• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.1. Zihinsel Dayanıklılık ve Tanımları

Zihinsel Dayanıklılık (ZD), iyi sporcuları mükemmel sporculardan ayıran, ayırt edici bir faktör olarak ileri sürülmüş bir kavramdır (Gould ve ark. 1987, Stamp 2017). ZD genellikle bir sporcunun odaklanma, başarısızlıktan uzak durma, baskıyla başa çıkma, zihinsel esneklik ve zorlu durumlar karşısında dayanıklı olmayı sürdürme becerisi ile ilişkilendirilir (Crust ve Clough 2011). Bu kavramla ilgili ilk araştırma, büyük ölçüde bu alanda çalışan profesyonel çalıştırıcıların deneyimlerinden ve algılarından elde edilen bilgiler temel alınarak yürütülmüştür (Gucciardi ve ark.

2016). Fakat profesyonel çalıştırıcılarla yapılan ve belli bir sistematiğe dayanmayan bilgi ve deneyim paylaşımları, süreç içerisinde yeni araştırmaları netice vermiş;

böylece akademisyenler, takip eden sistematik araştırmalar yoluyla zihinsel dayanıklılığın merkezi telakki edilen ve gözlemlenemeyen bazı kişisel özellikleri (bireyin kendine inanması, duygularını kontrol etmesi gibi) tarif edip tanımlamışlardır (Gucciardi ve ark. 2016).

Elit sporda ZD'yi araştıran erken araştırmalar, zihinsel olarak dayanıklı bireyleri, zorluklara karşı olumlu bir tutum sergileyen ve sıkıntı durumlarında enerjilerini etkili bir şekilde kullanan kişiler olarak ifade eden Loehr tarafından yürütülmüştür (Loehr 1982, 1986). Güçlü bir geçerliliğe sahip olan Loehr’in çalışması, doğrulayıcı faktör analizi gibi istatistiksel destekten (Gucciardi ve ark.

2012) ve ampirik araştırmalara dayanmaması yönüyle bilimsel titizlikten yoksundu (Earle 2012). Bu erken araştırmalar ayrıca, önceden var olan psikolojik teoriye dayandırılması gereken güçlü bir modele zıt olduğundan ve teorikte kaldığından (Earle 2012), devam eden araştırmalar bu sınırlılığa değinmiştir (Clough ve ark.

2002). Loehr’in bu erken araştırması, bilimsel anlayışı geliştirmek yerine, kavram etrafında karışıklık yaratmıştır (Connaughton ve Hanton 2009, Thelwell ve ark.

2010, Stamp 2017).

Çok sayıda erken spor psikoloğu ZD’yi tanımlamak yerine, ZD ile ilişkili birtakım özellikler ileri sürmüşlerdir (Gould ve ark. 1987, Bull ve ark. 1996). Öyle ki, neredeyse; spor başarısına eşlik eden her olumlu psikolojik özellik ZD olarak yaftalandı (Coulter ve ark. 2010). Yapılan araştırmalarla birlikte ZD ile ilgili, motive kalma (Gould ve ark. 1987), bireyin kendine olan inancı (Goldberg 1998), devamlılık

ve vazgeçmeme (Bull ve ark. 1996), sıkıntılı durumlarla başa çıkma (Loehr 1995) gibi ortaya atılan ilk niteliklerde de Loehr’deki (1982) gibi sınırlamaların söz konusu olması, ZD’yi değerlendirmek için yapılan sonraki araştırmalarda daha geçerli ve güvenilir yöntemlerin vücuda gelmesine zemin hazırlamıştır (Clough ve ark. 2002, Hardy ve ark. 2014). Zihinsel dayanıklılığın önemi ve yararları konusunda yaygın bir mutabakat olsa da literatürde hakkında birçok tanıma rastlanmakta (Gucciardi ve ark.

2009) ve kavram hakkında araştırma ve çalışmaların devam ettiği görülmektedir. ZD ile ilgili yapılmış olan bazı tanımlara bakılacak olursa;

Jones ve ark.’na göre ZD, bir sporcunun, onu sporcu yapan birçok beklentide (müsabaka, antrenman, yaşam tarzı) genellikle rakiplerinden daha iyi başa çıkabilmesi; özellikle kararlı, odaklanmış, kendinden emin ve baskı altında kontrolü elde tutma noktasında, rakiplerinden daha iyi ve istikrarlı olmasını sağlayan doğal veya gelişmiş özelliklere sahip olmasıdır (Jones ve ark. 2002)

Clough ve ark.’na göre zihinsel açıdan dayanıklı olan bireyler, sosyal ve dışa dönük olma eğilimindedirler. Sakin ve rahat kalabildiklerinden, birçok durumda rekabetçi bir yapıya ve diğer insanlara kıyasla daha düşük kaygı seviyelerine sahiptirler. Yüksek bir özgüven duygusu ve kendi kaderlerini kontrol ettiklerine dair sarsılmaz bir inançla, bu bireyler nispeten rekabet veya sıkıntıdan etkilenmeden kalabilirler (Clough ve ark. 2002).

Fletcher’e göre ZD bir bireyin, mutlak bir esneklikten aşırı zayıflığa kadar değişen çevresel stres faktörlerine ilişkin beklentilere cevap vermeye meyilli olmasıdır (Fletcher (2005).

Thelwell ve ark., Jones ve ark.’nın (2002) yaptıkları tanımın aynısını yapmışlar lakin; onların kullandıkları “genellikle” tabirinin yerine, “her zaman”

ifadesini kullanmışlardır. Şöyle ki: Zihinsel sağlamlık, bir sporcunun, onu sporcu yapan birçok beklentide (müsabaka, antrenman, yaşam tarzı) “her zaman” -diye vurgulanmış- rakiplerinden daha iyi başa çıkabilmesini; özellikle kararlı, odaklanmış, kendinden emin ve baskı altında kontrolü elde tutma noktasında, rakiplerinden daha iyi ve istikrarlı olmasını sağlayan doğal veya gelişmiş özelliklere sahip olmasıdır (Thelwell ve ark. 2005).

Gucciardi ve ark.’na göre ZD, yaşanan herhangi bir engel, sıkıntı veya baskıya sabretmenizi ve üstesinden gelmenizi ve aynı zamanda işler yolunda

gittiğinde istikrarlı bir şekilde hedeflerinize ulaşmak için konsantrasyon ve motivasyonunuzu sürdürmenizi sağlayan değerler, tutumlar, davranışlar ve duygular topluluğudur (Gucciardi ve ark. 2008).

Coulter ve ark.’na göre ZD, bireyin tutarlı bir şekilde hedeflerine ulaşması için, hem olumlu hem de olumsuz bir şekilde baskılar, zorluklar ve sıkıntılar karşısındaki bireysel yaklaşımlarını, tepkilerini ve değerlendirmelerini etkileyen;

deneyimle kazanılmış ve doğuştan gelen değerler, tutumlar, duygular, bilişler ve davranışlar koleksiyonunun bir kısmının veya tamamının varlığıdır (Coulter ve ark.

2010).

Mallett ve Coulter zihinsel dayanıklılığı, “başarı bağlamında hedeflerin peşinde koşma ile ilişkili olduğu ve bu arayış içerisinde belirli değer, tutum, duygu, biliş ve davranışların, bireyin; olumlu ve olumsuz olarak yorumlanmış baskı, zorluk ve sıkıntıları algılama ve değerlendirme noktasındaki yaklaşım tarzını etkilemesi”

şeklinde ifade etmişlerdir (Mallett ve Coulter 2011).

Mahoney ve ark.’na göre ZD, karşılaşılan koşul ve şartlar ne olursa olsun, bireylerin devamlı bir surette ve en iyi şekilde yeteneklerini sergilemelerini sağlayan bir kişisel özellik koleksiyonudur (Mahoney ve ark. 2014).

Middleton ve ark. zihinsel dayanıklılığı, baskı ya da zorluklara rağmen, bazı amaçlar doğrultusunda gösterilen sarsılmaz inanç ve azim olarak tanımlamışlardır (Middleton ve ark. 2011).

Clough ve Strycharczyk’e göre ZD, mevcut koşullara bakılmaksızın, insanların zorluk, stres ve baskı ile nasıl etkin bir şekilde başa çıktıklarını belirleyen kalitedir (Clough ve Strycharczyk 2012).

Hardy ve ark.’na göre ZD, çok çeşitli stres faktörlerinden gelen baskı karşısında kişisel hedeflere ulaşma yeteneğidir (Hardy ve ark. 2014).

Gucciardi ve ark.’na göre ZD, günlük zorluk ve stres faktörlerine ve aynı zamanda ciddi olumsuzluklara rağmen, sürekli olarak yüksek düzeyde öznel (kişisel hedefler veya çabalar gibi) veya nesnel/tarafsız performans (satış, yarış süresi, ortalama performans notu gibi) ortaya koymaya yönelik kişisel bir kapasitedir (Gucciardi ve ark. 2014).

Crust’a göre ise ZD, kazanmaya yönelik kararlılığın artmasına bağlı olarak başarısızlıktan ve kaybetmekten uzak durma, pes etmeyi reddetme, kendisiyle ve

başkalarıyla yarışabilme, kendi hislerine odaklanma veya esnek olma, kendi kaderini kontrol etmeyle alakalı sarsılmaz bir inanca sahip olma, baskı karşısında daha etkin olabilme ve üstün zihinsel becerilere sahip olmak suretiyle, baskı ve sıkıntı ile etkili bir şekilde başa çıkmak şeklindedir (Crust 2007).

Bilim insanlarının ZD'nin kapsamının/içeriğinin darlığı ya da genişliği hususunda farklı bakış açısına sahip oldukları açık olmakla birlikte; yapılagelen tanımların çeşitliliğini ve bu tanımlar arasındaki kavramsal farklılıkları gören bazı bilim insanları ZD’nin kısa ve net bir tanımının olasılığını da sorgulamaktadırlar (Andersen 2011).