• Sonuç bulunamadı

GENÇ KALEMLER DERGİSİNİN ESTETİK ANLAYIŞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GENÇ KALEMLER DERGİSİNİN ESTETİK ANLAYIŞI"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk y. 3, S. 6, 2011, s. 7·42

GENÇ

KALEMLER

Recep Duymaz*

F

Özet Genç Kalemler dergisi, II. ilan edilmesinden sonra Selanik' te ya bir dil, edebiyat, sanat ve dergisidir. Dergide dil, edebiyat, sanat,

tarih, felsefe ve sosyolojiye dair yarunda bediiyat (estetik) da Bu dergideki estetik

Estetik, bir bilim Bu bilim dört unsuru içeren bir bütünlüktür. Bu Estetik süje (sanatkar), estetik obje (sanat eseri), este-tik (sanat eserinin ve estetik (sanat eserinin

Genç Kalemler dergisindeki estetikle ilgili önce bu dört unsura göre grup-sonra da her gruba giren kendi içinde zamandizinsel/kronolo-jik olarak çözümlemeye Çözümlemelerimizin sonunda temel un-surlanna dair Genç Kalemler dergisinin edebiyat tarihi-mizde dönemine göre yeni bir estetik ve sanat ortaya koyduk.

içinde bu yeni estetik ve sanat özelliklerini, metinle-re olarak,

Anahtar Kelimeler: Genç Kalemler dergisi, sanatkar, sanat eseri, sanat eserinin ri, sanat eserinin

THE AESTHETICS OF THE GENÇ KALEMLER MAGAZINE

Abstract: Genç Kalemler was a magazine published in Thessaloniki after the declaration of II. (constitutional.monarchy) on language, literature, arts and opinions. In ad-dition to articles on language, literature, arts, history, philosophy and sociology, those on aesthetics were alsa published in the magazine. This study is limited to the analysis of aest-hetical articles published in Genç Kalemler.

Aesthetics is undoubtedly a scientific discipline, which forms a unity of four elements: Aest-hetic subject (the artist), aestAest-hetic object (the artwork), aestAest-hetic value (the beauty of the art-work) and aesthetic judgement (the judgement of the artwork).

Firstly, the aesthetics related articles are groupped according to the aforementioned four ele-ments and then the articles within each group is attempted to analyze chronologically. In

(2)

sult of the analysis1 it is postulated that the Genç Kalemler magazine introduced a novel aest-hetics and understanding of arts with respect to its period in the history of Turkish literature. The properties of the aforementioned aesthetics and understanding of arts is written thro-ugh the study depending on the source texts.

Keywords: Genç Kalemler artwork, beauty of artwork, judgement of the

artwork.

XX. Türk siyaset tarihinin en önemli II.

yet'in ilan edilmesidir. II. 23 Temmuz 1908 (10 Temmuz 1326) tarihinde ilan edilmesiyle tarihimizde bir daha geri dönülmesi asla mümkün olmayan yeni bir yola

Bu yolda partilerin yetkilerinin

gi-derek hepsinden önemlisi sansürün

Türk toplumunda daha önceki dönemlerde benzeri

gö-bir ve zemin

kusuz bizi burada en çok ilgilendiren nokta, sansürün

II. in ilan gün, da dört gazete

maya devam ediyordu. Bunlar Sabah (25 1876-7 1922),

Hakikat (27 Haziran 1878-26 Haziran 1922), Saadet (8

Ara-1885-1909) ve (5 Temmuz 1894 - 31 1928) gazetele-ridir. Bu dört gazetenin sahibi, ilan daha ilk

gün, ve sansür kendi elleriyle

son Sansürün mevcut gazetelerin

gibi, yeni gazete ve dergilerin

da Bu serbestlik her veya

sa-nat kendi uygun gazete ve dergi

Öyle ki in takip eden iki ay içerisinde iki yüzün üstünde gazete O dönemde kimi tekrar, kimi yeni Tasvir-i Efkar (1862), Mizan (1886),

Ümmet (1902), ( 1908), Serbesti (1908), Volkan (1908) ve

Seda-Millet (1909) gazeteleri, siyaset ve tarihimizde iz

Bu günlük gazetelerin çok dil, edebiyat ve dü-dergisi de bu dönemde boy

(1908), (1909), Genç Kalemler (1911), Türk (1911), Türk

Yurdu (1911), (1914) ve Yeni Mecmua (1917)

II. takip eden gazete ve

(3)

YENi TÜRK EDEBiYAT! edebiyat, ve siyaset

görmek mümkündür.

Genç Kalemler dergisi, bu serbestlik 1911 Selanik'te bir dil, edebiyat, sanat ve der-gisidir.2 Dergide dil, edebiyat, sanat, tarih, felsefe ve sosyolojiye

da-ir bediiyat {estetik) da

Biz bu derginin estetik

Bunun sebebi, Genç Kalemler dergisinin dil, edebiyat ve özellikle

Milli rolü türlü düzeylerde

estetik

kadar -tespitlerimize göre- herhangi bir incelemeye tabi tutulma-Bu durum, Milli Edebiyat dönemi olmak üzere daha sonraki dönemlerde de hep ihmal edilmesi sonucunu do-Halbuki günümüz modem edebiyat estetik

olmayan bir edebiyat edebiyat

metinlerini mümkün

kanaatindeyiz. Bu sebeple hem Milli Edebiyat hem Cumhuriyet'in ilk sarkan neslin estetik ve sanat

Genç Kalemler dergisinden hareketle

YAPI ELEMANLARI

Genç Kalemler dergisindeki dair

geçmeden önce temel

uy-gun olur.

Estetik bir bilim "Estetik, duyusal bilginin bili-midir."3 Bu bilimin temel belirleyicisi "duyusal bilgidir." Duyular yo-luyla bilgi, bilgi yetisinin ortaya tasavvur-Buna göre estetik, ve seçik olmayan bir bilginin, sensitiv {duyusal) bilginin bilimidir."4 Duyularda esas olan

Bu-nun sonucu olarak estetik biliminde seçiklik ve kesinlik yoktur. bir bilgi edinme yolu daha ki o da

da ise esas olan Bu sebeple yoluyla

bilgi-lerin bilimi olan tam bir seçiklik ve kesinlik

Her bilim kendi giren ve

arar. Estetik, duyusal bilgiyi kendisine alan olarak göre bu

bilginin da onun görevidir. Duyusal

bilginin 'güzellik'tir. O halde estetik, problem-lerinin 'güzel'in ne

(4)

niçin ve de bir disiplindir.

'gü-zellik' bir nesnede görünür duruma gelir. Edebiyat söz konusu bu nesne hikaye, roman, tiyatro, gibi edebiyat metinleridir, 'eser'dir. Edebiyat eserindeki

güzel-bizi bu sefer onun tammaya

ve götürür. Bu yolda devam edersek

este-heterojen bir bütünlük ve bu dört

görürüz:

Estetik süje Estetik obje

(Sanatkar) (Sanat eseri)

Estetik Estetik

(Sanat eserinin (Sanat eserinin

Genç Kalemler dergisindeki dair bu

dört göre ve dergideki

bu temel metinlere

olarak ortaya koymaya

1.

SÜJE / SANATKAR

Estetik süje, estetik birincisidir.

Estetik süje, bir estetik objeyle ilgi içine giren veya

ruya onu vücuda getiren kimsedir. Biz burada estetik süjeyle, güzel sanat herhangi biriyle ilgili olarak bir eser vücuda

geti-ren kastediyoruz. Sanat sanatkarla

Sanat ve yolu,

sanatka-tammaktan geçer. Hele romantik dönemin ve fantastik

sanat eserlerini, vücuda getiren iç

bi-yografisinin ve psikolojisinin verilerine göre

çözümlemek ve bir bize göre mümkün

Bu sebeple sanatkar kimdir? hikaye, roman, gibi . edebiyat metinlerini, ressam müzisyen bestelerini niçin ve Bunlar ve bunlara benzeyen sorular estetik disip-linin sanatkarla ilgili olarak cevap

Genç Kalemler dergisinde onun psikolojisini ve

yet özelliklerini konu edinen müstakil bir yoktur; ancak esteti-problemleriyle ilgili sanatkardan bahseden

pa-ragraflar derginin yeni

(5)

cevaplar-TORK EDEBiYAT!

da, yeni veya türlü

vesile-lerle sanatkara dair bir araya

dergide sözü edilen profili ortaya

Söz konusu anlablan özeliklerini

·

Hayalleri Olmak

Genç Kalemler dergisinde ilk

"hayal-leri Buna göre sanatk~ "gaye-i hayallerine bir ma'kes-i münevver" kimsedir.6 Sanatkar hayalleri olan, hayallerini, hikaye, roman, veya güzel sanat

eserlerden biri vuran bir Edebiyat,

Acem-lerin veya taklit gibi,

ol-mayan tasvirler ve filozofça de

Hayallerini Vurabilmek

"Sanat mutlaka Sanatkar da mutlaka ve "vic-dani'' eserlerinde dile getirebilen Edebiyatla il-gilenen herkes "kalbini terennüm" edebilen kimse

sanatkar-Gerçek sanatkarlar perilerini" o kadar gönül alan kelime-lerle söylemek isterler ki, o kelimelerde görünen bir harf'in bile, perilerinin "rakik ve nezfu

korkarlar. Bütün bu emelleri besleyen dergideki

biraz muhalif görseler kendi de Onlar olarak "dünün ihmalkar manzumelerine" ilgisiz

Samimi Olmak

Genç Kalemler dergisinde sanatkardan söz eden cümle, paragraf

ve makalelerde onunla ilgili olarak "vicdani'', "samimi'' ve

ancak bu eserleri

"sa-hibinin olabilir ifade eder.

Celal Sahir'in Siyah Kitap eseri üzerine bir ya-onun tabiat, ve bedbinlik

ifade edildikten sonra, bir "kalp Bu-nu kendisi de

(6)

Ben bütün bir kalbim Okuyorken beni, senin kalbin

Hasta bir gibi garip ve

Bakarak titresin; bu kafidir. Yoksa kalbinde böyle bir humma

Sana okuma

Ara fikrinle bir /7

Bu göre sanatkfu:, ne

hayalleri-nin veren size insanüstü bir alem ne de

Darwin nazariyesini manzum ve mukaffa söyler. "O

olan kalbinin lisan veren, onlan terennüm eden bir

Ferdi Olmak

Genç Kalemler dergisinin ilk sanatkara dair

onun "ferdi olmak" üzerinde

tur. Bunun, Genç Kalemler dergisindeki Servet-i Fünun'un

sanat henüz

Dergideki göre "taklitten

"vicdani'', "samimi'', ve "ferdi" olan bir kimsedir.

Sanatkar-dan veya taklit etmemesini, samimi,

ve ferdi isteyen bu giderek onun

milli

en milli öne da isteyecek ve buradan

"milli Bu daha da

mizde döneme vuran milli edebiyat ortaya

cakhr. Bu dönemin hakim olan

Türkçülük-le onunla büyük ölçüde

görüyo-ruz. Türkçülük, dönemin dil, edebiyat, hatta sanat

etkile-gibi, biri olan 'sanatkar' a dair

de bir ölçüde

söylediklerimizi toparlayacak olursak Genç Kalemler

dergisine göre sanatkar, her önce 'hayalleri' olan bir kimse-dir. O, hayallerini vurabilmek, samimi olmak ve ferdi olmak özelliklerine de sahiptir. Bu özelliklere sahip olan bir sanat

birine ait güzel bir sanat erseri vücuda getirebilir.

2. OBJE / SANAT

Estetik obje, estetik ikincisidir.

(7)

girdi-YENi TÜRK EDEBiYAT!

bir gelir. "9 Biz burada estetik objeye, sanat eseri

di-Sanatkar, estetik zorunlu bir sa sanat eseri de bu zorunlu bir

Genç Kalemler dergisindeki estetikle ilgili

sanat eserinden de onun ne veya ne üzerinde de

sanat eserinin bir eser

içerikleri birincisi, eski ikincisi, yeni ol-mak üzere iki alt

Eski

Genç Kalemler dergisinde sanat eserinden söz eden

es-ki sanat eseri bahisler Medrese

retiminde edebiyat denilince "belagat nazariyeleri" akla geliyor-du.11 Bu nazariyeler, fesahat ve belagat kaidelerinden ibarettir. Bu-nu formülle gösterebiliriz:

Edebiyat

=

fesahat + belagat. Fesahat bir bilgi disiplinidir. Özünü

Sarf (Kelime bilgisi)

Fesahat

Nahiv (Cümle bilgisi)

Sarf Kelimelerin köklerini, türeme ve çekimlerini

tir. kelime boyutuyla ilgilenir. Bunun sözlü

ve-ya kelime, anlam ve ahenk

ol-gösterir.

Nahiv: Cümle bilgisidir, kelimelerin birbirlerine

cümleyi meydana getirmelerini Bu

ke-limelerin ekleri ve inceler;

dilbil-gisinin bir koludur.12 cümle boyutuyla ilgilenir. Buna

gö-re fesahat; dili, hem sözlü, hem kelime ve cümle düzeyinde Dilini kelime ve cümle bilgisi düze-yinde incelikleriyle bir onu hem sözlü hem ya-sanat eserinde kelime, cümle, anlam ve ahenk

düze-yinde beklenir.

Belagat da bir bilgi disiplinidir. Onu da alt disiplinleriy-le gösterebiliriz:

(8)

Belagat

Maani Bedii

Maani: Sözü uygun yerde söylemeyi

Beyan: Sözü söylemenin

Bedii: Sözü süsleyerek söylemenin gösterir.

Dili, fesahat ve belagat yönleriyle bir onu

hem sözlü, hem ve yerinde

beklenir.

gibi fesahat ve belagat, günümüz dilbiliminin bir-çok konusunu içermektedir. medreselerde

modem zamanlarda, XIX. ve XX. dilbi-lim ve bize özgü bediiyat nazariyelerinin/ estetik

zemin ancak edebiyat/ sanat

tarihi-mizden bu ve bilimsel

bi-liyoruz. Bunun sebebi, XIX. ve

orada Rönesans'tan beri

sa-nat, edebiyat ve estetik görünce kendi edebiyat ve sa-nat birikimimizi, yeni yöntemlerle modem

uygun disiplinler haline yerde, da buldu-edebiyat, sanat ve estetik tercümeler yoluyla

bunun bir sebebi de

fesahat ve belagat kaidelerini medreselerde Arapçadan okuyup

disiplinleri medreselerde ve

ku-uygun bir çerçevede örneklendiriyor, sonra da Türkçe bir manzume veya nesirde uygulamaya

Sözünü bunun

da bir gerçektir. Bu noktada Recaizade Mah-mut Ekrem'in, dilimizin kendi bünyesinden

yolundaki da kar görüyoruz. 13

Bunun tabii bir neticesi olarak bugün ülkemizin akademik ku-edebiyat, sanat, estetik, hatta

sanat eserinin dair hemen hemen

kökenlidir. Bu. durum, soruyu akla getirmektedir: Bizim, beri vücuda sanat eserlerimize

(9)

kuram-VENi TÜRK EDEBiYAT!

sal burada bir yana konumuza dönecek olursak söyleyebiliriz:

Öyle görülüyor ki eski göre sanat eseri, bir ga-zel, kaside, mesnevi önce bir veri olarak kabul ediliyor, sonra bu ve-ri, kendimizinkinden çok bir dilin ve metinlerine

da-olarak ve belagat göre

lendiriliyordu. Böyle bir sanat eseri, o kurallara uygun görülüyorsa kabul ediliyordu; onu vücuda getiren sanatkara, eserini niçin ve vücuda gibi

es-problemlerine

Genç Kalemler dergisine göre böyle bir sanat eseri eksik

bir belagat kaidelerini bilen bir genç mesela bir

mezaya ve idrak" edemezdi."14 Onun bildikleri, sözlü ve

ya-pek basit meselelerinden ibarettir. Hfilbuki sanat eseri, bünyesinde ontik bir bütünlüktür. Eski

bu basit bilgi ve bir estetik olan

sanat eserinin bu ontik yetmezdi.

Yeni

Genç Kalemler dergisinin ilk Il.

dan söz edilir. Dergide bu siyaset gönderme lan cümlelerde ondan mes'ud", siyasr' ve "edebi ihtilfil" gibi tamlamalarla bahsedilir. Bu "mes'ud

toplumumuzda birçok gibi, dil ve edebiyat anla-da ve sanat eserine önceki dönemlerden daha

yeni ve daha bir sebep i

Edebimiz" hayatta hiçbir bir tesadüf sonu-cu gibi, "bir milletin de veya böyle

veya bu surette bir edebiyata mazhar ki tesadüfi zaruridir" denilmektedir. 15 Türklerin Asya'dan Anado-lu'ya geldikten sonra bilimde sanatta ise Acemleri taklit etmeleri de sebepsiz O Türkleri gördüler ki ilim

Arabistan çöllerinin üstünde buluyor; perisi ise "nihayetsiz

du... Türkler çaresiz bunlara yöneldiler. "Arapça Acemce hissettiler."

Aradan geçti... XIX. Tanzimat

(1839 ) ilan edilmesi, meyilli gözlerini bu sefer Bab'ya çevirdi. O tarihten itibaren "Frenkçe ve

(10)

"his-setmeye" Bu hal, II. ilan edilmesine kadar

sürdü. II. bütün bu

da-kikadan itibaren bir gençlik samimi

bir temenninin "seçkin esintileri" yükselmeye "Bizim bir

milliyemiz yoktur; bu bir ki mazhar olmazsak çok

olur!"16 Gençlerin son estetik (hikmet-i bedayi)

gördükleri "nazariyeler" de cesaretlendiriyordu.17 O

naza-riyeler ve samimi uzun uzun

yor ki netice itibariyle II.

derin-liklerinde meydana hayallerinin gayesi ile bir "edebi-milliye" vücuda getirmek arzusu

so-nuca ·

gençleri bir millfye istiyorlar. Bu en mukaddes arzusudur. Ve mademki aöye onlar hakimdir, bu mutlaka mi is-tiyorsunuz, bugün vücuda getirdikleri eserleri

Refik Halid ile Yakup Kadri'nin küçük hikayeleri bu öncü metinleri olarak gösterilir. Genç Kalemler dergisinde

milliye" Ömer Seyfettin'in "Yeni Lisan" ünlü makalesin-den önce terkip halinde de olsa ilk kez bu geçmektedir.

"Sanat ve Mahiyeti" yeni sanat eseri

sanat eserinin kademe kademe

ilerleyerek Önce insanlar

za-kendilerini anlamaya beslenme, giyinme

ve gibi bedensel ruhsal

ih-da Bu

ve daha nesnelerden gö-rebildikleri ve duyabildikleri güzel kelimelerle an-latarak renklerle göstererek resmi, çizgi ve

tirerek meydana Bunun yarunda

ha-yallerinde tasavvur edip de çevrelerinde örneklerini göremedikleri "tam ve mükemmel nesneler ile insan de türlü

dile bütün bu faaliyetlere daha sonra-sanat, bu faaliyetlerin sonunda vücuda getirdikleri eserlere de

sanat eseri insanlar bir

olarak ve bu kendilerine uygun gelen yol-larla

Bu göre sanat eserinin tabiat

oldu-görülüyor. Bu bir cümleyle ifade edilmek

(11)

Bu-YENi TÜRK

nunla beraber bu eksile ifade edilir.

sanat eserinin, birbirleriyle içinde bulunan üç

temel unsuru giderek da kapsayacak

de ifade edilir. Bu üç unsuru

le bir üçgenle gösterebiliriz:

Taklid-i Tabiat insan, toplum ... )

(Sanatkar)

---özellik) Buna göre sanat eserinin hakim özelliklerini

Taklid-i Tabiat/ Taklit Etmek

Sanat eserinin ilk taklit etmektir. Sanatkar, ta-biatta nesnelerin veya içinde toplumda

göz-benzerlerini, eserinde taklit yoluyla

eserinde Kökleri antik kadar uzanan bu

göre, Burada taklit esas

için sanat eserinin ölçütü,

'benzer-lik' tir. Sanat eseri, konu olarak nesneyi veya

ölçüde kabul ediliyordu. temelinde taklidin kabul eden bu sanat ve estetik

ki-verilir ve uzun uzun

ken hikayeler Ö.

resimleriyle ün olan Zeuxis, elinde üzüm tutan bir çocu-resmini ve üzümler öylesine gerçek gibi

duruyorlar-ki gelip yemeye Bundan

övüldü-zaman, Zeuxis, üzülerek, resmini daha iyi

yapabil-seydim ondan Böyle bir sanat eseri

onu basit bir 'taklit' ve 'kopya' düzeyine indir-mek deindir-mektir; çünkü bu, da tekrarlama yoluy-la zamanyoluy-la maharetle bir ölçüde

bir beceridir. Bu sebeple sanat eseri, taklit etmektir, deki bir eksiktir.

(12)

Mümtaze / Seçkin Bir Sahip Olmak

Sanat eserinde 'taklit' unsurunun seçkin bir

(sanatkar) gelen çizgiler de bulunur, Sanat eserinin benzerlik derecesiyle ölçülecek olursa, bir kimsenin makinesiyle insan veya manzara resminin en sanat eseri gerekir; çünkü benzerlik

nokta-hiçbir sanatkar, makinesiyle boy Oysa radan bir makinesiyle bir insan veya man-zara resmi, hiçbir zaman sanat eseri kabul edilemez. Bunun sebebi

o resmin ve makinesinin

'adese' sinden hiçbir serveti yoktur. Bu yüzden o, res-me bir 'ruh' veya 'hayat' üfleyeres-mez. Halbuki bir hakikattir ki daha ilk insanlar 'haz' duymak için sanat eseri vücuda

dir. 'Haz' ise, hayal ürünü de olsa nesne veya 'ruhlu' an-makinesinin resimde 'ruh' yoktur;

resimde ise Sanatkar bunu, ona özelliklerini

ih-mal etmek, özelliklerini ise öne suretiyle verir.

onu bu henüz ve

inceliklerini bir yolla sanatkar, eserine kendi iç dün-sindirir. O zaman meydana gelen eser,·tabiatta görü-nen bir nesgörü-nenin veya toplumda bir hikaye veya ro-manda yoluyla ortaya konan basit bir taklidinden ibaret ol-maktan Tabiatta görülen reel unsurlardan ade-ta yeniden bu yeniden yaratma

kimse 'mümtaz bir olan Bu göre, sanat

eserinin bu 'mümtaz gelen çizgilerin bulun-vazgeçilmez bir Ancak bu yolla meydana getirilen eser

hayat'a sahip bir eser olur ve biz ona 'sanat eseri' diyebiliriz. O kadar ki bir edebiyat eserinde "mümtaz bir olmazsa on-da ve ruha ait hatalar bulunmasa bile" o eserin hiçbir

edebi-yat yoktur.21 Bu sonra

bir daha ileriye götürülür: "Sanat, mümtaz bir meze

ederek taklit etmektir."

/ Seçmek

bu da tamamlanmaya muhtaç bir

ki o da özellik' unsurunun durumda

(13)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

bir nesne, bir insan veya toplumda bir olay, içinde birçok

ve Bir ressam veya eserinde

bütün bu lüzumsuz hatta hiçbir

ma, seçme ve koymaya tabi tutmadan anlatmaya kalkarsa meydana eser, birbiriyle ilgisiz

celer ve kopuk kopuk izlenimlerle dolu, ve

bir eser olur. Sanat eserinin ise, seyirci, dinleyici veya okuyucusuna 'estetik haz' vermesi daha antik lardan beri biliyoruz. Böyle bir eserin, 'estetik haz' vermesi, sanat eseri olarak kabul edilmesi

mfun-kün Öyleyse bir nesne, insan veya

ola-özelliklerini seçip anlatarak eserine vücut verir. Ancak bu yolla vücuda getirilen sanat eseri kazanabilir.

nesne veya seçilerek

sanat eserini ve gibi

onun,.sa-insan, hayat, dünya ve kainat

bir anlam ve biçim

muhata-bir 'estetik haz' da Bu

üçüncü unsurun eklenmesiyle sanat eserinin

olur. Genç Kalemler dergisindeki

yeni göre sanat eserinin tam bir verebiliriz: "Sanat

(eseri), bir göstermek üzere mümtaz bir

meze ederek taklit etmektir."

Genç Kalemler dergisinde sanat eserinin ulusal evrensel mi

dair de Önce "milli edebiyat olmaz" diyenlere cevap verilir. Milli bir

ileri sürenler, Büyük

"kozmopo-bir gibi, bizdeki II.

da bir "mülemma bir ucube" haline

ge-kanaatindedir. Büyük den sonra

Mon-tesquieu ile Voltaire'in etkisiyle memleketlerini için'

gözle-rini çevirmek Türkler ise,

unu-tur gibi benliklerine, bu sayesinde yeniden ka-ve bir daha ondan

'milli lisan, milli edebiyat' istemeleri, kuru bir temenni de-ve tabii Genç Kalemler dergisinin meyda-na milli dil, milli edebiyat ile Türkler, bu yeni benlikle-rini daha da kuvvetlendireceklerdir.

Derginin daha ikinci " ... ilim" beynelmilel bir

(14)

"ede-biyat" da hususiyete sahiptir" denilir.22 Sonraki da bu

Dergide evrensellik (beynelmileliyet), (milliyet) ve kav-miyetçilik terimlerine dönem.in konjönktürüne uygun· anlamlar Onlara göre bilim, evrensel; siyaset, ulusal; edebiyat ise "Bizce 'millet', siyasi bir nüfuza, yani bir 'devlet kuv-veti'ne malik bir cemaattir." 23 Buna göre bir millettir.

milletini Türk, Arap, Arnavut, Bulgar, Ermeni ve Rum ise millet birer kavimdir; çünkü bi-rer "siyasal yoktur. "Kavim bizce bir cemaatten

bir Bir dili bütünü bir

ka-vimdir; kavmi bireylerin

ge-rekmez. Dil yeterlidir.

"Edebiyat beynelmilel gibi, milli de olamaz; edebiyat ancak kav-mi olabilir. Memleketimizde Türk Arap, Bulgar, Ermeni,

Rum da var. Türk edebiyab bir malik için

Edebiyab almak gelmez. Türkler hiçbir kavme lisan ve vazgeçmeyi teklif etmiyor. hayatta

ol-istiyor ve bu lisan ve

bütün kavimlerini serbest Her cemaatin hususi bir mezhebi, her unsurun bir bir edebiyab var. Türkler bu mevcudiyetten, bu kavmi hayattan niçin mahrum olsunlar? Türkler bir devlet tesis ettikleri için terk mi etsinler?"25

Evrensellik, ve kavmiyetçilikle ilgili bütün bu malar, Genç Kalemler dergindeki ve Terakki

yöne-tim.inin, II. takip eden uygulamaya

ça-siyasetinden henüz gösterir.

Bu kavramlar, Ziya daha sonraki

sosyolo-jideki

Estetik biliminin, sanat kurallanrun bilim gibi evrensel oldukla-Genç Kalemler dergisindeki yazarlarda da

görüyo-ruz; hatta seçkin olan birer

'me-onlar da kabullenirler. Bununla beraber, sanat

ese-rinin 'kavmi' ederler. Bu "Lisan

temelidir." Edebiyat,

sa-natlar gibi, kavimcilik.ten soyutlanamaz. Bunun sebebi, 'kavmi' bir öz olan dil var olabilmesidir. Edebiyat eseri, ne zaman Esperanto'yu bir dil olarak kabul edip lisan'a ihti-yaç duymazsa, o zaman belki evrensel olur.26

(15)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

Dönemin konjonktürüne uygun olarak 'kavmi edebiyat' dedik-leri, milli Onu dört esasa

1. Kavmi edebiyat kavmin 'dil'ine 2. Kavmi edebiyat dilin

3. Kavmi edebiyat dilin 'üslO.b'una

4. Kavmi konusu, 'kavmin samimi

Bu bir üslupla tasvir etmek,

kavmi milli kabul etmek demektir.

Bu-na göre Genç Kalemler dergisindeki yazarlar, genel olarak sanat

ese-rinin milli/ulusal fakat dönemin

hakim siyasi uyarak

bir kavmi

Dergide sanat eserinin görevinin ne dair de Her alanda ilerlemenin XX.

da birçok yeni servet hazinesi Yeni edebiyat ve sanat bilgileri, yeni bu servet hazineleri gibidir. Bu servete sahip olmak yerine, eski dönemlerin basit bilgilerini servet muhafazaya devam etmek, memlekete en bü-yük kötülüktür. Bu hareketle bir toplumsal

ilerlemesinde ve

de "büyük bir müessir, büyük bir amil" ifade edilir. Bu ka-dar önemli bir görevi olan 'tekemmül'üne

ve bir korumak demektir.27

Bununla beraber sanat eserinin göreviyle ilgili

için ve gayesinin 'estetik haz' vermekten ibaret

bulun-dair de

içinde 'Sanat faide içindir.' diyecek kadar dar

kimse yoktur. ( ... ) Onun en hakiki gayesinin 'bedif bir haz' da kim-seden

Bu ve benzeri Genç Kalemler dergisindeki es-ki edebiyat/ sanat bir almak, dili

mek ve hece ölçüsüne öncelik vermek gibi

nispeten ancak sanat eserinin görevi

birbirilerinden sahip

gös-terir. kadar ve bundan

sonra da yine öyle devam söyleyerek

(16)

medeni-umutlu olmak, cesaretli olmak, kendine güvenmek gibi tim yeni nesillere aktarmaya yarayan bir

nu söyleyerek "toplum için" de

3.

DEGER / SANAT

dört unsuru içeren bir bilim

Bu üçüncü unsuru, estetik Genç Kalemler

dergi-sindeki estetik geçmeden önce,

ve estetik ne uygun olur.

nedir? anlamda bir nesnenin, bir öne-mini belirtmeye yarayan soyut veya somut bir ölçüt, bir özelliktir.29

çevresindeki nesnelere ve olaylara tepkiler gösterir. Bu-nun temelinde sahip özellikler bulunur.

çevresindeki nesnelere ve olaylara sahip özelliklerine

gö-re anlamlar yükler ve göre

Dar anlamda, felsefe ise daha bir

bir 'nesneler evreni'nin Elbise, saat, masa, sandalye, kitap~ çiçek, oda, ev ve araba ... Bunlar, nesne-lerin akla ilk gelenleridir. günlük bu nesnelerle tür.:. lü ilgiler içine girer. Bu ilgilerin görme ve var olduk~

bir sonucu olarak bilme ilgisi gelir. Bilme ilgisiy-le insan, çevresindeki nesneilgisiy-ler ve olaylar fark eder ve

on-felsefe var bilincine

Bilme, sahip bilinç yetisiyle zihinsel

bir

bilen bir Bu bilgisinin nesnelere, uyup soran bir da. Bilgim, bilgisi nesneye uygun mudur? diyorum, bu, bir bilgiyi dile getirir. Acaba zihnimdeki masa tasav-vuru, masa bu nesneye uygun mudur? Bunlar bir uyum var

zihnimdeki masa tasavvuru benim gerçek masaya uyu-yorsa, o zaman böyle bir bilgiye bilgi denir. (hakikat), bizim

ob-jeye bir bir

gibi insan, çevresindeki nesnelerle ilgi içine girerken

bu ilginin göre onlara de yükler. Bilgi

ilgisi, ait nesneyle bir uygunluk gösteriyorsa ona

yükler. nesneler, bilgi de

(17)

suretiy-YENi TÜRK EDEBiYAT!

le biyolojik bir gereksinmesini giderir. Ona göre su, bir

dir. ve özgür

iradesini kullanarak nesneler veya

ri ki onlara da 'iyi' yükler. çevresindeki nesnelerle bu ilgilerin ilgiler içine de girebilir ve on-lardan veya 'ruhsal haz' duyabilir. Bu tür nesnelere de 'güzel' yükler. bilgiye; ekonomiye; 'iyi', ahlaka; 'güzel' ise ait bir Buna göre felsefe anla-çevresindeki nesnelere ve olaylara dair bilgi ilgisinin

iyi Güzel

Bilgi Ekonomi Ahlak Estetik

Çevremizdeki nesnelere, onlarla ilgilere göre birta-yükleriz. Bu ait disiplinlerle

bir-likte topluca görebiliriz.

Estetik / Güzellik

Biz konumuz olarak estetik güzel üzerinde çevresindeki bir estetik objeyle, yani sanat eseriyle ilgi içi-ne zaman, ona bir yükler. Bu güzel, yüce, tra-jik veya komik kelimelerinden biriyle ifade eder. Buna göre güzel,

bir sanat eserinde veya 'ruhsal haz'

bir özelliktir. Bu özellik o sanat eserinde objektif bir nesne olarak as-mevcut Bu ona, ondan biyolojik ve

maddi ve 'estetik haz' insan

yüklemektedir.

Pekiyi bu estetik güzel nedir? oluyor da 'güzel',

çekiyor, ona ve ruhsal 'estetik

haz' günümüze gelinceye kadar, pek

çok felsefeci ve estetikçi, 'güzel'in ne üzerinde

(18)

ve 'iyi' münasebetler

So-nunda veya sonuçlara

"Güzel, amaca uyan, veya amaç yerini tutan ya da sevilen (Sokrat); ' "Güzel, hakikatin (Eflatun); "Güzel, bir maksat

bulun-mayan ve amao, kendi ibaret olan tümel bir prensiptir." (Kant); "Güzel, fikrin duyulur bir surette belirmesidir." (Hegel).31

Güzel, ve 'iyi' ilgili olmakla

bera-ber, temelde onlardan ayn, bir

bilgiye, ekonomiye, 'iyi'nin de ahlaka ait birer ol-burada bir kere daha belirtelim. 'Güzel' ise bütün bunlar-dan ayn bir disiplin olan ait bir ait olan

'güzel' en önemli fark, bedensel bir

ve ruhsal 'estetik haz'za Bir sanat eseri, bir müzik, resim, hikaye, ro-man veya bize bir veya 'estetik haz' veriyorsa ona 'güzel' yükleriz.

Estetikçiler, bir sanat eserinin, bu arada hikaye, roman, gibi bir edebiyat eserinin güzel için özellikleri

öne (özüne, türüne) uygun

ol-mak, yetkin olol-mak, ve sahibi olmak güzel bir nesne-nin içsel nitelikleridir. Yine edebiyat, müzik ve resim

daki sanat eserlerinde olmak üzere armoni ve çoklukta bir-lik ilkesi de 'güzel'in nitelikleridir.32 Bütün bu

gösteriyor ki 'güzel'in her zaman ve mekan için geçerli nesnel bir yapmak mümkün Bunun için özel bir çabaya da gerek yoktur; çünkü güzellik bir

kültürüne, tipine, zaman ve mekana göre gösterir. Sonunda söylenebilir: 'Güzel', bize lanma' ve 'estetik haz' nesnedir.

Güzel bir nesnenin çekmesinin sebebi,

güzellik duygusuna hitap hayatta

önüne güzel nesnelere potansiyel bir sahip olarak dünyaya gelir. Hayatta güzel nesneler, onun bu besler ve

Estetik dair bu ilk bilgilerden sonra, Genç Kalemler

dergi-sindeki estetik. güzel

ge-çebiliriz. Derginin dil, edebiyat, sanat ve

(19)

YEiii TÜRK EDEBiYAT!

eden da Genç Kalemler dergisi,

edebi-yat tarihimizde misyonu olan bir dergidir. Bu misyonun iki

Bunlardan biri 'yenilik', de 'millilik'tir. Derginin

ya-XX. hem

hem de Bu temel

dergide-ki kuramsal gibi, hikaye, roman, tiyatro ve ir gibi edebiyat metinlerinde de görülür. Onlar hem

kura-hem bu arada

edebi-yeni bir 'güzellik' getirerek

Bu noktada olarak eski güzellik

an-bir daha da ileri giderek onda anlamda bir güzellik

"Hulasa bugünküler, dünü çünkü olsalar bugünü ha-ehnezler. Ve bu hfile sebep 'dünde güzellik Lakin bu sözü ev-vel zaman fikirli gençler anlayamazlar; zira sanattaki hüsnün

mahsusa-birinin de teceddüt bilmeyecek derecede

Onlara göre eski Kemal ve

ge-linceye kadar "bi-nihaye durgun ve mevt-alud" bir nehir gibidir. Bu nehir, "gulgüle-i bi-ma'na", "hamule-i hurafat", bi-mu-siki", "kaside-i ve hüsran" ile hep yoldan, o bitmez tü-kenmez hurafe dikenleri ve geçerek

ca Abdülhak Hamid olmak üzere bu nehrin gü-isteyenler ise de gözler" ve "kör kulaklar" bu yeni "zemzemeleri" Yine de bu yeni nehrinin birkaç senelik geçici "tefessüh"nü, Ce-dideciler gidermeye onu "yeni ve güzel" yollara sokma-Dergideki yazarlara göre güzel bir sanat eserinin özelliklerini

Yeni Olmak

Genç Kalemler dergisindeki yazarlar yenilik ile güzellik

bir ve bu türlü

yol-larla sürekli olarak gündeme buradaki

ye-nilik sadece 'dil' deki yeye-nilikten ibaret O, Türkler için her önce 'bir lisan, bir hayat', bir zihniyet meselesidir.

23 Temmuz 1908 büyük bir

(20)

ar-tatmin edemez. Bunu gören Selanikli ve gençler,

bir tercüme encümeni kurmaya ve de edebiyat dergisiyle bu yeni yaymaya gayret edeceklerdir:

"( ... ) Edebiyat için gençler için gaye güzellik ise ve güzellik mutla-ka yenilikte bulunuyorsa, 'Yeni Lisan' onlara ve diyor ki: .

gençler, bana her bendedir: Umut, hayat, güzellik, her ... Benimle yazmaya dakikada ve ruhu o ka-dar ki bu hiçbir mu'teriz duramayacak ve

dün-teslim edecektir."35

Dergideki yazarlar, dil ve edebiyat olmak üzere her alanda üzerinde bu kadar sebeplerini de

ru.

Sultan Selim (1789-1809)'den itibaren siyaset,

ordu, ve hukuk yenilikler yapmak

ge-ortaya Dergide bu yenilikler ''Garp Mektebi" olarak Dil ve edebiyat Garp Mektebi'ni

sebepler bunlann Mektebi'nin

dile getirilir. Bunun edebiya-çevirilerin etkileri üzerinde de önemle durulur.

On-lara göre yenilik ilk sebebi, eski edebi-sona

"Fuzuli ile Baki ile anlayan, Nef'f'yle yükselen,

Ne-dim'le Galib'le Mektebi'(nin) son

za-manlarda hüsnünü, fikrini kaybetmesi, cinas gibi kelime oyuncak-nihayet Keçecizade Molla gibi, Sünbülzade Vehbi gibi elinde sönmesi,

Eski kaybetmesi, yeni

ra sebep nitekim Ziya ve Kemal'le

layan bu edebiyat tarihimizde yeni temellerini çeviriler, bu ye-ni ve yeni bir 'güzellik'

zemin Pertev Jean Jacques Rousseau'dan,

Victor Hugo' dan; Lamartin' den, La Fontaine' den; Ziya Moliere'den, Rousseau'dan çevirileri, Hamid'i, Kemal'i, Ekrem'i Çok geçmeden bu yolda telif eserler de veril-meye Tanklar, Tezerler, Duhter-i Hindular,

Mak-berler, Cezmiler, Akif Beyler, Gülnihaller, Çocuklar, Zemzemeler,

Seherler, Tefekkürler ... hepsi mazideki fikir ve his

(21)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

Genç Kalemler dergisindeki bir estetik olan

'güzel-lik' ile yenilik ilgi üzerinde durduklamu

Onlara göre sanat eserindeki ilk 'dilde yenilik' tir. Dil-de yenilik, sanat eserinin dilinden duygu ve

ye kadar ilerleyen ve de kapsayan bir alana

Yeni Olmak

Bunun sanat eserindeki güzellikte bir

özellik de 'biçimde yenilik' tir:

"( ... ) bedaet bize pek güzel ispat ediyor ki sanatta temin eden lardan birincisi de yeniliktir. yeni olan bir mutlaka 'esas' ta da yeni Çünkü 'her yeni yeni bir mana Onlar birbirinden

kat'iyen Ve yeni genç kabulüyle

-ki buna hiç etmiyoruz- bu pek tabii pek samimi bir edebiyat

yara-II. in sonraki milli döneminde yeni

dille edebiyat metinleri eski

dil ve onunla vücuda edebiyat eserleri 'muaheze'

edilme-ye de Bu sorgulama bir estetik problem olan

güzellik da ele ve bir edebiyat eserinde

neler dair

"Sanatta güzellik, ne kelimenin, ne terkibin bünyesine dahil En adi bir kelime, bir söz istimalinin güzel olur; çünkü sanatta

gü-en mühim unsuru nedir bilir misiniz? 'Ygü-enilik'tir! Yakup Kadri Bey'in pek güzel gibi mesela Halide Salih Harap Mabetler' de ne ka-dar güzellikler temin ediyor: (Ruhunun kesel ve melalini anlatmak için 'ru-humda uzun, renksiz, müphem hayalleri içinde yüzüyordum.' bir semadan bahsederken 'gece, mütebessim, sakit kan-dillerin diyor)."39

Onlara göre buradaki güzellik, kelimelerin bir

kul-Samimi Olmak

Genç Kalemler dergisindeki sanat eserinin

dilde yenilik, yenilik, kelimelerin günlük dildeki

bir

(22)

"( ... ) bir veya hacmen

de, Dört bir olabilir ki en uzun

romanlardan ziyade mütehassis edebilir. _Yabana iddia

et-Garp birçok ne kadar 'minyon' ki

anlamayan bir nazara, ancak bir hitap, bir güzellik gibi görünür. Ukin o kü-çüklükteki derinlik, o mana ... ( ... ) Siz onun, yeni (Benim

gibi samimiyetlerini takdir edemiyor musunuz?"40

Kelimelerin Tercih Etmek

Genç Kalemler dergisindeki dair edebiyat

eser-lerimizdeki temeli olan dilimizin

keli-meleri, ekleri ve tamlamalanndaki güzellik üzerinde de . tur. kelimeyi medreseli /bilginler, manzum ve mensur türlü; halk, günlük dilde türlü

kul-Hemen hemen her dilde sadece kelime düzeyinde görülen bu türlü dilde ikilik denir. Dilimizde ise ikilikler,

ke-limelerin çokluk eklerinin, ve

kul-da görülür.41 A) Kelimelerde:

·

hangi kazgan

kazan keraste

kereste kimesne

kimse nerdüb§n

merdiven

,...

sancak

çeltik zerdald

,...

zerdali

heman

..

hemen adem

adam sil.ret

surat galebelik

vapör

..

vapur

Genç Kalemler dergisindeki yazarlara göre dillerden

dili-mize kelimeleri, kullanmak daha

güzeldir.

B) Çokluk eklerinde:

Medreseli /bilginler, Farsça ve Arapçadan dilimize kelimeleri, kendi dillerindeki

(23)

kuralla-TORK

ra uyarak çokluk halk ise tasarrufta bulu-narak. Türkçe çokluk ekiyle

hace hacegan hoca hocalar

memur~ memürfn memur memurlar

kalem kalem kalemler

... Dergideki yazarlara göre daha güzeldir.

C) Edatlarda:

Dilimizdeki ikilik, edatlarda da görülmektedir:

Dilimizdeki ikilik, edatlann eski edebiyat ile bilim dilindeki

kul-da bir Medreseli

bilgin-ler, eski dilimizde Arapça ve Farsça çokluk eklerinde gibi, dilimizin ahengini ve bozacak

dahi

maye mayedar maya

maddi maddiyyiln maddeci maddeciler

D) Tamlamalarda:

Dilimizdeki ikilik, tamlamalar ile terkiplerin da görülmektedir. Medreseli bilginler, Arapça ve Farsça terkipleri kendi dillerindeki kurallara göre

halk, kelimeleri Türkçe isim ve

kul-tercih mülazim-i evvel adem-i ibtidai Osmaniyye alaim-i sema evvel mülazim ibtidai adam kavimleri

Genç Kalemler dergisindeki yazarlar, kelime, çokluk ekleri, edatlar

ve tamlamalarda görülen ikili

tercih ve onu anlahm haline getirmeye, giderek yeni bir edebiyat

(24)

"Bir lisan kendi cezirlerinden kendi tasarruflanndan

Bilginler için dil konusunda 'tutu-cu', halk ise serbest için kelimeler 'tasar-ruf' edici ve Türkçenin ses uydurarak kul-Sonunda medreseli bilginlerin eski edebiyat ve bilim

dilin-de kurallara uygun olarak

keli-mesi dilimizin bünyesine uydurarak

kelimesi daha ve daha güzel

Dergi-deki yazarlar, bu yola eserlerini daha kelime-den Türkçe çokluk ekleri, edatlar ve tamlamalar kullan-mak suretiyle

Buna göre Genç Kalemler dergisindeki yazarl~ bir edebiyat

ese-rinin içerik yeni olmak,

yeni olmak, samiini olmak ve kelimelerin tercih etmekte

4. YARGI / SANAT

bir bilim ve bu bilim dört

unsu-ru biliyoruz. dördüncüsü estetik

Genç Kalemler dergisindeki estetik dair

lerine geçmeden önce, yine kuramsal anlamda estetik ne

üzerinde uygun olur.

anlamda kavrama, ve

gibi yollara durum veya nesnelerin bir

bi-çimde bir hükme Dar anlamda

ise öncelikle ilgilendiren bir göre

"iki kavram ya da terim bir bir

onaylayan ya da bir ilgidir. Bu kavramlardan (terim) biri öznedir,

öbürü yüklemdir ve da Söz gelimi 'bu nesne

dedi-zaman, bu bir ya da önermedir. 'Bu nesne' öznedir, 'masa'

kavra-yüklemdir ve da

incelerken bilgisel yönden ince-ler; çünkü ait olduk.lan nesneler veya olaylarla ilgili nesnel bilgiler verir. "Türkiye'nin Ankara'

nesnel bir Ahlak ve hukuk da bunun gibidir. Bun-bir de estetik Estetik estetik bir

objeyle ona sübjektif

Estetik ait nesneler veya olaylarla ilgili nesnel

(25)

TÜRK ATI

Turgut Zaim'in "Köylüler" tablosu güzeldir, zaman, bu veya iddia edilemez; çünkü bunlar

bizim o nesneye öznel

YARGILAR

Bilgisel Ahlaksal Hukuksal Estetik

nesneldir. nesneldir. nesneldir. özneldir,

Bizi burada estetik ilgilendirir. Estetik lar ki estetik objelerle ilgili Bir sanat eseriyle, di-yelim ki hikaye, roman, resim veya bir müzik ilgi içi-ne giren bir insan, onu ondan ve 'estetik haz' duyarsa, bu ve 'estetik haz' "Bu

güzel-dir.", "Bu müzik bir dile

geti-rir. Buna göre estetik bir sanat eseri olumlu veya olumsuibir estetik ifadesidir.

Estetik iki üzerinde uzun uzun

ya-Bunlardan birincisi, estetik ölçütlerinin neler ol-Diyelim ki bir okuyucu, Hüsnü

"Bu Eller miydi? güzeldir'." verdi. Acaba okuyucu bu hangi ölçütlere dayanarak verir? konusuna Biçi-mine mi? Yoksa diline mi? Bu bunlardan birine veya hepsine

olarak o zaman özellikleri içeren bütün rin güzel beklenir. Bunun mümkün herkes kendi deneyimleriyle bilir. O hfilde bir sanat eserini, sadece konusu, biçimi veya dili güzel yapmaya yetmez; öyle güzel bir konuyu

... konu edinen bütün sanat

eserleri-nin gerekirdi. Bunun mümkün biliyoruz.

Estetik ikinci herkes için geçerli

olup Diyelim ki bir kimse, Osman

Ham-di' nin tablosu, Kemal Tahir'in Yol veya

Ca-hit "Memleket güzeldir,

verdi. Bu herkes için geçerli

duru-ma getirebilir miyiz? Estetik öznel için bunun mümkün biliyoruz. O zaman sanat eseri

herkesin kendine göre ayn bir ortaya Böyle bir durum,

(26)

Buka-ortadan için estetikçiler, yollar

lerdir. Biz burada bu kuramsal daha fazla uzatmadan

es-tetik estetik etkileyen

sade-ce söylemekle

kültür ve tip. Estetik konusunda burada

bir sonuca varabiliriz: Okuyucu, seyirci veya dinleyici, kendisine 'estetik haz' bir sanat eserini ve bu "Bu eser güzeldir." olumlu dile getirir; kendisine 'estetik haz'

eseri ise ve "Bu eser güzel

olumsuz vurur. ki böyle bir ölçüt,

eserin 'estetik haz' bu da

de-bir ölçüttür. Estetik etkileyen kültür ve tip herkeste düzeyde ve mizaç da insanlar tiplerde olduklari için, estetik

estetik

Estetik dair bu ilk bilgilerden sonra Genç Kalemler dergi-sindeki geçebiliriz. Dergide estetik

ilgili daha çok deneme ve vesilelerle edebiyat tarafa verilen cevap mahiyetindeki

görülür. Bu kuramsal bir bütünlük

yoktur; ancak söz konusu yazarlar, edebiyat eserlerini tek

· tek ölçütlere Bu

ölçütler ve arka plandaki birikimle beslenirse dergideki estetik ne dair bir fikir edinilebilir. Söz

konusu dergideki göre hangi

sanat eserlerini güzel ve hangilerini ise çirkin ve gördüklerini, daha da önemlisi bu estetik

neye göre verdiklerini saptayabiliriz.

Yeni Lisanla

Genç Kalemler dergisinde özellikle türünde yazan

ele edebiyat eserlerini öncelikle 'dil' ine ba-karak

Ömer Seyfettin, Ali Canip'in "Beni Terk Et!.." dair

bir bu ve bulur. güzel

ve bir metin dair bu estetik

'bü-yük fikri'ne Onun büyük fikri; "yeni tabii

ana Türkçesini ve edebi bir lisan haline

koymak, ilim ve edebiyah bütün Türklere, bütün vatana tamim et-mek" istemesidir. unsur da zaten 'yeni

(27)

li-YENi TÜRK EOEBIY ATI

san'la 'tabiilik' de onun

ni bir

Öncelemek

Genç Kalemler dergisinde edebiyat eserleri

içe-rikleri de daima göz önünde

Yine Ömer Seyfettin, "Yeni Lisan ve Hüseyin Cahid11

Cedide' den sonra en çok hizmet edenin Hüseyin Cahid ifade eder ve onun Muhayyel

roma-"hakikaten nefis ve güzel" olarak bir

olan Hayal da bulunur:

"Ha-yal gibi mükemmel ve tabii bir eserimiz yoktur."46 Bu estetik eserlerin içeriklerine Hayal de;

bul'un ne güzel tasvir Hayal içinde geçen

inti-gayesiz bir bu neticesizlik içinde

neticesizli-bu kadar bedii ve hakiki bir surette hiçbir kalem gösteremez. Tetkik ediniz.

Tekrar dikkatle okuyunuz. Bu kitap ( ... ) mükemmel bir

Özgün / Orijinal Olmak

Dergide edebiyat eserleri verilen bir da üzerinde durulan eserin özgün olup

biçimi ve üslubu, kendi "ibda11

ve olan

eserler, genellikle ve güzel

Samimiyetsiz Vermek

Yekta Bahir, "Haluk'un Defteri ve Bugünkü Fikret"

tiride Tevfik Fikret'in ele

"Ha-luk'un Defteri11

, "Ümit Ölmez" ve "Zelzele 11

olmak

üze-re hepsini okuduktan sonra ve

elinde olmadan Fikret!11

kelimeleri dökülür ve

"Bu kitap bana pek tesir bundan daha

adi bir

Bu olumsuz ilk sebebi, bu samimiyetsiz birta-Bu yönüyle Haluk'un Defteri, Mual-lim Nad'nin 11

Gark-1 Nur" gazellerinden bile daha Hele "Devenin okuduktan sonra, Haluk'un Defteri'nin

(28)

"Marfz Anlatmak

olumsuz götüren sebeplerden bir de

"mariz Servet-i Fünun

neslinden gelen "acizlik, bedbinlik, kuvvetten gelen Fik-ret'in de görülür. Daima 'mariz', daima 'bedbin' olan Tevfik Fikret'e II. da bir 'kuvvet', bir 'nikbinlik'

"Fikri hür, hür, hür bir daki bakarak sanat Fikret'in 'ictimai'

sananlar o, 'ferdi' bir mizaca sahiptir. Bu 'ferdi' mi-zaç onu son zamanlarda hayattan kaçar bir 'tip'

deki 'acizlik', 'miskinlik', ve 'bedbinlik' yavru-çünkü onlara 'yüksek' ve hitaplar

Haluk'un Defteri bu olumsuz bir

sebe-bi de "zehirli gazel" "Haluk' un Amentüsü" nde geçen;

Toprak nev-i milletim ...

olur ancak bunu iz'anla,

beytidir. göre toprak, milletim nev-i fikrine vermek, bizim için bir felakettir.

ki Haluk'un Defteri ait bu olumsuz

este-tik münekkit, metnin "mariz duygu" ve

dü-Tekrarlara Yer Vermek

Nuri, "Mehmet Rauf Bey" Cidal piyesini

Nuri, Eylül ve ile Siyah

mensur "o nefis ve mümtaz

Ci-dal'de ifade eder. Ona göre Mehmet Rauf,

"ruhlhalet-ler" çözümleyicilerinin birincisidir; ancak bu ruh hallerinin çözüm-lemelerini, hikaye ve roman türlerinde takdirde

tiyatro türüne ise Pençe ve Cidal gibi eserler ortaya

"Cidal'i okudum ve yüzüncü defa olarak sözlere, cümlelere rast geldim. Bu tabii benim taaccübümü mucip çünkü buna

Ra-uf Bey'in bütün eserlerini bilmek için bir tanesini okumak kafidir! Binaenaleyh Eylül kifayet eder. Bütün hikayelerinin ve piyeslerinin o kadar birbiri-ne benzer ki insan gülüyor. Eylül'de, Garam'da, Pençe'de,

(29)

misa-YENi TÜRK EDEBiYAT!

fir damat bey ... Hepsi birbirine benzeyen; fakat taaccüp ve dikkat naza-celbedecek kadar birbirine benzeyen insanlar midir? Ve dikkat edin, bütün bu ruhi bir mümtaziyet ile dolu, kalbi bir müzeyyen

in-Bir defa hepsi piyano çalar, hepsi musiki buda-Ve hepsi 'Ole, ole!' dinler; hepsi delicesine santimantaldir. Eylül' de, Fer-Garam' da, Cidal' de, Pençe' de hep o ebedi

diler, o isimsiz en iyi anneler,

munis nedimeler, iyi zevceler ... Sonra damat beyler, tombul damat beyler,

hat-ta

kendi tombul olmasa bile isimlerinin tombul damat beyler:

Ey-lül' deki Fatin, Cidal'deki Memduh ... "49

Cidal piyesi bu olumsuz metindeki tekrarlara,

birbirlerine benzerliklerine, karakterlerin

ve nihayet olay örgüsü-nün tiyatro

Yeni Bedaet / Estetik Uygun Olmak

Ziya Gökalp, "Yeni Hayat ve Yeni denemesinde, II. ilan etmekle "siyasi ifade

ettik-ten sonra, a belirfü.50 "Siyasi

lab", özgürlük, ve gibi için kolay, "ictimai ise yeni

ve için zordur. Duygular

yüz-beri gelen toplumsal izleri

dan son derece zor olan manevi kuvvetlerdir; fakat tarihin içinde dönemlerde milletler, kendi içlerinde yeni duygular üstelik zamanla giderek güçlendir-mek zorunda kalabilirler. Milliyet duygusu bunlardan biridir.

Bi-zim irademizin XIX. Avrupa' da milliyetçi-lik duygusu, Balkanlar yoluyla Devleti'ne dalga dalga gel-ve siyaset olmak üzere ekonomi ve hukuk gibi toplumumuzun temel köklerinden

Bu sonunda toplumumuzda "ictimai ge-ortaya ve "içtimai "eski

yeni bir hayat ibda etmek ... " Buna göre yeni hayat, yeni siyaset, yeni iktisat, yeni bedaet (estetik), yeni fel-sefe, yeni ahlak ve yeni hukuk demektir.

Bizi yeni bedaet / estetik

ilgilendir-mektedir. Genç Kalemler dergisindeki yazarlar tarihin içinde ortaya bu yeni dönemde toplum dinamiklerimizin

(30)

yeni estetik da yine bir olan "milliyet

duygu-su" na Ziya Gökalp, Doktor

"Her ilimledir ve insaniyet içindir." formülünü; "Her tekamül

ilim-ledir ve vatan içindir." biçiminde ve "yeni hayat"

milleti, "edebiyat, ilim ve felsefe" bi-rinci görev olarak

"Yeni Hayat ve Yeni bu deneme, il.

dönemini, Genç Kalemler dergisini, dergide estetik olmak üze-re dil, edebiyat, bilim ve felsefeye ait toplumun bütün

kapsayan dinamiklerine dair yeni köklerini gösterme-si son derecede önemli bir Bu köklerin milliyet duygusu ve buna olarak uygulanmak istenen siyaset

ol-burada bir kere daha

Ethem Hidayet, "Erganun Mehmet

Behçet Erganun üzerinde durur. Kitap hak-ilk içindeki "çocukça ve geçici bir heves" ile

ve Gençler, "cevval daima

ve incelemeye gerekirken, iki üç "mefailün" belleyerek "bir oldum!" ortaya

bir bu aceleci

ede-ve siyah kefenlerle demektir.

