yerine, o kuralın

konuluş gerekçesini öğrenerek kuralı içselleştirmelidir. III. Çocuklar kurallara uyduğunda ödüllendirilip

uymadığın-da uyarılırsa doğru ve yanlışı uymadığın-daha çabuk kavrar.

IV. Önemli olan, çocuğun bir kurala sorgusuz sualsiz

uy-ması değil, kuralın nedenini kavrayarak kuralı özümse-mesidir.

V. Çocuklara kurallara uymalarının kendileri için bir tercih değil, zorunluluk olduğu sık sık hatırlatılmalıdır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri

anlam-ca birbirine en yakındır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) II ve IV E) III ve V

7.

I. Grafen, karbon atomlarından oluşan tek katmanlı bir

mal-zemedir.

II. Yüksek mekanik dayanıklılığı ve kimyasal maddelere

kar-şı bariyer olmasıyla bilinir.

III. Bilim insanları grafenin, bu özelliklerinden dolayı

sivrisi-neklere karşı koruyucu kumaş geliştirmede kullanılabi-leceğini düşünmektedir.

Bu üç cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi-çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Karbon atomlarından meydana gelen tek katmanlı bir

malzeme olan grafenin, mekanik dayanıklılığı yüksek ve kimyasal maddelere engel olduğundan bilim insanların-ca sivrisineklere karşı koruyucu kumaş geliştirmede kul-lanılması düşünülmektedir.

B) Yüksek mekanik dayanıklılığı ve kimyasal maddelere kar-şı bariyer olmasıyla bilinen ve karbon atomlarından olu-şan grafen, bu özellikleriyle sivrisineklere karşı koruyu-cu kumaş geliştirmede yıllardır bilim adamlarının üzerin-de çalıştığı bir madüzerin-de olmuştur.

C) Bilim insanlarının sivrisineklere karşı koruyucu kumaş geliştirmede kullanılabileceğini düşündükleri grafen, yük-sek dayanıklılığı olan ve karbon atomlarından oluşan bir malzemedir.

D) Karbon atomlarından oluşan tek katmanlı bir malzeme olan grafen, bilim insanlarınca yüksek mekanik dayanık-lılığı ve kimyasal maddeleri engellemesi gibi özelliklerin-den dolayı koruyucu kumaş geliştirmede kullanılmakta-dır.

E) Tek katmanlı karbon atomlarından oluşan grafen, hem çok dayanıklı hem de kimyasal maddelere bariyer oldu-ğu için bilim insanları tarafından sivrisineklere karşı ko-ruyucu kumaşların geliştirilmesinde kullanılmaktadır.

8.

Ünlü bir mimarlık firması, kendine yetebilen bir toplum için

gerekli teknolojiye sahip olduğumuzu, bunun mimariye ve şehir planlamasına yansıması gerektiğini savunuyor. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?

A) İlgeç B) İşaret zamiri

C) Birleşik sözcük D) Durum belirteci

E) Dönüşlülük zamiri

KÖŞE

BİLGİ

Y

(6)

12.

Geri çevrildiler, üzüldüler, kapı kapı gezdiler ama pes etme-diler çünkü şöhrete giden yol reddedilmekten geçiyor. Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisinin örne-ği yoktur? A) Ünlü düşmesi B) Ünsüz yumuşaması C) Ünlü daralması D) Ünsüz benzeşmesi E) Ünsüz türemesi

13.

Havalimanına indikten sonra kiraladığımız araçla Milas’a

doğru yola çıkıyoruz. Tarihî evleri ile ünlü ilçedeki ilk dura-ğımız Beçin Kalesi. Sarp bir tepe üzerinde yükselen kalenin arkasındaki düzlükte Menteşe Beyliği’nin eski başkenti bu-lunuyor. Yapıların çoğunluğu 14. yy’da inşa edilmiş. Zeytin ağaçlarının arasında bir hayalet kenti andıran şehrin girişin-deki türbe, Ahmet Gazi’ye ait.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde yazım yanlışı vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V I II III IV V

10.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) İmkânlarımız el verdiği ölçüde çevremizdeki insanlara yardımcı olacağız.

B) Şarampole yuvarlanan araç, bir vinç ve çekici getirilerek yukarı çekildi.

C) Bu durumun sizi de bizi de ümitsizliğe sevk etmesini as-la istemem.

D) O kadar kararlı, o kadar gözü pekti ki civar mahalleden gelen çocuklar bile onun yanında olmak istiyordu. E) Kuşların barınması ve korunması için belki de buraya

kuş evi yaptırmamız iyi olacak.

11.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışlı-ğı yapılmıştır?

A) Yapıtta, hayatı biraz daha ağırdan alması gereken bir avukatın öyküsü anlatılmış.

B) Kahramanın yaşadığı bir terslik, onu bazı gerçeklerle kar-şılaştırır; aşk, cinayet, fedakârlık…

C) Soylu Sessizlik; konusuyla adını tam anlamıyla hak eden, üslubuyla okuru kendine çeken bir kitap.

D) “İnsanın en asil organı hangisidir?” diye sorsalar hepi-mizin vereceği cevap budur: Yüz.

E) “Kol kırılır, yen içinde kalır.” anlayışı eserde ne güzel özetlenmiş!

9.

Ereğli-İvriz yolu üzerinde turistlerin ilgi odağı olan bir tarihî

eser var: İvriz Hitit Kabartması. Bu, geniş bir meydanın karşısın-daki düz bir kaya duvarını süsleyen ve günümüzden 2 bin 700 yıl öncesine tarihlenen bir anıt... Anıtta şu ifade yer alıyor: “Ben hâkim ve kahraman Tuvana Kralı Varpalavas. Saray’da bir prensken bu asmaları diktim, Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin.”

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

I

II

III IV

V

14.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ögelere ayırmada bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Kötümserler, köşelerinden dünyanın kötüye gittiğinin doksan dokuz nedenini sayarlarken / iyimserler / epey / yol almış.

B) İçimizdeki güzellikler arasında / neşenin yeri / bambaş-kadır.

C) Sorunlarınıza gülerek bakabilirseniz / yükünüz / anında / hafifleyecektir.

D) Onca sorunun yer aldığı dünyamızda / sevgi, iyimserlik ve neşeye / her zamankinden fazla / ihtiyaç duyuyoruz. E) Evimden dışarıya çıktığım zamanlar / yanıma / küçük

boyda bir kitap almayı / hiçbir zaman / unutmam.

KÖŞE

BİLGİ

Y

(7)

18.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden fazla birleşik fiil kullanılmıştır?

A) Hepsi bir hikâyeden bahseder satır satır Duvarlarda dile gelir resim çerçeveleri B) Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız

Bu amansız boğuşmada öldü yarımız

C) Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı Fark etmez anne toprak ölüm maceramızı D) Aşkın büyüsüne kapılan kertenkele Kabuğunu sıyırmak için yollara düştü E) Gözlerime vurunca kubbelerin gölgesi

Öz cenneti gönlümle seyrettim ben bu akşam

15.

Eskiden Adana sokakları kocaman, insan boyunda

teker-lekleri olan, manda koşulu yük arabalarından geçilmezdi. Çamura batmış o koskocaman tekerlekli arabaları kara, dev gibi mandalar, bir masal dünyasından çıkmışcasına çamur deryası sokaklarda çekerlerdi.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-nemez?

A) “Eskiden” sözcüğü belirteçtir. B) “batmış” sözcüğü çekimli fiildir. C) “kocaman” sözcüğü yapım eki almıştır. D) “geçilmezdi” edilgen çatılı fiildir.

E) Benzetme ilgeci, eklendiği sözcükle birlikte niteleme gö-revinde kullanılmıştır.

17.

(I) Belli bir noktaya sabitlemeyi gerektiren bir iş

yapıyorsa-nız gözlerinizi düzenli olarak dinlendirmeniz gerekiyor. (II) Örneğin sürekli bilgisayar ekranına bakan bir ofis çalışanıy-sanız bunu yapmalısınız. (III) Bunun için saatinizin alarmını yirmi dakikada bir çalacak şekilde ayarlayın. (IV) Alarm her çaldığında işinize ara verip yaklaşık altı metre uzağınıza yir-mi saniye boyunca bakın. (V) Bu hareket, göz sağlığınızı ko-rumada önemli rol oynar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, hem basit hem birleşik çekimli fiil vardır. B) II. cümle, koşullu birleşik cümledir.

C) III. cümle, yüklemi türemiş fiil olan kurallı bir cümledir. D) IV. cümlede, birden çok zarf tamlayıcısı vardır. E) V. cümle, yüklemi geçişli çatılı etken fiildir.

16.

İnsanoğlu doğduğun başkalarına tümüyle bağımlıdır, bir

başkası yardım etmezse yaşaması çok zordur. Yedirilmesi, giydirilmesi, bakılması ve gözetilmesi gerekir. Çocuk büyür-ken başkalarına bağımlı olmaktan kurtulmaya başlar ve ba-ğımsız olmanın derecelerine yavaş yavaş ilerler, yüzünde gülümseme eksik olmadan. Yemekte kaşığı kendisi tutmak, emekleme devresinde basamakları kendisi çıkmak ister. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi, kö-künün türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V I II III IV V KÖŞE BİLGİ Y ayınları

(8)

19.

