SİBER ZORBALIK İLE PROBLEMLİ İNTERNET KULLANIMI VE
RİSKLİ İNTERNET DAVRANIŞI ARASINDAKİ İLİŞKİ VE BU
DEĞİŞKENLERİN ÇEŞİTLİ DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
AÇISINDAN İNCELENMESİ
Halime Ünver
YÜKSEK LİSANS TEZİ
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ANA BİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
i
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı : Halime Soyadı : ÜNVER
Bölümü : Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık İmza :
Teslim tarihi :
TEZİN
Türkçe Adı: Siber Zorbalık ile Problemli İnternet Kullanımı ve Riskli İnternet Davranışı Arasındaki İlişki ve Bu Değişkenlerin Çeşitli Demografik Özellikler Açısından İncelenmesi
İngilizce Adı: The Relationship of Cyber Bullying with Problematic Internet Use and Risky Internet Behaviors and Investigation of These Variables According To The Some Demographic Features
ii
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
Yazar Adı Soyadı: Halime ÜNVER İmza:
iii
JÜRİ ONAY SAYFASI
Halime ÜNVER tarafından hazırlanan “Siber Zorbalık ile Problemli İnternet Kullanımı ve Riskli İnternet Davranışı Arasındaki İlişki ve Bu Değişkenlerin Çeşitli Demografik Özellikler Açısından İncelenmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Zihni KOÇ
(Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Gazi Üniversitesi) ………
Başkan: Yrd. Doç. Dr. Safiye SARICI BULUT
(Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Gazi Üniversitesi) ………
Üye: Yrd. Doç. Dr. Gökhan ATİK
(Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Ankara Üniversitesi) ………
Tez Savunma Tarihi: 11.07.2016
Bu tezin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
Prof. Dr. Tahir ATICI
iv
TEŞEKKÜR
Çalışmayı yürüttüğümüz süre boyunca bana her aşamada yol gösteren, bilgisi, deneyimi ve pozitifliğiyle desteğini esirgemeyen tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Zihni KOÇ’a,
Tezimin fikir sürecinde ve verilerin toplanması sırasında araştırmaya katılan öğrencilere ulaşmamı sağlayan çok değerli mesai arkadaşlarım, Nilüfer BAŞER, Saliha GÜLTEKİN, Murtaza CİCİOĞLU, Ahmet YALDIRAN ve Fatma Burcu TEKİN’e
Tezimin yazım sürecinde hem alan bilgisi hem de destekleriyle bana yardımcı olan biricik arkadaşım Uzm. Psk. Ayşe KORKUT’a,
Varlıklarıyla her zaman huzur bulduğum canım abim Hasan İlker ÜNVER, güzel yengem Hatice ÜNVER ve tatlı yavruları Cihan Umut ve Zeynep Elif’e, moral kaynağım, gülen yüzüm, kuzenim Emine TUĞRUL’a, maddi-manevi desteğiyle ve bana olan inancıyla bugüne gelmemi sağlayan, varlığını her zaman güç bildiğim biricik babam Bahattin ÜNVER’e, kalbimin atmaya başladığı ilk andan beri acı tatlı her anımı birlikte yaşadığım, tez sürecindeki en büyük yardımcım, kahrımı çeken güzel ikizim Arş. Gör. Banu KARAAHMETOĞLU ve eşi İsmail KARAAHMETOĞLU’na en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Artık aramızda olmayan ama varlığını hep hissettiğim ve hissedeceğim, huzur ve kuvvet kaynağım, canım anneme rahmet dualarımı ve en büyük teşekkürlerimi sunuyorum
v
SİBER ZORBALIK İLE PROBLEMLİ İNTERNET KULLANIMI VE
RİSKLİ İNTERNET DAVRANIŞI ARASINDAKİ İLİŞKİ VE BU
DEĞİŞKENLERİN ÇEŞİTLİ DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
AÇISINDAN İNCELENMESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Halime Ünver
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Temmuz, 2016
ÖZET
Bu araştırmanın amacı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin siber zorbalık davranışları ile problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde bir araştırma olup, Bolu İli, Gerede İlçesi’nde, 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılında, çeşitli ortaöğretim kurumlarında eğitim gören 523 öğrenci ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu”, “Siber Zorbalık Ölçeği”, “İnternette Bilişsel Durum Ölçeği” ve “Riskli İnternet Davranışları Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, betimsel istatistikler, normallik testi olarak Saphiro Wilk’s ve veriler normal dağılım göstermediği için Mann Whitney U ve Kruskal Wallis H Testi kullanılmıştır. Öğrencilerin en fazla tercih ettikleri internet siteleri sıralaması yapıldığında, sırası ile sosyal medya, ödev, haber ve magazin, sohbet, oyun ve diğer siteler olduğu görülmektedir. Cinsiyet ile siber zorbalık davranışı ve problemli internet kullanımı arasında anlamlı bir fark olmadığı, ancak erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre riskli internet davranışı puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur. İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin, siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımı ve riskli internet davranışları puanlarının diğer lise öğrencilerine göre anlamlı düzeyde düşük olduğu görülmüştür. İnterneti günlük 0-2 saat arasında kullanan öğrencilerin siber zorbalık, problemli internet kullanımı ve riskli internet davranış puanları, günlük 3 saat ve üzerinde kullananlara göre anlamlı derecede düşüktür. İnterneti 1-3 yıl arasında kullananların problemli internet kullanımı, siber zorbalık ve riskli internet davranışları toplam puanları, interneti 7 yıl ve üzerinde kullananlara göre anlamlı derecede düşüktür. Ödev sitelerini takip edenlerin problemli internet kullanımı, siber zorbalık ve riskli internet davranışları toplam puanı, sosyal medya sitelerini takip edenlere göre
vi
anlamlı derecede düşüktür. Ziyaret ettiği internet sitelerini anne ve babası ile paylaşmayan öğrencilerin, ziyaret ettiği internet sitelerini anne ve babası ile paylaşan öğrencilere oranla, siber zorbalık puanları, problemli internet kullanım puanları ve riskli internet davranışları puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur. Çocuğunun internet kullanımında zaman kısıtlaması yapan ebeveynlerin çocuklarının, çocuğunun internet kullanımında zaman kısıtlaması yapmayan ebeveynlerin çocuklarına oranla, siber zorbalık puanları, problemli internet kullanım puanları ve riskli internet davranışları puanlarının anlamlı düzeyde düşük olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin yaşları, sınıf düzeyleri, internete bağlanılan mekan, anne-baba eğitim düzeyi ile siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür.
Anahtar Kelimeler : Siber zorbalık, problemli internet kullanımı, riskli internet davranışları, ortaöğretim öğrencileri
Sayfa Adedi : 91
vii
THE RELATIONSHIP OF CYBER BULLYING WITH PROBLEMATIC
INTERNET USE AND RISKY INTERNET BEHAVIOURS AND
INVESTIGATION OF THESE VARIABLES ACCORDING TO THE
SOME DEMOGRAPHIC FEATURES
(Master Thesis)
Halime Ünver
GAZİ UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES
JULY, 2016
ABSTRACT
The aim of this research is to investigate the relationships between cyberbullying and problematic internet use and risky internet behaviors among the students of secondary school institutions. This research is based on relational screening model and it is surveyed during 2014-2015 academic year ,among 523 students who gets education at various schools in Bolu İrovince ,Gerede District. ”Personal Information Form”, “Cyberbullying Scale”, “Cognitive Position on Internet Scale”, “Risky Internet Behaviors Scale” are used. Descriptive statistics, Saphiro Wilk’s as normality test and the datas are not in normal distribution Mann Whitney U and Kruskal Wallis H test are used while analyzing the datas. When the favorite web sites of students are listed, it is; social media, homework, news and magazine, chat, online games, etc, web sites. It is obvious that there is not a wide gap between gender and the cyberbullying and the problematic internet use yet the male students have higher degree points in the risky internet behaviors compared to the female students. It is seen that the points of the risky internet behaviors, the problematic internet use and the cyberbullying of the students from religious vocational high school is relatively low compared to the students at the other high schools. The problematic internet use, the cyber bullying and the risky internet behaviours of the students using the internet between 0-2 hours per day are significantly lower than the students using the internet 3 hours and over per day. The problematic internet use, the cyber bullying and the risky internet behaviours of the students having used the internet for 1-3 years are significantly lower than the students having used the internet for 7 years and over. The problematic internet use, the cyber bullying and the risky internet behaviours of the students following the homework websitesare significantly lower than the students following the social media websites on the internet. The cyberbullying, the problematic internet use and the risky
viii
internet behavior points of children who does not share with their parents the websites that they have visited online are relatively high compared to the students who shares with their parents. The cyberbullying, the problematic internet use and the risky internet behaviors points of children whose parents limit the time that they spend on internet are relatively low compared to the children whose parents do not limit the time of internet use. There is not a meaningful difference between the age, class levels, space that is connected to the internet, parents’ educational level of the students along with the cyberbulliying, the problematic internet usage and the risky internet behavior.
Keywords : Cyber bullying, problematic internet use, risky internet behaviors, high school students
Number of Pages : 91
ix
İÇİNDEKİLER
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
……….…iETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI
………...iiJÜRİ ONAY SAYFASI
……….………...iiiTEŞEKKÜR
……….ivÖZET
…..…..………...………vABSTRACT
………..…..viiİÇİNDEKİLER
………...………..…..ixTABLOLAR LİSTESİ
……….………...………xiiSİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ...
………xvii1.
GİRİŞ
…..………..……….11.a. Problem Durumu……….1
1.b. Araştırmanın Amacı………...………7
1.c. Araştırmanın Önemi………...……….…...9
1.d. Araştırmanın Sınırlılıkları………...……….…...9
1.e. Araştırmanın Varsayımları………...………...10
1.f. Tanımlar……….10
2.
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
………..…113.
YÖNTEM
…….………...………233.a. Araştırma Modeli………...…………23
x
3.c. Veri Toplama araçları………...………...………..29
Kişisel Bilgi Formu (Ek-1)………..…………...29
Siber Zorbalık Ölçeği (SZÖ) (Ek-2)………..29
İnternette Bilişsel Durum Ölçeği (İBDÖ) (Ek-3)…………...…..30
Riskli İnternet Davranışları Anketi (RİDA) (Ek-4)……….32
3.d. Verilerin Analizi………...………32
4.
BULGULAR, TARTIŞMA VE YORUM
..………...345.
SONUÇ VE ÖNERİLER
………515. Sonuç………..………...…...53
5. b. Öneriler………...………….53
Ebeveynlere Yönelik Öneriler………...…………53
Okul Psikolojik Danışmanları, Öğretmenler ve Okul Yöneticilerine Yönelik Öneriler..…..………55
Medyaya Yönelik Öneriler……….56
Araştırmacılara Yönelik Öneriler………...…………..57
KAYNAKÇA
………..………...……….58EKLER
……….……….67Ek-1 Kişisel Bilgi Formu………...……….68
Ek-2 Siber Zorbalık Ölçeği………...………….70
Ek-3 İnternette Bilişsel Durum Ölçeği………..71
Ek-4 Riskli İnternet Davranışları Anketi………...…………..72
Ek-5 Siber Zorbalık Ölçeği Kullanım İzni………...………73
Ek-6 İnternette Bilişsel Durum Ölçeği Kullanım İzni………..……...74
Ek-7 Riskli İnternet Davranışları Anketi Kullanım İzni………...….75
xi
TABLOLAR
Tablo 1. Türkiye’de ve Dünya ‘da En Sık Ziyaret Edilen İnternet Siteleri ... 3 Tablo 2. Öğrencilerin Öğrenim Gördükleri Lise Türüne İlişkin Dağılımlar…..…………...24 Tablo 3. Anne ve Babaların Eğitim Durumuna İlişkin Dağılımlar………….………….…..25 Tablo 4. Öğrencilerin Günlük İnternet Kullanımına İlişkin Dağılım…...………...…...25 Tablo 5. Öğrencilerin İnternete Erişim Sağladıkları Ortamlara İlişkin Dağılım…...…..26 Tablo 6. Öğrencilerin Ne Kadar Süredir İnternet Kullandıklarına İlişkin Dağılım…..…..27 Tablo 7. Öğrencilerin Çeşitli Web Sitelerini Kullanımlarına İlişkin Dağılım..……...……27 Tablo 8. Öğrencilerin Ziyaret Ettiği İnternet Sitelerine Dair Ebeveyn Bilgisi Dağılımı...28 Tablo 9. Ebeveynlerin Öğrencilerin İnternet Kullanım Sürelerini Kontrolüne Dair
Dağılım……….29
Tablo 10. Problemli İnternet Kullanımı, Siber Zorbalık ve Riskli İnternet Davranışları
Arasındaki İlişkiye Ait Korelâsyon Testi Sonuçları………...………..34
Tablo 11. Öğrencilerin Yaşları ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve Siber
Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları………...………...………35
Tablo 12. Öğrencilerin Cinsiyetleri ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve
Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren Mann Whitney U Testi Sonuçları………...………36
Tablo 13. Öğrencilerin Sınıf Düzeyleri ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve
Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları...………...…………38
Tablo 14. Öğrencilerin Lise Türleri ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve
Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları………...…..………...……...39
xii
Tablo 15. Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Düzeyleri ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet
Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren
Kruskal Wallis H Testi Sonuçları………....………...…..40
Tablo 16. Öğrencilerin Babalarının Eğitim Düzeyleri ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet
Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren
Kruskal Wallis H Testi Sonuçları……….………...…..42
Tablo 17. Öğrencilerin Günlük İnternet Kullanım Süresi ile Siber Zorbalık, Problemli
İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı
Gösteren Mann Whitney U Testi Sonuçları………..43
Tablo 18. Öğrencilerin İnternete Bağlandıkları Mekan ile Siber Zorbalık, Problemli
İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı
Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları………….…………..………....44
Tablo 19. Öğrencilerin Yıllık İnternet Kullanım Süreleri ile Siber Zorbalık, Problemli
İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı
Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları……….……...…45
Tablo 20. Öğrencilerin Ziyaret Ettiği İnternet Siteleri ile Siber Zorbalık, Problemli
İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı
Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları………..…..…...…47
Tablo 21. Öğrencilerin Ziyaret Ettikleri İnternet Sitelerini Ebeveynleriyle Paylaşma
Durumu ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren Mann Whitney U Testi Sonuçları….……..…...49
Tablo 22. Öğrencilerin Ebeveynlerinin İnternet Kullanımında Süre Kontrolü Yapması
Durumu ile Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkiye Ait Dağılımı Gösteren Kruskal Wallis H Testi Sonuçları…...……..….50
xiii
SİMGELER VE KISALTMALAR
DEHB Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu IWS Internet World States
İBDÖ İnternette Bilişsel Durum Ölçeği RİDA Riskli İnternet Davranışları Anketi SZÖ Siber Zorbalık Ölçeği
TRT Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu
1
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde sırası ile araştırmanın problem durumu, amacı, önemi, sayıltıları, sınırlılıkları ve tanımları bulunmaktadır.
1.a. Problem Durumu
İnsanlığın tarihi gelişimi bizi içinde bulunduğumuz çağa, yani bilgi çağına getirmiştir. İçinde bulunduğumuz zamanın en büyük değeri bilgi ve bilgi üretimidir. Bu gelişim sürecinde bilişim teknolojileri gelişmiş, çeşitlenmiş ve günümüz koşullarında kendine öncelikli bir yer edinmiştir. Bilişim teknolojilerindeki bu hızlı değişim ve ilerleme bireylerin yaşamlarında da bazı önemli değişimleri beraberinde getirmektedir. Bu hızlı değişim, çağın gerekli kıldığı, teknolojiyi aktif olarak kullanabilen, bilgiye hızlı ve pratik bir şekilde ulaşabilen, ulaştığı bilgiyi doğru yerde kullanabilen, takım çalışmasına yatkın, eleştirel düşünebilen ve tüm bu değişkenleri yaşamıyla bütünleştirmiş bireylerin yetişmesine sebep olmaktadır.
Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler tüm dünyayı yeniden şekillendirmektedir. Bireylerin iletişimden eğlenceye, alışverişten film izlemeye, sosyal yaşamda aktif olarak katılımlarını gerektiren faaliyetler şekil değiştirerek sanal ortama taşımaktadır. Bilişim teknolojileri ve internet özellikle iletişimde kolaylık sağlarken, yaşamamıza bazı yenilikler ve değişiklikler de getirmektedir (Zorbaz, 2013). Bu yeniliklere örnek olarak alışveriş yapabilme, hızlı ve pratik bilgi alışverişinde bulunma ve arkadaş edinme sayılabilir (Serin, 2012). Toplumu oluşturan tüm yaş gruplarındaki bireyler bu değişimden dolaylı ya da
2
dolaysız, az ya da çok etkilenmiş ve etkilenmektedirler. Bu değişim toplum yapısı, yaşam biçimi, eğitim sistemi, iletişim vb konularda kendini açıkça göstermektedir. Teknoloji ve internet sistemlerinin gelişimi iletişimi kolaylaştırmış, hem toplumsal yaşama hem de kişisel yaşama bir takım yenilikler ve değişiklikler getirmiştir. Bu yenilikler, iletişimde rahatlama ve hızlanma, bilgiye kolay ulaşma, eğitim olanaklarını genişletme, sosyalleşme gibi fırsatlar olarak özetlenebilir.
İnternet ve bilişim teknolojilerindeki bu değişim kişileri de büyük ölçüde etkilemektedir. Günümüzde, cep telefonları ve diğer bilişim teknolojileri adeta bireylerin vazgeçilmez bir ihtiyacı haline dönüşmüş vaziyettedir. (Peker, 2013). İnternet ve cep telefonu kullanımı gençler arasında yaygınlaşmış ve akran kültürünün önemli bir parçası haline gelmiştir (Peker, 2013; Slonje ve Smith, 2008) İnternet ve cep telefonları, yeni arkadaşlıklar kurma ve arkadaşların ne yaptıklarını sosyal medya üzerinden takip etme gibi bir misyona sahiptir (Yaman, Eroğlu ve Peker, 2011).
Ülkemiz internet ile 1987 yılında bağlantı kurmaya çalışmış ve 1993 yılında internet ile tanışmıştır (Güvenir, 2005). 1999 yılına kadar sadece üniversitelerde kullanılan internet, 1999 tarihi itibariyle ticari bir kimlik kazanmıştır (Arısoy, 2009). Ülkemizde olduğu gibi internet kullanımı tüm dünyada da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Dünya nüfusunun %39’u interneti kullanmaktadır ve 2000 yılından günümüze kullanım oranı % 676.3 oranında artış göstermiştir. Internet World Stats (IWS- İnternet Dünya İstatistikleri) Aralık 2013 verileri dünya nüfusunun %39’unun, Avrupa nüfusunun %68.6’sının ve Türkiye nüfusunun ise %46,3’ünün internet kullandığını göstermektedir (IWS, 2013). Buna göre Türkiye, Dünya ortalama internet kullanımının üstünde, Avrupa ortalama internet kullanımının ise altında yer almaktadır. Aşağıda Türkiye’de ve Dünya’da en fazla ziyaret edilen internet sitelerinin bir listesi sunulmuştur.
3 Tablo 1
Türkiye’de ve Dünya’da en sık ziyaret edilen internet siteleri
Türkiye’de en sık ziyaret edilen siteler Dünya’da en sık ziyaret edilen siteler
1. google.com.tr 1. facebook.com 2. facebook.com 2. google.com 3. youtube.com 3. youtube.com 4. google.com 4. yahoo.com 5. milliyet.com.tr 5. baidu.com 6. hurriyet.com.tr 6. amazon.com 7. live.com 7. wikipedia.org 8. sahibinden.com 8. taobao.com 9. twitter.com 9. twitter.com 10. blogspot.com 10. qq.com 11. mynet.com 11. google.co.in 12. mackolik.com 12. live.com 13. r10.net 13. sina.com.cn 14. sahadan.com 14. weibo.com 15. wikipedia.org 15. linkedin.com 16. yandex.com.tr 16. yahoo.co.jp 17. haber7.com 17. google.co.jo 18. gittigidiyor.com 18. ebay.com 19. haberturk.com 19. tmall.com 20. donanimhaber.com 20. yandex.ru (www.alexa.com) (www.alexa.com)
4
Yapılan araştırma sonuçlarına göre sırası ile en sık ziyaret edilen servisler; arama motorları, sosyal medya siteleri, haber siteleri, elektronik posta ve alışveriş siteleridir. Buna göre Türkiye’deki ve Dünyadaki internet kullanıcılarının benzer internet sitelerini tercih ettikleri söylenebilmektedir.
Teknolojik gelişmelerin bu denli ilerleyişi, başta teknoloji ile yakından ilgili olan çocuk ve ergen grubunu etkilemektedir. Ergenlik döneminin yaşandığı ortaokul ve lise yıllarında, ergenlik sorunları yaşanan çağın etkisi ile şekil değiştirerek sanal ortama taşınmaktadır. Teknoloji çağının etkisi ile ergenlik döneminin karakteristik özellikleri olan, aileden uzaklaşma, akranlarla yakınlaşma, arkadaş gruplarına katılma ve kimlik edinme arayışı kendisini sanal ortamda göstermektedir. Bu dinamiklerin etkisi ile ergen sosyal çevresini sanal ortama taşımakta, arkadaşlıklarını sanal ortamda edinmekte ve sanal gruplara aitlik duygusu geliştirmektedir. Ergenin kimlik kazanımında, sosyal yaşamında arkadaşları ile kurduğu iletişim ve bir gruba aitlik duygusu geliştirmenin önemli olduğu oranda internet ortamında geliştirdiği arkadaşlıklar ve iletişim de ergen birey için önemli olmaktadır (Ögel, 2012).
Bilişim teknolojilerinin, bilgi kaynaklarına hızlı ulaşım sağlama, sosyalleşme, çevrimiçi anlık iletişim kurma imkanı sağlaması gibi faydalarının olmasına rağmen, birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmektedir (Lenhart, Madden ve Hitlin, 2005). İnternet hız, maliyet ve iletişim kolaylığı gibi pek çok fayda sağlasa da toplumsal yapıda kimi değişimlere ve bozulmalara sebebiyet verebilmektedir (Cansever, 2013; Makas, 2008). Ayrıca internetin aşırı kullanımı sonucunda, insanların yüz yüze iletişim kurmak yerine sanal iletişimi tercih ettikleri, çok uzun süre internet başında kaldıkları, sosyal yaşamda yapmaları gereken şeyi yapmak yerine erteledikleri görülmektedir (Ceyhan, 2011). İnsanlar yüz yüze iletişime geçmekten öte teknoloji ve interneti aracı olarak kullanmakta, çocuklar sokakta ya da birlikte oynamaktan öte bilgisayar ve internet ortamındaki oyunları tercih etmekte, hatta aynı evde ama farklı odalarda bulunan kardeşler yazılı mesaj ile iletişime geçebilmektedirler. Bunlara bağlı olarak insanlar ailevi, sağlık ve toplumsal problemlerle karşı karşıya kalabilmektedirler. İnternet kullanım süresinin ayarlanamaması dolayısıyla çalışma süresinden ve uyku süresinden çalma, zamanı kontrol edememe ve verimli kullanamama gibi kişisel problemleri de beraberinde getirebilmektedir (Gürcan, 2010). Bu tip gerekçelerle ilişkili olarak, internet kullanımı çocukların ve ergenlerin kişisel, akademik ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyebilmektedir. İnternet başında olması gerekenden fazla vakit geçirmek, ergenin sorumluluklarına, gündelik işlerine ve
5
okul sorumlulukları gibi yapılması gerekenlere zaman ayıramamasına neden olmaktadır. Ayrıca internet kullanımı ergende bir takım psikolojik, fizyolojik ve sosyal problemlere de sebebiyet verebilmektedir (Özer,2013).
Ergenlerin interneti verimli ve etkili kullanması arkadaşları ile ilişkilerini geliştirirken, internetin uzun süre ve verimsiz kullanımı ergenlerin sosyal yaşamdan uzaklaşmalarına, yalnızlaşmalarına, akademik başarılarında düşüş olmasına, duruş bozuklukları yaşamalarına, uyku düzenlerinde bozulmaya ve buna benzer durumlara sebebiyet verebilmektedir (Cengizhan, 2003; Makas, 2008; Yücel ve Gürsoy, 2013). Bu olumsuzluklar, bireyleri sağlıksız yaşamaya sevk etme, madde kullanımı ve maddeye ulaşım olasılığını arttırma, cinsel istismar ihtimalini kolaylaştırma, dolandırıcılık, kötü niyetli insanlarla kolay iletişime geçme, terör olaylarına ve provokatif etkinliklere kolaylıkla dahil olabilme ve siber zorbalık gibi olumsuz yaşam olaylarına yönlendirme sayılabilir (Çelen, Çelik ve Seferoğlu, 2011). Buna ek olarak son yıllarda artan şiddet olaylarında teknolojinin de büyük bir katkısının olduğu düşünülmektedir (Arıman, 2007). Gerçek yaşamda var olan ego sınırlaması sanal ortamda büyük oranda ortadan kalktığı için, kişiler gerçek yaşamda yapamayacakları ya da söyleyemeyecekleri şeyleri sanal ortamda sergileyebilmektedirler. Gerçek yaşamda ulaşmalarının zor olduğu ya da konuşmamaları gereken insanlarla kolayca iletişime geçebilmektedirler (Sayar, 2002).
İlişkilerin sanal ortama taşınması ile sosyal yaşamda ortaya çıkabilen kimi sorunlar yeni şekilleri ile sanal ortamda kendini göstermektedir (Özbay, 2013; Serin, 2012). İnternet bazı durumlarda ergenler için bir kaçış ve kendini rahat ifade etme platformuna dönüşebilmektedir. Ergenler ailesinde ve arkadaş çevresinde yaşadıkları iletişim problemlerini, akademik başarısızlıktan doğan sıkıntılarını ve buna benzer problemleri unutmak ya da diğer insanlarla rahatlıkla paylaşmak için interneti kullanabilmektedirler (Taçyıldız, 2010). Ergenlerin günlük yaşamda karşılaştıkları zorbalık, sanal ortama taşınmakta ve başka şekillerde ergenleri zorlamaktadır (Dursun ve Akbulut, 2010; Erdur-Baker ve Topçu, 2008; Özel, 2013). Bu durum ergenleri, siber zorbalıkla mücadele etmek gibi, yeni bir mücadele alanı ile yüz yüze bırakmaktadır. Zorbalık yaşantısına maruz kalmak, bireyi sosyal, duygusal, psikolojik ve akademik açıdan zorlamaktadır. Bilişim teknolojilerinin ve internet kullanımının bu kadar yaygınlaşması, siber zorbalık yaşantılarının artmasına ve mücadelenin bireyi daha fazla zorlayacak bir yapıya dönüşmesine sebep olmaktadır.
6
Bilgisayar, internet ve akıllı telefon kullanım oranlarının hızlı artışı ile birlikte siber zorbalık oranlarında da önemli bir artış görülmektedir. (Burnukara, 2009; Özel, 2013). Bilişim teknolojilerindeki bu hızlı değişim hem ülkemizi hem de dünyayı önemli ölçüde yeniden şekillendirmeye devam etmektedir. Uluslararası düzeyde yapılan araştırmalar, siber zorbalık oranlarının dünya genelinde artış gösterdiğini vurgulamaktadır (Campbell, 2005; Li, 2008). Buna ek olarak, tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de siber zorbalık oranı gün geçtikçe artmaktadır. (Serin, 2012). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin en önemli olumsuz sonuçlarından biri çocukların ve ergenlerin teknolojiyi, uzun süre boyunca ve ebeveynlerinin denetimi olmaksızın kullanmaları ve buna bağlı olarak siber zorbalık yaşantısı ile yüz yüze kalmalarıdır (Soydaş, 2011). İnternetin bu hızlı ilerleyişi, gerekli önlemler alınmadığı ve uygulanmadığı takdirde, başta çocuk ve ergenler olmak üzere toplum içerisindeki tüm bireyleri olumsuz etkileyebilecek bir kuvvet haline gelebilecektir. İnternet sağladığı imkânlar, oluşturduğu kolaylıklar ve yaşattığı serbestlik duygusu ile insanı bir süre sonra kendisine bağımlı hale getirebilecek bir yapıya sahiptir. Ülkemizdeki genç nüfusun varlığı ve internete ulaşımın kolaylığı göz önüne alındığında, hastalık olarak değerlendirilen problemli internet kullanımının çocuk ve ergenler arasında görülme olasılığının artma eğiliminde olacağı düşünülmektedir (Makas, 2008). İnternetin aşırı kullanımı sonucunda, insanların yüz yüze iletişim kurmak yerine sanal iletişimi tercih ettikleri, çok uzun süre internet başında kaldıkları, sosyal yaşamda yapmaları gereken şeyi yapmak yerine erteledikleri vs görülmektedir (Ceyhan, 2011). İnternette fazla zaman geçirmek siber zorbalık, problemli internet kullanımı ve riskli internet davranışları gibi sonuçlara sebebiyet verebilir. Problemli internet kullanımı ergenlerin kimlik gelişimini ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceği gibi, sosyal yaşamlarını sınırlandırması da söz konusu olabilir.
İnternet ortamında kimliğin saklanabilmesi, hızlı ve somut yaptırımların yokluğu ile sosyal kontrol mekanizmalarının olmamasından dolayı, bireyler siber zorbalık, problemli internet kullanımı ve riskli davranışları gösterebilmektedirler. Ergenlik döneminin özelliklerinden olan risk alma davranışı ile internet ortamının bu değişkenleri bir araya geldiğinde, ergenlerin internet ortamında riskli davranışlar göstermesi oldukça olası bir hal almaktadır. Riskli internet kullanımı ergenlerin güvenliğini ve sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir. Öğrencilerin bu anlamda ne tür yollar izlemeleri gerektiği, ne gibi durumların riskli olduğu, uygun hareket şekli ve siber zorbalıktan korunma yolu hakkında öğrenciler ergenlik döneminden önce mutlaka önleme amacıyla eğitilmelidir (Serin, 2012). Ancak
7
rehberlik programlarında bu tip önleyici etkinliklerin var olmadığı görülmektedir. Konu ile ilgili olarak standart bir uygulama olmamakla birlikte, öne çıkan bir uygulama olduğu için kimi okullarda öğrencilere ve ailelere güvenli internet kullanımı ve siber zorbalıktan korunma ile ilgili önleme amaçlı bilgilendirme seminerlerinin verildiği, ayrıca son dönemde ilgili bakanlıkların internet ortamında çocukların istismarını önleme amaçlı çalışmalar yürüttükleri görülmektedir. Ek olarak Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin Bağımlılıkla Mücadele eğitimlerinde yer alan Teknoloji Bağımlılığı modülünü bu hassas konuya hizmet edecek şekilde tasarlandığı ve son 2 yıldır okullarda öğrencilere ve velilere bu eğitimlerin verildiği bilinmektedir.
Tüm bu bilgiler doğrultusunda, ergenlerin problemli internet kullanımı, siber zorbalık ve riskli internet davranışları arasında pozitif bir ilişkinin olabileceği düşünülmektedir. Literatürde konu ile ilgili araştırmaların sayısı son günlerde artış göstermiş olsa da, birbiri ile bu denli ilişkili olduğu düşünülen kavramlar bir arada daha önce hiç incelenmemiştir. Teknoloji ve internet kullanımın hızlı ve yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanması ile beraberinde getirebileceği olumsuzlukların araştırılması bu anlamda önem taşımaktadır. Buna bağlı olarak, yapılan araştırmanın, alandaki bu eksikliğe vurgu yapacağına ve eksikliği gidereceğine inanılmaktadır.
1.b. Araştırmanın Amacı
Bu çalışmada ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin siber zorbalık davranışları ile problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları arasındaki ilişkilerin belirlenmesi ve bu değişkenlerin yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü, akademik başarı, anne-baba eğitim düzeyi, günlük internet kullanım süresi, internete bağlanılan mekan, ne kadar süredir internet kullanıldığı, tercih edilen internet siteleri, internet kullanımında anne babanın süre ve içerik kontrolü sağlaması gibi demografik özellikler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Buna bağlı olarak aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır;
1. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları (sosyal destek alt boyutu, yalnızlık-depresyon alt boyutu, azalmış dürtü kontrolü alt boyutu, dikkat dağıtma alt boyutu) ve riskli internet davranışları arasında anlamlı ilişkiler bulunmakta mıdır?
8
2. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları (sosyal destek alt boyutu, yalnızlık-depresyon alt boyutu, azalmış dürtü kontrolü alt boyutu, dikkat dağıtma alt boyutu) ve riskli internet davranışları arasında ne yönde ilişkiler bulunmaktadır?
3. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları yaşa göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
4. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
5. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları sınıf düzeylerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
6. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları öğrenim gördükleri okul türüne göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 7. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet
davranışları annelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 8. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet
davranışları babalarının eğitim düzeyine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 9. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet
davranışları günlük internet kullanım süresine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 10. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet
davranışları internete bağlanılan mekana (ev, okul, internet cafe vb) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
11. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları yıl bazında internet kullanım süresine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
12. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları ziyaret edilen sitelere (sosyal paylaşım, ödev, haber, magazin, sohbet, oyun vb.) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
13. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları öğrencilerin ziyaret ettiği internet sitelerini anne ve baba ile paylaşma durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
14. Öğrencilerin siber zorbalık davranışları, problemli internet kullanımları ve riskli internet davranışları anne ve babanın çocuğunun internet kullanımında zaman kısıtlaması yapma durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
9
1.c. Araştırmanın Önemi
İçinde bulunduğumuz teknoloji çağının doğal bir getirisi olarak, internet yaşamımızın neredeyse tüm boyutlarını kuşatmış durumdadır. Buna bağlı olarak teknolojiyi ve interneti en yoğun kullanan gruplardan biri olan ergenler için güvenli internet kullanımı önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle eğitim ortamlarında, ailelerin bir kısmının bu konuya ilişkin olarak tedirgin ve/veya muzdarip olduğu gözlenmektedir. Buna ek olarak son yıllarda internet aracılığı ile çocuk, ergen ve gençlerin siber zorbalık/mağduriyet, istismar, dolandırıcılık gibi önemli problemlerden dolayı mağduriyet yaşadıkları görülmektedir. Konu ile ilgili değerlendirme yapıldığında, bu durumu etkileyen birden fazla faktörün olabileceği ve bu faktörlerin hem tek başına hem de diğer etkenlerle bir araya gelerek insanları etkileyeceği düşünülmektedir. Bu araştırma, internet aracılığı ile daha önce ortaya çıkan, günümüzde devam eden ya da gelecekte ortaya çıkması muhtemel mağduriyetin veya zararın en aza indirilmesi ile çocuklarla gençlerin bu zararlardan koruması için siber zorbalık, problemli internet kullanımı ve riskli internet davranışları arasındaki ilişki ile bu değişkenlerin çeşitli demografik özelliklere göre incelemesi bakımından önemlidir. Ayrıca, elde edilen bu bilimsel veriler çerçevesinde bundan sonraki uygulamalara, eğitim faaliyetlerine ve önleme çalışmalarına yön verebilecek bilgiler sunabilmesi bakımından da önem arz etmektedir.
1.d. Araştırmanın Sınırlılıkları
1. Araştırma 2014-2015 eğitim öğretim yılında Bolu İli Gerede İlçesinde bulunan Ortaöğretim kurumlarında öğrenim görüp araştırmaya dahil olan katılımcılar ile sınırlıdır.
2. Değişkenler yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü, akademik başarı, anne-baba eğitim düzeyi, günlük internet kullanım süresi, internete bağlanılan mekan, ne kadar süredir internet kullanıldığı, tercih edilen internet siteleri, internet kullanımında anne babanın süre ve içerik kontrolü sağlaması gibi demografik özellikler ve tanımlar bölümünde açıklanan Siber Zorbalık, Problemli İnternet Kullanımı ve Riskli İnternet Davranışları boyutları ile sınırlıdır.
3. Elde edilen veriler değişkenleri ölçmesi amacıyla geliştirilen ölçeklerle ve Kişisel Bilgi Formundan elde edilecek verilerle sınırlıdır.
10
1.e. Araştırmanın Varsayımları
Bu araştırmada aşağıdaki sayıltılardan hareket edilmiştir;
1. Araştırmaya katılan öğrencilerin, araştırmada kullanılan ölçme araçlarına dürüst ve içten cevap verdikleri varsayılmaktadır.
2. Öğrencilerin siber zorbalık yaşama durumlarının Siber Zorbalık Ölçeği (SZÖ), problemli internet kullanımı davranışlarının İnternette Bilişsel Durum Ölçeği, (İBDÖ) ve riskli internet kullanımı davranışlarının ise Riskli İnternet Davranışları Anketi (RİDA) tarafından ölçüldüğü varsayılmaktadır.
1.f. Tanımlar
Zorbalık: Mağdur kişide acı ve üzüntüye yol açan, kişinin zorbaya karşı koymasının
mümkün olamayabileceği, incitme niyeti ile saldırma anlamı taşıyan bir davranış türüdür (Kepenekçi ve Çınkır, 2003).
Siber Zorbalık: Siber zorbalık, cep telefonu ve bilgisayar gibi bilişim teknolojileri ile bir
kişi ya da bir gruba yönelik istendik ve tekrarlayıcı, ilişkisel ya da teknik anlamda zarar verme davranışıdır (Arıcak, 2011; Belsey, 2007; Hinduja ve Patching, 2009; Li, 2006; Yaman, Eroğlu ve Peker, 2011).
Problemli İnternet Kullanımı: Problemli internet kullanımı, toplumsal yaşam, akademik
başarı ve iş yaşamında istenmeyen sonuçlar ortaya çıkartan, bilişsel ve davranışsal boyutları olan, çok boyutlu bir hastalık tablosudur (Caplan, 2005).
Riskli İnternet Davranışları: Pornografik içerik, düşmanlık barındıran yasa dışı içerik ve
yaşça büyük ve kötü niyetli insanlarla ve suç örgütleriyle iletişime geçebilme, ebeveynlere ait kredi kartı bilgisi, ev/okul adresi ve kişisel bilgi paylaşımı, bilgisayara zararlı yazılımların ulaşabilmesi gibi faktörler de riskli internet davranışları kapsamına girmektedir (Canbek ve Sağıroğlu, 2007).
11
BÖLÜM II
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Ülkemizde olduğu gibi internet, tüm dünyada da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Dünya nüfusunun %39’u interneti kullanmaktadır ve 2000 yılından günümüze kullanım oranı % 676.3 oranında artış göstermiştir. Internet World States (IWS) Aralık 2013 verileri dünya nüfusunun %39’unun, Avrupa nüfusunun %68.6’sının ve Türkiye nüfusunun ise %46,3’ünün internet kullandığını göstermektedir (IWS, 2013). Buna göre Türkiye, Dünya ortalama internet kullanımının üstünde, Avrupa ortalama internet kullanımının ise altında yer almaktadır. Rusya 87 milyon kullanıcı ile Avrupa’da ilk sırada, Türkiye ise yaklaşık 38 milyon kullanıcı ile Avrupa’da 5. sırada yer almaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK] (2014) tarafından yapılan ve Türkiye’de internet kullanıcılarının internet kullanım amaçlarının incelendiği araştırmada, internet kullanan bireylerin %78,8’inin sosyal paylaşım sitelerini kullandığı, %74,2’inin online haber, gazete ya da dergi okuduğu, %67,2’sinin mal ve hizmetler hakkında bilgi aradığı , %58,7’sinin oyun, müzik, film, görüntü indirdiği veya çevrimiçi izlediği, %53,9’unun ise e-posta gönderdiği ya da aldığı belirlenmiştir.
2014 yılı itibariyle hanelerin %53.8’i interneti kullanmaktadırlar. Hanelerin %60.2'si evden internet erişimi sağlayan bilgisayara sahiptir. Hane halkının bilgisayar ve internet kullanım oranları sırasıyla %53.5 ve %53.8’dir. Bilgisayar ve internet kullanımının en yoğun olduğu yaş aralığı 16-24’tür ve bunu 25-34 yaş aralığı izlemektedir. Eğitim durumuna göre en fazla bilgisayar ve internet kullanımları sırasıyla %92.9 ve %93.6 oranlarıyla yüksekokul ile fakülte ve lisansüstü eğitim görmüş bireylerdedir. Bu öğrenim grubunu sırası ile lise, ortaokul, ilkokul ve hiçbir okul bitirmemişler izlemektedir (TÜİK,2014).
Bayır ve Numanoğlu (2009) ilköğretim öğrencileri ile yaptıkları araştırma sonucunda, öğrencilerin yarısından fazlasının yatak odasında bilgisayar bulunduğu ve yaklaşık üçte birinin her gün bilgisayarı kullandığı belirlenmiştir. Buna ek olarak çalışmaya katılan
12
ilköğretim öğrencilerinin nerdeyse tamamının interneti kullandığı ve günde ortalama 2 saat internette vakit geçirdikleri bildirilmiştir.
Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Anketi (2010) 25 Avrupa ülkesinde, 9-16 yaş aralığında 25142 kişi ile yürütülmüştür. Anket sonucunda çocukların %93’ünün haftada bir kez, %60‘ının ise her gün çevrimiçi olduğu, 9-10 yaşlarındaki çocukların yaklaşık %33’ünün, 15-16 yaşındakilerin ise %80’inin günlük olarak interneti kullandığı görülmüştür. Bu durum internet kullanım yaşının giderek daha küçük yaşlara taşındığını göstermektedir. Araştırmanın devamında, çocukların internete en çok evlerinden (%87) daha sonra ise okullarından (%63) erişim sağladıkları görülmüştür. Evde kullanım durumu incelendiğinde ise çoğunlukla kendi odalarından (%49), daha sonra ise cep telefonları ya da tablet bilgisayarlardan (%33) bağlandıkları bildirilmiştir. Çocukların interneti hangi amaçla kullandıklarına bakıldığında ise sırası ile okul işleri ve ödevler (%85), çevrimiçi oyun oynama (%83), video izleme (%76), anlık ileti kullanımı (62%), başkaları ile fotoğraf paylaşma (%39), web kamerası kullanımı (%31), dosya paylaşım siteleri (%16) ve blog (İnternet günlüğü) siteleri (11%) olduğu görülmüştür. Çocukların %59’unun bir sosyal paylaşım sitesinde profilinin olduğu ve bu oranın 15-16 yaş aralığına çıkıldığında %82’ye yükseldiği görülmüştür. Sosyal paylaşım sitelerinin Avrupa ülkelerinde gördüğü ilgiye bakılığında ise Türkiye’nin %46’lık oranla sondan ikinci olduğu bildirilmiştir. Buna rağmen 13 yaş altındaki çocukların üye olmaması gereken sosyal paylaşım sitelerinde 13 yaş altı Türk çocukların yarısının, kendine ait bir profilinin olduğu görülmektedir. Ankete katılan Türk çocukların %85’inin Facebook profilinin olduğu bildirilmiştir. Çocukların sosyal paylaşım sitelerinde oluşturduğu profillerin %26’sı herkese açıktır. Bu oran Türkiye’de ise %46 olarak bildirilmiştir. Araştırmaya katılan çocukların %41’i bir veya birden fazla riske maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Ek olarak yaş düzeyi arttıkça internette karşılaşılan risklerin de arttığı görülmüştür. Çocukların %14’ü son bir yıl içerisinde çevrimiçi pornografik görüntüler ile karşılaştıklarını, %6’sı siber zorbalığa maruz kaldığını, %3’ü siber zorbalık yaptığını, %30 daha önce yüz yüze tanışmadıkları insanlarla internet aracılığıyla konuştuklarını, %9’u ise internette tanışarak iletişime geçtikleri insanlarla daha sonra yüz yüze görüştüklerini belirtmişlerdir. Risk durumuna göre ülkeler karşılaştırıldığında en az risk durumu olan ülkelerin Türkiye, Portekiz ve İtalya olduğu görülmüştür. İnternetteki faaliyet çeşitliliği bakımından ülkeler kıyaslandığında, Türkiye’nin en az faaliyet çeşitliliği gösteren ülkeler arasında İrlanda’dan sonra 2. sırada yer aldığı görülmüştür (EU Kids Online, 2010).
13
Hem yurt içi hem de yurtdışında siber zorbalık ve olumsuz sonuçları ile ilgili pek çok araştırmanın yapıldığı görülmektedir. Bu durum, siber zorbalığın çocuklar ve ergenler üzerinde önemli olumsuz sonuçlar doğurduğunu göstermektedir (Manap, 2012). Özellikle akranları tarafından maruz bırakılan siber mağduriyet yaşantısı bireyi, kişisel, sosyal, psikolojik ve duygusal açıdan oldukça olumsuz etkilemektedir (Şahin, Aydın ve Sarı, 2012). Siber zorbalık yaşantısına maruz kalan ergenlerin antisosyal kişilik özellikleri, okul fobisi, içine kapanma, benlik saygısında azalma, yalnızlık, cinsel istismar, okul devamsızlığı gibi konularda artış olduğu bilinmektedir (Serin, 2012). Benzer olarak, siber zorbalık yaşantısı ile iç içe olan kişilerde depresyon, kaygı, hatta intihar görülebilmektedir (Yılmaz, 2010).
Topçu (2008), 13-21 yaş aralığındaki ergenler ile yürüttüğü araştırmada, kızların %8‘nin bir kere, %40’nın ise tekrarlı olarak, erkeklerin %7‘sinin bir kere, % 58‘nin ise tekrarlı olarak siber zorbalık davranışı gösterdiklerini belirtmiştir. Ek olarak, bilgi ve iletişim araçlarının yoğun kullanımı ve geleneksel zorbalık yaşantılarının, siber zorbalık yaşantısını yordadığını belirtmiştir. Ayrıca empati düzeyi ile geleneksel zorbalık ve siber zorbalık davranışı arasında negatif yönde bir ilişki olduğunu belirtmiştir. Buna karşın Çiftçi (2010), 9. sınıf öğrencileriyle yürüttüğü araştırmada empatik anlayış ile siber zorbalık arasında anlamlı bir ilişki olmadığını belirtmiştir.
Araştırmalar genel sonuçları ile değerlendirildiğinde, siber zorbalık yaşantısına maruz kalan çocukların kişisel, sosyal ve duygusal olarak olumsuz yönde etkilendikleri görülmekte, bazı durumlarda, çocuklarda depresyon, kaygı, intihar, antisosyal kişilik özellikleri, okul fobisi, içe kapanıklık, benlik saygısında azalma, yalnızlık, cinsel istismar, okul devamsızlığı gibi yaşantıların görülebildiği anlaşılmaktadır.
Şahin, Sarı, Özer ve Er (2010) lise öğrencileri ile yürüttükleri niteliksel bir çalışmada, öğrencilerin sergiledikleri siber zorbalık davranışlarını sırası ile özel numara ile rahatsız etme, çevrimiçi oyunlarda hakaret/cinsel içerikli/tehdit içeren konuşmalar yapma, sohbet odasında hakaret/cinsel içerikli/tehdit içeren konuşmalar yapma, e-posta aracılığı ile birisine hakaret/cinsel içerikli/tehdit içeren mesajlar gönderme ile messenger ve e-mail hesaplarının şifrelerini alarak özel mesajlara ulaşma olarak bulmuşlardır. Siber zorbalığa maruz kalan öğrencilerde ise en fazla öfke ve üzüntü duygularının ortaya çıktığını belirtmişlerdir.
14
Avrupa Çevrimiçi Çocuk Anketi Projesinde (2010) 9-16 yaş aralığında olan çocuklarla yürütülen araştırma sonuçlarına göre Avrupa’daki çocukların %20’si zorbalığa maruz kaldığını bildirmiş ancak %5’inin siber zorbalık yaptığı kaydedilmiştir. Türkiye’de ise çocukların %9’u zorbalığa maruz kalmaktadır. Türk çocukları arasındaki siber zorbalık yapma oranı ise %3 olarak tespit edilmiştir (EU Kids Online, 2010).
Serin (2012), ilköğretim öğrencileriyle yürüttüğü araştırmada, öğrencilerin %9’nun siber zorbalık gösterdiklerini, %12’sinin siber mağdur olduklarını ve %5’nin ise hem siber zorba hem de siber mağdur olduklarını belirtmiştir. Ek olarak öğretmenlerin %65’inin, okul yöneticilerinin ise %52’sinin, siber zorbalık davranışlarını önleme amacıyla herhangi bir çalışma yapmadıklarını bildirmiştir.
Ayas ve Horzum (2012)’un ortaokul öğrencileri ile gerçekleştirdikleri çalışmada, öğrencilerin %11,6’sının siber zorbalık yaptıkları bildirilmiştir. Ek olarak sınıf düzeyi yükseldikçe zorbalık davranışının da arttığı, sınıf düzeyi düştükçe de siber mağduriyet düzeyinin arttığı görülmüştür. Kocaşahan (2012) lise ve üniversite öğrencileriyle yürüttüğü araştırmada öğrencilerin %12’sinin siber zorba, %11,7’sinin siber mağdur ve %6’sının da hem siber zorba hem de siber mağdur olduklarını bildirmiştir. Aynı çalışmada lise öğrencilerinin üniversite öğrencilerinden daha fazla siber zorbalık yaptığı ve daha fazla siber zorbalığa maruz kaldığı görülmüştür.
