• Sonuç bulunamadı

View of Inequalities in Turkish Politics: Since the Establishment of the Republic to 2000

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "View of Inequalities in Turkish Politics: Since the Establishment of the Republic to 2000"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURùYET’TEN GÜNÜMÜZE TÜRK SùYASù HAYATINDA EúùTSùZLùKLER (**)

Yrd. Doç. Dr. D. Ali ARSLAN (*) ÖZET

Bu çalıûmada, baûlangıcından bugüne Cumhuriyet dönemi Türk siyasi hayatı, eûitsizlik olgusu açısından irdelendi. ùçerik ve kapsam bakımından sistematik bir bütünlük saølamak amacıyla araûtırma kapsamına, 1920’den günümüze yaklaûık 80 yıla yakın bir süreçte Türk parlamentosu çatısı altında göreve yapmıû bütün milletvekilleri dahil edildi. Araûtırma, önce parlamento dönemleri bazında gerçekleûtirildi. Her dönem kendi içinde incelendikten sonra, dönemlere iliûkin olarak ortaya konan bulgular daha sonra, 6 ana dönem kapsamında ele alındı. Çalıûma kapsamında baûta yaû ve cinsiyet olmak üzere eøitim, mesleksel özgeçmiû, aile yapısı gibi sosyal ve demografik faktörler kullanıldı.

Çalıûmanın teorik temelini “Elit Teorisi” oluûturdu. Çalıûmada metodolojik açıdan konumsal (kurumsal) analiz tekniøi kullanıldı. Bu baølamda, Kurucu Meclis’ten bugüne parlamento kurumu çatısı altında milletvekilliøi yapmıû bütün parlamenterler Türk siyasi elitleri olarak tanımlandı. Bundan hareketle, TBMM çatısı altında görev yapmıû bütün milletvekilleri incelenerek bir “data-set” oluûturuldu. Bu “data-set” oluûturulurken temel kaynak olarak TBMM kayıt ve yayınlarının yanı sıra, çeûitli resmi ve resmi olmayan yayınlar, biyografiler ve ansiklopedik kaynaklar kullanıldı.

Anahtar Sözcükler:

Elit, Elit Teorisi, Eûitsizlik, ùktidar, Türk Siyasi Elitleri.

(**) Bu çalıûmada yer alan bilgi ve bulguların bir kısmı, 4. Ulusal Sosyoloji Kongresi’nde bildiri olarak sunulmuûtur.

(*)Sosyolog ve siyaset bilimci. ùngiltere’de “University of Surrey” de, Sosyal Bilimler Metodolojisi alanında yüksek lisans

(MSc.) ve yine aynı üniversitede, siyaset sosyolojisi alanında doktora (PhD) yaptı. Halen, Gaziosmanpaûa Üniversitesi, Eøitim Fakültesi’nde dekan yardımcısı, Ortaöøretim Sosyal Alanlar Eøitimi Bölümü Bölüm Baûkanı ve öøretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Gaziosmanpaûa Üniversitesi, Eøitim Fakültesi, 60100-TOKAT/ TURKEY

GSM: 0532 270 81 45, ùû Tel: (+90 356) 252 16 16/ 34 44, 34 04, Faks: (+90 356) 252 15 46 E-posta: arslandali@gop.edu.tr, cimderaslan@hotmail.com

(2)

“Inequalities in Turkish Politics: Since the Establishment of the Republic to

2000’s”

ABSTRACT

Turkish political (Arslan, 2004-a; 2004-b) elites were analyzed in terms of the inequalities in this study. Social background characteristics were employed to realize the purposes. Documentary and historical research techniques were used during the study. Age, gender, education, family background, occupations are still among the most important social factors and have traditional and substantial influence on the elite recruitment process in Contemporary Turkish society.

Key Words:

Elite, Elite Theory, Inequality, Power, Turkish Political Elites.

