• Sonuç bulunamadı

Başlık: 2004-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız-Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalına gelen çene kırığı olgularının incelenmesi ve bu tür travmalarda diş hekimlerinin yasal soYazar(lar):ÖZTÜRK, Hasan; KOÇAK, Aytaç; Özgür A

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: 2004-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız-Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalına gelen çene kırığı olgularının incelenmesi ve bu tür travmalarda diş hekimlerinin yasal soYazar(lar):ÖZTÜRK, Hasan; KOÇAK, Aytaç; Özgür A"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2004-2010 YILLARI ARASINDA EGE ÜNøVERSøTESø

Døù HEKøMLøöø FAKÜLTESø AöIZ-Døù ve ÇENE CERRAHøSø

ANABøLøM DALINA GELEN ÇENE KIRIöI OLGULARININ

øNCELENMESø VE BU TÜR TRAVMALARDA Døù HEKøMLERøNøN

YASAL SORUMLULUKLARININ ADLø TRAVMATOLOJø

YÖNÜNDEN

DEöERLENDøRøLMESø

Evaluation of Jaw Fracture Cases of Ege University Dentistry Faculty, Department of Oral-Maxillofacial Surgery in Between 2004-2010 Retrospectively and a General View of Dentists Legal Responsibilities in

These Cases As a Point of Forensic Traumatology

Hasan ÖZTÜRK* Aytaç KOÇAK**

Ekin Özgür AKTAù** Gürol ÇAKIR**

* Ege Üniversitesi Diú Hekimli÷i Fakültesi

**Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı

Ö

ZET

Amaç: 2004-2010 yılları arasında Ege Üni-versitesi Diú Hekimli÷i Fakültesi A÷ız-Diú ve Çene Cerrahisi Poliklini÷ine yüz bölgesi sert ve yumu-úak doku travmaları nedeniyle baúvuran ve çene kırı÷ı saptanan olgulara ait kayıtların incelenerek elde edilen verilerin de÷erlendirilmesi ile benzer çalıúmalar için bir veri tabanı oluúturmak ve ço-÷unlu÷u adli olgu niteli÷i taúıyan bu tür yaralan-malarda diú hekimlerinin yasal sorumlulukları ve adli prosedür hakkında bilgi vermek amaçlanmıú-tır.

Gereç ve Yöntem: 2004-2010 yılları arasın-daki kayıtlar retrospektif olarak; yaú, cinsiyet, baúvuru tarihi, olguların aylara ve yıllara göre da÷ılımı, yaralanma nedenleri ve lezyonun lokali-zasyonu yönünden incelenerek elde edilen veriler “SPSS For Windows 15.0” istatistik programına aktarılmıú, frekans analizleri ve deskriptif analiz yöntemleri kullanılarak analiz edilmiútir.

Bulgular: Poliklini÷e baúvuran 182 olgudan 131’i (%72) erkek, 51’i (%28) kadındır. En çok baúvuru 2005 (%19.8) yılında, en az baúvuru 2010 (%7.7) yılında yapılmıútır. Baúvuruların en çok yapıldı÷ı ay Haziran’dır (%12.6). En sık rastlanan yaú grubu 20-39 yaú aralı÷ıdır (%53.3). Yaralan-ma nedenleri arasında en sık düúme (%34.1)

so-nucu oluúan yaralanmalar dikkat çekerken, en sık saptanan lezyon kondil kırı÷ıdır. Tra-fik kazaları (%30.8), müessir fiiller (%23.1) ve düúme sonucu oluúan yaralanmaların bir kısmı beraber düúünüldü÷ünde, maksillofa-sial travmalara ba÷lı oluúan çene kırı÷ı ol-gularının ço÷unun adli nitelikte oldu÷u dik-kat çekmektedir.

Sonuç: Maksillofasial travmalar sonu-cu oluúan yumuúak doku laserasyonları, dentoalveoler, mandibuler, nasal ve di÷er yüz kemik kırıkları gibi lezyonlar, diú hekim-lerinin sıklıkla karúılaútıkları ve ço÷unlukla hem acil hem de adli nitelikli olgulardır. Bunlarla ilgili olarak gerek diú hekimleri gerekse adli tıp hekimleri tarafından yapıla-cak olan çalıúmaların arttırılması, tedavi ve hukuki sürecin ö÷renilmesinde veri tabanı oluúturacaktır. Ayrıca; bu olguların ço÷un-lu÷unun adli nitelikte olması nedeniyle ol-guların hukuki yönüne dikkat çekilmiútir.

Anahtar Sözcükler: Adli olgu, çene cerrahisi, çene kırıkları

ABSTRACT

Purpose: This study aimed creating a data base of similar investigations by evalu-ating the detected cases of jaw fractures in

(2)

between 2004-2010 at Ege University Dentistry Faculty, Department of Oral and Maxillofacial Surgery retrospectively and giving informations about dentists legal responsibilities and forensic procedure in these mostly forensic cases.

Material and Methods: The records between the years 2004-2010 were examined retro-spectively in according to age, gender, date of con-sult, divisions of the cases according to months and years, cause of injury and lesion localisation and the datas which were gathered were analyzed using descriptive and frequency analyzing met-hods with “SPSS For Windows 15.0” programme. Results: 182 cases were consulted to polycli-nic. 131 of these (72%) were men and 51 of these (28%) were women. Whereas the most consult was in 2005 (19.8%), the least consult was in 2010 (7.7%). June (12.6%) was the month in which most consult had been done. 20-39 age margine (53.3%) is the most common one. Whereas falling down (34.1%) took attention as the most common cause of injury, the most common lesion was mandibula condyle fracture. If some of the in-juries caused by traffic accidents (30.8%), assaults (23.1%), falling down in suspicious cases are eva-luated together, it will be seen that most of these jaw fracture cases caused by maxillofacial trau-mas have forensic properties.

Conclusion: Soft tissue lacerations, dento-alveolar, mandibular, nasal and the other bone fractures caused by maxillofacial traumas are mostly both emergent and forensic cases that den-tists so often faced with. Increasing the studies performed by both dentist and forensic medicine specialists will create a database for learning threatment and judical process. In addition, beca-use most of theese cases have forensic properties, the legal sides of this cases were pointed.

Key Words: Forensic case, jaw surgery, jaw fractures

GøRøù

Adli anlamda vücutta dıú etki ile oluúan, doku yapı ve bütünlü÷ünü bozan her türlü lez-yon “yara” olarak tanımlanmaktadır. Yara olu-úumunda etkili faktörler; dokuların biyomeka-nik özellikleri (esnekli÷i, sa÷lamlı÷ı, uygula-nan kuvvete karúı gösterdi÷i direnç vb.) ile fi-ziksel özelliklerdir. Bunlar;

• Kinetik enerjinin miktarı, • Kuvvetin uygulandı÷ı süre, • Kuvvet uygulanan bölgenin alanı, • Cismin travma anındaki durumudur.

Yaralar; oluú mekanizmalarına göre; 1-) Mekanik kuvvetler ile oluúan yara-lar:

• Kesici alet yaraları (jilet, ustura, cam parçası vb.)

• Kesici delici alet yaraları (bıçak, çakı vb.)

• Delici (batıcı) alet yaraları (i÷ne, úiú, tı÷, tornavida vb.)

• Kesici ezici alet yaraları (balta, keser, satır, vb.)

• Ezici (künt travmatik yaralar) alet ya-raları (taú, sopa, job, tekme, yumruk vb.)

• Ateúli silah yaraları

2-) Fiziksel Nitelikte Olan Yaralar: Yanık, donma, elektrik akımı ve ıúın ya-raları

3-) Kimyasal madde yaraları: Asit, baz ve di÷er kimyasal yaralar

4-) Biyolojik Kökenli Yaralar: Böcek, yılan, akrep vb. ısırıkları, vahúi hayvan ısırıkları

Her yarada bulunan yara karakterle-rini bilmek ve yaranın bu bilgiler ıúı÷ında ayrıntılı tanımını yapmak ve kayıt altına almak adli tıp açısından çok önemlidir. Yara tanımlaması yapılırken aúa÷ıdaki hususlara dikkat edilmelidir.

a-) Yara boyu b-) Yaranın geniúli÷i c-) Yara dudakları

d-) Yara açıları (dar veya geniú) e-) Yara kuyru÷u

f-) Yaranın derinli÷i ve trajesi (izledi÷i yol)

Ayrıca yaranın lokalizasyonu, yönü, oluú zamanı (antemortem-postmortem), yaraların birbirleri ile iliúkisi, yaranın a÷ırlık derecesi (yaúamsal tehlike oluútu-rup oluúturmadı÷ı) da çok önemlidir.

Yukarıda belirtilen yara oluúum me-kanizmaları, benzer úekilde kırık oluúum mekanizmaları içinde geçerlidir. Bu fak-törler arasında en önemlisi travmada uy-gulanan kuvvetin kinetik enerjisi ve kuv-vetin süresidir (travmanın a÷ırlık derece-si).

Genel anlamda kırık oluúum meka-nizmasına bakıldı÷ında; kırı÷ı oluúturan

(3)

kuvvetin türüne göre kırık oluúum mekanizma-sı 3’e ayrılır. Bunlar;(1)

1-) Sabit duran kiúiye hareketli bir cismin çarpması (aktif yaralanma). Müessir fiil (etkili eylem-darp), spor kazası gibi

2-) Hareketli kiúinin sabit bir cisme çarp-ması (pasif yaralanma). Düúmeler gibi

3-) Hareketli bir cismin hareket halindeki kiúiye çarpması. Trafik kazaları gibi

Travmanın etki yönü ve úiddeti, kırı÷ın úeklini ve travmanın oluúturaca÷ı zararı etki-lemektedir. Kırık direkt olarak darbenin geldi÷i yerde oluúabilece÷i gibi, güçlerin iletimine ba÷lı olarak karúı taraftaki zayıf noktalarda da olabilir. Travmanın yeri ve úiddeti ile mandi-bulanın anatomik olarak zayıf noktaları arasın-daki etkileúim, çene kırı÷ının oluútu÷u yeri ve büyüklü÷ünü belirleyen temel unsurdur.(2)

Yüz bölgesi yaralanma ve kırıklarının eti-yolojisi ve insidansı incelendi÷inde, bunların ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik yapısına ve çevresel faktörlere ba÷lı olarak de÷iúkenlik gösterdi÷i saptanmıútır. Geliúmemiú ve geliú-mekte olan ülkelerde en sık karúılaúılan etken trafik kazaları olarak görülürken, geliúmiú ül-kelerde bunun yerini müessir fiiller (etkili ey-lem-darp) almıútır.(3) Bunların dıúında düúme,

iú kazaları, ateúli silah yaralanmaları ve spor kazaları di÷er etkenler olarak sıralanmaktadır. Bu tür kırıklar, hastalarda önemli fonksiyonel ve estetik kayıplara neden olabilmektedir. Kı-rı÷ın oluú úekli, lezyonun lokalizasyonu, bu lezyonla beraber baúka patolojilerin olup ol-maması, planlanan tedavinin baúarısına ve za-manlamasına etki eder.(3) Ayrıca yüz

kemikle-rindeki kırıklar tek baúına görülebildi÷i gibi di÷er yaralanmalarla da beraber görülebildi-÷inden, tanı ve tedavinin planlanmasında mul-tidisipliner bir ekip çalıúması gerekmektedir.(4)

Yapısal olarak uzun bir kemik olan ve yüzde bulunan tek hareketli kemik olma özel-li÷i taúıyan mandibulanın kırıkları, maksillofa-sial kırıklar arasında, nazal kemik kırıklarından sonra en çok görülen kırıklardandır.(5)

Çene kırıkları, A÷ız-Diú ve Çene Cerrahi-si kliniklerinin en sık karúılaútı÷ı yüz yaralan-malarındandır.(6) Çene ve yüz bölgesine isabet

eden travmalar basit diú lüksasyonlarından,

ka-fatası kemiklerindeki kırıklara kadar gi-den a÷ırlıkta lezyonlar oluúturabilmekte-dir.(7)

Yüz bölgesinin yaralanma ve kırık-ları, baúka bir kiúinin etkisiyle oluúmuúsa veya böyle bir durum iddia ediliyorsa ya da sa÷lık çalıúanı hastanın öyküsündeki çeliúkilerden dolayı böyle bir durumdan úüpheleniyorsa durumu adli makamlara bildirmelidir.(8) Bu tür olgulara “Adli

Ol-gu” denmektedir ve adli makamlara (jan-darma, polis karakolu, savcılık) bildirimi zorunludur. Adli olgularda yasal süreç, olguyu ilk gören ve tıbbi müdahaleyi ya-pan sa÷lık mesle÷i mensubunun bildirimi ile baúlatılmaktadır. Sa÷lık mesle÷i men-subunun yasal düzenlemeler hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması ve bu tür olguları ilgili makamlara bildirmemesi, ister kamu, isterse özel sa÷lık kuruluúun-da çalıúsın, onları sorumlu duruma dü-úürmekte, hatta ceza almalarına sebep olmaktadır.(8)

øhbarı zorunlu kılan ve ih-bar etmeme veya gecikme hallerinde sa÷-lık mesle÷i mensubuna sorumluluk yük-leyen yasal düzenlemeler úunlardır:(9)

Türk Ceza Kanunu Madde 279: Kamu adına soruúturma ve kavuúturmayı gerektiren bir suçun iúlendi÷ini göreviyle ba÷lantılı olarak ö÷renip de yetkili ma-kamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Türk Ceza Kanunu Madde 280: Görevini yaptı÷ı sırada bir suçun iúlendi-÷i yönünde bir belirti ile karúılaúmasına ra÷men, durumu yetkili makamlara bil-dirmeyen veya bu hususta gecikme göste-ren sa÷lık mesle÷i mensubu, bir yıla ka-dar hapis cezası ile cezalandırılır. Sa÷lık mensubu deyiminden tabip, diú tabibi, eczacı, ebe hemúire ve sa÷lık hizmeti ve-ren di÷er kiúiler anlaúılır.

Maksillofasial travmaların ço÷unun aynı zamanda adli nitelikte olgu olma-sından dolayı, bu tür travmalara müdaha-lede bulunan sa÷lık mesle÷i mensubunun ihbar yükümlülü÷ü mevcuttur.(7)

(4)

Adli nitelikli maksillofasial travma olgu-suyla karúılaúan hekimin, di÷er bir yasal yü-kümlülü÷ü de adli rapor düzenlemektir. Yuka-rıda da belirtildi÷i üzere, yüz bölgesindeki ke-mik kırıkları tek baúına görülebildi÷i gibi di÷er yaralanmalarla da beraber görülebildi÷inden, gerek tanı ve tedavi aúamasında gerekse adli rapor düzenlenmesi aúamasında, ilgili klinik branúlardan konsültasyon istenmelidir. Bu ol-gular incelenirken; 5237 Sayılı Türk Ceza Ka-nunu’nun 86, 87, 88 ve 89. maddelerinde ta-nımlanan ‘’Vücut Dokunulmazlı÷ına Karúı Suçlar’’ baúlı÷ında yer alan;

- Baúkasının vücuduna acı veren veya sa÷lı÷ının ya da algılama yetene÷inin bozulmasına neden olan yaralanma (Madde 86/1)

- Basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçü-de hafif yaralanma (Madölçü-de 86/2)

- Yaúamı tehlikeye sokacak derecede yaralanma (Madde 87/1-d)

- Duyularından veya organlarından birinin iúlevi-nin sürekli zayıflaması (Madde 87/1-a)

- Konuúmada sürekli zorluk (Madde 87/1-b) - Yüzde sabit ize neden olma (Madde 87/1-c) - Gebe bir kadında çocu÷unun vaktinden önce

do÷masına neden olma (Madde 87/1-e)

- Kiúinin iyileúmesi olana÷ı bulunmayan bir hasta-lı÷a veya bitkisel hayata girmesine neden olma (Madde 87/2-a)

- Duyulardan veya organlardan birinin iúlevinin yitirilmesi (Madde 87/2-b)

- Konuúma yetene÷inin kaybı (Madde 87/2-c) - Çocuk yapma yetene÷inin kaybolması (Madde

87/2-c)

- Yüzde sürekli de÷iúikli÷e neden olma (Madde 87/2-d)

- Gebe bir kadında çocu÷unun düúmesine neden olma (Madde 87/2-d)

- Yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması (Madde 87/3) hususlarının raporda belir-tilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hususlar, Sa÷lık Ba-kanlı÷ı Temel Sa÷lık Hizmetleri Genel Müdür-lü÷ünün 2005/143 Sayılı “Adli tabiplik Hiz-metlerinin Yürütülmesinde Uyulacak Esaslar’’ Genelgesinde yer alan “Yeni Türk Ceza Kanu-nu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından De÷erlendirilmesi ve Adli Ra-por Tanzimi øçin Rehber’e (Eylül 2005)” göre düzenlenmek durumundadır. Maksillofasial travmalar sonucu oluúan yumuúak doku

lase-rasyonları, dentoal-veoler, mandibuler, nasal ve di÷er yüz kemik kırıkları gibi lezyonlar bu rehberde tanımlanan adli travmatoloji ile ilgili maddelere dayana-rak adli rapor düzenlenir.

Rehberde belirtildi÷i üzere; diúlerin çi÷neme ve konuúma fonksiyonları yö-nünden de÷erlendirilmesinde her bir diú çeúidi için puanlama yapılmıútır. Diú ka-yıplarında puanların toplamı 15-30 ara-sında ise iúlevin sürekli zayıflaması; 30’un üzerinde ise iúlevin yitirilmesi olarak kabul edilecektir. Puanlama úöyle yapılacaktır: - Kanin : 4,5 - Kesici : 4 - Premolar : 3 - 1. ve 2. Molar : 3 - 3. Molar : 0,5

Ayrıca vücuttaki kemik kırıkları, kı-rı÷ın hayat fonksiyonlarına etkisine göre HAFøF (1), ORTA (2-3) ve AöIR (4-5-6) olarak sınıflandırılmıútır. Eklem çıkık-ları da iskelet sistemindeki anatomik bo-zukluklar oldu÷undan, bu sınıflama için-de için-de÷erlendirilmiútir. Vücutta biriçin-den fazla kemik kırı÷ı bulunması halinde ha-yat fonksiyonlarındaki etkinin saptanma-sı açısaptanma-sından skorlamaya gidilmiútir (Tab-lolarda 6 de÷eri mevcut olmayıp bu dere-ceye skorlama sonucu varılacaktır). Bu-nun için úöyle bir hesaplama yapılacaktır:

Kırılan her bir kemi÷in derecesi reh-berden bulunarak, bunların kareleri alına-rak toplanacak ve çıkan toplamın karekö-kü alınacaktır. Çıkan sonucun karekö-küsuratlı olması halinde; küsurat 0,5’den yüksek ise bir üst derece alınacaktır. Kafa ve yüz bölgesi kırık ve çıkıklarının rehberde be-lirtilen hayat fonksiyonlarını etkileme dereceleri aúa÷ıda belirtilmiútir;

a-) Kafatası

- Kubbede tek baúına lineer kırık (2) - Kubbede çökme kırı÷ı (4)

- Kaidede kırık (4)

- Etmoid kemi÷i kırı÷ı (Kafa tabanını ilgi-lendirmeyen) (2)

- Etmoid kemi÷i kırı÷ı (kafa tabanında kırık varsa) (4)

(5)

- Frontal sinüs dıú lamina kırı÷ı (2) - Frontal sinüs iç lamina kırı÷ı (3) - Frontal sinüs iç-dıú lamina kırı÷ı (4) - Styloid kırı÷ı (müstakil) (1)

- Petros kemik kırıkları (4) b) Yüz

- Burun kemi÷inde lineer kırık veya uçta kopma kırı÷ı (1)

- Burun kemi÷inde parçalı kırık, çökme kırı÷ı (2) - Zigomatik kemikte lineer kırık (2)

- Zigomatik kemikte parçalı veya çökme kırı÷ı (3) - Maxillada kırık (Kapalı) (2) - Maxillada kırık (Açık) (3) - Lefort I (2) - Lefort II (3) - Lefort III (4) - Mandibulada kırık (2) - Mandibulada parçalı kırık (3) - Mandibulada açık kırık (3) - Temporo-mandibular eklem çıkı÷ı (1) - Alveol kırı÷ı (2) - Hyoid kırı÷ı (2)

- Troid kıkırdak kırı÷ı veya kesi÷i (2)

Yukarıda belirtilen hususlar bir örnek üze-rinden de÷erlendirildi÷inde;

Darp nedeniyle kiúide mandibulada parça-lı kırık+temporo-mandibuler eklemde çı-kık+alveol kırı÷ı oluúmuú ve 2 adet kesici ve 2 adet kanin diú kaybı geliúmiú olsun. Bu du-rumda adli rapor düzenlenirken;

1-) Vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi, HAFøF (1), ORTA (2-3) ve AöIR (4-5-6) olarak sınıflandırıldı÷ında ve birden fazla kırık olması nedeniyle skorlama yapıldı÷ında; Mandibula parçalı kırı÷ı: (3), Temporo-mandibuler eklem çıkı÷ı: (1), Alveol kırı÷ı: (2) oldu÷una göre, bunların hayat fonk-siyonlarına etkisiÆ ¥(32+12+22)= ¥(9+1+4)=

¥14= 3.74= (4)ÆÆÆAöIR (4) olarak hesaplanırÆ ve rapor edilir.

2-) Diúlerin çi÷neme ve konuúma fonksi-yonları yönünden de÷erlendirilmesinde; 2 adet kesici (4+4=8) ve 2 adet kanin (4.5+4.5=9) diú kaybı oldu÷una göre; Toplam diú kaybı pua-nı= 17’dir. Bu durumda kiúinin duyularından veya organlarından birinin iúlevinde (çi÷-neme ve konuúma fonksiyonlarının iúlevinde) sürekli zayıflama oldu÷u rapor edilir.

Ayrıca mahkemenin istemesi halin-de, 11.10.2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlü-÷e giren “Çalıúma Gücü ve Meslekte Ka-zanma Gücü Kaybı Oranı Tespit øúlemle-ri Yönetmeli÷i’’ hükümleøúlemle-rine göre, kiúi-de maksillofasial travma sonucu oluúan lezyonlar nedeniyle çalıúma gücü kaybı oranı (maluliyet oranı) da hesaplanır.

Adli vakalarla karúılaúan diú hekim-lerinin yukarıda özetlenmeye çalıúılan bildirim yükümlülü÷ü, adli rapor düzen-leme ve bilirkiúilik yükümlü÷ü yanında, T.C. Anayasası, uluslararası sözleúmeler (ønsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Biyo-tıp Sözleúmesi vb.), Türk Ceza Kanunu, Hasta Hakları Yönetmeli÷i, Tıbbi Deon-tolji Nizamnamesi, Türk Diú Hekimleri Birli÷i Disiplin Yönetmeli÷i gibi çok sa-yıda yasal düzenlemeden kaynaklanan yükümlülükleri vardır. Bunları kısaca ana baúlıklar halinde özetlemek gerekirse; - Tıbbi gereklere uygun teúhis, tedavi ve

ba-kım,

- Sadakat ve özen borcu, özerkli÷e saygı ve zarar vermeme,

- Bilgilendirme ve onam (rıza) alma, - Sır saklama borcu,

- Hastaya ait bilgilerin arúivlenmesi (kayıt-dosyalama)

GEREÇ ve YÖNTEM

Çalıúmamızda 2004-2010 yılları ara-sında Ege Üniversitesi Diú Hekimli÷i Fa-kültesi A÷ız–Diú ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalına baúvuran 182 olguya ait kayıtlar retrospektif olarak ta-ranarak olgular müracaat tarihi, yaú, cin-siyet, olguların aylara ve yıllara göre da-÷ılımı, yaralanma nedenleri ve tespit edi-len kırı÷ın lokalizasyonu açısından de-÷erlendirilmiú ve elde edilen veriler SPSS For Windows 15.0 istatistik paket programına aktarılarak frekans analizleri ve deskriptif analizleri yapılmıútır. Hasta-lara ait incelenen dosyalarda tedavi bilgi-leri yer almadı÷ı için bu yönde herhangi bir inceleme yapılamamıútır. Ayrıca dos-yalarda adli olayın (müessir fiil) niteli÷i de ayrıntılı belirtilmedi÷inden, trafik ka-zaları, müessir fiiller ve düúme olguları-nın da bir kısmı beraber de÷erlendirilmiú

(6)

ve böylelikle adli nitelikli olguların yaklaúık oranı bulunmuútur.

BULGULAR

2004-2010 yılları arasında Ege Üniversi-tesi Diú Hekimli÷i FakülÜniversi-tesi A÷ız-Diú ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Poliklini÷ine baúvuran 182 olgunun yıllara göre da÷ılımı

incelendi-÷inde; en fazla baúvurunun 36 olguyla (%19.8) 2005 yılına ait oldu÷u görülmek-tedir. 2008 ve 2009 yılları sırasıyla 35 (%19.2) ve 32 (%17.6) olguyla 2005 yı-lını izlemektedir. En az baúvurunun ol-du÷u yıl ise 14 olguyla (%7.7) 2010’dur. Olguların yıllara göre da÷ılımı Grafik I’de gösterilmiútir. 15 36 25 25 35 32 14

0

10

20

30

40

Yıllar

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

Grafik I: Olguların yıllara göre da÷ılımı

Olguların aylara göre da÷ılımı incelendi÷inde 23 olguyla (%12.6) Haziran ayı ilk sırada gelmek-tedir. Temmuz ayı ise 21 olguyla (%11.5) Haziran ayını izlemekgelmek-tedir. En az baúvurunun oldu÷u ay ise 5 olguyla (%2.7) Ocak ayıdır. Olguların aylara göre da÷ılımı Grafik II’de gösterilmiútir.

5 10 19 10 13 23 21 13 17 20 20 11

0

5

10

15

20

25

Aylar

Ocak ùubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz A÷ustos Eylül Ekim Kasım Aralık Grafik II: Olguların aylara göre da÷ılımı

Olguların %72’si (n=131) erkek, %28’i (n= 51) kadındır. Olguların yaúa göre da÷ılımı incelendi-÷inde; 20-39 yaú aralı÷ı, 97 olgu (%53.3) ile ilk sıradadır. 0-19 ve 40-59 yaú aralı÷ı 38 ve 31 olgu ile 20-39 yaú aralı÷ını izlemektedirler. Olguların yaú ve cinsiyete göre da÷ılımı Tablo I’de gösterilmiútir.

(7)

Tablo I: Olguların yaú ve cinsiyete göre da÷ılımı

Yaú Erkek Kadın Toplam

0 - 19 30 8 38

20 - 39 69 28 97

40 - 59 24 7 31

60 - üzeri 8 8 16

Toplam 131 51 182

Yaralanma nedenlerinin da÷ılımı incelendi÷inde; 182 olgudan 62’sinin düúme (%34.1),

56’sının trafik kazası (%30.8) ve 42’sinin de müessir fiil (%23.1) öyküsüyle baúvurdu÷u

tes-pit edilmiútir. Yaralanma nedenlerinin da÷ılımı Grafik III’de gösterilmiútir.

42 56 5 62 4 4 9 Trafik Kazası Müessir Fiil Düúme Spor Kazası Hayvan Saldırısı øú Kazası øatrojenik

Grafik III: Yaralanma nedenlerinin da÷ılımı

Yaralanma nedenlerinin cinsiyete göre da÷ılımına bakıldı÷ında; erkeklerde 41, kadınlarda 21 ol-guyla düúme ilk sırayı almıútır. Yaralanma nedenlerinin cinsiyete göre da÷ılımı Tablo II’de gösteril-miútir.

Tablo II: Yaralanma nedenlerinin cinsiyete göre da÷ılımı

Yaralanma Nedenleri Erkek Kadın Toplam

Trafik Kazası 41 15 56 Müessir Fiil 36 6 42 Düúme 41 21 62 Spor Kazası 6 3 9 Hayvan Saldırısı 2 2 4 øú Kazası 4 0 4 øatrojenik 1 4 5 Toplam 131 51 182

Yaralanma nedenlerinin yaúa göre da÷ılımı ele alındı÷ında; 0-19 yaú aralı÷ı ile 60 ve üzeri yaú gruplarında 24 ve 9 olguyla düúme ilk sırada yer alırken, 20-39 ve 40-59 yaú gruplarında 32 ve 13 ol-guyla Trafik kazası ilk sırayı almıútır. Yaralanma nedenlerinin yaúa göre da÷ılımı Tablo III’de göste-rilmiútir.

(8)

Tablo III: Yaralanma nedenlerinin yaúa göre da÷ılımı

Yaralanma

Nedenleri 0 - 19 20 - 39 40 - 59 Yaú Aralı÷ı 60 - üzeri Toplam

Trafik Kazası 8 32 13 3 56 Müessir Fiil 4 29 8 1 42 Düúme 24 23 6 9 62 Spor Kazası 2 7 0 0 9 Hayvan Saldırısı 0 1 2 1 4 øú Kazası 0 2 1 1 4 øatrojenik 0 3 1 1 5 Toplam 38 97 31 16 182

Saptanan lezyonlar izole ve kombine olarak ayrıldı÷ında, izole olguların sayısı 127 ve kombine olguların sayısı da 55 ola-rak tespit edilmiútir. øki lokalizasyonlu kombine lezyon sayısı 49 iken, ikiden fazla lokalizasyonlu kombine lezyon sayısı 6 ola-rak saptanmıútır.

øzole lezyonlarda en çok 32 olguyla (%17.6) kondil kırıkları görülürken, 25 ve 24 olguyla korpus ve angulus kırıkları onu izlemiútir. Kombine lezyonlarda ise ilk sıra-da 9 olguyla kondil+korpus kırıkları yer alırken, onu 8 olguyla angulus+parasimfiz kırıkları izlemiútir.

Tüm lezyonlar göz önüne alındı÷ında 56 olguyla kondil kırıkları ilk sırayı alırken, a÷ırlıklı olarak düúme öyküsüyle baúvurul-du÷u saptanmıútır. Kondil kırıklarını 48 ol-guyla korpus kırıkları ve 47 olol-guyla angulus kırıkları izlemektedir. Korpus kırıklarının yaralanma nedeni olarak düúme ön plana çı-karken, angulus kırıklarının ço÷unlukla mü-essir fiil sonucu oluútu÷u tespit edilmiútir. øzole lezyon lokalizasyonlarının yaralanma nedenlerine göre da÷ılımları Tablo IV’te gösterilmiútir.

Tablo IV: øzole lezyon lokalizasyonlarının yaralanma nedenlerine göre da÷ılımı

Trafik Kazası Müessir Fiil Düúme Spor Kazası Hayvan

Saldırısı Kazasıøú øatrojenik Toplam

Kondil 9 2 19 1 0 0 1 32 Alveol Fraktürü 9 5 7 1 0 0 0 22 Korpus 7 3 10 2 1 1 1 25 Angulus 4 9 7 1 2 1 0 24 Basis 1 0 1 0 0 0 0 2 Ramus 2 0 0 0 0 0 0 2 Parasimfiz 6 2 4 0 0 0 1 13 Simfiz 1 1 2 0 0 0 0 4 Tuber 0 0 0 0 0 0 2 2 Koronoid Proçes 0 0 0 0 1 0 0 1 Toplam 39 22 50 5 4 2 5 127 TARTIùMA

Yüz bölgesi travmaları ve kırıkları ile ilgili olarak farklı ülkelerde yapılan çalıúma-larda; bu lezyonların etiyolojik nedenlerinin, travmanın görüldü÷ü yaú aralı÷ının, kadın ve erkeklerde görülme sıklı÷ının, lezyonla-rın lokalizasyonlalezyonla-rının, ülkenin co÷rafyası, sosyo ekonomik durumu, e÷itim durumu, kültürel yapısı, geliúimsel düzeyi ve

zaman-la iliúkili ozaman-larak farklılıkzaman-lar gösterdi÷i tespit edilmiútir. Etiyolojide; tüm dünyada en sık neden olarak trafik kazaları karúımıza çıkar-ken, bunu sırasıyla, müessir fiiller, düúme ve spor yaralanmaları izlemektedir.(3) Son

yıllarda yapılan çalıúmalarda, birçok geliú-miú ülkede trafik kazaları yerine müessir fi-iller ve düúmeler en sık etiyolojik neden ola-rak belirtilmektedir.(3,4) Bu durum geliúmiú

(9)

ülkelerde ulaúım için daha uygun koúulların bulunması, trafik kurallarına daha çok uyulması ve araçlarda hava yastı÷ı uygula-masının artmıú olması ile açıklanabilir.(4)

Çene ve yüz bölgesinde travma sonucu oluúan yaralanmalar acil servis çalıúanları-nın büyük oranda karúılaútıkları travmalar arasındadır.(10,11,12) Bu tür travmalar sıklıkla

düúme, çarpma, trafik kazaları ve müessir fi-iller sonucu oluúur. Etiyolojik sebep olarak çocuklarda düúme ve oyun kazaları ilk sırada yer alırken, yetiúkinlerde trafik kazaları ve müessir fiiller ön plana çıkmaktadır.(7, 13, 14)

Travmaya ba÷lı dentoalveoler yara-lanmalar yüksek prevalansa sahiptir ve den-tal kliniklerde tedavi için baúvurulan durum-ların %5’ini oluúturur. Travmaya ba÷lı den-toalveoler yaralanmalar büyüme geliúim döneminde daha sık oluúur, örne÷in okul öncesi dönemde tüm yaralanmaların %18’ini oluúturur (Petersson ve ark, 1997). Tüm dünyada acil servislerin belirtti÷i mak-sillofasiyal travmalar %9’dan (Nair, Paul, 1986) %18’e (Hayter ve ark, 1991) kadar de÷iúiklik göstermektedir.(15)

Zerfowski ve Bremerich’in 19 yaú altı grup için yaptı÷ı 3 yıllık çalıúmada, 1385 olgunun %68’inde yumuúak doku yaralan-ması, %24’ünde dental travmalar ve %8’inde yüz kemik kırıkları görüldü÷ü be-lirtilmiútir. Aynı çalıúmada yumuúak doku yaralanmaları en sık çene ve burunda sapta-nırken, en sık kırılan yüz kemi÷i mandibu-ladır. Mandibuler kırıkların %80’i kondil kı-rıklarıdır.(13) 2005-2006 yıllarında Erzurum’

da, 4-19 yaú arası 745 ö÷renciyle (572 er-kek, 173 kadın) yapılan bir anket çalıúma-sında; spor aktiviteleri sırasında oluúmuú toplam 223 maksillofasiyal yaralanma olgu-su tespit edilmiútir. Bunların ço÷u sırasıyla; yumuúak doku laserasyonu (%44.4), dental fraktürler (%13.9), multiple yaralanmalar (%12.1), burun yaralanmaları (%10.8), al-veoler fraktürler (%7.2), temporoler eklem yaralanmaları (%5.8) ve mandibu-ler yaralanmalardan (%2.2) oluúmuútur. Bu yaralanmalar sıklıkla 16-18 yaú grubu er-keklerde ve futbol, basketbol ve kayak esna-sında meydana gelmiútir. Katılımcıların sa-dece %20 kadarının a÷ız-diú koruyucusu kullanımından haberdar oldu÷u saptanmıú-tır.(16) Yaptı÷ımız çalıúmada yumuúak doku

yaralanmalarının çok az olmasının nedeni;

bu tür yaralanmaların toplumumuz içinde önemsiz görülmesi, ekonomik sorunlar ve sosyal güvencenin olmaması gibi etkenlerle de birleúince daha az baúvurunun olmasın-dan kaynaklandı÷ı düúünülmüútür. Ayrıca di÷er bir neden de, yaralanmayla ilgili bilgi-lerin dosyalara eksik kaydedilmesi ve özel-likle kombine lezyonlarda daha ciddi ve acil olarak görülen kırıkların yanında yumuúak doku yaralanmalarının daha önemsiz gö-rülmesinden dolayı ihmal edilmesi ve kay-dedilmesinin unutulmasıdır.

Dünyada spor yaralanmalarına ba÷lı orofasial travmaların görülme sıklı÷ı artmıú-tır. Bu tür yaralanmalar çocuk ve gençlerde de sık görülmektedir. Bu konuda literatürde bazı araútırmalar olmasına ra÷men, Türkiye’ de çalıúma eksikli÷i vardır. Çetinbaú ve Sönmez’ in 2006 yılında Ankara’ da, 11-18 yaú arası çocuk ve gençlerde futbol, buz ho-keyi ve dövüú sanatları gibi spor aktiviteleri sırasında oluúan yaralanmalar ve diú - yüz koruyucularının kullanımı konusunda yap-tıkları çalıúma dıúında, bu alanda Anadolu’ da yapılmıú yeterli çalıúma bulunmamakta-dır.(16)

Diúlik, kask vb. güvenlik gereçlerinin kullanılmasına ra÷men spor kazaları da eti-yolojik sebep olarak gittikçe artan öneme sahip olmaktadır.(17) Kayakçılarda meydana

gelen travmaların incelendi÷i bir çalıúmada, 7600 maksillofasial yaralanma olgusundan 784’ünün kayak sırasında oluútu÷u belirtil-miútir.(18) Günümüzde spor kazaları, maksil-lofasial ve kafatası travmalarının etiyoloji-sinde %3-33’ lük bir orana sahiptir. Bu orandaki de÷iúkenli÷in sebebi olarak da ül-kelerin co÷rafyaları, gelenek ve kültürlerin-deki farklılıklar gösterilmektedir. Örne÷in øtalya ve Fransa’da futbola ba÷lı kazalar gö-rülürken, øsviçre ve Avusturya’da kayak, Finlandiya ve Kanada’da ise buz hokeyi ön plana çıkmaktadır.(19)

Çalıúmamızda yaralanma nedenleri arasında düúme %34.1 (n=62) ile ilk sırayı alırken, trafik kazaları %30.8 (n=56) ile ikinci, müessir fiiller ise %23.1 (n=42) ile üçüncü sırayı almıútır. Ege Üniversitesi Diú Hekimli÷i Fakültesi A÷ız-Diú ve Çene Cer-rahisi Anabilim Dalında yapılan ve 1974-1994 yıllarını kapsayan bir çalıúmada, çene

(10)

kırıklarının etiyolojisinde trafik kazaları %32.4 ile ilk sırada, müessir fiiller %32 ile ikinci, düúmeler %27.1 ile üçüncü sırada yer almıútır.(7) 1980-1995 yılları arasındaki

di-÷er bir çalıúmada, trafik kazaları etiyolojik sebepler arasında ilk sırayı alırken, bunu sı-rasıyla müessir filler ve düúme takip etmiú-tir.(20) Yine aynı bölümdeki 1993-2003

yılla-rını kapsayan ve 77 olgudan oluúan di÷er bir çalıúmada, yaralanma nedenlerinin 27’ sinin müessir fiil, 26’ sının trafik kazası ve 17’ sinin de düúme sonucu oluútu÷u saptanmıú-tır.(21) Bu sonuçlar ıúı÷ında, en sık yaralan-ma nedenlerine göre çalıúyaralan-mamız, benzer ça-lıúmalar ile uyumlu bulunmuútur.

Özellikle müessir fiil ve trafik kazası sonucu oluúan yaralanmalarda; yaralanan úahsın adli olgu özelli÷i taúıması nedeniyle, yaralanmaya sebep olan úahıslar hakkında dava açılması gerekmektedir. Adli olgu ni-teli÷i taúıyan olgularda hukuki sürecin ek-siksiz ve hatasız yürütülmesi için yaralanan úahsın ilk müracaat etti÷i sa÷lık kuruluúu-nun ve muayenesini yapan sa÷lık mesle÷i mensubunun bildirimde bulunması ve adli rapor istendi÷i takdirde düzenlemesi çok önemlidir. Adli yanılgıları azaltabilmek açı-sından bir adli tıp uzmanı ile konsültasyon yapılması çok yararlı olacaktır. ùahsi úika-yet veya kamu davası açılabilecek olan bu olgular hakkında adli prosedürün baúlatıla-bilmesi için yasalar, ilk gören ve müdahale-yi yapan sa÷lık mesle÷i mensubuna ihbar zorunlulu÷unu getirmiútir.(8) Adli sürecin

baúlatılmasında bir zorunluluk olan ihbarın yapılmadı÷ı veya gecikti÷i durumlarda, sa÷-lık mesle÷i mensubuna hapis cezası veril-mesi söz konusu olmaktadır.(8, 9)

Ayrıca adli nitelikli maksillofasial travmalarda, Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerine göre hasta de÷erlendirilip, adli rapor düzenlenmesi gerekir. De÷erlendirme aúamasında hekim, ilgili di÷er klinik branú-lardan konsültasyon isteyebilir. Ayrıca yüz-de sabit iz ya da sürekli yüz-de÷iúiklik meydana gelip gelmedi÷i ve duyularından veya or-ganlarından birinin iúlevinin sürekli zayıf-laması ya da yitirilmesi niteli÷inde bir arı-zaya yol açıp açmadı÷ı hususları, kiúinin te-davisi tamamlandıktan ve yara iyileúme sü-resi bitiminden sonra (en az 6 ay) tekrar

de÷erlendirilerek raporu düzenlenmelidir. Kiúinin adli raporu düzenlenirken, “Adli ta-biplik Hizmetlerinin Yürütülmesinde Uyu-lacak Esaslar’’ Genelgesindeki rehberde bu-lunan yaúamsal tehlike olup olmadı÷ını ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilip gideri-lemeyece÷ini gösteren tablolardan yararlanı-lır. Ayrıca rehberden kemik kırı÷ı ve diú ka-yıp puanlamalarına göre skorlama yapılarak, meydana gelen yaralanmanın kiúinin yaúam fonksiyonlarına etkisi ve duyularından veya organlarından birinin iúlevinde sürekli za-yıflama ya da kayıp olup olmadı÷ı de÷er-lendirilir.

Adli tıbbı ilgilendiren bir di÷er konu da; bu tür yaralanmalar sonucu kiúide olu-úan maluliyet durumudur. Maksillofasial travma sonucu kiúinin beden gücünde mey-dana gelen kayıp oranının tespiti ve hesap-lanması adli hekim tarafından yapılarak ilgi-li mahkemeye sunulur.

Çene ve yüz bölgesi yaralanmaları yaú ve cinsiyete göre farklı özellikler taúımakta-dır. Erkeklerde genç ve orta yaúlarda artıú göstermektedir. Çalıúmamızda da travmala-rın 20-39 yaú aralı÷ında erkek olgu sayısın-da belirgin artıú dikkati çekerken kadın ol-guların da÷ılımlarının yaú gruplarına göre daha homojen oldu÷u dikkati çekmiútir. Bu durum ergenlik döneminden sonra, toplum-sal ve kültürel özelliklerimiz nedeni ile er-keklerin kadınlara göre daha aktif ve dıúa dönük olmaları, travmaya açık ortamlarda daha sık bulunmalarına ba÷lı olabilir.

Travma nedenlerinin yaúa göre da÷ılı-mı incelendi÷inde; 0-19 ve 60 yaú üzeri gruplarda düúme ilk sırayı almaktadır. Bu-nun sebebi olarak oyun ve okul ça÷ındaki çocukların hareketli ve tehlikelere açık oluú-ları, yaúlılarda da denge ve koordinasyon sorunları oldu÷u düúünülmüútür. 19 yaú altı bireyler kendi içinde incelendi÷inde; çene kırıklarına 5 yaú altı çocuklarda daha nadir rastlanmaktadır. Buna sebep olarak 5 yaú al-tı çocukların daha çok koruma alal-tında oluúu, mandibulanın daha elastik yapıda olması ve yüz boyutlarının kafatasına göre daha küçük olması gösterilmektedir. 5 yaú üzerinde gö-rülme sıklı÷ının artmasına sebep olarak da;

(11)

çocukların okula baúlamaları ve sosyal akti-vitelere katılmaları gösterilmiútir.(22)

Kayıtlarda travma tarihi yer alan olgu-lar de÷erlendirildi÷inde bahar ve yaz ayla-rında travmaların artıú e÷iliminde oldu÷u dikkati çekmiútir. Dıú ortama çıkıú ve hare-ketlili÷in daha fazla oldu÷u bu dönemlerde travma ile karúılaúma olasılı÷ının fazla ol-masının bu duruma neden olması muhte-meldir.

Çalıúmamızda izole lezyonlar arasında en sık görülen %17.6 (n=32) ile mandibula kondil kırıklarıdır. Kondil kırıklarının di÷er kırıklarla birlikte oldu÷u olgular göz önüne alındı÷ında; 182 olgunun 56’sında kondil kırı÷ı saptandı÷ı görülmüútür. Lezyona se-bep olan faktörler ile lezyonun lokalizasyo-nu de÷erlendirildi÷inde; kondil kırıklarının en sık düúme sonucu, angulus kırıklarının ise müessir fiiller sonucu oldu÷u dikkati çekmektedir. Mandibula yüzün en büyük ve kuvvetli kemi÷i olmasına ra÷men, konumu ve çıkıntılı yapısından dolayı yüz travmaları sonucunda en sık kırılan kemiktir.(23) Eulert

ve ark. kraniofasial travma geçirmiú 1812 hastanın 1763’ ünde mandibula kırı÷ı bu-lundu÷unu ve bunların %35’ inin kondil, %23.5’ inin angulus, % 22.9’ unun ise kor-pus kırı÷ı oldu÷unu belirtmiúlerdir.(23)

Bor-man ve ark. 444 olgudan oluúan çalıúmala-rında; %42 kondil, %21 simfiz veya para-simfiz, %20 angulus, %15 horizontal ramus, %2 ramus, %0.3 ise koronoid kırı÷ı tespit etmiúlerdir.(23) Mandibula kondil kırıklarının

etyolojisine bakıldı÷ında; eriúkinlerde en sık neden olarak trafik kazaları dikkati çeker-ken, bunu sırasıyla kavga, iú kazaları ve düúmeler izlemekte, çocuklarda ise en sık düúme ve bisiklet kazaları olmakla birlikte trafik kazaları da önemli yer tutmaktadır.(23)

Kondil kırı÷ına neden olan travmalar, er-keklerde kadınlardan daha fazla görülmek-tedir. En sık görüldü÷ü yaú grubu ise 21 - 30’ dur.(23) Dicle Üniversitesi Diú Hekimli÷i

Fakültesinde 2000-2004 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde yapılan retrospektif bir ça-lıúmada, maksillofasial fraktür tanısı ile baúvuran 577 hastanın % 72.8’ inin erkek oldu÷u, % 78’ inde mandibula fraktürü sap-tandı÷ı ve bunların da %32’ sinin kondil kı-rı÷ı oldu÷u, her iki cinsiyette de etyolojik

sebep olarak ilk sırayı yüksekten düúmenin aldı÷ı ve en çok yaz aylarında görüldü÷ü be-lirtilmektedir.(24) Kırık lokalizasyonu,

eti-yolojik sebepler, yaú ve cinsiyet yönünden çalıúmamız, benzer çalıúmalar ile uyumlu bulunmuútur.

Mandibula kondil kırıkları; kırı÷ın se-viyesine, kondil baúının durumuna ve kırık sonrası kondil baúının pozisyonuna göre sı-nıflandırılırlar. Kırı÷ın seviyesine göre; yüksek subkondiler kırık, orta subkondiler kırık ve alçak subkondiler kırık olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar. Kondil baúının duru-muna göre ise iki alt gruba ayrılırlar; parçalı intrakapsüler kırık ve parçalı olmayan intra-kapsüler kırık. Kondil baúının kırık sonrası pozisyonuna göre de üç alt gruba ayrılırlar; deviye subkondiler kırık, teleskope ve disp-lase subkondiler kırık, disloke subkondiler kırık. Kondil kırıklarının sınıflandırılması-nın önemi, tedavi planlaması yapılırken te-davi úeklinin belirlenmesine yardımcı olma-sıdır.(25)

Mandibula kondili arka yerleúimi sebe-biyle direkt travmadan korunur. Bununla birlikte indirekt travma sonucu tüm mandi-bula kırıklarının %30'unda kondil kırı÷ına rastlanır.(26) Korpus mandibula kırıkları

ge-nel özellikleriyle kondil kırıklarını takip ederken, angulus mandibula kırıklarının en çok (%44.6) müessir fiiller sonucu oluútu÷u saptanmıútır. Ayrıca yapılan çalıúmalarda gömük üçüncü molar diú varlı÷ının angulus mandibula kırıklarının görülme sıklı÷ını ar-tırdı÷ı tespit edilmiútir.(27)

Lezyona sebep olan faktörler ile lezyon tarafı de÷erlendirildi÷inde; düúme ve mües-sir fiillerde en sık sol taraf, trafik kazaların-da ise sa÷ taraf ve bilateral lezyonların kazaların-daha sık oldu÷u dikkati çekmiútir. Özellikle mü-essir fiil olgularında toplumda sa÷ eli domi-nant olan kiúilerin daha fazla olması, lez-yonların solda sık görülmesinin nedeni ola-rak düúünülmüútür.

SONUÇ

De÷iúen ve geliúen teknolojiyle birlik-te, nüfus sayısındaki artıú, ekonomik zorluk-lar ve toplumsal dinamiklerdeki olumsuz de÷iúimler, insanları daha iyi bir yaúam

(12)

standardı elde etmek için rekabete ve yarıúa sokmuútur. Bu rekabette insanların daha yo-÷un stres altında kalmaları, toplumsal olay-ların artması, hızla geliúen teknolojiye ayak uydurulamaması ve yaúam tempolarının da-ha hızlı da-hale gelmesi, müessir fiillerin ve kazaların (trafik kazaları, iú, ev ve spor ka-zaları vb.) sıklı÷ını artırmıútır. Tüm bu olay-lar sonucunda bireyler kendilerine veya di-÷er bireylere zarar verebilmektedirler. Bu zararlardan biri de maksillofasial travma so-nucu oluúan çene kırıklarıdır. Estetik ve fonksiyonel açıdan multidisipliner bir yak-laúım gerektiren bu tür yaralanmalar baúta diú hekimleri, a÷ız-diú ve çene cerrahları, kulak burun ve bo÷az hekimleri ile plastik ve rekonstrüktif cerrahi hekimleri olmak üzere pek çok branú hekimini ilgilendirmek-tedir.

Travmalar üzerine yapılacak çalıúmala-rın geniúletilmesi, di÷er ülke çalıúmaları ve uygulamalarıyla karúılaútırılması ve olgula-rın de÷iúik özelliklerinin tanımlanması, te-davi ve hukuki süreçlerin iúletilmesinde veri tabanı oluúturacaktır. Buna ba÷lı olarak da, sosyal yapıya uygun koruyucu önlemlerin alınması ve yeni kanuni düzenlemelerin ya-pılması mümkün olabilecektir.

Ayrıca yine bahar-yaz aylarında ve genç-orta yaú erkeklerde bu tür yaralanma-ların daha fazla görülmesi de, literatürle uyum göstermektedir. Dıú ortama çıkıú ve hareketlili÷in daha fazla oldu÷u bu dönem-lerde travma ile karúılaúma olasılı÷ının fazla olması ve ülkemizde toplumsal ve kültürel özelliklerimiz nedeni ile erkeklerin kadınla-ra göre daha aktif ve dıúa dönük olmaları, travmaya açık ortamlarda daha sık bulunma-ları bu sonucu açıklayabilir

Çalıúmamızdan çıkan sonuçlar, olgula-rın etyolojisi açısından de÷erlendirildi÷inde, ülkemiz ve dünya literatürü ile uyum gös-terdi÷i ve bu tür yaralanmaların ço÷unun aynı zamanda adli nitelikli olgu (trafik kaza-ları, müessir fiiller ve düúmelerin bir kısmı toplandı÷ında) oldu÷u saptanmıútır. Bu so-nuç da, adli tıp hekimlerini bu konuda araú-tırma yapmaya ve diú hekimleriyle birlikte çalıúmaya sevk etmektedir.

KAYNAKLAR

1) Or S., Yaman Z., Cambazo÷lu M., Mandibula Kondil Kırıkları: Retrospektif Çalıúma, A.Ü. Diú Hekimli÷i Fakültesi Der-gisi, 1992; 19 (1): 15–21.

2) Gökcan M.K., Yorulmaz ø., Meço C., Mandibula Fraktürleri, KBB-Forum, 2009; 8 (1): 17–27.

3) Demir Z., Öktem F., Velidedeo÷lu H., Çelebio÷lu S., Maksillofasiyal Kırı÷ı Olan 121 Olgunun De÷erlendirilmesi ve Literatürle Karúılaútırılması, KBB–Forum, 2008; 7 (3): 85–90.

4) Tuncel N., Tercan M., Yüz Kırık Etyolojilerinin Retrospektif Analizi ve Kırık Tipi ile Etiyoloji øliúkisinin Araútırılması, Dicle Tıp Dergisi, 2011; 38 (2): 208–214

5) Morkoç O., Aydın E.E., Baúkurt H., Özgenç Ö., Uzunismail A., 143 Mandibula Kırıklı Olgunun Retrospektif Analizi, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dergisi, 2010; 18 (1): 1–4

6) Or S., Yücetaú ù., Mandibula Kırık-ları Üzerine Retrospektif Bir Araútırma, A.Ü. Diú Hekimli÷i Fakültesi Dergisi, 1998; 25 (3): 205–209.

7) Çetingül E., Çene ve Yüz Travmotolojisi, 1. Baskı, Bornova-øzmir, Ege Üniversitesi Diú Hekimli÷i Fakültesi Yayınları, 1997, p. 73–95.

8) Koçak A., Aktaú E.Ö., Diú Hekim-leri ve Diú Hekimli÷i Ö÷renciHekim-leri øçin Adli Tıp, Okullar Yayınevi, øzmir, 2011, 1–90: 69.

9) Özar S.,Yavuz S.A., Yeni TCK-CMK-CGøK ve ølgili Mevzuat, Asil Yayın Da÷ıtım, Ankara, 2008.

10) Ellis E., Scott K.,

Asses-ment of Patient With Facial Fractures, 3rd, Emerg. Clin. North Am., 2000; 18 (3): 411– 418.

11) Banks K., Merlino P.G., Minor

Oral Injuries in Children, Mt Sinai J. Med., 1998; 65 (5–6): 333–342.

12) Huang V., Moore C., Bohrer P.,Thaller S.R., Maxillofacial Injuries in Women, Ann Plast Surg, 1998; 41 (5): 482– 484, 41

(13)

13) Zerfowski M., Bremerich A., Fa-cial Trauma in Children and Adolescents, Clin Oral ønvestig, 1998; 2 (3): 120–124.

14) Günbay T., Koca H., Çetingül E., Çocuklarda Mandibula Kırıklarının Tedavi-si, E.Ü. Diú Hekimli÷i Fakültesi DergiTedavi-si, 1995; 16 (1–2): 60–64.

15) Dentoalveoler Yaralanmalar ve Tedavileri (C:\Users\gürol\ Desktop\Døù YAYIN\Dentoalveoler Yaralanmalar.mht, ET: 29.03.2012)

16) Tozo÷lu S., Ça÷laro÷lu M., To-zo÷lu Ü., Çocuklar ve Adolesanlarda Spor Aktivitelerinde Meydana Gelen Maksillofa-siyal Yaralanmalar ve Mouthguard Kulla-nımı: Do÷u Anadoluda Bir Anket Araútır-ması, Atatürk Üniv. Diú Hek. Fak. Derg. Cilt: 19, Sayı:1, 2009, Sayfa: 20-25.

17) Demas PN., Surgical Management of Sports-Related Traumatic Injuries, Dent Clin North Am, 2000; 44 (1): 137–159.

18) Gassner R., Vazquez Garcia J., Leja W., Stainer M., Traumatic Dental Injuries and Alping Skiing, Endod Dent Traumatol, 2000; 16 (3): 122–127.

19) Elhammali N., Bremerich A., Rus-temeyer J., Demographical And Clinical Aspects Of Sports-Related Maxillofacial and Skull Base Fractures in Hospitalized Patients, Int. J. Oral Maxillofac. Surg. 2010; 39: 857–862.

20) Koca H., Günbay T., Çetingül

E., 15 Yıllık Süreçteki Mandibuler Kırıkların Retrospektif øncelenmesi, T. Klin. Diú Hek. Bil. 1998; 4 (3): 125–9.

21) Kömür G., Koçak A., 1993–

2003 Yılları Arasında Ege Üniversitesi Diú Hekimli÷i Fakültesi A÷ız–Diú ve Çene

Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalına Gelen Çene Kırı÷ı Olgularının Adli Açıdan De÷erlendirilmesi, Ege Üniversitesi Diú Hekimli÷i Fakültesi, øzmir, 2003, Bitirme Tezi.

22) Özgenel G.Y., Özbek S.,

Kahveci R., Akın S., Özcan M., Pediatrik Mandibula Kırıkları, Türk Plastik Rekonst-rüktif ve Estetik Cerrahi Dergisi, 2004; 12 (1): 21–24.

23) Ömezli MM., Dayi E., Ayranci F., Kaya Gù., Mandibula Kondil Kırıkları ve Tedavi Yaklaúımları, Cumhuriyet Dent J 2011; 15 (1): 63-70 (dergi. cumhuriyet. edu.tr/ojs/index.

php/dishekimligi/article/download/720/1127 , ET: 29.03.2012)

24) Yaman F., Mandibuler Kondil Kı-rıklarının Retrospektif Analizi, Doktora

Te-zi, Diyarbakır, 2006 (http://www.belgeler.com/blg/u2s/mandibul

a-kondil-frakturlerinin-retrospektif-analizi- mandibular-conyle-fractures-retrospective-analysis, ET:29.03.2012)

25) Markal N., Çelebio÷lu S., Mandi-bula Kondil Kırıkları ve Tedavi Yaklaúımla-rı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mec-muası Cilt: 53, Sayı:1, 2000 (http://dergiler.ankara.edu.tr/ dergi-ler/36/863/10958.pdf, ET: 29.03.2012)

26) Markal N., Çelebio÷lu S., Mandi-bula Kondil Kırıkları ve Tedavi Yaklaúımla-rı, 2000; 53 (1): 39–42.

27) Zhu S J., Choi B H., Kim H J., et al., Relationship Between The Presence of Unerupted Mandibular Third Molars and Fractures of the Mandibular Condyle, Int. J. Oral Maxillofac. Surg, 2005; 34: 382–385

øletiúim Adresi: Dr. Gürol ÇAKIR

Ege Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı Bornova, øzmir, TÜRKøYE

Tel: 0 232 390 32 56 Cep Tel: 0535 447 32 03

Şekil

Grafik I: Olguların yıllara göre da÷ılımı
Tablo II: Yaralanma nedenlerinin cinsiyete göre da÷ılımı
Tablo IV: øzole lezyon lokalizasyonlarının yaralanma nedenlerine göre da÷ılımı

Referanslar

Benzer Belgeler

 Alveolar kayıplar, diş soketlerinde meydana gelen periyodontal hastalıklar sonucunda meydana gelen kemik kayıplarıdır.  Diş taşı, apse, kötü ağız sağlığı,

 Diş hekimliğinde ağırlıklı olarak kullanılan lazerler Sırası ile Nd YAG lazer , diode lazer, Erbium lazer, CO2 lazer ve KTP lazer olarak sıralanabilir.Kullanım

 Antikoagülasyon ciddi kanama riski nedeni ile cerrahi işlemler için..

MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

molar cerrahileri sonrası ortaya çıkan inflamatuar komplikasyonlar ve yara iyileşmesi açısından etkinliği araştırılan farklı içeriklere sahip ağız

En az 1 adet iki köklü üst premolar dişe ve en az 1 adet üç köklü üst molar dişe giriş kavitesi, kanal şekillendirmesi ve kanal dolgusu. En az 1 adet santral, 1 adet lateral ve

Dersin Öğrenme Çıktıları Bu dersin kapsamında, Diş Hekimliği Fakültesinin bünyesindeki Diş Hastalıkları ve Tedavisi, Endodonti, Ortodonti, Protetik Diş

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisinde Genel Anestezi Altında Opere Edilen Hastaların Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi Amaç: Diş Hekimliğinde tedavilerin birçoğu