Tanrıkulu (2013), lisede öğrenim gören öğrencilerin sergilediği siber zorbalık davranışların azaltılması amacıyla gerçeklik terapisi yönelimli bir müdahale programı tasarlamıştır. Program başlangıç ve paylaşım, katılım ve bireysel amaçları belirleme, seçim teorisi ve davranış, davranışları fark etme, davranışları değerlendirme, davranışın başkaları üzerindeki etkisini anlama, olumsuz duyguların giderilmesi, davranış değişim programı hazırlama, davranış değiştirme programını geliştirme ve sonlandırma oturumlarından oluşmaktadır. Yürütülen çalışmanın sonucunda, deney grubunda siber zorbalığın azaldığı, kontrol grubunda ise siber zorbalık düzeyinde bir değişimin olmadığı görülmüştür. Ek olarak benlik saygısı ve empatik yaklaşımın siber zorbalığı negatif yönde yordadığı, çatışma, öfke ve fiziksel saldırganlığın ise pozitif yönde yordadığı bildirilmiştir. Bu değişkenlerin tamamı siber zorbalık davranışların %23,4’ünü açıklamaktadır.
EU Kids Online (2010) araştırma bulgularına bakıldığında, Türkiye’de yaşayan çocukların siber zorbalık oranlarının, Avrupa’da yaşayan diğer çocukların siber zorbalık oranlarına göre 50 daha az olduğu görülmektedir. Buna ek olarak, araştırma sonuçlarına göre, siber
15
zorbalık oranları ve yöntemleri öğrencilerin yaşına ve okul kademelerine göre farklılık göstermektedir.
Problemli internet kullanımının, internet kullanım süresi ile olan ilişkisi incelendiğinde, günlük 5 saat ve daha fazla kullanımın problemli internet kullanımı kapsamına gireceğinden söz edilmiştir (Odacı ve Kalkan, 2010; Tahiroğlu vd. 2008; Tutgun, 2009). Bayraktar (2001), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 12-17 yaşları arasındaki 686 ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisi ile internetin ergen yaşamındaki yerini saptamak amacıyla bir araştırma yürütmüştür. Araştırmanın sonucunda ergenlerin %1’inin problemli internet kullandıklarını, %11’nin ise problemli internet kullanım belirtilerini gösterdiklerini belirtmiştir. Alaçam (2012), üniversite öğrencilerinde problemli internet kullanımının %0.6 ve riskli internet davranışlarının da %8 olduğunu belirlemiştir.
Berson, Berson ve Ferron (2002)’un yürüttükleri araştırmada 1360 katılımcının, internet yoluyla iletişime geçerek tanıştığı kişiler ile daha sonra yüz yüze görüştüğü bulunmuştur. Araştırma sonucunda kız öğrencilerin öğretmenler tarafından güvenli internet kullanımı konusunda eğitilmelerinin, internette tanışılan kişi ile daha sonra yüz yüze görüşmeyi önlediği, kişisel bilgilerin ayrıntıları ile internet ortamında paylaşılmasının siber taciz mağduru olmaya sebep olduğu ve kız öğrencilerin güvenli internet kullanımı ile ilgili kız kardeşleri ile konuşmasının ise kardeşlerin internette tanışılan kişi ile daha sonra yüz yüze görüşme olasılığını arttırdığı bulunmuştur.
Alao, Sodenberg, Pohl ve Alao (2006) intihar düşüncesi taşıyan bireyi intihar etme yönünce cesaretlendiren, intihar etmeyi özendirici gönderi ve yorumların olduğu forumlara sahip, intihar eden kişilerin görüntülerini ve notlarını yayınlayan ve bu şekilde intiharı tasarlayan bireyleri intihar etme yöntem ve teknikleri konusunda bilgilendiren 100.000 civarında web sitesinin bulunduğunu belirtmişlerdir ve bu tip sitelerden ve sitelerin yayınlarından en fazla ve en olumsuz etkiyi görecek kesimin ergenler olduğunu eklemişlerdir.
Livingstone ve Helsper (2008)’ın yürüttüğü araştırmada, katılımcıların %72’sinin yarışmaya katılım amacıyla kişisel bilgilerini bir web sitesi ile paylaştığını, %46’sının kişisel bilgilerini çevrimiçi ortamda paylaştığı, %36’sının internet aracılığıyla yüz yüze tanımadığı birisiyle iletişim kurduğunu ve %9’unun internet aracılığı ile tanıştığı kişi ya da kişilerle yüz yüze görüştüğü bulunmuştur.
16
Riskli internet davranış çeşitliliğini ve bu riskli internet davranışlarının görülme sıklığını inceleyen bu araştırmalar, özellikle intiharı özendirici siteler bulunduğunu, kişilerin yarışma amaçlı olarak kişisel bilgilerini internet ortamında paylaştıklarını, bireylerin internet ortamında tanımadığı kişilerle iletişim kuruduğunu ve bazılarının gerçek hayatlarında bu kişiler ile görüştüklerini bildirmişlerdir. Tüm bunlara ek olarak riskli internet davranışlarını önlemeye yönelik verilen eğitimlerin öğrenciler üzerinde etkili olduğu görülmektedir..
Cicioğlu (2014), Çetinkaya (2010), Dilmaç (2009), Peker, Eroğlu ve Çitemel (2012) ve Şahin vd. (2010) ergenlik çağındaki öğrenciler ile yürüttükleri araştırmalarda, erkeklerin kızlardan daha fazla siber zorbalık davranışı gösterdiklerini belirtmişlerdir. Arıcak vd. (2008), Arıcak (2009), Burnukara (2009) ve Dilmaç (2009)’ın araştırma bulguları da erkeklerin kızlardan daha fazla siber zorbalık davranışı gösterdiklerini doğrulayacak niteliktedir. Dilmaç (2009), lisans öğrencileri ile yürüttüğü araştırmada öğrencilerin % 22,5’inin en az bir kere sanal zorbalık yaptıklarını, % 55,3’ünün ise yaşamları boyunca en az bir kere sanal zorbalıkla karşılaştıklarını, saldırganlık ve ilgi görmenin siber zorbalığı pozitif yönde yordadığını, duyguları anlama becerisi ile siber zorbalık arasında ise negatif yönde bir ilişki olduğunu saptamıştır.
Erdur-Baker, Yerin-Güneri ve Akbaba-Altun (2006)’un yaptıkları bir araştırmada ortaokul çağındaki öğrencilerin şiddet içerikli davranışlarının sebepleri arasında, hızla yaygınlaşan bilgi ve iletişim teknolojileri, cep telefonları ve internet aracılığıyla yapılan sohbetlerde ergenlerin birbirlerine gönderdikleri mesajlarla başlayan sorunların daha sonra ders aralarında ve okul ortamı gibi fiziksel mekanlarda devam etmesi gibi durumlar olduğu gösterilmiştir. Siber zorbalık ile ilgili Erdur-Baker ve Kavşut’un (2007) yaptığı araştırmada, bilgi ve iletişim teknolojilerini sıklıkla kullanan 14-19 yaş aralığındaki ergenlerin %28’inin siber zorbalık yaptığı, erkek öğrencilerin kız öğrencilere oranla daha daha fazla siber zorbalık davranışı sergiledikleri görülmüştür. Buna ek olarak bilgisayar ve internet temelli iletişim kaynaklarının kullanımı ile siber zorbalık arasında pozitif yönde ilişki olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ailenin ekonomik durumu, çocuğun devam ettiği okul türü, yaş ve sınıf değişkenlerinin siber zorbalık ile ilişkisinin olmadığı görülmüştür.
Cömert ve Ögel (2009), İstanbul’daki lise öğrencilerinin problemli internet kullanımlarını araştırdıkları bir çalışmada, ergenlerin %4.5’inin problemli internet kullanımı gösterdiklerini bulmuşlardır. Araştırma sonuçlarına ek olarak erkeklerin kızlara oranla 3 kat daha fazla problemli internet kullanımına sahip oldukları ve problemli internet
17
kullanımının artışında boş zamanı değerlendirme etkinliklerinin pozitif anlamda yordayıcı olduğu belirtilmiştir.
Balta ve Horzum’un (2008), 2006-2007 öğretim yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin altı farklı bölümde öğrenim gören 292 öğrenci ile yürüttükleri çalışmada, öğrencilerin problemli internet kullanım düzeylerinin; cinsiyet, öğrenim gördükleri bölüm, internete bağlı kalma saati ve sosyoekonomik düzeylerine göre farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Cinsiyet açısından erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre, internet kullanım süresi açısından haftada sekiz saatten fazla internete bağlı kalan öğrencilerin, haftada sekiz saatten az internete bağlı kalan öğrencilere göre ve öğrenim gördükleri bölümler bakımından öğrencilerin problemli internet kullanım düzeyleri arasında anlamlı farklılık bulunmuş ancak, öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyleri ile problemli internet kullanım düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Selçuk Üniversitesi’nde öğrenim gören 953 öğrenci ile yürütülen araştırmada, katılımcıların yüzde 23,2’sinin problemli internet kullanımı gösterdiği, problemli internet kullanımı ile demografik değişkenler (cinsiyet ve algılanan SED) arasında ayırt edici bir ilişki bulunmadığı görülmüştür. Problemli internet kullananları, problemli internet kullanmayanlardan ayıran en temel iki değişken ise sırasıyla internet kullanım süresi ve internete duyulan güvendir. Bu, problemli internet kullananların daha uzun süre internette kaldıklarını ve internete daha fazla güven duyduklarını göstermektedir (Balcı ve Gülnar, 2009).
Problemli internet kullanımı ve cinsiyet arasındaki ilişki incelendiğinde ise birçok araştırma (Balta ve Horzum, 2008; Berber-Çelik ve Odacı, 2013; Cicioğlu, 2014; Cömert ve Ögel, 2009; Odacı ve Kalkan, 2010; Odacı, 2013; Özçınar, 2011) erkeklerde problemli internet kullanımının, kızlara oranla anlamlı derecede yüksek olduğunu göstermektedir. Tahiroğlu, Çelik, Uzel, Özcan ve Avcı (2008)’nın, 12-18 yaş aralığındaki ergenler ile yürüttükleri araştırmada, katılımcıların internet kullanım alışkanlıklarını ve problemli internet kullanımlarını incelemişlerdir. İnceleme sonuçlarına göre ergenlerin %8’inin haftada 12 saatten fazla internet kullandıkları ve internet kullanım süresi ile problemli internet kullanımının pozitif yönde ilişkili olduğu bulunmuştur. Cicioğlu (2014) ve Sırakaya (2011)’nın araştırma sonuçları da internet kullanım süresi arttıkça problemli internet kullanımının arttığını doğrulamaktadır.
18
Özçınar (2011)’ın, yaptığı araştırmada 14-26 yaş aralığındaki bireylerin yaklaşık olarak %7’sinin problemli internet kullanımı gösterdikleri belirtilmiştir. Araştırmada akademik, kişiler arası ve fiziksel sorunların problemli internet kullanımı ile ilişkili olduğu ve erkeklerin kadınlara oranla daha fazla problemli internet kullanımı gösterdikleri bulunmuştur.
Livingstone ve Helsper (2008)’ın yürüttüğü araştırmada, yaşı büyük olanların yaşı küçük olanlara oranla ve internet öz-yeterliği yüksek olan erkeklerin riskli internet davranışlarını daha fazla sergilediği görülmüştür. Çocukların riskli internet davranışlarını etkilemeyen değişkenlere bakıldığında ise; ebeveynlerin internet kullanım sıklığı, sosyo-ekonomik düzey ve internete yönelik tutumların olduğu görülmüştür.
Yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde, araştırma sonuçlarının neredeyse tamamı, erkek öğrencilerin kız öğrencilere oranla siber zorbalık davranışlarının, problemli internet kullanımlarının ve riskli internet davranışlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmektedir. Bilgisayar ve internet gibi iletişim teknolojilerinin kullanım sıklığı arttıkça siber zorbalığın arttığı ve internet kullanım süresi arttıkça problemli internet kullanımının arttığı, ancak algılanan sosyoekonomik düzey ile problemli internet kullanımı arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmektedir. Bu bulgulara ek olarak yaş arttıkça problemli internet kullanımı davranışlarının da arttığı bildirilmiştir.
Bayraktutan (2005) yürüttüğü araştırmada, internet kullanım süresi ile aile içi iletişimin negatif yönde ilişkili olduğunu ve aile içi iletişim ile arkadaş ilişkilerinde problem yaşayanların, problem yaşamayanlara göre internete daha fazla duygusal anlam yüklediklerini belirtmiştir.
Esen (2010)’in 15-17 yaş aralığındaki lise öğrencileri ile yaptığı araştırmada akran baskısı ve algılanan sosyal desteğin problemli internet kullanımını yordama gücü incelemiştir. Araştırmanın sonucuna göre akran baskısının problemli internet kullanımını pozitif yönde, algılanan öğretmen ve aile desteğinin ise problemli internet kullanımını negatif yönde anlamlı olarak yordadığı görülmüştür.
Büyükşahin-Çevik ve Çelikkaleli (2010), ergenlerin arkadaş bağlılığı ile problemli internet kullanımını, cinsiyetlerine, algılanan ebeveyn tutumlarına ve ebeveyn eğitim durumlarına göre incelemeyi amaçlamışlardır. Bu araştırmayı, 14-19 yaş aralığında 250’si kız 187’si erkek olmak üzere toplam 437 ergen ile yürütmüşlerdir. Araştırmanın sonucuna göre, arkadaş bağlılığı ile problemli internet kullanımı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki
19
bulunmaktadır. Erkek ergenlerin hem arkadaş bağlılık düzeyleri hem de problemli internet kullanımı düzeyleri, kız ergenlere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksektir. Ergenlerin algıladıkları ebeveyn tutumları ve problemli internet kullanım düzeyleri arasındaki ilişki değerlendirildiğinde ise, en yüksek problemli internet kullanımı düzeyinin ebeveyn tutumunu “ilgisiz” olarak algılayan ergenlere; en düşük problemli internet kullanımı düzeyinin ise ebeveyn tutumunu “demokratik” olarak algılayan ergenlere ait olduğu görülmüştür. Ayrıca, annenin eğitim durumu ergenlerin problemli internet kullanımı puanlarını anlamlı düzeyde etkilerken, babanın eğitim durumunun ise problemli internet kullanımı düzeylerini etkilemediği görülmüştür. Annesi “lise mezunu” olan ergenlerin problemli internet kullanımı düzeyleri, annesi “okur-yazar olmayan” ve “ilköğretim” mezunu olan ergenlerin problemli internet kullanımı düzeylerinden anlamlı derecede daha yüksektir.
Yukarda belirtilen araştırma sonuçlarına göre, aile içi iletişimin sağlıklı işleyişi ile internet kullanım süresi arasında negatif bir korelasyon görülmektedir. İnternet kullanım süresi problemli internet kullanımının en önemli belirleyicilerinden biridir ve bu bilgilere göre aile içi iletişimin sağlıklı işlediği durumlarda, çocuklarda problemli internet kullanımı davranışlarının daha az görülmesi beklenmektedir. Esen (2010)’in araştırma verileri de bu sonucu destekler niteliktedir. Algılanan sosyal desteğin yüksek ve akran baskısının az olduğu durumlarda problemli internet kullanımı davranışı daha az görülmektedir. Yine bu sonuçlarla uyumlu olarak Büyükşahin-Çevik ve Çelikkaleli (2010)’nin araştırmasında da problemli internet kullanımı ile arkadaş bağlılığı arasında negatif korelasyon olduğu, ilgisiz anne baba tutumuna sahip ailelerin çocuklarının ise daha yüksek oranda problemli internet kullanımı davranışı gösterdikleri bulunmuştur.
Arıcak (2009) yaptığı araştırmada, öğrencilerin %20’sinin yaşamı boyunca en az bir defa siber zorbalık davranışı gösterdiğini ve düşmanca duygular ile psikotik belirtilerin siber zorbalığı yordadığını bulmuştur. Şahin ve diğerleri (2010) lise öğrencileriyle yürüttükleri araştırmada, öğrencilerin gösterdiği siber zorbalık davranışlarında ilk sırayı hem erkeklerde hem de kızlarda “özel numara ile rahatsız etme” nin aldığını, buna ek olarak siber zorbalıkla karşılaştıklarında ise öfke, nefret, üzüntü ve intikam duyguları hissettiklerini belirtmişlerdir.
Gönül (2002)’ün yaptığı bir araştırmada ergenlerin uzun süreli internet kullanımına, hiperaktivite ve dikkat eksikliği, depresyon ve sosyal fobinin eşlik ettiği görülmüştür.