• Sonuç bulunamadı

[Başmüfettişlerden Fethi İsfendiyaroğlu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Makamına göderilen rapor]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Başmüfettişlerden Fethi İsfendiyaroğlu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Makamına göderilen rapor]"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S -ö*1-V i!. *•«•##«« ' ı^vn^tt C C£iAt^ ööeet: ~ 0 --

("d**fb-o<A A \

¿JL»

m

J&

su

*

i

r\ *

Milli Eğitim Ba

Kanlığı Yüksek Ma

Karama

(Zonguldak Ticaret Lisesi ¡¿üdürü Haydar İlgaz’a alt

tahkikat raporuuur)

TanKlkot konusu:

^

Bakanlık Makamına sunulan şikâyet mektubunda Zonguldak Ticaret Lise«

sİ Müdürü Haydar İlgaz nakkinda şu maddeler vardır:

I) - Ders yılı başında.okulun açılışında öğrencilere İstpklâl marşı

söyletmemiş ve Bayrak merasimi yaptırmamıştır,

21 - İlk Öğretmenler toplantısında (Yeni Vekil derslerinizin bir

kısmını milli mesele ve mevzulara naaredin diyor.Slz bu tera­

nelere aldırmayınjkendi derslerinizle,müfredatınızla meşgul

olun.bunlar siyası manevralardır.Yeni Hükümet tutunabilmek i-

çin din derslerini mecburî yapmak,radyoda kuran okutmak,türbe-

leri açtırmak gibi bunu da yanı milliyetçiliği de istismar e-

diyor. Türk olur da Türkçü olmaz mı ? Bu memlekette nerkes Türk

çüdur.Türkü Türkçü yapmak isteyiş manasızdır. )

Bu sözler üzerine bir öğrenmen (Türkiye'de nerkes Türkçüdür d e d i m .,

Î

u ualde Türkiye'de komünist yoktur öyle mi ? diye sormuş,Hayda

igaz da ona şu cevabı vermiş:

(Evet Türkiye'de Komünist yoktur.Bu da siyasî bir fırıldak,bir

uyuurmadır.Bizım^memiekette herşeyden evvel istikrar lâzım.Pa-

ianoa

şudur, rilonara budur diye memleket dahilinde huzursuzluk

yaratmak manasız bir narokettir.Türkçülük kelimesini.adını mu­

ayyen lisanlara inhisar ettirmek de manasızdır.Bunlar Stalin

kadar Türkçü değillerdir.ötalin mükemmel Türk lügatleri,ansi­

klopedileri ve tarihleri yazdırıyor.Sanki burada Türkçü denenle

ne yapmışlardır? )

3) - Yakında "Demokrat Posta" Gazetesinde bu konuşmalara dair çıka-

o». r>ir y.zıj.1 aa aiz. gSnd.reo.ğim. ( 1 1 ^ doaya Rû;2>3|_

B)

Tanklkat safhası:

İmzası utalûm olan bu şikâyet mektubu üzerine Bakanlıktan telâk­

ki ettiğim emir üzerine Zonguldağa gidip mahallinde tahkikata başkadim

Okuldaki bütün öğretmenlerin yeminli ifadelerini aldım(ilişik dpsya No:

17.18,19,20.21.22.2 3.24.25.26,.:7, 8,29.30.31.32.33.34.35.36,37,38,39.40

41.42.43.44.45.46.47,40,62,63,64,65.66.67.60.69.7; 73.74.75.76,77,90.91

9 2 ;93.94.95.96'.97,98.93,100,101,10 !l03.I04.Î05!l0S.I07,İ08*I09.lİ0,İlI

,116,117.118,119.120.I2I,I22.I’3.I24.I25.126,127.128.129

112,113,Iİ4.H5,

130.13l,13i2,13?.134,135,1

36

,

1 3 7

,

1 3 8

,

1 3 9

,

440

^

14 1.14 2

ş

143i

144¡145¡146¡147

148.149.IftO.151.152.153.154.155,156.157.158.159.160).

Bu okuldaki ögretmeşlerden Başka Zonguldak'taki Çelik Lisesi öğ

retmenlerinden d yeminli ifade aldıralilişik dosya. No:6,7,8,9,10,11,12).

Aynı zamanda okullar dışında da bu şikayet konularını duymuş o-

lan bezi kimselerin de yine yeminli ifadelerine müracaat ettim(ilişik

dosya No: 13.14,15,16.161,162,163.164,105,166,167,168,169,170.171,172,

173).

(2)

2

Böylece bir çok kimselerin sözlü ve yazılı olarak ifadelerini a i d i m i

ve şikâyet konularını bir bir ine-ledim.Netice de şikâyet mektubun

da sayın Bakanımıza bildirilmiş olan n u s u s l a r m en mühimlerinin va­ ki ve sabit olduğu neticesine vardım.

Esasen bu maddelere dair suçlu Müdürdün de aldığım cevaplar kıs­ m e n sarih,kısmeş di kaçamaklı ve tevilli itiraflar olduğu M üdür H a y ­ dar İlgaz'ın tankikat evrakı içindeki ifadelerinde açıkça görülmek- tedir(ilişik dosya No: «9,50,51,52,53,78.79.80.81,82,83,84.65,86,87, 88,59i.

Gerek şahitlerin ifadeleri ve gerek Müdür Haydar İlgaz ' m itıraff l a n neticesinde sabit olan suçlara gelince bunlar üç ayrı konuya ayrılmaktadır.Bu suçlar şunlardır:

1 - Oku l u n açılışında çocuklara İstiklâl marşı söyletilmemiş ve Bayrak merasimi yaptırılmamıştır.Hatta iki öğtetmen Müdürü ikaz et­ tiği halde.Bu öğretmenlerin biri de o gün okulda nöbetçidir.

2 - Ders yılı başındaki ilk öğretmenler toplantısında »Müdür Hay­ dar İlgaz ark a d a ş l a r ı n a ,sayın Bakanımızın Tebliğler Dergisinde y a ­ yınlanmış ve okullara bildirilmiş olan tamiminin bütün ruhuna müna-

fi ve öğretmenleri tereddüt ve teşevvüşe »evkedeoek derecede ayk*rı bir konuşma yapmıştır.

3 - Okul dışında Türkçülük ve Türkçüler -leyhinde evvelce konuş maları yetmiyormuş gibi bu konuyu o günki Öğretmenler toplantısında da açmış,okul dışı sohbetlerini bir de öğretmenler toplantısında resmen tekrarlamak cüret ve oeaaretlnl/rfde göstermiştir,

Bu suçların hakiki mahiyetlerini aşağıda birer birer arzediyo», ve ner suçun vaki olduğu gün ve şahalin şahitlerini ifadeleriyle

ortaya koyuyor ve bizzat Müdür Haydar İ l g a z ’ın itiraflarını da gös*

terıyorum.

C ) Şahitlerin ifadeleri ve müdürün itirafları;

Okulun açılışında Müdürün alelade bir konuşma yapıp Bayrak mera­

simini İfâd§t£S^m*n ilcaz hald j .yaptırmamış olduğu

Coğrafya Ög.Kasım Akıncı aynen şunları yazmaktadır:

" Î3tpklâl m»rşı söyletilmedi.Bu merasimde bululdum.Müdürü ikaz

eden oldu.İkaz çocukların içeri girmesi soça ererken yapıldı.Müdür de (Evet ama şimdi çocukları dıgarı çıkarmak t« tuhaf olacak)dedi."

(ilişik dosya N o : 19 da 2 inoi soruya cevap).

Fransızca Öğ.Fuat İyicil aynen şunları yazmıştır:

"Bu ders yılı b a ş ı n d a ,okulun açılışı münasebetiyle yapılan m e r a ­

simde bulunamadım.Bü mesele hakkında uayduklarım şunlardan ibaret-

Jl x*#

*0kul Müdürü,öğretim yılının başlaması münasebetiyle öğrenciler­ le bir konuşma yaptıktan sorçra İstiklâl marşını söyletmekaizin ta­ lebeyi içeriye sokmuş.Bu sırada meslek dersleri Öğ.Yutya İleri Müuü rü ikaz etmiş. Müdür de unuttuğunu söylemiş.Türkçe ög.Müşerref Tü- mer tekrar dışarı çıkarıp istiklal marşının söylenmesini teklif et­ miş.Müdür kabul etmemiş." (ilişik aosya No:2. de I inci ve 2 inci p a r a g r a f l a r ).

Meslek dersleri Ög.Yahya İleri aynen şunları yazıyor:

"...Okul Müdürü açılış dolayısıyla *.onuşma«ına buşlsdı.Ben og. remsilerin a r k a s ı n d a ,h vuzun yanında idim.Konuşmanın bitiminde is­ tiklal marşının söyleneceğini beklerken öğrencilere Müdürün:

(Sınıflarınıza) dediğini duydum.Bir kaç saniye neyapaoagımı şaşır­

(3)

f ı r l a d ı m . Y a n m a koğtura.

Mü d ü r bey .Bayrak merasimi «içi» y a p ı l m a m . Ç o k aoı.çok yazık, dediğimi Hatırlıyorum. Müdür oeÿ: YaJİ, çok yazık, vah, vah. d e a i ...

A s a b ı m çok bozulmuştu.Kırıcı bir sözde, bir harekette bulunmak endişe­ siyle başka bir şey söyliyemedim.... Ç o k iyp natırlıyorum.Ben kendisine k o ş tuğum zaman son sınıf henüz gitmemişti.Bu aradaçl arkadaşlarla Müdür arasında konuşmaları hatırlamıyorum.Galiba neticede Müdür ya,artık kal­ sın,yahutta çıkarmıyalım.dedi." (ilişik do»ya No:<?6 daki I inci cevap).