1.GùRùú

Köken olarak Latince “eligre” ve “electa” dan gelen “elit” kavramı, Fransızca “elite” sözcüøünden dilimize geçmiûtir. Eligre sözcüøü Latince’de seçme, “electa” ise seçilmiû, en iyisi anlamına gelir. Kavrama, sosyal bilimler alanında popülerlik kazandıran Vilfredo Pareto (1968) ve Gaetano Mosca (1939)’dır. Elit sözcüøünü sosyal bilimlerde ilk kullanan Gaetano Mosca, bu sözcüøü, Fransız sosyolog Henri de Saint Simon’dan etkilenerek keûfetmiûtir. Bilimsel alanda ün kazanması ise Pareto sayesinde olmuûtur. Pareto elit’i, belirli hiyerarûik yapılanmalar içinde en üst konumu elinde bulunduranlar veya kendi faaliyet alanının en iyileri, en etkilileri olarak tanımlar (Arslan, 1995: 12). Bir baûka deyimle, Pareto’ya göre elit, kendi çalıûma alanlarında en üst konumda, zirvede bulunan insanların oluûturduøu toplumsal sınıftır (Arslan 1998: 22 ve 1995: 4).

Sosyal bilimlerde kavramlar genellikle ya teorik açıdan veya metodolojik açıdan ele alınarak tanımlanır. Teorik açıdan ele alındıøında elit kavramı, kurumsal iktidara sahip, toplumsal kaynakları kontrol edebilecek konumda bulunan, karar verme sürecini doørudan ya da dolaylı olarak ciddi bir ûekilde etkileme (aktif ya da potansiyel olarak) yetisine sahip, karûıtlarına raømen istek ve amaçlarını gerçekleûtirebilen bireyler olarak tanımlanabilir.

Tanımlamada geçen temel toplumsal kaynaklar zenginlik, prestij, statü gibi sosyal ve ekonomik kaynakların yanı sıra, karizma, motivasyon, enerji, zaman gibi bireysel kaynakları da içerir. Tanımda vurgulanan bir diøer önemli nokta da, toplumsal karar verme sürecini etkileme yetisidir. Sözü edilen toplumsal kararlar, toplumun tamamını ilgilendiren makro düzey kararlar olabileceøi gibi, belli bir toplumsal kesimi ilgilendiren mikro düzey kararlar da olabilir. Karar verme sürecini

(3)

etkileme ise, karar verme sürecine katılım ûeklinde “doørudan” olabileceøi gibi “dolaylı” yollardan da olabilir.

Bu konuda açıklık getirilmesi gereken belki de en önemli nokta, elit (seçkin) kavramının hiç bir deøer yükü taûımadıøı gerçeøidir: Elit tamamen nötr bir kavramdır ve olumlu ya da olumsuz hiç bir deøer yükü taûımaz. Daha açık bir anlatımla, sosyolojik anlamda elit ya da seçkin demek asla en akıllı, en zeki, en yetenekli, en becerikli, ahlaki ve insani nitelikler bakımından en üstün demek deøildir. Kavramın kapsamına giren bir birey, sözü edilen bu nitelikleri taûıyor olabileceøi gibi, bu niteliklerin bir kısmını hatta hiç birini taûımıyor da olabilir.

Metodolojik açıdan, konuyu daha basite indirgeyip daha operasyonel kılmak için, “konumcu yaklaûım” ya da “kararcı yaklaûım” kullanılabilir. Konumcu ve kararcı yaklaûımlardan hareket edildiøinde elit, önemli toplumsal kurumların en üst ya da karar verme sürecine en yakın konumlarını iûgal eden bireylerdir. Temel toplumsal kurumların baûında ise hiç kuûkusuz siyaset, ekonomi, askeriye, yargı, eøitim, medya, ... gelir.

3. ELùT TEORùSù

Toplumların “iktidar yapısı” (Arslan, 2004-c; 2004-d) ve toplumdaki “güç (iktidar) iliûkileri”ni anlayıp açıklamayı hedefleyen sosyal bilimciler dikkat ve enerjilerini “eûitsizlik” kavramı üzerinde yoøunlaûtırmıûlardır. Bu konudaki etkin teorik yaklaûımlardan birisi de “Elit Teorisi” dir. Kendi içinde 4 ayrı teorik kola ayrılan elit teorisi (Arslan, 2004-e), toplumdaki elit-halk farklılaûmasını analiz ederken “iktidar” ve “etki” olgularından hareket eder (Etzioni, 1993).

Öz olarak, elit teorisi toplumu “azlar” ve “çoklar” olarak iki kategoriye ayırır. Az’lar toplumdaki erk’in sahibidirler ve çoklar’ı yönetirler. Yöneten toplumsal erk, az’ların tekelindedir ve hayati toplumsal kararlar bu azınlık grup tarafından verilir. Erki tekelinde tutan azlar “elit”, rolleri ve rotaları genellikle azlarca belirlenen çoklar ise “halk” olarak adlandırılır.

Demokratik elit teorisinin bir açılımı olan demo elit perspektif ise toplumların iktidar yapılarını incelerken üçlü bir kategorileûtirmeden yola çıkar. Bu teoriye göre toplumların iktidar yapıları, elitler, elitimsiler (sub-elites) ve halktan oluûan üçlü bir görünüm sergiler. Toplumun güç (iktidar) pastasından en fazla payı alanlar, temel toplumsal kaynakları kontrolünde tutan elitlerdir. Elitlerle halk arasında köprü görevi de üstlenen elitimsiler, elitlerin iûgal ettiøi konumlardan hemen sonra

(4)

gelen konumlarda bulunurlar ve iktidar yapısı içinde orta derecede güç sahibidirler. Temel toplumsal kaynaklardan ve toplumsal güçten en az oranda pay sahibi olan kesim ise halktır. Demo elit perspektife göre, elitler ancak halkla var olabilirler ve amaçlarını da ancak halkla ve halkın açık desteøiyle gerçekleûtirebilirler.

Demo elit-perspektifin üzerinde en çok durduøu konu elitlerin göreli baøımsızlıøıdır. Bu yaklaûıma göre elit baøımsızlıøı, kurumların baøımsızlıøından ve elitlerin plüralizminden çok daha farklıdır ve elitlerin temel toplumsal kaynaklardan baøımsızlıøı anlamına gelir. Toplumsal kaynaklar maddi kaynakların yanı sıra maddi olmayan kaynakları da kapsar.

En önemli toplumsal kaynaklar arasında fiziksel kaynaklar, kurumsal-yönetimsel kaynaklar (bürokratik organizasyonlar), sembolik kaynaklar (bilgi ve enformasyon gibi), sosyal-psikolojik kaynaklar ve bireysel kaynaklar (karizma, enerji, zaman ve motivasyon gibi), ekonomik ve mali kaynaklar (sermaye, üretim araçları, giriûim gibi) sayılabilir. Bu kaynaklar çoøunlukla birbirleriyle iliûkili ve iç içedir. Genellikle de farklı kombinasyonlar içinde bir arada bulunurlar.

Bu yaklaûımın üzerinde önemle durduøu bir baûka konu ise elitlerin dayanıûmasıdır. Demokratik düzenin saølıklı bir ûekilde iûlemesi, demokrasinin geliûebilmesi, toplumsal düzenin ve toplumun huzurunun sürmesi için, elitlerin baøımsız olmaları ve ülke koûulları gerektirdiøinde iû/güç birliøi yapmaları zorunlu ve kaçınılmazdır.

4. CUMHURùYET’TEN DÖNEMù TÜRK SùYASù HAYATINDA EúùTSùZLùKLER Türk siyasi elitlerinin toplumsal özgeçmiûlerinin incelenmesi ve sosyal anatomilerinin ortaya konması, yalnızca Türk toplumunun iktidar yapısını daha iyi anlaûılması açısından deøil, aynı ûekilde ülkemizde yaûanan bir çok sosyal ve siyasi geliûmelerin deøerlendirmesinin daha objektif bir ûekilde yapılabilmesi için de büyük önem taûır. Bulundukları konum, kontrol ettikleri toplumsal kaynaklar ve sahip oldukları güç bakımından toplumun hiyerarûik yapısının en üst katmanlarını oluûturan siyasi elitler, diøer bazı elit grupları (Arslan, 2004-f; 2004-g; 2004-h) ile birlikte, yalnızca toplumda uyulması gereken kuralları belirlemekle kalmazlar, aynı zamanda milyonlarca insanın oynayacaøı rolleri de belirlerler. Deyim yerindeyse toplumun kaderinin yanı sıra, bireylerin kaderini de onlar çizerler.

(5)

Yıllar boyunca ülkenin yaûantısını onlar yönlendirmiû, toplumun rotasını onlar çizmiû, devlet ve toplumun portresini onlar ûekillendirmiûlerdir (Arslan, 2004-i). Bu özellikleri ile yalnızca toplumumuzun yararına sonuçlanmıû isabetli kararların onurunu deøil, aynı ûekilde toplumsal hüsran ve hezimetlerle sonuçlanan hatalı seçimlerin, yanlıû kararların sorumluluk ve utancını da çoøunlukla onlar taûırlar. Bugün de bütün bu süreç ve gerçeklikleri ûekillendirmekte olan yine onlardır ve gelecekte de yine büyük ölçüde onlar olacaktır.

Çalıûmanın bu bölümünde daha ayrıntılı veriler ortaya koyabilmek amacıyla Cumhuriyet dönemi, temel sosyal ve politik indikatörler esas alınarak, 5 alt döneme ayrılarak incelendi:

1. Dönem: Tek partili dönem (1920-1946 yıllarını kapsıyor) 2. Dönem: 1946- 1960 yıllarını kapsıyor.

3. Dönem: 1960-1971 yıllarını kapsıyor. 4. Dönem: 1971-1980 yıllarını kapsıyor. 5. Dönem: 1980-1999 yıllarını kapsıyor.

Tablo 1

Türk Siyasi Elitlerinin Dönemlere Göre Yaû Özellikleri Baûlıca Dönemler Yaû Grupları I 1920-1946 (*) II 1946-1960 III 1960-1970 IV 1973-1980 V 1983-1999 Genç (30-39) 22.7 23.8 30.1 31.1 28.8 Orta Yaû Grubu

(40-54)

43.2 49.5 58.4 61.8 53.8 ùleri Yaû Grubu

(55, +)

33.8 27.1 11.1 7.2 17.2

Ortalama Yaû 44.1 45.5 44.5 45.7 45.4

(*) Dönem-I 1920, 1925 ve 1943 Parlamentolarını içerir.

Bütün bu dönemler genel olarak incelendiøinde, ilk göze çarpan yaû ve cinsiyet temelinde dayanan eûitsizlikler oldu. Araûtırmada, genç kuûaøın (39 yaû ve altı), ilk ve son kez 1920 yılında Birinci Dönem Parlamentosu (Kurucu Meclis)’nda, yüzde 53’lük bir oranla çoøunluk oluûturduøu görüldü. Bütün dönemler dikkate alındıøında, bu dönem dıûında gençler, çoøunluk oluûturacak böylesi bir orana hiç bir parlamento döneminde ulaûamamıûtır. Konu 5 ana dönem kapsamında ele alındıøında

(6)

ise orta (40-54) yaû grubu bireylerin Türk siyasi elitleri arasında, en büyük temsil edilme oranına sahip olduøu dikkat çekmektedir. Tablo 1’de de görüldüøü gibi, ileri yaû grubu (55 ve yukarısı) bireyler ise, özellikle ilk iki dönemde (1920-1946 ve 1946-1960) temsil edilme oranı bakımından ikinci sırada yer almaktadır. Üçüncü dönemle birlikte ise 39 yaû altı bireylerin, parlamento aritmetiøi içinde tekrar önemli bir yer iûgal etmeye baûladıøı görülür. Son üç dönem Türk siyasi elitleri arasında gençler, orta yaû grubunun ardından ikinci önemli yaû grubu olarak varlık gösterirler. ùleri yaû grubunun, parlamento çatısı altında temsil edilme oranı en düûük düzeyine dördüncü dönemde inmiûtir. Beûinci dönemde ise bu süreç tersine dönmeye baûlar.

Özetle, Tablo 1’de görüldüøü gibi, bütün dönemler ortalaması baz alındıøında Türk siyasi elitlerinin yaû ortalaması yaklaûık olarak 45’tir. Öte yandan, en düûük yaû ortalaması (44) ile, beû dönem içinde birinci dönem dikkat çekmektedir. Bütün bu veriler dikkate alındıøında, Cumhuriyet dönemi Türk siyasi elitleri arasında, orta yaû grubu özelliklerinin aøır bastıøı söylenebilir.

Tablo 2

Türk Siyasi Elitlerinin Eøitim Düzeyleri ve Yabancı Dil Bilgileri Baûlıca Dönemler Eøitim Düzeyi I 1920-1946 (*) II 1946-1960 III 1960-1970 IV 1973-1980 V 1983-1995 VI 1995-2005 Üniversite 68 72.7 75.8 76.8 84 89.5 Lise 3.5 8.4 10.4 9.4 7.6 7.4 Ortaokul 10.5 10.1 8.9 7.9 4.3 2 ùlkokul 4 5.1 3.9 7.3 4.2 1.2 Yabancı Dil Ortalaması 1.3 1.02 (-) (-) 0.99 -

Türk siyasi elitleri arasında, eøitim düzeyi (Arslan, 2004-j) bakımından da çarpıcı bir eûitsizlik göze çarpar. Tablo 2 incelendiøinde, üniversite eøitimli parlamenterlerin oranının her geçen dönem daha da arttıøı göze çarpar. Bu grubu ise, lise eøitimli milletvekilleri izler. Ortaokul eøitimli bireylerin temsil edilme oranında ise hızlı bir düûüû gözlemlenir.

Öte yandan, bir baûka toplumsal eûitsizlik kaynaøı da cinsiyet olgusudur. Toplumsal hayatın hemen her formunda gözlemlenebilen bir durum olan cinsiyet temeline eûitsizlik, Türk siyasi hayatının da ayrılmaz bir parçası haline dönüûmüûtür. Türk toplumunda elitlerin dolaûım süreci, cinsiyet olgusu temelinde incelendiøinde, bu sürecin, her dönem kadınların aleyhine iûlediøi görülmüûtür. Kuûkusu

(7)

siyasetteki bu erkek egemen görünüm, yalnızca Türkiye’ye özgü bir durum deøildir. Benzer türden eûitsizlikleri, ister doøulu ister batılı, ister geleneksel ister modern her toplumda ve her zaman diliminde gözlemlenebilir. Deøiûen yalnızca bu eûitsizliøin niceliksel boyutlarıdır.

Tablo 3

Cinsiyet Özellikleri Bakımından Türk Siyasi Elitleri

Baûlıca Dönemler Cinsiyet I 1920-1946 II 1946-1960 (*) III 1960-1970 IV 1973-1980 V 1983-1995 VI 1995-2005 Kadın 1.5 1.1 1.1 1.3 1.8 3.6 Erkek 98.5 98.9 98.9 98.7 98.8 96.4 Toplam 100 100 100 100 100 100 Tablo 4

Medeni Durum ve Sahip Olunan Çocuk Sayısı Bakımından Türk Siyasi Elitleri

Baûlıca Dönemler I 1920-1946 II 1946-1960 (*) III 1960-1970 IV 1973-1980 V 1983-1995 Evli 86.7 91.4 92.6 94.5 97.3 Medeni

Durum Bekâr (Dul) 13.3 8.6 7.3 5.5 2.7

Ortalama Çocuk Sayısı 2.66 2.45 2.53 2.75 2.42

Türk parlamento elitleri arasında gözlemlenen bir baûka önemli eûitsizlik kaynaøı da medeni duruma baølı eûitsizliklerdir. Tablo 4’te de görüldüøü gibi, Türk siyasi elitleri arasında evli bireylerin, evli olmayan bireylere oranla ezici bir çoøunluøu söz konusudur. Bu durum bir ölçüde Türkiye’nin toplumsal yapısı ve ulusal kültürle ilintilendirilebilir ve Türk toplumunun evliliøe ve aile kurumuna atfettiøi deøer dikkate alındıøında pek de sürpriz sayılmaz. Fakat burada ilginç olan, deøiûen sosyal-ekonomik ve kültürel faktörler bu durumu deøiûtirmemiû, beklentilerin aksine bu eûitsizliøi daha da pekiûtirmiûtir. ùlk dönem Türk parlamentosunda görev yapan parlamenterlerin yüzde 86.7’si evli iken, son dönemlerde evli milletvekillerinin oranının yüzde 95’in altına indiøine pek tanık olunmamıûtır. Konu çocuk sayısı bakımından irdelendiøinde de, küçük aile yapısının, Türk siyasi elitleri arasında baskın aile tipi olduøu görülür.

(8)

Türkiye’de elit dolaûımını etkileyen bir baûka önemli faktör ise bireylerin mesleksel özgeçmiûleridir. Toplumdan topluma, dönemden döneme farklılık gösterse de, hemen her toplumda bazı meslekler toplumsal yapı içinde, öteki mesleklere oranla daha avantajlı konuma sahiptirler. Bu deøerlendirme günümüz Türk toplumu açısından da geçerlidir. Tablo 5’te de görüldüøü gibi, Türk toplum ve siyaset hayatında baskın konumda olan iki meslek grubu hukukçular ile bürokrat ve yöneticilerdir. Tüccar ve sanayicilerin oluûturduøu meslek grubu ise hemen her dönemde önemli bir varlık göstermiû üçüncü meslek grubu olarak dikkat çekmektedir. Askerler, eøitimciler ve doktorlar da Türk parlamentosu çatısı altında varlık göstermiû ve kayda deøer oranlarda temsil edilmiû öteki meslek grupları arasında sayılabilir.

Tablo 5

Türk Siyasi Elitlerinin Mesleksel Özgeçmiûleri Baûlıca Dönemler Meslekler I 1920-1946 II 1946-1960 III 1960-1970 IV 1973-1980 V 1983-1995 Yönetici ve Üst Düzey Bürokrat 21.3 11 18.3 23.6 30.3 Hukukçu 13.1 24 27.4 23 15.8 Mühendis ve Mimar 1 3.3 1.9 3.1 2.6 Tıpçı 8 11.7 6.5 4.5 3.1 Müteahhit (-) (-) (-) (-) 7.9 Tıp Bilimleri (Veter., Diû Hek., Eczacı)

1.3 2.3 (-) (-) 4.6 Eøitimci 10.1 8.3 5.6 7.5 8.4 Asker 16.9 7 6.9 3 3 Tüccar ve Sanayici 10.7 17.7 16 15 15.4 Sendikacı (-) (-) 1.6 1.6 2.2 Öteki Meslekler 17 14.3 16 16 5.8

Öte yandan, Türk siyasi elitleri arasında en az oranda temsil edilmiû meslek grupları incelendiøinde, hemen göze çarpan iki meslek grubu iûçi ve çiftçilerdir. Türk toplumunun demografik yapısı incelendiøinde, iûçi ve özellikle de çiftçilerin, toplumun en büyük iki meslek grubu olduøu açıkça görülür. Hal böyle iken, Ergil’in de vurguladıøı gibi (Landau, 1980: 208), bütün parlamento dönemlerinde toplumdaki varlıkları ile kıyaslandıøında, parlamenter sistemde en az oranda temsil edilen meslekler iûçi ve çiftçilerdir.

(9)

5. GENEL DE÷ERLENDùRME VE SONUÇ

Toplumun ve bireylerin yaûamlarının, böylesine etkin yönlendiricisi konumunda bulunan Türk siyasi elitlerinin toplumsal özgeçmiûlerinin araûtırılmasına yönelik gerçekleûtirilen çalıûmalarda (Arslan, 1995 ve 2003) özetle ûu gerçeklerle karûılaûıldı: Öncelikle Türkiye’de siyasi gücün toplum kesimleri arasında daøılımı konusunda büyük bir eûitsizlik söz konusudur. Fakat güç daøılımındaki bu dengesizlik ve eûitsizlik yalnızca Türkiye’ye özgü bir durum deøildir. Klasik demokrasi teorisinin “salt eûitlikçilik” ilkesinin tam tersi olan bu gerçeklik, geliûmekte olan toplumların yanı sıra, geliûmiû varsayılan batılı toplumlarda da gözlemlenebilir.

Elit grupları içinde, bazı toplumsal gruplar aûırı ûekilde temsil edilirken, öteki toplumsal kesimler toplum içindeki varlıklarına oranla çok daha az oranda temsil edilmektedirler. Bu durum Türk siyasi elitleri için de geçerlidir. Söz konusu elit grubu özellikle yaû, cinsiyet, mesleksel özgeçmiû, eøitim düzeyi ve görülen eøitimin türü gibi sosyal faktörler açısından ele alınıp incelendiøinde bu eûitsizlik açık bir ûekilde gözler önüne serilir.

Batıda sıkça kullanılmaya baûlayan kavramlardan biri olan “ageism”, dilimize “yaûçılık” olarak çevrilebilir. Yaû ayrımı ya da belirli bir yaû grubunun aûırı egemenliøi anlamına gelen yaûçılık realitesi, Türk siyasetinin ayrılmaz olgularından biridir. Kurucu meclisten bu güne görev yapmıû bütün milletvekilleri incelendiøinde, Türk siyasi elitlerinin yaû ortalamasının yaklaûık 45 olduøu görülür. Karar verme sürecinde en etkili konumda bulunan üst siyasi elitlerin ortalama yaûı çok daha yüksektir. Cumhurbaûkanlıøı, baûbakanlık, meclis baûkanlıøı, etkili bakanlıklar gibi politik yaûantımızın en etkin konumlarında görev yapmıû siyasi elitlerin yaû ortalaması 54-55’e yaklaûır (Arslan, 2000: 498-514).

Siyasi elitlerle ilgili bir baûka önemli bulgu “cinsiyetçilik” olgusudur. Sosyal bilimler literatürüne “sexism” ya da “genderism” olarak geçmiû olan “cinsiyetçilik”, belli bir toplumsal grubun, cinsiyet temeline dayanan fiziki-biyolojik özelliklerinden dolayı öteki toplumsal gruba (cinsiyet grubuna) baskın olması durumudur. Cinsiyet ayrımcılıøı hemen her toplumda ve hemen her dönemde kadınların aleyhine olmuûtur. Cumhuriyet’ten günümüze Türk siyasi elitlerinin % 98’inden fazlasının erkek olduøu gerçeøi saptandıøında, cinsiyet temeline dayalı eûitsizliøin ülkemizdeki boyutları daha iyi anlaûılacaktır.

(10)

Burada vurgulanması gereken bir baûka gerçek, Türk kadını Cumhuriyet döneminde en yüksek temsil edilme oranına, büyük önder Atatürk’ün döneminde, 1935 yılındaki seçimlerde ulaûmıûtır. 1935 yılında parlamentoya 18 kadın milletvekili seçildi ve bu sayı, yaklaûık olarak % 4’lük bir orana karûılık gelir. Hatırlatmakta yarar var, kadınlarımıza milletvekili seçme ve milletvekilliøine seçilme hakları ilk kez 1934 yılında, çaøın lideri Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildi ve kadınlarımız bu haklarına çoøu batı ülkelerinin kadınlarından çok daha önce sahip oldu. Ne var ki, bu güzel ve o günün koûullarında deøerlendirildiøinde çaø ötesi atılım, geliûtirilerek sürdürülemedi.

Çalıûmada ortaya konulan bir baûka önemli nokta mesleklerin siyasi hayatta temsili ile ilgilidir. Cumhuriyet’ten günümüze Türk siyasi elitleri içinde hukukçular ile sivil bürokrasi-yöneticilik kökenli milletvekillerinin ezici bir üstünlüøü görülür. Üçüncü baskın meslek grubu ise askerliktir. Demokratik sistemlerde, teorik olarak büyük bir potansiyel güce sahip olan geniû halk kitleleri, realitede karar verme sürecinde pek de etkili olamamaktadırlar. Halen toplumumuzda en büyük iki meslek grubunu oluûturan küçük çiftçi ve iûçiler, aynı zamanda mecliste en az oranda temsil edilen iki meslek grubudur da.

Özetle, toplumların iktidar yapıları yaû, eøitim, cinsiyet, meslekler ve bazı öteki kriterler bakımından eûitsizlikçi bir görünüm sergiler. Bu durum Türkiye için de geçerlidir. Türk siyasi elitleri, orta ve ortanın üstü yaûtaki, üniversite mezunu, sivil bürokrasi-yönetici ve hukukçu kökenli erkeklerin, egemen olduøu bir elit grubudur.

KAYNAKÇA:

ARSLAN, A. (2004-a), “Turkish Political Elites (Türk Siyasi Elitleri)”, International Journal of Human Sciences, Political Science, 10.12.2004, http://www.insanbilimleri.com/en,

ARSLAN, A. (2004-b), “Social Anatomy of Turkish Top Political Elites in Contemporary Turkey”, International Journal of Human Sciences, Political Science, 11.12.2004,

http://www.insanbilimleri.com/en,

ARSLAN, A. (2004-c), “Türkiye’de ùktidarın Sosyolojik Anatomisi ve Türk ùktidar Seçkinleri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 1, 1 Ocak-31 Mart 2004, ss. 1-25.

ARSLAN, A. (2004-d), “Türkùktidar Seçkinleri”, Kırgızistan Kommersiyalık Enstitüsü, Akademik Bakıû, Türk Dünyası Celalabad ùûletme Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 3, 2004, ss.: 1-9,

http://www.tdcif.org/a_view.php?pg=arc_view&ex=13

(11)

ùliûkileri ve ùnsan Kaynakları Dergisi, cilt: 6, Sayı: 1, 2004,

http://www.isguc.org/arc_view.php?ex=193

ARSLAN, A. (2004-f), “Türkiye’nin Siyasi ve Toplumsal Deøiûme Sürecinde Ordu ve Türk Askeri Elitleri”, Sosyoloji Araûtırmaları Dergisi (Journal of Sociological Research), Cilt: 6, Sayı: 1, Bahar 2003, ss. 5-28.

ARSLAN, A. (2004-g), “Emergence of the Turkish Bourgeoisie and Business-Political Relations in Turkey”, International Journal of Human Sciences, 20.6.2004 http://www.insanbilimleri.com/en, ARSLAN, A. (2004-h), “Türk Medya Elitleri: Bir Durum Tespiti”, Sosyoloji Araûtırmaları Dergisi (Journal of Sociological Research), Cilt: 4, Sayı: 2, Kıû 2001, ss. 135-164.

ARSLAN, A. (2004-i), “Modern Türkiye’nin Sosyo-politik Yapısı ve Türk ùktidar Seçkinleri (Turkish Power Elite”, Deøiþen Dünyada Türkiye’nin Önemi - I. Ulusal Genç Bilim Adamları Sempozyumu, Cilt: 1, ss. 25-38, Bursa: Uludað Üniversitesi Kültür Sanat Kurulu Yayınları.

ARSLAN, A. (2004-j), “Educational Backgrounds of Contemporary Turkish Elites”, International Journal of Human Sciences, Political Science, 13.12.2004, http://www.insanbilimleri.com/en, ARSLAN, A. & Çaølar, A. (2000), “Cumhuriyet’ten Günümüze Türk Siyasi Liderleri: Atatürk’ten Demirel’e Üst Siyasi Elitler”, Hacettepe Üniversitesi, ùktisadi ve ùdari Bilimler Fakültesi Dergisi, c. 8, s. 2/200, ss. 499-514.

ARSLAN, A. (1998), “The Theories On Inequality: Elite Theory and Class Theory”, 18 march 1998, Guildford: University of Surrey, Department of Sociology.

ARSLAN, A. (1995), Turkish Political Elites: Social Construction of Turkish Political Elites and Top Political Leadership in Turkey, Guildford: University of Surrey, Department of Sociology. ETZONI, H. (1993), The Elite Connection, London: Polity Press.

LANDAU, J.M., Ozbudun, E. & Tachau, F. (1980), Electoral Politics in the Middle East, London: Croonm Helm.

MOSCA, G. (1939), The Ruling Class, New York: McGraw Hill.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mitokondri genomunun dizi analizi, Richard Green ve Svante Pääbo’nun liderlik ettiği Neandertal’in tüm genom diziliminin ortaya.. çıkarılmasını amaçlayan

Ювенильдік өсімдіктерге қарағанда имматурлық, виргинильдік және генеративтік өсімдіктердің жапырақ тақтасының ұзындығының ауытқу мәні біршама

Ve sen hani mesela onlar farkında değil tabii böyle görüntülere, artık bundan sonra farkında olmaya başladılar yani orada bir çocuk var, seninle yaşıt belki senden

Institutions and organizations that will take part in the feasibility study commission within the scope of the project are the following: TR Ministry of Transport, Maritime

Son aşamada, simüle edilen gizli değişken ile diğer makro değişkenlerin VAB(5) modelleri tahmin edilerek, hem etki-tepki fonksiyonları hesaplanmış hem de durgunlukların

The aim of this study was to compare the efficacy of intravenous dexmedetomidine and oral pregabalin premedication for attenuation of hemodynamic pressor response

Minimum Edge Dominating Energy of G [13] is defined as the sum of the absolute values of the Minimum Edge Dominating Eigen values.. In this paper we have considered simple,

As for the criteria for operations, the percentage appeared at (13%) as a general percentage of the content to record the indicators of the field of reasoning and solving