Kendi küçük ama gücü büyük bir sağlık deposudur kızılcık. Genellikle Karadeniz’i seven bu küçük meyve, çok yararlıdır. Uyku problemine ve şekere iyi gelmektedir. Kızılcık ekşisi ve C vitamini deposu marmelatı bu kırmızı meyveyi hemen her zaman sonbaharın gözdesi yapıyor.

Yukarıdaki tamlamalardan hangisi tür bakımından öteki-lerden farklıdır? A) I B) II C) III D) IV E) V I II III IV V

21.

(I) Cemal Süreya, ölümünden sonra yapıtlarının kıymeti hak

ettiği gibi bilinmiş, okur katında özellikle şiiriyle sevilmiş, son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle bir şair için öngörüle-bilir olanın ötesinde ve üstünde okurla buluşmuş bir şairdir. (II) Bir şairin yaşayacak en önemli mirası, büyük emeklerle oluşturduğu yapıtlarıdır. (III) Cemal Süreya’nın bugünkü du-ruma bakarak gelecekte de en çok okunan ve sosyal med-yada da en çok “paylaşılan” şairlerden olacağı kuşkusuz-dur. (IV) Ancak Cemal Süreya’ya sahip çıkma konusunda, şairin adına konulan şiir ödülüne yeterli ilginin gösterilme-mesi önemli bir eksikliktir. (V) Behçet Necatigil Şiir Ödülü, Sa-it Faik Hikâye Armağanı uzun yıllardır düzenli bir biçimde sür-dürülürken Cemal Süreya Şiir Ödülü’nün bir türlü istenen et-kinliğe ulaşamamış ve gerekli etkiyi sağlayamamış olması üzücüdür.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-cenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

22.

Dünya her geçen gün değişip dönüşürken ebeveynler ve

çocukları da bundan nasibini alıyor. Onların, bugün geçmiş-teki o aşırı itaatçi ve kısıtlayıcı anlayış yerine çocuklarının ba-ğımsızlığını ön planda tutan, okuyan, daha bilinçli bir kuşak olduğunu açıkça görebiliyoruz. Bu durum çocuklarıyla olan ilişkilerine de yansıyor. Âdeta teknolojinin kucağına doğan günümüz çocukları ise teknolojinin sunduğu tüm olanakla-ra olanakla-rağmen doyumsuz ve mutsuzlar. Teknoloji her ne kadar gündelik hayatımızda bize büyük olanaklar sunsa da yep-yeni sorunları, içinden çıkılması güç durumları peşi sıra sü-rüklüyor.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Teknolojinin, geleneksel sorunların çözümünü

güçleş-tirdiği

B) Teknolojinin insanlara önemli kolaylıklar sağladığı C) Günümüzde anne-babaların, çocuklarına eskiye oranla

daha özgürlükçü yaklaştığı

D) Teknolojinin kimi açmazları da beraberinde getirdiği E) Dünyadaki değişimin aileleri de etkisi altına aldığı

20.

Yayınevlerinin deneme kitabı basma ile ilgili

yaklaşımların-da bir sorun görmüyorum. Bu türün, yayınevleri tarafınyaklaşımların-dan özellikle göz ardı edildiğini düşünmüyorum. Burada teker teker saymak mümkün değil ama eski ve has denemecile-rin kitaplarının yeni baskıları yapılıyor. Sorun, gazete ve der-gilerde yayımlanmış ve güncelle sınırlı kalmış birtakım yazı-ların deneme kapsamında değerlendirilmek istenmesi. Ço-ğu zaman bu yazıların derlenmesi talebiyle karşılaşıyor ya-yınevleri. Ne var ki denemenin kurgu dışı yazıların tamamı-nı kapsamadığıtamamı-nı, denemenin kendine özgü kuralları olan bir tür olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu gözle bakıldığın-da aslınbakıldığın-da sorunun yayınevleriyle ilgili olmadığı, yazarların bir şeyleri unutmasıyla ilgili olduğu anlaşılıyor.

Bu parçaya göre yazarın “sorun” olarak gördüğü şey aşa-ğıdakilerden hangisidir?

A) Deneme türündeki kitaplara eskisi kadar ilgi gösterilme-mesi

B) Deneme türünde hep aynı yazarların kitaplarının basıl-ması

C) Deneme türünde eskisi kadar başarılı yazarların yetiş-memesi

D) Yayınevlerinin deneme kitapları basma konusunda çe-kingen davranması

E) Deneme niteliği taşımayan yazıların deneme başlığı al-tında yayımlanmak istenmesi

KÖŞE

BİLGİ

Y

(9)

24.

Geçmiş hayatımızda, ancak söylenecek sözü olanların din-lenilmeye hakkı vardı. Bu açıdan düşünülecek olursa söz, tabii ki bir “değer” olarak ortaya çıkardı. Kendini bir değer düzeyine yükselten her “söz”ün de o ölçüde değerli dinle-yicileri bulunurdu. Bu söz uzadıkça ya bir sohbete, derse yani hikmete açılır ya da yoğun hayat tecrübelerinden bes-lenerek doğrudan bir hatıra anlatımına ve masala dönüşür-dü. Hangi alanda gelişirse gelişsin, temelde sözlü kalan fa-kat sanatkârane bir edaya da bürünen bu anlatım tarzı, es-ki kültürümüzün asıl aktarıcılarından biri olup çıkardı. Ve kar-şısında hep “diri” kulaklar bulurdu.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi-sidir?

A) Söz söyleyen, karşısında istekli dinleyiciler bulursa da-ha coşkulu konuşur.

B) Eskiden söz söyleyenler, iyi yetişmiş ve donanımlı; din-leyen de o ölçüde seviyeli kişilerdi.

C) Ne söyleyeceğini bilmeyen konuşmacılar, etraflarına ka-labalık dinleyiciler toplayamaz.

D) Eskiden insanlar televizyon seyretmek yerine masal, hikâye anlatır ve dinlerlerdi.

E) Geçmişte “dolu” bir sözün alıcısıyla “boş” bir sözün alı-cısı birbirinden çok farklıydı.

23.

Gazeteci:

(I) ----?

Bilim İnsanı:

— Doğruyu söylemek gerekirse bunu tam olarak

bilemiyo-ruz. 200 yıldan beri üç karşıt kuram mevcut. Zaman zaman içlerinden biri öne çıkıyor: Günümüzde Ay’ın yerkürenin ol-dukça yakınında oluştuğunu, bir çarpışma sonucu ona ya-kalandığını düşünenler var; gene de kesin bir karara vara-bilmiş değiliz.

Gazeteci:

(II) ----?

Bilim İnsanı:

— Kaç yaşında olduğunu biliyoruz: 4,45 milyar yıl. Bu ara-da yerkürenin yaşının 4,50 milyar yıl olduğunu ara-da bir kena-ra yazalım. Ay’daki kayalıklarda bulunan oksijen türevlerinin -bilim adamlarının deyimiyle izotopların- miktarının ölçülme-si, onun doğduğu yerin Güneş’e ne kadar mesafede oldu-ğu konusunda bir fikir verdi. Sonuç: Bu yer, yerküreden faz-la uzakta ofaz-lamaz. Olsa olsa bir tarafta yerküreyle Venüs’ün, öbür tarafta yerküreyle Mars’ın tam ortasından geçen çizgi-lerin belirlediği bir kuşakta ortaya çıkmıştır. Yani merkezin-de yerkürenin olduğu, yaklaşık 50 milyon kilometre genişli-ğindeki bir bölgede.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-gisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Ay’ın Dünya’ya olan uzaklığı tam olarak ne kadar? (II) Ay tahminen kaç yaşındadır?

B) (I) Ay’ın yapısı tam olarak biliniyor mu?

(II) Ay’ın Güneş’e olan uzaklığı ölçülebildi mi?

C) (I) Ay, nasıl oluşmuştur?

(II) Bugün, Ay hakkında kesin olarak ne biliyoruz? D) (I) Ay, Dünya’dan önce mi oluştu?

(II) Ay’a çıkılması bilgilerimizde değişiklik sağladı mı? E) (I) Ay’ın oluşumu Dünya’dan sonra mı gerçekleşmiştir?

(II) Dünya ile Ay’ın ortak özellikleri nelerdir?

25.

Genellikle okurların gözden kaçırdığı bir ayrıntı vardır. Tüm

o şahane romanların ve öykülerin bir oturuşta yazıldığını ha-yal ederler. Yazar, daktilosunun başına geçer; günler gece-ler süren hummalı bir çalışmanın ardından metne son nok-tayı koyup gururla arkasına yaslanır. Masanın üzerinde yük-selen kâğıt yığını, ertesi sabah zarfa konacak ve yayınevine postalanacaktır. ----. Çünkü yaratıcı sürecin yarısı yazmak-sa diğer yarısı da düzeltmektir. Yazar, metnin üstünden de-falarca geçer ve her seferinde ufak tefek, bazen de çok kap-samlı düzeltmelerle metni daha iyi bir hâle getirmeye çalışır. Olayların temposunu, karakterlerin tepkisini, diyaloglarını adam eder.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) Bana sorarsanız yazarla ilgili küçümseyici bir bakış açı-sıdır bu

B) Okur kendi serüvenini yazarın yapıtlarında da görmek ister

C) Yayın sürecinin bu yönüyle kimse ilgilenmez nedense D) Bitmiş bir yapıtın arka planındaki zorluklardan biri de

bu-dur elbette

E) Ne var ki bu romantik hayalin gerçekle uzaktan yakın-dan ilgisi yoktur

KÖŞE

BİLGİ

Y

(10)

29.

