• Sonuç bulunamadı

Yüzlerce sene evvelki eski şarkılar:Her şey hazırlandı, hanende öksürdü tam bu esnada bir ses işitildi:Myav!..

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüzlerce sene evvelki eski şarkılar:Her şey hazırlandı, hanende öksürdü tam bu esnada bir ses işitildi:Myav!.."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yüzlerce sene evvelki eski şarkılar

Her şey hazırlandı, hanende öksürdü

tam bu esnada bir ses işitildi: MiyavL

Bu İktisadî buhran içinde en pahalı şey nedir

biliyor m ısınız?.. 10 liraya bir öksürük!...

Kışın plajların , gündüzleri

barların hali ne gariptir... Şubat ayında fırtına ile yükselen dalga­

ların altında Floryanm karlı

sahilleri ne kadar hüzün verici

ise bir öğle üstü Maksimbarm

karanlık salonlarının da o kadar mahzun bir hali vardır. Ustüste

yığılmış masalar, tepe haline

konulmuş hasır koltuklar, elek­

trikler sönmüş, sahnedeki dekor­ lar biribirlerine yaslanmış geceyi

bekliyor g ib i. Localar bomboş..

Barda bir harp meydanının ertesi

günkü hali var... Gürültüsüz bir

bar salonu, bilhassa saksofon

gürültüsü olmayan, kahkahalar

işitilmeyen, sigara dumanları sav­ rulmayan bir bar salonu görmek - ne bileyim?-Halicin temizlenmiş halini görebilmek kadar tuhaf...

işte böyle bir salondayız.. Kon­ servatuvar müdürü Ziya bey, musi­

kişinaslarımızdan Rauf Yekta

bey, hanende hafız Yaşar bey,

ses mühendisi ve rejisörü

M. Jak.. Konservatuvar idaresi

artık unutulmak üzere bulunan

500 - 600 senelik eski Türk

havalarını plâklara çekiyor.. |

Bu plâklar bronz madeninden... |

Bir piâk gene 500 - 600 sene dayanabilirmiş.. Çekilen plâklar konservatuvarın müzesinde sakla­ nacak, bu suretle tarihten alınıp

tespit edilen musiki parçaları

gelecek nesillere - “ baki kalan bu kubbede bir hoş şada imiş,, kabilinden - hatıra kalacak...

Aynı zamanda konservatuvar

müdürü Yusuf Ziya bey köylü ve yörük havalarını plâklara çektir-

tiyor... Fakat bütün bu işLr

büyük müşkülâtla oluyor. Bakınız anlatayım:

Çekilen plâklar arasında Meh-

medi salis devrinde yaşayan

meşhur Itrî’nin ve Bekir ağanın

bir çok parçaları var.,. Bunlar

bilhassa musiki tarihi için pek mühim.. Ses mühendisleri hazır­ landı. Ses rejisörü M< Jak işaret verdi.. Hafız Yaşar efendi baş­ ladı... Bu parça o kadar mülıim ki hariçten alman nefeslerin bile plâğa tesir etmemesi lâzım.. Fakat tam o esnada bir ses:

— Miyav.. Miyav.. Miyav!. Hay Aliaiı müstahakini versin..

Plâk berbat oldu... Müsyü Jak

dişlerini gıcırdatır.. Hafız Yaşar bey :

— Selâmün kavle !. çeker.. Kemani Reşat bey kemanının yayını havaya kaldırarak sesin geldiği tarafa doğru tehditkârana sallar...Kedi aranır aranır..Sahnedeki

dekorların arasına, masaların altı­ na, localara kadar bakılır.. Fakat bulmak ne mümkün?. Bar kedisi bu.. Şaka değil..Çarünaçar tekrar

plâğa başlanır.. Bu sefer bir

daha :

— Pırnav.. Pırnav.. Pırnav... Müsyü Jak hiddetinden çıldıra­ cak.. Hanendeler de öyle.. Hele ses mühendisleri.. Hamdolsun kedi ni­ hayet görünür., ve dört taraftan kovalanır., yakalanır, tutulur, bar­ dan dışarı atılır.

insana en azap veren yer nere­ sidir biliyor musunuz? Piâk çekilen

yer.. Ben alelâde zamanlarım­

da öyle fazla nc öksürürüm,

ne aksırırım, ııe tıksırırım.. Fakat

böyle yerlerde insana zorla bir

öksürük, inatçı bir gıcık geliyor..

K o n se rv a tu va r h eyeti e s k i h a va ları p lâ ğ a ç e k iy o r. A ş a ğ ıd a p lâ k la rı d o ld u ra n s e s m ü h e n d isle ri

Plâk çekilirken aman yarabbi

boğulacağıml. Oksürebilirsen ök­ sür.. Bir bronz plâk 10 lira... 10

liraya bir öksürük! Nerede bu

hovardalık?.

* * #

işin en şayanı dikkat kısmı yö­ rük ve köylü havalarının toplan­ ması.. Bunun için Anadoîlu şair­

lerden bir kaçı , musikişinas

köylü dayılar Maksimbarm hasır iskemlelerine oturmuşlar sıralarını

bekliyorlar... Şarkılar tam yerli

olsun diye plâklar bunların ağ­ zından okutuluyor, içlerinde Rizeli, Kemahlı, Konyalı. Kozanlı olan­ lar var.. Hepsi kendi lehçelerde

konuşuyorlar.. Elle sigara sarıp

biribirierine ikram ediyorlar.. Bir aralık Rizeli musikişinas:

— Di., hile.. Benim sıranı geldi.. Diye mikrofonun başına geçti

ve kendi köyünün türküsüne

başladı.

Trabzonduı* yolumuz Akça görmez elimiz Bu yıl hamsi çıkmazsa Neye varır halimiz..

Rizelinin ki bitti, Kemahlı baş­ ladı :

Erzincâııdan Keınahtan Yar gelir oynamaktan Yarin elieıi şişmiş Zil vurup oynamaktan.

Kemahlıdan sonra Konyalı:

Çayır ince biçemem Soğuk sular jçeınem

Bana «yarden geç» diyorlar Yar tatlıdır geçemem.

Konyalıdan sonra Kozanlı:

Çıktım Kozanın dağına Karı dizleye dizleye Yaralarım göz göz oldu Cerrah gözleye gözleye.

Maksimbardan çıkarken arkam­ dan hâlâ sesler geliyor:

Giderim «dur!» diyen yok Kebap oldum yiyeni yok Ayrılık gömleğini

Benden başka giyen yok.,

H ikm et Feridun

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yassıada’da Demokrasi Müzesi kurulması için başlatılan hazırlıklar sırasında, imar planlarının değiştirilerek adanın yüzde 65’inin imara aç ıldığını, adaya otel

Bir yetişkin için tanesi 2 dolar olan normal büyüklükte bir kateterin maliye- tinin selenyum ile kaplanırsa 5 sent arttı- ğını söyleyen Webster gümüş ile kaplanan..

hücrelerinin en verimli tipi olan katı oksit yakıt hücreleri temiz enerji üretimi için cazip bir enerji teknolojisi.. B u teknolojiyi daha verimli hale getirebilmek

İstanbul Türk - Alman Kültür Enstitüsü ve Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi işbirliği ile düzenlenen sergi, 4-27 Aralık tarihleri arasında -

(2) Özellikle lenfoproliferatif hastalıklar ve solid tümörler olmak üzere maligniteler, sistemik lupus eritematosus ve diğer bağ doku hastalıkları, Hepatit B, Hepatit C, sifiliz,

Ressam arkadaşımız Kamil Çakmak, Erduran’- de Nazım Hikmet’in Karadeniz’de Romen bandıralı Plek- ın verdiği bilgilere dayanarak olayı, yukandaki biçim- hanov

Dışişleri Bakanı Fuat Köp­ rülü, dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiş ve garda Demokrat parti men supları ile gazeteciler tarafın dan

Laktasyondaki inekler için düşük nişastalı rasyonlar formü- le etme stratejileri yüksek kaliteli kaba yem kullanımına ve yüksek sindirilebilirlikli nötral deterjan fiber (NDF)