• Sonuç bulunamadı

Zor Nikâhı ve Le Mariage Forcé: Metinsel-dilsel

II. Molière ve Ahmet Vefik’in Yapıtlarına Çoğuldizge

2. Zor Nikâhı ve Le Mariage Forcé: Metinsel-dilsel

Kişilerin isimlerinin uyarlandığı Zor Nikâhı’nda, “Pırpırı İvaz Ağa” (Sganarelle), “Kâtip Müstecip Çelebi” (Géronimo), “Hoca Üstad-ı Sani”

(Pancrace), “Hakim Senai” (Marphurius), “Hanedandan Büyük Ağa” (Alcantor), “oğlu Küçük Ağa” (Alcidas), “kızı Ziyba Hanım” (Dorimène), “iki çingene karısı” (deux égyptiennes), “Paşalı Hüsrev Bey” (Lycaste) ile “Ziyba Hanımın uşağı” yer almaktadır.

İvaz Ağa ile Müstecip Çelebi arasında geçen birinci sahnede, İvaz Ağa’nın düşüncesini açıkça söylemesi için ısrar ettiği Müstecip Çelebi “doğrusu da budur, sultanım” (10) diyerek fikrini açıkça söyleyeceğini vaad eder. Kaynak metinde Géronimo ise, bu anlama gelecek herhangi bir sözcük kullanmamıştır. Ayrıca, kaynak metinden farklı olarak ve erek kültürel öğelere göndermede bulunarak İvaz Ağa şöyle demektedir: “Ama canım Müstecip Çelebi evladınız başı için bir yemin edin, bir ant için” (11). Géronimo’nun Sganarelle’e yaşını sorduğu bölümde, İvaz Ağa, kaynak metinde karşılığı bulunmayan bir deyimle “adamın aklı yaşında mı olur” şeklinde yanıt verir. Bu alıntılar, Popovic’in

Benzer biçimde, kaynak metindeki Roma, İngiltere, Hollanda gibi yer adları Bursa, Şam, Mısır olarak uyarlanmıştır. Sganarelle’in “elli altıda” bulundukları yere dönmesi 1656’ya denk düşerken İvaz Ağa’nın dönüşü “elli ikiye” yani hicrî 1252, miladî 1836 tarihine denk düşmektedir. Ayrıca, yine yerel kaydırma örneği olarak “Sganarelle’ler soyu”nun (la race des Sganarelles) “İvazlar hanedanı” olarak uyarlanmış olduğu göze çarpmaktadır. “Vay be” gibi bir anlama gelen “vertu de ma vie” sözcükleri “Maşallah kırk bir kere!

Neuzübillah!” şeklinde, “evlenecek yağlı kuyruk” gibi bir anlama gelen “bon parti” sözleri de “bulunmaz kelepir” olarak aktarılmıştır. Kendisini akşam düğüne çağıran Sganarelle’e Géronimo “gelmezlik etmeyeceğim ve nikâhı daha iyi

şereflendirmek için maske takacağım” (je n’y manquerai pas, et je veux y aller en

masque, afin de les [noces] mieux honorer) (552) diyerek yanıt verir. Müstecip

Çelebi de “Kusur etmem, gelirim efendim. Bir varıp temizce giyineyim, velimenize hürmet olsun” (19) der.

Yine yerel kaydırma olarak nitelendirilebilecek bir dizi örnek şöyledir: Üstad-ı Sani’nin kaynak metinde başka bir okuldan olan filozofla üzerinde anlaşmazlığa düştüğü nesne “şapka”dır (chapeau). Uyarlamada ise bu nesne “külâh” olarak geçer. Sonunda Üstad-ı Sani, İvaz’ı dinleyecek gibi olunca ona hangi dilde konuşacağını sorar. Üstad-ı Sani sırasıyla şu dilleri sayar: Farisi, İbrani, Süryani, Yunani, Latini, Fransızca, İngilizce, Nemsece, İtalyanca, Rumca, Ermenice, Hinduce ve son olarak “zebanı maderzadi” olan Türkçe. Pancrace’ın ise sırayla saydığı diller şunlardır: İtalyanca, İspanyolca, Almanca, İngilizce, Latince, Yunanca, İbranice, Süryanice, Türkçe, Arapça ve son olarak “anadil” Fransızca. Üstad-ı Sani, Pancrace’a göre daha fazla sayıda dil saymaktadır. Bu durum, Ahmet Vefik Paşa’nın Tanzimat dönemindeki dilde sadelik hareketine

olumlu yaklaşımı ile ilintilendirilebilir. Vefik Paşa, aydınların kullanma eğiliminde oldukları ağdalı dil konusunu bir mizah öğesi olarak kullanmıştır. Üstad-ı Sani’nin daha fazla dil sayması oyunun sahnelenişi açısından

değerlendirildiğinde, ortaoyununda olduğu gibi, oyundaki mizah öğesinin diyalogların uzatılarak güçlendirilmesi amacına hizmet etmektedir. “Prince” sözcüğü “melikzade” olarak yerel kaydırma biçiminde uyarlanmıştır. Sganarelle’in “mösyö, emin olun ki, ne evlenebilirim, ne

dövüşebilirim” biçimindeki sözleri (monsieur, je ne puis faire ni l’un ni l’autre, je

vous assure) erek metinde uzatılmıştır:

Canım ağacığım? İnan ki ne onu yapabilirim, ne bunu. Ben bunca yıl ticarette gezdim, hacı da oldum, böyle şey görmedim! Aman, ben öyle şeyler bilmem. Evlenmem de döğüşmem de. Ben kendimi bilmez miyim? (66)

“Hakîm” sözcüğü, “filozof” sözcüğünü karşılamak için kullanılmıştır.

Don Civani’deki sahte sofu ve yaşlı baba gibi Zor Nikâhı’ndaki filozofların da

ağdalı bir Osmanlıca kullandıkları ve sözcük oyunları yaptıkları dikkati çekmektedir. Bu durum da bir Tanzimat yazarı olarak Ahmet Vefik Paşa’nın dilde sadeleşmeye karşı olumlu tutumu ile açıklanabilir.

Akıl danışmaya gelmiş İvaz’ı görmeden kendi kendine konuşan Üstad-ı Sani şöyle cümleler kurar:

Evet, sana, berahini kaviyye ile isbat ederim ki; sana hakimülhükema mevlana Aristatalisle ve bütün mümkün ve mutasavver olan envai kazaya ve beraya ve kıyasat ve eşkal ve mantıkıyun efendilerimizin arayı mukniayi müttefikasıyle, gün

gibi, zahir ve ayan ederim ki: sen, bir cahilsin, eçhelsin, mücahil ve mütecahil ve müsteçhelsin, ey bihaber! (24-5)

Kaynak metinde Sganarelle’in öteki filozof Marphurius’la konuştuğu beşinci sahnede söylediği “boynuzlanmaktan korkarım” (je crains d’être cocu) cümlesi, erek metinde “zürefa olmaktan korkarım” biçiminde geçmektedir. “Zürefa”nın “zarif” sözcüğünün çoğulu olduğu düşünüldüğünde, Ahmet Vefik’in bu anlamda modernleşme ve Batılılaşmayı olumsuz olarak alımlaması söz

konusudur. Bu durum, Jale Parla’nın, Tanzimat yazarlarının Doğu ile Batı

arasındaki sentezi, erkek ve kadın ikili karşıtlığına benzettikleri ve Batılılaşmanın İslamiyet’in başladığı yerde biteceği biçimindeki görüşleriyle örtüşür.

Özgün metinde çingene kadınlar Sganarelle’e elinde haç tutmasını söylerler. Uyarlamadaysa, bir yerel kaydırma ile, niyet tutmasını söylerler. Kaynak metindeki çingene kadınların şivesi yoktur, uyarlamadaki çingene kadınlar da şivesiz konuşurlar ancak İvaz’a “ağacım” diye hitap ederler.

Sevim Güray’ın belirttiğine göre, Molière’in ortaçağ felsefesini yansıtan Pancrace ve Marphurius tiplerine karşılık Ahmet Vefik, Hoca Üstad-ı Sâni ile Hakîm Senaî tiplerini yaratır. Hoca Üstad-ı Sâni ve Hakîm Senaî medrese düşünüş yöntemini yansıtan dönemin canlı tipleridir (58-9). Mustafa Nihat Özön’e göre, İvaz, Müstecip Çelebi, çingeneler ve filozofların konuşmaları, dönemin konuşma diline uygundur (6). Diğer yerel kaydırmalarla birlikte düşünüldüğünde, Zor Nikâhı’nın çevirinin sınırlarını zorlayan bir “uyarlama” olduğu söylenmelidir.

Benzer Belgeler