Türkçe ög. Müşerref Tümer aynen şunları söylemiştir:

"Bu dira yılı başında okulumuzun açıldığı gün Nöbetçi bulunuyordum. M ü d ü r ü n yeni ders yılı hakkında konuşmasını müteakip sınıflara(Yürü) e m ­ ri verildi.Sınıfalar teker tener okul binası köşesini dönüyorlardı.Son

sınıf da giderken,Bürö ög. Yahya İleri:

(Müdür bey,niçin istiklal marşı söylettirilmedi.Doğrusu çok acı oldu) demesi üzerine Müdür bey:

(Ya, Hakikaten öyle. Bak aklıma gelmedi.) sözü üzerine daha köşeyi dönmemiş olan son sınıfları görerek ben :

(Dana çocuklar yeni giriyorlar, tıs men toplutıverelim.)dedim.

Bunun üzerine :

(Olur mu ya kardeşim. Şimai talebe sınıflarına girui.Teksur çıkarma*, d o ğ r u olmaz. ) dedi.Bunun üzerine hepimiz U « 0ün vaziyette sınıflara girdi

dik." (ilişik dosya No: 30 da

2

inci sorumun cevapları).

Fizik-kisnya öğ. Saoahat Aytan da aynen şunları yazmaktadır:

"...İlk der3e giriş saatimi* ol-n ö.20 de zilin çalması üzerine o k u

!

Müdürü ve nöbetçi Öğretmenler talebeyi okul önünde topladılar.Okul Müdürü konuşlasıyla I930-I95İ ders yılının oaşlamiginı çocuklara anlattı ve sı­ nırlara girmelerini söyledi.

Dana nenuz 6 insi sınır girmekte iken bahçenin ilerisinde ouıunaa M e s l e k dersleri Ög. fanya İleri yanımıza gelerek Müdüre Bayrak merasimi­

nin niçin yapılmadığını sonlası üzerine Müdür:

(Ya, Van, vah, unuttuk. Bu çok acı oldu), dedi. Türkçe Öğretmeni Müşerref Tumer:

(Çocukları sınıflardan çıkaralım.) dedi ise ae vaktin geç oiaugu i- leri sürülerek yapılmadı ve derslerimize girdik." (ilişik dosya No:33).

itesim Ög. Salanaddîn Hepyuraakui dé aynen şunları söylüyor:

". ..Okuljtfüdürü Haydar İlgaz yenp m ra y i l x n m haşlaması ûoiayısıyl« kendilerine iızım gelen tebligatı yaptıktan ooşr* sınıfa girmelerini t öy­ leni. Bazı arkadaşlar tarafından Okul Müdürüne İstiklal marşının XXkXhXX

unutulduğu söylendi. Bunun üzerine okul Müdürü: (Eyvan unuttuk. Ne yapalım. İsterseniz tekrar çı artıp söyletelim.) aedi^ Arkadaşlar da vaktin ilerileaigini ve tekrar çıkartıp İstiklal marşının soyletiımesi

uygun olmadığı k a r a r l a ş t ı n idrak ou şekiıae kaldı. " (ilişik dosya No:36).

Mudur Muavini Turgut Cemal Ağım aynen şu satırları yazıyor:

"Okul Müdürü yeni tedrisat yılı dolayısıyla uzun bir konuşma yaptı, ve çocuklara dağılmalarını söyleai.Taidbeler sıra ile sınırlarına girmiş bulunurlarken(nemen neman hepsi dağılmıştı)MUdür ile Öğretmenlerin toplu­ luğu arasına g i r a i g i a d e , o*.ul Müdürünün şu sözleri sarfettiğini duydum:

(İstersiniz hemen çıkaralım.) dedi. Topluluk arasında bir arkaü şı- mız(dikkat etmediğim için kim olduğunu söyliyemem)_Vaklt geç oldu.Talebe­ lerin hepsi girdiler.Dedi.ve ou şekilde tekrar bir ısrar olızaaigı için hsr Öğretmen arkadag sınıflarına dağıldılar.

İstiklal marşının söyletilmomeai sebebinin kati olarak ne olduğunu bilmiyorum.kanaatimce bir unutkanlık neticesidir.İkaz eaen » r k a d s ş m son­ dadan Yanya ileri olduğunu duydum." (ilişik apaya Ne: 39).

(4)

4

Ta Bilye ög. Hatlara Soysal İle İngilizce Ög. Selin Zeglı enulun açılışı gü­ n ü diğer enullrda bulundunları için ou lise deki nadiaeyi biinediKlerl-

ni söy lüy e rlar( ilişin »eşya Ro:42,45).

Beden Eğitimi Ög. Bençet kalaycı aa aynen şanları yazıyer:

.. .Çocunları bahçede teplaeılsr.Müdür entari» ıııa süren bir nenuş- as yaptı. Yeni eer* yılı işin başarılar »ileni. Sözlerinin sonunda na çe-

cunlara sınıflara g i r » e l e r i ^ / ^ için emir verni.

Çecuıtlar henüz içeri giraiş oalunuyerlardi Ki Öğretmen artanaglarnan blrlsi-öyle zannediyorum Ki Yalıya İleri ini- Bayr a n merasiminin yapılma/ n i g m ı hatırlattı. Müdür bu vaziyet Karşısında eseflerini bildiren :

(Tu, unuttun. Ç e k fena elnu. Çecuiları tekrar çınarsan ta olmaz. Nasıl anlımla* gelmeni?

sözlerini söyledi.Senra ders için hec lar sınıflara sağıldı." (ilişik desya Ne: 4 8 ) .

Okulda açılış günü Bayran merasimi yapılmamış eldugu Zenguldak auni- tinde de duyulmuş ve iyi natşılanmamiş,¿dünür «leyninds nedineduiara se-

DeDiyet

vermiştir.©icaret lisesinden! ou öğretmenlerden başna hariçte dinlediğim Kimseler ne ifadelerinde bundan da baftsetraişlernir(ilişik dea ya Ne :9,10,1i.13.13.14.15.16,6.7.8).

Okul Müdürü K a y n a r İlgaz da bu mealnyl sanlıyamamanta ve Kendisine i- nsz elundugunu da bildirmekte,kanat bir Kanıt o l m a y ı p , u n u t g o n l m eseri

olnugu cevabını vermektedir.Kendisinin ifadesi de aynen şudur:

.{2..

Ekini 1950 Pazerteâl günü sabah saat Ö.20 de öğrencileri onul bançe

sinde toplayıp tedrisat başlangıcı dolayısıyla oldukça uzun siiren oir Konuşmadan son r a , (10 yıllın meslen bayatımda nıç bir zaman yapmadığımı yaparan) mutad,bayrak merasimini yapmadan öğrencileri sınıflarına gönder din.Öğrenciler sınıflarına girdikten sonra.hatırladığına göre öğretmen ar*.»eaşiardan yanya İ l e r i ’nin (Merasim yspıimsyacan mı) diye ikazı üze­ rine,yapılan zühulun ferrnina yarılarsa, ve çek üzülerek,unutmuş olduğumu ve nemen jieptdjl çocukları sınıftan cınarıp merasim yapmayı tenlif ettim

ise ne .birinci ders saati ç o k ilerlemiş oluşu ve Öğrencile«

r m a m ı f l a r ı ş a girmiş bulunmaları itibariyle artın artık yapılması iyi olmaz diyeren, toplantına bulunan Öğretmen arnadaşlarla a y a k ü s t ü bir Kararla, sınıflara girilmiş va «Kabinde de, Bayran direğe çeniimiştir. Hadise bundan ibarettir.

Bu nurum toplantına bulunan öğretmen arnadaşlarda» Turgut Agun,kasım AKincı, S»lanaddin Re pyurdakul,Murat ¿ r o l ,Sab&hat Aytan,Müşerref Tüner ve Fuat İyicil ile Yauya lieri'aen de sorulabilir. ) (ilişin dosya He:49)

Müdürün bu isteği üzerine Kendisinin isimlerini verdiği öğretmenlerin nepslne bu meseleyi oir dana sernum ve iradelerini a l d ı m . (ilişin nesya N#: 90,91.9?.93.94.95,96,97,90.99,100,101.102,103.104.105.106,107.108. 1 0 9 ) •

Bu iKinci ifadeler öğretmenlerin iln ifadelerini teyi> ettinten başna Müdürün Öğretmenlerle görüşüp anlattıktan senra ç t c u n l a r m sınıflardan çınarılması m u v a f m görülmediği hususunda müşterek bir Karar verildiğine dair elan if Sesini de yalanlamaktadır. Şöyle ni:

liüeüru iltizam ettiği ifadelerinden pen belli elan Müdür Y a r d ı m c ı m Turgut Cemal Agun bu defaki ifadelinde aynen :

"Tenrsr Teplamayalım diye bir Karar alınmamıştır.Sadece geç eldu

di-y * a & i ı * *

.

"Türkçe ög.Müşerref Tümer -Çocunları çınaraiın ve İstiklal »arşını söyleteli», dedi. Bunu ben de dahil elman üzer» arKadaşlat Kabul ettin. Müdür bey, Vaktin geçmiş o l d u ğ u n u , ç o c u k l u n geri çevirip bu İşin yapıla­ mayacağını söylemesi üzerine aramızdan kim olduğunu hatırlayamadığım bir arkadaş (e halde sen dersten çnnınc* yapalım) dedi ise de okul Müdürü ta- rafından bu da uygu» görülmedi." (ilişik desya lf#:99).

