• Sonuç bulunamadı

Avrupa yolundan notlar:Berlin hayvanlar bahçesini gezerken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avrupa yolundan notlar:Berlin hayvanlar bahçesini gezerken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

■ ■ «5!

J *

y *

A vru p a yolundan notlar

B e r l i n h a y v a n l a r

bahçesini gezerken...

Y er yüzünün binbir çeşid hayvanı hem coğrafya

-

lanndan ayrılacak, hem coğrafyalarında yaşı

-

yacak Binbir tabiat

,

bambaşka tabiatler içinde

konserveler

gibi

esirgenip

saklanmaktadır

.

İrice bir yüzük taşı gibi küçü - cük bir kuştan, küçük bir ada gi­

bi dibdiri deniz filine kadar, gramla tartılan da tonla tartılan da; uça­ nından yüzenine, sürüneninden koşanına; otla birleşeninden ırsan- la birleşenine kadar hepsi orada. ; En dibdekilerden en yukardakiie -

re, en buzlu yerlerden en kızgın ülkelere kadar her hayvan yalnız kendini değil kendi yerini de bir - likte getirmiş Binbir çeşid hay­ vanla beraber yeryüzünün birbir çeşid iklimi de bir arada kımılda­ nıp duruyor!

Hepsi kendi konforu içinde; Yalnız sıcak mı gerek? İşte ca «■ mekânlı bölmelerin kaloriferli ha­ vuzlarında birer metroluk esne - yişle yüzen timsahlar anayurdla- rından daha keyiflidir. Şu hep pa­ muk gibi karla yaşamaktan pan.uk- laşmış gibi bembeyaz dört ayaklı yalnız buzlu yer mi ister? Yaz or­ tasında da koyu bir kış yaratan sa lonu ona umduğundan üstününü verdi. Paltoyla pardesüyü sırtla - rında ayırd eder gibi sıcaktan so - ğuğa göç yaparak yaşıyanlar mı yar? İşte bu yünde yaylakları ve öte yünde kışlakları!

Hayvanlar yalnız kendi iklimle­ rini değil yaşadıkları yerin yapı üs- lûblarını da beraber getirmişler. İş­ te hortumlarını bir zekâ enbubesi gibi kullanan ve sırtlarına küçük evler oturtulan filler için kurul - muş bir Hind villâsı :S öbö kuleleri, yaldızlı sütunları, gösterişli kubbe­ lerde yükselen bu yapıda en titiz bir mihraceyi ağırlıyabilirsin san­ ki!

İşte boyunları ve ayakları pcm- me, sırtları kara kürklü ve kuyruk­ ları açık kurşuni; yerle gök arasın- d£m..Ç1.kmi9Ças,na «Çatakmış gibi görünüp uçmıyacakmış gibi yürü­ yen o nazlım devekuşları; eski Mı­ sır dekorlarile bezenmiş eski Mısır mabedlerinin salonları içinde; ruh­ ları bu biçimde «tenasüh» e uğra - mış eski kraliçeler gibi; süslü ve kuyruklarının yelpazesini sallıya sallıya gezinip duruyorlar!

Aslanların köşkleri de taşıdıkla- rı dne yakışacak kırattadır. Emek­ li Hınd ve Çın saçaklarile işlenmiş; tavanları yeleleri gibi kabarık ya­ pılar içindeki bu hayvan kralları­ nın adları da krallardan alınma: Jşte Afrika ortasından tayyare ile getirilen Sezar, aleve tutulmuş sa- rı yakut gibi gözlerini fırıidatarak sınırlı sinirli geziniyor ve işte, bu bahçede doğup büyüdüğü içm hiç vahşet tanımıyan Sultan: hepsinin en irisi, en yakışıklısı, en. .. fakat değil mi ki asıl vatanını bilmiyor, hepsinin en karabahtlısı!

Bahçenin en büyük öğüniişü Bobi adındaki gorildir. Balyozdan kolları, bel kalınlığında bacakları, iri bir kütük gibi gövdesi ve 214 kilo gelen ağırhğile şimdiye kadar böyle bahçelerden hiçbirinin elde edemediği bir rekora ermiş bu maymunlar azmanı kıllı yığitin; sanki büyük bir Afrika müstemle­ ke çeftliğindeki İngiliz patıonu için yapılmış gibi, çok biçimli bir mali­ kânesi var. Bu yanda dinlenme o- dası, öte yanda jimnastik salo - nu: Burada ko.a bir boğa gibi yattığına bakma, ötede bir pire gi­ bi çeviktir!

Bu, ne masraf bu: Şu bir ‘.ğne ucu gibi ince sesli ve ancak bir e- rik çekirdeği kadar minicik kuşu, parmağının ucunda renkli bir pır­ lanta kırmığı gibi tutup, dığeı e - Ündeki ramlı tünün incecik

enbu-besinden ağzına gıda akıtarak bes- liyebilmek için şu kocaman adam birteviye uğraşıp duruyor. Bir mi- ligramlık mideye seksen kiloluk uşak!

Ötede Roland, bir iki ton ağırlı­ ğında ve beş metro boyundaki bu fok balığı; suyun içindeyken, bul­ gur öğütücü bir göbektaşı kadar ipiri görünen başile, karşıdan, iki elinde iki kova taşıyan hizmetçisi­ nin geldiğini görünce hemen su­ dan atılarak, ağzını bir in «aranlı- ğile açıp, kayaların üstünde kuzgu- ni bir fil tulumu gibi sürtünüyor; içi balık dolu ¡ki kova bir iki daki­ ka içinde boşalıverdi Bu, Rolan- dın kahvaltısıdır!

Yalnız masraf değil bu nekadar bilgi bu: Yeryüzünün binbir çe- şid hayvanı hem coğrafyalarından ayrılacak, hem coğrafyalarında ya- şıyacak. Binbir tabiat, bambaşka tabiatler içinde, konserveler gibi esirgenip saklanmaktadır. Yahut saklanıyor da değil, tabiate zorla adım bile attırıyorlar; bütün tabi- atte aslanla kaplan hiç birleşmsdi, fakat burada yarısı aslan yarısı kaplan yepyeni melez bir yırtıcı da yaptılar!

Mühendisler, mimarlar; yüzler- i le baytar, binlerle bakıcı; tonlarla i para, kantarlarla bilgi; anladım, koskoca Avrupuda tam mar.asile hayvanlar bahçesi -en başta Ham­ burg, sonra Londra ve Berim ol­ mak üzere- neye sadece üç t-ıne - dir? Rasgeldiğine sorabilirsin: G ös­ ter hayvanat bahçeni, söyleyeyim medeniyetini!

Bu Berlinliler de nekadar me­ raklı: Bahçenin postanesine ku - cak kucak meıttublar gelip gidiyor; kimi Bobinin nezlesini, kimisi R o- Jandın iştahsızlığını sormaktadır. Bir takımı ayılardan yarım t~>nluk Alaskalıya, bir takımı hilâl boy - nuzlu mukaddes Apislere vurgun; kimi boyuna iş'iyen çenelerile yal­ nız kulaklara değil sayısız renkle­ rde gözlere de gevezelik eden pa - paganlara; kimi de görünmiyen ip­ lik gibi ayaklarile havada duruyor gibi görünen Japon leyleklerine gönül bağlamış: Eh, her hayvan­ da bir parça insan var, ve insan hayvanları severken, kendisinde onlardan bir parçayı beğeniyor ol­ sa gerek!

Diyorlar ki bu gibi bahçeler hay­ vanlar için bir cennetmiş; evet; ne parçalamak, ne parçalanmak; yiyeceği uğrunda ne yorgunluk, ne üziilüş; her istedikleri önlerin­ dedir; fakat şu aslanın kızgınlığı­ nı, şu kartalın tasasını geç; ya şu iri gözlü geyikteki bu öksüzlük; şu benek boyunlu zürafadaki -bu küsüş, beyaz tenlerini kara çizgili çemberlerle süsliyen şu tombul i yaban eşeklerindeki bu kavşu neye? i Parçalıyanlar değil parçalanacak - lar bile, belli işte, yürekleri çarpa çarpa, fakat başıboş yaşamak isti­ yorlar: Durgun ve mıhlı cennet, cenneti verenin olsun!

İSM A İL H A B İB S E V Ü K

Taha Toros Arşivi

Fakat, şu aslanın kızgınlığım geç, şu tombul yaban eşeklerindeki kaygu neye?

r

--- -- --- \

Yazan

Referanslar

Benzer Belgeler

(d) Bir müşterinin sistemde harcadığı toplam ortalama zaman (dakika) (e) Kuyrukta bekleyen ortalama müşteri sayısı (saatte)?. (f) Arabasını yıkatmaya gelen İlteriş Bey’ in

A rastgele değişkeni ile sisteme (0, t] zaman aralığında giriş yapan birimlerin sayısını, D rastgele değişkeni ile sistemden (0, t] zaman... aralığında hizmet alıp

(d) Bir müşterinin sistemde harcadığı toplam ortalama zaman (dakika) (e) Kuyrukta bekleyen ortalama müşteri sayısı (saatte).. (f) Arabasını yıkatmaya gelen Büşra Hanımın o

Sistem servis kanalı sayısı kadar kapasiteye sahip olduğundan sistemde her- hangi bir kuyruk oluşumuna izin verilmemektedir.. Sistem o an dolu ise, sonra gelen birim hizmet

Bu kuyruk sisteminde gelişler arası sürenin 1/λ ortalamalı üstel dağıldığı, fakat servis sürelerinin ise "Genel" bir dağılıma yani 1/µ ortalamalı σ 2

1. Applying the hydroponic plant entrepreneurial knowledge for the Rehabilitation patients within the National Narcotics Agency of West Java. Developing materials on

Örneğin Muğla’da, çoğu yıllar önce ilan edilmiş SİT’lere ait koruma planlarını özel şehircilik bürolarına yaptırdıktan sonra, bir kopyas ını da kurula görüş

Adress for correspondence: Alper Çıraklı, Orthopedic and Traumatology Clinic, Kayseri Research and Training Hospital, Kayseri, Turkey e-mail:alperomu@gmail.com.. Available