• Sonuç bulunamadı

2.3. İlköğretimin Tarihsel Gelişimi

2.3.1. Zorunlu Eğitim ve İlköğretim

Hemen her ülkede ilköğretim eğitim sisteminin temelidir. Bu nedenle ilköğretimi düzenlemek ve ilköğretim olanaklarını insanlara açmak, tüm nüfusa ilköğretimi zorunlu kılmak, devletlerin görevi arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de zorunlu eğitim denildiğinde akla ilköğretim gelmektedir (Başaran, 1974: 75). Zorunlu eğitim, örgün eğitimin en fazla önem verilen bölümünü ifade etmektedir. Zorunlu eğitim, bireyin belli bir çağda belli bir sürede eğitim almasını anlatmaktadır. Yani zorunlu eğitim; bir yurttaşın belirtilen bir yaşa gelinceye kadar gösterilen eğitim kurumlarında belirtilen sürede bir öğrenim görmesini zorunlu kılmaktadır (MEB, 2001: 41). İlköğretimle karıştırılan bir diğer kavramda zorunlu eğitimdir. İlköğretim, eğitim sisteminin ilk, orta ve yüksek gibi basamaklara ayrıldığı ülkelerde kullanılan ve ilk basamağı ifade eden bir deyimdir. Birçok ülkede ilköğretimin aynı zamanda zorunlu eğitim olarak benimsenmesi, her ikisini özdeşleştirmiştir (Ayhan, 1993: 85).

İlköğretim, insanların yurttaşlık haklarını kullanabilmesi, görev ve sorumluluklarını bilmesi ile ülke kalkınmasına yönelik davranışlar geliştirmesinde önemli görevler üstlenmenin yanında, insan kişiliğinin oluşması ve zihnin biçimlendirilmesi ile toplumun taban kültürünün beslenmesinde de önemli bir rol oynamaktadır (Büyükkaragöz, Şahin ve Sulak, 1994: 2).

Zorunlu eğitim, belirli bir çağda belirli bir süre eğitim görmeyi içerirken, temel eğitim belli bir düzeyde ve nitelikte eğitimi ifade eder. İlköğretim ise, sistemin yapısal bir kademesidir. Zorunlu eğitimin süresi ülkeden ülkeye değişir ve bu zorunlu eğitim süresi ile o ülkenin gelişmişlik düzeyi arasında paralellik bulunmaktadır. Aşağıda yer alan Tablo-2’de bazı Avrupa Birliğine Üye Ülkeler ve Türkiye’de Zorunlu Eğitimin süresi, çağ gurubu ve okullaşma oranlarıyla ilgili bilgiler verilmiştir.

19

Tablo-2: Bazı Avrupa Ülkelerine Ait Zorunlu Eğitim Süresi, Çağ Gurubu ve Okullaşma Oranları

Ülke Yaş Kümesi Süresi Oranı (1997) Okullaşma

Danimarka 7-16 9 99 Belçika 6-18 12 93 Fransa 6-16 10 97 Almanya 6-18 12 82 Yunanistan 6-15 9 99 İrlanda 6-15 9 89 İtalya 6-14 8 96 Lüxemburg 4-15 11 - Hollanda 5-17 12 100 Portekiz 6-15 9 100 İspanya 6-16 10 100 İngiltere 5-16 11 96 TÜRKİYE 6-14 8 85 Kaynak: Gültekin, 1998: 75

Türkiye’de zorunlu eğitim süresi, yaş gurubu ve zorunlu öğrenim yükümlülüğünün yerine getirilmesini izlemeyle ilgili yasal düzenlemelere, 1982 Anayasasının 42. maddesinde, 1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu 22. maddesinde, 1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunun 3, 46, 48, 52, 53, 55, 56, 59. maddelerinde ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4/g, 15, 25 ve 31/b maddelerinde yer verilmiştir.

Zorunlu temel eğitimde amaç, bireyin kendisini anlama ve anlatmada, başkaları ile iletişim kurmada, zihinsel gelişmesinde belirleyici bir rolü olan, kendi ana dilinin temel kurallarını öğrenmesini sağlamaktır. Bu özelliği ile zorunlu temel eğitim; sözel yazılı ve benzeri anlatımların kavrandığı bir süreçtir (Baş, 2001: 15).

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 23. Maddesinde; ilköğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaç ve ilkelerine uygun olarak,

20

1. Her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek;

2. Her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünden yetiştirerek hayat ve üst öğrenime hazırlamaktır.

27.08.2003 tarih ve 25212 sayıyla Resmi Gazete yayınlanan İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 5. maddesinde ilköğretimin amaçları, Milli Eğitimin genel amaç ve ilkelerine doğrultusunda;

a) Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini geliştirerek onları hayata ve üst öğrenime hazırlamak,

b) Öğrencilere, Atatürk ilke ve inkılâplarını benimsetme; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve demokrasinin ilkelerine, insan hakları, çocuk hakları ve uluslar arası sözleşmelere uygun olarak haklarını kullanma, başkalarının haklarına saygı duyma, görevini yapma ve sorumluluk yüklenebilen birey olma bilincini kazandırmak,

c) Öğrencilerin, millî ve evrensel kültür değerlerini tanımalarını, benimsemelerini, geliştirmelerini bu değerlere saygı duymalarını sağlamak,

d) Öğrencileri, kendilerine, ailelerine, topluma ve çevreye olumlu katkılar yapan, kendisi, ailesi ve çevresi ile barışık, başkalarıyla iyi ilişkiler kuran, iş birliği içinde çalışan, hoşgörülü ve paylaşmayı bilen, dürüst, erdemli, iyi ve mutlu yurttaşlar olarak yetiştirmek,

e) Öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine, sosyal, kültürel, eğitsel, bilimsel, sportif ve sanatsal etkinliklerle millî kültürü benimsemelerine ve yaymalarına yardımcı olmak,

f) Öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine, sosyal, kültürel, eğitsel etkinliklerle millî kültürümüzü benimsemelerine ve yaymalarına yardımcı olmak,

g) Öğrencilere bireysel ve toplumsal sorunları tanıma ve bu sorunlara çözüm yolları arama alışkanlığı kazandırmak,

h) Öğrencilere, toplumun bir üyesi olarak kişisel sağlığının yanı sıra ailesinin ve toplumun sağlığını korumak için gerekli bilgi ve beceri, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı konularında bilimsel geçerliliği olmayan bilgiler yerine, bilimsel bilgilerle karar verme alışkanlığını kazandırmak,

i) Öğrencilerin becerilerini ve zihinsel çalışmalarını birleştirerek çok yönlü gelişmelerini sağlamak,

j) Öğrencileri kendilerine güvenen, sistemli düşünebilen, girişimci, teknolojiyi etkili biçimde kullanabilen, planlı çalışma alışkanlığına sahip estetik duyguları ve yaratıcılıkları gelişmiş bireyler olarak yetiştirmek,

k) Öğrencilerin ilgi alanlarının ve kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlamak, meslekleri tanıtmak ve seçeceği mesleğe uygun okul ve kurumlara yöneltmek,

l) Öğrencileri derslerde uygulanacak öğretim yöntem ve teknikleriyle sosyal, kültürel ve eğitsel etkinliklerle kendilerini geliştirmelerine ve gerçekleştirmelerine yardımcı olmak,

21

m) Öğrencileri ailesine ve topluma karşı sorumluluk duyabilen, üretken, verimli, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunabilen bireyler olarak yetiştirmek,

n) Doğayı tanıma, sevme ve koruma, insanın doğaya etkilerinin neler olabileceğine ve bunların sonuçlarının kendisini de etkileyebileceğine ve bir doğa dostu olarak çevreyi her durumda koruma bilincini kazandırmak,

o) Öğrencilere bilgi yüklemek yerine, bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma yöntem ve tekniklerini öğretmek,

p) Öğrencileri bilimsel düşünme, araştırma ve çalışma becerilerine yöneltmek,

q) Öğrencilerin, sevgi ve iletişimin desteklediği gerçek öğrenme ortamlarında düşünsel becerilerini kazanmalarına, yaratıcı güçlerini ortaya koymalarına ve kullanmalarına yardımcı olmak,

r) Öğrencilerin kişisel ve toplumsal araç-gereci, kaynakları ve zamanı verimli kullanmalarını, okuma zevk ve alışkanlığı kazanmalarını sağlamaktır.

İlköğretimin zorunlu olması sebebiyle zorunlu olan bu amaçlara, ülke sınırları içindeki her bireyin ulaşabilmesi için tek yol ilköğretim okullarıdır. Bunun için en ücra köşelere kadar ilköğretim okulları yapılarak bu amaçlara ulaşılması gerekmektedir. Ancak bazı ülke gerçekleri bunu mümkün kılmamaktadır. Bunun mümkün olmaması demek bu sorunun çözümü için alternatif çözümler gerektirir.

Ülkemizin yüzölçümünün geniş olması ve yer şekillerine bağlı gelişmişlik düzeyleri farklı bölgelere sahip olması nüfus dağılımı etkilemekte ve zorunlu eğitimin uygulanmasında güçlüklere yol açmaktadır. Bu güçlüklere çözüm olarak; Adana’nın Ceyhan İlçesinin Mustafabeyli Kasabasında 1959 Mart ayında yapılan bir uygulamayla yatılı okul olarak eğitime başlayan ve 1963-1964 öğretim yılında da tam anlamıyla yatılı bölge ilköğretim okulu olarak faaliyet gösteren bu okulla yatılı ilköğretim bölge okulları ve pansiyonlu ilköğretim okullarının temelleri atılmıştır. Bu uygulamanın başarılı olması sebebiyle bu tür okulları yaygınlaştırma amacıyla, 1962 yılında 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununa göre hazırlanan “Bölge Okulları Yönetmeliği” in 1. maddesindeki “Çeşitli sebeplerle henüz bir okul açılmamış olup, birbirlerine yakın birkaç köyün bulunduğu yerlerde veya evleri ve ev grupları dağınık olan köylerde yatılı”, daha sonra 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel kanununun 25. maddesine göre “ilköğretim pansiyonlu bölge okulları açılır.” hükmüne göre planlanarak açılmaya başlanmıştır (Bostan, 2005: 42).

Nüfusun dağınık olduğu yerleşim birimlerinde okullaşmayı büyük ölçüde 1739 sayılı kanunun 25. maddesi hükümlerine göre kurulan “Yatılı İlköğretim Bölge

22

Okulları” ile sağlamaya çalışmışlar ancak, bu uygulama da yeterli çözüm sağlayamamış ve ilgilileri değişik çözümler aramaya itmiştir (Recepoğlu, 2006: 38). Bu duruma, diğer bir alternatif çözüm olarak da taşımalı eğitim yöntemi uygulaması olmuştur.

Benzer Belgeler