(5)

axa söylenmediği natırlatıldı.Müdür :

(Şimdi g e n çevirmek t® tunaf olacak. Yazık.)d«di böylece bu İç

kaldı^Ayrıca bir aarar verilmedi." (ilişik d®sya Ne: 103). Türkçe öğretmeni Müşerref Tumer d® aya«a şöyle diyor:

« O güa karar filan alınmadı. İlk yazında da arzettiği» gibi,ço­ cuklar giderken b«n tekrar toplatalı». dedin»® de Müdür boy : (Artık •inaz. 7alob® oınıflara g i r d i . ) diyerek sadece kendi kararıyla söyle- tilmeniştir" (ilişik dosya NO: 105).

Fransızca ög. Fuat İyici d® • gün »kulda bulunmamakla beraber Ög- r«tn«n arkadaşlardan duyduklarını şöyle anlatmaktadır:

"Yonya 1 lori,istiklal marşını* söyletilmesi için Müdürü İkaz «tnlş M ü d ü r unuttuğunu söyleyince Müşerref Tüner«öğrencilerin tekrar bahç«y® çıkartılıp istiklal »arşısın söyletilnesini teklif etmiş,fakat Müdür ka b u l etmemiç. öğret nenlerin istiklal »arşının okutulmaassışa karar ver diklerini hiç kimseden duymadın." (İlişik desya Ne: 101).

M e s l e k dersleri Öğretmeni Yanya İleri de bu ifadeleri şu yazıeıyle teyit etmektedir:

"Bundan evvelki ı ¿tanemde arzettiği» gibi İstiklâl marşı söylenme­ den ögreşoileri* sınıflarına gitmeğe o şlodiklarım. görünce bir an ka­ r e m i n bekledin. Bakt ı n ki talebeler gitmekle devan ediysr. Koştum.

- Müdür bey, istiklal. marşı niçin söylenmedi ? çek soi elau.çek

yazın.

deyince Hayear bey :

- Ya, vah, vah.. Unuttuk, dedi.Ço k neyecanlı ve çek a ta bileşniştin.Mü­

dür bey kapının yanında duruyerdu.Heyecandan yanında hangi arkadaşlar oleugunu dahi görmemişin. Yalnız Müşerref Tuaer'i ayırd edebiliyorum. Merdivenin alt basamağında durmuş, nen giden öğrencilere bakıyordun, k o n n ş u l n l r ı duymadın.Yalnız bir see (Tekrar çıkarsak) diyereu. Ond«n

sonra M ü d ürün (V akit geç eldu) dediğini işittin." (ilişik desya Ne: 109).

öğretmen Selin Bağlı e gün Teknik okulda bulunduğu için hadise hak­ kında ademi malûmat v e r mektedir(ilişik desya Ns: 107).Tabiiye O ğ , H a t i ­ ce Soysal da 0 gün Kız Enstitüsünde bulunduğunu yazıysr(ilişik desya Ne: 97).

ög. M u r s t Erol da askerlik vazifesiyle okuldan ayrıldığı için ifade­ sini alamadın.

Bütün bu İfadelerin nepei öğrencileri sınıfl-¡râan ç ı k a m a m a k ve İ s ­ tiklal marşı söyletmemek İçin nlç bir katar verilmemiş olduğunu mütte­ fikse beyan ettiklerinden Müdürün bu yelddki ifadesi hakikate uymamak­

tadır. Kaldı ki bu merasimin yaptırılan)si ikazını hem Ög.

Yatıya

İleri,

hem te nöbetçi ög.Müşerref Tüner yapmışlardır. Müdür eğer unut u iee bunu kendisine iki arkadsgı Hatırlatmıştır.He» de daha sen sınıf dnrsn girmeden önce.Esasen Müdürler okuldaki bütün arkadaşlarının şefidirler merasimin yapılmasını ksndıltri teminle mükelleftirler.Farz muhal ela*

r«n öğretmenler yapmayalı», deseler de kendisi onları dinlemeyip bu millî merasimi yaptırmağa »»oburdur ve bunun yapılmama eladan şahsan »ssuldmr.Okul oma emanet ediİniştir. Hele aayıa Bakanın ten tamiminden sonra ou mutan merasimi unutmak bile affolunur kabahatlerden değildir. Bu meeele hakkında Zonguldak İli Daimî Komisyon Mümeyizi Cemil Akslx* şunları diyor:

(Zonguldak amelenin DüjUk oir çoğunluk nallat«® bulunnugu bir şehlr- «ir.Fazla olarak oır Karodanız ıi*w*x«ır.Sahillerimiz geniş ve dağınık tır.Casus çıkarılabilir.Pars dagıtılaoillr.Anleler evlerinde ve çocukla lirinin yanın«« türlü türlü konuşabilir.Prepaganda teoirişte xal*bl4ir* lir. Okullarınıza devam eden talebeleri* bir kısmı bu amele çocuklarıdır ter.Onları* evlerindi veya şurada burada «uyabilecekleri »uzar sözler iutimaiini »kul Müdürleri daima göz Önün«« tutup m e k t e p l e r i n z d » millî * uyguları* aer fırsatta, uatta fırsatlar yaratarak bel'bel

(6)

kuvvetlen-i l m e l kuvvetlen-i d kuvvetlen-i r l e r . Burasının ekuvvetlen-ir

az

kezaepelit oır liman ve her çeşit halk; bulun*Dileceği dağlın ve sağının oır şenirdir. Bizler onul M ü ­ dürlerinden ouyuk hsaaaaijret «enliyoruz.Evlatlarımızı ou ümit ve i- manla kendilerine em n«t «diyerus.Ba^ran ¡btraaiai yapmcme*,İstiklal marşını söyletmemek a* aemektir. Nesil »lur. Teveknsli Dazı milli

Bayramlarda öğrenciler aap alr ağızsan Milli marşımızı

güzel re

y ü ­

rekten «öyliyemiyf»rlar.

Banim bu «asala nakşındaki intiba «a kanaatim,Ticaret lisesi

müd ü r ü Haya»r İ l g a z * ı s o l r Encümen Başkatibi Kadar hassas elmamaaıa-

t a ı mütevellit «şeftir.Kenaiol u » z edildikten sonra

artı*,

unutmayı

k îîouİ esemem,böyle dimamiş «İsa da, hakikaten unutaa sahi

Kendisini

yalnız oa hareketinden ötürü sığır suçlu addederim, kanneti» budar.

Khldx kİ ou Müdürün aşağısa Birer b*»rer arzadacegim

re

delillerini

göstereceği» adŞiSrAXda.:HütlLl*X Saçsa suçları da varaır ki

Dunlar

as b»*»»lyle sabit olmuştur,

Öğretmenler toplantısında BaKsalı^ıa tamimine a y s ı n ve külliyıe» raünafi sözler aarfetmis olduğuna «air Müd ü r Haydar Iıgaz nannindaKi diğer çinâyet namusuna'gelince b u n l u n işiten öğretmenlerin yeminli iradeleri şunlardır:

Coğrafya ög. Kası» Akıncı bu toplantıda Müdürün şunları söyleniş olduğumu y a z i y e r :

"Bu acrs yılı başındaki öğretisen.*.er toplantısında Müdür evvelâ nersese başarılar diledi. Çocuklarımızın 1yı yetişmeleri üuausunta ner arna*aş çalışmağa ait fikirlerini söyledi. Bu arada Millî E ğ i t i m BaKanının nar yerse millî terbiyeden bahsettiği ileri sürüldü. Mudur

(Ç*k İyi ana bu sefer d. dersler geri Kalır. Biri gelir böyle söy­

ler, diğeri gelir başka söyler, ün iyisi kanunî ödevinize devam esin. Biz onlara bu terbiyeyi en ufaK Hareketlerimizle bile sermek zorun­ dayız,} gibi kemuçca yaptığını arzederim. "(ilişik dosya N«:I9).

Fransızca ög. Fuat İyicil aynen şunları bildirmektedir:

"bu ders yılı başında yapılan

11

k öğretmenler tepl&ntıuınds e*u-

lumuznn Müdürü Baydsr İlgaz, killi ¿¿itim Bakacının (derslerse her fı fırsat düştükçe öğrencilere milli telkinlerde bulunulmasını, milli nüanslara önem verilmesini) isteyen direktifini mevzuubahaeddrek şu mealde bir konuşma yaptı:

(Milli Kg.Bakanı, duralerde milli şeylere enenmlyet vermemizi i ad

teyer. Her yerse yaptığı konuşmalarda ounu aöyliiyer.Siz yine müfredat tı ekutm.kl& irtifa edin. ÇUnki yarı« bu yolun hatalı olduğu anl a ş ı ­

lıp derslerde müfredat dışına çınılmaması İçin başka bir emir gelebil lir. Biri gelir böyle söyler, diğeri gelir diğer türlü ister, En iylt

si, sız

Kanunî

ödevinizde devam edin. Ben zaten Türe olsun da milli­

yetçi

elmasın,

böyle bir ine*« tasavvur edemiyorum.

}

demesi üzerine Meslek serslori öğretmeni Yahya ileri :

- Şu nulde «izce Türkiye**« komünizm d ailen şey yoktur, dedi. Bunun üzorina Müdür:

- Boa komünistleri pek yakından bilirim. Hem de vesikalarıyla ta­ nırım. Banlar komünistliği sırf par^j için yaparlar. )

tarzında ifadede üulunuu. ** (ilişik dosya He: 22,33).

meslek deraleri ö ğ r e t m e m Ya uyu ileri o toplantıdaki k o n u l m a l a r a aynen şöyle olduğunu yasmaktadır:

"İlk Öğretmenler toplantısında Müdür yeni ders yılının başladığı­ nı bir kaç kelime ile söyledikten aenra:

(7)

riayet ve «nearaiyet verilmelini isteyer. ) teali. Ben:

(Şimdiye kadar siz daima bunun aleyhinde idiniz. Sınıflarda veya bahçede öğrencilere ne eağ, ne de sel Bir şey aöylonmiyecsk

»eklinde geçen seneler gerek Muallimler toplantısında ¿erekse

fırsat düşdükçe Müdür bey bize tenoihatta bulunurdu. Hatta gatet iyi natırlayerum. Haşan Ali Y ü c e l 1i* zaa-nıacia bir toplantıda y i ­ ne böyle bir konuşsa üzerine:

Müdür bey ,dedia. Bun sadece derni öğretmekle vazifemi yapmış

olduğuma kani değilim. Komünizmin maarifi sardığı şu zamanda Türk çocuklarına milli ruhu aşılamanı* Dir v«zife elauguna inanıyorum, ▼e söyleyorum da..demiştim.

İşte evvelce aramızda geçen bu konuşmaların tesıriyl» kendile­ rine böyle bir sual tevcin ettim. Bu sualim üzerine bir az düşün­ dü. Ve:

- Evet, evet,Dedi. Hiç bir şey konuşulmasın daha iyi.Çunki y a ­ rın e aitfar, bir başkası gelir,başka bir emir verir, dedi. Ve Ba- ksa/|^na|a »hatalıdır, dedi...

Mudur bey dsdia.Yasâ. bu memlekette ve bilhndsa inerif bünyesi* ds kemüaist yek mu deme*, isteyursanız. delim....

(Evet siz derslerinizi yapın. En iyisi edür. dedi, ve Ben k o ­ münistleri çok iyi tanırım. Onlar bu işleri sadece para için y a ­ parlar, Zara sızdıklar. Çok iyi tanırım.Vesikalarıyla tanırı*.dedi (ilişik deeya No: 26,27).

Türkçe öğretmeni Müşerref Tümer bu kenuşm-lara dair şuaları yazıyor:

nBa ders yılı başımdaki öğretmenler toplantısında Müdür H a y ­ dar İlgaz toplantıyı açtı. V* milli Eğitim B a k a m m ı ş yeni der* yılı açılışı münasebetiyle yaptığı beyanatı okuttu.Derslerde mil­ li terbiye verilmesi nususoni« :

(Buna niç lüzum yoktur kanaatindeyim.Her Türk Türklüğünü İd­ rak eder. Siz yine müfredatınıza devam ediniz) dedi." (ilişik dşc

ya Ne: 350<İfiki

J>

üncü cevap).

Fizik-kisuya öğretmeni Sabahat Aytan da ayne* şunları yazıyor: "Ders yılı başındaki İlk Öğretmenler toplantısında pkuluııu* müdürü Haydar İlgaz konuşması arasında:

(derslerde milli hususlara önem verilmesini ve hiç olmazsa derslerimizin 5-IO dakikasını bu i Ye «ürfetmemizi söyledikten ao* r * ‘ (Biri gelir böyle söyler.diğeri ¿«lir diğer türlü ister.Sağı­ nızdakilerin istediklerini yapmağa mecburuz) tarzında bir ifade

kullanmıştır.

(En iyisi kanuni ödevinizde neva« edin. Fırsat düştükçe bu mevzua tam«e edersiniz. ) demiştir." (ilişi*, dosya Ne:'33 deki son

cevap).

Kesim öğretmeni öal aha odi n ii e py urda kulun bu konuşmalara d a i r s o r u l a r ı * « y e r d i ğ i cevap şudur:

"İlk öğretmenler toplantısında yoni dera yılılın başlanası

<1 ol-■iyi siyi a Müdür tarafından okul içi fualiyotlerne .öğrotaen vo

öğrenci münasebetlerine dair görüşüldü.Ders kitapları Üzerinde duruldu.ve bazı etsjiyer arkfiflşların asaleti tasdik edildi.

Yeni Bakanın milli terbiye üzerinde durduğu ve derelerde fırsat düştükçe Ögretmenleri» milliyetçilik üzerinde durmaları icap ettiğini söyledi ve nihayetinde (Her Bakanı* kendisine gör»

bir yel takip etti;;i»i d e ) hatırlattıj"( ilişik dosya Ne:36)

(8)

8

ü) Yâkarıda (D) maddesinde arzettiğim öğretmen ifadelerinden pek

aşikar olarak ablaşıldıfı üzere Müdür Haydar İlgaz*ın öğretmenler toplantısında Sayın Bakanımızın Tebliğler Dergisinde yayımlanan beyanatından bahsederken bu yazılı emir ve direktifin ruhuna ta-

mamiyle aykırı sözler saefettiği meydana çıkmaktadır. Hamledense bu Müdürü iltizam eden iki öğretmenden madası,yani büyük

ekseri-A

yet bu münasebetsiz sözleri resmi toplantıda Müdürün söylemiş ol­ duğunu sarahatle bildiryorlar.

Bu mesele hakkında Müdüre sorduğum suallere onun verdiği cevap­ lar da aynen şunlardır:

” 1950-1951 öğretim yılı başında,yani 30/IX/I950 tarihinde saat 14 de okulumuz öğretmenler odasında, başkanlığım altında,Öğretmenle

A

lerden Kasım Akıncı?Selahattin Hepyurdakul, Turgut Cemal Agun,Saba- hat Aytan,Müşerref Tümer, Murat Erol, Selim Zağlı, Hatice Soysal,

Fuat İyicil, Yahya İleri ve toplantıya bir az geç katılan

(kendi okulunda toplantı vardı) Aziz Türkeş ile Seyfi D e d a ' n m işti: tirakiyle yapılan öğretmenler toplantısında,gündem sırasıha göre te: tertip edilen maddelerden sonra sayın Bakanımızın Tebliğler Dergi­ siyle yayımlanan beyanatı,kendisine rica ettiğimiz Okulumuz Müdür Yardımcısı Turgut Agun tarafından yüksek sesle okunmayı müteakip, arkadaşlara hitaben: doydunuz ya, memleket gençliğinde noksanlığı hissedilen Millî terbiye ve duygu meselesi yeniden ele alınmaktadır Bunun için şimdi elbirliğiyle çalışırak,sırası geldikçe çocuklarımı zın disiplinli olarak yetiştirilmesine ve bilhassa her fırsatta mil lî duygularla mücehhez olmalarına,onlara memleket, vatan ve millet sevgisinin aşılanmasına azamî gayret göstermek gerekiyor.

öğretmen Yahya İleri söz alarak: ”Peki,şimdi bütün işimizi,gü­ cümüzü bırakıp derslerde hep milliyetçilikten mi bahsedeceğiz? Esa^ sen geçen yıl da bitiremediğimiz müfredat programı he olacak? Sonra

(9)

Sonra Bakanlık gine sormaz mı ?

Yahya İ^ e r i ’ye tarafımdan verilen cevap:

"Yahya bey, bütün işi bırakıp milliyetçilikten bahsetmiyeceğiz.

Tamimden bu anlaşılmıyor. Yalnız bunun için fırsatları kollayacağız

Sırasını düşürdükçe elbette çocuklarımızın millî duygularını geliş­ tireceğiz, kuvvetlendireceğiz....

Bu konuşmaları müteakip bazı arkadaşlar birbirlerine hitaben bazı fikirler beyato ettiler.Lâkin hatırlayabildiğim kısımlar arzettikle- rimden ibarettir." (ilişik dosya No: 53 ve 54 deki 3 üncü cevap).

Müdürün bu ifadesinde,Bakanın tamimine büyük kıymeti vermemiş ol» duğu, bu tamime ait konuşmaları gündemin en sonuna bırakmış olmasın­ dan da anlaşılmaktadır. Böyle bir tamim Öğretmenler toplantısında kohuşulacak maddelerin en başına geçirilir.Toplantıda bir çok konuş­ malarla kafalar yorulmadan evvel bu tamim hemen ele alınır ve üstün* de uzun uzun durulut.

Diğer cihetten Müdür ifadesinfla sonunda aynen (Bu konuşmaları müteakip bazı Öğretmen arkadaşlar birbirleri^lrfne hitaben bazı fikir!

ler beyan ettiler.Lâkin hatırlayabildiğim kısımlar arzettiklerimden :

ibarettir.) diy^or.

Acaba öğretmenler birbirlerine hitaben ne gibi şeyler konuşmuş­ lardır ki Müdür bunları hatırlayamıyor.Sonra bu nassl olur .Bizim bil« diğimiz usul, böyle resmî toplantılarda bir zabıt tutulur.Bu zabıt toplantıda bulunanlar tartından okunup parafe edilir.Sonra temize geçirilerek imza edilir.Böyle bir zabıt ortada yoktur.Niçin tutulma­ dığını sorduğumda Müdür yardımcısı tutar dedi.Müdür y a r d ı m c a s m a ve bazı Öğretmenlere yazılı olarak sordum.(ilişik dosya No:67, 68, 69). Bu üç öğretmen ve Müdür yardımcısı Zabıt tutulmadığını va Müdürün sade notlar aldığını bildirmişlerdir.Bu keyfiyet te gösteriyor ki Haydar İlgaz Müdürlük vazifesini de hakkiyle yapmamaktadır.

(10)

9

Müdürün bu ifadesi üzerine ö$r etmenler in bu konuşmalara dair diter

b i r ifadeleribi daha aldırnCilişik dosya No: I I 0 , m ; I I 2 , 113,114,115,116

116,117,118,119,120,121,122,123).

Müdürün böyle konuşmadığını, hele Yahya Îleri'nin üdüre:

(Peki,şimdi bütün işimizi,gücümüzü bırakip derslerde hep milliyefcç:

ellikten mi bahsedeceğiz.Esasen geçen

AâAâ

yıl da bitiremediğimiz müfredi

redat programı ne olacak,sonra Bakanlık yine sormaz mı) tarzında bir konuşma yapmadığını bildirmektedirler.Yalnız Müdürü çok İltizam eden

İngilizce emretmeni Selim Za^lı bu sözleri Yahya îl e r i ’nin söylediğini yazmaktadır;(ilişik dosya No: II5).

Bu ifadelerde bir tek emretmen -üdürün Yahya

û

İleri'ye a tfetti

ti^i bu cümleleri tasdik etti»i halde dikerleri,yani hepsi aksibi/ bil-

d İriyor lsr( ilişik dosya No: III, 112, 113, 117,

tt&4 1219

123).

İki üi*retmenin d toplantıda bulunmadıkları anlaşılmıştır.

Bütün ifadelerin dökümünden çıkan neticeye göre-^üdür ogünki top« lantıda şu cümleleri söylemiştir:

(Biri gelir böyle söyler,bir başkası gelir başka türlü ister Siz yine müfredatı müfredatı okutmakla iktifa edin...Sn iyisi kanuftı ödevinizde devam edin)

(Ben Türk olsun/» da milliyetçi olmanın böyle bir insan tasav­ v u r edemem.)

Öğretmen Yahya İleri’nin, üdü rün bu sözü üzeribe:"Yani bu mem­ lekette hiç komünist yok mu demek istiyorsunuz?" suali üzerine:

(Ben komünistleri çok iyi tanırım. H e m de vesikalarıyla,onlar bu bu işi para için yaparla r.)

Sayın Bakanın tamimi mevzuubahsolunurken ’üdürün bu sözleri söylemiş olması cidden üzdrinde durulacak bir keyfiyettir.Çünkü bütün b u sözler,yukarıda da arzetti*im gibi Bakanın tamiminin esasına ve ru­ huna külliyen mugayir ve münafidir.Bir Müdürüb bu tarzda konuşması ev­ velâ bir küstahlıktır.lümre muhalefettir.Kaldı ki resmi öğretmenler topl

(11)

lantısında arkadaşiarında»bu tamimi alt bir tereddüt,bir teşevvüş hava« sı yaratmıştır. Keteklm bütün ü r e t m e n l e r e yazılı olarak meselâ ¥üdü»ü r ü n :

(Siz yine müfredatı müfredatı okutmakla iktifa edin)

cümlesinden ne mana çıkardıklarını ayrı ayrı sordum ve cevaplarını ds yazılı olarak aldım(ilişik dosya Bor 138,139,140,141,142,143,144,145,

146,147,148,149,150,151,152,153,154,155,156,157).

Matematik ü r e t m e n i Aziz Türkeş bu cümledeki manayı şöyle izah ediyort

"(Siz yine müfredatı okutun)demek başka şeye karışmayın demektir. Yalnız müfredata baÇlı kalın manasında anlıyorum." (dosya No:I39).

öç.Yahya İleri bu soruma şu cevabı veriyor: "(Siz yine müfredatı okutun).

Yukarıdaki cümle sarih bir ifadenin tahkim ve takdim edici bir ne neticesidir.Şu işin şöyle yapılma sı isteniyor amma siz yine böyle

yapmakta devam ediniz ...gibi.

Müdür Haydar İl g a z ’ın ifadesi aynen aşağıda yazıldığı gibidir: (Yarın o gider,başkası gelir,başka türlü emir v e r i r i n iyisi siz yine müfredatı okutunuz) arzederim." (ilişik dosya N o : 148-149).

/Salahaddin Hepyurdakul

öğretmen iurgut-Cemal-Agu» da aynen şu cevabı veriyor:

"(Siz yine müfredatı okutun) tabirinden çıkan mana kendi görüş za­

viyesine göre şudur: *

(Çocuklarımıza milli terbiye verilmesi hususunda çok titiz dav­ ranmanızı ve üzerinde daha hassas durmanızı belirten Bakanımız tamiminin

nin yeter derecede dikkate alınmayıp müfredatta ne varsa onu okutun) demektir." (ilişik dosya N o : 158-153).

/Turgut Cema 1 Agun

üç.SalakaddâR-Hepyuvdekttl bu cümleyi şu yolda açıklayor:

"(Siz yine müfredatı okutun) cümlesinden çıkan mana şudur: (-eki­ ci enberi yapmış olduğumuz gibi yalnız derslerde müfredat programını ta. k i p edin.)demektir.(Şimdiye kadar ders saatlerinde müfredatla meşgul oluı

lunuyormuş,bundan sonra da yine eskisi gibi müfredatı takipA edin) ma­ nası anlaşılmaktadır." (ilişik dosya No:I50-I5I).

ÜÇ.Kasım Akıncı da şöyle izah ediyor:

"Sgne basındaki emretmen 1er toplantısında &üdür j Çocuklarımıza a l t milli terbiye bahsi konuşulurken(dersleri fazla konuşmaca boÇmıysieır

lım.esasen biri gelir böyle söyler,diğeri gelir başka söyler) demiştik. (Bu konuşmaları bir tarafa bırakalım da siz yine müfredatı okutun)

manasını çıkarıyorum." (ilişik dosya NO: 154-155).

üç.Hatice Soysal da şu suretle açıklıyor:

"(Siz yine müfredatıAokutun) ifadesinden şu manayı anlıyorum; (Her ne kadar Milli üçitim Bakanı derslerde çocuklarımızın mil­ lî duygularımın geliştirmemiz için zaman ayırmamızı ve her fırsattan isti

(12)

tifcde etmemizi isteyorsa da,siz bu hususu nazara almayın,müfredatı t? 1 takip etmekle iktifa edin) M (İlişik dosya# No* 14^-143).

ü$,Hatice Soysal da aynen şu yolda açıklıyor:

"Bu cümle :(Bütün bunâsarm söylenmesine ra^tmen siz yine dersleri­ nizde müfredatı takip etmekle iktifa edin) matlaşma gelmektedir." ( iliş: şik dosys No:I40-I4I).

öt.l’ttşerref Tümer de şu yolda izah ediyor:

"...Cümlesinin ifade ettiği mana :(Siz yine eskiden olduğu gibi

bu tamimi nazarı itibara almıyarak,derslerinize devam edin) manasına

gelir."(ilişik dosya N o : 144-145).

Oit.Sf-bahet Aytan da şuaları yazıyor:

"Okul Müdürü Haydar İlgaz Milli ¿Süitim B a k n m ı n tamiminden bahsed derek Bakan derslerimizin bir kaş dakikasını $ frencilere milli hislen

r i aşılamamızı istiyor demesi üzerine meslek dersleri

i

tretmeni Mahya

İleri:(ema Müdür bey evvelce böyle konuşmuyordunuz .Derslerde müfredat dışı konuşmayacaksınız diyordunuz) sözü üzerine müdür bey: (Ne yapa­ lım biri gelir böyl^ ister,y?rın bir başkası gelir başka türlü ister. Siz yine müfredatı okutun. Fırsat düştükçe bu mevzua temas edersiniz) demiştir.

Bundan çıkan mana:(Her ders bu mevzu için bir kaç dakika ayırmak! la müfredatınız geri kalacaktır.Yine derslerimizde ders mevzuu ile meşgul olalım.Ancak fırsat düştükçe öğrenciye bu hisler aşılanacaktır)

(ilişik dosya No: I46-Î47).

örç. Selim Za,*lı şunu yazıyor:

"(Siz yine müfredatı okutun) sözünden şunu anlıyorum»

(Derslerinizin esasını müfredat programı teşkil edecektir.Gaye programı tamamlamaktır.Milliyetçilik konusu icap ettikçe ele alınacak­

tır. Yoksa bütün dersi bu konuya tahsis ederek dersi ihmal etmeniz do<?-

r u delildir.) " (ilişik dosya No: 156-157).

Bu ( tretmen yeminli ifadesine ratmen Müdürü hep iltizam etmiş olmakla beraber ifadesinde Müdürün (Sis yine müfredatı okutun) dediği« ni söylemiştir(ilişik dosya No:4ö) deki cümlesi aynen şudur:

" üdürün (Siz yine müfredatı okutun) dediğini hatırlıyor,fskat (Biçi gelir'böyle söyler,diteri gelir başka türlü ister,en iyisi ka­ nuni vazifenizde devam edin) deditlni hatırlamıyorum."

Bütün bu tafsilatlı ifadeler ve izahlar Müdür Haydar İlgaz’ın raporumun (9) uncu sahifesinde tasrih ettifim manasız ve şanırtıcı sözleri söylemiş olduğunu ortaya koymaktadır.Esasen bizzat kendisi de bu son cümleyi itiraf etmektedir.

Müdürün yazılı ifadesindeki itiraf satırları aynen şuhlardır: (Yaptırımız ilk öğretmenler toplantısında "Biri gelir şöyle sö ler,dikeri gelir türlü ister" diye bir ifadedrf kullandığımı h t ı n a ­

mıyorum. Bilhfsssa sayın Bakanları kasd rek "Biri ve diteri" kelimeleri

ni hiç bir zaman kabul etmem redederim.Böyle bir ifade kullanmama es« sen aile terbiyem müsaade etmez.

Ancak bir arkadaşın sualine cevap vermek üzere (hatırımda ol-mamokla beraber) belki "Bir Bakan gelir böyle isterjbfıVJJiiksfıi ve di.

(13)

diter bir bakan gelir bir başka şekilde isteyebilir.Bizler bakanlı ğ? batlı birer müessese olmaklığımız dolayısıyla Bakanımızın emirlerine itaat etmek ve bu emirleri harfiyen yerine getirmek mecburiyetinde­ yiz" şeklinde bir ifade kullanmış olabilirim ki bu ifade hiç bir za­ man kötüye çekilmemellfir.Çünkü ıbsonlar birbirlerine benzemedikleri f

?

ibi pek tabii olarak fikir ve dolayısiyle icraatları da bir birinden

arklı o l u r ..."(ilişik dosya No: 58).

Müdürün şu ifadesi bir itirftır.Yalnız(biri gelir böyle ister, diteri gelir başka türlü İster) yerine( Bir Bekan gelir böyle ister, başka bir Bakan gelir başka türlü ister) demiş olduğunun isbatıdır.

ifadesinin alt tarafı sadece tevilden İbarettir.Bakanlarımız hakkın­ da bu yolda ve resmi bir toplantıda,sözler söylemek en hafif tabiriyle

le laubaliliktir. Hele Bakanlığın yayımladığı tamimin muhteviyatı»ma­ hiyeti ve ruhu karşısında bu yolda sözler sarfetmek bu tamimi beyen-

memek, hiç benimaememektir. Ve bu hisleri de ğretraen arkadaşlarına

intikal ettirmeğe çalışmaktan başka bir maksada delalet ettqez.

* Şu halleri ve öğretmen toplantısındaki sözleriyle Bakanlığın milli terbiye hususunda gösterdiği titiz alakayı pek te hoş görmemek

istemediğini ortaya koymaktadır.Biz bu Müdür arkadaştan o resmi top­ lantıda &u tamimi ele alarak ve üzerinde sol» derece İsrarlı konuşa­ r a k milli terbiye direktiflerini hararetle karşılamasını bekler v$ mutlaka isterdik te. Maalesef Zonguldak Ticaret lisesinde bu resmi emir ve direktif Müdür tarafından layık olduğu önemle karşılanmamış

v e C 'bre t men ler in h a n c a aksettirdikleri şikayetler pek yerinde görül­

müştür.

.A Esasen bu Müdürün suçları sade okulun açılışında öğrencilere miliî marşı söyletmemek ve Bayrak merasimi yaptırmamak ve ilk öğret­ menler toplantısında Bakanlığın tamimini benimsememekten de ibaret d ğildir. Müdürün okul h a n c ı n d a da milliyetçi hisler taşımadığını orl

taya koyan başka şikayetler de vardır.Bu son suça geçmedeb önce şunu

da arzedeyira ki ’ üdür İfadesinde bütün bu şikayetlerin yalnız iki öğ­

retmen tarifinden uydurulmuş olduğunu ileri sürakekta ve bu Gğtetmeb- 1 erden de türlü maddelerle şikadyetlerde bulunmaktadır.(ilişik dosya No: >4,55,78,79)Î

Halbuki bu iki öğretmenden Fransızca öğretmeni Fuat İyicil hak­ kında Bakanlığa 1947-48, 1948-49 ve 1949-50 yıllarında verdiği resmi sicillerdski intibaı müsbettir.Hatta çalışmasını,Kanun ve talimata v e emirlere uyarlığı,derslerindeki vukufu ve ödev verme hususubdaki gayretleri bu sicilde dikkati çekecek derecede övülmektedir.Bu sicil

lin bir sureti çıkartılıp kendisine tasdik ettilerek alındı(ilişik dosya No:57).

Hakkında şimdi şikayette bulubduğu giğer arkadaşı Meslek ders1(3 leri öğretmeni Yahya i eridir.Bu arkadaş ona okulun açılış gübü milli marşın öğrencilere niçin o k u t t u r u l m e d ı ğ m ı soran zattır.Hakkındakİ şikayetlerini vaktiyle Bakanlığa sıcağı sıcağına yazması lazımdı.Mü­ d ü r bu vazifesini de yapmamış bir durumda görünüyot.Kaldı ki bu ö ğ ­ retmen hakkında da son üç yılın sicillerinde ve hele sonA yılınkinde

adeta metheden aat rlsr vardır.Bu sicil sonrt derecede manalı olduğu i< İÇİn buraya aynen naklediyorum:

"1949-1950 öğretmen Yahya îıeri

Çalışması,kanun,talimatname ve emirlere k i f ö $ X b a ğ ­

lılığı g eçen yıla nazaran bariz bir şekilde iyidir.

Derslerine vs öğrencilerine karşı ilgisi,ödev eüraa,düzeltme v e kovuşturması iyi.görevine bağlılığı,okulda geç gelmesi ve öğrenci

(14)

yol-P) Müdür Haydar İlgaz'ın Türkçülük ve milliyetçilik aleyhindeki sözle­

rine ait tahkikat işine gelince* t

Zonguldak'ta yaz aylarının birinde Komünizm ile mücadele Derne itinin tertip ettiği konferanslardan birinde,Kız Sanat Ebstitüsü salo­ nunda Pr»Ahmet Caitfero»lu ile Cağfer Krıraer tarafından verilen konfe- ranoda söz arasında (Vaktiyle,Atatürk sacken Stalin demiş k i nAtatürk 18 milyon Türkü temsil ediyor.Halbuki ben 5 0 milyon Türkün mümessiliyim. Türkleri asıl ben temsil edebilirim.Ben Türk dili için çalışmalar yap­

tırıyorum, lügat ler bastırıyorum,ansiklopediler hazırlatıyorum."

Konferans sahibi bunları söyledikten sonra(Stalin Türkçülük taslamak is1 teyor ama,o Türkleri imha ediyor.Eiter dediği gibi eserler yaptırıyorsa öldüremedi-fi Türklere güya yaranmaca çalışmasındandır.)

Mealinde bir konuşma yapmış.

/

Bu konferanstan iki gün sonra Ticaret# Lisesi Müdürü Haydar İlgaz beraberinde Erkek Sanat Enstitüsü Müd ü r ü de olduğu halde Vilayet Daimî Encümeni Mümeyizi Cemil Akalın'ın odasına gitmiş ve konuşmasını

f

b u konferans konusuna intikal ettirerek ı

"Cemil Bey,o konferansı veren adam da Türkçülük yapıyor.Bir seri konferanslar verilerek Türkçülük yapılıyor.Sen bu işlerle meşgulsü: aün.Bu konferansı nasıl karşıladın?

/»in

Stalin bir konuşmasında Atatürk 18 milyon Türki temsil ettiği ni ileri sürmesi do»ru de*il.Asıl Türkleri ben temsil ederim demesini Türkçülükle nasıl kabili telif olduğunu izah edersin ?"

diye ilâve etmiş.

Cemil Akalın dat

"Hatta bir yirmi daha ilâve et.Orada okadar Türk var.Aama ezeli düşmanımız moskofların yaptığı türkçülükle bizim türkçülü*ün ka­ rıştırılmaması icap eder." demiş.Bunun üzerine Ticafcet Müdürü*

"Herkes Türkçülük yapıyor.Türkçülük satıyor.Esnafı da,Mos- kofu da,bakkalı da, Türkçüsü de.. .Nasıl ayırmalı?" demiş.Cemil Akalın canı sıkılarak*

(15)

cevabını vermiş.Haydar İlgaz yine ısrarla*

’’Vallahi ben Türkçüyüm deyince Börekçi ve Turşucu börek ve turşu şu satan esnaf aklıma geliyor'.Türkçüler de Türk mü satıyor.” demiş.

Cemil Akalın daha sinirlenerek)

” Haydar bey,Halkçı diyoruz. Halk mı satıyoruz. Cumhuriyetçi diyoruz. Cumhuriyet mi satıyoruz?”

Ticaret Müdürü devamla*

"Canım, Ingilizler ingilizcilik,Fransızlar fransızcılık yapı- yor m u ? ”d*yince Cemil Akalın hiddetli*

’• Onu bunu bilmem.Türkü sevmiyenler,kanı bozuk olanlar Türk­ çülüğün manasını anlamak istemezler.”

Bu sert ve k a t ’î söz üzerine Haydar İlgaz kalkmış ve*’

"Ne ise bunu müsait bie zamanda bizim okulun bahçesinde bol bol münakaşa ederiz.” demiş.

İddia olunan bu sözler Cemil Akalın»ın Dairesinde ve Zongul­ d a k »rkek Sanat Enstitüsü Müdürü Kamil Tezduyar'ın yanında söylenmiş olduğundan hem İl Daimi Komisyon Mümeyizi Cemil Akalın*ı,hem de San- Enstitüsü Müdürünü şifahî olarak dinlediğim gibi yazılı olarak da i- fadelerini aldım(ilişik dosya N & * 13,14,15,16,168,169,170).

Cemil Akalın ifadesinde aynen şunları bildiriyor*

"Zonguldak Yüksek tahsil Gençliğinin bu ilk Bahar sıralarında da tertip ettiği ve Kız Enstitüsü salonunda yapılan toplantıda Cafer Kırımer denilen/» zatın verdimi konferansta bulunmuş olan Haydar Ilgsz b u konferanstan iki gün sonra yanında Zonguldak ¿.rkek Sanat Enstitüsü Nüdürü Kamil Tezduyar da olduğu halde Daireme gelen Haydar İlgaz,yine işi bu konuya getirerek o konferans veren adam da yine Türkçülük yapıy yor.Cemil Bey bu işlerle kafa yormakta dır.Bir de ona soralım,Kamil

(16)

b e y . ” dedi. Ben de:

"SStalin ve Moskoflar Türklerin tarihî v en büyük düşmanıdır.

Türkçülük y a p t ı r m a inanmayın” deyince Hay^dar İlgaz:

”Stalin niçin Türkçülük yapmasın,zira Rusyada*ki Türkler bizden den üç dört misli fazladır.” dedi, ve şunu ilâve etti:

*

"Vallahi ben Türkçüyüm deyince börekçi,turşucu gibi börek ve turşu satan esnaf aklıma geliyor.Türkçüler de Türk mü satıyor?” dedi.

Ben de : ”Stalin Türkleri birbirinden ayırıyor,öldürüyor.Bi­ zim Türkçülüğümüz ise toplayıcı,çoğaltıcıdır. Sonra Halkçı diyoruz. H a l k mı satıyoruz. Cumhuriyetçi diyoruz.Cumhuriyet mi satıyoruz?” dediğim zaman da Haydar İlgaz:

”Canım,îngilizler ingilizcilik,Pransızlar fransızcılık yapı- yofc mu?" deyince ben gayrı ihtiyarî :

"Onu bunu bilmem. Türkü sevmiyen,kanı bozuk olan Türkçülü­

ğün manasını anlamak istemezler." diye sert cevap verinee;Haydar

İlgaz :

Ne ise,bunu müsait bir zamanda bizim okulun bahçesinde bol b o l münakaşa ederiz” dedi.) (ilişik dosya No: 14,15 de I inci cevabin b i n (C) fıkrası.

Bu konuşmalarda bizzat hazır olan Zonguldak *rkek Sanat Enstitü titüsü Müdürü Kamil Tezduyar da ifadesinde bunları şu cümlelerle teyit yid ediyor:

"Yukarıdaki sorulara cevabimdir:

Zonguldak Yüksek Tahsil Gençliğinin tertip ettiği bir top­ lantıda konuşah ProfesörA Ahmet Cafero$lu*nun konferansına gidemedim,

d im. Bir gün evvel

rfMİZetl

Naim Kır imar tarafından verilen Konferan­

sa gittim.

Maarif Müdürlüsünde yapılacak resmî bir toplantı için Vilâ­

yete indirimde,Ticaret lisesi Müdürü Haydar Ilgazla birlikte Î1 Dai­ mî Komisyonu Mümeyizi Cemil A k a l ı n * m odasına uğradım.

(17)

"Bir seri konferanslar verilerek Türkçülük yapılıyor.Sen bu işlerlt le meşguldün.Sen^ nasıl karşıladın Cemil bey?” dedi.

Bu sorusuna ilâveten Ahmer Caferoğlu'nurf istifafla:

"Sitalin 'in bir sözünü hatırlatarak:3italin bir konuşmasında: Atatürk on sekiz milyon Türkü temsil ettiğiniri ileri sürmesi doğru değil.Burada elli milyon Türk var.Asıl Türkleri ben temsil ederim)

demesini Türkçülükle nasıl kabili telif olduğunu izah edersin"

diyerek Cemil beye sordu. Cemil bey d :

"Hatta bir yirmi daha ilave et.İşte o kadar Türk var.Amma düşman: nımız m o s k o f l a r m yaptığı Türkçülükle bizim Türkçülüğün karıştırılmamas: sı icap ettiğini ilâve atti."

Bunun üzerine Haydar İlgaz ikna edilmemiş görünerek*

"Herkes Türkçülük yapıyor.Türkçülük satıyor.Esnafı da, ^oskofu da bakkalı da ,Türkçüsü de...Nasıl ayındalı ?" dedi.Cemil bey de:

" M o s k o f l a r m Türkçülüğünün maksadının Türkleri birbiribdeb ayırmak mak,öldürmek olduğunu,bizim Türkçülüğün ise toplayıcı,kalkındırıcı oldp§ duğunu, Halkçılık demekle halk mı satıyoruz.Cumhuriyetçiyiz de ekle

Cumhuriyet mi satıyoruzV" dedi. Haydar bey de*

"İngilizler ikgilizcilikOransızlar,fransazcılık mı yapıyorlarV" diyerek ağır bastırmak istedi. Cemil bey de*

"Onu bunu bilmemTürkçülükten şüphe edilmesinin doğru olmayacak

A

ğ a n m , T ü r k ü sevmiyenin kanından şüphe edeceğini" ilave ederek bahsi kapadı.Haydar bey de*

"İleride bunu havuz başında(okuldaki havuz) konuşabileceğini" ilâve etti, (ilişik dosya N o * 169,170).

Müdür Haydar I l g a z m milliyetçilik ve Tütkçülük mevzularını istifaf ettiği ve bir sürü yakışıksız mütalea ve münakaşalarla işi u«at

(18)

uzattığı gerek şikâyetçi Cemil A k a l ı n ' m yukarıki ifadesinden ve gerek konuşmaları bizzat dinlemiş olan Erkek Sanat Enstitüsü Müdürünün .imdi di arzetmiş oldurun ifadesinden anlaşılmaktadır.Suçlu Müdür bu husuta şunları yazmaktadır:

"Cafer Kırımer'in(Dünya durumu ve biz) konusundaki verdiği konferans Bylül ayı başında değil 23 Ağustosta ve 24 Ağustosta da

İs-A

tanbul Üniversitesi Türkoloji Profesörü Ahmet Caferoğlu (Dil inkilabı- mız) konulu konferansını Zonguldak yüksek tahsil Derneğinin teklifi üzerine vermiş bulunmakta olup Komünizmle mücade Derneği tarafından verilmemiştir.

Bütün Öğretmenlerin davet edildiği konferansa,biz de okulumuz öğretmenleriyle birlikte katıldık. (Sayın Vali Safaeddin Karanahçı ve Millî Eğ.Müdürü de toplantıda idiler).

Pro.Ahmet Caferoğlu'nun Dil İnkilabımız konusundaki konferan­ sını dinlerken 23 ağustosdaki konferansını veren Bay Cafer kırımerle t<

tesadüfen yanysna oturmuştuk.Pro. Ahmet Caferoğlu bir aralık sırasını j getirerek ( Stalin bir toplantıda,Atatürk'ün 18 milyonluk Türkleri tem­ sil edemiyeceğini ve ancak kendinde 50 milyonluk bir Türk kitlesi ol­ duğundan Türkleri kendisinin temsil edebileceğini söylemiş) olduğundan bahsederek konferansına devam etti.Bir gün evvel de Cafer Kırımer (Ba{ na birşey sormak isteyen olursa memnuniyetle cevaplandırırım) dediği

işin ve A.Caferoğlu'nun konferansı sırasında yanyana olduğumuzdan do­ layı bir aralık bu durumu,yani Stalinin Atatürk işin sarfettiği sözü hatırlatarak:

(Demek oluyor ki bizdeki Türkşülük isminden faydalanarak Stalin de kendi cephesinden Türkçülük yapıyormuş,siz ne dersiniz beyfendi)

dedim.ve cevaben:

(Evet,bizde Ziya Gökalp'ten sonra Türkçülük tatn olarak yayılmadı dı. Zayıf kaldı.) diyerek söze devamla:

(fimdi ben bir kitap hazırlıyorumi Ona bu meseleler etrafında <

(19)

beraber Millî Bğ.Müdürlüğü Dairesinden dönerken,bir öğrenci velisi ve okul-ail® Birliği Üyesi olmak hasebiyle,her zamanki gibi Cemil Akalına da uğradık.Kendisi Zonguldak'ta Türkçü olarak tanılıp^ bilindiği için, esasen esasen mutad olan konuşmasını hoş beşten sonra açarak:

(Konferanslar nasıldı 7)dedi*(Tabii be tendik.) cevabı verildi.

Ben bir gün evvelki Cafer Kırımer'e sorduğum suali kendisine tekrar ederek!

(Ne dersiniz ,Cemil bey,demekki bizim Türkçülü ütümüz e bütünerek fa­

aliyet ssrfeden bir zıt ideoloji de varmış. 5 0 milyonmuş bunlar.) *

cevaben Cemil Akalın:

(50 değil,hatta 70 milyondur onlar) diyerek sözlerine devamla!

(Onların konuş me tarzlarından ve kakikafc&eeAnden hareketlerinden anlaşı

'v\

lir) dedi.Pek tabii olarak Cemil Akalın arkadaşımızdan da başka türlü bir izah beklenemezdi.

> - ■

(Peki,dedim,kelime değişikliğiyle ve mesela Türk milliyetçiliği dense olmaz mı?) sualim üzerine!

(Olmaz,kelimenin manası kaybolur) dedi.

İşte bütün konuşmamız bundan ibarettir.Yoksa b ö r e k ç i ,turşucu ta. birleriyle,bu adam gine türkçülük yapıyor»lakırdıları geçmemiş olup (Siz

onlara inanmayın), gibi bir mana verecek durumda da değildir... "(ilişik

dosya No!81).

Ticaret Lisesi Müdürü Haydar İlgaz'ın bu ifadeleri bir hayli tahrifli olmakla beraber yine de bu yolda konuşulmuş olduğunu ortaya koymaktadır.Bence asıl hakiki ifade bu konuşmanın yeğene şahidi ve samii olan Erkek Sanat Enstitüsü Müdürünün yukarıda aynen tekrar ettiğim ifade­ sidir.Bu arkadaş ¿üdür Haydar*ın sözlerini değil,Encümen Başkâtibi Cemil A k a l ı n * m ifade ve sözlerini temamiyle teyit etmektedir.Müdür elbet suçu- n u inkâr edecektir.Yaİniz Müdür Haydar İlgaz'ın bu son ifadeleriyle bir büyük suçu daha ortaya çıkmıktadır.Şöyle kİ!

(20)

Konferans günü Cafer Kırııier'e Müdür Haydar İlgaz aynen §u soruyu s ormuş*

(Demek oluyor ki bizdeki Türkçülük isminden

tititfâi

fayda­

lanarak Stalin de kendi cephesinden Türkçülük yapıyormuş,siz be dersiniz)

Bu sual tamamiyle yakışıksızdır.Belki de kendisi o

zata

bu

tarzda da sormamıştır.Çünkü dikkat edilecek olursa Cafer Kırımer'in müdüre verdimi cevap bambaşkadır.

Bütün bunlar Ticaret lisesi Müdürünün Türkçülük ve milliyetçili lik aleyhinde bir ruh taşıdığını ortaya koymaktadır.

(Sjtalin'in de bir nevi türkçü olduktu yolunda bir sualden başka k ) Cafer K ı r ı m e r ’e soracak bir şey bulamamış mı.

Netice ve kanaati

Yukarıdan beri tafsilâtıyla arzettitim ve isbatlarını ortaya koydt dutum izahattan da anlaşılacaktı üzere Zonguldak tftcaret Lisesi M ü ­ dürü»

1 - Okulunun ders yılı başındaki açılışımda bayrak merasimini

yap-A

tır*amış,ö trene ilere İstiklal marşını söyletmemiştir-.Kendisine

hem höbetçi Ctretmen Müşerref Tümer,hem de Meslek dersleri öt» Yahya î^eri ihtar ve ikaz ettikleri halde yine bu merasimi yaptır

tırmaraıştır.Bu keyfiyet bütün ütretmenlerin ifadeleri ve biz­ zat kendisinin itiraf ve ikrarlarıyla sabittir.Her sene mutad

olan bu milli merasimi yapmakla mükellef olan bu bu vazife

sini bile biJıe yapmamıştır .Zonguldak gibi bir amele muhitinde, amele evlâtlarının da bulunduğu bir okulda bu i h m a l ^ t ı r ve mana- nalı bir sdç oldufu kanaatindeyim.

2 - Okulun ilk ötretmenler toplantısında Bakanlıtimızın tamimi hiîâfi

* *

fına bir takım yersiz ve saygısız,küstah ve gayrı milli

konuş-a '

malar yapmış,ezcümle bu tamimi hiç benimsemiyerekj ve arkadaş­ larına da benimsetberaemete çalışmak mahiyetinde şu çüraleieri ay­ nen söylemiştir»

(21)

(Ben Türk olsun da milliyetçi olmasın,böyle bir kimse tasavvur edemem

m em. 7

(Ben komünistleri çok iyi tanırım.Hem de vesikalarıyla. Onlar bu işi * sade para için yaparlar.)

. , ■ 7 '

Bu keyfiyet C^ietmenler toplantısında hazır bulunmuş olan öğretmen*

- \

lerden Kasım Akıncı,Fuat İyicil,Yah; Aytan, Salâhaddin Hepyurdakul,Selim

ifadelerle ve bizzat Müdürün kısmin tevilli ve kısmen de (Hiri gelir böyle söyler,bir başkası gelir başka türlü ister demedim bir Bakan

gelir böyle ister ve di^er bir Bakan gelir başka

t&tlA

şdkilde iste­

yebilir) gibi tahrifli itiraf ve ikrarlaryls sabit bulunmaktadır. İlişik dosyadaki ifadelerde öğretmenlerin bazısı çok daha al^ır sözler söylemiş olduğunu yazmakta iselerde yukarıdaki cümleler hemen hepsind< tekrar edilmiş olduğundan biz sade bunlarla iktifa etmiş bulunuyoruz ki bu cümleler öğretmenler üzerinde çok menfi bir tesir yaratmış ve toplantının üzüntülü geçmesine ve binnetive bu hususta haklı olarak Bakanlığımıza aksettiriİmesine sebep olmuşfespdur.Müdürü-n bu ikinci suçu birincikinden daha a*ır ve arka arkaya yapılmış gayrı milli bir tezahürdür.Ayni zamanda verilen ve tamim muhteviyatına güre de israr- la istenen bfar emre de muhalefâttir.

Müdürün üçüncü suçu yine Türklük ve milliyetçilik aleyhinde söy« lemiş olduğu sÖzlerdir.Bu da Zonguldak Vilâyeti Daimi Encümen Müteyiz:

Cemil A k a l a n ı n odasında söylemiş olduğu sözlerdir »Bunların da isbatı

bizzat Encümen Başkâtibinin yeminli iğadesiyle ve bu sözleri söyledi^:

A

zaman yanlarında bulunan Zonguldak £>rkek Sanat Enstitüsü Müdürü Kamil

T e z d u y a r ' m dosyada mevcut ifade ve şahadetiyle ortaya fcıkan mutlak

bir hakikattir.Sarf edilen sözler aynen şunlardır*

(O konferansı veren de Türkçülük yapıyorîBir seri konferans veriA< a tleri, îüşerref Tümer, Sabahat

(22)

lerek Türkçülük yapılıyor.) /in

(Stalin bir konuşmasında Atatürk 18 milyon Türkü temsil ettiğini ile» ri do*ru de<til.Asıl Türkleri ben temsil ederim demesini Türkçülükle nı nasıl kabili telif olduğunu izah edersin.)

(Herkes Türkçülük yapıyor.Türkçülük satıyor.Esnafı da, Moskofu da, bal bakkalı da, Türkçüsü de...nasıl ayırmalı O

(Vallahi ben ,Türkçüyüm deyince börekçi ve turşucu satan esnaf aklıma geliyor.Türkçüler de Türk mü satıyor?

Bu sözler Encümen Mümeyizi:(Haydar bey,Halkçıyız diyoruz,halk mı ı satıyoruz,Cumhuriyetçi diyoruz»Cumhuriyet mi satıyoruz) demesi üzeri­ ne de i

(Canım, İngilizler ingilizcilik ,Oransızlar fransızcılık yapıyor­ lar mı ?)

diye musırren Türkçülüğü istihfaf etmiştir.

Gerek bundan evvel arzetti^im suçları ve gerek bu sonuncusu M üdü] Haydar İlgaz'ın milliyet hislerinden çok şüpheler uyandırmış ve Z o n ­ guldak muhitinde türlü dedikodulara çı*ır açmış,ve hatta bu dedikodu­ ların mahalli gazetelere de aksine çalışilmiştır*Bu ruhta olan bir ibsanıa herhalde kiç bir zaman bir okul teslim edilemez.Mevzuatımız kendisini tamamen meslekten çıkermıya müsait delilse öğrencisi çok az olan Orta Anadolu kasabalarından ve tereihen bir kız okulunda derg verilebilir ve daimî mürokaba altında bulundurulmasına itina edilmek

şartıyla.Müdür Haydar İlgaz h a k k m d a k i kannatlerimi yüksek tasvipleri ne saygılarımla arzederira.

Başmüfettişlerden 0 ethi İsfebdiyaro^lu

(23)

ortaya koyduğun izahattan da rinlaşılacağı üzere Zonguldak

Ticaret Lisesi Müdürü:

1 - Okulunun ders yılı başındaki açılışında bayrak merasimini

yaptırmamış, öğrencilere İstiklâl marşını söyletmemiştir.

Kendisine hem nöbetçi öğretmen Müşerref Tüner, hem de

Meslek Dersleri Oğ. Yahya İleri ihtar ve ikaz ettikleri

halde yine bu merasimi yaptırmamıştır. Bu keyfiyet bütün

öğretmenlerin ifadeleri ve bizzat kendisinin itiraf ve

ikrarlariyle sabittir. Ker sene mut

ad olan bu millî me­

rasimi yapmakla mükellef olan bu müdür bu vazifesini

bile bile yapmamıştır. Zonguldak gibi bir amele muhitin­

de, amele evlâtlarının da bulunduğu bir okulda bu ihmalin

ağır ve manalı bir suç olduğu kanaatindeyim.

2 - Okulun ilk öğretmenler toplantısında Bakanlığımızın tami­

mi hilâfına bir takım yersiz ve saygı sız,küstah ve gayri

milli konuşmalar yapmış, ezcümle bu tamimi hiç benimse-

miyerek ve arkadaşlarına da benimsetmemeğe çalışmak

mahiyetinde şu cümleleri aynen söylemiştir:

(Biri gelir böyle söyler, bir başkası gelir başka

türlü ister, siz yine müfredatı okutmakla iktifa edin.

En iyisi kanunî ödevinizde devam edin.)

(Ben Türk olsun da milliyetçi olmasın, böyle bir

kimse tasavvur edemem.)

(Ben komünistleri çok iyi tanırım. Hem de ve3ikala-

riyle. Onlar bu işi sade para için yaparlar.)

Referanslar

Benzer Belgeler

Aklınızdan geçenleri gündelik araştırma niteliğinden akademik araştırma niteliğine yaklaştırmak için ilk uygulanacak yöntem zihin haritalandırmasıdır. Beyin

 Bir ülkede bir yıl boyunca üretilmiş olan tüm Bir ülkede bir yıl boyunca üretilmiş olan tüm mal ve hizmetlerin para olarak karşılığıdır, mal ve hizmetlerin para

◦ Kayıt dışı ekonomi: Yasak olması veya ekonomik çıkar elde etmek için devlet kayıtlarına girmeyen işlemler. ◦ Türkiye’de tahmini kayıt dışı ekonomi: %25

Anılan mükellefin istisna kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle elde ettiği kazancı 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2022

Süreklilik gösteren ve göstermeyen gelir ve giderler; olağan gelir ve kârlar, olağan gider ve zararlar; olağan dışı gelir ve kârlar ve olağan dışı gider ve zararlar

Oysa paralı bir ekonomide, tasarruf edilen iktisadi malın, paraya dönüştürülerek saklanması kolay ve masrafsız olduğu gibi ayrıca gelir (örneğin faiz) temin

Kitle kültürü, her şeyi satılacak “meta” olarak görür; Nâzım Hikmet’in, Necip Fazıl’ın, Turgut Uyar’ın veya Cemal Süreya’nın poetik tutumunun önemi

(8) e-Serbest Meslek Makbuzu Bilgilerinin Raporlanması: e-Serbest Meslek Makbuzu Uygulamasını kendi bilgi işlem sistemlerinin Başkanlık sistemleri ile entegrasyonu yöntemi