• Sonuç bulunamadı

Âşık Bilâl Ceyhan ve Şiirleri Yrd. Doç. Dr. Ruhi Kara

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Âşık Bilâl Ceyhan ve Şiirleri Yrd. Doç. Dr. Ruhi Kara"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

linin Destan›. Samsun: Demokrasinin Müdafaii ve Gazete Matbaas›.

AYDO⁄AN, Rasim (1961). Balta ile Öldürülen Befl Masumun Destan›. Koruteli: Emel Matbaas›.

AYGÜN; Kemal (1963). O¤lu Askere Gitti¤i S›rada Gelini Almak ‹steyen ve Gelinin Kand›ran Zalim Baba O¤lunu Öldürdü. ‹zmir: Memleket Mat-baas›.

AYGÜN, Kemal (1963). (Sivas Vilayetinde) Kardeflinin Kar›s›n› Almak ‹çin Gelini ile Sözünü Bir Edip Kardeflini Öldüren Katil Kardeflin Destan›. ‹zmir: Memleket Matbaas›.

BALCI, Ali (1961). Niksar›n Bozcaarmut Kö-yünde Kesilen K›z›n Destan›, Samsun: Nur Matba-as›.

COfiKUN, Feramuz (1963). Zorla Kaç›r›lan Niflanl› K›z›n Destan›”, Eskiflehir: Kader Matbaas›. ÇOLAKAY, Kayserili Duran (1959). Çineli Al-l› Gelinin Hazin Destan›. Ayd›n: Aydo¤du Matbaas›. DALAK, ‹brahim (1960). Bafra’n›n Elifli Kö-yünde Dostu ‹le Kocas›n› Kesen Kad›n›n Destan›. Demokrasi Matbaas›.

DA⁄AfiAR, E.Aslan (a), (Tarihsiz). ‹ki cahil suç iflledi..Türkiye’ye Turist gelen iki Alman’› öldür-dü. Türkiye’ye Turist olarak gelen ve iki cahil tara-f›ndan öldürülen Alman gençlerin Destan›. Eskifle-hir: Yeflilnur Matbaas›.

DA⁄AfiAR, E.Aslan (b), (Tarihsiz). Zaman›m›-z›n Baz› Han›mlar›na ‹thaf. Eskiflehir: Yeflilnur Matbaas›.

DE⁄‹RMENC‹, Yusuf –‹brahim (1965). Alkaç Sarac›k’ta O¤lu Askerde ‹ken Gelinine Tecavüz Eden Baban›n Destan›. Gümüflhac›köyü. Merzifon: Nurlar Matbaas›.

DURAN, Ürgüplü fiair Mustafa (1970). Ada-na’da metres olarak kullanmak isteyen babas›n› hiç ac›madan tabanca ile vuran Necla’n›n destan›. ‹s-tanbul: Öztürk Matbaas›.

DURAN Ürgüplü fiair Mustafa (1970). Yanl›fl-l›k Kurban› olan Talihsiz Askerin Destan›. ‹stan-bul:NÖztürk Matbaas›.

DURAN‹‚ Ürgüplü Afl›k Mustafa (1972). Mu¤-la’da dü¤ün olurken düflmanlar› taraf›ndan öldürü-len gelinin Destan›. ‹stanbul: Öztürk Matbaas›.

DURAN, Ürgüplü fiair Mustafa (1973). Ada-na’da Kardefli ile Birlikte Çarap ‹çirip ‹ki K›z›n› ‹¤-fal eden Babas›n› 3 Kurflunla Vuran Talihsiz Sulta-n›n Ac›s›. ‹stanbul: Öztürk Matbaas›.

DURAN, Ürgüplü Afl›k Mustafa (1974). Çay-cuma’da Servetini Kumara Verip Yavrular›n› Öldü-ren Babay› Nefretle Oku. ‹stanbul: Öztürk Matba-as›.

DURAN, Afl›k Mustafa (1979). Adana’da Dü-¤ünününe Bir Hafta Kala Öldürülen Talihsiz Nur-ten’in Destan›. ‹stanbul: Öztürk Matbaas›.

FERRAH‹, Ceyhanl› Afl›k (1963). (Derleyen Tokat›n Erbaa Kazas›ndan Abdurrahman Polat), Zamanede Baz› ‹nsanlara. Samsun: Aksiseda Mat-baas›.

GÖKKAYA, Sad›k (1961). ‹skilibin ‹bik köyün-de Irz Yüzünköyün-den Düflman›n› ve Annesini Babas›n› ve Kendi Kar›s›n› 4 Kifliyi Bir Öldürüp 6 Gün

Son-rada Kar›s›n›n Mezar› Üzerinde Kendisi ‹ntihar Eden Katil Ali’nin Çok Ac›kl› Destan›.

HASAN, Çorumun Yeflidere Köyünden Afl›k (1961). Gurbet ve Asker Destan›. Sivas: Esnaf Mat-baas›.

HASAN, Çorumun Yeflidere Köyünden Afl›k (1961). Çank›r›’n›n Kurflunlu Kazas›nda Olan Feci Cinayet GerdekGecesinde Gelinle Güveyi Asan Za-lim. Sivas: Esnaf Matbbas›.

KARATLI, Ali, (Tarihsiz). Gerde¤e Girerken Kayn› Taraf›ndan Öldürülen Gelinin Destan›. Zon-guldak: fieref Matbaas›.

KARTALLI, Metin (1953). ‹stanbul’da Sandal-c› Taraf›ndan Öldürülmüfl Zavall› Elif Gürcan’›n Destan›. Ankara: Nur Matbaas›.

KAYA, Eyüp (1968). Derli’nin Tepeköknarl› Köyünde:3 Senedir Kar› koca Hayat› Yaflad›¤› 15 Ya-fl›ndaki K›z›n› Hamile B›rakan 58 YaYa-fl›ndaki Baba-n›n ‹bret Destan›.

KOÇ, Dursun (1964). Mersin’in Silifke Kaza-s›nda iki Yavrusunu Kollar›na Ba¤lay›p Kayn› Yü-zünden Kendisini Göksu Nehrine Atan Asker Ailesi-nin Destan›. Sivas: Esnaf Matbaas›.

OTURAK, Hasan (1960). Gençlere Ö¤ütler. Giresun: Hamle Matbaas›.

ÖKKEfi, Afl›k (1964). Talihsiz Gelin Mine’nin Destan›. ‹stanbul: Alparslan Matbaas›.

SEFER‹, Halk fiairi Afl›k Ziya (Tarihsiz). Er-baal› Afl›k Ziya’dan Cemiyeti Bozan Çapk›n Kad›n ve Cehalet Dünyas›nda.

?, (1960). Devrin Baz› Kad›nlar›na.

fiENTÜRK, Muharrem fientürk-Dursun Koç (1969). Babas› taraf›ndan Öldürülen Sultan›n Des-tan›. Sivas: Esnaf Matbaas›.

fiENTÜRK, Muharrem-Dursun Koç (1969). Babas› Taraf›ndan Öldürülen Sultan›n Destan›. Si-vas: Esnaf Matbbas›.

fiENTÜRK, Muharrem-Dursun Koç (1969). Gerdek Gecesi Amcas›n›n O¤lu Taraf›ndan Öldürü-len Damat ile Gelinin Destan›. Sivas: NEsnaf Mat-baas›.

fiENTÜRK, Afl›k Muharrem (1974). Adana’da Kardefli ile Birlikte fiarap içirip iki k›z›n› igfal eden babas›n› üç kurflunla vuran talihsiz Sultan’›n Ac›s›. Sivas: Esnaf Matbaas›.

fiENTÜRK, Afl›k Muharrem (1974). Gire-sun’un Sarayc›k Köyünde Gelinine Göz Koyan Ah-laks›z Kaynata Teslim Olmayan Gelinini Öldürdü. Sivas: Esnaf Matbaas›.

fiENTÜRK, Afl›k Muharrem (1974). Adana’da ‹ki K›z›na Tecavüz Eden Zalim Babas›n› Öldüren Sultan›n Destan›. Sivas: Esnaf Matbaas›.

fiENTÜRK, Afl›k Muharrem, 1974, “Anka-ra’da Kar›s›n› Almanya’ya gönderip 4 Çocukla Orta-da kalan ‹smail’in Destan›”, Esnaf Matbaas›, Sivas. fiENTÜRK, Afl›k Muharrem, 1974, “Antal-ya’dan Alman Dostu ile Gelip Ailesni ve Çocu¤unu Kesen Zalim Baban›n Destan›, Esnaf Matbaas›, Si-vas.

YILMAZ, Samsunlu Salim, 1960, “Termen’in Bafracal› Köyünde Bo¤az›ndan Kesilen K›z›n Desta-n›”, Nur Matbbas›, Samsun.

(2)

1- HAYATI

Âfl›k Bilâl Ceyhan 01.03.1945

tarihin-de Osmaniye’nin Düziçi ilçesine ba¤l›

El-beyli köyünde dünyaya gelmifltir. As›l ad›

Hac› Ali’dir. Büyük kardeflinin ad› Bilâl’dir.

Kardeflinin yerine askere gitti¤inden nüfus

kütü¤üne daha sonra Bilâl Ceyhan olarak

kaydettirilir. Varsak boyuna mensup

Türk-men afliretlerindendir. Karaca O¤lan’›n

mensup oldu¤u Say›lo¤ullar› sülâlesiyle de

akrabal›k ba¤› oldu¤u kendisi taraf›ndan

ifade edilmektedir.

Âfl›k Bilâl Ceyhan’›n dedesi Molla

Ah-met, y›llar önce baz› sebeplerden ötürü

Ko-zan yöresinden ayr›larak Düziçi’nin

Haru-niye ve eski ad› Gökçe olan flimdiki ad›yla

Gökçay›r köylerine yerleflir. Burada Tecirli

a¤alar›yla geçinemez, ailesi ile birlikte

Sa-y›lo¤ullar› obas›ndan ayr›larak,

Elbeyo¤-lu’nun da bir müddet yaflay›p ayr›ld›¤›

El-beyli köyüne gelir, buray› yurt edinirler.

Âfl›k Bilâl’in babas›, Molla Hasan

‹b-rahim’dir. Çevresinde hoflsohbet birisi

ola-rak tan›nan Molla Hasan, usta mal› türkü

söyleyen, kendi yöresinde anlat›lan halk

hikâyelerini çok iyi bilen birisidir.

Annesi Tecirli Afliretine mensup

Düzi-çi’nin Bay›nd›rl› köyünde Fak› Ali’nin k›z›

Esma’d›r. Âfl›¤›n anne taraf›nda saz çal›p,

türkü söyleyen, halk hikâyesi anlatan bir

yak›n› yoktur.

Âfl›k Bilâl, ilkokulu, -kendi köyünde

olmad›¤› için- Düziçi’nin Pirsultanl› ve

Ali-bozlu köylerinde okur. ‹lkokul son s›n›fta

iken okuldan ayr›larak büyük kardeflinin

yerine askere gider. Vatanî görevini

bitir-dikten sonra Gazi Antep’in ‹slahiye

ilçesin-de medrese e¤itimi görür. Âfl›k, bu arada

ald›¤› dinî e¤itimin yan›nda ilkokulu da

d›-flar›dan bitirir. ‹yi derecede Osmanl›ca

bi-len Âfl›k Bilâl Ceyhan, okumaya merakl›

olup, birçok âfl›¤›n hayat›n›, fliirlerini bu

yolla ö¤renmifltir.

Dinî, tarihî ve millî konular

âfl›¤›m›-z›n fliirlerinde genifl olarak yer almaktad›r.

Askere gidinceye kadar çiftçilik

yap-m›fl, s›¤›r beslemifltir. Askerlik dönüflü iki

y›l medrese e¤itimi görmüfl, kendi köyünde

gönüllü imaml›k yapm›flt›r. ‹maml›k

yapt›-¤› s›rada saz çal›p, türkü söylemifl; türkü

Afl›k Bilâl Ceyhan and His Poetry

Poèmes du poète populaire Bilâl

Yrd. Doç. Dr. Ruhi KARA*

ÖZET

Âfl›k Bilâl Ceyhan 1945 y›l›nda Osmaniye’nin Düziçi ilçesine ba¤l› Elbeyli köyünde do¤mufl bir halk fla-iridir. Adana Âfl›kl›k gelene¤i içerisinde önemli bir yer alan “k›z isteme, gelin alma ve k›z evine k›na gecesi âfl›k götürme” gelene¤ini yöresinde hâlen yaflatan âfl›klar›m›zdand›r.

Anahtar Kelimeler

Âfl›k, Âfl›kl›k Gelene¤i, Âfl›k Götürme

RÉSUMÉ

Bilâl Ceyhan, né en 1945 au village Elbeyli de l’arrondissement de Düziçi du département d’Osmaniye, est un poète populaire (afl›k). Il est un des poètes populaires grâce à qui survit la tradition “de la demande en mariage de de fille, de la prise de la mariée et de l´accompagnement de l’afl›k à la maison de fille pour la nuit du henné”. Il s’agit d’une tradition importante de la région d’Adana.

Mots-clés

Poète populaire (afl›k), condition du poète populaire (afl›k), accompagnement du poète populaire

(3)

söylemesi çevrede hofl karfl›lanmad›¤›ndan

imaml›¤› b›rakarak çiftçilik yapmaya

de-vam etmifltir. Düziçi ilçesinde, k›z isteme,

gelin alma ve k›z evine k›na gecesi âfl›k

gö-türme gelene¤ini yaflatmaya çal›flarak, s›k

s›k bu törenlere ücret karfl›l›¤›nda davet

edilmifltir.

Adana’da Halk E¤itim Müdürlü¤ü

ta-raf›ndan düzenlenen Karaca O¤lan,

Dada-lo¤lu, festivallerine kat›larak, bu konuda

yap›lan araflt›rmalara yard›mc› olmufltur.

Âfl›k Bilâl Ceyhan, 1976 y›l›nda

‹s-kenderun Demir Çelik fabrikas›na iflçi

ola-rak girer. Âfl›kl›k iflini de hafta sonlar›nda

dü¤ünlere giderek devam ettirir.

‹skende-run Demir Çelik fabrikas›ndan emekli olan

Âfl›k Bilâl evli olup üç çocuk babas›d›r.

2-SANATI

Âfl›k Bilâl Ceyhan, fliir yazmaya ve

türkü söylemeye çok küçük yafllarda

baflla-m›fl, saz çalmay› da kendi kendine

ö¤ren-mifltir. Bu hususta herhangi bir ustas›

yok-tur. Âfl›kl›¤a bafllamas›nda babas›n›n ve

day›s›n›n etkisi olmufltur. Âfl›kl›¤›n

kendi-sine Allah vergisi olarak verildi¤ini, bunun

çok büyük bir yetenek oldu¤unu ve

dünya-ya âfl›k olarak geldi¤i düflüncesindedir.