Genç ve azimli bekleyen "gelecek'',

böyle basitlik ve çocukluklarla süslenemez. "Onun

böyle geçici heveslerle titreyen eller, birer birer

inci takamaz." "Gelecek"e, bütün incelikleriyle müstesna bir

alem her ruhlarda bedii

kalemler Yazara göre bir edebiyat eseri vücuda

getir-mek, ebedi

yazmak demektir. Bunun için birçok

insan psikolojisini bilmek de gereklidir. ruh

bir

duyur-mak telkin edemez. Erganun' da

ruh çözümlemelerine tesadüf edilmez. Bunun yerine birçok "maz-mun ve mukaffa sözler" görülür. Bu sebeple ona

yerde "laf denseydi daha uygun bir isim

ve-olurdu. Yazar, bu olumsuz

duy-gu ve Tevfik Fikret, Cenap

(31)

Bü-YENi TORK EDEBIY ATI

lentve Ali Tevfik'in taklit ve nihayet

kil da

Genç Kalemler dergisinde estetik dair müstakil kuramsal

bunun yerine, deneme, ve

edebi-meseleleriyle ilgili olan

ya-tek ya-tek eserler üzerine verdikleri estetik

bu daha

çok, örneklerde de gibi, eserin diline,

ne, samimiyetine,

tekrarlara, yeni bedaet uygun olup

ve nihayet,

da-de bir ölçüt

olarak Özellikle dillerden gelen

kelimeleri 'tasarruf' ederek dilimizin uygun bir

kelimelerle vücuda sanat eserlerinde bir "ses" ve

SONUÇ

XIX. ikinci ile XX. ilk milliyetler Bizim irademizin Avrupa' da Devrimi'yle !1789 )

ve siyasi anlamdaki 'milliyetçilik duygusu', Balkanlar yoluyla Devleti'ne de dalgalar halinde

ve onun çok uluslu siyasi Bu

par-sonunda Türk kendilerine yeni bir kültürel ve siyasal kimlik aramaya Bu

ômer Seyfettin ve Ziya Gökalp olmak üzere, Genç Kalemler dergisin-deki yazarlar, daha XX. 'milliyetçilik

duygu-su'nun gücünü ve bu bir sonucu olarak

'milliyet duygusu'nun ve 'dil'in

vazgeçil-mez rolünü de bu iki

ni tam görmek, onlara milli' bir dil ve buna olarak

milli' bir edebiyat vücuda getirmek görevini

XX. itibaren milliyet duygusunun gücüyle

yeniden Devleti'nin siyasi

bünyesin-den yeni bir millet, Türk milleti Bu yeni dö-nemde yeni hayat, yeni manzumesini de

getir-Genç Kalemler dergisindeki yazarlar, bu yeni

man-zumesini anlatmaya Bu yeni

(32)

Dergide felsefeyle ilgili birçok bir felsefe disiplini olan estetik dört unsuruna· dair müsta-kil kuramsal yoktur. Bunun yerine

meselele-rine dair Bunlar daha çok deneme,

me ve konularda edebiyat ve sanat

ka-derginin görülmektedir. Biz bu

estetik dört unsuruna göre grup-incelemeye ve derginin dair bir bü-tün halinde metinlere olarak ortaya koymaya

Dergideki göre estetik süje/ sanatkar, her önce dönük "hayalleri" olan "seçkin bir Bunun ya-sanatkar, hayallerini diliyle vurabilmek, samimi olmak ve ferdi olmak özelliklerine de sahip olan kimsedir.

Dergiye göre estetik obje/ sanat eseri, her önce bir

bütün-lüktür. Yeni göre bu taklit etmek, seçkin

bir sanatkardan gelen çizgilere sahip olmak ve eserde

ele nesne veya seçip anlatmak

meydana getirir. Sanatkar, bütün bu ele kendisine öz-gü bir yolla uyumlu bir sanat eserini vücuda ge-tirir. Sanat eseri, beslenme, ve giyinme gibi

beden-sel ruhunun Onun

okuyucu, dinleyici veya seyircisine 'estetik haz' vermesidir. Bunu sanat eseri kabul edilebilir.

Genç Kalemler dergisindeki yazarlar, 'estetik güzel' in

ku-ramsal bir ancak dönemin

bilin-cinde olarak siyaset ve olmak üzere toplumun bütün

dinamiklerindeki Bu

döneminde güzel sanatlardan daha çok edebiyat güzel'i Bir estetik olan 'güzel'in kuramsal

çok, tek tek edebiyat eserlerindeki anlatmaya Onlara göre sanat eserindeki ilk içerik

'yenilik'tir.

da yeni olmak, duygu ve samimi

ol-mak, kelimelerin tercih etmek de eseri

gü-Onlar bir özün, milliyet duygusunun, estetik öl-çütlere uygun olarak sanat eserine yedirilmesinin de ona bir güzel-lik

Genç Kalemler dergisindeki 'estetik dair

(33)

YENi TÜRK

Dergideki bir edebiyat eseri estetik

ve-rirken yeni lisanla olmak, öncelemek, özgün olmak, yeni estetik uygun olmak,

bakmak gibi ölçütleri göz önünde

Sami-miyetsiz bir vermek ve 'mariz' duygulan anlatmak, on-gözünde olumsuz estetik sebepleridir. Edebiyat metinlerinin temel malzemesi olan dil üze-rinde Her kelime, tamlama ve cümle, kendi dilinde güzeldir, hareketle, Türkçenin

kelime, tamlama ve cümle kademelendirerek Dilimizin kelime, tamlama, cümle ve ahenk

dilinde ve onu dili haline getirme-ye

Genç Kalemler dergisindeki yazarlar, Servet-i Fünun

der-gisindeki yazarlardan olarak yeniden ele ve ona kül-türel birikimimize uygun yeni ve yorumlar

lerdir. Bu yorumlar içinde dönemin

ve kültürel izlerini Yine de bu

der-gide dair ortaya konulan dönemlerini

ileride bu topraklarda kendimize özgü sanat, edebiyat ve estetik bizlere yol göstermeye devam edeceklerdir.

1 Server Türkiye'de Matbuat Rejimleri, Matbuat Umum 1939, s. 76.

2 Genç Kalemler, 29 Mart 1327 / 11 Nisan 1911 -2 1330 / 15 Ekim 1912 tarihleri

33 Dergiyi, inceleyen

Massa-mi Arai, fön Türk Dlinemi Türk (çev. Tansel Demirel),

bul, 1994, s. 49-79; Hüseyin Çelik, Genç Kalemler Üzerinde Bir Yüzüncü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Van, 1995; Yusuf Ziya Öksüz, Türkçe'nin

Tarihi Genç Kalemler ve Yeni Lisan Hareketi, Türk Dil Kurumu Ankara, 1995, s. 77-153; Mustafa Genç Kalemler Dergisi'nin Trakya Üniversite-si, Fen-Edebiyat FakülteÜniversite-si, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Anabilim

Yüksek Lisans Tezi), Edime, 1995, 333+IV+VIII s. Dergi günümüz alfabesiyle

de Genç Kalemler Dergisi, (hzl. Çetin), Türk Dil

Kuru-mu Ankara, 1999, XVI1+577 s.

3 Estetik, Remzi Kitabevi, 1989, s. 14.

4 Age., s. 14.

5 bir kimse eserini niçin ve vücuda dair bil-gi için bk. Suut Kemal Yetkin, Kimdir?", Estetik ve Ana Sorun/an, ve Aka

1979, s. 9- 38; "Estetik Süje Çözümlemesi", age., s. 23-46; Sigmund Freud, Üzerine", Sanat ve Üzerine'', (çev. Kamuran Bozak 1979, s. 1-187; Berna Moran, Edebiyat Kuramlan ve

(34)

6 Ali Canip, "Gençler Ne Diyor ... ", Padahr-Çetin, age., s. 37.

7 Tahsin Nahit, "Tenkit", Parlahr-Çetin, age., s. 83.

S Enginün, Ömer Seyfettin'in devrin ifade ettikten sonra,

bu onun yazar: tespitler yer alan birçok

vak'a daha sonra hikayelerinin malzemesini Ômer Seyfettin'in Türkçü

bu malzemenin tayin eder. Türklükle ilgileri ele (Mukayeseli Edebiyat, Dergah 1992, s. 149).

9 age., s. 47.

10 Sanat eserinin ne dair bilgi için bk Yetkin, "Sanat Eseri Nedir?", age., s.

39-45; "Estetik Obje Çözümlemesi", age., s. 47-129; Moran, "Yeni age., s. 145-206; Ahmet Hamdi Edebiyat üzerine Makaleler, Dergah n, 1977, s. 13-20.

11 Ali Canip, "Bizde Edebiyat Dersleri" Genç Kalemler, c. I, S. 10 (2); Parlahr-Çetin, age., s. 14.

12 Sami, Kamus- Türki, Tercüman Genel Kültür 1991,

s. 970.

13 Talfm-i Retorik ve Edebiyat Yenilikler,

Atatürk Kültür Merkezi Ankara, 1996, s. 124.

14 Ali Canip, "Bizde Edebiyat Dersleri", Parlahr-Çetin, age., c. I, S. 10 (2); s. 14. 15 Ali Canip," i Edebuniz", age., c. I, S. 11 (3), s. 26.

16 Ali Canip, agm., s. 27.

17 Dergide gençlerin son "hikmet-i bedll.yi" kitaplannda gördükleri "nazariyeler" den söz

edilmekle beraber, o kitaplann künyeleri ve nazariyelerin

18 Ali Canip, agm., s. 27.

19 Ali Canip, "Sanat ve Mahiyeti", Genç Kalemler Dergisi, c. I,, S. 13 (5); Parlahr-Çetin, age.,

s. 47.

20 Moran, age,, s. 17.

21 Yekta Bahir, "Kfl ü Kal", Genç Kalemler, c. III, S. 13, 5 Kll.nunuevvel 1327 / 18 1911;

Par-lahr-Çetin, age., s. 311.

22 Ziya Gökalp, Mukavemeti", Genç Kalemler, c. Il, S. 2, 27 Nisan 1327 /10

1911; Parlahr-Çetin, age., s. 108.

23 Ziya Gökalp, age., s.108.

24 Yekta Bahir, "MillfDaha KavmfEdebiyat Ne Demektir?", Genç Kalemler, c. Il, S. 4, 26 1327 / 8 Haziran 1911; Parlahr-Çetin, age., s. 164.

25 Ziya Gökalp, age., s. 108. 26 Yekta Bahir, age., s. 163.

27 Edhem Hidayet, Umumf', Genç Kalemler Dergisi, c. 1, S. 13 (5); Parlahr-Çetin,

age., s. 57.

28 Ali Canip, "Sanat ve Edebiyat", Genç Kalemler, c. U, S. 3, 6 1327 /19 1911;

Par-lahr-Çetin, age., s. 134.

29 Türkçe Sözlük, TDK c. I, Ankara, 1998, s. 538; Orhan Felsefe

Sözlü-f!ü, Remzi Kitabevi, 1982,.s. 54. 30 age., s. 132.

31 Cemil Sena, Estetik, Remzi Kitabevi, 1972, s. 187-192.

32 age., s. 201- 206.

33 Ali Canip, "Gençler Ne Diyor? .. ", Genç Kalemler, c. I, S. 12 (4); Parlahr-Çetin, age., s. 38.

34 Hüseyin Naci, "Vers Libres Genç Kalemler, c. I, S. 13 (5); Parlahr-Çetin, age., s. 55.

35 Ali Canip, "Yeni Lisan", Genç Kalemler, c. Il, S. 2, 27Nisan 1327 1911;

Parlahr-Çe-tin, age., s. 106.

36 Ali Canip, "Garp Mektebi'nin Amilleri", Genç Kalemler, c. II, S. 2, 27 Nisan 1327 / 10 1911; Parlahr-Çetin, age., s. 116.

37 Ali Canip, age., s. 117. Ali Canip'in bu sahrlan çok sonraki Ahmet

Hamdi da noktaya dikkatleri Divan XIX.

daki ve istiaresini Ona göre

(35)

VENi TÜRK EDEBiYAT!

"(Enderunlu eseri, kendi ve için-de kendisini yenilemek mahrum bir istifaya benzer ifadeleriyle do-ludur.

Ne emel derunumda ne mecaz

derken biraz da bu yorgunluk duygusunu duyguyu anlatan de "devrinde o kadar ve

Bir mevsim-i geldik ki 8lemin

Balbül galistan harab

beyti bunlardan biridir." Ahmet Hamdi 19'uncu Türk Tarihi,

yan Kitabevi, 1976, s. 77, 86, 90.

38 Ömer Seyfettin, "Yeni Lisan", Genç Kalemler, c. Il, S. 3, 6 1327 /19 1911;

Parla-age., s. 127.

39 Ali Canip, "Sanat ve Edebiyat", Genç Kalemler, c., Il, S. 3, 6 1327 / 19 1911;

Par-age., s. 134.

40 Perviz [ömer Seyfettin], "Gençlik Beni Terk Et Dair", Genç Kalemler, c. II, S. 3, 6 1327 /19 1911; age., s. 140, 141.

4l Ziya Gökalp, "Yeni Genç Kalemler, c. Il, S. 5, 19 Haziran 1327 /2 Temmuz 1911; age., s. 171-177.

42 Ziya Gökalp, "Yeni Genç Kalemler, c. Il, S. 5, 19 Haziran 1327 /2 Temmuz 1911; age., s. 176.

43 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Ankara, 1998, s. 2397. 44 age., s. 247.

45 Perviz [ömer Seyfettin], "Gençlik Beni Terk Et Dair", Genç Kalemler, 6 Ma-1327 /19 1911; age., s. 139.

% ömer Seyfettin, "Yeni Lisan ve Hüseyin Cahid", Genç Kalemler, c. II, S. 4; 26 1327 / 8Haziran 1911; age., s. 145.

47 ömer Seyfettin, agy., s. 145.

48 Yekta Bahir, "Haluk'un Defteri ve Bugünkü Fikret'', Genç Kalemler, c. II, S. 5, 19 Haziran 1327 /2 Temmuz 1911; age., s. 177.

49 Nuri, "Mehmet Rauf Bey", Genç Kalemler, c. Il, S. 8, 1911;

age., s. 229.

50 [Ziya Gökalp1 "Yeni Hayat ve Yeni Genç Kalemler, c. II, S. 8, 10 tos1327 /23 1911; age., s. 236.

51 Ethem Hidayet, "Erganun Genç Kalemler, c. II, S. 10, 1 1327 / 14 Ekim 1911;

age., s. 266.

KAYNAKÇA

Ali Canip, "Gençler Ne Diyor?", Genç Kalemler, c. I, S. 12 (4); Genç Kalemler Dergisi, (hzl. il Çetin), Türk Dil Kurumu Ankara, 1999, s. 38 . ... , "Yeni Lisan", Genç Kalemler, c. il, S. 2, 27 Nisan 1327 / 10 1911;

age., s. 106 .

... , "Garp Mektebinin Amilleri", Genç Kalemler, c. il, S. 2, 27 Nisan 1327 /10 1911;

age., s. 116 .

... , "Sanat ve Edebiyat", Genç Kalemler, c. il, S. 3, 6 1327 /19 1911; Çetin, age., s. 132.

(Ziya Gökalp), "Yeni Hayat ve Yeni Genç Kalemler, c. II, S. 8, 10 tos1327 /23 1911; age., s. 236.

Ferit, Ansiklopedik Lügat, Kitabevi Ankara, 1993. Duman, Hasan, Kütüphaneleri Süreli Toplu Katalogu 1828-1928, Tarih,

Sa-nat ve Kültür Merkezi, 1986.

Enginün, Mukayeseli Edebiyat, Dergah 1992.

Ethem Hidayet, "Erganun Genç Kalemler, c. II, II. 10, 1 1327 /14 Ekim 1911;

(36)

Genç Kalemler Dergisi, (hzl. Çetin), Türk Dil Kurumu Anka-ra, 1999.

[Güntekin], Nuri, "Mehmet Rauf Bey", Genç Kalemler, c. lI, S. 8; 10 1327 /23 1911; age., s. 229.

Orhan, Felsefe Remzi Kitabevi, 1982, s. 54.

Hüseyin Naci, "Vers Libres Genç Kalemler, c. I, S. 13 (5), age., s. 55. Server, TUrkiye'de Matbuat Rejimleri, Matbuat Umum

1939.

Redhouse, Sir James, Yeni Türkçe ingilizce Sözlük, Redhouse 1968. Ömer Seyfettin, "Yeni Lisan", Genç c. Il, S. 3, 6 1327 /19 1911;

tin, age., s. 127 .

... , "Yeni Lisan ve Hüseyin Cahid", Genç Kalemler, c. II, S. 4, 26 1327 /8

Ha-ziran 1911; age., s. 145. \

Perviz [Ömer Seyfettin], "Gençlik Beni Terk Et Dair", Genç Kalemler, c. 2, S. 3, 6 1327 /19 1911; age., s. 140, 141.

Sena, Cemil, Estetik, Remzi Kitabevi, 1972. ,

Sami, Türki, Tercüman Genel Kültür 1991.

Ahmet Hamdi, 19'uncu Tiirk Tarihi, Kitabevi, 1976.

Estetik, Remzi Kitabevi, 1989.

Yekta "Haluk'un Defteri ve Bugünkü Fikret'', Genç c. II, S. 5, 19 Haziran 1327 /2 Temmuz 1911; age., s. 177.

Talim-i Retorik Edebiyat Yenilikler,

Ata-türk Kültür Merkezi Ankara, 1996.

Ziya Gökalp, "Yeni Genç Kalemler, c. II, S. 5, 19 Haziran 1327 /2 Temmuz 1911; age., s. 176.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ġnsani bir ihtiyaçtır örtünme ama dinimizde ve Ġslam da örtünme belli bir kuralı olan erkek ve kadınlar için belli bir standartları olan bir örtünme Ģekli. Aslında tek

Doğu ve Batı Dikotomisinin Yarattığı Gerçeklik: Oryantalizm - Oksidentalizm, International Journal Of Eurasia Social Sciences, Vol: 6, Issue: 19,

[21] Varma ve arkadaşları, hem doğal hem de cerrahi menopoza giren kadınlarda hafif şiddette depresyon ve anksiyete ile cinsel doyum sorunları- nın ortaya çıktığını,

Kanında kurşun yüksek çıkan işçiler Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde bazen birkaç hafta, bazen birkaç ay tedavi görüyor, sonra yine işbaşı yapıyor.. Kurşun bir

Aynı gün içerisinde aynı hesaba, isme veya karta aynı hesaptan, isimden veya karttan ayrı ayrı yapılan para transferi işlemlerinde, alınacak EFT/Havale ücretinin hangi sınır

150.000’den fazla yıldızın parlaklığını eşzamanlı ve kesintisiz bir şekilde ölçen Kepler Uzay Teleskobu, Güneş benzeri yıldızlar etrafında dönen Dünya benzeri

1.4.1.1.2 Nakdi Kredi Erken Kapama (Döviz Cinsi veya Dövize Endeksli Krediler) 2% Kredinin tamamının erken ödenmesi durumunda alınan

Aynı gün içerisinde aynı hesaba, isme veya karta aynı hesaptan, isimden veya karttan ayrı ayrı yapılan para transferi işlemlerinde, alınacak EFT/Havale ücretinin hangi sınır