G u i b e i i e ö l e n b j r k a d ı n s a n a t ç ı m ı z :
M e l e k C e l a l
Y a z a n : T a h a T o r o s
Ölümü üzerinden 3,5 yıl geçmiş bulunuyor. Bir sanat dostu çıkıp ta, -ba sın aracılığiyle- ölümünden sonra, bu çok yönlülüğüyle ünlü kadını anma ve tanıt ma görevini yapamadı. Öyle tahmin edi yorum ki, onu tanıyan aydınlarımızın ço ğu, bu unutuluşun burukluğunu hisset mişlerdir. Çünkü M e l e k C e l a l sı radan bir kadın, sıradan bir sanatçı, de ğildi. Doğu- - Batı kültürünün karışımı içe risinde, özenle yetiştirilmiş, çok yönlü lüğe örnek değerde bir kişiliğe ss'hibdi.
Onu kısaca, aile çevresi sanat tut kusu ve üst düzeyde kültür sohbetleri ya ratıcısı olarak, üç açıdan tanımlamak mümkündür:
S o y l u B i r A i l e n i n T e k K ı z ı :
M e l e k , köklü bir aileden gelen ana baba'nın tek kızıydı. 4 Nisan 1896 da doğmuştur. Şeceresinde hayli tanınmış kişilerin bulunduğu T e p e d e l e n l i l e r de yer alırlar. Sadrazam Topal Osman Pa şalar, Namık Kemaller, Abdullah Şinasi’- ler, geçmiş aile şeceresindeki belirgin simalardır.
Babası, geniş kültürüyle tanınmış o- lan, Miralay (Albay) Z i y a B e y ’dir. M e l e k , ilk kültür mayasını babası Z i y a B e y ’den, sanat aşısını da, da yısı Askerî Ressamlardan K â z ı m B e y den almıştır. Aile-karabet dolayısiyle- 19. yüzyıl sonunun kalburüstü kadınlarından olan N a s i p H a n ı m 'dan güç alarak olgunluğa erişmiştir.
M e l e k Z i y a çağdaşları arasın da, Türkçe ve yabancı dilde üstün eğitim ve öğretim görenlerdendir.
14 Ekim 1918 de Kıbrıslı Hacı Sofu- zâde Celal Beyle evlenmiştir. İstanbul Avukatları arasında büyük şöhreti bulu nan C e l a l S o f u , maddeten varlıklı, mânen kültürlü bir salon adamıydı. Tek çocukları, M e I e k 'in babası Z i y a Be yin adını taşır.
C e l a l S o f u , 14 Nisan 1946 da öldü. M e l e k S o f u , daha sonra, Al manların ünlü doktorlarından L a m p é ile evlenerek Münih'e yerleşti. Profesör L a m p é’nin 98 yaşında ölmesinden son ra, M e l e k L a m p é - uzun yıllar, ya taktan kaldırmayan - bir hastalıkla müca dele etti. 15 Eylül 1976 günü, 80 yaşında, Münihte gözlerini kapadı.
M e l e k C e l â i ' i n S a n a t
T u t k u s u :
M e l e k C e l â l ya da M e l e k S o f u olarak tanınan sanatçımız genç liğinde -o dönemin geleneklerine gare- müzik dersleri almıştır. Ne var ki, o, gü zel sanatların bir başka dalına, resme o- lan aşkının yolunu izlemiştir. İstanbul da Güzel Sanatlar Akademisi Profesörlerin den N a z m i Z i y a ’dan dersler almış, Paris'te Julian ve Ramsan akademilerin de çalışmalarını sürdürmüştür. Daha çok çiçek resimlerinde başarı göstermiş, bu arada portreler de yapmıştır. Kendisinin ve Feylesof Z i y a T e v f i k ’in portrele ri en başarılı olanlarıdır. Empresyonizm eğilimli olan eserlerinde, realizm hakim dir.
M e l e k S o f u birçok karma sergi lere katılmış en son Münihte, başarılı bir sergi düzenlemişti.
M e l e k C e l â l in asıl başarısı, eski yazı ustalarımızla, Türk işlemeleriyle süslemelerini dünyaya tanıtmış olmasın dadır. Bu alanda yayınladığı kitaplar, o- nun sanat dünyasına yaptığı büyük hiz meti kanıtlamaktadır. (*)
M e l e k C e l â i ' i n Türk T e z h i p (süsleme) sanatı konusunda büyük bir vukufla hazırladığı, fakat yayımlamaya fırsat bulamadığı iki değerli eseri de var dır. Mesleklerinde, bundan sonra eşleri yetişmeyecek olan T u ğ r a k e ş İ s m a i l H a k k ı A l t ı n ' b e z e r ile B a h s e t t i n T o k a t I ı o ğ I u ve N e c m e t t i n Ok y a y ’ ya ait olan bu bu kitaplar, T ez h i p ve C i I d sanatı hakkında geniş bilgileri de içermektedir.
Bu arada M e l e k C e l â l L a m- p e 'n in bir müze ağırlığında bulunan eski Türk İşlemeleri kolleksiyonuna da değin mek yerinde olur. Ne var ki baha biçile meyen bu kolleksiyon, yurt dışında, ken disine 'ikinci vatan olarak seçtiği Münih' te bulunuyor.
B i r K ü l t ü r E v i
Yıllar öncesi M e l e k C e l â l ile eşi C e l â l S o f u , sanatsever kişilik leriyle, çevrelerinde aydın bir dost kütle si oluşturmuşlardır. Edebiyat ve Sanat a- lanlarının ünlü kişilerinden oluşan bu ka liteli gurup, S o f u'ların Moda Çayırında ki evinde, sık sık buluşarak kültür alış verişinde bulunurlardı. Burası tanınmış
Melek C e l a l 1896 — 1976
kişilerin sohbet yetiydi. Edebiyatımızın seçkin simalarından Y a h y a K e m a l , F a z ı l A h m e t , hitabetimizin ıgönül dolduran sesi H a m d u l l a h S u p h i sanat dünyamızın unutulmaz kişilerinden C e l â l E s a t ve Türk Mimarî Sanatı nın büyük hayranı P r o f e s ö r Al b e r t G a b r i e l , bu renkli evin konukları ara- sındaydılar.
M e l e k C e l â l Profesör L a m p e ile evlenip Münihe yerleşince, ve yürek leri sanat dolu bu evin müdavimleri bi rer birer dünyamızdan ayrılınca, o sanat ve edebiyat Ziyafetleri de bir eski zaman hikâyesi gibi unutulup gitti. Evin sahibi M e l e k C e l â l ise, bilim ve sanat dolu hatıralarla, gurbette, gözlerini kapa dı.
Sanat dünyasına katkıları bulunan - ülkemizin nâdir yetiştirdiği bir kadın olan- M e l e k Ce l â l ' i , Arkitekt'in 50. yılın da rahmetle anarız.
( * ) 1938 yılında yayınladığı K â m i l A k d i k , şeyhulhattatin yâni Hattatların piri olan merhum sanatçımızı ve eserle rini tanıtmaktadır.
1939 yılında neşredilen T ü r k İ ş l e m e l e r i , göz nuruyla el emeğini sa nata dönüştüren ecdadımızın ölmez eser lerini dile getirmiştir.
1949 da yayınlanan Ş e y h H a m d u l l a h ise, ünlü hat sanatçımızı yaşa tan tek eserdir.
1963 yılında Fransızca olarak yayım lanan (Le Vieux Sérail des Sultans) adlı eser, ünlü Profesör A l b e r t G a b r i e l in bir sunuş yazısını taşımaktadır. Bu ki taptaki bütün desenler M e l e k C e l â l ’ in kaleminden çıkmıştır. Bu eser, T o p - k a p ı S a r a y ı’nı bilimli açıdan, dünya ya tanıtmaktadır.
13
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi