• Sonuç bulunamadı

KAYNAKLARIN YETERLİĞİ ALGISI VE YAŞAM MEMNUNİYETİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KAYNAKLARIN YETERLİĞİ ALGISI VE YAŞAM MEMNUNİYETİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

KAYNAKLARIN YETERLİĞİ ALGISI VE YAŞAM MEMNUNİYETİ ARASINDAKİ

İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Zeynep ÇOPUR* Birgül ÇİÇEK** Pelin PEKMEZCİ***

ÖZET

Genel bir değişim süreci geçirmekte olan toplumumuzda bu değişime ayak uydurmak zorunda olan kurumlarımızın en önemlisi ailedir. Ailenin devamlılığı, aile fonksiyonlarının yerine getirilmesi ile mümkündür. Cinsel birlikteliklerin meşrulaştırılması, bireylerin sosyalleşmesi gibi fonksiyonların yanında mevcut kaynaklarının kullanımı ve yönetimi de oldukça önemlidir. Aile kaynakları yönetimi; insansal, materyal ve zamansal kaynak yönetiminin yanı sıra; ailenin toplum içindeki güvencesi, ev sahipliği, finansal baskılar, eşlerin çalışması, toplumsal cinsiyet rolleri, suçluluk duygusu ile ailenin fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik gücünü kapsamaktadır. Bu çalışmada aile kaynaklarının yeterliğinin ve yönetiminin yaşam memnuniyetine etkisinin incelenmesi amacıyla ülkemizde daha önce geçerlik ve güvenirlikleri yapılmış olan “Yaşam Memnuniyeti Ölçeği”, “Öznel/Genel Mutluluk Ölçeği” ve “Kaynakların Yeterliğinin Algılanması Ölçeği” 220 gönüllü katılımcıya uygulanmıştır Araştırmaya katılan bireylerin yaşam memnuniyet düzeylerinin yüksek olmasında kaynakların yeterliği algısının, genel/öznel mutluluğun, cinsiyetin, yaşın, eğitim düzeyinin ve konuta sahip olma durumunun etkisi olduğu saptanmıştır. Yaşam memnuniyeti ile yaş ve eğitim düzeyi arasında negatif yönlü ilişki bulunduğu, kaynakların yeterliği algısı, genel/öznel mutluluk, cinsiyet ve konuta sahip olma durumu arasında ise pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: kaynak, aile kaynak yönetimi, kaynakların yeterliği algısı, yaşam memnuniyeti, öznel/genel mutluluk

ABSTRACT

Family who has to adapt the changes in our society which is undergoing a general process of change is the most important institution. Continuity of the family can be possible with the fulfillment of family function. Besides functions such as legitimization of sexual intercourse, individual’s socialization, management and use of existing resources is important. Family resource management includes human, material and temporal resource management as well as assurance of family in society, home ownership, financial pressures, work partners, gender roles, feeling of guilt and family’s physical, economical-social and psychological strengths. In this study, in order to examine family resource competences and management effect to life satisfaction “Satisfaction with Life Scale”, “Subjective/General Happiness Scale” and “Perceived Adequacy of Resources Scale” which made validity and reliability before were applied to 220 volunteer participant. As a result, it was found that there is connection between individuals’ high level of life satisfaction and perceived adequacy of resources, general/subjective happiness, sex, age education level and house owner. It has been identified that there is negative correlation between life satisfaction and age and education level; there is positive correlation between perceived adequacy of resources, general/subjective happiness sex, and house owner.

Key words: resource, family resource management, perception of adequacy of resources, life satisfaction, subjective happiness

*Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Aile ve Tüketici Bilimleri Bölümü **Arş. Gör., Hacettepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Aile ve Tüketici Bilimleri Bölümü

***Yüksek Lisans Öğrencisi, Hacettepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Aile ve Tüketici Bilimleri Bölümü

(2)

2

GİRİŞ

Genel bir değişim süreci geçirmekte olan toplumumuzda bu değişime ayak uydurmak zorunda olan kurumlarımızın en önemlisi ailedir. Ailenin devamlılığı, aile fonksiyonlarının yerine getirilmesi ile mümkündür. Cinsel birlikteliklerin meşrulaştırılması, bireylerin sosyalleşmesi gibi fonksiyonların yanında mevcut kaynaklarının kullanımı ve yönetimi de oldukça önemlidir. Gelişmekte olan toplumlarda yaşam biçimlerine ilişkin kalıpların ve kararların değişime uğraması aile yapısını da değiştirmiştir. Bu değişim eğitim düzeyinin yükselmesiyle kadının ve erkeğin ev yönetimine katılımının yanında ailede kaynak kullanımı ve yönetimi etkinliklerini de etkilemiştir. Örneğin kadının çalışma yaşamına girmesi ailenin ekonomik kaynaklarını çoğaltmış olsa da birey olarak gelir, zaman ve fiziksel enerji tüketimini artırmıştır. Aynı zamanda aile kaynaklarının kullanımı ve yönetimi konuları hakkında, bireylerin tutum ve davranışlarında farklılaşma olmuştur. Bu durum karşısında aile kaynaklarının kullanımı ve yönetimi konusunda bilgi, beceri ve tutumların kazanılması ihtiyacı da artmıştır (Onur Arıkan, 2006).

Kaynaklar, birey ve ailelerin ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayan, amaçlara ulaşmasını kolaylaştıran ve hedeflerini gerçekleştirmeleri için gerekli olan araçlardır (Sunarti, Kholifah, Vidiastuti, Kharisma, Rochimah, & Herawati, 2013). Kaynaklar; insansal ve materyal; ekonomik ve ekonomik olmayan; insansal, ekonomik ve çevresel gibi farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır (Rowland, Dodder, & Nickols, 1985). Bunlar arasında en geniş ölçüde kullanılanı insansal (zaman, enerji, ilgiler, zekâ, kavrama, beceriler ve kabiliyetler, bilgi, tavırlar, yaratıcılık, farkına varma, uyum sağlama) ve materyal (para, malzeme, araç gereç, sahip olunan alan) kaynaklar şeklindeki sınıflandırmadır (Çopur, Şafak, & Terzioğlu, 2008). Kaynaklar; birey ve aile yönünden artabilirlik-azalabilirlik, yararlılık, ulaşılabilirlik, değiştirilebilirlik ve yönetilebilirlik özelliklerine sahip olmalıdır. Birey de günlük yaşamında bu kaynakların niteliği, kaynaklardan yararlanma ilkeleri ve kaynakları çoğaltma ve artırma yolları konularında bilgi, beceri ve davranışlar edinmelidir (Onur Arıkan, 2006). Ailenin etkileşimde bulunduğu teknolojik, sosyal, ekonomik, politik, doğal ve insan yapımı sistemlerin çeşitlilik göstermesi nedeniyle kaynaklardan yararlanabilirlik ve bunun sonucunda kaynakların birleşimi aileden aileye farklılıklar göstermektedir (Balakrishnan, Firebaugh, & Stafford, 1986). Ailenin hedeflerini gerçekleştirmesi için sahip olduğu kaynakları etkili bir şekilde yönetmesi gerekmektedir.

Yönetim; genel katı kurallar ve davranışlar yerine, bireyin yaşamına ait özel durumlara uyabilecek esnekliğe sahip çözümler bulma ve uygulama sürecidir (Onur Arıkan, 2006). Goldsmith (2005) yönetimi kaynakları kullanarak hedefe ulaşma işlemi olarak tanımlarken, Deacon ve Firebaugh (1981) talepleri karşılamak amacıyla kaynak kullanımı uygulamalarının planlamasını yapma olarak ifade etmiştir. Ansiklopedik Ekonomi Sözlüğü’nde (2006) kaynak yönetimi, belirlenen amaçlara ulaşabilmek için kaynakların en iyi şekilde kullanılmasına karar verilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi olarak ifade edilmektedir. Çalışma alanı olarak kaynak yönetimi, kaynak dağılımı ile kullanımını etkileyen faktörlere ve etkileşim süreçlerine odaklanmaktadır (Balakrishnan & ark., 1986).

Ev yönetimi kavramı ailedeki kalkınmayı ve memnuniyeti maksimum düzeye çıkarmak amacıyla eldeki malzeme ile güçleri organize bir şekilde kullanmak ve sonuçları tecrübe etmek olarak ifade edilmektedir. Bir başka ifade ile ailenin hedeflerine ulaşması için kaynakların oluşturulması ve kullanımı ile ilgili amaca yönelik davranış oluşturulmasıdır (Nickols, 2008). 1800’lerin başından itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde popüler olmaya başlayan aile kaynaklarının yönetimi kavramı ise, ailenin arzuladığı sonuçlara ulaşması için kaynakların ayrılmasını, birleşimini ve kullanımını içermektedir (Nickols, 2008; Balakrishnan & ark., 1986). Ailede oluşan talepler çerçevesinde mevcut kaynaklar ve günlük kullanım için bu kaynaklarla ilgili kararlar verme üzerinde duran aile kaynakları yönetimi, ihtiyaçları karşılamada temel bir role sahiptir ve toplum ekonomisinin belkemiğini oluşturmaktadır. Ailelerin karşısına çıkan ve giderek artan karmaşıklığı gideren aile kaynakları yönetimi, genel olarak yönetimin yararlılığı, uygulanması ve sonrasında değerlendirilmesiyle de doğrudan ilgilidir (Sunarti & ark., 2013; Sonnenberg, 2008). Ailede kaynak yönetim süreçleri özellikle ilk etapta kriz ve stresten kaçınma, kriz ve stres meydana geldiğinde ise bu kriz ve stresin yönetimi için geçerli hale gelmektedir (Dollahite, 1991).

(3)

3

Aile kaynakları yönetimi; insansal ve materyal kaynakların yönetiminin yanı sıra; ailenin toplum içindeki güvencesi, ev sahipliği, finansal baskılar, eşlerin çalışması, toplumsal cinsiyet rolleri, suçluluk duygusu ile ailenin fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik gücünü kapsamaktadır. İnsansal kaynak yönetimi aile üyelerinin ev içi rollerini maksimize etmeye, erkeklerin çocuk bakımıyla daha çok ilgilenmesine ve kadınların kamu sektörünün bir parçası olmasına yönelik daha fazla olanak yaratmasına odaklanmaktadır. Zamansal kaynak yönetimi faaliyetlerin önceden planlanmasına ve zamanında, etkili, verimli bir şekilde yapılmasına yoğunlaşmaktadır. Ailenin materyal kaynak yönetimi gelir ve harcama, geleceğini garanti altına almak için para yönetimi ve diğer yan işlerini yönetmek için belli yeteneklere sahip olma üzerinde durmaktadır. Ailenin fiziksel gücü, meydana gelen sorunlar ve bunlara yönelik çözümler, fiziksel refah konuları üzerinde dururken; ailenin sosyal gücü, etkili iletişim, rol dağılımı, amaç belirlenmesi ve ailenin birbirine destek vermesi, güçlerini birleştirmesini kapsamaktadır. Ailenin psikolojik gücü fiziksel olmayan aile sorunlarıyla karşılaşıldığında olumlu davranmak ve durumu iyi yönetmek için gerekli olan yetenekleri ifade etmektedir. Ailenin toplumsal gücü ise ailelerin karşılaştığı sorunları aşmak için sosyal desteklerin kullanılabilirliği ile ilgilidir (Sunarti & ark., 2013). Ailede kaynak kullanımı ve yönetimi davranışlarının ortaya çıkarılması, aile refahının sağlanmasına ilişkin çıkabilecek problemleri en aza indirmeye yardımcı olmaktadır (Onur Arıkan, 2006).

Refah, bireylerin materyal ve insansal kaynaklardan ve içinde yaşadıkları toplumsal sistemden duydukları tatmini ve mutluluğu ifade etmektedir (Onur Arıkan, 2006). Zimmerman (1995) ise refahı bir kişinin sağlıklı, mutlu ve borçsuz yaşamasından dolayı tatmin olması ile tanımlamaktadır (Akt. Chuan, Kai, & Kok, 2011:148). Refah genel anlamda zenginlik ve fakirlik derecesine göre bakıldığında her kişide farklı hissedilmekte (Dockery, 1995) ve her bireyin yaşadığı finansal memnuniyet düzeyiyle ölçülmektedir. Bilgili, finansal eğitime sahip tüketiciler aileleri için iyi kararlar vermektedirler ve bu da ailelerin ekonomik güvenliklerine ve refahlarına olumlu yönde katkı sağlamaktadır (Hilgert, Hogarth, & Beverly, 2003). Genel bireysel mutluluğun ve refah algısının bireylerin gelir seviyesinden bağımsız olarak birçok faktörden etkilenebileceği ileri sürülse de gelir, diğer bütün faktörlere göre finansal memnuniyeti açıklamada daha etkilidir. William (1983) refah ve finansal memnuniyet arasında sıkı bir ilişki olduğunu, finansal memnuniyetin diğer faktörleri etkilediğini, zenginlik ve mutluluk seviyesi arasında arabulucu gibi göründüğünü ifade etmektedir (Akt. Chuan & ark. 2011:149). Buna göre ailede kaynak yönetimi; kaynakların dağılımı ve kullanımını yer, zaman, şekil ve işlev olarak tanımlayarak memnuniyetin çerçevesini oluşturmaktadır (Balakrishnan & ark., 1986).

Memnuniyet, ihtiyaç ve isteklerin karşılanmasından doğan tatmin duygusu iken bir zihin hali olarak yaşam memnuniyeti, bireyin kendi yaşam kalitesini bütünüyle değerlendirmesi sonucunda ulaştığı olumluluk derecesi anlamına gelmektedir. Hem bilişsel hem duygusal değerlendirmeleri kapsayan memnuniyet hem zaman içinde kaybolan hem de sabitlenebilen bir kavramdır (Veenhoven, 1996). Aynı zamanda yaşam doyumu olarak da ifade edilebilen memnuniyet ve haz içeren yaşam memnuniyeti, fiziksel ve zihinsel sağlık göstergelerinin yanı sıra, yaşam gelişiminin de iyi olduğunu ifade etmekte, yaşamın belirgin kalite göstergelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yaşam memnuniyetinin yüksek olması, yaşam kalitesinin nüfusun geneline bakıldığında iyi olması anlamına gelmektedir. (Veenhoven, 1996; Kümbül Güler & Emeç, 2006; Lettenmeier, Lähteenoja, Hirvilammi, & Laakso, 2013). İnsanlar evlilik, aile hayatı, iş gibi “özel ilgi alanlarında” sosyal güvenlik sistemi, kamu güvenliği ya da çevre gibi kamuya ait alanlardan daha çok memnun olmaktadırlar (Dockery, 1995).

Anlamlı bir yaşama sahip olma, yaşamdan zevk alma, yaşamdaki uğraşının fazla olması gibi faktörlerin yaşam memnuniyeti ile ilişkili olduğu görülmüştür (Peterson, Park, & Seligman, 2005; Veenhoven, 1996). Sosyal sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiğinde iyi bir yaşam tarzı, kabul edilebilir yaşam kalitesinin sağlanması için tüketimin asgari düzeyde yapılması olarak tanımlanırken ekolojik sürdürülebilirlik açısından doğanın kapasitesini aşmayacak bir yaşam tarzı benimseyerek doğal kaynakları korumak olarak değerlendirilmektedir (Lettenmeier & ark., 2013). Yaşam memnuniyetinin belirleyicileri arasında yaş, stres düzeyi, fiziksel sağlık durumu, yaşam şekli ve kişilik özellikleri gibi birçok değişken rol oynamaktadır (Kümbül Güler & Emeç, 2006). Ayrıca, yaşam memnuniyetine sosyal etkileşim, cinsel faaliyet, başarı, fiziksel faaliyet, doğa ile meşguliyet, okuma ya da müzik dinleme, beslenme ve içecek tüketimi gibi faktörlerin olumlu etkisinin bulunduğu da ifade edilmektedir (Dockery, 2003). Veenhoven

(4)

4

(1996) yaşam memnuniyetini değerlendirirken çalışma durumu, gelir, istihdam durumu ve eğitimle ilgili sosyoekonomik farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtmektedir. Bu konuların sosyal politikada önem taşıdığına işaret ederken, sosyoekonomik farklılıkların modern toplumlarda yaşam memnuniyeti için en ilgisiz görünen faktör olduğunu savunmaktadır (Veenhoven, 1996). Yaşam memnuniyeti düzeyi ailenin kaynaklarını kullanım şekline bağlı olarak da değişiklik göstermektedir (Balakrishnan & ark., 1986).

Bu çalışmada, ailede kaynak yönetiminin yaşam memnuniyetine etkisinin incelenmesi amacıyla ülkemizde daha önce geçerlik ve güvenirlikleri yapılmış olan “Yaşam Memnuniyeti Ölçeği”, “Öznel/Genel Mutluluk Ölçeği” ve “Kaynakların Yeterliğinin Algılanması Ölçeği” gönüllü katılımcılara uygulanarak sonuçları değerlendirilmiştir. Yaşam memnuniyeti ve ailede kaynak yönetimi algısına ilişkin literatür çalışmaları incelendiğinde, iki konunun birbiriyle ilişkisine dair herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Birçok araştırmacı kaynak yönetimi alanında özellikle ailenin finansman konusu üzerine yoğunlaşmasına rağmen çok az araştırmacı algılama, davranış ve para kullanımı gibi psikolojik unsurlar arası ilişkilerle ilgilenmiştir (Çopur & ark., 2008). Bu çalışmayla konunun daha geniş ele alınması hedeflenmektedir.

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ Araştırma Örneklemi

Bu araştırmanın evrenini Ankara’da yaşayan farklı sosyo-ekonomik düzeye sahip, çalışan ve 18 yaş üstü bireyler oluşturmaktadır. Araştırma kapsamına alınacak bireylere ulaşabilmeyi sağlamak amacıyla sosyal medyadan yararlanılmıştır. Kaynakların yeterliğini algılama ve yaşam memnuniyeti arasındaki ilişkiyi ölçmek amacıyla bireylere Google Dokümandan yararlanılarak online olarak hazırlanan anket formu sosyal medya aracılığıyla ulaştırılmış olup 220 kişiden geri dönüş alınmıştır. Araştırmanın başında araştırmanın amacını ve anket formunu tanıtıcı ve araştırmaya katılanların verecekleri yanıtların konunun belirlenmesinde faydalı olacağına ilişkin bir açıklama ve araştırmaya gönüllü katıldıklarına ilişkin beyanları bulunmaktadır.

Ölçme Araçları

Ölçme aracı olarak anket formu hazırlanmıştır. Anket dört bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde bireylerin demografik bilgilerini içeren cinsiyet, yaş, eğitim durumu, meslek, gelir, medeni durum, çocuk sahibi olma durumu, çocuk sayısı, eşin çalışma durumu, eşin eğitim durumu, ailedeki kişi sayısı, yaşamın çoğunluğunun geçtiği yer, arabaya sahip olma durumu ve oturulan evin mülkiyet durumu ile ilgili tanıtıcı sorular bulunmaktadır.

İkinci bölümde bağımlı değişken olarak yaşamdan duyulan memnuniyeti ölçmek için Diener, Emmons, Larsen ve Griffin (1985) tarafından geliştirilen Yaşam Memnuniyeti Ölçeği (Satisfaction With Life

Scale) kullanılmıştır. 5 maddeden oluşan 7’li Likert ölçekte 1 “kesinlikle katılmıyorum” u ifade ederken 7

“kesinlikle katılıyorum” u ifade etmektedir. Yaşam Memnuniyetini değerlendirme ise ifadelere katılıp katılmama durumlarına göre 5 ifade için oluşan toplam puan göz önüne alınarak yapılmıştır. Çalışmada ölçeğin toplam puanı 5 ile 35 aralığında değişmektedir (M=21,50; SD=6,944). Ölçekte 31-35 puan arası son derece memnun, 26-30 puan arası memnun, 21-25 puan arası biraz memnun, 20 puan nötr, 15-19 puan arası pek memnun değil, 10-14 puan arası hoşnutsuz, 5-9 puan arası son derece hoşnutsuz olarak belirlenmiştir. Ölçeğin güvenirliği için iç tutarlılık katsayısı olan “Cronbach’s Alpha” hesaplanmıştır. Ölçeğin C.alpha değeri α=0.84 bulunmuş olup yüksek güvenilirlik düzeyine sahiptir.

Üçüncü bölümde bağımsız değişken olarak Lyubomirsky ve Lepper (1999) tarafından geliştirilen genel mutluluğu ölçmek için tasarlanmış 4 maddeden oluşan Öznel/Genel Mutluluk Ölçeği (Subjective/General

(5)

5

yapılmıştır. 7’li Likert türü bir ölçme aracı olan ölçek 4 betimsel maddeden oluşmakta ve katılımcılardan her bir maddede yer alan açıklamaya katılma oranlarını belirlemeleri istenmektedir. Seçenekler dört sorunun her biri için farklıdır. Genel mutluluğu değerlendirme ise ifadelere katılıp katılmama durumlarına göre ölçeğin toplam puanı göz önüne alınarak yapılmıştır. Ölçekteki toplam puanların aralığı 4 ile 28 arasında değişmektedir (M=19,23; SD=4,910). Ölçekten alınan yüksek puanlar ilgili bireyin öznel mutluluğunun yüksek olduğunu göstermektedir. Ölçeğin C.alpha değeri α=0.61 bulunmuş olup kabul edilebilir güvenilirlik düzeyine sahiptir.

Dördüncü bölümde ise bağımsız değişken olarak Rowland, Dodder ve Nickols (1985) tarafından geliştirilen ve bireylerin değişik kaynaklarının yeterliğini algılamalarını ölçen Kaynakların Yeterliğinin

Algılanması Ölçeği (Perceived Adequacy of Resources (PAR)) kullanılmıştır. Türkiye’de geçerlik ve

güvenirliği Çopur, Şafak ve Terzioğlu (2008) tarafından yapılan bu ölçek (PAR) kullanılırken niteliklerin zamana bağlı olarak fazla değişmediği düşünülmüştür. Toplam 28 maddeden oluşan ölçekte bireyler, kendi kaynakları ile ilgili düşüncelerini 1’den (kesinlikle katılmıyorum) 7’ye (kesinlikle katılıyorum) kadar değişen 7 dereceli Likert tipinde yansıtmaktadır. Fiziksel Çevre, Sağlık/Fiziksel Enerji, Zaman, Finansal (Mali), Bireyler Arası, Bilgi/Beceri ve Toplumsal Kaynaklar olmak üzere toplam 7 kaynağın her biri 4’er madde ile ölçülmek istenmiştir. Bu dört madde her bir kaynak kategorisi için yeterliğin dört farklı ölçümünü vermektedir. Maddeler ölçeğe rastgele yerleştirilmiştir. Ölçekteki toplam puanların aralığı 44 ile 196 arasında değişmektedir (M=132,24; SD=26,052). Ölçeğin C.alpha değeri α=0.90 bulunmuş olup yüksek güvenilirlik düzeyine sahiptir.

Verilerin Analizi ve Değerlendirilmesi

Uygulanan anket sonucunda elde edilen veriler SPSS 20.0 for Windows programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Öncelikle anket formunun ilk kısmını oluşturan bireylerin demografik bilgilerinin yer aldığı soruların yüzde değerlerini gösteren frekans tabloları hazırlanmıştır. Kullanılan üç ölçekle demografik bilgiler arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla “Bağımsız iki örnekli t testi” ve ANOVA testleri, ölçeklerin birbirleriyle olan ilişkilerini tespit etmek amacıyla ise, basit doğrusal regresyon analizi uygulanmıştır.

BULGULAR

Tablo 1’de görüldüğü gibi araştırmaya katılanların %64,1’i kadın ve yarısından fazlası (%58,2) 40 yaşın altındadır. Katılımcıların %51,4’ü lisans mezunu %16,8’i lise mezunu ve %33,6’sının geliri 2001-3000 TL arasındadır. Ankete katılanların %72,0’si profesyonel meslek grubundadır (memur, diyetisyen, mühendis/yüksek mühendis, akademisyen, öğretmen, hemşire, sigortacı, doktor, avukat, bankacı, ekonomist, turizmci, finans, biyolog, işletmeci, müşavir, dişçi, mimar, sosyolog, psikolojik danışman). Katılımcıların %61,4’ü evli, %37,3’ünün eşi çalışmakta olup %30,0’ unun eşi lise mezunudur ve %31,8’inin aileleri 4 kişiden oluşmaktadır. Çocuk sahibi olanların (%61,8) %34,5’i 2 çocuğa sahiptir. Bireylerin yarıdan fazlası (%67,3) yaşamının çoğunluğunu büyükşehirde geçirmiş %57,7’si araba sahibi ve %51,4’ ü ev sahibidir.

Tablo 1. Tanımlayıcı Bilgiler

N % Cinsiyet Kadın 141 64,1 Erkek 79 35,9 Toplam 220 100,0 Yaş <30 78 35,5

(6)

6

31-40 50 22,7 41-50 43 19,5 51-60 35 15,9 >61 13 5,9 Cevapsız 1 0,5 Toplam 220 100,0 Eğitim durumu İlkokul 15 6,8 Ortaokul 6 2,7 Lise 37 16,8 Ön lisans 16 7,3 Lisans 113 51,4 Lisansüstü 32 14,5 Cevapsız 1 0,5 Toplam 220 100,0 Gelir <1000 34 15,5 1001-2000 51 23,2 2001-3000 74 33,6 3001-4000 14 6,4 >4001 21 9,5 Cevapsız 26 11,8 Toplam 220 100, 0

Sektörlere göre meslek grupları

Silahlı kuvvetlerle ilgili meslekler 2 0,9 Yöneticiler 3 1,4

Profesyonel meslek grupları 126 72,0

Teknisyenler, teknikerler ve yardımcı profesyonel meslek grupları 3 1,4

Büro hizmetlerinde çalışan elemanlar 4 1,8

Hizmet ve satış elemanları 36 16,4

Nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar 8 3,6

Cevapsız 38 17,3 Toplam 220 100,0 Medeni durum Evli 135 61,4 Bekâr 65 29,5 Eşi ölmüş 6 2,7 Boşanmış 14 6,4 Toplam 220 100,0

Çocuk sahibi olma durumu

Hayır 83 37,7 Evet 136 61,8 Cevapsız 1 0,5 Toplam 220 100,0 Çocuk sayısı 1 41 18,6 2 76 34,5 3 19 8,6 Toplam 220 100,0

Eşin çalışma durumu

Çalışıyor 82 37,3

(7)

7

Emekli 26 11,8

Cevapsız 86 39,1

Toplam 220 100,0

Eşin eğitim durumu

İlkokul 13 5,9 Ortaokul 6 2,7 Lise 20 9,1 Ön lisans 10 4,5 Lisans 66 30,0 Lisansüstü 20 9,1 Cevapsız 85 38,6 Toplam 220 100,0

Ailedeki kişi sayısı

1 7 3,2 2 42 19,1 3 60 27,3 4 70 31,8 5 30 13,6 6 2 0,9 7 1 0,5 9 1 0,5 Cevapsız 7 3,2 Toplam 220 100,0

Yaşamının çoğunluğunun geçtiği yer

Köy-kasaba 13 5,9 İlçe 9 4,1 Şehir 50 22,7 Büyükşehir 148 67,3

Toplam 220 100,0

Arabaya sahip olma durumu

Hayır 92 41,8 Evet 127 57,7 Cevapsız 1 0,5 Toplam 220 100,0 Evin mülkiyeti Kendime ait 113 51,4 Kira 82 37,3

Bir yakınımın evinde ücretsiz 10 4,5

Lojman 5 2,3

Diğer 8 3,6

Cevapsız 2 1,0

Toplam 220 100,0

Tablo 2’de görüldüğü gibi kadınların yaşamdan duyduğu memnuniyet erkeklere göre daha fazladır (M=22,17; SD=6,67). Evli bireylerin bekâr, boşanmış ve eşi ölmüş bireylere göre (M=21,2; SD=7,50), eşi çalışanların ise çalışmayan veya emeklilere göre (M=21,77; SD=6,7) yaşamdan duydukları memnuniyet daha fazladır. Yaşamının çoğunluğunu şehir ve büyükşehirde geçiren bireyler, köy, kasaba ve ilçede geçirenlere göre yaşamdan daha memnunken (M=21,34; SD=7, 53), evi kendine ait olanların memnuniyet durumları da (M=22,51; SD=7,14) diğerlerine göre daha yüksektir. Gelir gruplarına göre yaşamdan duyulan memnuniyet farklılıklar göstermektedir. 1001-2000 TL arası gelire sahip olanlar 1000 TL ve

(8)

8

altında kazananlara göre daha memnunken; 5000 TL üzeri gelire sahip olanlar yaşam memnuniyeti en yüksek grup olarak göze çarpmaktadır.

Tablo. 2 Yaşam Memnuniyeti Ölçeğinin Ortalama Sonuçları

Yaşam Memnuniyeti Ölçeği N M SD Test İstatistiği

Cinsiyet Kadın 141 22,17 6,67 t= - 2,60** Erkek 79 19,54 8,00 Yaş <30 78 21,14 6,84 F= 0,38 31-40 50 21,02 8,00 41-50 43 21,51 6,67 51-60 35 20,40 6,59 >61 13 23,23 10,50 Eğitim Düzeyi Lise ve altı 58 20,78 7,20 t= -0,67 Ön lisans ve üstü 161 21,52 7,15 Gelir <1000 34 19,38* 7,89 F= 3,52 *** 1001-2000 51 19,86* 6,67 2001-3000 74 22,89 6,96 3001-4000 14 18,43 8,44 >4001 21 24,24* 6,41 Medeni Durum Evli 135 21,29 7,50 t= - 0,146* Diğer 85 21,14 6, 93 Çocuk sayısı 1 41 22,00 7,11 F=0,265 2 76 21,12 8,46 3 19 21,74 5,04

Eşin çalışma durumu

Çalışıyor 82 21,77 6, 77 t= - 0,79** Diğer 52 20,71 8,53

Eşin eğitim düzeyi

Lise ve altı 39 19,74 7,48 t= - 1,53 Ön lisans ve üstü 96 21, 93 7,47

Yaşamın çoğunluğunun geçtiği yer

Köy-kasaba- ilçe 72 21,01 6, 74 t= - 0,30* Şehir- büyükşehir 148 21,34 7, 53 Evin mülkiyeti Kendime ait 113 22,51 7, 14 t= -2, 49* Diğer 105 20,11 7,05 *p<0,5 , ** p<0,10 , ***p<0,01

Tablo 3’te görüldüğü gibi kadınların erkeklere göre (M=19,76; SD=4,40), ön lisans ve üzeri eğitim düzeyinde olanların lise ve altı eğitim düzeyinde olanlara göre (M=19,24; SD=4,07), evli bireylerin bekâr, boşanmış ve eşi ölmüş bireylere göre (M=19,29; SD=5,29), eşi ön lisans ve üstü eğitim düzeyinde olanların lise ve altı eğitim düzeyinde olanlara göre (M=19,97; SD=3,87), eşi çalışanların ise eşi çalışmayan veya emeklilere göre (M=20,01; SD=4,25) daha fazla mutlu olduğu görülmektedir. Evi

(9)

9

kendine ait olanların genel mutluluk durumları diğerlerine göre (M=19,33; SD=4,29) yüksektir. Yaş, gelir, çocuk sayısına göre genel mutluluk düzeyi arasında ise herhangi bir farklılık bulunmamıştır.

Tablo. 3 Öznel/Genel Mutluluk Ölçeğinin Ortalama Sonuçları

Öznel/Genel Mutluluk Ölçeği N M SD Test İstatistiği

Cinsiyet Kadın 141 19,76 4,40 t= - 2,14* Erkek 79 18,29 5,60 Yaş <30 78 18,78 4,39 F= 1,04 31-40 50 19,18 5,65 41-50 43 19,00 4,78 51-60 35 20,20 4,99 >61 13 21,15 3,93 Eğitim Düzeyi Lise ve altı 58 19,17 6,77 t= - 0,09*** Ön lisans ve üstü 161 19,24 4,07 Gelir <1000 34 18,74 7,29 F= 0,26 1001-2000 51 19,51 4,24 2001-3000 74 19,34 4,13 3001-4000 14 19,79 2,80 >4001 21 20,00 5,55 Medeni Durum Evli 135 19,29 5,29 t= -0,21* Diğer 85 19,14 4,25 Çocuk sayısı 1 41 19,39 5,05 F= 0,91 2 76 19,34 5,21 3 19 19,42 6,59

Eşin çalışma durumu

Çalışıyor 82 20,01 4,25 t= - 1,73*** Diğer 52 18,44 6,23

Eşin eğitim düzeyi

Lise ve altı 39 17,64 7,58 t= -2, 35*** Ön lisans ve üstü 96 19,97 3,87

Yaşamın çoğunluğunun geçtiği yer

Köy-kasaba- ilçe 72 19,11 4, 83 t= 0,53 Şehir- büyükşehir 148 19,49 5,08 Evin mülkiyeti Kendime ait 113 19,33 4,29 t= - 0,14* Diğer 105 19,23 5,50 *p<0,5 , ** p<0,10 , ***p<0,01

Katılımcıların kaynakların yeterliği algısı puan ortalamalarının değişkenlere göre dağılımı Tablo 4’de özetlenmiştir. Tablo 4’te görüldüğü gibi kadınların erkeklere göre (M=132,70; SD=23,94), kaynaklarını daha yeterli algıladıkları belirlenmiştir. Evli olan (M=132,60; SD=27,68), eşi çalışmayan (M=140,37; SD=28,75) ve eşinin eğitim düzeyi ön lisans ve üzeri olan (M=135,75; SD=26,30) bireylerin ise diğerlerine göre kaynaklarını daha yeterli algıladıkları görülmektedir. Aynı zamanda kendi evi olan

(10)

10

bireyler (M=136,36; SD=27,53) kaynaklarını yeterli olarak algılarken, eğitim düzeyi ve yaşamın çoğunluğunun geçtiği yerin bireylerin kaynaklarını yeterli algılama üzerinde herhangi bir etki yaratmadığı görülmektedir. Gelir düzeyi arttıkça kaynakları yeterli algılama puanları da artmaktadır. 1001-2000 TL arası gelire sahip olanlar 1000 TL ve altında gelire sahip olanlara göre (M=126,37; SD=24,21) kaynaklarını daha yeterli algılarken; 5000 TL üzeri gelire sahip katılımcılar kaynak yeterliğini en yüksek algılayanlar olarak göze çarpmaktadır (M=148,48; SD=23,20). 61 yaş ve üzerinde olan (M=158,46; SD=29,27) evli (M=132,60; SD=27,68) ve 2 çocuk sahibi olanlar (M=136,05; SD=29,07) diğerlerine göre kaynaklarını daha yeterli algılamaktadırlar.

Tablo. 4 Kaynakların Yeterliği Algısı Ölçeğinin Ortalama Sonuçları

Kaynakların Yeterliği Algısı Ölçeği N M SD Test İstatistiği

Cinsiyet Kadın 141 132,70 23,94 t= - 0,34* Erkek 79 131,42 29,58 Yaş <30 78 127,00 21,94 F= 4,52* 31-40 50 130,36 23,50 41-50 43 134,51 26,59 51-60 35 133,03 30,54 >61 13 158,46* 29,27 Eğitim Düzeyi Lise ve altı 58 127,60 27,76 t= -1,67 Ön lisans ve üstü 161 134,20 25,07 Gelir <1000 34 119,35* 25,57 F=6,19*** 1001-2000 51 126,37* 24,21 2001-3000 74 134,65 25,00 3001-4000 14 143,71 25,75 >4001 21 148,48* 23,20 Medeni Durum Evli 135 132,60 27,68 t= - 0,26* Diğer 85 131,66 27,68 Çocuk sayısı 1 41 130,20 22,32 F= 1,03* 2 76 136,05* 29,07 3 19 134,47 32,20

Eşin çalışma durumu

Çalışıyor 82 128,11 25,94 t= 2,55* Diğer 52 140,37 28,75

Eşin eğitim düzeyi

Lise ve altı 39 124,56 29,82 t= - 2,15* Ön lisans ve üstü 96 135,75 26,30

Yaşamın çoğunluğunun geçtiği yer

Köy-kasaba- ilçe 72 126,43 25,78 t= - 2,32 Şehir- büyükşehir 148 135,06 25,79 Evin mülkiyeti Kendime ait 113 136,36 27,53 t= - 2,52* Diğer 105 127,54 23,81 *p<0,5 , ** p<0,10 , ***p<0,01

(11)

11

Tablo 5’de Yaşam memnuniyeti regresyon sonuçları verilmiştir. Tablo.5’de görüldüğü gibi araştırmaya katılan bireylerin yaşam memnuniyet düzeyi üzerinde kaynakların yeterliği algısının, genel/öznel mutluluğun, cinsiyetin, yaşın, eğitim düzeyinin ve konuta sahip olma durumunun etkisi olduğu görülmektedir. Yaşam memnuniyeti ile yaş ve eğitim düzeyi arasında negatif yönlü ilişki bulunduğu, araştırmaya katılan bireylerin yaşları ve eğitim düzeyleri arttıkça yaşamdan duydukları memnuniyetin azaldığı saptanmıştır. Kaynakların yeterliği algısı ile genel/öznel mutluluk, cinsiyet ve konuta sahip olma durumu arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuca göre kaynaklarını yeterli algılayanların yeterli algılamayanlara, yaşamdan mutluluk duyanların duymayanlara, kadınların erkeklere ve ev sahibi olan bireylerin diğerlerine göre yaşamdan duydukları memnuniyetin daha yüksek olduğu söylenebilir. Tablo.5 Yaşam Memnuniyeti Ölçeği Basit Doğrusal Regresyon Analizi

B SE B ß t p

Step 1

Constant 0,454 2,231 0,203 0,839* Kaynakların Yeterliği Algısı 0,159 0,017 0,569 9,553 0,000***

Step 2

Constant -3,241 2,545 -1,273

0,204**

Kaynakların Yeterliği Algısı 0,150 0,017 0,537 9,017 0,000*** Öznel/Genel Mutluluk 0,251 0,088 0,170 2,850

0,005***

Step 3

Constant -1,013 2,700 -0,375 0,708* Kaynakların Yeterliği Algısı 0,155 0,018 0,557 8,816 0,000*** Öznel/Genel Mutluluk 0,249 0,088 0,168 2,822 0,005*** Cinsiyet 2,126 0,887 0,141 2,398 0,017** Yaş -0,106 0,036 -0,193 -2,983 0,003*** Eğitim Düzeyi -1,642 1,078 -0,095 -1,522 0,130* Konuta Sahip Olma Durumu 2,159 0,904 0,149 2,389 0,018**

Step R Adj.R² F p 1 0,569 0,323 0,320 91,263 0,000 2 0,593 0,351 0,344 51,395 0,000 3 0,635 0,404 0,378 15,565 0,000

*p<0,5 , ** p<0,10 , ***p<0,01

TARTIŞMA VE ÖNERİLER

Aile kaynaklarının yeterliğinin ve yönetiminin yaşam memnuniyetine etkisinin incelenmesi amacıyla ülkemizde daha önce geçerlik ve güvenirlikleri yapılmış olan “Yaşam Memnuniyeti Ölçeği”, “Öznel/Genel Mutluluk Ölçeği” ve “Kaynakların Yeterliğinin Algılanması Ölçeği”nin gönüllü katılımcılara uygulandığı bu çalışmada; belirtilen ölçeklerle katılımcıların sosyo-ekonomik özelliklerinin ve yaşam memnuniyeti ile kaynak yeterliği algısı ve öznel/genel mutluluğun ilişkili olup olmadıkları tespit edilmeye çalışılmıştır.

Çalışmaya katılanların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Katılımcıların çoğunluğu 40 yaşın altında, lisans mezunu, orta gelir sınıfına dâhil, profesyonel meslek grubu mensubu, ev ve araba sahibidir. Bireylerin yarısından fazlasının evli olduğu ve çoğununda 2 çocuk sahibi olduğu görülmektedir. Evli bireylerin büyük kısmının eşleri çalışmaktadır ve eğitim düzeyleri lisans seviyesindedir. Bireyler en çok 4 kişilik ailelerde yaşarken, yaşamının çoğunluğunu büyükşehirde geçirdiğini ifade edenlerin sayısı daha fazladır.

(12)

12

Araştırmanın sonuçlarına göre; kadınların yaşamdan duydukları memnuniyet, öznel/genel mutluluk ve kaynakların yeterliğini algılama düzeyleri erkeklere göre daha fazladır. Kaynakların yeterliğini algılama düzeyine ilişkin yapılmış çalışmalarda da benzer sonuçlar görülmektedir. Ptacek ve ark. (1994) ile Çopur ve ark. (2009)’nın çalışmalarında da kadınların kaynakların yeterliğini algılama düzeyleri erkeklerden daha yüksek iken, Lee (2000)’nin çalışmasında herhangi bir farklılığa rastlanmamıştır (Çopur ve ark, 2009).

Evli bireylerin bekârlara ve boşanmış bireylere göre ve evin mülkiyetinin kendine ait olduğunu belirtenlerin diğerlerine göre yaşamdan duydukları memnuniyet, öznel/genel mutluluk ve kaynakları yeterli algılama düzeyleri daha fazladır. Bu araştırma sonucundan farklı olarak daha önce yapılan çalışmada bekâr bireylerin kaynaklarını yeterli algıladığı saptanmıştır (Çopur & ark, 2009). Bu sonucu araştırmada çift gelirli evli bireylerin oranlarının fazla olması etkilemiş olabilir.

Gelir düzeyi arttıkça yaşam memnuniyeti ve kaynakları yeterli algılama düzeyinde de artış olduğu göze çarpmaktadır. Türkiye’de asgari ücretin 846 TL1 olduğu ve 2014 yılı Mart ayı sonuçlarına göre İşsizlik oranının %9,7 seviyesinde2 olduğu düşünülürse ankete katılan bireylerin gelir seviyesinin orta sosyoekonomik düzeyde olduğu söylenebilir. Literatüre paralel olarak ve beklentiler doğrultusunda gelir seviyesi bireylerin yaşam memnuniyetinde ve kaynaklarını yeterli algılamada önemli belirleyici olmuştur. Ancak gelir değişkeninin öznel/genel mutluluğu belirlemede önemli etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuca göre mutluluğun belirlenmesinde gelirin dışında farklı değişkenlerin etkili olduğu kanısına varılmıştır. Sahip olunan gelir yaşamdan duyulan memnuniyeti artırsa da bireyler mutlu olabilmek için geliri yalnızca araç olarak kullandıkları, hayatlarının merkezine koymadıkları söylenebilir. Rettig ve ark. (1999) çalışmalarında bireylerin gelir seviyesinin kaynaklarını yeterli algılamada önemli olduğu sonucuna varırken, Hyun ve ark. (1993) farklı gelir seviyelerine sahip bireyler arasında herhangi bir farklılığa rastlamamıştır. Bu bulgulara göre, materyal kaynakların başında gelen paranın bireylerin alım gücünü doğrudan etkilemesi sebebiyle psikolojik olarak da rahatlık hissi verdiği sonucuna ulaşılabilir.

Eşi çalışan bireylerin diğerlerine göre yaşamlarından memnun ve öznel/genel mutluluklarının fazla olduğu sonucuna varılmıştır. Bunun temel nedeni aile gelirinin artması olabilir. Çünkü gelirseviyesi yükseldikçe yaşamdan duyulan memnuniyet düzeyinin de yükseldiği çalışmanın sonuçlarından görülebilir. Bu sonuca paralel olarak eşin eğitim düzeyi de kaynakları yeterli algılamada ve öznel/genel mutluluğun belirlenmesinde önemli bir belirleyici olmuştur.

Yaşam memnuniyeti ile bireylerin yaşamının çoğunluğunu geçirdikleri yeri değerlendirecek olursak beklentiler doğrultusunda şehir ve büyükşehirlerde yaşayanlar daha memnun görünmektedirler. Bunun nedeni olarak şehirlerdeki olanakların gelişmiş ve daha elde edilebilir olması sayılabilir. Ulaşım, eğitim ve sağlık alanlarındaki gelişmişlik buna örnek verilebilir. Fakat bunun yanı sıra işsizliğin, yoksulluğun etkisinin şehirlerde daha fazla hissedildiği ve bunların olumsuz etkilerinin de küçümsenmeyecek derecede olduğu unutulmamalıdır.

Lisansüstü düzeyde eğitime sahip olan bireylerin öznel/genel mutluluk açısından diğerlerine göre daha mutlu oldukları ve eşlerinin eğitim seviyesi lisansüstü düzeyde olanların hem öznel/ genel mutluluk açısından diğerlerine göre daha mutlu oldukları hem de kaynaklarını yeterli algıladıkları sonucuna varılmıştır. Yaş ile kaynakları yeterli algılama düzeyi arasında ilişki olduğu belirlenmiştir. 61 yaş ve üzerinde olan bireyler diğerlerine göre kaynaklarını yeterli algılamaktadırlar. Bunun nedeni bireylerin emeklilik döneminde olması, daha önce yapılan tasarruf, ailenin daralma ya da boş yuva döneminde iken eskisi kadar çocuklarına kaynak ayırmaması gösterilebilir. Hyun ve ark. (1993) da çalışmasında yaşlı karı-kocaların genç çiftlere göre kaynaklarını yeterli algıladığı bulgusunu elde etmiştir (Çopur & ark., 2009). Ayrıca evli olan ve 2 çocuğa sahip olan bireyler diğerlerine göre kaynaklarını yeterli görmektedirler.

1

http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=asgari (Erişim tarihi 10.06.2014)

(13)

13

Sonuç olarak kaynak yeterliği algısı ve bireyin genel mutluluk düzeyi ile ilgili elde edilen sonuçlar yaşam memnuniyeti ile paralellik göstermektedir. Ancak yaş ve eğitim düzeyi konusunda tam tersi söz konusudur. Bireylerin yaşı arttıkça yaşamdan duydukları memnuniyet düzeyi azalırken, aynı negatif ilişki eğitim düzeyi için de geçerli olmaktadır. Ölçekler arası ilişkilere bakıldığında göze çarpan ilk husus kaynakları yeterli algılama düzeyi arttıkça yaşamdan duyulan memnuniyetin arttığı yönündedir. Bir diğer husus öznel/genel mutluluk düzeyi arttıkça yaşamdan duyulan memnuniyetin arttığı şeklindedir. Diğer bir deyişle kaynakların yeterliğini algılama, yaşamdan duyulan memnuniyet ve öznel/genel mutluluk düzeyi arasında pozitif bir ilişki söz konusudur.

Yapılan literatür taramasında kaynakların yeterliği algısı ölçeğinin genel mutluluk ve yaşam memnuniyeti düzeyine etkisini araştıran herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu alanda görülen eksiklikten yola çıkılarak yapılan çalışmanın sonuçları, gelecekte bu konuda yapılacak araştırmalara ışık tutması açısından önemlidir.

Genel olarak ailelerin sahip oldukları kaynakların yeterliğini ortalamanın üzerinde algıladığı bu araştırma verilerinden elde edilen bulgulara göre; toplumdaki sosyal ve ekonomik değişimi yakından izlemek amacıyla bireylerin aile kaynaklarının kullanımı ve yönetimi davranışlarının belirli aralıklarla, farklı bölgelerde ve farklı kriterler altında incelenmesi; bireylerin bu alanda yeterli bilgi ve becerilere sahip olmaları amacıyla eğitilmesi ve bilgilendirilmesi; ailenin kaynakları konusunda farkındalık yaratılması önerilebilir. Ayrıca cinsiyet açısından araştırmanın sonuçlarına bakıldığında kadınların yaşam memnuniyeti, öznel/genel mutluluk düzeyi ve kaynakları yeterli algılama düzeylerinin erkeklerden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farklılığın nedenlerinin araştırılmasına yönelik daha fazla çalışma yapılması önerilebilir.

(14)

14

KAYNAKLAR

Ansiklopedik Ekonomi Sözlüğü. (2006). İstanbul: Dünya Yayınları, 9. Baskı.

Balakrishnan, R., Firebaugh, F. M., & Stafford, K. (1986). Research On Rural Family Resource Management: A Third World Perspective. Journal of Consumer Studies and Home Economics (10), 185-193.

Chuan, C. S., Kai, S. B., & Kok, N. K. (2011). Resource Transfers and Financial Satisfaction: A Preliminary Correlation Analysis. Journal of Global Business and Economics , 3 (1), 146-156.

Çopur, P. D., Şafak, P. D., & Terzioğlu, P. D. (2008). Kaynakların Yeterliğinin Algılanması Ölçeğini Uyarlama Çalışması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (H. U. Journal of Education)),35, 65-74.

Çopur, Z., Şafak, Ş., Terzioğlu, G., & Dodder, R. A. (2009). Perception of Adequacy of Resources With a Turkish Sample. Journal of Family Issues , 20 (12), 1624-1650.

Deacon, R. E., & Firebaugh, F. M. (1981). Family Resource Management: Principles and Applications. Boston: Allyn & Bacon.

Diener, E., Emmons, R. A., Lar.sem, R. J., & Griffin, S. (1985). The Satisfaction With Life Scale. Journal of Personality Assessment , 49 (1), 71-75.

Dockery, D. A. (1995). Happiness, Life Satisfaction and The Role of Work: Evidence from Two Australian Surveys, 1-20, Australia.

Dollahite, D. C. (1991). Family Resource Management and Family Stress Theories: Toward a Conceptual Integration. Lifestyles: Family and Economic Issues , 4 (12), 361-377.

Goldsmith, E. B. (2005). Resource Management For Individuals and Families (3rd ed.). Belmont, CA: Wadsworth.

Hilgert, M. A., Hogarth, J. M., & Beverly, S. G. (2003). Household Financial Management: The Connection Between Knowledge and Behavior. Federal Reserve Bulleting , 309-322.

Hyun, E.M., Bauer, J.W., & Hogan, M.J. (1993). Resource Adequacy Perception and Marital Satisfaction of Rural Wives and Husbands: A No Recursive Model. Journal of Family and Economic Issues, 14(3), 215-236.

Kümbül Güler, B., & Emeç, H. (2006). Yaşam Memnuniyeti ve Akademik Başarıda İyimserlik Etkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi.İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi , 2 (21), 129-149.

Lettenmeier, M., Lähteenoja, S., Hirvilammi, T., & Laakso, S. (2013). Resource Use Of Low-Income Households - Approach For Defining A Decent Lifestyle?. Science of the Total Environment , 1-4. Lyubomırsky, S., & Lepper, H. S. (1999). A Measure of Subjective Happiness: Preliminary Reliability and Construct Validation. Social Indicators Research, 46, 37–155.

Nickols, S. Y. (2008). From Treatise to Textbook: A History of Writing About Household Management. Family and Consumer Sciences Research Journal , 2 (37), 111-139.

Onur Arıkan, N. (2006). Çalısan ve Çalımayan Kadınların Aile Kaynaklarının Kullanımına ve Yönetimine İlişkin Davranışları. Ankara.

(15)

15

Peterson, C., Park, N., & Seligman, M. E. (2005). Orientations To Happiness and Life Satisfaction: The Full Life Versus The Empty Life. Journal of Happiness Studies (6), 25-41.

Ptacek, J.T., Smith, R.E., & Dodge, K. (1994). Gender Differences in Coping With Stress: When Stressors and Appraisals Do Not Differ. Journal of Personality and Social Psychology Bulletin, 20, 621-630.

Rettig, K.D. (1993). Problem-Solving and Decision-Making As Central Processes of Family Life: An Ecological Framework for Family Relations and Family Resource Management. Marriage and Family Review, 18, 187-222.

Rowland, V. T., Dodder, R. A., & Nickols, S. Y. (1985). Perceived Adequacy of Resources: Development of a Scale. Home Economics Research Journal , 2 (14), 218-225.

Satıcı, S. A. (2011). Öznel Mutluluk Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi , 65-77.

Sonnenberg, S. J. (2008). Household Financial Organisation And Discursive Practice: Managing Money And Identity. The Journal of Socio-Economics (37), 533-551.

Sunarti, E., Kholifah,I., Vidiastuti, F., Kharisma N., Rochimah, N., & Herawati, T. (2013). Family Vulnerability, Family Resource Management and Family Strength of Aging Family Members. 5th International Work and Family Conference, 1-11, Sydney.

Veenhoven, R. (1996). The Study Of Life Satisfaction. Saris, W.E., Veenhoven, R., Scherpenzeel, A.C. & Bunting B. (eds) 'A comparative study of satisfaction with life in Europe. Eötvös University Press, 11-48. Williams, F. L. (1983). Money Income, Nonmoney Income, and Satisfaction as Determinants of Perceived Adequancy of Income. In M. Dunsing (Ed.), Proceedings of the Symposium on Perceived Economic Well-Being (pp. 106-125). Urbana, IL: University of Illions at Urbana. (Akt.Chuan, C. S., Kai, S. B., & Kok, N. K. (2011). Resource Transfers and Financial Satisfaction: A Preliminary Correlation Analysis. Journal of Global Business and Economics , 3 (1), 146-156).

Zimmerman, S. L. (1995). Understanding Family Policy: Theories and Applications. (2nd ed.). Thousand Oasks, CA: Sage. (Akt.Chuan, C. S., Kai, S. B., & Kok, N. K. (2011). Resource Transfers and Financial Satisfaction: A Preliminary Correlation Analysis. Journal of Global Business and Economics , 3 (1), 146-156).

Referanslar

Benzer Belgeler

— Aile yaşam döngüsü ‘ zaman’ içinde ailenin gelişimini.. betimlemek

Tablo 1, deney grubundaki öğrencilerin Çocuklar İçin Boşanmaya Uyum Ölçeği, Depresyon ve Kaygı Alt Ölçeği’nden aldıkları deney öncesi, sonrası ve izleme

Çivitci (2012)’ye göre, üniversite yılları bir gencin çalışma hayatına hazırlandığı, yetişkin rollerini denedikleri, yaşama ilişkin değerleri daha da

Öğretim Üyelerinin Ailenin İşe Olumsuz Etkisi Boyutuna İlişkin Düzeylerinin Bilim Alanları Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... Öğretim Üyelerinin Aile- İş

Yapı geçerliği için yapılan ki-kare analizinde uyku süresi ortancanın altında olan öğrencilerin uykuya dalma ve uyanmada güçlük çekme ve okulda uykulu olma

Araştırmanın verileri, öğretmenlerin psikolojik sermayesini ölçmek için “Psikolojik Sermaye Ölçeği” ve iş-aile yaşam çatışmasını ölçmek için

aile-iş çatışması ve iş-aile çatışması şeklindedir. Regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t-testi sonuçları incelendiğinde ise, iş-aile çatışmasının

aşamaları, yeni evli çift, küçük çocuklu aile, ergenlik döneminde çocuğu olan aile,.. çocukları evden ayrılan aile ve