Bir bilgin şöyle der: “Alışkanlıklar insanı çölleştirir. Bir yerde uzun süre kalma. Gece ile gündüz birbirini nasıl kovalıyor-sa sen de hayattan soğumamak için devamlı duygu ve dü-şünce hareketliliği içinde ol. Yenilik hep yenilik, senin yaşam döngün bu olsun.”

Bu parçanın bütününden yola çıkıldığında insana düşen görev aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumsal sorunlara çözüm üretmek B) Bilim üzerine düşünmek

C) Durağan bir anlayıştan kaçınmak D) Deneyimlerine güvenmemek

E) Geleneğin ve kuralların dışına çıkmamak

28.

Sanatçı, şiirdeki toplumsallığı, “gerçekliği dönüştürerek

ye-niden üretmek” olarak anlar ve şiirinde de bu biçimde orta-ya koorta-yar. Kalabalıkları şiirine özne orta-yapmadan bir tek insan üzerinden toplumcu bir şiirin yazılabileceğini de göstermiş-tir. Onun şiiri; gençleri etrafında toplayan, gençlerin öykü-nebileceği bir şiir değil. Duran, kendi içine bakan bir şiir ol-madığı için de şifrelerini kolay ele vermiyor. Devingen, ara-yan, yürüyen bir şiir... Bu noktada sanatçı, tek tek şairler bağlamında değil ama Türkçenin şiire sunduğu olanaklar noktasında “yol açıcı” bir şairdir çünkü sürekli yolda oldu-ğunu, akışın ve devinimin sürdüğünü imleyen bir temel üs-tüne kuruyor şiirini. Onun şiirine bütünlüklü bir şekilde ba-kıldığında söylenmesi gereken bir başka temel özellik de bu şiirin süreç içinde entelektüel ilgilerle, okumalarla zenginle-şen bir boyutunun olmasıdır. Bu yönüyle şiirin, anlamsızlık, anlaşılmazlık gibi bir sorununun da olmadığını söylemek ge-rekir.

Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağı-dakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Bireyden yola çıkarak toplumsal sorunlara ışık tutmak-tadır.

B) Dilin olanaklarını şiire yansıtmada öncü bir rol oynamış-tır.

C) Farklı bakış açılarıyla okunmaya uygun şiirler yazmıştır. D) Şiirinde sürekli bir yenilik arayışı söz konusudur. E) Genç şairlere yönelik, eğitici nitelik taşıyan bir üslubu

vardır.

26.

Öykü, günümüzde giderek kısalıyor, satıra dönüşüyor ama

büyük bir bölümü dergi sayfalarında okura ulaşmayı sürdü-rüyor, sürdürecek de. Öte yandan öykülerin kitaplaşması, romanın yazılıp yayımlanma süresinden uzun olabiliyor. Bir öykü, diğerleriyle bir araya gelip kitaplaşmak için dergi say-falarında, kâğıtlarda, defterlerde ya da bilgisayar dosyala-rında uzun süre bekleyebiliyor. Bu da bize gösteriyor ki bir öykü kitabında yer alan verimler, yazarın çeşitli dönemlerini ve eğilimlerini yansıtıyor. Ben aynı şeyin okur için de geçer-li olduğunu düşünüyorum: ----.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-kilerden hangisi getirilebilir?

A) Farklı zamanlarda yazılan öykülerin okur üzerindeki et-kileri farklı olur.

B) Öykülerini henüz yayımlamış, yolun başındaki bir yazar için bu, küçük de olsa bir şansızlıktır

C) Roman ve öykü arasında bir tercih yapmak gerektiğin-de öyküye yönelimin fazla olduğu görülecektir D) Dil sorunlarını aşmış bir yazarın daha uzun soluklu

eser-ler yazmasında okur da itici bir güç olmaktadır E) Okurun kendi sanat görüşüyle yazarınki arasında bir

fark-lılık olması, okurun bu öykülere bakışını değiştirmez

27.

Tiyatro sahnesi dediğimiz üç duvarlı dünyanın güneşi,

yağ-muru, rüzgârı, evleri, sarayları, hapishaneleri yalancı oldu-ğu hâlde orada yaşanan hayat, duyulan haz, çekilen ızdırap seyirciye hiç de sahte görünmez. Aksine o kadar gerçek his-sini verir ki bizi kendine asıl hayattan daha sıkı bir şekilde bağlar. Perde açılır açılmaz görünmeyen sihirli bir kuvvet ta-rafından yavaş yavaş kendi dünyamızdan çekilip alınırız. Temsil boyunca biz, artık kendi kendimiz olmaktan çıkar, başka ve âdeta kendimize yabancı insanlar hâline geliriz. Bu parçada tiyatronun hangi özelliği üzerinde durul-muştur?

A) Yararlılık B) Canlılık C) Akıcılık

D) Etkileyicilik E) Yaratıcılık

KÖŞE

BİLGİ

Y

(11)

30.

Bu sanatçının, 1980’li yılların şiirinde kök arama, bulma, in-sanı, dünyayı, hayatı tüm katmanlarıyla algılamaya yönelme çabası dikkat çekiyor. Metafizik duygularda yoğunlaşma, katıksız beğenileri öne alma gibi dönemin birkaç şairinde ancak beliren ana yönelimler göz önüne getirildiğinde onun çok önemli bir imza olduğuna hiç kuşku yok. Öte yandan, kendisiyle yirmi yıldır aralıksız süren bir dostluk ikliminde ye-şeren ruh akrabalığımız var; ne o ne ben bu sevgi ve dost-luk bağını sekteye uğrattık bunca yıl. Bundan hareketle, di-yebilirim ki o, özellikle değerbilirlik, iyiye yorma, ilkeli tavır alış gibi nitelikleri kişiliğinde birleştirmiş biridir.

Bu parçada sözü edilen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Önsezileri güçlü olan

B) Fizik ötesi duyguları öne çıkaran C) Vefalı bir kişiliğe sahip olan

D) Olayların her zaman iyi yönünü gören E) Yaşamı her yönüyle kavramaya çalışan

32.

Bu toplumun insanı, kendi içine kapanmış durumda. (I)

Kim-se çevresindekilerle diyalog kurmak içi çaba göstermiyor ar-tık. (II) Sokakta, işte, televizyonda insanların birbirleriyle ko-nuşmalarına bakarak diyalog kurduklarını düşünebilirsiniz. (III) Bir kere kimse karşısındakini dinlemiyor. (IV) Şu adam sussa da ben görüşümü bir güzel bildirsem, diye bekliyor herkes. (V)

Bu parçadaki anlam bütünlüðünün sağlanabilmesi için numaralanmýþ yerlerden hangisine “Ama karþýlýklý konuþ-malarý, birinin durup öbürünün konuþuyor olmasý onların di-yaloğa girdiklerini göstermez.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

33.

(I) Türk edebiyatında postmodernizmin patlak vermesi ve

çok satanlar olgusu karşısında özellikle modernist yazarlar, edebiyatta nitelik-nicelik konusunu tartışmaya açtı. (II) Bu yazarlar çok satanlar listesinin niteliğe bağlı bir düzenleme olmadığı düşüncesini seslendirdi. (III) Örneğin Adalet Ağa-oğlu 1980’lerde o zamanın ölçülerine göre çok satan bir ro-manı için kuşkuya düştüğünü bir röportaj sırasında belirt-mişti. (IV) Keza Mina Urgan, Bir Dinozorun Anıları’nın liste başı oluşuna benzer bir tepkide bulunmuştu. (V) Bugün her düzeyde edebiyat yapıtının kendi okuyucusuyla buluşması önemseniyor. (VI) Okuyucu da kendi yazarını deneme ya-nılma yoluyla da olsa kendi buluyor. (VII) Günümüzün dün-yasında artık yol gösterici eleştiriye, ne yazarın ne de oku-yucunun tahammülü var.

Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

31.

I. Büyük Ada, Heybeli Ada İstanbul’un güneyinde birer

ye-şil tepe olarak dikkatimizi çeken yükseltilerdir.

II. Bu yeşil, sessiz ve sakin yerler İstanbul’un

kalabalığın-dan bıkanlar için birer kaçış noktasıdır.

III. Ne var ki kış gelip havalar soğuyunca, bir de okullar açı-lınca adalarda çok az insan kalır.

IV. Temiz denizi, bol oksijeni, güzel mesire alanlarıyla bu-ralar özellikle yazın ziyaretçilerle dolup taşar.

V. Adaların yerlisi olan bu insanlar, kendine özgü âdetleri,

gelenekleri ve eğlence biçimleriyle canlı bir ada kültürü oluşturmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-tün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştir-mesi gerekir?

A) I ile II B) I ile III C) II ile III

D) III ile IV E) IV ile V

KÖŞE

BİLGİ

Y

(12)

----. Şehirlerin kendine has mimarisi, çocuk sesleriyle çınla-yan dar sokakları, rengârenk pazarları, tarihî çarşıları, yerel kumaşçıları, el yapımı ürünler satan dükkânları, üç kuşağın devir teslim yaptığı kahvehaneleri, çeşmeleri vardı. Buralar-dan dönerken eşe dosta oraya has, hatıra amaçlı ürünler alı-nırdı. Öyle ki eskiden evler coğrafya kitabı gibiydi. Alınan ürünler uç uca eklense bir Türkiye haritası ortaya çıkardı. Ama artık Türkiye’de başka bir şehre gitmek, başka bir şeh-re gitmek gibi değil. Şehirleri deniz, göl, dağ gibi coğrafi şe-killer ayırt edebiliyor ancak. Onun dışında nereye gitsek bir-birinin kopyası devasa beton binalar, siteler, gökdelenler var. Her yerde aynı kumaştan, aynı modelden elbiseler, gı-da ürünleri, hediyelik eşyalar, kahve fincanları… Çocuklu-ğumuzun kentlerindeki o yerel meyveler, sebzeler, yemek-ler ne yazık ki artık yavaş yavaş kayboluyor. Her şehir birbi-rini andırırken köyler, kasabalar birer ikişer haritadan silini-yor. Şu bir gerçek Türkiye’de hangi şehre baksak artık tek bir şehri görüyoruz aslında: İstanbul. Her kent ona özeniyor, onda ne varsa kendisinde de olsun istiyor.

34.

Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre, aşağıda-kilerden hangisi getirilmelidir?

A) Eskiden insanlar yanı başında duran mutluluğun farkı-na varmazdı

B) Bir zamanlar Anadolu’da bir şehre gitmek, gerçekten başka bir şehre gitmek demekti

C) Çocukluk yıllarımızda imkânsızlıklar için yaşamak zorun-daydık

D) Yıllar önce insanlar köylerini bırakıp büyük kentlere göç ettiler

E) Kent kültürünün insanlar üzerinde sınırlandırıcı bir etkisi vardı

35.

Bu parçadan,

I. Anadolu’daki küçük yerleşim yerlerinin birer birer kay-bolduğuna

II. Günümüzde bir kentten başka bir kente çok kısa süre-de ulaşılabildiğine

III. Kentlerin eski yıllardaki o kendine özgü tatlarının birer

birer yitip gittiğine

IV. Gelişmiş kentlerde el yapımı ürünler yerine fabrikalarda

üretilen ürünlerin tercih edildiğine yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) II ve IV E) III ve IV

34. - 35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

36.

Birincisi, edebiyat dergisi diye bir şey kalmadı zaten. O

ka-dar az sayıda ki... Kitap ekleri derseniz onlar kitap tanıtım yazılarına yönelik bir şey ve onun da yapılması gerekiyor. Ama onlar eleştiri değil. Eleştirel metinler yazanlar var elbet-te. Onların söylediklerini önemsiyorum. Yalnız benim için değil, başka yazarlar için söylediklerini de takip ediyorum. Bana kötü bir şey yazdıklarında üzülüyorum. Bizim okur pi-yasamız çok küçük, çok az okur var. Okurların, okuma alış-kanlıkları popüler kitaplara yönelik. Bizim edebiyat dünya-mızda kuramsal eleştiri okumak isteyecek -akademik çevre dışında- çok az kişi var. Ayrıca eleştirinin yayımlanması için birtakım mecraların da olması gerekiyor ve böyle mecralar yok bizde. Edebiyatımızda eleştirinin durumu pek iç açıcı değil.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok-tur?

A) Edebiyatımızda eleştirinin yerini nasıl buluyorsunuz? B) Sizce yeterli diyebileceğimiz bir edebiyat okurumuz var

mı?

C) Kitap eklerindeki yazılar eleştiri sayılabilir mi? D) Eleştirel metin yazanları dikkate alıyor musunuz? E) Sizin eleştiri yazılarınız var mı?

KÖŞE

BİLGİ

Y

(13)

37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Uluslararası Üstün Zekâlılar Topluluğuna üye arkadaşımın

anlattıkları ile ruh hâli arasında bir bağ kuramamanın kınlığını yaşıyordum. Arkadaşımın konuşması bittiğinde şaş-kın ve biraz da mahcup, söylediklerinin gerçek olup olma-dığını sormuştum. “Dokuz yaşımda ‘deha’ olmadığımı anla-dığım zaman, üç gün yemek yememiş ve gözlerim kan ça-nağına dönünceye kadar ağlamıştım.” diyordu arkadaşım. El bebek gül bebek büyütülen, sürekli iltifat yağmuruna tu-tulan bu insan, “deha” olduğu telkinleriyle büyümüş. Dokuz yaşında okulda kendisinden daha başarılı biriyle karşılaştı-ğında çevresinin ve özellikle öğretmeninin ilgisi o arkadaşı-na yönelince büyük bir hayal kırıklığı ve psikolojik bir yıkım yaşamış. Aileler ve eğitimciler bundan ders çıkarsalar ben-ce çok iyi olur.

Felsefe, bilim ve sanatta şablonculuğu inatla devam ettirir-seniz hiçbir yere varamazsınız. Bilim, felsefe ve sanatta şab-lonculuk öncelikle bilinç eksikliğinden gelir, diyenlere ben de katılıyorum. İyi yetişmemiş bir felsefe adamı, ne yazık ki kafasına yerleştirdiği bilgi kalıplarını, derinliği olmaya düşün-celeri sunmakla yetinecektir. Bir kafadaki kalıpları birçok ka-faya ulaştırmak bir tür cinayettir. Bu cinayet her gün her yer-de işlenir. Halbuki her alanda kalıpların içine koyamayaca-ğımız canlı, somut, temel bilgiler vardır. Yapılması gereken, bunlar üzerinde enine boyuna düşünme ve tartışma etkinli-ğini oluşturabilmektir. Bunun için de gördüğümüz eğitimin doğru bilinç oluşturan bir eğitim olması gerekir. Bir konuyu ya da sorunu ancak tarihi içinde doğru olarak kavradıktan sonra tartışma konusu yapmak doğru olur. Ancak o durum-da belli bir yetkinlikle ve özgürce düşünebilmekten söz ede-biliriz. Bilmediğimiz şey, üstünde düşünemeyeceğimiz şey-dir. Yetersiz eğitim zorunlu olarak kalıpçılığı getirir, bu da in-sanı köreltir.

37.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-gisi söylenemez?

A) Tartışmacı bir yol benimsenmiştir. B) Devrik cümle kullanılmıştır. C) Deyimlere yer verilmiştir. D) Mecazlı söyleyişler vardır. E) Öneri nitelikli cümle içermektedir.

39.

Bu parçada anlatılanlar dikkate alındığında, kalıpçılığı kırmak için

I. Temel bilgiler üzerinde ayrıntılı olarak düşünmek

II. Doğru bilinç oluşturan bir eğitimden geçmek

III. Eğitimin her safhasında felsefi kavramlarla düşünme

tarz-larını etkin kılmak

yargılarından hangileri gerekli görülmüştür?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II

D) I ve III E) II ve III

38.

Bu parçadan

I. Gerçekleşmeyen beklentiler insanı üzer.

II. İlgiden yoksun büyüyen çocuklar toplumda değişik

so-runlara yol açabilir.

III. Eğitimcilerin öğrencilere yaklaşımlarında dikkatli

olma-ları gerekir.

IV. Üstün zekâlı olmayanlar bazı toplumlarda dışlanabilir.

V. Aileler, çocuklarını yetiştirirken ölçülü davranmalılar.

aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) I ve III B) Yalnız IV C) II ve III

D) II ve IV E) III ve V

40.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-bilir?

A) Bütün ülkelerin yetkin bilim ve felsefe insanlarına gerek-sinimi vardır.

B) Bilim, felsefe veya sanat alanlarından birinde ilerleyen kişi, diğerlerinde de yetkin düşünceler üretebilir. C) Eğitimdeki yetersizlikler hem bilim hem de sanat ve

fel-sefenin eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

D) Bir düşünceyi irdelemeden benimsemek, daha çok, bi-linç eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

E) Toplumdaki herkesin temel konular üzerinde bilgisi ol-madan gelişmek mümkün değildir.

KÖŞE

BİLGİ

Y

(14)

TYT

2.

Osmanlı Devleti’nde uygulanan Millet Sistemi, toplumun ırk

ve diline göre değil, din ve mezhep aidiyeti esasına dayanır. Bu bilgiye dayanılarak Osmanlı Devleti’nde görülen;

I. İspanya’dan getirilen Yahudilerin bir kısmının İstanbul’a

yerleştirilmesi,

II. Ermenilerin; Gregoryen, Katolik ve Protestan olarak üç millet hâlinde teşkilatlandırılması,

III. Venedik ve Cenevizlere Osmanlı limanlarında ticaret

yap-ma izninin verilmesi

durumlarından hangilerinin Millet Sistemi’yle ilgili oldu-ğu söylenebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve III E) I, II ve III

4.

Fatih Sultan Mehmet’in, 1481’de vefat etmesi üzerine II.

Ba-yezid tahta çıkmış, fakat kardeşi Cem Sultan ona karşı taht mücadelesine girişmiştir. Anadolu’nun kendisine bırakılma-sını isteyen Cem Sultan, ağabeyi ile girdiği taht mücadele-sini kaybederek Memlûklulara sığınmıştır.

Cem Sultan’ın bu tutumunun;

I. iç sorunların dış soruna dönüşmesi,

II. fetih hareketlerinin duraksaması,

III. Avrupalı devletlere ilk kapitülasyonların verilmesi

durumlarından hangileri üzerinde etkili olduğu savunu-labilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) II ve III E) I, II ve III

3.

Mekke’deki Kureyş kabilesinin Emeviler adıyla bilinen

Ümey-yeoğulları koluna mensup olan Hz. Osman yakınlarının et-kisinde kalarak ordu komutanlıklarına ve valiliklere Emevi ai-lesinden olanları atamıştır.

Bu durumun aşağıdakilerden hangisi üzerinde etkili ol-duğu savunulabilir?

A) Hz. Osman’a karşı halkın bazı kesimlerinde tepki oluş-ması

B) Hilafetin saltanata dönüştürülmesi

C) Aynı dönemde birden fazla halifenin ortaya çıkması D) Başkentin Medine’den Kufe’ye taşınması

E) Ridde Savaşlarının başlaması

1.

Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra 3 Mart 1924’te

TBMM, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu kabul etmiştir. Bu ka-nuna göre Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bütün okulların prog-ramlarının ve eğitim sisteminin düzenlenmesi Millî Eğitim Ba-kanlığına bırakılmıştır.

Bu kanunun aşağıdakilerden hangisi üzerinde etkili ol-duğu savunulamaz?

A) Eğitim ve öğretimde birliğin sağlanması B) Okullardaki devlet denetiminin artması C) Medreselerin kapatılması

D) Ülkedeki tüm yabancı okulların kapatılması

E) Duygu ve düşüncede birleşen bir toplum oluşturulması

1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1-5), Coğrafya (6-10), Felsefe (11-15), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16-20), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alan-lar için Felsefe (21-25) alanalan-larına ait toplam 25 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

KÖŞE

BİLGİ

Y

(15)

5.

Fenikeliler, Kıbrıs, Girit, Sardunya, Sicilya gibi büyük adalar-da ticaret üsleri oluşturmuşlardır. Hatta Cebelitarık Boğazı’nı aşarak Atlas Okyanusu kıyılarına ulaşmışlardır. İleride güç-lenerek Roma İmparatorluğu’nun rakibi hâline gelecek olan Tunus’taki Kartaca şehrini de Fenikeliler kurmuştur. Bu bilgilere bakılarak aşağıdakilerden hangisi söylene-bilir?

A) Fenikeliler, bir dönem Roma İmparatorluğu’na üstünlük sağlamıştır.

B) Roma İmparatorluğu’nun temelini Fenikeliler atmıştır. C) Fenikelilerin Akdenizdeki üstünlüğüne Roma

İmparator-luğu son vermiştir.

D) Mezopotamya kültürünün batıya taşınmasında Fenike-liler etkili olmuştur.

E) Fenikeliler, Akdeniz havzasında ticaret kolonileri kurmuş-lardır.

6.

Aşağıda, coğrafyanın inceleme alanında yer alan bazı

olay-lar verilmiştir.

• Bir bölgedeki dağların uzanışı, yükseltisi ve arazideki ka-yaç türlerinin incelenmesi

• Yılın belirli dönemlerinde meydana gelen heyelan ve çığ olaylarının nedenlerinin ve sonuçlarının araştırılması • Çayır ve mera alanlarıyla hayvancılık faaliyetleri

arasın-daki ilişkinin incelenmesi

• Elektrik üretiminde yararlanılan akarsu, rüzgâr, jeoter-mal santrallerin toplam elektrik üretimindeki paylarının incelenmesi

Aşağıdakilerden hangisi, coğrafyanın inceleme alanına giren bu konuları işleyen alt bilim dallarından biri değildir? A) Jeomorfoloji

B) Afetler Coğrafyası C) Enerji Coğrafyası D) Tarım Coğrafyası E) Klimatoloji

7.

Bir okul panosunda, depremden korunmayla ilgili

yapılma-sı gerekenler aşağıdaki afişlere yazılmıştır.

Buna göre, hangi afişler deprem sırasında yapılması ge-rekenleri bildirmektedir?

A) I ve II B) I ve III C) II ve III

D) II ve IV E) III ve IV

Dökülen tehlikeli maddeleri temizleyin! I.

Çömelin! Kapanın! Tutunun! II.

Yaralılara derhal müdahale edin! III.

Sakin olun! Paniğe kapılmayın! IV.

8.

“Göçlerin Mekânsal Etkileri”nin işlendiği derste öğretmen,

“Sanayileşmenin etkisiyle hızla gelişen şehirlere göç eden insanların bazı sorunlarla karşılaşabileceklerini” ifade etmiş, bu sorunlardan bazılarının yaşamsal olabileceğini belirtmiş-tir.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi öğretmenin sözünü ettiği yaşamsal sorunlar arasında gösterilemez? A) Yeşil alanların yetersiz kalması

B) İnsanların işsiz kalması C) Barınacak yerlerin olmaması D) Suç örgütlerinin ağına düşmesi E) Sağlık hizmetlerinin yetersiz kalması

KÖŞE

BİLGİ

Y

(16)

10.

Aşağıdaki haritada bazı alanlar numaralandırılarak gösteril-miştir.

Buna göre, numaralandırılan alanların iklim özellikleriy-le ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) I numaralı alanda her mevsimi soğuk iklim koşulları ha-kimdir.

B) II numaralı alanda her mevsimi sıcak ve yağışlı geçen tropikal iklim özellikleri görülür.

C) III numaralı alanda gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları azdır.

D) IV numaralı alanda yazları yağışlı, kışları kurak geçen muson iklim özellikleri hakimdir.

E) III ve V numaralı alanlarda sıcak ve kurak çöl iklimi ha-kimdir. Ekvator I II III IV V

9.

Bölge sınırları, bölgeyi oluşturma amaç ve ölçütlerine göre

değişiklik gösterebilir. Bazı bölgelerin sınırları birbiriyle ör-tüşürken, bazılarınınki tamamen birbirinden farklı olabilir. Buna göre, aşağıdaki bölgelerden hangisinin sınırları birbirleriyle daha az örtüşür?

A) Akdeniz iklim bölgesi - Maki bölgesi B) Kış turizmi bölgesi - Karstik bölge C) Tarım bölgesi - Delta bölgesi

D) Sıcak ve nemli bölge - Yağmur ormanları bölgesi E) Deprem bölgesi - Kaplıca ve ılıca bölgesi

11.

“Varoluş özden önce gelir.” Bu ifade şu anlama gelir: Önce

insan vardır; yani insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra tanımlanıp belirlenir, yani özünü/doğasını ortaya çıka-rır. Başka bir söyleyişle, varoluşçuluk, insanın doğuştan ge-tirdiği bir öz ya da doğa anlayışını kabul etmez. Bundan do-layı insan önceden tanımlanamaz, belirlenemez.

Bu açıklamalar aşağıdaki görüşlerden hangisiyle ilişki-lendirilebilir?

A) Descartes’ın kartezyen felsefesiyle B) Platon’un rasyonalizmiyle C) J. P. Sartre’ın egzistansiyalizmiyle D) Auguste Comte’un pozitivizmiyle E) Hegel’in idealizmiyle

12.

Hegel’in idealizmi, mutlak idealizm olarak adlandırılır.

Bu-nun nedeni ise, oBu-nun felsefesinin temel kavramlarından bi-risinin “mutlak tin” kavramı olmasıdır. Gerçeklik, yani doğa ve insan-kültür dünyası, Mutlak Tin’in kendini açımlama ve gerçekleştirme evreleridir. Mutlak Tin, Hegel’in varlık anla-yışını ve diğer konulardaki düşüncelerini anlayabilmek için de bilmemiz gereken temel kavramların başında gelir. Bu parça 18.-19. yüzyıl felsefesinin;

I. bilginin kaynağı,

II. ahlakın ilkesi,

III. varlığın oluşu

problemlerinden hangileri ile ilişkilendirilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) Yalnız III E) II ve III

KÖŞE

BİLGİ

Y

(17)

15.

Antik Yunan kent devletindeki demokrasi deneyimleri top-lumsal homojenliği sağlayacak ve kutuplaşma ve çatışma-ları önleyecek çözümlerle el ele ilerlemiştir. Sorun iktisadi eşitsizliklerin kendini siyasal alanda göstermesi, siyasal eşit-sizliklerin de iktisadi eşitsizlikleri derinleştirmesi olarak be-lirlenmiştir. Bu çerçevede, Antik dünyada orta sınıfın önemi keşfedilmiş; tüm uygulamalarda alt ve üst sınıfların ortaya doğru çekilmesi amaçlanmıştır. Bu denkleme göre, orta sı-nıf ne kadar güçlü ise toplumsal yapı o kadar güçlü ve sağ-lıklı olabilecektir. Kaldı ki, Platon’un ve Aristoteles’in öneri-lerinde de aynı hassasiyetler sürdürülmüş ve ölçülülük, ada-let ve orta doğru gibi temel kavramlar yoluyla toplumsal ba-rış ve adalet sağlanmaya çalışılmıştır. Yüzyıllar sonra, Rous-seau da etkili bir demokrasi için toplumsal ortak paydanın genişletilmesini öngörmüş ve katılımın bunu sağlayacağını ileri sürerek Antik Yunan kent devleti modelinden esinlen-miştir.

Bu parçaya dayanılarak aşağıdaki sonuçlardan hangisi-ne ulaşılamaz?

A) Ekonomik sorunlar toplumları etkilemektedir. B) Eşitsizlikler toplumları etkilemektedir. C) Antik Yunan demokrasinin beşiğidir.

D) Antik Yunan’da çoğunluğun refahı amaçlanmıştır. E) Demokrasileri değerli kılan güçler ayrılığı ilkesidir.

13.

Bilgi edinmede hem aklın hem de algının/duyumların rolü

vardır. Duyumlama ve düşünme etkinliği birlikte çalışarak bilgiye ulaşmaktadırlar. Algı/duyum ve aklı (düşünmeyi) bir-birinden ayıramayız. Ancak bilgi felsefesi açısından baktığı-mızda, yaşamımızla ilgili deneyimlerimizin bazılarının duyu-sal, bazılarının ise akılsal özellikler taşıdığı saptanabilir. Du-yularımızla tek tek olguları görür, hisseder ve onlar hakkın-da çeşitli izlenimlere sahip oluruz. Ancak duyumlar bize yal-nızca tek tek nesneler ve olgular hakkında bir “tam bilgisi” verirler. Fakat insan yalnızca bununla yetinmez, akıl yoluy-la genel kavramyoluy-lara ve yasayoluy-lara da uyoluy-laşmak ister.

Bu parça aşağıdaki görüşlerden hangisine dayanak ya-pılabilir?

A) Evren hakkındaki bilgimiz, duyum ve akıl işbirliğiyle or-taya çıkar.

B) Doğru bilgi duyumlara dayanır.

C) Akıl duyulardan daha güvenilir bir bilgi kaynağıdır. D) Bilginin tek kaynağı akıldır.

E) Doğru bilgide ne aklın ne de duyumun bir rolu vardır.

14.

Stoacılığın fizik (evren) anlayışı, aynı zamanda bu akımın

lak anlayışının da temelini oluşturur. Stoa felsefesinde, ah-lakın doğaya/evrene dayanarak temellendirilmesi söz konu-sudur. Stoacı evren anlayışında Tanrı evrenden ayrı olma-yıp onun ruhu durumundadır, insanlarda da tanrısal ateşin bir parçası bulunur. Bütün şeyler de “Doğa” adı verilen tek bir dizgenin parçalarıdır. Bu nedenle kişisel yaşantı doğay-la uyumlu olmalıdır. Bundan dodoğay-layı bireysel istemin, doğa-nın amaçları arasında bulunan amaçlara yönelmesi gerek-lidir. Erdem, doğayla uyumlu istem demektir.

Stoacıların bu görüşünün dayandığı temel varsayım aşa-ğıdakilerden hangisidir?

A) İnsanın doğası sınırsız istekleri içerir. B) İnsan doğaya uygun yaşamalıdır. C) Ahlaksal eylem yararı amaçlar. D) Doğadaki uyumun kaynağı maddedir. E) Tanrı evrenden aşkın bir yapıdadır.

KÖŞE

BİLGİ

Y

(18)

16. - 20. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olanlar ve İmam Hatip Okulları öğren-cileri/mezunları cevaplayacaktır.

19.

“Kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine

sığınırım.” (Felak, 113:5)

Bu ayette sakınılması istenen davranış aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hile B) İsraf C) Suizan

D) Gıybet E) Haset

20.

Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni sınıf panosuna yuka-rıdaki görselin altına “Kuşkusuz Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte doğru yol budur.” (Hûd, :112) ayetini yazmış, ayetteki “doğru yol” ifadesinin altını çizmiştir.

Öğretmen bu görsel ve ayetin çizili bölümüyle aşağıdaki kavramlardan hangisinin önemini vurgulamak istemiştir?

A) İhlas B) İhsan C) Takva

D) Sırat-ı müstakim E) Şehadet

18.

• İbn Kesîr

• Maturidi • Fahreddin Razi

• Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Yukarıda ismi verilen kişiler Kur’an-ı Kerim ayetlerinin anlam-larını açıklayan, hükümlerini ve bu hükümlerin dayandığı ge-rekçeleri açığa çıkaran ve ayetleri belirli bir yöntem çerçe-vesinde yorumlayan ilim adamlarıdır.

Bu bilgilere göre ismi verilen ilim adamlarının aşağıda-ki alanlardan hangisi üzerinde çalıştıkları söylenebilir?

A) Hadis B) Tefsir C) Fıkıh

D) Kelam E) Felsefe

16.

• “Müminin ruhu cesedine tekrar iade edileceği kıyamet

gününe kadar (bir kuş gibi) uçacak ve cennetteki mey-velerden yiyecektir.” (İbn Kesir)

• “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendi-lerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırıl-maktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (he-nüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayaca-ğına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.” (Âl-i İm-rân, 3:169-170)

Yukarıdaki hadiste ve ayette, vefatından sonra müminlerin ve şehitlerin durumu hakkında bilgi verilmektedir.

Bu bilgilerde ahiretle ilgili kavramlardan hangi ikisi hak-kında açıklama vardır?

A) Berzah - Ba’s B) Ba’s - Mizan C) Haşir - Sırat

D) Mizan - Mahşer E) Mahşer - Sırat

17.

Bu görseldeki türbede defnedilmiş kişiyle ilgili şunlar söyle-nebilir:

• 1207 yılında Horasan’ın Belh şehrinde doğmuştur. • Anadolu’da düşünceleri en fazla etkili olan ve

yüzyıllar-dır eserleri okunmaya devam eden şair, yazar ve muta-savvıflardandır.

• Hakkındaki çalışmalar ve eserlerinden yapılan tercüme-ler vasıtasıyla görüştercüme-leri bugün dünyada geniş bir kitleyi etkilemiştir.

• Divan-ı Kebir, Mesnevi, Fîhi Mâ fîh gibi eserleri vardır. Bu eserler İslam dünyasında olduğu gibi Batı’da pek çok ülkede de en çok okunan kitaplar arasında bulunur. Buna göre türbede aşağıdakilerden hangisinin defnedil-miş olduğu söylenebilir?

A) Ahi Evran B) Ahmet Yesevi C) Mevlana

D) Sarı Saltuk E) Hacı Bektaş-ı Veli

KÖŞE

BİLGİ

Y

(19)

21. - 25. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alan-lar cevaplayacaktır.

24.

Bilinç söz konusu olduğunda, onun özünün yönelmişlik

ol-duğunu bildiren Husserl, beşeri deneyimle ilgili en temel ve aşikâr olgunun, bilincin kendisinden ziyade, onun her za-man bir şeyin bilinci olması olgusu olduğunu belirtir. Hus-serl’e göre, yönelmişlik halinde bilinç, fiilen var olan ya da var olabilecek olan bir nesneye doğru sürekli bir yönelme içinde olur.

Husserl’in bu görüşleri, aşağıdaki yaklaşımlardan han-gisinin temsilcisi olduğunun göstergesidir?

A) Relativizm B) Materyalizm

C) Realizm D) Fenomenoloji

E) Kritisizm

21.

Felsefi düşünce bir toplumun yaşayış biçimini, düşünüş

tar-zını ve kültür örüntülerini rasyonel, kapsamlı, tutarlı, sistem-li ve metodik olarak tasvir etme girişimi olarak tarif edilebi-lir. Felsefi düşünce belli bir konuda tek bir doğru görüşün olmadığı, alternatif görüş ve teorilerle zenginleşen bir dü-şüncedir. Filozofların mizaci farklılıkları, yaşadıkları tarihsel koşullar, dünyaya bakış tarzları, aynı konuda farklı sonuçlar üretilmesine sebep olur.

Bu parçaya dayanarak felsefe için aşağıdakilerden han-gisi söylenemez?

A) Kesin bilgiler sunduğu B) Öznel olduğu C) Akılcı olduğu

D) Toplumdan arınık olmadığı E) Özgün görüşleri içerdiği

22.

Sofist filozof Protagoras’ın öncü olduğu relativizm

kuramı-na göre insan, kendinde gerçekliği değil, yalnızca onun, zih-ninde yarattığı etkilere sahiptir. Bu etkileri veri olarak kulla-nan zihin, bilgiyi oluşturur. Bilgi, ancak insanın varlığı ile mümkün olabilir ve buna bağlı olarak da son tahlilde doğ-ruluk iddialarının tümü özneldir. Çünkü, insanın dışında yer alan nesnel bir ölçütten yoksundur. Doğruluk iddiasını taşı-yan bir kuram, insanın nesne ile olan ilişkisi ile sınırlandırıl-mıştır. O halde nesne hakkındaki bir kuram, bu ilişkiyi aşan bir doğruluk ölçütü taşıyamaz. Kurulan ilişkinin belirleyicisi insandır ve nesne hakkındaki kuramlardan biri, “mutlak doğ-ruluk”a sahip olmak gibi bir üstünlük taşımaz.

Buna göre, relativizmi destekleyen yargı aşağıdakiler-den hangisidir?

A) Ahlak kuralları evrenseldir. B) İnsan her şeyin ölçüsüdür.

C) Gelenek ve görenekler kişilere göre değişmez. D) En doğru bilgi sezgilere dayanan bilgidir. E) Ahlaksal yargılar nesnel bir yapıdadır.

23.

I. Felsefede uzmanlaşmaların olduğu dönemdir.

II. Felsefenin yeni yöntemler kazandığı dönemdir. III. Felsefede yeni ana akımların oluştuğu dönemdir. IV. Dilsel analizlerin yapıldığı, dil ve düşünce arası ilişkilerin

incelendiği ve dil kuramlarının geliştirildiği dönemdir.

V. İnancın bilgiyi mümkün kıldığı düşüncesinin egemen

ol-duğu dönemdir.

Verilenlerden hangileri 20 .yüzyıl felsefesinin özellikleri arasında gösterilemez?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) III ve IV

D) IV ve V E) Yalnız V

25.

– İnsan doğal olarak bencil bir varlıktır, ancak doğasını

aşabildiği ölçüde ahlak ortaya koyabilecektir.

– İnsanlar toplumsal sözleşme ile devlete kendilerini yö-netme hakkını devrederler.

– Devlet yapma bir kurumdur, kutsallığı yoktur.

Verilen açıklamaları aşağıdaki filozoflardan hangisi sa-vunur?

A) T. More B) Voltaire C) T. Hobbes

D) Descartes E) F. Bacon

KÖŞE

BİLGİ

Y

(20)

TYT

2.

Bir doğal sayının rakamlarının kareleri toplamını alma işlemi

sürekli tekrar edildiğinde 1 sayısına ulaşılıyorsa bu sayılara “Mutlu sayı” denir.

Örneğin 13 sayısı için;

12 + 32 = 1 + 9 = 10 12 + 02 = 1 elde edilir. Buna göre, I. 7 II. 32 III. 139

sayılarından hangileri Mutlu sayıdır?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) II ve III E) I, II ve III

1.

0,2 0,5 13 – 25 43

Yukarıdaki rasyonel sayılardan;

• İkisinin çarpımı – 1

5’tir.

• İkisinin toplamı 8

15’tir.

Buna göre, çarpma ve toplama işlemlerinde kullanılma-yan sayı aşağıdakilerden hangisidir?

A) 0,2 B) 0,5 C) 1 3 D) – 2 5 E) 4 3

3.

Aşağıda 0’dan 9’a kadar rakamların yazılı olduğu 10 düğme

ve üzerinde üç basamaklı doğal sayı yazan bir gösterge ve-rilmiştir.

0

3

3

4

5

6

7

7

8

9

1

2

2

Aslı ve Berk, yukarıdaki üçer düğmeye basınca düğmelerin üstündeki göstergede üç basamaklı sayılar görünmektedir. İlk kez düğmeye basılınca yüzler basamağı, ikinci kez düğ-meye basınca onlar basamağı ve üçüncü kez düğdüğ-meye ba-sılınca birler basamağını oluşturacak rakamlar göstergede görünmektedir.

Örneğin; yukarıdaki göstergede sırasıyla 2, 3 ve 7 yazan düğmelere basılınca 237 sayısı görünmüştür.

Aslı, sırasıyla üç düğmeye basınca 5 ile bölündüğünde 1 kalanı veren rakamları farklı üç basamaklı en büyük doğal sayıyı elde etmiştir.

Berk, sırasıyla üç düğmeye basınca 4 ile bölündüğünde 1 kalanı veren rakamları farklı üç basamaklı en küçük sayıyı elde etmiştir.

Buna göre,

I. Aslı ile Berk’in bastığı ortak düğme yoktur. II. Aslı ve Berk’in elde ettiği sayıların toplamı 1091’dir. III. Aslı ve Berk düğmelere bastıktan sonra basılmayan

düğmeler üzerindeki rakamların toplamı 14’tür. ifadelerinden hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) I ve III E) II ve III

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

KÖŞE

BİLGİ

Y

(21)

7.

Beş katlı bir binanın zemin katında bulunan asansöre belli sayıda kişi binmiştir. Tek numaralı katlarda o anda asan-sördeki kişilerin 1

3 ü inmiş, çift numaralı katlarda ise o anda

asansördeki kişi sayısı kadar kişi binmiştir.

4. kattan, 5. kata çıkarken asansörde 64 kişi olduğuna göre, zemin katta asansöre kaç kişi binmiştir?

(Zemin kat 0’dır.)

A) 24 B) 36 C) 40 D) 48 E) 60

6.

2n 2n + 1 2n + 2 2n + 3 2n + 4 2n + 5

Şekil-1

Yukarıdaki Şekil-1 de üzerinde üslü sayılar yazılı olan 6 kutu yan yana dizilmiştir. Her adımda en soldaki kutu en sağa alı-narak Şekil-2 deki gibi yeni dizilimler elde ediliyor.

2n 2n + 1 2n + 2 2n + 3 2n + 4 2n + 5 Şekil-2 2n + 3 2n + 4 2n + 5 2n + 1 2n + 2 2n 1. Adım 2. Adım

202. adımda elde edilen dizilimdeki en sağdaki üç kutunun

üzerinde yazan sayıların çarpımı 815 tir.

Buna göre, Şekil-1 deki ilk kutunun üzerinde yazan 2n üslü ifadesindeki n değeri kaçtır?

A) 11 B) 12 C) 13 D) 14 E) 15

4.

12 mL

Şekil-1

Şekil-2

12 mL

Şekilde dik dairesel silindir biçiminde 12 mL lik deney tüp-leri önce 10 eşit parçaya, sonra da her bir parça 4 eşit par-çaya bölünerek ölçeklendirilmiştir.

Şekil-1’deki deney tüpünde ok ile gösterilen kısma kadar sıvı vardır. Deney tüpündeki sıvının bir miktarı kimya deneyi sırasında kullanılınca deney tüpündeki sıvının görünümü Şekil-2’deki ok seviyesine kadar düşüyor.

Buna göre, kimya deneyinde kaç mL sıvı kullanılmıştır?

A) 2,6 B) 2,7 C) 2,8 D) 2,9 E) 3,9

5.

x, y ve z gerçel sayıları için

4

9 < x < y < z < 32

eşitsizliği veriliyor.

Buna göre, x2+y3+z4 toplamının alabileceği kaç farklı tam

sayı değeri vardır?

A) 9 B) 10 C) 12 D) 14 E) 16

KÖŞE

BİLGİ

Y

(22)

8.

Arda ve Tuğba bir sayı oyunu oynamaktadır.

Arda, aklından rakamları birbirinden farklı üç basamaklı bir doğal sayı tutuyor.

Tuğba ise bu sayıyı çeşitli tahminler yaparak bulmaya ça-lışıyor.

Arda, Tuğba’nın yaptığı her tahmin için “D” ve “▼” sembol-leriyle sayıya ne kadar yaklaştığını belirten ipuçları veriyor. Arda’nın ipuçlarında yer alan her “▼” sembolü aranan sa-yıya ait doğru bir rakamın olduğunu ama yanlış yerde ol-duğunu; her “D” sembolü ise aranan sayıya ait bir rakamın doğru yerde olduğunu gösteriyor.

6

1

5

▼ ▼

2

6

1

5

8

2

▼▼

8

5

6

DD D

Örneğin, yukarıda verilen ilk üç tahmin ve ipucundan sonra Tuğba, Arda’nın aklından tuttuğu sayıyı 856 olarak bul-muştur.

2

3

7

▼▼

6

7

8

D▼

7

6

3

▼ ▼ ▼

Verilen tabloda, aranan sayının onlar basamağı kaçtır?

A) 8 B) 7 C) 6 D) 3 E) 2

9.

(a, b) sıralı ikililerinin bileşenlerinden; küçük olanı min(a, b),

büyük olanı maks(a, b) ile gösteriliyor. İki bileşen eşit ise herhangi bir bileşene eşit olarak alınıyor.

Örneğin; min(2, 5) = 2, maks(4, 7) = 7 min(2, 2) = 2 dir. A ve B kümeleri; A = {x Î Z: min(x + 1, 4 – 0,5x) ³ 1} B = {x Î Z: maks(x – 2, 13 – 2x) £ 6} biçiminde tanımlanıyor.

Buna göre, A Ç B kesişim kümesinin elemanları top-lamı kaçtır?

A) 13 B) 14 C) 15 D) 16 E) 17

11.

Gerçel katsayılı ve baş katsayısı 2 olan ikinci dereceden bir

P(x) polinomu x – 2 ve x + 1 ile ayrı ayrı bölündüğünde aynı kalanı vermektedir.

P(x) polinomunun katsayılar toplamı –7’dir.

Buna göre, P(a) ifadesinin asal sayı olmasını sağlayan a tam sayısı aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) 1 B) 2 C) 4 D) 5 E) 7

10.

Yukarıda Ada, Berk ve Ege’nin sayı doğrusu üzerinde ka-lemle yaptığı işaretlemeler gösterilmiştir.

Ada, 0 noktasından başlayarak 3 birim ileri, 2 birim geri ha-reket ederek sayı doğrusunda ilk noktasını işaretliyor. Daha sonra işaretlediği bu noktadan başlayarak 3 birim ileri, 2 bi-rim geri hareketine devam ederek sayı doğrusunda ikinci noktasını işaretliyor. Sayı doğrusundaki işaretlemesine bu şekilde devam ediyor.

Berk, 0 noktasından başlayarak 4 birim ileri, 2 birim geri ha-reket ederek sayı doğrusunda ilk noktasını işaretliyor. Daha sonra işaretlediği bu noktadan başlayarak 4 birim ileri, 2 bi-rim geri hareketine devam ederek sayı doğrusunda ikinci noktasını işaretliyor. Sayı doğrusundaki işaretlemesine bu şekilde devam ediyor.

Ege, 0 noktasından başlayarak 5 birim ileri, 2 birim geri ha-reket ederek sayı doğrusunda ilk noktasını işaretliyor. Daha sonra işaretlediği bu noktadan başlayarak 5 birim ileri, 2 bi-rim geri hareketine devam ederek sayı doğrusunda ikinci noktasını işaretliyor. Sayı doğrusundaki işaretlemesine bu şekilde devam ediyor.

Buna göre, sayı doğrusunda (10, 100) aralığında üçünün birden işaret koyduğu kaç nokta vardır?

A) 13 B) 14 C) 15 D) 16 E) 17 0 3 0 4 0 5 Ada Berk Ege 1 2 3 KÖŞE BİLGİ Y ayınları

(23)

14.

Yukarıda aynı uzunluktaki kibrit çöplerini kullanarak 2 x 2 ve 3 x 3 boyutlarında birim karelerden oluşan kareler verilmiş-tir. Benzer şekilde kareler oluşturuluyor.

Şekil 1’deki kareler 12 çöple, Şekil 2’deki kareler ise 24 çöple oluşturulmuştur.

60 kibrit çöpü ile oluşturulan karenin çevresi 100 cm olduğu bilinmektedir.

Buna göre, bir kibrit çöpünün uzunluğu kaç cm’dir?

A) 4 B) 5 C) 6 D) 7 E) 8

2 x 2

3 x 3 Şekil 2 Şekil 1

13.

Dilek Öğretmen’in yaptığı bir sınavda, öğrencilerin

verdik-leri cevaplarla ilgili aşağıdaki bilgiler veriliyor:

• Sınava giren her öğrenci farklı sayıda soru çözmüştür.

• Tüm öğrencilerin cevapladıkları soru sayılarının toplamı 99’dur.

Buna göre, sınavda en az kaç soru vardır?

A) 11 B) 12 C) 13 D) 14 E) 15

15.

160 soruluk bir test sınavının cevap anahtarı hakkında

aşa-ğıdakiler bilinmektedir.

• Her soru A, B, C, D, E olacak şekilde beş seçeneklidir.

• A ve B seçeneği sayısı birbirine eşittir.

• D seçeneği diğer seçeneklerin toplamı kadardır.

• C seçeneği sayısı diğer seçeneklerin toplam sayısının

üçte biri kadardır.

• E seçeneğinin sayısı diğer seçeneklerin toplam

sayısı-nın yedide biri kadardır.

Yukarıdaki verilere göre, sınavdaki D doğru cevaplarının sa-yısı x ve C doğru cevaplarının sasa-yısı soru sasa-yısının % y’sidir. Buna göre, x + y toplamı kaçtır?

A) 75 B) 95 C) 105 D) 120 E) 130

12.

A ve B tam sayılar olmak üzere, aşağıdaki eşit kollu

terazi-lerde ağırlıkları |3A – 5| kg, |2A – 3| kg ve |B – A| kg olan üç cisim tartılıyor.

|3A – 5 |

Şekil-1

|2A – 3|

Şekil-1'deki eşit kollu terazide ağırlıkları |3A – 5| kg ve |2A – 3| kg olan cisimler denge konumundadır.

Şekil-2

|3A – 5| |B – A|

Şekil-2'deki eşit kollu terazide ağırlıkları |B – A| kg ve |3A – 5| kg olan cisimler denge konumunda değildir. Buna göre, B’nin alabileceği en küçük pozitif tam sayı değeri kaçtır? A) 3 B) 4 C) 5 D) 6 E) 7 KÖŞE BİLGİ Y ayınları

(24)

18.

Yukarıda A kabındaki sıvıdan 165 g, B kabındaki sıvıdan 135 g ve C kabındaki sıvıdan x g alınarak boş olan D ka-bında karıştırılıyor.

D kabında oluşan karışımın %20’si C kabındaki sıvıdır. Buna göre, x kaçtır?

A) 50 B) 60 C) 70 D) 75 E) 85 A kabı B kabı D kabı 165 g 135 g x g C kabı

16.

Yukarıdaki şekilde uzunluğu 8 m olan bir limuzin aralarında 4 km mesafe olan y m uzunluğundaki bir treni birbirine paralel olacak şekilde takip etmektedir.

• Limuzinin hızı saatte 8 km dir.

• Trenin hızı ise dakikada 80 metredir.

Şekilde gösterilen andan 1,5 saat sonra limuzin treni tamamen geçtiğine göre, trenin uzunluğu kaç metredir?

A) 508 B) 582 C) 672 D) 792 E) 800

8 m

y m

4 km

17.

Şekilde dik koordinat düzleminde f + g ve g – f

fonksiyon-larının grafikleri verilmiştir.

y = f(x) + g(x) y = g(x) – f(x) x y a b c 0 Buna göre, I. g(a) > 0 II. f(b) < 0 III. f(c) : g(c) < 0

ifadelerinden hangileri her zaman doğrudur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III KÖŞE BİLGİ Y ayınları

(25)

21.

Yukarıda kenar uzunlukları birim cinsinden verilen ikisi kare, ikisi dikdörtgen olan dört şekil birer kez kullanılarak üst üste gelmeyecek şekilde aşağıdaki ABCD dikdörtgenini oluştu-ruyor.

ABCD dikdörtgeninin çevresi 54 birim olduğuna göre, x kaçtır? A) 3 B) 4 C) 5 D) 6 E) 7 x + 1 3x + 2 3x + 1 x A B C D

22.

Yukarıda yarısı ince yarısı kalın olan 20 cm uzunluğundaki bir ip her iki ucundan aynı anda yakılıyor.

Ateşin ilerleme hızı ipin ince tarafında saniyede 2 cm, kalın tarafında ise saniyede 1 cm’dir.

Buna göre, ipin tamamının yanması için kaç saniye süre geçer? A) 5 B) 11 2 C) 6 D) 13 2 E) 15 2 20 cm

19.

Aydın, genişliğinin kalınlığına oranı ñ5 olan aynı tür kitapları

aşağıdaki düz rafa ya yatay ya da dikey olarak yan yana di-zecektir.

Aydın kitapları, genişliği boyunca yatay konumda yan yana dizdiğinde 6’ıncı kitabın bir kısmı aşağıdaki gibi dışarıda kalıyor.

Genişlik

Kalınlık

Aydın bu kitapları kalınlıklarına göre dikey konumda yana yana aynı rafa dizdiğinde ise son konulan kitabın dışarıda kalmadığını görüyor.

Buna göre, Aydın rafa dikey olarak en çok kaç tane ki-tap dizebilir?

A) 11 B) 12 C) 13 D) 14 E) 15

20.

Aşağıda bir alışveriş merkezinin A, B, C, D, E ve F olarak

ad-landırılan 6 bacası gösterilmiştir.

A

D

E

F

B

C

Bu altı baca arasından seçilen herhangi ikisine havalan-dırma ünitesi takılacaktır.

Üniteler A ve B bacaları gibi yan yana olan bacalara veya B ve E gibi karşılıklı olan bacalara takılabilmektedir.

Buna göre, havalandırma ünitesinin yan yana olan iki bacaya veya karşılıklı olan iki bacaya takılma olasılığı kaçtır? A) 2 3 B) 7 15 C) 1 5 D) 1 3 E) 11 15 KÖŞE BİLGİ Y ayınları

Referanslar

Benzer Belgeler

Termonükleer tepkimeye ma- ruz kalan madde yani kısacası patlama ya- kıtı ne kadar fazla ise ortaya çıkan enerji de o kadar fazla olduğu için, patlamanın parlaklığı da o

Kentin ara sokaklarında, kalabalık kaldırımlarda, yaşamın tüm diriliğini hissettiren pazar yerlerinde­ ki bu dolaşmalar, eski kentin yitirdiklerini konu alan

1979-84 yıllarında Çevre M üsteşarlığında Daire Başkanı olarak çalışan Gürpınar, 1984’te Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak görev

Evvelki yazılarda yeni göçleri doğuran, 1) Siyasi baskı, 2) İk­ tisadi cezp, 3) Milli tecanüs ih­ tiyacı âmillerinin rol oynadığını görmüştük. Bir

öncelik tanınması, telif hakları­ nın ve özel tiyatrolara yapılan yardımların önemli ölçüde art­ tırılması, yeni tiyatro salonları­ nın açılması,

Batılı insan tipi ile Doğulu insan tipi birbirinden çok farklı niteliklere sahiptir. Doğu’da insan başak gibidir. Doldukça, olgunlaştıkça ağırlaşır, başını önüne eğer

%15’inde ise ikinci veya üçüncü terim oluşturma yöntemi olarak anlam aktarması kullanılmıştır. Kısacası bilişim terimlerinin %93’ünde ana veya tali terim

yetÿèÀt: Südlegen envÀèıdur İbn-i BayùÀr ve MünhÀc ve sÀir müfredÀt aãóÀbı yetÿèÀt yedi nevèdür dimişler meåelÀ bir nevèi èaşrdur èArabda ve Yemende ve ÒorasÀnda