• Sonuç bulunamadı

Gönül Titreten saz:Ney

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gönül Titreten saz:Ney"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

The ney is an instrument with an important place in classical Turkish music, a n d above all in religious and mystic music. Its sound evokes a strong emotion­ al response, which is why it was also beloved o f poets.

The ney is made o f a type o f thick reed with knots known as kargı, o f which tropical varieties are preferred. The reeds are selected f o r their thin walls and closely spaced jo in ts . T ropical reeds take about fifty years to redden in colour. O nce the sap h as entirely evaporated the reeds bake n a tu ra lly in the sun, and produce a superb tone. Excavations o f Sumerian sites have shown that the ney is o f extremely ancient origin, dat­ ing from long before Islam. A ney was fo u n d in a Sumerian grave dating fro m 2800 BC excavated by teams from the British Museum and Pennsyl­ vania University. It spread fa r a n d wide, a n d has been a tr a d itio n a l in s tr u m e n t in Central Asia fo r centuries. As'

early as 1419, fo r example, Hoca Gıyaseddin Nakkaş reported the ney being used in Eastern Turkestan.

Islamic tradition, however, attributes the origin o f the ney to the tim e o f M uham m ed. Feridüddin A ttar

Ney, Klasik Türk Musiki­ sinde ve özellikle dinî ve tasavvufî m usikide çok önemli bir yer tutan sazdır. Sesi insanı çok etkileyen ne­ yin bu özelliği sosyal hayat­ ta ve müzik dünyasında ol­ duğu kadar edebiyatta da şairler tarafından kullanıl­ mıştır. Ney, “kargı” denilen bir çeşit budaklı kamıştan yapılır. Daha ziyade sıcak iklim kamışları tercih edilir. Bu kamışların ince etli ve kı­ sa boğumlu olmaları amaca uygundur. Sıcak iklim ka­ mışları, tahm inen elli yıl içinde kızarırlar. Et kalınlığı içindeki öz suyunun kuru­ ması neticesinde, bir doğal fırınlama olayı meydana ge­

lir ve böylece kamış tam bir müzikal kapasiteyle, olağanüstü bir ses tonuna sahip olur,

îslamiyetten önceki devirlerde ney kullanıldığı Sümer kazılarından anlaşılmaktadır. British

(3)

Muse-k um ve Pennsylvania Üni- ' versite Heyetlerinin yap­

tıkları kazılar sırasında MÖ 2800 yıllarına ait Sümer mezarında bir ney bulunmuştur. MS 1419’da Ho­ ca Gıyaseddin Nakkas’ın Doğu Türkistan’a yaptığı geziye ait yazılarda, ney’in Orta Asya’da eskiden beri kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Ney’in var oluşu ile ilgili hikayeyi Feridüddin At- tar’ın Mantıkii’l-Tayr adlı eserinden öğreniyoruz: Müslümanların peygamberi olan Hz. Muhammed, damadı Hz. Ali’ye birgün bir sır söylemiş. Bir ku­ yunun başındaki Hz. Ali, başını kuyunun içine eğerek Hz. Muhammed’in esrarlı sözlerini tekrar­ lamış. Daha sonra Allah, o kuyuda son derece uzun bir kamış yaratmış. Oradan geçmekte olan bir çoban da bu kamışın ucunu keserek kendine bir saz yapmış. Bu çobanla günün birinde karşıla­ şan Hz. Muhammed, Hz. Ali’ye söylediği sırların çobanın kamışından çıktığını duymuş. Hz. Ali, ya­ ratılan mucizeyi görünce de Peygambere olan sevgi ve bağlılığına şükretmiştir.

Kanaatimizce o zamandan beri Miislümanlar ney’e büyük ilgi gösterirler. Bunun içindir ki ney, öncelikle dinsel, mistik ve ahlakî bir nitelik taşır. 13. yüzyılda Mevlânâ Celâleddin, yaklaşık yirmi- beş bin beyit olan Mesnevi’sinin ilk onsekiz beyi- tinde, ney’in sevgiliye kavuşamamanın, yani Al­ lah’a ulaşamamanın şikâyetini anlattığını ifade eder. Mevlânâ’nın verdiği bu işaretten

sonra ney, gittikçe gelişen Mevlevi Mtiziği’nin ve Türk Tasavvuf Mii- ziği’nin bir sembolü ve parçası olmuştur.

Ney, tarih boyunca daima dervişlerin, erenlerin sembo­ lü olarak kabul edilmiştir. Kızgın güneşin altında yatan kamışlar, ait olduğu vatanın­ dan, yani sazlıktan koparıla­ rak, kızgın demir ile

yakıldı-relates in his Mantıkü 7-

Tayr how M uham m ed o n e d a y c o n fid e d a secret to his son-in- la w A li, w ho th en rep ea ted it in to a well. God created a long reed in the well, a n d a p a ssin g shepherd cu t o f f the en d to make him self a pipe. One day M uham m ed encountered the shep­ herd a n d heard the secret he had told Ali coming fro m his pipe. Ali was moved by the miracle a n d thankful that his love and loyalty to the Prophet had prevented him revealing the secret to another person.

For Muslims, as this story indicates, the ney is an instrument o f religious and mystic significance. The 13th century mystic Mevlana Celâleddin spoke often o f the ney in his writings. The first eighteen couplets o f his greatest work the Mesnevi, totalling nearly twenty-five thousand couplets, describe the n e y ’s complaint at not being united with God.

Hearken to the reed flute, how it discourses Complaining o f the pains o f separation Ever since they tore me from my osier bed

My plaintive notes have moved men and women to tears.

It was the instrument o f dervishes and holy men who carried it around in their wanderings. Like them it was f a r from its home in 'the distant tropical reed bed. Imagery relating to the ney in mystic literature is common. For example, when it is burnt with hot iron it is described as crying like a hum an being, its cry not from pain but from its desire to return to its home, to its reed bed, just as man longs to return to God his creator.

Ney’ in en önemli parçası “ başpare” sidir. Fildişinden (solda) veya boy­ nuzdan (sağda) yapılan başpare, sadece Türkler tarafından kullanılır. / The başpare is the most Important part of the ney. Made of ivory (left) or horn (right), the başpare is only

(4)

g 8

- r

W W \r

T --- I;:

\T'm

S£B£E£SBSfy

'MAM-'. VWMW

Yaklajık üç oktavlık bir ses sahasına sahip olan neyin küçükten büyüğe doğru birçok çejidi vardır: (Yukardan aşağı) Bolahenk “ Nısfiye” , Süpürde, Müstah- sen, Yıldız, Kız, Mansur ve Şah neyi. / The ney has a range of approximately three octaves. There are many types of varying sizes. Those illustrated here are (top to bottom) bolahenk “ nısfiye” , süpürde, müstahsen, yıldız, kız, mansur and şah.

ğında, insan gibi feryad eder, işte bu feryad, du­ yulan acının belirtisi değil; aslına dönme isteği­ nin; vatanına, kamışlığa kavuşma arzusunun ya­ karışıdır.

Ney yapılırken, dokuz boğumlu olması gereken ve içi boşaltılan kamışın üzerinde, hassas bir ölçü sistemi ile altısı önde ve biri arkada olmak üzere yedi perde açılır. Türk müziğinin kendine has aralıklarını ve hemen hemen dünyadaki bütün sesleri işte bu deliklerden çıkartmak mümkündür. Delikler açıldıktan sonra üst boğum ve alt boğu­ mun uçlarına “parazvane” denilen gümüş bilezik­ ler takılır. Ney’in en önemli parçası “başpare"si- dir. Boynuz veya fildişinden yapılan başpare, sa­ dece Türkler tarafından kullanılır.

The reed fo r a ney should have nine joints. After the cen tre has been hollow ed out, seven holes are pierced, six at the front and one at the back. All the intervals o f Turkish music as well as those o f other world musics can be produced using combinations o f these seven holes. Tne ney has a range o f about three octaves. The next stage is to attach silver bands known as parazvane to the upper and lower joints. Finally the mouthpiece qr başpare, which is a feature peculiar to Turkish neys and made o f horn or ivory,

is attached.

There are several types o f ney varying in size, each one representing a chord, with names like mansur, şah, davut, bolahenk, süpürde, müstahsen, y ıld ız and k ız neyi. The mabeyn ney plays notes between

Türk Müziği tarihinde derin izler bırakmış üç büyük neyzen: (Sol baştan) Aka Gündüz Kutbay, Selami Bertuğ ve Ulvi Erguner. / Three great ney players who have left their mark on the history of Turkish music: (from left) Aka Gündüz Kutbay, Selami Bertuğ and Ulvi Erguner.

6 8

(5)

Yaklaşık üç oktavlık bir ses sahasına sahip olan sazın küçükten büyüğe doğru birçok çeşidi vardır. Yirmi iki çeşitten oluşan ney ai­ lesinde her ney bir akortun karşılığıdır. Bu akortlardan başlıcalari: Mansur, Şah, Davut, Bolahenk, Süpiirde, Miistahsen, Yıldız ve Kız Neyi’dir. Ayrıca

tam seslerin arasındakilere Mabeyn Ney; bütün neylerin bir oktav tizini verenlerine de Nısfiye adı verilir.

Ney üfleyenlere “Neyzen veya Nayi” denilir. Bunun yanında bu sanatta çok ileri gitmiş olanlara, yani üstad neyzenlere “Kutb-ı Na­ yi” sıfatı verilmiştir (Kutb-ı Nayi Osman Dede: 1729). 18. yüzyıl­ dan sonra bunun yerine “Neyzen- başı” tinvanı kullanılmıştır. (Ney- zanbaşı Emin Dede: 1945, Ney- zenbaşı Süleyman Erguner: 1902- 1953 ve Ulvi Erguner: 1924-1974). Ney’de başarılı olmak için önce üfleme tekniğini bilmek gerekir. Sol veya sağ elin üstte oluşuna göre değişen tutuş pozisyonu ile dudak pozisyonu ney’den iyi ses

elde edebilmek için başta gelen iki önemli unsur­ dur. Yüzyıllarca usta-çırak sistemi ile öğrenilen ney, bugün konservatuarlarda ve

müzik merkezlerinde yaygın eğitim içinde yer almaktadır. Uzun yıllar metodu olmayan bu sazın ciddi an­ lamda ilk metodunu Neyzen Süley­ man Erguner (İstanbul, 1986) yazıp yayınlamıştır. Metod, günümüzde Türkiye’nin dışında dünyanın her yerinde, özellikle; Tunus, Mısır, Suriye, Lübnan gibi ülkelerin kon­ servatuarlarında ders kitabı olarak kullanılmaktadır. Ney, sesinin güzel­ liği ve teknik yapısının elverişliliği ile Klasik Türk Müziği, Mevlevi Müziği, Tasavvuf Müziği’nin yanısıra bugün artık dünya müziklerinin ter­ cih ettikleri ve ihtiyaç duydukları bir

saz olmuştur. • *

* Yrd. Doç. Dr. Süleyman Erguner, İTÜ Devlet Konservatuarı’nda öğretim üyesi, neyzen.

fu ll tones, a n d nısfiye is the nam e fo r that which plays an octave above all the others. Ney players are known as neyzen or nayi, and exceptionally gifted players were known by the title kutb-i nayi until the 18th century and as neyzenbaşı (chief neyzen play­ er) since then. In 1729, fo r example, Osman Dede was kutb-i nayi. In our own century neyzenbaşı include Emin Dede in 1945, Süleym an Erguner from 1902 to 1953, and Ulvi Erguner from 1924 to

1974.

The blowing technique is the first stage in learning to play the ney, and a clear sound can only be pro­ duced by positioning the lips correctly. For centuries the technique o f ney playing was passed down from master to student, and when form al teaching at con­

servatories began this c e n tu r y in T urkey there w as no sa tisfa c to ry teaching book f o r the ney. N eyzen S ü leym a n E rguner w rote the fir s t comprehensive method fo r this instru­ ment in 1986, a n d this is now used in conservatories in Tunisia, Egypt, Syria, Lebanon a n d other countries around the world.

Although the ney specifically belongs to classical Turkish music a n d Mevle­ vi m y stic m usic, it is b ec o m in g increasingly w idely used in other types o f music beyond its traditional

geographic reach.

* Assistant Prof. Dr. Süleyman Erguner is a

lecturer at Istanbul Technical University State Conservatory, a n d him self a ney player from a fa m ily o f accomplished ney players.

Türk Müziğinde neyzenlik geleneğini kuşaklardır sürdüren Erguner ailesi: (yukardan aşağı) Ney- zenbaşı Süleyman Erguner (1902-1953), Ulvi Erguner (19 24-1974) ve Süleyman Erguner. / The Erguner family have been ney players for generations: (top to bottom) Neyzenbaşı Süleyman Erguner (1902-1953), Ulvi Erguner (19 24-1974) and Suleyman Erguner.

7 0

S K Y L IF E O C A K J A N U A R Y 1 9 9 8

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yap›lan pulmoner arter anjiografisinde kalp ve di¤er damarlar normal görülmesine ra¤men solda pulmoner arter agenezisi saptand›..

Of these 1027 patients, 61.8% had only a single specimen sent for AFB smear and culture, 16.2% had two spu- tum samples sent for examination of M.. tubercu- losis bacilli and 18.2%

Many focal haemorrhagia in the brain, besides meningitis; infarcts with a diameter of 1-15 mm (necrosis areas) are noteworthy in the brain and medulla spinalis.. It also

Caseification necrosis and post-calcification on the centrum; It is characterized by a capsule of connective tissue cells with histiocytes, epithelioid histiocytes and Langhas

Aday olmak konusunda kendi kendisine gelin-güvey olmad ığını belirten Baskın Oran, 6 bin 500 kişi üzerinde yapılan nabız yoklaması sonucuna ismi üzerinde uzlaşı

1.Excess AgNO 3 is added to precipitate out all of the

Due to the decrease in pericardial elasticity, filling of the heart with blood is limited and the right and left atrial mean pressures and the ventricular diastolic pressures

The types of nasal septal deviation were compared in terms of the Mallampati score, retroglossal space, tonsil grade, and pharyngeal space.. There were significant differences