Âfl›k, ilk fliirini ilkokul ikinci s›n›fta iken

s›n›f›n güzel k›z› Ayfle’ye “K›zlarda Geldi

Yetiflti” ad›yla yazm›flt›r.

Âfl›k Bilâl, âfl›k olmas›nda, saza ve

fli-ire merak›nda birinci etken olarak bölgede

hâlâ bir gelenek halinde yaflamakta olan,

dü¤ünlerde k›z evine k›na gecesi âfl›k

gö-türme gelene¤inin etkisi oldu¤unu söyler

ve flöyle aç›klar: “ Hafta sonlar› köyde ya

da komflu köylerde nerde dü¤ün varsa biz

ordayd›k. Önce o¤lan evine gider, davul

zurna eflli¤inde türkülü halaylar›m›z›

çe-kerdik. Yorulunca bir kenara oturup türkü

söyler, o türküyü zurnaya da çald›r›rd›k.

Daha sonra da akflam k›nac›larla beraber

k›z evine gider, âfl›¤›n sohbet etti¤i odada

yerimizi al›rd›k. Sabahlara kadar orada

âfl›¤›n anlatt›klar›n› söylediklerini dinler

ve ondan bir fleyler ö¤renmeye çal›fl›rd›k.

Buraya gelen âfl›klar cura çalarlard›.

Soh-bete bafllarken önce Karaca O¤landan dört

türkü söylerler, ondan sonra da toplumun

iste¤i üzerine; Köro¤lu, Ahmet Bey,

Elbeyli-o¤lu, Âfl›k Garip, Âfl›k Halil, Bey Böyrek,

Deli Boran, Gündefllio¤lu, G›l›nç Ali,

Hel-vac› Güzeli, Tahir ile Zühre, Esmahan ile

Zeycan, Yaral› Mahmut gibi halk

hikâyele-rini anlat›rlard›.”

Âfl›k Bilâl Ceyhan’› âfl›kl›¤a

haz›rla-yan sebeplerin bafl›nda Karaca O¤lan’dan

türkü söyleme gelene¤inin yan›nda;

çocuk-lu¤undan beri dinledi¤i, Elbeylio¤lu,

Dada-lo¤lu, Gündefllio¤lu, Deli Boran gibi eski

âfl›klar›n hikâyeleri ve bu hikâyelerdeki

fli-irleridir. Âfl›kl›k hayat›nda en çok

etkilen-di¤i hikâyenin “Kerem” hikâyesi oldu¤unu

söyler. Gelene¤e ait ilk iflaretleri bu

hikâ-yelerden ald›¤›n› belirtir. Arkadafllar›yla

bir araya geldiklerinde yine bu

gelenekler-le ilgili olarak flöygelenekler-le demektedir: “ Gençgelenekler-ler-

Gençler-le beraber köy odalar›nda toplan›r, saz

ça-lar, s›ra türküleri ça¤›r›rd›k. Herkes bir

türkü söylemek, ya da bir halk hikâyesi

an-latmak zorundayd›. Kimisi bilir, kimisi

bil-mezdi. ‹flin merakl›s› çoktu. Her gün daha

kalabal›k olurduk. Ayr›ca çeflitli oyunlar

da oynard›k. Türkü söylemeyenlerden belli

bir para toplar, o parayla bir sonraki güne

lokum, bisküvi, meyve al›r, odada hep

bera-ber yerdik.”

Adana âfl›klar gelene¤inde âfl›kl›¤a

bafllamada Karaca O¤lan gelene¤inin

etki-si görülmektedir. Yörede bu ifle gönül

ve-renler Karaca O¤lan fliirlerini söylemekle

bafllarlar. Yörede yap›lan fas›llarda Karaca

O¤lan, Dadalo¤lu ve Deli Boran’dan türkü

okurlar. Bu Karaca O¤lan’dan türkü

söyle-me gelene¤ine yörede “Karaca O¤lan

盤›r-mak” ad› verilir.

Âfl›k Bilâl Ceyhan da Karaca O¤lan

türkü söyleme gelene¤i içerisinde yetiflmifl,

kendisinin de bu konuda bir fleyler

söyleye-bilmesi için Karaca O¤lan’la ilgili fliirler

ez-berledi¤ini ve “ Karaca O¤lan 盤›rd›¤›n›”,

kendisini yetifltirmek için de Ruhsati, fiah

Hatayi, Pir Sultan Abdal, Buharal›

Mah-mut, Yunus Emre ve Mevlâna’y› da

okudu-¤unu söylemektedir.

Âfl›k, kendisini yetifltirdikten sonra

(4)

yavafl yavafl saz›n› ve fliirlerini de gelifltirir.

Askerlik görevi gelir, okulunu b›rakarak

askere gider:

Ben giderim vatan›mdan, Gurbet düflürdü yollara. Y›lan gibi kara tren, Yine uzand› yollara.

Asker dönüflü medreseye devam

et-mifl, ald›¤› bu e¤itim onun fliirlerinin

suna da yans›m›fl, dinî ve tasavvufî

konu-larda fliir söylemeye bafllam›flt›r. fiiirlerini

iki safhada incelemek mümkündür. Askere

gitmeden önceki fliirler ve askerden sonra

medrese e¤itimi s›ras›nda söyledi¤i fliirler.

Mevlâya Mevlâya K›rdaki türlü çiçekler, Kokar Mevlâya Mevlâya. Seher vakti öter kufllar, fiak›r Mevlâya Mevlâya. Âfl›k Bilâl geçer günler, Hani nerde, bunca canlar. Sur çal›nca hepten onlar, Kalkar Mevlâya Mevlâya.

Âfl›¤›n medrese e¤itimi öncesi

söyle-mifl oldu¤u fliirlerde kuvvetli bir Karaca

O¤lan etkisi vard›r. Medrese e¤itimi

sonra-s›nda söylemifl oldu¤u fliirlerinde Yunus

tarz›nda dinî-tasavvufî konular aç›kça

gö-rülmektedir. Âfl›k, gerçek fliire medrese

e¤itiminden sonras› dönemde ulaflt›¤›n›,

bunda da Yunus ve Mevlâna’y› okumas›n›n

büyük etkisi oldu¤unu söylemektedir.

fiiirlerinde, genellikle aflk, gurbet,

ölüm, toplumsal sorunlar, tabiat,

zaman-dan yak›nma, yoksulluk, dert, keder,

se-vinç gibi konular› ifllemifltir. Dinî

fliirlerin-de herhangi bir tarikata ba¤l›l›ktan çok

di-nî duygular ve gerçekler anlat›l›r. Yunus

Emre havas›n› tafl›yan birkaç mistik fliir

yan›nda di¤er dörtlüklerde genelde din,

ta-biat, aflk konusundad›r.

Âfl›k Bilâl usta bir saz flairidir.

fiiirle-rini saz eflli¤inde söylemektedir.

fiiirlerin-de genellikle tek sesin benzeflti¤i yar›m

ka-fiye kullanm›flt›r.

Âfl›k, fliirlerini koflma, türkü,

güzelle-me, destan ve a¤›t türlerinde yazm›flt›r.

fiiirleri genellikle dörtlüklerden

kuru-lu ve koflma tarz›nda kafiyeli okuru-lup, hece

vezninin 11’li ve 8’li kal›plar›yla

söylenmifl-tir. Bu kal›plar›n d›fl›nda çok az fliiri vard›r.

Baz› fliirlerinde vezin icab› hecelerin

düfl-tü¤ü, baz› fliirlerinde de afl›r› derecede

du-rak bozukluklar› görülür.

Senin aflk›n düfltü benim serime Sevdam›z serimden geçti Rüveyda Girsem seyreleysem gül bahçenize Gezerken bülbülün uçtu Rüveyda Sen güderken yol önünde yaz›ld› Selvi boyun bir dal gibi süzüldü Yavafl yürü belden kemer çözüldü Belinden kemerin düfltü Rüveyda

Göçtü Deyin ‹ki kap›l› bu yap› Biri geldi açt› deyin Birkaç gün kald› burada Birin örtüp göçtü deyin Zülkarneyn, Süleyman Han› Avcuna ald› cihan› Bir gün sorarlarsa beni Âfl›k Bilâl göçtü deyin

Koflmalarda anlam ve ses ahengi

ba-k›m›ndan bütünlük görülür.

Bu gün ben bir güzel gördüm Ç›k›verdi yol üstüne ‹smine maflallah verdim Yeflil giymifl al üstüne Gözler siyah, kafllar hilal Kusursuz yaratm›fl Celal Gönül dedi durma Bilâl Y›k›l› ver öl üstüne

Âfl›k, fliirlerinde duygu ve

düflüncele-rini yapmac›ktan uzak, sade bir söyleyiflle

anlatm›flt›r.

Âfl›k Bilâl Ceyhan, köyünde Hac› Ali

olarak bilinir. Âfl›k, fliirlerinde; Âfl›k Bilâl,

Bilâl ve bazen de Elbeylio¤lu mahlaslar›n›

kullanm›flt›r. Genellikle fliirlerinde “Âfl›k

Bilâl” mahlaslar›n› tapfl›rm›flt›r.

“Elbeyli-o¤lu” mahlas›, çok iyi türkü söyledi¤i ve

El-beylio¤lu Hikâyesini iyi anlatt›¤›ndan için

köylüleri taraf›ndan verilmifltir.

Diyor Bilâl Ceyhan bu nas›l flehir? Yüzünü buz tutmufl, akm›yor nehir, Zannedersem felek eylemifl kah›r, Çarfl›s›, pazar›, yolu bulunmaz. Âfl›k Bilâl hep savruldum kül gibi, Ne anam var ne babam var el gibi, Takat›m kalmad› kuru dal gibi, Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi.

(5)

Gözler siyah kafllar hilal, Kusursuz yaratm›fl Celal, Gönül dedi durma Bilâl, Y›k›l›ver öl üstüne.

Diyor Elbeylio¤lum, ibret al›r›m, Burda ne kocar›m ne de ölürüm, Bir gün olur ben de ora gelirim, Benim de orada ecdad›m neslim, Onlarda Allah’a oldular teslim.

Âfl›k Bilâl Ceyhan’›n fliirleri herhangi

bir sanat endiflesi tafl›mamaktad›r.

fiiir-lerini yazarken bir sanat kayg›s›

güt-memifltir. Onda amaç anlam derinli¤idir.

fiiirlerinde yal›n, sade ve özlü söyleyifl

var-d›r. Mahallî kelime ve söyleyifl biçimlerini

de görmek mümkündür.

fiiirlerinde hayal ve duygu dünyas›

kurarken çeflitli anlam ve söz

sanatlar›n-dan yararlan›r. Onun m›sralar›nda görülen

bu edebî sanatlar belirli bir e¤itimin

net-icesi olmay›p, hemen hemen her saz

flairin-de gördü¤ümüz söz sanatlar›d›r.

Âfl›k, çevresinde gördü¤ü güzelleri ve

güzellikleri ifade ederken baz›

benzet-melere yer vermifltir. Karaca O¤lan’da

ol-du¤u gibi; güzel selviye, saçlar ipek

s›r-maya, dudaklar goncaya, kirpikler oka

benzetilmifltir.

Bir güzele gönül verdim Boyu selvi beli ince Doyamad›m o mah yüze Dudaklar› gonca m› gonca

Atasözlerine s›k s›k baflvurmufltur.

Sözlü gelene¤in yayg›n oldu¤u k›rsal

alan-da atasözleri çok önem kazan›r. Bu

bak›m-dan atasözleri onun üslûbunu

zenginlefl-tirir.

Ne çileler dertler çeker Dünya için ömrün söker Od düfltü¤ü yeri yakar Yakt›¤›n› yakar geçer

Âfl›¤›n fliirlerinde günlük konuflma

dilinde s›k kullan›lan deyimlerden

yarar-land›¤›n› görüyoruz.

Bilâlim üç günlük bu dünya biter. (Üç

günlük dünya)

Rakibe haddini bildiremedim.

(Had-dini bildiremedim)

Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi.

(öm-rümü yiyip bitirmek)

fiiirlerde karg›fl(beddua) yoktur. Alk›fl

ve dualar s›k yer almaktad›r.

‹man› kald›rma ya Rab düflümden Ak›l cevherimi esme bafl›mdan Yafl› geçmifl hala kumar bafl›nda fieytana zar açanlardan eyleme

3- H‹KÂYEC‹L‹⁄‹

Âfl›k Bilâl Ceyhan, âfl›kl›¤›n›

haz›r-layan sebeplerin bafl›nda küçük yafllarda

dinledi¤i ve etkisinde uzun y›llar

kur-tulamad›¤› Âfl›k Kerem hikâyesi oldu¤unu

söylemektedir. Okudu¤u Âfl›k Kerem

hikâyesi onu söyletmeye bafllam›fl,

âfl›k-l›¤›n›n ilk basama¤›n› haz›rlam›flt›r.

Âfl›k, genç yaflta âfl›k sohbetlerine

kat›lm›fl, onlardan; Köro¤lu, Ahmet Bey,

Elbeyo¤lu, Âfl›k Garip, Âfl›k Halil, Deli

Boran, Gündefllio¤lu, Tahir ile Zühre,

Es-mahan ile Zeycan, Yaral› Mahmut

hikâyelerini dinlemifl ve ö¤renmifltir.

Ken-disi çeflitli âfl›k meclislerinde bu hikâyeleri

anlatm›flt›r.

Âfl›k Bilâl Ceyhan, hikâye musannifi

de¤ildir. ‹yi bir hikâye anlat›c›s›d›r. Âfl›¤›n

da¤arc›¤›nda bulunan ve anlatt›¤› halk

hikâyeleri flunlard›r:

Bildi¤i Hikâyeler

A- Tam olarak bildi¤i hikâyeler

1- Elbeylio¤lu Hikâyesi

2- Âfl›k Halil Hikâyesi

3- Ahmet Bey Hikâyesi

4- Köro¤lu Hikâyesinin

a- Gürcistan Kolu

b- fiam Kolu

c- Turna Teli Kolu

5- Buharal› Mahmut Hikâyesi

6- Beyo¤lu Hikâyesi

7- Âfl›k Garip Hikâyesi

8- Gündefllio¤lu Hikâyesi

B- Sadece birkaç fliirini (türküsünü)

bildi¤i hikâyeler:

1- Öksüz Ali Hikâyesi

2- Sürmeli Bey Hikâyesi

3- Bey Böyrek Hikâyesi

4- Öksüz Yakup Hikâyesi

5- K›l›nç Ali (Ali ile Fatma) Hikâyesi

6- Kambero¤lu Hikâyesi

7- Han Mahmut Hikâyesi

8- Deli Boran Hikâyesi

(6)

9- Hurflit ile Mahmihri Hikâyesi

10- Esme Han Hikâyesi

11- Helvac› Güzeli Hikâyesi

4. fi‹‹RLER‹

Gurbet

Ben giderim vatan›mdan, Gurbet düflürdü yollara. Y›lan gibi kara tren, Yine uzand› yollara. Hasret bizi helâk eder, Bilmem bu yol nere gider, Gaml› gönlüm etme keder, Birgün döneriz ellere. Birgün olur güller açar, Kara gündür gelir geçer, Dal üstünden bülbül uçar, O da kahreder dallara. Bizi mafediyor gurbet, Edelim millete hürmet, Âfl›k Bilâl sa¤ selamet, Birgün düfleriz yollara

K›zlar da Geldi Yetiflti K›zlar da geldi yetiflti Beyaz gül gibi, gül gibi, Birini gördüm geçende Çofltum sel gibi, sel gibi. Birisi var ince belli, ‹kincisi beyaz elli, Han›m k›zlar tatl› dilli, Söyler bal gibi, bal gibi. Baharda u¤rad›m k›fla Da¤lar› bürümüfl mefle, Aziz dostum güzel Ayfle, Yeflil göl gibi, göl gibi. Turnadan al›n›r teller, Güzellere mahsus derler, K›na yakm›fl ele k›zlar, K›z›l gül gibi, gül gibi. ‹nci gibi beyaz difli, Kaleme çekilmifl kafl›, Sarraf›n alt›n, gümüflü, Ayflem kal gibi, kal gibi. Baharda açan gül gibi, Sal›n›r selvi dal gibi, Âfl›k Bilâl bülbül olmufl, Ayflem gül gibi, gül gibi

Güzele Övgü

Bugün ben bir güzel gördüm, Ç›k›verdi yol üstüne. ‹smine maflallah verdim, Yeflil giymifl al üstüne. Nerde ola bunun sürüsü, Yeflil giymifl her birisi. Aç›lm›fl sultan korusu, Güller açm›fl gül üstüne.

Beyaz ele yakm›fl k›na, Bak›fl›n kâr eder cana K›z seni do¤uran ana Serdar m’etti kul üstüne. Evleri tavanl› çardak Beyaz düfller billur bardak Bakt›m birkaç yeflil ördek ‹nmifl yüzer göl üstüne. Gözler siyah, kafllar hilâl Kusursuz yaratm›fl Celal Gönül dedi durma Bilâl Y›k›l›ver öl üstüne.

Rüveyda

Senin aflk›n düfltü benim serime, Sevdan›z serimden geçti Rüveyda, Girsem seyreylesem gül bahçenize, Gezerken bülbülün uçtu Rüveyda. Sen giderken yol önünde yaz›ld›, Selvi boyun bir dal gibi süzüldü Yavafl yürü belden kemer çözüldü Belinden kemerin düfltü Rüveyda. Gülün aç›lmam›fl tomurcuk durur Çeflmenin bafl›nda hayalin yürür Seher yeli eser gö¤sün görülür Dal›ndan turunçlar düfltü Rüveyda. Sevdana düfleli ak›l yok baflta Gençlik ça¤›m›zd›r, biz onbefl yaflta Aç›lm›fl güllerin hep deste deste Reyhan›n kokusun saçt› Rüveyda. Âfl›k Bilâl aflk›n ile del’olur ‹lkbahar ay›nda çaylar sel olur Bahçenizde al, k›rm›z› gül olur Gönül bir hat›ra seçti Rüveyda Da¤lar

Dünya yarat›ld› durmaz yerinde Üzerine çivi vurulan da¤lar Bir mevsim karal› bir zaman yeflil Bir zamanlar beyaz bürünen da¤lar Yeryüzünde ayr› ayr› yerin var fiöhret bulmufl naml› naml› kar›n var Bir zamanlar reyha saçan belin var Bir mevsimde üryan bulunan da¤lar. Bafl›n› salm›fls›n beyaz dumana Dil çürütme dinsiz gelmez imana Bir zaman gark olun çay›r çimene Bir mevsimde siyah bürünen da¤lar. Bilâl devri alem döndü¤ü zaman Semada bu nurlar yand›¤› zaman Nuh nebi bafl›na indi¤i zaman Nuh’un gemisine direnen da¤lar.

Mevlâya Mevlâya K›rdaki türlü çiçekler, Kokar Mevlâya Mevlâya. Seher vakti öter kufllar fiak›r Mevlâya Mevlâya

(7)

Susuzlar› su diyerek Kavuflanlar bu diyerek Derviflleri hu diyerek Ç›kar Mevlâya Mevlâya Kar›n alm›fl yüce da¤lar Engini bahçeler ba¤lar K›vr›l›p akarak ça¤lar Sular Mevlâya Mevlâya Bak sulara tafltan ç›kar Dere, çay nehire bakar Toplan›r deryaya akar Akar Mevlâya Mevlâya Âfl›k Bilâl geçer günler Hani nerde, bunca canlar Sur çal›n›nca hep onlar, Kalkar mevlâya mevlâya

Bir Güzele

Bir güzele gönül verdim Boyu selvi beli ince Doyamad›m o mah yüze Dudaklar gonca m› gonca I¤ran›r selvi dal gibi Dalgal› yeflil göl gibi Uzun saçlar›n tel gibi Atm›fl gulunçtan gulunca Her kitaptan okur demifl Bülbül ise flak›r demifl Dü¤ür sald›m fakir demifl N’olur fukara olunca Âfl›k Bilâl çilem dolmaz Afl›¤› a¤latan gülmez Geçer bu güzellik kalmaz Bir gün Azrail gelince

Bu gurbet Ömrümü Yedi Bitirdi Yalan dünya hiç yüzüme gülmedi Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi El att›m dallara yerin bulmad› Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi Döküldü difllerim a¤ard› saç›m Büküldü kaddim kalmad› biçim Kurumaz gözlerim kan a¤lar içim Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi fiu fanide iyisini bulmad›m Yetim kald›m ana, baba görmedim Ömrüm geldi geçti murat almad›m Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi Âfl›k Bilâl hep savruldum kül gibi Ne anam var ne babam ver el gibi Takat›m kalmad› kuru dal gibi Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi

Ana

Babam Adem anam Havva Ana bir ihtiyaç imifl Havva Adem’den bir parça Anas›z olmak güç imifl

Karanl›k gecem tan olsa ‹ster sen ister ben olsa ‹nsan sultan ve han olsa Annesine muhtaç imifl Nece gövdende götürdün Ninni söyledin yat›rd›n Beni topluma getirdin Analar bafla taç imifl Cennet aya¤› alt›nda Onu e¤ilir öperim Derdimi ona dökerim Ana derde ilaç imifl Âfl›k Bilâl evlat sende Ödenmez hakk›n var bende Cennet aya¤›n alt›nda Cenneti bulmak güç imifl

Mevlâna

Seyahat eyledim geldim Konya’ya Ziyaretin akla gelmifl Mevlâna Aladdin Tepe’den seyran eylerken Gözümün önünde kalm›fl Mevlâna Akar flad›rvan› genifl surlar› ‹slam ahlak›yla yanar nurlar› Horasandan gelen büyük pirleri Yan›na misafir alm›fl Mevlâna Yeflildir kümbeti siyah kubbesi Yumurta m› tesbihinin habbesi ‹lmine sayg›yla kalkm›fl babas› ‹lminen flöhrete ermifl Mevlâna Çeflit çeflit hediyeler dizili Büyük Mushaf Haf›z Osman yaz›l› Mangal yanm›fl seccadesi yaz›l› Yönelmifl k›bleye dönmüfl Mevlâna Ç›k›lm›yor y›l öncesi hal›ndan Hediyeler gelmifl flahtan, veliden Libaslar giyinmifl Acem flal›ndan Mevlânan›n sevgisin alm›fl Mevlâna Gezersen al›rs›n büyük bir bilgi Ayette süslüdür koca bir kurgu Dizilmifl bir yanda hep sünnet çalg› ‹lim deryas›na dalm›fl Mevlâna Zümrüt gibi mabedinin yap›s› Beytullaha do¤ru bakar kap›s› Karfl›s›nda Yavuz Selim Cami’si ‹stedi¤i s›rra ermifl Mevlâna Mevlâna bir umman ilmi çok derin Bildi¤imiz kadar anlatak yar›n Âfl›k Bilâl gibi kalp gözü körün Kabul et ziyaret k›lm›fl Mevlâna

NOTLAR

Âfl›k Bilâl CEYHAN’la ilgili bilgiler o¤lu ‹b-rahim CEYHAN’dan derlenmifltir.

Kaynak kifli: ‹brahim CEYHAN ‹fli: Ö¤retmen

Görüflme yeri ve tarihi: Erzincan-1998

Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 64

Referanslar

Benzer Belgeler

birçöj<:ıis.tilaya uğramıştır.. 20 QflQ,:kişilik bir kafile Tibet's, buradan da-Hindistan'a ve Anadolu'ya ·sığınır.1949'da Çin baskısından kaçan 7000

MADDE 16 - (1) Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün görevleri şunlardır: a) Yurt dışında yaşayan soydaş, dindaş ve vatandaşlarımızın dini ihtiyaçlarını belirle-

Orhan Kemal’in Gurbet Ku ları ve Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanlarında Köyden Kente Göç ve Yoksulluk, Yayımlanmamı Yüksek Lisans Tezi, stanbul:

Bu gurbet Ömrümü Yedi Bitirdi Yalan dünya hiç yüzüme gülmedi Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi El att›m dallara yerin bulmad› Bu gurbet ömrümü yedi bitirdi Döküldü

Bir İçim Su için roman demek, çok da mümkün değil çünkü kitaptaki metinlerin birbiriyle bağı yok.. Roman türünün özelliklerini barındıran ayrıntılara

Sonuç olarak Berlin’de yaşayan bir gurbetçi ailenin küçük yaşlar- daki kızının yabancı bir ülkedeki yalnızlığını, özlemlerini, hüzünlerini, hayallerini, zaman

Mehmet Âkif Ersoy, 1914 yılı Ocak ayında hayırseverliği ve cömertliği ile ün yapmış Abbas Halim Paşa’nın (1866-1935) daveti ve maddi desteğiyle Mısır ve Medine’ye iki ay

Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik