*5
, v v ^ ■<>•5
V
J» * c xsi
V.
s
. * V 7 S ' %$
¿ > * ¿ i^ V / c -*■;F ORBAY'İN ŞEREF DOLU HAYATINDAN ÇİZGİLER
Bir
Hamidiye nin kahraman kumandam,
■■
UÇ
Mücadelenin Başbakanı
c cs ^ / ,
Vatansever
» 2 U jiT ILLARDANBERI âdet ettim. Beş, on günde bir kere büyük vatansever Ra- ■î- jut’u mutlaka inziya köşesinde arar, bulurdurrÇy'Bu bana fâni '«• bir insanla değil ebedi bir fa- | S‘zilet ve ferâgat kaynağı ile kar- ’ sşılaşmak hissini verirdi. Oradan
1 kuvvet, ilham alırdım, bir mâne- İ l |v î zenginlik hissi duyardım. Bu- * gün kendimi acı bir boşluğun karşısında buluyorum, yeniden ..yetim kalmış gibiyim. Büyük ¡Vatansever Rauf, her fâni inşa mın tabii âkibetine uğramış,
ara-tnl
k]
Balkan Harbinden yenik çıkan Türkiye’nin tek ümidi
ve sevinci Hamidiye’nin yarattığı kahramanlıklardı
dol
adı
Bir si yaf doktoı adı ve Bir ve Diı ve cin lerini Çüngü saatte katetn Ergi rinde lunmaSıv
§
• mızdan göçmüştür. Arkasmdan ihtişamlı bir cenaze alayı tertip f t r i i l m i s Vınllr ileri criScf o v m i ewS - p p I (j,
■edilmiş, halk ilgi gösterm iş/-gğ7 Cumhur Başkanı Theoder Roose
" j,
e>HM ED EMİN YALMAN Ş> J
A j MIHI l U l l ll l ı ıı ı ı ı ıı ı ı ı m m m ı , i), i u i i h i | | | | | | | | | | | | . | | „ | | | | | .Malta sürgününden dönüşte Atatürk’ün en yakın m ü cadele arkadaşı Rauf Orbay’a imzalayıp verdiği resim: «Beuinı çok muhterem kardeşim ve Türkiyeyl kurtar makta hakiki muin ve zalıır kardeşim Rauf’a»... i soteler hizmetlerinden sevgi ile
bahsetmişlerdir. Fakat bu asra S îit tarihimizin çok parlak ve şe şi çili sahifeleri yalnız bu kadarla kapanırsa yazık olur. Kendinden .bahsettirmemek, unutulmak için ilinden geleni yapan, dostlarını ■ ou maksatla baskı altında tutan S: büyük Rauf'un, bir feragat ve fazilet kaynağı, bir vatanseverlik i i örneği sıfatile olan rolü asıl şim- . .di başlamalıdır. Eşsiz hizmetleri- > .ü belirtmek, vazife hayatına ve -m üstesna meziyetlerine ait bil- gileri ve vesikaları toplamak ve . neşretmek için elden gelen ya p ılm a lıd ır. Aynı örnekte insanlar yetiştirmeğe çalışmak için bu mutlaka lâzımdır.
R
AUF Bey, mesleğine bir denizci idi. Bu mesleğe âşık ait ruhu kendisine üstün bir insan ve coşkun bir denizci olan babası, bahriye şûrası baş kanı ve sonradan âyan üyesi Ami- • rai Mehmet Paşa aşılamıştır. Ra uf daha genç yaşta Ingiltere’de ve Amerika’da staj geçirmek için fırsatlar bulmuş, 1904’de Me cidiye kravüzörilnün Amerika’da b yapılması münasebetüe Amerika’ mda iken o zamanki Amerikanvelt ile görüşmüş, pek gizli tutu lan ilk denizaltıyı görmek izni ni şahsi olarak ondan almıştır. 1908 Meşrutiyet hareketinin ihti lâl muhitinde Rauf donanmayı temsil etmiş, Peyki Şevket süva risi sıfatile mühim roller oyna mıştır.
Balkan Harbinde herkes meyus iken ve donanmanın hareketsiz liğinden şikâyetçi bulunurken, ateşli yazar Süleyman Nazif, (Mürtadın Tacı) başlığı ile yazdı ğı heyecan d.olu bir yazıda donan maya şiddetle çatmıştır. Halbuki tam bu sırada Rauf, bir zırhlı bile sayılmayan hafif Hamidiye kravözörü ile açık denizlere atıl mış, Yunan donanmasını, ticaret gemilerini, sahil halkını titretmiş, bizim için utanılacak bir bozgun olan Balkan Harbinde tek zaferli ve ümitli safhayı yarStîtnştrr. O- zaman Süleyman Nazif şunları yazmıştır: »Rauf, seni arıyorum, alnından öpmek için değil, donan ma hakkındaki haksız yazılarımı yazan kalemimi ayağının altında kırmak için.»
Birinci Cihan Harbinde Alman imparatoru ikinci Wilhelm, Rauf Beyle karşılaşınca şu sözleri söy lemiştir:
— Hamidiyenin yaptıkları eş siz bir kahramanlık eseridir. Bi zim Emden Kravözörümüz sizi taklit etmeğe çalışmış, başarı ka zanmamıştır. Şehi fından Kanun yakala Atat ken y Y ıldız Haşini v e Ali guları:
Mi
n
Bu sefer : II tesi Tesi: nacak denem Fuaı yol k. milyoı Cezi maruf şakı, rkada: vert 1 ve 16 kaldıı Ayı başvu kendi! dirde disele Jant r ın ı aBir
IRINCI Cihan Harbi yılla- rmda Rauf Bey kendi tâbi- rile "karaya vurmuştur. Iranda bir çete harbine girişmek yolunda kendisine verilen vatanî vazifeyi yürütmüş, Doğu cephe lerinde döğüşen ordularımızın yan emniyetini korumuştur. Har-
^ bin sonunda ilk önce Bahriye Kurmay Başkam, sonra izzet Pa şa kabinesinde Bahriye Nazırı ol muş, bu sıfatla Hükümeti Mond- ios mütarekesinde temsil etm iş tir. Müttefiklerin maksadı; bize kayıtsız ve şartsız bir mütareke dikte etmek iken, Rauf’un diraye ti ve denizcilik âlemindeki itibarı sayesinde bu iş tam bir müzake re mütarekesine çevrilmiştir. Dik te edilmek istenilen şartlardan biri olan Türkiye’deki Alman ve
AvusturyalIları müttefiklere_tes-, lim - teklifme İtauf şiddetle karşı gelmiş, «böyle bir kahpelikle ta; rihî şerefimizi lekelemekten ise sonuna kadar harbe devamı ter cih ederiz» demiştir. Müttefikler bu dayanış karşısında teklifleri ni gelir abraşlar ve Rauf Beyin işgal hakkına dair ileri sürdüğü şartları kabul etmişlerdir. Ne ya zık ki Altıncı Mehmet ve Damat Ferit’ler sonradan müttefiklerle körü körüne işbirliği etmişler, mütareke anlaşmasının kapalı tuttuğu kapıları kendi ellerile açmışlardır.
Kurtuluş mücadelesinin plânı- m “yâpafkeri' Atatürk, Rauf Beyi daha ilk gün en yakın çalışma arkadaşı diye seçmiştir. Erzurum ve Sivas kongrelerini ve bütün mücadeleyi beraberce idare et- Malta r.Jşlerdir. Bu işbirliğinin sürgünü" neticesinde fasılaya uğ raması, Rauf Beyin büyük bir fedakârlıkla yaptığı bir hesabın neticesidir. Rauf, 16 Mart işga lini önceden haber almıştı. Ata türk kendisini Ankara’ya çağır mış ve seyahati için OsmanlI Bankası vasıtasile para yollamış tı. Buna rağmen Rauf Bey, Mec lisi Meb’usan binasında tevkif edilmesinin ve parlâmentonun In- giüzlerin elile kapanmasının Ana dolu’da müstakil bir hükümet kurulmasını kolaylaştıracağını düşünmüş, bu uğurda kendi kendini bile bile fedâ etmiştir,
Malta’dan dönüşte Atatürk’ün Rauf Beye verdiği (klişesini gör
düğünüz) fotoğrafa yazdığı söz lerde büyük vatanseverin milli dâvâya hizmetlerinin büyük kur tarıcı tarafmdan nasıl karşılan dığının tam bir ifadesi vardır:
«Benim çok muhterem karde şim, Türkiye’yi kurtarmakta ha kikî muin (yardımcı) ve zahir (destek) kardeşim Rauf’a.»
istiklâl Harbinin devam etti ği müddetçe Başbakan Rauf, mil li dâvâya var kuvvetile destek olmuş ve o devrin muhalefeti olan ikinci gurupla olan münase betleri idare ve milli birlik ha vasını devam ett.ikmekte çok hiz meti dokunmuştur. Sonradan bü yük kurtarıcı ile Rauf Bey ara sında siyasî fikir ihtilâfları ol muştur. Rauf Urbay "1925 ile 1936 aıasında onbir yıl Fransa, Lond ra, Hindistan ve Çin’de dolaşmış tır. Fakat buna rağmen Atatürk’e karşı olan saygısı ve sevgisi hiç sarsılmamış ve şu sözleri daima tekrar etmiştir: rTAtaturk’den başka; bütün kumandanlar ta rafından seve seve başkumandan \ diye kabul edilebilecek kimse yoktu. Başkaları ne kadar hizmet etmiş olursa olsun baş kurtarıcı rolü Atatürk’dedir. Ona şükran borcumuz ebedîdir.»\ ~
Atatürk’ün tarihî" nutkundaki bâzı noktalara dair kendi görü şünü neden ortaya koymadığı hakkında söylenen sözlere Rauf daima şu cevabı vermiştir:
Atatürk Türk milleti içm muazzam bir millî kuvvettir. Varlığımızın bugün de en büyük mânevi desteğidir. Ölümünden sonra onun bâzı fikirlerini müna kaşaya kalkışmak, bu mânevi kuvveti göz göre göre zedelemek
ıi'üslümanlardan saygı ve anlayış görecektir.»
Rauf Orbay ikinci Cihan Har bi yıllarında bâzı şartlarla me bus olmayı kabul etmiş, bunun ardından Londra’ya sefir gön- ' v derümiş, Churchill ile olan yakın dostluğuna ve diğer münasebet lerine dayanarak memlekete bü yük hizmetler etmiştir.
Üniversite gençliğinin ve dost- ; larının İsrarı ile 1948’de bir ara - seçime girmiş, fakat Demokrat Partinin boykot ettiği bu seçim hiçbir kontrol ve murakabeye tâbi olmadan yapıldığı ve Rauf Beyin kendi kontrol teşkilâtı ol madığı için menfi bir neticeye | varılmıştır. Bundan sonra Rauf Bey politikadan tiksinmiş ve bu- i nunla ilgili her türlü teklifleri reddetmiştir.
1947 ile 1950 arasında Ankara’- da Amerika Sefiri olan Edwin Y
Rauf Orbay, Atatürk’le birlikte İstiklâl Savaşının en Önemli kişi lerinden biridir. Resimde Erzurum Kongresinde Atatürk ve Rauf Or
bay yan yana görülüyor.
Mec çıkan bisele tür. Zey yangı Işık ’ıı sayı ( *> J Wilson bir gün bana şu sözleri V
değe- ası in- \>V S söylemiştir:
— Rauf Orbay gibi bir rin faal bir halde olmaması sanlık içiıı ağır bir ziyandır. Bu günkü karışık dünyanın bu ka- 't sfT dar meziyetli, tecrübeli, itibarlı "y bir adamın hizmetlerine ihtiyacı ' — vardır. Siz kendisinden faidelen- ' meyi bilmiyorsanız, imkâıı de insanlık âlemi faidelensin
Rauf Beyi son aylarmda sık ziyaret ettim. Ağzından düş meyen sözler şunlardı:
— Memleketin bana olan ni metlerinin hakkı ödenmez, fakat şöyle, Emin, borcumu ödemek için elden geleni yaptım mı? Ha talı bir hareketim, kimseye fe nalığım oldu mu? Vicdanım ra hat olarak gözümü kapayabilir miyim? Çok şükür gözüm görü-ten, memlekete zararlı olmaktan- .
başka bir mâna ifade etmez. yor, kitap okuyabiliyorum, kula-Rauf Hindirtan’da Kalküte’de ğım işitiyor, oda içinde hareket bulunduğu sırada Türkiye’de edebiliyorum. Bu yaşımda daha Türkçe ezan okunmasından şi- ne isteyebilirini? Ne bekleyebi-kâyet eden bir Hint müslüman- lirim?
hırı grubuna demiştir ki: «Siz, Rauf Bey hâtıralarını yazma-AUahün_jalnız Arapça anladığı- iniştir. Fakat bütün hayatına ait
111 sanmak gibi fiır günaha g i r i p vesikaları muhafaza edilmiştir, yorgunuz. Arapçaya bu kadar kıy- S Öyle umarım ki bu müstesna ınet veriyorsanız,-biz bir grup V ve temiz fazilet ve hizmet haya- miislüman neden birbirimizle liı- — tının her köşesini aydınlatmaya gilizce konuşuyoruz? Atatürk di- 5 değer verilir ve bugünkü nesiller ne değil, yobazlığa Y ejp ıa ssu b a * ve gelecek nesiller, Rauf Orbay’- karşıdır. Bundan (otuz yıl„şoııra ’l ın eşsiz meziyetlerinden nâsip al- islâıtuflinini lnırafaitiln kurtnrah. V mak, ideal bir seciye örneği di- asTT yüksek ruhunu " yaşatmağı!) *) ye onu iyice tanımak imkânı:
İMAL
StCrVi 1 -s.
*
çalışan bir öncü sıfatile bütün, bulurlar.
LÂSTİ KL
55
5 i » T p r • § • f e * ^ AM # ELİMİ
MİM, GÜNÜN MO*
D í í V í ilf
l i l l f *
s Bit m-j mm
pey
,
RIHLARINIZ 5-Eßi:
AßDÜUANßAz ßF
RA/'KACll L, ı i rj A .m
■S IrCj- * c 5 > -> > ) > * ,
s S j j f - « s ¿ - r r " ^ v <
Taha Toros Arşivi
—