Müstebit Padişaha karşı
neşredilen beyannameler
Jon Türk âleminin nasıl çalıştıklarından Yıldız Sarayı
sür'atle haberdar ediliyor ve mücahitlerin faaliyetlerini
önlemek için birçok münevverler karakuşî hükümlerle
mahkûm ediliyorlardı.
— ıo —
UMUM OSMANLI VATANDAŞLARIMIZA «Avrupaya vürudumuzdanberi zatı şahaneye takdim ettiğimiz birçok hu susi lâyihalarda milleti Osmaniye- nin ihtiyacatı hazırai medeniyesini halisane ve samimane arzeyledik. Yazık ki padişah beyanatı meşrua
ve rouhikkimizin hiçbirini nazarı
dikkate almıyarak yalnız İstanbula avdetimizi temin için tarafımıza me murlar sevketmek, telgraflar ve kâ ğıtlar yağdırmakla meşgul oldu. Bit tabi bunları reddettik. Fakat her redde karşı tarafı şahanelerinden ye ni bir tecavüze, yahut yeni bir teh
dide mâruz kaldık. Ezcümle daha
ferdayı azimetimizde Fransa hükü
metine resmen tebliğ ettirdiği bir
notada hakkımızda en şeni iftiralar ve ithamlarla devleti müşarünileyh-
den teslimimizi talep eyledi. Bu
notaya hükümeti cumhuriye tarafın dan lâyık olduğu süküt ile mukabe
le edildiğini görünce pederimizin
memaliki Osmaniye dahilinde bulu nan tekmil emlâkini tahtı hacze al dırdı. Nihayet validemiz Seniha Sul tan hazretlerini de l'ıldızda hapset ti. Kendi öz hemşiresi bulunan mü şarünileyh hazretleri hakkında tec
viz eylediği muamelci gaddarane,
muazzez validemizi bize karşı âdeta rehin makamında tutarak onun fe- lâketile bizi meyus ve bu suretle
avdete mecbur etmek maksadına
mebni idi.
İşte çare addettiği bütün bu me zalimden hiçbir netice çıkmadığını
gören Sultan Abdülhamid han bu
kerre de İstanbula avdet etmiye- cek olursak hayatımızdan da kati
yen feragat lâzım geleceğini ale
nen bildirdi. Fakat teneffüs ettiği miz demleri kendisine medyun ol duğumuz sevgili vatanımızın en ta- katşiken musibetlerin yedi kahrında
bir bazice olduğunu gördüğümüz
müddetçe onu bir temaşayı atılane ile imrar edilecek hayatı zamanı ta biisinden evvel bir kütlei türap al tına girmeğe tercih edecek insanlar dan olsaydık ikametgâhımızdaki iz zet ve rahati terk ederek bugün bu mevkide bulunmazdık. Binaenaleyh hemşiresini, biraderini, evlâdını ha
pis ve tazyika rızadade olan bir
kalpten saadeti milliyemizin temi nini ümid, abesle iştigal demek ola cağından ikbal ve tealisi yolunda hasrı nefs eylediğimiz milleti neci- bei Osmaniyenin hissiyatı ulviyei va-
tanperveçanesine müracaat ediyo
ruz .
Kemali teessüfle itiraf eyleriz ki sülâlei ali Osmani içinden çıkan bir hükümdarın tarihimizin son yirmi beş senelik faslına sürdüğü leke o kadar büyüktür ki viııe o ailei sal tanat erkânı icabı halinde bu meşum lekeyi kendi kanlarile silmedikçe he
yeti içtimaiyemiz önünde tebriyei
zimmet edemiyecektir. İstanbuldan infikâkimiz bu vazifei mâneviyeyi ifa
hususunda yalnız bizi serbest bı
rakmış olduğu için yaşadığımız müd detçe hiçbir endişe • isterse o, bir endişei hayat olsun • başladığımız işe devamdan bizi meııeyliyemiye- çektir. Maksadımız, menfaati mütte hid olduğu halde mesleken mütefer rik olan ve o tefrika yüzünden telâ fisi gayri kabil bir felâkete mâruz bulunan Türk, Arap, Arnavut, Erme
ni, MakedonyalI, Rum, Kürt, Musevi ilh vatandaşlarımızın kuvvetini bir noktaya cemeylemek ve bu suretle hem bugünkü seyyiata hitam verme ğe ve hem de yarınki hükümeti âdi- lânenin temel taşlarını arayı umu- miyei Osmaniyenin inzimamile vaz’a
çalışmaktır. Bu ittihadın teessüs
edeceği binayı muallâyı yirminci as rı terakkinin bir tacı ibtihacı zişev- teri olacak ve beşeriyeti müstakbe- lenin bütün mütefekkir evlâtları bu eseri sâyi takdis eyliyeceklerdir.
İttihadın vukuu bir meclisi umu minin inikadına vabestedir. Binaeııa leyh beyannamemize cevap vermek istiyen ahrarı milletin reylerini tara fımıza bilâ tehir bildirmelerini men faati umumiyei Osmaniye namına ri ca eder ve ihtiramatı ihvankârane- mizi takdim ile kesbi fahr eyleriz.»
