• Sonuç bulunamadı

İnkılap tarihimizde Sabahattin Bey:Müstebit padişaha karşı neşredilen beyannameler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnkılap tarihimizde Sabahattin Bey:Müstebit padişaha karşı neşredilen beyannameler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT-2 TT-2 - 7 - 9«

Müstebit Padişaha karşı

neşredilen beyannameler

Jon Türk âleminin nasıl çalıştıklarından Yıldız Sarayı

sür'atle haberdar ediliyor ve mücahitlerin faaliyetlerini

önlemek için birçok münevverler karakuşî hükümlerle

mahkûm ediliyorlardı.

— ıo —

UMUM OSMANLI VATANDAŞLARIMIZA «Avrupaya vürudumuzdanberi zatı şahaneye takdim ettiğimiz birçok hu­ susi lâyihalarda milleti Osmaniye- nin ihtiyacatı hazırai medeniyesini halisane ve samimane arzeyledik. Yazık ki padişah beyanatı meşrua

ve rouhikkimizin hiçbirini nazarı

dikkate almıyarak yalnız İstanbula avdetimizi temin için tarafımıza me­ murlar sevketmek, telgraflar ve kâ­ ğıtlar yağdırmakla meşgul oldu. Bit­ tabi bunları reddettik. Fakat her redde karşı tarafı şahanelerinden ye ni bir tecavüze, yahut yeni bir teh­

dide mâruz kaldık. Ezcümle daha

ferdayı azimetimizde Fransa hükü­

metine resmen tebliğ ettirdiği bir

notada hakkımızda en şeni iftiralar ve ithamlarla devleti müşarünileyh-

den teslimimizi talep eyledi. Bu

notaya hükümeti cumhuriye tarafın­ dan lâyık olduğu süküt ile mukabe­

le edildiğini görünce pederimizin

memaliki Osmaniye dahilinde bulu­ nan tekmil emlâkini tahtı hacze al­ dırdı. Nihayet validemiz Seniha Sul tan hazretlerini de l'ıldızda hapset­ ti. Kendi öz hemşiresi bulunan mü­ şarünileyh hazretleri hakkında tec­

viz eylediği muamelci gaddarane,

muazzez validemizi bize karşı âdeta rehin makamında tutarak onun fe- lâketile bizi meyus ve bu suretle

avdete mecbur etmek maksadına

mebni idi.

İşte çare addettiği bütün bu me­ zalimden hiçbir netice çıkmadığını

gören Sultan Abdülhamid han bu

kerre de İstanbula avdet etmiye- cek olursak hayatımızdan da kati­

yen feragat lâzım geleceğini ale­

nen bildirdi. Fakat teneffüs ettiği­ miz demleri kendisine medyun ol­ duğumuz sevgili vatanımızın en ta- katşiken musibetlerin yedi kahrında

bir bazice olduğunu gördüğümüz

müddetçe onu bir temaşayı atılane ile imrar edilecek hayatı zamanı ta biisinden evvel bir kütlei türap al­ tına girmeğe tercih edecek insanlar­ dan olsaydık ikametgâhımızdaki iz­ zet ve rahati terk ederek bugün bu mevkide bulunmazdık. Binaenaleyh hemşiresini, biraderini, evlâdını ha­

pis ve tazyika rızadade olan bir

kalpten saadeti milliyemizin temi­ nini ümid, abesle iştigal demek ola­ cağından ikbal ve tealisi yolunda hasrı nefs eylediğimiz milleti neci- bei Osmaniyenin hissiyatı ulviyei va-

tanperveçanesine müracaat ediyo­

ruz .

Kemali teessüfle itiraf eyleriz ki sülâlei ali Osmani içinden çıkan bir hükümdarın tarihimizin son yirmi beş senelik faslına sürdüğü leke o kadar büyüktür ki viııe o ailei sal­ tanat erkânı icabı halinde bu meşum lekeyi kendi kanlarile silmedikçe he

yeti içtimaiyemiz önünde tebriyei

zimmet edemiyecektir. İstanbuldan infikâkimiz bu vazifei mâneviyeyi ifa

hususunda yalnız bizi serbest bı­

rakmış olduğu için yaşadığımız müd detçe hiçbir endişe • isterse o, bir endişei hayat olsun • başladığımız işe devamdan bizi meııeyliyemiye- çektir. Maksadımız, menfaati mütte hid olduğu halde mesleken mütefer­ rik olan ve o tefrika yüzünden telâ­ fisi gayri kabil bir felâkete mâruz bulunan Türk, Arap, Arnavut, Erme­

ni, MakedonyalI, Rum, Kürt, Musevi ilh vatandaşlarımızın kuvvetini bir noktaya cemeylemek ve bu suretle hem bugünkü seyyiata hitam verme­ ğe ve hem de yarınki hükümeti âdi- lânenin temel taşlarını arayı umu- miyei Osmaniyenin inzimamile vaz’a

çalışmaktır. Bu ittihadın teessüs

edeceği binayı muallâyı yirminci as­ rı terakkinin bir tacı ibtihacı zişev- teri olacak ve beşeriyeti müstakbe- lenin bütün mütefekkir evlâtları bu eseri sâyi takdis eyliyeceklerdir.

İttihadın vukuu bir meclisi umu­ minin inikadına vabestedir. Binaeııa leyh beyannamemize cevap vermek istiyen ahrarı milletin reylerini tara­ fımıza bilâ tehir bildirmelerini men­ faati umumiyei Osmaniye namına ri ca eder ve ihtiramatı ihvankârane- mizi takdim ile kesbi fahr eyleriz.»

Beyanname neşriyatı bu kadarla kalmamıştır. Prens Sabahaddin Bey Osmanlı unsurları arasındaki ahenk­ sizliği gidermek ve Osmanlı vahde­ tini samimi bir hale sokmak, daha doğrusu din ve ırk rekabetlerini bef taraf etmek için de çalışıyor; munis bir hava yaratmak maksadile uğraşı­

yor, uğraşıyor, uğraşıyordu. Bu e-

mel ile neşredilmiş ve o günkü siya­ si görüş ve düşünüşleri anlatan di­ ğer bir beyannamenin mühim par­ çalarını buraya alıyorum:

UMUM OSMANLI VATANDAŞLARIMIZA «... Ortada bir fikir daha var ki o da ecnası muhtelifei Osmaniyenin

Balkan hükûmatı sagiresi gibi ay­

rıca kesbi istiklâl etmeleridir. Lâ­ kin bu küçük hükümetler Şarkta mevcudiyeti Osmaniyenin husule ge

tirdiği muvazenei düveliyeden is­

tifade suretile yaşayabiliyor. Haritai âlemde o muvazene, devleti Osmani­ ye zararına tebeddül ettiği gün, ana­

sın mezkûrenin ihrazı istiklâlleri

şöyle dursun, fakat hayli zamandan- beri kesbi istiklâl etmiş olan Bal­ kan hükümetlerinin bile âzadei teca­ vüz kalacakları şüphelidir.

Sahnei tabiatta cidali hayat kanu­ nu ahenini devam ettiği müddetçe

yaşamak, hususile hürriyetini mu­

hafaza etmek şartile yaşamak için, onun devamını temin eyliyecek bir kuvvete malikiyet iktiza eder. Hattâ farzı muhal olarak akvamı Osmani­ yenin birer idarei müstakilleye ma­ lik olacakları kabul edilse bile ceva- nibi erbaalanndan yükselen kuvvayı hâriciyeye karşı koyacak bir kuvvei dahiliye vüduda getirmek üzere mü- temekkiıı oldukları araziden istihsal eyliyecekleri servetin ne büyük bir kısmını ihtiyacatı akseriyelerine sar- fetmeleri lâzım gelecektir! Halbuki tabiiyeti Osmaniye altında bir ada­

leti miitesaviye ile yaşamak, bizi

askerî, İktisadî her türlü tecavüzatı hâriciyeden masun bırakacak en sa­ lim yoldur. Hattâ komşularımızın da - munsifane düşünecek olurlarsa • iti raf eylemeleri lâzım gelir ki Osman­ lılığın ihyası umum âlemi medeniye­ te bir hizmet olacaktır. Çünkü dev­ letimizin mazisi fütuhatı cesime-i

as-keriyede idi, istikbali fütuhatı âliyei medeniyede bulunacak! Bir milletin sahai temeddünde ihraz edeceği fü­ tuhat ise yalnız kendisinin değil, fa kat tekmil insaniyetin malı sayılır. Umum OsmanlIların bu büyük mak­ sada vüsul için furuk-u muhtelifei ahrardan mürekkep bir cemiyeti ce- didenin teessüs ettiğini görür gör­ mez ona her suretle zahir olacakla­ rından eminiz.»

Mısırdan evvelâ Prens Sabahad­ din ve Lütfullah beyler, hiç bir mu­ hite hareketlerini hissettirmeden, ay rılmışlar, birkaç gün sonra da ba-j baları Pariste kendilerine iltihak ey 1 lemiştir.

Paşanın sıhhî durumu Paris ha- vasile imtizacına imkân bırakmadı­

ğından kendisi bir müddet sonra

Korfoya gitmiş ve oğullarını müca- hedelerinde serbest bırakmıştır.

İşte bu suretle Prens Sabahaddin Bey bizzat ilk fiili muhalefete Mı­ sırda neşredilen beyanname ile baş lamış ve bundan sonra da bütün ha I yatını bu yola vakfeylemiş bulunu- j yor.

Şunu da işaret etmek yerinde o- lur ki Paşa Korfoda rahat bırakıl-1 mamış ve kayınbiraderi Sultan Ab- j dülhamidin Y’ unanistan kralı üzerin-1 de yaptığı tazyik ile kendisi Yunan

topraklarından çıkarılmış, evvelâ

Napoliye ve sonra Brüksele gitmeğe mecbur kalmıştır.

Prens Sabahaddin Bey ise Pari- se yerleştikten sonra faaliyetine hız

vermiş ve «Jöntürk* elemanlarile

yakından temas tesisine çalışmıştır. | Bununla beraber -Jöntürk» âleminin nasıl çalıştıklarından Yıldız sarayı süratle haberdar ediliyor ve mücâ­

hitlerin faaliyetlerini sekteye uğ­

ratmağa çalışıyor ve bu suretle mü­ nevverleri korku ve telâşa düşür - meğe uğraşıyordu. Bu münasebetle verilen karakuşî ve zalimane hü • kümler çoğalmıştı. Bu yolda verilen mahkûmiyet kararlarından bir ilân sureti nümunesini aşağı ilâve e d i-' yorum.

«İzmir gümrüğü müstahdeminin- den Naim Gırgor ve sabık Bahriye muhasebecisi Ali Fahri ve gazete mu harriri Emin ve Roma sefareti seni- yesl üçüncü kâtibi Halil Muvaffak ve Mektebi Tıbbiye! Mülkiye talebe

sinden Ethem Ruhi ve Cenevre şeh-

i

benderi sabıkı Kâmi Efendilerin Av­ rupaya firar edenlerden olup kararı âli mucibince kendilerine icrayı teb ligat olunduğu ve müddeti muayye- nesi mürur eylediği halde istifayı ku

surla merhameti ulüvvü menkıbei

Hazreti Padişahiye iltica ve dehalet etmeyip firarlarında temerrüd eyle­ dikleri merkumundan Emin Efendi­ den maadasını erbabı mefsedelten bu lundukları hakkındaki İstinaf Müddei umumîliği memuriyeti behiyyesl cani binden vukubulan iddia mucibince.... cinayetle ittihamlarına karar verildi­ ğinden ... tutulup mahkemei mez-küre tevkifhanesine teslimleri lâzım geleceği bilcümle zabıtai ardiye me­ murlarının malûmu olmak üzere...» (Arkası var)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Risk factors for unfavourable postoperative outcome in patients with Crohn’s disease undergoing right hemicolectomy or ileocaecal resection.. An international audit by ESCP

Arada bir B mezonu kendili¤inden, çok büyük kütleli iki parçac›¤a bozunuyor: maddenin en temel bileflenleri olan kuarklar›n alt› çeflidinden en a¤›r› olan bir “üst”

Kimi yöntemler sadece gün içinde güneşin doğumundan batımına kadar olan sürede doğu-batı yönünde takip ederken bazı sistemlerde ise yıl içinde değişen ışık geliş

Mâtürîdî, Seneviyye’nin inancına göre âlemin sonradan zulmet ile nurun karışmasıyla oluştuğunu ve her ikisi ayrı iken “âlem” diye anılmadıkları

sensorineural hearing loss is presented. A heterogeneous solid mass destructing left mastoid bone and narrowing the external auditory meatus was found in the CT

Cumhuriyet Gazetesi'nin kurucusu Yunus Nadi'nin oğlu Nadir Nadi'nin eşi olan Berin Nadi, dün gece saat 23.05'te uzun süredir rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü

Belli bir ivmeye ulaşmak için gereken ilk enerji bir sorun, ancak o ivmeyi yolculuk boyunca sabit tutmaya yetecek kadar enerjiyi depolamak daha büyük bir sorun.. Öyle görünüyor

Yükselen astronomi araştırmaları İbn el- Şâtır gibi bireysel olarak çalışan bilginlerce daha da ileri götürülürken, hem yönetici hem de astro nom olan Uluğ Bey