• Sonuç bulunamadı

Klasik Türk müziği'nde ekol olarak nitelendirilen bayan ses icrâcılarının ses eğitimi alanındaki görüşlerinin incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Klasik Türk müziği'nde ekol olarak nitelendirilen bayan ses icrâcılarının ses eğitimi alanındaki görüşlerinin incelenmesi"

Copied!
68
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

MÜZĠK ANASANAT DALI

TÜRK SANAT MÜZĠĞĠ SANAT DALI

KLASĠK TÜRK MÜZĠĞĠ'NDE EKOL OLARAK

NĠTELENDĠRĠLEN BAYAN SES ĠCRÂCILARININ SES

EĞĠTĠMĠ ALANINDAKĠ GÖRÜġLERĠNĠN

ĠNCELENMESĠ

ġükran Bilge ÇUKUROVALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

(2)

T.C.

SEÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

T.C.

SEÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU

Ö ğr e n ci n in

Adı Soyadı Şükran Bilge ÇUKUROVALI

Numarası 154251012002

Ana Sanat/Sanat Dalı Müzik/Türk Sanat Müziği Danışmanı Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Tezin Adı

Klasik Türk Müziği'nde Ekol Olarak Nitelendirilen Bayan Ses İcrâcılarının Ses Eğitimi Alanındaki Görüşlerinin İncelenmesi

ġükran Bilge ÇUKUROVALI tarafından hazırlanan “Klasik Türk Müziği'nde Ekol Olarak Nitelendirilen Bayan Ses Ġcracılarının, Ses Eğitimi Alanındaki GörüĢlerinin Ġncelenmesi” baĢlıklı bu çalıĢma ... ... 2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Jüri Üyeleri Ġmza

DanıĢman

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Nuri PARMAKSIZ ………..

Üye

Doç. Dr. Ömer ÖZDEN ………..

(4)

TEġEKKÜR

Bu çalıĢma, Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı Türk Sanat Müziği Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Nuri PARMAKSIZ danıĢmanlığında tamamlanarak, Selçuk Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü‟ne Yüksek Lisans Tezi olarak sunulmuĢtur.

Özellikle Tez hocam Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Nuri PARMAKSIZ‟a tezimin yazılması sırasında yaptığı yönlendirmeler, bana olan bilimsel samimiyeti ile yaptığı katkılar ve özellikle de gösterdiği sabır için ne kadar teĢekkür etsem azdır. Bilimsel ufkumu geniĢleten, verdiği değerli bilgilerle ve engin tecrübeleriyle bana destek olan ve bilgilerini esirgemeyen, tecrübe ve görüĢlerinden sonsuz yararlandığım hocama en içten ve en kalbi duygularla saygılarımı sunuyorum.

Lisans öğrenciliğimden beri bilimsel ve müzik ahlâki bilincimin geliĢmesine büyük katkı sağlayan saygıdeğer hocam Doç. Dr. Sühan ĠRDEN beyefendiye, bu çalıĢmanın tez önerisinden baĢlayarak seçilmesinde ve yürütülmesinde bilgi ve önerileri ile benden yardımlarını esirgemediği için içten teĢekkürlerimi sunmayı ahlâki ve vicdani bir borç bilirim.

ÇalıĢmalarım süresince yaptıkları maddi ve manevi yardımlarla bana yol gösteren, Doç. Dr. Oğuz KARAKAYA ve Doç. Dr. Ömer ÖZDEN‟e samimi teĢekkürlerimi sunmak isterim.

ÇalıĢmamın temelini oluĢturan görüĢmelerin yapıldığı, Ezgi KÖKER, Serda Türkel OTER, Çiğdem YARKIN, Elif Zehra GÜREġÇĠ, Elif Bilge KURTULDU, Güzin DEĞĠġMEZ, Melihat GÜLSES ve Tülin YAKARÇELĠK hocalarıma, bana gösterdikleri yakınlık, sabır, ilgi ve görüĢme sırasındaki engin bilgilerini tarafıma aktarıĢları için ne kadar minnettar olduğumu burada bir kere daha ifade etmek isterim.

Son olarak, çalıĢmalarım sırasında bana maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen sevgili eĢim Mehmet ÖZCAN‟a ve her türlü destekleri ile yanımda olan sevgili aileme sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(5)

T.C.

SEÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğr e n ci n in

Adı Soyadı Şükran Bilge ÇUKUROVALI

Numarası 154251012002

Ana Sanat/Sanat Dalı Müzik/Türk Sanat Müziği

Danışmanı Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Tezin Adı

Klasik Türk Müziği'nde Ekol Olarak Nitelendirilen Bayan Ses İcrâcılarının Ses Eğitimi Alanındaki Görüşlerinin İncelenmesi

ÖZET

Ülkemizde ses eğitiminin baĢarılı olması, ses eğitimi ders programlarının belli amaçlara göre hazırlanması, her önüne gelen kurum yetkililerinin istediği Ģekilde davranmasının önüne geçilmesi ve programların uygun bir "sistem"e oturtulması ile mümkün olabilir.

AraĢtırma için öncelikle ayrıntılı bir araĢtırma yapılarak, hem çalıĢma metodu ve hem de görüĢülecek çalıĢma grubunun özellikleri belirlenmiĢtir.

ÇalıĢma grubu olarak yukarıda ifade edilen özelliklere sahip Türkiye'de ekol olarak nitelendirilen beĢ bayan ses icracısı seçilmiĢtir.

Bu düĢünceden hareketle, Türkiye‟de akademik ve akademik olmayan üç farklı nesil ve üç farklı eğitim ortamından gelen geniĢ yaĢ ve eğitim yelpazesindeki ve Türkiye‟de ekol olarak nitelendirilen beĢ bayan ses icracısı ile görüĢülmüĢtür.

ÇalıĢmada, Sosyal bilimlerde yapılacak çalıĢmalarda kullanılan metotlardan nitel araĢtırma yaklaĢımı esas alınmıĢtır ve araĢtırma modellerinden, durum çalıĢması

(6)

görüĢmeler yolu ile veri toplama ve elde edilen verilerin derinlemesine incelenmesine dayanmaktadır.

Veriler yarı-yapılandırılmıĢ görüĢme formu yardımıyla elde edilmiĢtir. Veri analizi yapılırken "içerik analizi" tercih edilmiĢtir.

GörüĢme için çalıĢma grubundaki her bir sanatçıdan önceden randevu alınmıĢ, görüĢmeler bizzat çalıĢmacı tarafından, literatürlerde belirtilen görüĢme ortamı tam olarak sağlanarak ve çoğunluğu açık uç‟lu sorular sorularak yapılmıĢtır.

ÇalıĢma grubuna, ses eğitiminde üslup ve ekol tercihleri, materyal ve tekniklere iliĢkin görüĢ ve değerlendirmeleri, “Ses eğitimi sistemi” ve MeĢk sistemi” konularına ve bu sistemlerin birbirlerine etkilerine bakıĢ açıları, ses eğitiminin sorunlarına ve bu sorunlara iliĢkin çözüm önerilerine yönelik görüĢleri sorulmuĢtur.

Böylece, Türkiye‟de ekol olarak nitelendirilen bazı bayan ses icracılarının, ses eğitiminde üslup ve ekol tercihleri, materyal ve tekniklere iliĢkin görüĢ ve değerlendirmeleri, ses eğitimine bakıĢ açıları, ses eğitiminin sorunlarına ve bu sorunlara iliĢkin çözüm önerilerine yönelik görüĢleri elde edilmiĢtir.

ÇalıĢma grubunun görüĢlerinden elde edilen tüm veriler, hiçbir ekleme ya da çıkarma yapılmadan EK olarak tez sonunda verilmiĢ ayrıca özetlenerek, tablolara dönüĢtürülmüĢ, değerlendirmeler ve yorumlar da bu tabloların altında teferruatlı olarak verilmiĢtir.

ÇalıĢma grubunun cevaplarına toplu olarak bakıldığında, üç farklı nesil ve üç farklı eğitim ortamından gelmiĢ olsalar da, Ses Eğitimi Sistemini tamamen dıĢlamamakla birlikte büyük bir çoğunlukla MeĢk Sisteminden yana oldukları sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Fikir ayrılıkları genelde, yetiĢtikleri zaman dilimleri ve kullandıkları yöntemlerle ilgili olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum, zamanın ve kullanılan yolların çok değiĢmesine karĢılık, gruptaki sanatçıların kendi yetiĢtikleri dönemdeki eğitim ortam ve olanaklarına daha çok aĢina olmalarından kaynaklanmıĢ olabilmektedir.

(7)

T.C.

SEÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğr e n ci n in

Adı Soyadı Şükran Bilge ÇUKUROVALI

Numarası 154251012002

Ana Sanat/Sanat Dalı Müzik/Türk Sanat Müziği Danışmanı Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Tezin İngilizce Adı

Investigation of the Ideas in the Field of Vocal Training of Female Vocal-Performers Accepted as Ecol in Classical Turkish Music

SUMMARY

In our country, it is possible to be successful in the voice training depends on by preparing the sound education course programs according to certain objectives, by avoiding officials‟ behaviors in the way they want and to fit the programs onto a “suitable system”

First of all, a detailed research was carried out and the method of study and the characteristics of the artist group to be discussed were determined

Five female voice echoes in Turkey performers described as having the characteristics mentioned above is selected as the study group.

Starting from this idea, coming from three different generations and three different academic and non-academic educational environments in Turkey and considered a wide age range of school education in Turkey and in eight female voice performers were interviewed.

(8)

based on the participant observations and detailed interviews, data collection and the in-depth examination of the data obtained.

The data were obtained with the help of semi-structured interview form. "Content analysis" was preferred during data analysis.

Interviews were made by each artist prior to the interview, and the interviews were conducted by the worker himself, by providing the interview environment fully stated in the literature and by asking the open ended questions.

The artists were asked about their style and school preferences in voice training, their opinions and evaluations on materials and techniques, their perspectives on Western voice training system and Meshk System and their effects on each other issues and their impacts on voice systems, their suggestions on the problems of voice training and their solutions to these problems.

Thus, the school in Turkey considered some female voice performers of, style of sound education and school choice, material and opinions and assessments of the technical, sound education perspectives, to the voice training issues and ideas for solutions to this problem were obtained.

All the data obtained from the views of the artist are given in the form of an appendix, at the end of the thesis, without any additions or subtraction. Also, it is summarized and converted into tables.

Although the responses of the artists were analyzed from three different generations and three different educational environments, it was concluded that they did not totally exclude the Western Voice Training System but they were in favor of the Meshk System.

Disagreements among the female performers generally arise in relation to the times they educated and the methods they used. This situation may be due to the fact that the time and the roads used are changed very much, and the artists are more familiar with the educational environment and facilities at the time of their upbringing.

(9)

ĠÇĠNDEKĠLER

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI ... I YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU ... II TEġEKKÜR ... III ÖZET ... IV SUMMARY ... VI ĠÇĠNDEKĠLER ... VIII TABLOLAR LĠSTESĠ ... X ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... XI ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... XI KISALTMALAR LĠSTESĠ ... XII

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ... 1 GĠRĠġ ... 1 1.2. Problem Cümlesi ... 2 1.3. AraĢtırmanın Amacı ... 2 1.4. AraĢtırmanın Önemi ... 2 1.5. Varsayımlar ... 2 1.6. Sınırlılıklar ... 2 ĠKĠNCĠ BÖLÜM ... 3

2. Kuramsal Çerçeve ve Ġlgili Literatür Taraması ... 3

2.1. Eğitim ... 3

2.2. Ses Eğitimi ... 3

2.2.1. Ses Nedir? ... 3

2.2.2. Ġnsan Sesi ve OluĢumu ... 4

2.2.3. Ses Eğitimi ... 6

2.2.4. Ses Eğitiminin Temel Öğeleri ... 7

2.2.5. Postür ... 7

2.2.6. Solunum ... 7

2.2.7. Rezonans ... 8

(10)

2.2.8. Artikülasyon ... 9 Artikülasyon Çalışmaları ... 9 2.2.9. Diksiyon ... 10 Diksiyon Çalışmaları ... 10 2.2.10. Fonasyon ... 10 2.3. Ekol ... 10

2.4. Türk Müziği Ses Eğitimi ... 11

2.5.MeĢk ... 12

2.6. Türk Müziği Ses Ġcracılığı (Yorumculuk) ... 12

2.7. Ġlgili Yayınlar ve AraĢtırmalar ... 13

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 16

3. YÖNTEM ... 16

3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 16

3.2. ÇalıĢma Grubu ... 16

3.3. Veri Toplama Aracı ... 16

3.4. Verilerin Analizi ... 17 3.5. Geçerlilik ve Güvenilirlik ... 18 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ... 19 4. BULGULAR VE YORUMLAR ... 19 BEġĠNCĠ BÖLÜM ... 29 5. SONUÇLAR ve ÖNERĠLER ... 29 5.1. SONUÇLAR ... 29 5.2. ÖNERĠLER ... 30 KAYNAKLAR ... 31 EKLER ... 35 EK 1. GÖRÜġME SORULARI... 35

EK 2. SANATÇILARIN SORULARA VERDĠKLERĠ CEVAPLAR ... 36

EK 3. GÜVENĠRLĠK-GEÇERLĠK ONAYLARI ... 53

(11)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Ġnsan Ses Sisteminin Açıklamalı Tablosu ... 5 Tablo 2. Sanatçıların YaĢları ve ÇalıĢtıkları Kurumlar ... Hata! Yer iĢareti tanımlanmamıĢ.

Tablo 3. Sanatçıların Eğitim Durumu ... 17 Tablo 4. Sanatçıların Mezun Oldukları Okul ... 18 Tablo 5. Sanatçıların Ses Ġcracılığında Ses Eğitiminin Önemi Hakkındaki GörüĢleri ... 220 Tablo 6. Sanatçıların Ses Ġcracılığında Alınması Gereken Eğitim Hakkındaki GörüĢleri ... 231 Tablo 7. Sanatçıların Hangi Sisteme Dayalı Bir Eğitim Sistemi DüĢündükleri Hususundaki GörüĢleri ... 24 Tablo 8. Sanatçıların Ses Eğitimi ÇalıĢmalarının Eserleri Okudukları Akortta Bir

DeğiĢikliğe Sebep Olup olmadığı hakkındaki GörüĢleri ... 25 Tablo 9. Sanatçıların Eser Ġcrası Öncesi Ses Egzersizleri Hakkındaki GörüĢleri... 24 Tablo 10. Sanatçıların Batı Ses Eğitimi veya ġan Eğitiminin Gerekli Olup Olmadığı Hakkındaki GörüĢleri ... 25 Tablo 11. Sanatçıların, Türk Mûsıkisi MeĢk Sisteminin Sesin Teknik Olarak Eğitim ve GeliĢimine Batı Müziği Ses Eğitim Sistemi Kadar Katkısı Olup Olmadığı Hakkındaki GörüĢleri ... 26

(12)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

(13)

KISALTMALAR LĠSTESĠ

ÇY: Çiğdem YARKIN EK: Ezgi KÖKER GD: Güzin DEĞİŞMEZ GTM: Geleneksel Türk Müziği MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

KTB: Kültür ve Turizm Bakanlığı

MG: Melihat GÜLSES

ŞBÇ: Şükran Bilge ÇUKUROVALI

TM: Türk Müziği

TRT: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu

(14)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

GĠRĠġ

Ġnsan doğadaki tüm canlılardan farklı olarak düĢünür, konuĢur, Ģarkı söyler, duygu ve düĢüncelerini, istek ve arzularını ifade edebilmek için sesini kullanır. Ġnsanın kendi sesini denetlemek istemesi sebebiyle, ses ve Ģarkı söyleme sanatının ortaya çıktığı düĢünülmektedir. Aristo (M.Ö.384-322), “duyguların dile getirilmesi yolunda hiçbir Ģeyin Ģarkı kadar güçlü olmadığını” belirtmiĢtir ( Say, 2001). Güzel Ģarkı söylemenin insanın sesini doğru ve güzel kullanması yoluyla olacağının anlaĢılmasıyla ses eğitiminin bir gereksinim olduğu ortaya çıkmıĢtır.

Ses Eğitimi veren Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi ve Ses Ġcracılığı dersi müfredatında (Özcan, 2010; 33): “Ses eğitimi dersleri, perdeli bir Türk müziği çalgısı eĢliğinde yapılmaktadır. Dersler bireysel olarak gerçekleĢtirilmektedir. Verilen bu eğitim ders programında ses icracılığı dersi olarak adlandırılmaktadır. Bu derste farklı formlarda eserler icra edilmektedir. Bunun yanı sıra sesin üslûp ve tavrını geliĢtirmeye yönelik ses alıĢtırmaları yapılmaktadır ve teorik bilgiler verilmektedir. Yapılan alıĢtırmalar, seslendirilecek olan esere, bireyin sesini önceden hazırlamak amacıyla aynı makamda yapılmaktadır. Bu uygulama, eğitmenin bireysel isteğiyle yapılmaktadır.” Uygulanan bu yöntemin, geçmiĢte uygulanan meĢk sisteminin daha geliĢmiĢ Ģekli olduğu düĢünülebilir.

Bugünkü anlamda, ne okul ve ne de topluca eğitimin olmadığı, notanın ve yazının hemen hemen hiç kullanılmadığı, bazen de küçümsendiği ve mûsıki eserlerinin hep ustadan çırağa ve kuĢaktan kuĢağa sözlü olarak, öğrenciye ezberlettirilerek aktarıldığı bir mûsıki evreninde çok sayıda eseri bilmenin ve onlara “sahip olmanın” önemli bir avantaj ve prestij vesilesi olduğunun apaçık ortada olduğu bir yöntem olan “MeĢk” (Behar, 2010: 107) sisteminin kullanılmasını savunanlara karĢılık; insan sesini imkan ve olanaklar elverdiğince eğiterek teknik açıdan geliĢtirmek olan “Ses Eğitimi Sistemi”ni savunanların var olduğu görülmüĢtür. Bu sebeple Türk Musikisi ses icracılığı sisteminin nasıl olması gerektiğinin araĢtırılması bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır.

(15)

1.2. Problem Cümlesi

Klasik Türk Müziği'nde ekol olarak nitelendirilen bayan ses icracılarının ses eğitimi alanındaki görüĢleri nelerdir?

1.3. AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmada, Klasik Türk Müziği'nde ekol olarak nitelendirilen bayan ses icracılarının ses eğitimi alanındaki görüĢleri alınarak elde edilen veriler ıĢığında Klasik Türk Müziği ses eğitimi alanında izlenebilecek yol-yöntem ve yeni yaklaĢımları ortaya koymak amaçlanmıĢtır.

1.4. AraĢtırmanın Önemi

Yapılan bu araĢtırma, Klasik Türk Müziği'nde ekol olarak nitelendirilen bayan ses icracılarının ses eğitimi alanındaki görüĢleri ses eğitimindeki temel ilkeler ile iliĢkilendirilerek; etkili, uygulanabilir yöntem ve yaklaĢımların belirlenmesiyle alana katkı sağlaması açısından önem taĢımaktadır.

1.5. Varsayımlar

a) Klasik Türk Müziği alanında belirlenecek bayan ses icracılarının ekol olarak kabul edildiği,

b) Klasik Türk Müziği bayan ses icracılarının görüĢ-düĢünce ve yaklaĢımlarının alanı temsil ettiği,

c) UlaĢılan kaynakların ve literatür‟ün yeterli olduğu,

d) AraĢtırma, evren ve örneklemlerin alanı temsil ettiği varsayımlarından hareket edilmiĢtir.

1.6. Sınırlılıklar Bu araĢtırma;

a) Klasik Türk Müziği alanındaki beĢbayan ses icracısı ve onların görüĢleri ile, b) Klasik Türk Müziği alanında ulaĢılabilen yazılı, görsel ve iĢitsel kaynaklarla,

(16)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

2. Kuramsal Çerçeve ve Ġlgili Literatür Taraması

2.1. Eğitim

Ġnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar hayatı boyunca kendini geliĢtirmek, olgunlaĢtırmak ve varlığını topluma kabul ettirmek için çalıĢmalar yapmaktadır. Ġnsanoğlunun bu hayat yolculuğunda bilgi kazanımı ise eğitim ile sağlamaktadır. Eğitim bireylerin ve toplumların geliĢmesinde ve ilerlemesinde en önemli etkenlerden biridir.

Ertürk eğitimi: „„Eğitim bireyin kendi yaĢantısı yoluyla kasıtlı olarak istenilen yönde davranıĢ değiĢikliği meydana getirme sürecidir‟‟ Ģeklinde tanımlamıĢtır (Ertürk, 1972: 12).

“Bir insanı kiĢiliği ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek, olumlu davranıĢlar kazandırmak ve ihtiyacı olduğu bilgileri aĢılamaktır” (Öz, 2003: 13). Bu tanımdan hareketle kısaca, “eğitim insanı belli amaçlara göre yetiĢtirmenin bir yoludur” Ģeklinde tanımlanabilir.

2.2. Ses Eğitimi 2.2.1. Ses Nedir?

Ses‟in ansiklopedik tanımları incelendiğinde;

“A: Ġç kuvvetler (örneğin, elastik veya viskoz) veya bu tür yayılımlı salınımın üst üste binmesi olan bir ortamda yayılan basınç, gerilme, parçacık yer değiĢtirmesi, parçacık hızı vb. salınım olarak tanımlanmaktadır.

B: ĠĢitsel (a)'da tarif edilen salınım tarafından uyarılan duyum" olarak tanımlanmıĢtır” Ģeklinde olduğu görülmektedir (Ansi/Asa, 2013: 1.1).

Ses, hava veya diğer elastik ortamlarda bir dalga hareketi olarak görülebilir. Bu durumda, ses bir uyarandır. Ses, iĢitme mekanizmasının ses algısı ile sonuçlanan bir uyarımı olarak da görülebilir. Bu durumda, ses bir duyumdur (Zeren, 2003: 84).

(17)

Fiziksel olarak, titreĢen her cisim ses çıkarır. Her hangi bir titreĢim hareketinin kulağa gelen etkisine ses denir. TitreĢen her cisim bir ses kaynağı olup, titreĢimin frekansına bağlı olarak farklı ses olarak algılanır.

2.2.2. Ġnsan Sesi ve OluĢumu

Ses‟ in tanımına fizik algısının dıĢında insan sesi olarak bakıldığında; “ses; karın, kaburga ve diyafram kaslarının denetimi ve desteğinde, gırtlaktaki ses tellerinin (vocal folds) akciğerlerden gelen havayı titreĢtirerek ses dalgalarına dönüĢtürmesi ve bu ses dalgalarının, göğüs, gırtlak, ağız, geniz ve yüzdeki (frontal ve nazal) sinüs boĢluklarında tınlatılması ile oluĢur. Bu, baĢka bir anlatımla kasıklardan dudakların ucuna kadar olan bölgedeki hemen hemen tüm organların, sesi oluĢturmak için, birbirlerini destekleyerek uyum içinde çalıĢmaları demektir” Ģeklinde tanımlanmıĢtır (Yurdakul, 2000: 3).

Ġnsan sesi, akciğerlerden gelen havanın larenksteki ses dudakçıklarının titreĢmesiyle meydana gelir. Elde edilen bu ses oldukça küçüktür. Ancak göğüs, ağız ve kafa rezonatörlerinin yardımıyla büyür, parlak, güzel bir hale dönüĢür, artikül organlarının yardımı ile de hecelere, kelimelere, cümlelere ulaĢıp, anlatım gücü çok etkileyici bir hale gelir (Yiğit, 2004).

(18)

ġekil 1. İnsan Ses Sistemi Öğeleri. Kaynak: Akbulut, 2002: 9.

Tablo 1. Ġnsan Ses Sisteminin Açıklamalı Tablosu

Ġnsanın ses sistemi öğeleri Anatomik yapılar Görevleri

Solunum-Üfleyici (Aktivatör) 1. Akciğer 2. Diyafram 3. Soluk Borusu 4. Kaburgalar 5. Karın Kasları

1. Hava alıĢ-veriĢini sağlar 2. Sesin elde edilmesi için

gerekli enerjiyi sağlar

TitreĢim Verici (Ses Jeneratörü) Gırtlak (Larenks) Ses Üretir

Yankı-Yansıtıcı (Rezonatör)

1. Ağız 2. Yutak

3. BaĢ (Kafa) BoĢlukları 4. Göğüs BoĢluğu

Larenksin ürettiği sesi 1. GürleĢtirir

2. Yankılandırır 3. Renklendirir

Kaynak: Akbulut, 2002: 9. Kaynak

Tablo 1 incelendiğinde:

Aktivatör Sistem (Solunum Aygıtı): Soluk borusu, akciğerler, diyafram, kaburgalar ve karın kaslarından oluĢur.

(19)

Karın solunumu (Abdominal Solunum), Göğüs solunumu (Pektoral Solunum) Omuz solunumu.

Jenaratör Sistem (TitreĢim Aygıtı): Larenks-gırtlak‟dan oluĢur

Rezonatör Sistem (Yankı Aygıtı): Soluk borusu, göğüs, gırtlak bölgesi, yutak, ağız, alt çene, damak, burun ve sinüsleredir.

“Larenkste oluĢan primer sesi büyüten ve parlatan organlardır”. (GöğüĢ, 1994: 39).

2.2.3. Ses Eğitimi

“Oldukça karmaĢık bir çalgı olan insan sesini geliĢtirmek ve iyi kullanmak için çok özverili çalıĢmak gerekir. Ġnsan sesi ile söyleme sanatının geliĢmesi, mükemmelleĢmesi sesin doğru ve sağlıklı kullanılmasına bağlıdır ki bu da ancak ses eğitimi ile mümkündür” (Yiğit, 2014: 3).

“Ses eğitimi çeĢitli bilimsel ve sanatsal disiplinlerle ortak çalıĢma alanı olan, insan sesini; konuĢurken ve/veya Ģarkı söylerken belli yöntemleri kullanarak doğru kullanmasına, beğendirmesine, etkilemesine ve korumasına iliĢkin davranıĢları kazandırmak amacıyla, uygulanan bir eğitimdir ”(Töreyin,2008: 81).

“Bireylere konuĢma ve/veya Ģarkı söylemede seslerini doğru, etkili ve güzel kullanabilmeleri için gereken davranıĢların kazandırıldığı ve içinde konuĢma, Ģarkı söyleme, koro ve Ģan eğitimi gibi alt ses eğitimi basamaklarını barındıran disiplinler arası bir özel alan eğitimidir”. “Tanımda kullanılan "doğru"; anatomik ve fizyolojik yapıya, dil ve müzik özelliklerine, gerçeğe ve kurullara uygunluğu, "güzel"; söyleme biçimindeki uyum ve ölçülebilir davranıĢlardaki dengeyi, "etkili" kavramı ise; baĢkaları üzerinde bıraktığı duygusal izi nitelendirmektedir" (Töreyin, 1998: 161).

“Ses eğitimi her tür müzik eğitimi ve her düzeydeki eğitim basamağında uygulanır ve konuĢma eğitimi, Ģarkı söyleme eğitimi ve Ģan eğitimi gibi ses eğitimi türlerini kapsar. Uygulandığı müzik eğitimi tür, düzey ve amacına göre ses eğitimi türleri; Ģan eğitimi, Ģarkı söyleme eğitimi, koro eğitimi ve konuĢma eğitimi gibi isimler alırlar” (Töreyin, 2008: 99).

(20)

Say‟a (2002: 137) göre ses eğitimi, “ġarkı söyleme sanatında müzikal davranıĢları geliĢtirmeyi amaçlayan sanatsal ve teknik çalıĢma sürecidir”.

2.2.4. Ses Eğitiminin Temel Öğeleri

Ses Eğitiminin temel ilkelerini Töreyin (2008: 102), Ses Eğitimi Temel Kavramlar-İlkeler-Yöntemler, adlı eserinde aĢağıdaki Ģekilde vermiĢtir.

“a. Doğal ses oluĢumuna aykırı değildir.

b. Düzenli bir solunumla gırtlak altı basınç çok iyi ayarlanır. c. Ses bölgeleri yerine göre uygun ve doğru olarak kullanılır. d. Ses, anatomik yapı özelliklerinin dıĢındaki tonlarda zorlanmaz.

e. Artikülasyon, konuĢma ve Ģarkıda dilin gereklerine uygun olarak oluĢturulur. f. KonuĢur gibi, Ģarkı söylenir.

g. Ses üretme ve kullanmada ergonomik davranılır. h. Müziğin gerekleri yerine getirilir.

i. Ses eğitiminin temelden en ileri düzeye kadar her türünde ve her aĢamasında, eğitimcilik ve öğretmenlik mesleğinin gereklerine uygun davranılır.”

Ses eğitimi müzik eğitiminin en önemli kısımlarından biri olup her çeĢit ve seviyedeki müzik için kullanılmak zorundadır. Yapılacak olan ses eğitimi, yapılacak olan müziğin türüne göre düzenlenmelidir.

2.2.5. Postür

“Doğru solunum için gerekli olan ilk faktör, kelime anlamı duruĢ olan postür‟dür. Vücut ne çok yumuĢak, ne de çok gergin olmalı, fakat her zaman canlı, dik ve dengede durmalıdır. En doğru pozisyonu bulmak için, vücudumuzun ortasından sanki bir çizgi geçiyormuĢ gibi düĢünmek yerinde olur. Omuzlar dik ve geride, baĢ ileriye bakar durumda, ayaklara binen ağırlıklar eĢit olmalı, aynı zamanda ayaklar arası açıklık, omuz hizasında bulunmalıdır” (Erdoğan, 2008: 29).

2.2.6. Solunum

“Nefes Ģarkı mekanizmasının motorudur. Nefes olmadan insan larynx’de ses üretemez Tablo 1. Nefes yönetimi hava tarafından en etkili bir Ģekilde Ģarkı söylemek için ihtiyaç duyulan sesin sürdürülebilmesi için kullanılan süreçtir”

(21)

(Sipley, 1993: 36). ġarkı söylerken, müzik cümlelerinin durumuna göre denetimli veya kaçamak nefes alınır.

Denetimli Nefes

YavaĢ, uzun, geniĢ ve yeterince alınmalıdır. Gereğinden fazla nefes almak ses tellerini sıkıĢtırır. Denetimli nefes hem ağız hem de burundan alınabilir.

Kaçamak Nefes

Çabuk, kısa, geniĢ ve yeterince alınmalıdır. Kaçamak nefes sadece ağızdan alınır. Bu nefes gülme ve korkma gibi durumlarda karın duvarının kasılması ile oluĢur” (Kolçak, 1998: 52).

2.2.7. Rezonans

Fiziksel anlamda rezonans, ilk titreĢimin kendisiyle uyumlu ikinci bir titreĢimi baĢlatması olayıdır. Çalgı ve insan sesindeki ilk titreĢimler genellikle müziksel bir ses oluĢturacak niteliğe sahip değillerdir. Bu seslerin müziksel bir nitelik kazanması, dıĢarıya verilmeden önce titreĢimlerinin zenginleĢtirilmesi, düzenli ve uyumlu hale getirilmesiyle mümkündür (Çevik, 1999: 38). “Larenks tarafından üretilmiĢ sesler yansımaya hazırdırlar. Ses, kaynağından çıktıktan sonra çevrenin akustik özellikleriyle de Ģekillenerek nitelik kazanır. Buna rezonans olayı denir” (Helvacı, 2003: 125).

Rezonans Çalışmaları

Rezonatörlerin temel görevi, titreĢen ses tellerinden enerjiyi çekerek, bunu ses telinin yaptığından daha büyük oranda akustik enerjiye çevirmektir. Fakat rezonatörün büyütme oranı, güçlendirdiği sesin frekansına bağlıdır. Dolayısıyla bazı frekanslar daha fazla güçlendirilir ve ses telinin ses spektrumu değiĢtirilmiĢ olur (Zeren, 2003: 161-178). Rezonatörler sesin Ģiddetini arttırdıkları gibi, niteliklerini de önemli ölçüde etkilerler. Zaten ses, kiĢisel özelliklerine de bu Ģekilde sahip olur. Ses eğitiminde rezonatörler, göğüs ve kafa rezonatörleri olmak üzere sınıflandırılır. Göğüs boĢluğunda bulunan (subglottik bölge) soluk borusu ve göğüs kafesi, en

(22)

frekans, ağız boĢluğu, damak ve paranazal sinüslerdir” (Töreyin 2008: 99–100). “Rezonans boĢlukları, kafa ve göğüs olmak üzere ikiye ayrılır:

Göğüs Boşlukları

“Özellikle kalın seslerde, bir kemanın gövdesi gibi, sesin kuvvetlendirilmesi göğüs boĢluklarında olur. Pes seslerde, elimizi göğsümüze dayadığımızda, bu titreĢimi hissedebiliriz” ( Polat 2017: 5).

Kafa Boşlukları

Genellikle ince seslerin çıkarılmasında yararlı olurlar. Bu boĢluklar sert dokudan yapılmıĢ duvarlara sahiptir. YumuĢak dokular, seslerin tınlamasına engel olurlar (Erdoğan, 2008: 49). Genel olarak kalın sesler, hançere altındaki rezonans boĢluklarından, ince sesler de hançere üstündeki boĢluklardan çıkarılır. Bundan dolayı göğüs ve kafa rezonansı terimleri kullanılır. Kafa rezonansına mask da denir. Polat (2017).

Ġnsan vücudundaki larinks ve ağız boĢlukları gibi rezonans boĢluklarının büyük bir kısmı hareketlidir. ġekil değiĢtirebilir. Böylece insan sesi, vokal ve konsonların yardımı ile çeĢitli koyuluk, açıklık, parlaklık ve değiĢik ifadeler yaratabilecek kapasitededir (Kolçak, 1998: 62–65).

2.2.8. Artikülasyon

KonuĢma organları devreye girerek gırtlağın ürettiği sese son Ģeklini verir, böylece “voce-voice” konuĢmak için kullanılan ses oluĢur ve konuĢma olayı gerçekleĢir. KonuĢma organlarının katılımı sonucu oluĢan çalıĢma Ģekline veya baĢka bir deyiĢle harfleri, heceleri birleĢtirme ve konuĢmaya artikülasyon/boğumlama denir (Sabar, 2008: 53).

Artikülasyon Çalışmaları

Artikülasyon (Boğumlama), ses tellerinden gelen hava akımının çeĢitli organlar yardımıyla anlamlı seslere dönüĢtürülmesi sürecidir. “Boğumlanmayı gerçekleĢtiren organlarımızı hareket eden ve hareket etmeyen boğumlama organları Ģeklinde ikiye ayrılır. Birinci grup: çene, dudaklar, dil ve yumuĢak damak hareket eden boğumlama

(23)

organlarıdır. Ġkinci grup ise: diĢler, diĢ etleri ve damak hareket etmeyen boğumlama organlarıdır. ĠĢte bu yukarıda sayılan organlarımızın çeĢitli hareketleriyle boğumlamayı sağlar (Gürzap, 2004: 103, Ertuğrul, 2006: 48‟den akt. Erdoğan, 2008: 65).

2.2.9. Diksiyon

Diksiyonu Kartal, (2009: 89) “Söz söylerken duygu ve düĢünceleri doğru, üslubuna uygun olarak anlatmak için sesin uyumunu, söyleniĢini, sözcük hecelerinin uzunluğu, kısalığı ve vurguları bakımından doğruluğunu, jesti, mimiği, takınılacak tavırları yerinde ve güzel kullanma sanatıdır” Ģeklinde tanımlamıĢtır.

Diksiyon Çalışmaları

Güzel Ģarkı söylemenin yolu, doğru ve güzel konuĢmadan geçer. “Yeryüzündeki bütün insanların vücutları aynıdır. Aynı nefesi alır, ayını sesi çıkarabilirler. Tek değiĢen yönleri konuĢtukları dillerdir. Önde gelen Ģan ekollerini birbirinden ayıran niteliklerin baĢında, dil-konuĢma gelir” (Kolçak, 1998: 55).

2.2.10. Fonasyon

“Fonasyon, soluk verme sırasında, akciğerlerden gelen havanın gırtlakta bulunan ses tellerini titreĢtirmesi ile ses üretilmesidir” (Erdoğan, 2008: 30, 31).

2.3. Ekol

Günümüz Türkçesinde çoğunlukla anlamı bilinmeden kullanılan ekol, bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım‟a denir. Bu ise okul demektir.

Türk müziğinde ekol tanımı;

“1. Okul. Metodolojileri, amaçları, eğitilme sistemleri ortak olan, verdikleri ürünlerle de ortak bir amaca hizmet ederek müzik dilinde veya araĢtırmacılığında kendilerine has bir üslûp oluĢturmuĢ, yeni bir çığır açmıĢ, sanatçılar ya da müzik araĢtırmacıları grubu,

(24)

2.4. Türk Müziği Ses Eğitimi

AraĢtırma için yapılan kaynak tarama ve literatür çalıĢmalarında Türk müziği ses eğitimi ile ilgili resmi, planlı ve programlı bir kaynağa rastlanamamıĢtır. Buna karĢılık münferit bazı kaynaklar mevcuttur, örneğin, ĠTÜ çalıĢma gruplarından (Altıok, Yelken: 2018)‟e göre: “Ses eğitimi, dünya üzerinde opera sanatının baĢlangıcı ile doğmuĢ ve bu sanatın en iyi Ģekilde icra edilebilmesi için geliĢtirilmiĢ teknik bir çalıĢmadır. Dünyadaki yayılımı opera sanatı üzerinden olunca, merkezde bu sanat çerçevesinde geliĢimini göstermiĢtir. Türk müziği ise sanat müziği ve halk müziği ekseninde icra edilen ve meĢk sistemi ile kendini var eden bir müzik türüdür. Solistlerin, icra kabiliyetini meĢk yaptığı ustalarının icrası üzerinden geliĢtirmeye çalıĢtığı, birbirini taklit veya var olan değerlerin kullanılması Ģeklinde süre gelen bir çalıĢma sistemine sahiptir. Özel ve kendine özgü bir teknik alt yapısı bulunmamaktadır. Bu yapı uzun yıllar bu Ģekilde süre gelmiĢ, Türk müziği devlet konservatuvarlarının kurulmasından sonra farklı bir hal almaya baĢlamıĢtır. Ses eğitimi ana sanat dalı ders planları hazırlanırken ses eğitimi dersi içerikleri opera sanatını destekler nitelikte olunca bu konuda Türk müziği üzerine yapılan çalıĢmaların eksiklikleri açığa çıkmaya baĢlamıĢtır. Türk müziğinde, gerek halk müziği gerekse sanat müziği, icra ve ses karakteri olarak kendine özgü ses yapısına sahiptir ve opera sanatını destekleyen ses eğitimi yönteminden ayrı tutulmalıdır. Sesin yapısal özellikleri incelendiğinde icra sanatının farklı türleri açısından farklı biyolojik geliĢimlerin olduğu saptanmaktadır. Bu durum ses telleri üzerinde yapılan kamera kayıtları ile açıkça tespit edilebilmektedir. Türk müziği solistleri ve Opera solistlerinin ses yapısı incelendiğinde ortaya çıkan bu biyolojik farklılıklar teknik çalıĢmaların da farklı olması gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakıĢ açısının Türk müziği ses eğitimi sisteminde yeni bir perspektif geliĢtireceği düĢüncesiyle eğitim sistemine kazandırılması gerekmektedir. Müziğimize özgü kendi icra karakterine ve biyolojik dengesine uygun özgün bir ses eğitimi sisteminin kazandırılması Türk müziği icracılarının baĢarılarını yükseltmek ve Dünya standartlarında icracılar yetiĢtirmek adına önem arz etmektedir”.

(25)

2.5.MeĢk

Çok farklı tanımlar bulunmakla birlikte, bir baĢka ifade ile ve çok genel olarak “MeĢk: mesleğinde zirveye çıkmıĢ, kendisinden önceki eserleri en doğru ve istenen Ģekilde icra ederek, kabiliyetini, sabrını, ahlâkını ve sadâkatini deneyerek inandığı ve güvendiği bir öğrencisine aĢılaması, bilgisini ve tecrübesini aktarması ile oluĢmuĢtur. Türk Mûsikîsi‟ nin öğretimini, icrasını ve intikalini hiçbir nota gibi hatırlatıcı bir metin olmadan gerçekleĢtirmiĢ temel yöntem ve zincirdir” (BulmuĢ, 2009: 822).

“MeĢk, Türk Makam Müziği‟nin yazılı belgeler yolu yerine geçmiĢten bugüne uzanan ‚ortak bir hafıza‛ yoluyla usta-çırak iliĢkisi içinde aktarıldığı temel olarak takli-de dayalı bir eğitim sistemidir. Türk Makam Müziği meĢk zincirleri yoluyla yaklaĢık beĢ yüz yıl boyunca nesilden nesile intikal etmiĢtir” (Toksoy, 2017: 181).

“Türk Makam Müziği öğretiminde kullanılan Meşk yöntemi de bir nevi sözlü aktarım aracı olarak görülebilir. Dört buçuk yüzyıllık Osmanlı/Türk musiki geleneğinde meşk sayısız müzisyen kuĢakları tarafından bir öğretim yöntemi olarak benimsenmekle kalmamıĢ, aynı zamanda ses ve saz eserleri repertuarının da yüzyıllar boyu kuĢaktan kuĢağa intikalini sağlamıĢtır” (Behar, 2012: 12).

2.6. Türk Müziği Ses Ġcracılığı (Yorumculuk)

Ġnsan sesinin bir çalgı eĢliğinde bireysel olarak seslendirilme uygulanmasıdır. Türk Müziği ses icracılığı, bir eserin, güftesine uygun bir tavırla, bestelendiği makamın özellikleri de dikkate alınarak, usûl ve formunu bozmadan ve bestekârın estetik anlayıĢına da mümkün olduğu kadar saygılı kalmak kaydı ile icracının kendi estetik anlayıĢını da katarak yorumlanması olarak da ifade edilebilmektedir.

Ses icracısı veya diğer adı ile yorumcu, eseri seslendirirken kendinden bir Ģeyler katar. Bu Türk müziğinde geleneksel bir durumdur. Türk Mûsıkisinde hançereye dayalı ve makamsal bir icra söz konusudur. Ayrıca Klasik Türk Mûsıkisi, “icrası itibari ile bir nüans müziğidir. Bu sebeple notaya alınması sırasında nesnelleĢir, böylece icra sırasında yapılabilecek yorumların alanı sınırlandırılmıĢ olur” (Gerçek, 2008: 151).

(26)

Yiğit (2016: 75)‟e göre ise yorumlama becerisini, “güzel Ģarkı söylemek; Ģarkıyı tür, dönem, üslup ve karakter özelliklerine uygun seslendirebilmektir. Bu durum ise kazanılan müzik tarihi bilincinin geliĢmesi ve sesi doğru kullanmakla mümkündür. Klasik Türk müziğinde de farklı bir icra bulunmakta olup, buna uygun ses egzersizleri ile icra çalıĢmaları yapılmalıdır” Ģeklinde açıklamıĢtır.

2.7. Ġlgili Yayınlar ve AraĢtırmalar

Bu bölümde bu çalıĢma ile ilgili bilimsel araĢtırmalar ve bu araĢtırmadan elde edilen bilgiler özetlenerek aĢağıda verilmiĢtir.

Sena Nurol (2009)‟un, “Spikerlik Eğitiminde Ses kalitesi ve Boğumlama Bozukluklarının Düzeltilmesinde Ses Eğitimi Yöntemlerinin Etkisi” isimli yüksek lisans tezi, spikerlik eğitimi alarak, seslerini profesyonel olarak kullanacak kiĢilerin

ses kalitesi ve boğumlama bozukluklarının düzeltilmesinde ses eğitiminin etkisini araĢtırmak amacıyla yapılmıĢtır.

ÇalıĢma için, spikerlik eğitimi almakta olan 16 öğrenci 8'er kiĢilik iki gruba ayrılmıĢtır. Gerekli değerlendirmelerin ardından, ses kalitesi ve/veya boğumlama bozukluğu olan bunlardan biri “kontrol grubu”, diğeri de “deney grubu” olarak adlandırılmıĢtır. Ġlk ölçüm ve değerlendirmeler “çalıĢma öncesi veriler” olarak kaydedilmiĢtir.

Kontrol grubuna hiçbir uygulama yapılmazken, deney grubuna 10 haftalık ses eğitimi uygulanmıĢtır. Uygulama sonunda her iki gruba da yeni ölçüm ve değerlendirmeler yapılmıĢ, elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edilmiĢtir.

Analizler sonucunda, kontrol ve deney grupları arasında yapılan değerlendirmeler, öğrencilerin tümünde ses probleminin olmadığını göstermekle birlikte, deney grubunda bir takım geliĢmeler sağlandığı görülmüĢtür.

Sonuçlara göre, ses eğitiminin sağlıklı seslerin akustik özelliklerinde önemli bir değiĢme meydana getirmediği, bununla beraber, ses algı değerlendirmesi ile belirlenen boğumlama ve ses kalitesi bozukluklarında geliĢme sağlandığı sonucuna varılmıĢtır.

(27)

Hasan Mustan (2010), “Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Müzik Bölümü 12. Sınıf Öğrencilerinin Bireysel Ses Eğitimi Dersinde KarĢılaĢtıkları Zorluklar Üzerine Bir AraĢtırma” adlı yüksek lisans tezinde, çalıĢma için Ġç Anadolu Bölgesi'ndeki bazı Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri seçilmiĢtir. AraĢtırmada, durum tespitine yönelik tarama modeli esas alınmıĢtır. Bunun için ilgili okullardan üç adet örnek alınmıĢtır. AraĢtırmada, seçilen öğretmenler için açık ve kapalı uçlu sorulardan oluĢan yarı yapılandırılmıĢ görüĢme formu kullanılmıĢ, öğrenciler için ise görüĢ ve düĢüncelerini almak ve karĢılaĢtıkları zorlukları belirlemek için 16 adet seçmeli sorulardan oluĢan bir anket hazırlanmıĢtır.

ÇalıĢmada yer alan öğrencilerin cevapları, frekans (f) ve yüzde (%) dağılım tablolarına dönüĢtürülmüĢ, analizler için SPSS 16 programı kullanılmıĢ ve gerekli yorumlamalar yapılmıĢtır. Tezde, öğretmenlere uygulanan görüĢme sonuçlarına derinlemesine yer verilmiĢ ve analizleri sonucunda, Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinin Müzik bölümlerinde uygulanan “Bireysel Ses Eğitimi” ile ilgili bir takım sorunlar olduğu tespit edilmiĢ, sorunların giderilmesine yönelik çözüm önerileri sunulmuĢtur.

Nuran Ayaz (2018), Türk Makam Müziğinde Ses Eğitimine Yönelik Öğretim Metodu Modeli Önerisi adlı doktora tezinde, “Türk Makam Müziği Ses Eğitimi alanında uzman akademisyenlerin görüĢleri alınarak, Batı müziği teori ve metodlarının da yardımı ile makamsal egzersiz, etüd ve süsleme elemanlarının kullanıldığı eserlerin seçilip doğru seslendirilmesi yoluyla Makam Müziği Ses Eğitimi programı için bir metod model önerisi oluĢturulması ve yapılan ses eğitiminin Türk Makam Müziği "uslûp ve tavır"a etkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıĢtır. Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı Geleneksel Türk Müziği Bölümü Türk Sanat Müziği Anasanat Dalı I. Sınıf öğrencisi 18 kiĢilik çalıĢma grubundan, durum tespiti yapılacak 9'ar kiĢilik Kontrol ve Deney grupları oluĢturulmuĢtur. AraĢtırmacı tarafından hazırlanan ses eğitimi egzersizleri, etüdleri ve eserleri deney grubuna uygulanmıĢ, kontrol grubuna ise sadece ön hazırlık yaptırılmıĢ ve eser öğretimi gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma 14 hafta boyunca kontrol ve deney grubuna aynı anda uygulanıp, çalıĢmanın baĢında ve sonunda objektif ses

(28)

eserlerin video kayıtları da çalıĢma baĢında ve sonunda alınmıĢtır. Nitel veriler Uzman görüĢlerinden, nicel veriler ise, görsel, akustik ve aerodinamik değerlendirmelerden elde edilip, bulgulara göre sonuçlanan bu çalıĢmada Türk Makam Müziğine yönelik geliĢtirilen bu metod model önerisinin öğrencilerin ses eğitimi ile Üslup ve Tavır derslerine olumlu katkı sağladığı sonucuna ulaĢılmıĢtır.

(29)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. YÖNTEM

ÇalıĢmanın bu bölümünde, araĢtırmanın modeli, veri toplama araçları, verilerin çözümlenmesi ve bulguların değerlendirilmesi yer almaktadır.

3.1. AraĢtırmanın Modeli

Bu araĢtırma, nitel bir araĢtırmadır. Yıldırım ve ġimĢek,(2006) nitel araĢtırmanın bir olguyu kiĢilerin bakıĢ açısından derinlemesine incelemeyi ve ilgili sosyal yapı ve süreçleri ortaya koymayı amaçladığını belirtmektedir. Betimsel yöntemler, ilgilenilen ve araĢtırılmak istenen problemin var olan durumunu ortaya koymaya yöneliktir. Bu yöntemlerin en temel özelliği, mevcut hâlihazır durumu kendi koĢulları içerisinde ve olduğu gibi çalıĢmaktır. Betimsel araĢtırma, çalıĢılan konunun mevcut durumuna iliĢkin hipotezler test etmek için veya sorulara cevap bulmak için veriler toplamayı gerektirir. Betimleyici veriler, genellikle gözlem, anket, görüĢme veya test gibi bilgi toplama yolları ile elde edilir.

Bu araĢtırma, Klasik Türk Müziği'nde ekol olarak nitelendirilen bayan ses icrâcılarının ses eğitimi alanındaki görüĢlerinin öğrenmek için yapılmıĢtır.

3.2. ÇalıĢma Grubu

Bu araĢtırmanın çalıĢma grubunu, ülkemizde ses icracılığı alanında isim yapmıĢ ayrıca kurumlar ve toplum tarafından kabul görmüĢ ekol olarak nitelendirilen beĢ bayan ses icracısı oluĢturmaktadır. Bu icracıların seçiminde, birbirleri ile fazlaca uyum sağlayamayan, gerçekte yaptıkları sanatın aynı olmasına karĢılık, farklı olduklarını düĢünen ve farklı dönemleri temsil eden (geniĢ yaĢ aralıklı) üç farklı nesil sanatçı grubu seçilmiĢtir.

3.3. Veri Toplama Aracı

AraĢtırmada, bulguların elde edilmesinde “görüĢme” tekniği kullanılmıĢtır.. AraĢtırmada kullanılan görüĢme tekniğinin özellikleri Ģu Ģekilde belirtilmiĢtir:

(30)

GörüĢme, sözlü iletiĢim yoluyla veri toplama tekniğidir. Bireylerin, çeĢitli konulardaki bilgi, düĢünce, tutum ve davranıĢlar ile bunların olası nedenlerinin öğrenilmesinde kullanılan yollardan biridir. GörüĢme sırasında verilerin kaydedilmesi amacıyla görüĢme formları, ses ve görüntü cihazları kullanılabilir (Karasar, 1999).

GörüĢmeler araĢtırmacı tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Ġcracılarla yapılan görüĢmeler yaklaĢık 1,0–1,5 saat kadar sürmüĢ, görüĢmelerin tamamı ses kayıt cihazıyla kaydedilmiĢtir. Bu araĢtırmada veri toplama aracı olarak 3 alan uzmanın görüĢleri alınarak oluĢturulan 11 soruluk “yarı yapılandırılmıĢ görüĢme formu” kullanılmıĢtır.

3.4. Verilerin Analizi

Ses kayıt cihazı ile kaydedilen görüĢmeler tek tek dinlenerek bilgisayar ortamına aktarılmıĢtır. Toplanan veriler bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra, görüĢülen sanatçılar için 17 sayfalık ham veri metinleri elde edilmiĢtir (Ek: 2).

Veri analizi yapılırken "içerik analizi" tercih edilmiĢtir. “Ġçerik analizi elde edilen verilerin daha yakından incelenmesini ve bu verileri açıklayan kavram ve temalara ulaĢılmasını gerektirir” (Yıldırım, ġimĢek; 2013: 97). Betimsel analizde özetlenen ve yorumlanan veriler, daha detaylı incelenerek betimsel yaklaĢımla ulaĢılmayan kavram ve temalar içerik analizi yapılması sonucu keĢfedilir. Ġçerik analizi yoluyla veriler tanımlanmaya ve verilerin içerisinde saklı olabilecek gerçekler ortaya çıkarılmaya çalıĢılır. Ġçerik analiz yapılan materyalde frekans analizi de yapılarak yüzdesel ve oransal olarak ( nicel ) görülme sıklığı da ortaya çıkarılır (TavĢancıl-Aslan, 2001).

Elde edilen bütün veriler betimsel analiz ve içerik analizi yapılarak yüzdelik değerlerini içeren tablolara dönüĢtürülmüĢ ve bazı özgün düĢünce ve görüĢlerin sunulması amacıyla zaman zaman doğrudan alıntılara yer verilmiĢtir.

GörüĢme formunda ayrıca icracılara ait bazı kiĢisel bilgilerin (mezun olduğu okul ve yaĢ gibi) olduğu demografik bilgiler yer almıĢtır.

(31)

3.5. Geçerlilik ve Güvenilirlik

AraĢtırmada kullanılan veri toplama aracının kapsam geçerliliğini test etmek için uzman görüĢüne baĢvurulmuĢtur. Bu bağlamda 3 alan uzmanı, tarafından görüĢ alınmıĢ ve alınan görüĢlerden yola çıkarak 11 soruluk görüĢme formu hazırlanmıĢtır. Hazırlanan görüĢme formu alan uzmanları tarafından tekrar değerlendirilerek geçerlilik ve güvenirliği sağlanmıĢtır (EK: 3).

(32)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. BULGULAR VE YORUMLAR

Tablo 2. Sanatçıların YaĢları ve ÇalıĢtıkları Kurumlar

SANATÇI YaĢı ÇalıĢtığı Kurum

Ezgi KÖKER 34 ĠTÜ/Devlet Konservatuvarı

Çiğdem YARKIN 45 TRT, Ġstanbul Radyosu

Güzin DEĞĠġMEZ 56 KTB Ġstanbul Devlet TM Topluluğu

Melihat GÜLSES 61 TRT‟den Emekli

Tülin YAKARÇELĠK 78 ĠTÜ/Devlet Konservatuvarı (Emekli)

Tablo 2‟de çalıĢma grubunda bulunan ses icracılarının yaĢları ve çalıĢtıkları kurumlar açıklanmıĢtır.

Hangi konuda olursa olsun, nesiller arası uyum veya uyumsuzlukları anlamanın en iyi yolu belki de farklı nesillerden insanları karĢınıza alıp, aynı konudaki fikirlerini sormaktır. Bunu belki farklı eğitim ortamlarından fakat aynı nesilden gelen insanlarla yapmak da mümkündür. Tablo 2‟den kolayca görüleceği gibi, görüĢme yapılan sanatçıların hepsi klasik Türk müziği icracısıdır ama yaĢları üç ayrı nesli temsil edecek aralıktadır. Bu nedenle, sanatçıların görüĢ farklılıklarının olması anlaĢılabilir bir durumdur. Sanatçıların görüĢ farklılıklarının sebebi farklı okullardan mezun olmuĢ olmalarına da bağlanabilir.

Sanatçıların çalıĢtıkları kurumlar Türkiye‟nin bilinen kurumlarıdır. Bu kurumlardan TRT gibi bazıları, okulların bu günkü manada tam olarak yerleĢmiĢ olmadığı dönemlerde okul yerine geçmiĢ ve burada edindikleri tecrübelerle belli seviyelere gelmiĢlerdir. Ayrıca, birçok Ģehrimizde bulunan mûsıki cemiyetleri ve belediye konservatuvarları günümüzde saygı duyulan birçok sanatçının yetiĢmesinde öncülük etmiĢ kurumlardır. Bu nedenle, o kurumların Türk kültürünün temel taĢlarından olan Türk müziğinin tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelmesinde oynadıkları rol göz ardı edilmemelidir.

(33)

Tablo 2. Sanatçıların Eğitim Durumu

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER Üniversite

Çiğdem YARKIN Üniversite

Güzin DEĞĠġMEZ Lise, Belediye Konservatuvarı

Melihat GÜLSES Üniversite

Tülin YAKARÇELĠK Lise, Belediye Konservatuvarı

Tablo 3‟de çalıĢma grubunun eğitim durumu açıklanmıĢtır. ÇalıĢma grubu incelendiğinde, tabloda çalıĢma grubunun bir yandan eğitim seviyelerini gösterirken, aynı zamanda eğitim ortamlarının birbirinden farklı olduğunu da göstermektedir.

(34)

Tablo 3. Sanatçıların Mezun Oldukları Okul

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER ĠTÜ/Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Çiğdem YARKIN ĠTÜ/Türk Müziği Devlet Konservatuvarı

Güzin DEĞĠġMEZ Belediye Konservatuvarı

Melihat GÜLSES ĠTÜ/Türk Müziği Devlet Konservatuvarı

Tülin YAKARÇELĠK Belediye Konservatuvarı

Tablo 4‟ de çalıĢma grubunun mezun olduğu eğitim kurumları açıklanmıĢtır. Tabloya göre; sanatçıların mezun oldukları okulların farklı olduğu görülmektedir. GörüĢülen sanatçıların tamamına yakını üniversite mezunu olmakla birlikte, yetiĢtikleri yıllarda ya da meslek hayatlarının bir döneminde mûsıkiyle ilgili, nazariyat kısmında cemiyetler ya da dernekler ile yollarının kısa da olsa kesiĢtiği belirtmiĢlerdir. Bu durumu ifade etmekten de gurur duydukları ve onlardan saygıyla bahsetmelerinden anlaĢılmaktadır. Meselâ, EK: Çok önceden de örnek verebileceğimiz gibi, önceleri konservatuvarlar yoktu. Çok iyi icracılar vardı, demiĢtir. Tablodan belki konservatuvarlı olmanın gerekli olduğu gibi bir izlenim ortaya çıkabilir ama bu günkü okul anlamında olmayan Ģehirlerimizde bulunan mûsıki cemiyetleri, belediye konservatuvarları, mûsıki ile ilgili dernekler v.s. gibi, kurumların, mûsıkimize verdiği hizmetlerin kayda değer nitelikte olduğu söylenebilir.

GörüĢme yapılan hemen hemen bütün icracılar, en azından üniversiteye gitmeden önceki zamanlarında da olsa bu kurumlardan en az biri ile bir Ģekilde iliĢkilerinin olduğunu söylemiĢlerdir. Meselâ, GD: Benim çocukluğumdan beri çevrem zaten mûsıki ile ilgiliydi. 1989 yılında Necdet YaĢar Topluluğunda bir ses akorttan okuduk, diyerek yukarıda bahsi geçen kurumlarla iliĢkisini ortaya koymuĢtur.

(35)

Tablo 5. Sanatçıların Ses Ġcracılığında Ses Eğitiminin Önemi Hakkındaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER Evet

Çiğdem YARKIN Evet

Güzin DEĞĠġMEZ Evet

Melihat GÜLSES Evet

Tülin YAKARÇELĠK Evet

Fikir Birliği Oranı (%) 100

Tablo 5‟e göre; hangi eğitim seviyesi ve hangi nesilden olursa olsun, çalıĢma grubu üyelerinin ses eğitiminin önemi konusunda % 100 fikir birliği içinde olduğu görülmüĢ ve ses eğitiminin gerekli ve önemli olduğunu vurgulamıĢlardır. Ayrıca Türk müziğinin kendi icra karakterine ve biyolojik özelliklerine uygun bir ses eğitimi sisteminin ortaya konması gerektiğini de düĢünmektedirler.

Yukarıdaki bilgiler ıĢığında, hangi eğitim seviyesi için olursa olsun Türkiye‟de ses eğitimi programları yapılırken her hangi bir tartıĢmaya gerek kalmadan ve nesiller arası her hangi bir problem olmadan istenen programın yapılması, % 100‟lük fikir birliği sayesinde, kolaylıkla mümkün olabilecektir denilebilir.

(36)

Tablo 6. Sanatçıların Ses Ġcracılığında Alınması Gereken Eğitim Hakkındaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER MeĢk

Çiğdem YARKIN Ses Eğitimi + MeĢk

Güzin DEĞĠġMEZ MeĢk

Melihat GÜLSES MeĢk

Tülin YAKARÇELĠK MeĢk

Fikir Birliği Oranı (%) 100

Tablo 6‟da , çalıĢma grubundaki sanatçıların tamamının (% 100) ses eğitimi olarak meĢk sisteminden yana olukları ve bir sanatçının da ses eğitimi ve meĢk sisteminin birlikte kullanılması gerektiğini düĢündüğünü göstermektedir.

(37)

Tablo 7. Sanatçıların Hangi Sisteme Dayalı Bir Eğitim Sistemi DüĢündükleri Hususundaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER MeĢk Sistemi

Çiğdem YARKIN MeĢk Sistemi

Güzin DEĞĠġMEZ MeĢk + Ses Eğitimi

Melihat GÜLSES MeĢk Sistemi

Tülin YAKARÇELĠK Ayrım Yapılamaz

Fikir Birliği Oranı (%) 100

Tablo 7‟ye göre, çalıĢma grubu sanatçılarının tamamı meĢk sistemi ve ses eğitiminin Türk mûsıkisi için olmazsa olmaz olduğunu kesin olarak vurgulamıĢlardır. Sanatçıların birçoğu öğrencilik yıllarında ses eğitimi dersleri aldıklarını ve bunun yanı sıra meĢk sisteminin Türk müziği ses icracılığı için Ģart olduğu düĢüncesini vurgulamıĢlardır. ÇalıĢma grubundaki bazı icracılar, GD: Ses eğitimi solistin ses çıkarma teknikleri ve nefesini kullanma amaçlı bir çalıĢmadır. MeĢk ise üslup kazandırır. ÇY: ġan eğitimi iĢin tekniği, meĢk ise keyfine varma durumudur, Ģeklinde ifade etmiĢlerdir.

Türk Mûsıkinde kabiliyetin yanında, kendinden de bir Ģeyler katmanın ne kadar gerekli olduğunu her Ģartta ifade eden sanatçılar meĢk sisteminin kullanılmasının da önemli olduğunu ifade etmiĢlerdir. Örneğin, EK: Ses eğitimi egzersizlerinin, ses hâkimiyeti konusunda ve ses telleri bir kas olduğu için, onların çalıĢtırılması konusunda çok verimli olduğunu düĢünüyorum. Ama üslup ve nazariyat çalıĢmalarım sırasında sadece meĢk sistemini feyz alıyorum, demiĢtir.

(38)

Tablo 8. Sanatçıların Ses Eğitimi ÇalıĢmalarının Eserleri Okudukları Akortta Bir DeğiĢikliğe Sebep Olup Olmadığı Hakkındaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER Hayır

Çiğdem YARKIN Hayır

Güzin DEĞĠġMEZ Evet

Melihat GÜLSES Evet

Tülin YAKARÇELĠK Hayır

Fikir Birliği Oranı (%) 60

Tablo 8‟e göre, ses eğitimi aldıktan sonra sanatçıların 2‟sinde icra sırasında akort değiĢikliği olduğu diğerlerinde ise böyle bir değiĢiklik olmadığı görülmektedir. Bu tablo incelenirken sanatçıların ses karakterlerine de bir vurgu yapmak gerekir çünkü buradaki sanatçıların hepsinin ses aralıkları farklıdır. Dolayısı ile soprano olan bir sanatçı ile alto olan bir sanatçının aynı eseri farklı akorttan okumaları çok normal bir durumdur. Bununla birlikte ses eğitimi çalıĢmaları ses aralığının geliĢmesine yardımcı olmaktadır. Tablodan da anlaĢılacağı gibi sanatçıların bu soruya verdikleri cevaplar değiĢiklik göstermektedir.

(39)

Tablo 9. Sanatçıların Eser Ġcrası Öncesi Ses Egzersizleri Hakkındaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER Evet

Çiğdem YARKIN Hayır

Güzin DEĞĠġMEZ Evet

Melihat GÜLSES Evet

Tülin YAKARÇELĠK Hayır

Fikir Birliği Oranı (%) 60

Tablo 9, çalıĢma grubu sanatçılarının icra öncesi ses egzersizi konusunda fikir birliği içinde olmadıklarını göstermektedir. Sanatçıların çoğunlukla çalıĢtıkları yerde devamlı prova yapmalarından dolayı özel bir ses egzersizine gerek duymadıklarını belirtmiĢlerdir. Bazı sanatçılar ise özel konser programlardan önce mutlaka ses egzersizi yaptıklarını belirtmiĢlerdir. Meselâ çalıĢma grubu sanatçılarından ÇY: Aslında yapmıyoruz. Yani burada biz çünkü yıllardan beri hani ona alıĢagelmiĢ bir Ģekilde olduğu için bizim provalarımız ses egzersizimiz oluyor aslında.ve MG: … bir kere böyle paldır küldür bir yayına girmek veya bir konsere çıkmak hiç doğru değil. … Bunları çok iyi bilip, o günkü konsere de o Ģekilde yani en azından bir yarım saat öncesinden hazırlık yapmak gerekiyor, Ģeklinde ifade etmiĢlerdir.

(40)

Tablo 10. Sanatçıların Batı Ses Eğitimi veya ġan Eğitiminin Gerekli Olup Olmadığı Hakkındaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER Evet

Çiğdem YARKIN Evet

Güzin DEĞĠġMEZ Evet

Melihat GÜLSES Evet

Tülin YAKARÇELĠK Evet

Fikir Birliği Oranı (%) 100

Tablo 10‟a göre çalıĢma grubundaki sanatçıların tamamının Türk müziği icracılığında Ses Eğitimi veya ġan Eğitimi konusunda fikir birliği içinde oldukları görülmektedir. Meselâ çalıĢma grubu sanatçılarından TY: Ama dediğim gibi orada çok kritik bir nokta var. ġan eğitimi, Ģan eğitiminin kimin tarafından verildiği ve nasıl uygulanabildiği önemli… Yani her hangi bir malzemeyi bozup, bozar. Soruyor, adam bana o zaman soruyor. Sen diyor, operaya dönecek misin? Her hangi bir Ģey yapacak mısın? Çünkü o zaman iĢ değiĢir diyor. Hayır diyorum. Ona göre sadece benim nasıl nefes alabileceğim, nefes tekniği, son derece önemli. Ondan sonra efendim bu sesin çıkma bölgeleri, Türk müziğine göre nasıl rahatlıkla bunları nasıl birleĢtireceksiniz, araba kullanır gibidir bu iĢ, ve MG: Evet. Demin de söylediğimiz gibi, mutlaka Ģan eğitimi, Ģan ses yani ses eğitimi illa tamamen bir operacı gibi sizi yetiĢtirmeleri anlamına gelmiyor. Dediğim gibi mutlaka sesin eğitilmesi gerekiyor. Bunu öyle düĢünmek lâzım. Sesi eğitmek gerekiyor. Ses eğitildikten sonra da sizin dalınız Türk müziği ise Türk müziğinde o müziğin gerektirdiği Ģekilde sesinizi kullanmanız gerekiyor, Ģeklinde ifade etmiĢlerdir.

(41)

Tablo 11. Sanatçıların, Türk Mûsıkisi MeĢk Sisteminin Sesin Teknik Olarak Eğitim ve GeliĢimine Batı Müziği Ses Eğitim Sistemi Kadar Katkısı Olup Olmadığı Hakkındaki GörüĢleri

SANATÇI CEVAPLAR

Ezgi KÖKER Evet vardır. Daha çok üslup ve tavır yönünden

Çiğdem YARKIN Evet vardır.

Güzin DEĞĠġMEZ Evet vardır. Daha çok üslup ve tavır yönünden Melihat GÜLSES Evet vardır. Daha çok üslup ve tavır yönünden Tülin YAKARÇELĠK Evet vardır. Daha çok üslup ve tavır yönünden

Fikir Birliği Oranı (%) 100

Tablo 11‟e göre, görüĢme yapılan sanatçıların tamamı (% 100) soruya “daha çok üslup ve tavır yönünden” Ģeklinde cevap vermiĢlerdir. Tablo‟dan görüldüğü üzere sanatçılar aslında bu cevapları ile, ses eğitimi ile meĢk sisteminin farklı konular olduğunu açıkça vurgulamaktadırlar. GörüĢmelerin içerikleri de incelendiğinde sanatçılar almıĢ oldukları ses eğitiminin önemini belirtmekle birlikte meĢk sisteminin temel taĢı olan hoca-öğrenci iliĢkisinin kendilerine ne denli faydalı olduğunu da vurgulamıĢlardır. Bununla birlikte, ses eğitiminin ses ve nefes teknikleri açısından önemini de ifade etmiĢlerdir. ÇalıĢma grubu sanatçılarından MG: Daha çok üslup ve tavır yönünden faydalıdır derken, GD: MeĢk ve Ses Eğitimi iki ayrı kulvar. Batı müziği ses eğitimi ses sahasını geniĢletirken, diksiyon harflerin doğru yerlerden çıkarılması, mana ve ifade meĢk sistemi ile tamamlanabilir, Ģeklinde dile getirmiĢlerdir

(42)

BEġĠNCĠ BÖLÜM

Bu bölümünde, yapılan görüşmelerden elde edilen verilere dayalı olarak ulaşılan sonuçlar ve önerilere yer verilmiştir.

5. SONUÇLAR ve ÖNERĠLER 5.1. SONUÇLAR

1. GörüĢme yapılan sanatçıların yaĢlarının üç ayrı nesli temsil edecek aralıkta olduğu ve tamamının (% 100) da bir devlet kurumunda çalıĢtığı gözlenmiĢtir.

2. Sanatçılardan ikisi hariç diğerlerinin (% 60) üniversite mezun olduğu görülmüĢtür.

3. Üniversite mezunu sanatçıların tamamının konservatuvar mezunu olduğu ancak iki tanesinin üniversite konservatuvarı değil, belediye konservatuvarı mezunu olduğu görülmüĢtür. Yapılan araĢtırma ve kaynak taraması ile Belediye konservatuvarlarından mezun olmuĢ olan görüĢmecilerin almıĢ oldukları eğitimin neredeyse konservatuvar eğitimine eĢdeğer yakınlıkta olduğu tespit edilmiĢtir.

4. Ses Ġcracılığında Ses Eğitiminin önemi bütün sanatçılar (% 100) tarafından üstüne basılarak vurgulandığı görülmüĢtür.

6. Sanatçıların tamamı (% 100), ses icracılığında alınması gereken eğitimin meĢk sistemi olduğunu vurgulamıĢlardır.

7. Sanatçıların ses eğitimi sistemi ve meĢk sistemine dayalı bir eğitim sistemi olması gerektiği konusunda fikir birliği (% 100) içinde oldukları görülmüĢtür. Bu konuda çalıĢma grubunun fikir birliği içinde olması önemlidir çünkü ses eğitiminin Türk müziği ses icracılığında sesin geliĢmesi açısından meĢk sistemi kadar gerekli ve önemli olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.

(43)

8. Sanatçılardan üç kiĢinin ses eğitimi aldıktan sonra eser icrası sırasında akort değiĢikliği yaĢadıkları tespit edilmiĢtir. Bu durum aldıkları ses eğitiminin ses geliĢimleri ve icra açısından ses kullanımına etkisi olduğunu göstermektedir.

9. Eser icrası öncesi ses egzersizi yapılıp yapılmaması hususunda sanatçılar arasında fikir birliği yoktur. % 60 yapıyorum derken, % 40‟u yapmıyorum demektedir. Sanatçıların çoğunlukla çalıĢtıkları yerde devamlı prova yapmalarından dolayı özel bir ses egzersizine gerek duymadıklarını ifade etmiĢlerdir. Bununla birlikte bazı sanatçılar ise özel konser programlarından önce mutlaka ses egzersizi yaptıklarını söylemiĢlerdir.

10. Ses Eğitimi veya ġan Eğitiminin gerekli olduğu konusunda sanatçılar fikir birliği içerisindedir.

11. Sesin eğitim ve geliĢimine hangi ses eğitiminin katkısının daha çok olduğu ile

ilgili soruya sanatçıların, üslup ve tavır yönünden meĢk sisteminin daha fazla katkısı olduğu konusunda fikir birliği (% 100) içinde oldukları görülmüĢtür

5.2. ÖNERĠLER

Yapılan bu araĢtırmanın sonuçlarına göre;

1. Türk musikisi ses icracılığı eğitiminde sistemli bir programın geliĢtirilmesi gerektiği,

2. GeliĢtirilmesi önerilen Türk musikisi ses icracılığı öğretim programının konservatuarlarda kullanılmasının eğitim öğretimde birlik beraberlik sağlayacağı,

3. Konservatuarların Türk musikisi ses icracılığı alanında öğrenci yetiĢtirirken ses eğitiminden faydalanılması gerektiği,

4. Bu çalıĢmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda Türk musikisi ses icracılığı alanına farklı bakıĢ açıları getirecek yeni araĢtırmalar da yapılması gerektiği

(44)

KAYNAKLAR

Akbulut, Y. (2002). Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri İçin Koro. Ankara: 4. Ak-Ģam Sanat Okulu Matbaası.

Altıok, A., Yelken, K. (2018). https://calismagruplari.itu.edu.tr-musikisi-devlet-konservatuvarı, K. EriĢim tarihi: 15 Nisan 2019.

Ansı/Asa S1.1–2013 https:/webstore.ansi.org/standards/asa/ansiasas/12013. EriĢim tarihi: 17. 03. 2019.

Apel, W. (1974). Harvard Dictionary of Music. Cambridge Massachusetts: The Belknap Press of Harvard University Press.

Ayaz, N, Nayir, A. (2017). Müzik Eğitimi Verilen Akademik Kurumlarda Ses Eğitiminin Uzman Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi. Sanat Eğitim Dergisi, 5(2), 160.

Ayaz, N. (2018). “Türk Makam Müziğinde Ses Eğitimine Yönelik Öğretim Metodu Modeli Önerisi”, Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi.

Behar, C. (1998). Zaman Mekân Müzik: Klasik Türk musikisinde eğitim (meĢk), icra ve aktarım, Afa yayınları, Ġstanbul.

Behar, C. (2010). Şeyhülislâm’ın Müziği, 18. Yüzyılda Osmanlı/Türk Mûsıkisi ve ġeyhülislâm Esâd Efendi‟nin Atrabü‟l-Âsâr‟ı, Ġstanbul, Yapı Kredi Yayınları.

Behar, C. (2012). Aşk Olmayınca Meşk Olmaz-Geleneksel Osmanlı/Türk Müziğinde Öğretim ve Ġntikal, Ġstanbul, Yapı Kredi Yayınları.

Birol, B. (1999). Koro Eğitimi ve Yönetiminde İlkeler ve Yöntemler. Burdur: Müzik Ansiklopedisi Yayınları.

Borrel, E. (1928). Contribution á la Bibliographie de la Musique Turque au Vingtième Siècle, Revue des Etudes Islamic, 4, 513.

BulmuĢ, S. (2009). Geleneksel Türk Musikisinde Eğitim Metodu: Meşk, Musiki Dergisi. http://www.musikidergisi.net/?p=822, adresinden 09.01.2018 tarihinde eriĢildi.

Çevik, S. (1999), Koro Eğitimi ve Yönetim Teknikleri, Ankara, Yurtrenkleri Yayınevi.

(45)

Egüz, S. (1999), Toplu Ses Eğitimi I, Temel Konular, Ankara, DoğuĢ Matbaacılık ve Tic. Ltd. ġti.

Erdoğan, S. (2008), Ses Eğitimi‟ndeki Terminoloji ve Temel Kavramlar Bazında Öğrenci Yeterliliklerinin Ġncelenmesi, Ġzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Öğretmenliği Programı, YayınlanmıĢ Yüksek Lisans Tezi.

Ersoy, Ġ. (2017), Üslup Kavramına Analitik Bir Bakış: Türkiye’de Geleneksel Müziklerde Performans Normları, Uluslararası Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, 10(49): 304.

Ertürk, S. ( 1972), Eğitimde Program Geliştirme, Hacettepe Ünv. Yay.Yayınevi:Yelkentepe Yay. Ankara.

Ertürk, S. (1988), Türkiye'de Eğitim Felsefesi Sorunu. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 3, 16

Gazimihal, M. R. (1961). Mûsıki Sözlüğü. Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Gerçek, Ġ.H. (2008), A.Ü. Türkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü Dergisi, 38, 152, Erzurum.

Helvacı, A. (2003), “Ses Eğitiminde Register ve Rezonans”, Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu, Bildiri, s. 124-129, 30-31 Ekim 2003, Ġnönü Üniversitesi, Malatya.

http://muzikegitimcileri.net/bilimsel/bildiri/A-Helvaci.html, EriĢim Tarihi: 05.07.2018.

Glesne, C. (2013). Nitel Araştırmaya Giriş, Ankara: Anı Yayıncılık.

Karasar, N. (1999). Bilimsel Araştırma Yöntemi-Kavramlar, İlkeler, Teknikler. Ankara: Nobel Yayınevi

Kartal, M. (2009), Ses ve Nefes Teknikleri, Ġstanbul: Sistem Yayıncılık. Kolçak, O. (1998), Ses Eğitimi ve Şarkı Sanatı, Ġstanbul, Esin Yayınevi.

Meb, (2008). Bireysel Ses Eğitimi Dersi Öğretim Programı (12. Sınıf). Ankara: Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığı. Devlet Kitapları Müdürlüğü.

Şekil

ġekil 1. İnsan Ses Sistemi Öğeleri. Kaynak: Akbulut, 2002: 9.
Tablo 2. Sanatçıların YaĢları ve ÇalıĢtıkları Kurumlar
Tablo 2. Sanatçıların Eğitim Durumu
Tablo 3. Sanatçıların Mezun Oldukları Okul
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

III. Kısa diyapozondan daha ince ses çıkar. Gitar tellerinde telin boyu uzadıkça ve kalınlığı arrtıkça daha ince ses çıkar. İnce diyapozondan daha ince ses çıkar.

This study aims to calculate the heat requirement and fuel consumption of a modern greenhouse in Adana with the ISIGER-SERA specialized system, according to DIN 4701

(2009) reported that various extracts obtained from different parts of C.biebersteinii and C.jacea, especially chloroform fractions of aqueous methanol extract, exhibit

Tez çalışması bu bölümde bir öğretim modeli örneği oluşturularak uygulamaya yönelik biçimde hazırlanmıştır. Devlet Konservatuvarlarında ses eğitimi dersi alan bir

"Türk Müziği Arel-Ezgi-Uzdilek ses sistemi nazari yapısıyla Avrupa nota yazısının kullanılması esnasında teori ve icra arasındaki farklılıkların giderilmesi konusunda

[3] Bu nedenle, kanserli hastaların birçoğun- da görüldüğü bildirilen anksiyete, depresyon, ça- resizlik, bağımlılık, içe dönme, öfke, gerginlik gibi

maddesine göre, eser sahipliğinden do­ ğan hakları kullanacak, kimselerden hiçbiri bulun­ maz ya da bulunup da yetkilerini kullanmazlara« ya da (eser sahibinin

Her manzumesini, bilhassa “ koş­ ma,,, “divân,, ve “ nefes,, lerini o- kurken anlarsınız ki şair, seçtiği kelimelerin bizce muhabbeti du­ yulan, gönlümüze