Beyanname neşriyatı bu kadarla kalmamıştır. Prens Sabahaddin Bey Osmanlı unsurları arasındaki ahenk sizliği gidermek ve Osmanlı vahde tini samimi bir hale sokmak, daha doğrusu din ve ırk rekabetlerini bef taraf etmek için de çalışıyor; munis bir hava yaratmak maksadile uğraşı
yor, uğraşıyor, uğraşıyordu. Bu e-
mel ile neşredilmiş ve o günkü siya si görüş ve düşünüşleri anlatan di ğer bir beyannamenin mühim par çalarını buraya alıyorum:
UMUM OSMANLI VATANDAŞLARIMIZA «... Ortada bir fikir daha var ki o da ecnası muhtelifei Osmaniyenin
Balkan hükûmatı sagiresi gibi ay
rıca kesbi istiklâl etmeleridir. Lâ kin bu küçük hükümetler Şarkta mevcudiyeti Osmaniyenin husule ge
tirdiği muvazenei düveliyeden is
tifade suretile yaşayabiliyor. Haritai âlemde o muvazene, devleti Osmani ye zararına tebeddül ettiği gün, ana
sın mezkûrenin ihrazı istiklâlleri
şöyle dursun, fakat hayli zamandan- beri kesbi istiklâl etmiş olan Bal kan hükümetlerinin bile âzadei teca vüz kalacakları şüphelidir.
Sahnei tabiatta cidali hayat kanu nu ahenini devam ettiği müddetçe
yaşamak, hususile hürriyetini mu
hafaza etmek şartile yaşamak için, onun devamını temin eyliyecek bir kuvvete malikiyet iktiza eder. Hattâ farzı muhal olarak akvamı Osmani yenin birer idarei müstakilleye ma lik olacakları kabul edilse bile ceva- nibi erbaalanndan yükselen kuvvayı hâriciyeye karşı koyacak bir kuvvei dahiliye vüduda getirmek üzere mü- temekkiıı oldukları araziden istihsal eyliyecekleri servetin ne büyük bir kısmını ihtiyacatı akseriyelerine sar- fetmeleri lâzım gelecektir! Halbuki tabiiyeti Osmaniye altında bir ada
leti miitesaviye ile yaşamak, bizi
askerî, İktisadî her türlü tecavüzatı hâriciyeden masun bırakacak en sa lim yoldur. Hattâ komşularımızın da - munsifane düşünecek olurlarsa • iti raf eylemeleri lâzım gelir ki Osman lılığın ihyası umum âlemi medeniye te bir hizmet olacaktır. Çünkü dev letimizin mazisi fütuhatı cesime-i
as-keriyede idi, istikbali fütuhatı âliyei medeniyede bulunacak! Bir milletin sahai temeddünde ihraz edeceği fü tuhat ise yalnız kendisinin değil, fa kat tekmil insaniyetin malı sayılır. Umum OsmanlIların bu büyük mak sada vüsul için furuk-u muhtelifei ahrardan mürekkep bir cemiyeti ce- didenin teessüs ettiğini görür gör mez ona her suretle zahir olacakla rından eminiz.»
Mısırdan evvelâ Prens Sabahad din ve Lütfullah beyler, hiç bir mu hite hareketlerini hissettirmeden, ay rılmışlar, birkaç gün sonra da ba-j baları Pariste kendilerine iltihak ey 1 lemiştir.
Paşanın sıhhî durumu Paris ha- vasile imtizacına imkân bırakmadı
ğından kendisi bir müddet sonra
Korfoya gitmiş ve oğullarını müca- hedelerinde serbest bırakmıştır.
İşte bu suretle Prens Sabahaddin Bey bizzat ilk fiili muhalefete Mı sırda neşredilen beyanname ile baş lamış ve bundan sonra da bütün ha I yatını bu yola vakfeylemiş bulunu- j yor.
Şunu da işaret etmek yerinde o- lur ki Paşa Korfoda rahat bırakıl-1 mamış ve kayınbiraderi Sultan Ab- j dülhamidin Y’ unanistan kralı üzerin-1 de yaptığı tazyik ile kendisi Yunan
topraklarından çıkarılmış, evvelâ
Napoliye ve sonra Brüksele gitmeğe mecbur kalmıştır.
Prens Sabahaddin Bey ise Pari- se yerleştikten sonra faaliyetine hız
vermiş ve «Jöntürk* elemanlarile
yakından temas tesisine çalışmıştır. | Bununla beraber -Jöntürk» âleminin nasıl çalıştıklarından Yıldız sarayı süratle haberdar ediliyor ve mücâ
hitlerin faaliyetlerini sekteye uğ
ratmağa çalışıyor ve bu suretle mü nevverleri korku ve telâşa düşür - meğe uğraşıyordu. Bu münasebetle verilen karakuşî ve zalimane hü • kümler çoğalmıştı. Bu yolda verilen mahkûmiyet kararlarından bir ilân sureti nümunesini aşağı ilâve e d i-' yorum.
«İzmir gümrüğü müstahdeminin- den Naim Gırgor ve sabık Bahriye muhasebecisi Ali Fahri ve gazete mu harriri Emin ve Roma sefareti seni- yesl üçüncü kâtibi Halil Muvaffak ve Mektebi Tıbbiye! Mülkiye talebe
sinden Ethem Ruhi ve Cenevre şeh-
i
benderi sabıkı Kâmi Efendilerin Av rupaya firar edenlerden olup kararı âli mucibince kendilerine icrayı teb ligat olunduğu ve müddeti muayye- nesi mürur eylediği halde istifayı ku
surla merhameti ulüvvü menkıbei
Hazreti Padişahiye iltica ve dehalet etmeyip firarlarında temerrüd eyle dikleri merkumundan Emin Efendi den maadasını erbabı mefsedelten bu lundukları hakkındaki İstinaf Müddei umumîliği memuriyeti behiyyesl cani binden vukubulan iddia mucibince.... cinayetle ittihamlarına karar verildi ğinden ... tutulup mahkemei mez-küre tevkifhanesine teslimleri lâzım geleceği bilcümle zabıtai ardiye me murlarının malûmu olmak üzere...» (Arkası var)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi