X a r s M i l l e t v e k i l i
B a y pu ât ^ o p rü iO y e
TJ
Geçenlerde dil meselesi aleyhinde bir yazınızı oku
dum. Acaba dolmabahçe toplantısında o zaman bu
fikirlerinizi söylemekten kim menetti? Hattâ
Evolution nazariyesinin artık eskidiğim
m ü d a f f a e d e n siz d e ğ i l m ı y u i n ı z ?
Niçin Talebe Birliğinin gazetesi
fcUktımet tarafından kapatıldığı zaman, İtliğin. Celâl Bayar başvekil olarak, genç Jiğe “Yalnız derslerinizle uğraşınız" dediği zaman, yazılar yazıp bu demok ra t hareketleri teşvik, teşci ve müda fa a etmediniz?. Söyleyiniz bana, de« mokrat perisi 50 yaşından sonra niçin
y e 11e sebeple kafanıza nasıl girdi?.. Sizi Istanbulda iken hiç bir hareketi« |nizde aramızda göremezdik. Türkiye« de muazzam bir hâdise olan büyükleri- anma günlerimizde ve meselâ Ziya Gökaip'ın 9 uncu ölüm yılının Cagaloğ-
lu I vindeki muazzam ihtifalde si*
*i ya eyici veya «eyleyici olarak ni-2 —
Yazan : Dr. Fahri KURTULUŞ
Çin görem edik?..
Sözler, bizim gibi Ziya Gökalp’ı ki taplarından, salâhiyetti zatların hatı ralarından tanıyanlara mı, yoksa sizin gibi Ziya Gökaip’ın telmitlerine mi dü şerdi?.. Daha sayayım m ı?. Ne ka« dar çok hareketlerimiz oldu. Gelmedi niz, çünkü siz korkak, bir insansınız. Talebe Birliği o zaman nedense yanlış
anlaşılmıştı. Ve siz aramıza gelmek
suretile damgalanmaktan korkuyordu« nuz. öyle değil m i?. Vicdamrızdan ge lecek cevabı lütfen bildiriniz...
Şu kadarım benim kadar siz de bil melisiniz ki, ekleme heyecan, ekleme
Kars
wiiitetvekili Bay Fuat Köprülüye
( Baş tarafı 1 incide )
vatanperverlik, ekleme demokratlık,
zoraki tenkit, sokma akıl kadar yedi adım sürer,..
Şimdi size Mersinde çıkan Yeni
Mersin gazetesinin 20 ocak 916 tarihli nüshasındaki (Celâl Bayar partisi) ad lı yazımdan şu kısımları naklediyorum;
Fikir ve söz
hürriyeti, bu
memlekette her ¿aman, karak
terli insanların nc
hayatların
dan ve ne de
kalemlerinden
eksik olmuş değildir.
Karşımızdaki
partinin, bü
tün bu vicdan problemi demek
olan, demokrasi zihniyetini lâ-
yıkile temsil edeceğini umuyo
ruz.
Asil fikir, asil
hareket, bu
memleketin muhtaç olduğu bir
vakıadır.
Sayın Celâl
Bayar, gökten
zenbiile indirilmiş vatandaş bu
lamtyacağına göre; yine mev
cut içinden bir eleme yaparak
kendisine kuvvet
temin etmiş
olacaktır.
Yeni Mersin’in 7 nisan 946
tarihli nüshasının
(Partiler ço
ğaldıkça) adlı yazımdan şu kı
sımları naklediyorum:
(Muhalefet, çok tatlı ve çok
caziptir.
Hiç kimse, zayıf ruh
larda bir heyecan yaraim ıya
ceht etmemelidir. Muhalefeti,
memlekete faydalı olabilmek
için iyi kullanmak lâzımdır.
Bizi beğenmlyenler, yapa
cakları propagandalarda, asla
küçüklüğe sapmamalıdırlar.
Düne kadar, bizim davulun
tokmağını ellerinde
kullanan
lar bugün, bizim davulun sesini
beğenmiyorlar,
olabilir.
Hiç
kimseyi, pek kısa bir zaman i-
çindeki bu ruh, bu siyaset dö
nekliğinden ötürü sorumlu tu-
acak değiliz. Millet önünde her
(es, kendi mukadderatile oyna
maktadır.
bir Konferansta, hiç bir milli günde, hiç bir gençlik topluluğunda, hiç bir yazı ve şiirinizde bu memleketin muh taç olduğu ruh üzerinde, bu memleketin aradığı karakter üzerinde durmamış,
düşünmemiş, telkinlerde bulunmamış
bir simasıma, tamamiyle, kendi saha nızda yani edebiyat içinde kalmış bir münevversiniz.
Geçenlerde, dil meselesi aleyhinde bir yazınızı okumuştum. Acaba, Dolma bhhçe topiantırında o zaman, bu fikir lerinizi söylemekten sizi kim menetti idi? H attâ evolution nazarlyesinin ar tık eskidiğini müdafaa eden siz değil miydiniz?
Bay Fuat Köprülü, istediğimiz gah siyet, karakter ve olgunluk bu değil dir.
Kurduğunuz partiyi memleket ha yatına karı§mamı§, dedikodu sahibi ol mamış insanlar ve hele C.H.P. nin u- sulleri ile milletvekili seçilmiş olanlar kurmasaydılar, çok daha ideal bir iş yapılmış olurdu.
Fakat, o anadan doğma idealistler nerede, sizler nerede...
Meselâ siz, bugün bu yağınızda,
Demokrat partinin ideal mübeşşiri ola rak, program izah eder vaziyette oda- | cağınıza ve köylünün kültür ve anlayış J seviyesi üzerinde mübalâğalı bir lisan i kullanacağınıza, profesör olduğunuz sı ralarda, kürsüyü bırakıp Ariadolunun — bu tanımadığınız yerlerin — bir kö yüne yerleşse idiniz ve ondan sonra bir kaç köyün, kültür seviyesi üzerinde mü essir olsaydınız, acaba nasıl olurdu? Tıpkı bu, mefkûreci muallimdeki Ra- çinski tertibi bir iş olurdu amma.. Her halde siz, o zaman, bugünkü durumu nuzdan d ala kuvvetli, daha idealist ta nılan bir adam olurdunuz.
Memleket ihtiyacını, memleketin, kendi çalışmasına muhataç olduğunu hisseden adam, bütün refahını, bütün maddî imkânlarını teperek halkın ve memleketin hizmetine koşar. Hani siz de böyle bir şey?.
Bütün bu sözlerimden sonra sakın beni C.H.P. nin avukatı yerine koyma
yın. Çünkü ben bu yazımda sadece
memleket dâvalarını, kendi varlığımız; ve içimin duygularım yazdım.
Esasen C.H.P. adına salâhiyet sa hibi değilim.
Şayet bu sütunlarda, münevverli- ğe yakışan şekilde konuşmak arzu buy-
rulursa, memlekete ve gençlere bir
hizmet olması bakımından, meslekî ki taplarımı kapatır, size cevaplar hazır larım.
Sözlerime, neslinizin sözlerini bi tirmede kullandığı bir tekerleme ile son veriyorum:
"Baki kalan, bu kubbede hoş bir şada imiş..,,
Dr. Fahri KURTULUŞ Tarsus. 30 nisan 946
Kanaatimizce; Demokrat Par
tiyi kuranların kâffesi ve bura
ya geçen milletvekilleri C. H. P.
nin mevcut nizamları ile millet
vekili seçilmiş olduklarını hatır-
lıyarak hareket etseler ve bize
cephe alırlarken
milletvekilli
ğinden istifa etselerdi daha mü
nasip, ideal bakımından daha
yerinde bir hareket yapmış o-
lurlardı. Bizi beğenmiyenler, ni*
çin bizim usullerimiz
sayesin
de, milletvekili olarak bize kar
şı savaşıyorlar?..)
Bu iki yazımdan aldığım kısımlar beni anlamanız için yazılmıştır. Daha
başka yazılarımdan nakiller yapmak
mümkünse de, bu kadarı kâfidir kanaa tindeyim.
Beni, bu satırları yazmağa sevke- den kuvvet tamamiyle manevîdir. Sa dece C.H.P. nin bir âzası, haddini bilen bir memleket çocuğuyum.
Daha dünkü 23 nisan bayramında şöyle bağırdım:
Bundan böyle vatanda borç
suz köylü, yaşam a şartları iyi
olan köylü istiyoruz.
Memleket dertleri ve dâ
vaları üzerinde durup konuşma
mak ve bulunan çarelerin, mil
letimizin
bünyesine en uygun
alanında birleşmemek, en aşağı
yine bir vatan meselesinin yan- ı
lış fikirler İçinde uluorta konu
şulması kadar, memlekete za
rarlıdır.
Vatandaştan, şahsiyetli ve
şuurlu tenkitler ve ikazlar bek
liyoruz.)
Görüyorsunuz ki bu sözlerim, Bizim bu konuşmanıza ne kadar ders verir gekilde, uygun düşmüş..
Siz, çıktığınız o yerin, beni de di ğer bir yerin üstüne çıkıp karşılıklı ba ğırsa imişiz acaba, halk hangimizi tas dik ederdi?.
Sözlerime şunları da ilâve etmeli- I
yim:
Sizi kitaplarınızla, yazılarınızla, S makalelerinizle tanırım. "Millî kıymet- | leı- bakımından Cenap Şahabeddin,, ad- § lı bir tetkik hazırlıyorum. Daha dün, 1 elimde "Bugünkü edebiyat,, adlı kita- * buıız vardı.
Yeni Mecmuadaki, Hayat mecmua- g iarmdaki yazılarınızı, şiirlerinizin bir | kısmını hep okumuşumdur.
Bütün bunlardan, çıkarabildiğim so I
nuç şudur:
* Şlz. »45 senesine kadar bu mille- I
ün İçinde, kendi halinize yaşamış, hiç g
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi