• Sonuç bulunamadı

Zbigniew Brzezinski ve Büyük Satranç Tahtası

1.2. Soğuk Savaş Sonrası Yeni Yaklaşımlar

1.2.3. Zbigniew Brzezinski ve Büyük Satranç Tahtası

Zbigniew Brzezinski “Büyük Satranç Tahtası” teorisini yedi unsurdan oluşturmuştur. Birincisi “Büyük Satranç Tahtası” teorisine hegemonya terimi bağlamında tarihi açıdan küresel jeopolitiği ve Amerika’nın liderliğini inceleyerek oluşturmuştur.

91Huntington, a.g.e., 39-40

92 Mepa News, “Samuel Huntington”, https://www.mepanews.com Yayın Tarihi: 08.12.2016, (Erişim

Tarihi:20.08.2019)

93 Nurlan Tussupov vd., “Civilizations in İnternational Relations: Huntington’s Theory of Conflict”,

Outside the Box: The Tsubuka Multi-Lingual Forum, Cilt:4, S:1, Güz 2011, Japonya Üniversitesi, ss.24- 29

94 Ozan Örmeci, “Samuel Huntington ve Medeniyetler Çatışması” https://www.academia.edu Yayın

Tarihi:05.12.2010 (Erişim Tarihi: 22.08.2019)

28

Brzezinski, ABD’nin küresel üstünlüğüne giden süreçte dünya sahnesine ilk çıkışını 1898 yılındaki İspanya-Amerikan Savaşı’nı göstermektedir. Savaştan zafer ile çıkan ABD’nin ekonomik ve endüstriyel büyümesi ile İngiltere’nin denizlerdeki egemenliğinin önüne geçtiğine vurgu yaparken, Amerika’nın Birinci Dünya Savaşı sırasında askeri güçlerinin Avrupa’da genişleyerek “kitlesel yayılmasına” imkân bulduğunu söylemektedir. ABD’nin Atlantik’in bir tarafından diğer bir tarafına askeri gücünü göndermesi yeni bir oyuncunun uluslararası platformda ortaya çıkışıdır. Brzezinski’ye göre Birinci Dünya Savaşı küresel boyutta bir savaş olmamakla birlikte Avrupa’nın dünyanın geri kalanları üzerindeki ekonomik, siyasi ve kültürel hegemonyasının bitişinin başlangıcıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda herhangi bir Avrupa gücü kazanan taraf olmamıştır ve bu sonucu ABD savaşa dahil olarak belirlemiştir. ABD, Birinci Dünya Savaşı sonrasında küresel siyasetle bir süre izolasyon politikası sürdürmüştür. Brzezinki’ye göre İkinci Dünya Savaşı gerçek anlamda bir küresel savaştır ve Avrupa döneminin dünya siyasetindeki yeri bitmiştir. Almanya’nın yıkılmasıyla ise savaşın ağır koşulları altında ezilen Avrupalı Devletlerin yerini SSCB ve ABD almıştır. İki kutuplu iktidar mücadelesinde ABD (Batı Bloku) ve SSCB (Doğu Bloku) karşı karşıya gelmiştir ve kazanan dünyanın hâkimi olacaktır. SSCB’nin müttefiki olan Çin’in Doğu Bloku içerisinde Almanya, Japonya ve Amerika’nın Batı Bloku içerinde yer alacağını söyleyen Brzezinski, Amerika’nın ekonomik ve teknolojik alandaki zenginliğini, askeri gücünün ve Amerikan kültürünün (modern yaşam biçiminin) “geleceği teslim eden, imrenilecek-hayran olunacak bir toplum” olarak algılanacağını ve bu cazibenin Amerika’yı dünya siyasetinin merkezine taşıyacağını söylemektedir.96

SSCB ise Amerikan hayranlığının karşında ters bir gidiş izleyerek Orta Avrupa Güdümlü çoğu devlet tarafından Sovyet düşmanlığının artmasına neden olmuştur. SSCB içerisindeki nüfuzun yüze ellilik kısmını oluşturan Rus olmayan (Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Ukrayna) kesimi Moskova yönetimini kabul etmemektedirler.97

Soğuk Savaş’tan zaferle çıkan ABD’nin liderliği Rusya ve Çin tarafından engellemez bir konumdadır.98

Brzezinski için ikinci aşama “Avrasya Satranç Tahtasıdır”, Avrasya yer kürenin en büyük kıtasıdır ve Jeopolitik bir eksendir. Avrasya’da hâkim olan güç dünyanın ekonomik açısından en verimli üçüncü bölgesinden ikisini denetimi altına alacaktır. Bu bağlamda “Amerika için en önemli jeopolitik ödül Avrasya’dır.”99

96Brzezinski, a.g.e., ss.17-24 97Brzezinski, a.g.e., ss.24-25 98Brzezinski, a.g.e., ss.42-43 99Brzezinski, a.g.e., ss.51-54

29

Brzezinski, Avrasya’yı “üstünde küresel üstünlük mücadelesinin sürdürüleceği satranç tahtası” olarak görmektedir. Avrasya satranç tahtasında farklı güçlere sahip ikiden fazla oyuncu bulunmaktadır. Satranç tahtasının “başında, doğusunda, ortasında ve güneyinde” esas oyumcular yer alırken Batı ve Doğu uçları da nüfuzun yoğun bölgeleri kapsamaktadır. Brzezinki’ye göre Avrasya üzerinde Amerikan jeostratejisi için iki adım gereklidir. Bunlardan birincisi, uluslararası politikada güç dengesinin değişmesine sebebiyet verebilecek güze sahip devletin siyasal planlarını öğrenmek, ikincisi ise ABD’nin çıkarlarını gerçekleştirmek için izlediği politikalara rakip stratejileri devre dışı bırakmak Brzesinki’ye göre Avrasya’da beş önemli güç bulunmaktadır. Bunlar, Almanya, Fransa, Rusya, Çin ve Hindistan’dır. Endonezya, Japonya ve İngiltere Avrasya’da gelişebilecek ülke durumundadırlar ancak yeterli derecede milli talebe sahip değillerdir. Azerbaycan, İran, Türkiye, Ukrayna ve Güney Kore “kilit ülke” konumunda olsalar da jeostratejik aktör olabilecek önem arz etmektedirler. 100

Şekil-7 “Büyük Satranç Tahtası”101

Brzezinski, Avrasya’nın “batı ucundaki kilit dinamik oyuncaların” Fransa ve Almanya olduğunun altını çizerek Fransa’nın, ABD’nin dışında “kendi jeostratejik Avrupa kavramının” bulunduğuna vurgu yapmaktadır. Fransa, Rusya’yı ABD’ye İngiltere’yi de Almanya’ya dengeleyen stratejik öneme sahip politikalar izlemektedir. Almanya ile müttefikliği sayesinde Avrupa Birliği içerisinde gücüne güç katmaktadır. İngiltere, ABD müttefikliği ile ABD’nin liderliğine destek vermektedir. Fransa ve müttefiki Almanya ile

100Brzezinski, a.g.e., ss. 55-63

30

Rusya ve Rusya’nın müttefiki Çin’in Avrasya politikalarına ABD’nin dikkat etmesini oldukça önemlidir.102

Brzezinski üçüncü aşama “direnek noktasında” Amerikan – Avrupa müttefikliğinin içerisinde var olan istikrarsızlıkları giderdiğinde Avrupa, küresel bir güç kazanarak ABD’nin liderliğine rakip olacaktır. Brzezinski’ye göre ABD’nin küresel üstünlüğü için Avrupa ile olan ilişkileri müttefik olacak şekilde olmalıdır. Bunun içinse üç temel araç vardır: Birincisi, Avrupa entegrasyonuna ABD katılım sağlamalı ve Avrupa’nın kuşku duyduğu güvensizliği yıkmalıdır. İkincisi, kısa vadede Fransız politikalarına karşılık Almanya’nın liderliğine arka çıkılmalıdır aksi takdirde Avrupa Birliği istediği gücü elde edecektir. Üçüncüsü, Fransa ve Almanya ne Avrupa’yı inşa edecek kadar ne de sorunları analiz edecek kadar güce sahiptir. Bunun için de Amerika’nın iştirak etmesi gereklidir.103

Brzezinski dördüncü aşamada toprak bakımından dünyanın en büyük devleti olan SSCB’nin yıkılışını Avrasya’da bir “kara delik” olarak yorumlamaktadır. Brzezinski’ye göre jeopolitik bilimcilerin “kalp bölgesi” küresel haritadan silinmiştir. Yıkılışına rağmen elinde hala nükleer silahı olan yönetimsel yıkım ile her daim ortaya çıkabilecek bir kargaşa ortamı ile bu ortamın “düşman diktatörlüğe” dönüşecek olması sonucunda meydana gelen yeni jeopolitik ortam ABD için oldukça önemli bir sorundur. Ukrayna’nın kaybedilmesi jeostratejik açıdan Rusya için bir darbe olmuştur. Özerk bir Ukrayna, Rusya için Karadeniz’deki egemenliğinin yıkımı ve Akdeniz ile dünya ticaret geçiş kapısının kapanmasıdır. Orta Asya ülkelerinin özerkliklerini ilan etmeleriyle güneydoğu sınırları içerisinde bin milden fazla geri çekilen Doğu Blokunun lideri Rusya mevcut sorunları ile Ulusal bir devlete dönüşmüştür.104

Brzezinski, beşinci aşamada değerlendirdiği “Avrasya Balkanları” büyük satranç tahtasının merkezini şekillendirir.

102Brzezinski, a.g.e., ss.64-66 103Brzezinski, a.g.e., ss. 105-106 104Brzezinski, a.g.e., ss.127-138

31

Şekil-8 “Avrasya Balkanları”105

Biçimlenmiş merkez satranç tahtasının geri kalanından ayrılarak güç boşluğunu oluşturur. Basra körfezi ile Ortadoğu’daki çoğu devlet bir düzende olmasalar bile Amerika’nın gücü karar vericidir.106

Avrasya Balkanları, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Afganistan olmak üzere dokuz ülkedir. Rusya, İran ve Türkiye bölgenin güçlü ülkeleri konumundadır. Üç ülke arasında istikrarsızlar yaşansa da sınır ülke olmaları iş birliği alanlarında anlaşmalar yapmalarına engel değildir. Daha sonraki dönemlerde Çin de iş birliğine dahil olabilir. “Yakın çevre doktrini” çevresinde Rusya, Azerbaycan’ı ABD’ye karşı kaybetmez ise yeniden istediği imparatorluk gücüne ulaşabilir. ABD ise Ukrayna, Azerbaycan ve Özbekistan ülkelerinin özerkliğine daha çok destek veren politikalar yürütmelidir. Yaşanabilecek etnik sorunsallara karşı Kazakistan için uzun vadeli yatırımlar yapılmalıdır. Çin’in Afganistan üzerinden izlediği Pakistan politikaları ABD için olumlu bir faktördür. Afganistan-Pakistan ilişkilerinin istikrarlı hale gelmesi Türkmenistan’a enternasyonal ulaşımını basitleştirerek Özbekistan ve Türkmenistan’ın güçlendirilmesi kolaylaşacaktır. Türkiye Avrupa’ya yönelir Avrupa’da Türkiye’yi kabul ederse Kafkasya devletleri Avrupa’nın yörüngesine girecektir. Amerika, İran’ın Batı yanlısı politika izlemesini istemektedir. Çünkü Türkmenistan ve Azerbaycan’ın beklentileri

105Brzezinski, a.g.e., s.176 106Brzezinski, a.g.e., s.175-178

32

karşılanarak dünyaya açmak olanaksızdır. Brzezinki’ye göre Avrasya jeostratejisinde bölgesel istikrarı sağlamak birincil isteği olmalıdır.107

Brzezinski satranç tahtasının altıncı aşamasında Avrasya’daki Amerikan politikalarının etkili bir “Uzakdoğu çapası” olması gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Amerika, Asya topraklarından dışlanmayı ya da dışlanma olasılığını yaşamamalıdır. Denizci Japonlar ve karasal Çin ile yakın ilişkiler içerisinde olmak Amerika’nın Avrasya jeostratejisinde küresel bir güç olmak için şarttır.108

Brzezinski’ye göre Çin bölgesel bir güçtür. Çin’in bölgesel bir güç olduğunu kabul etmeyen Brzezinski, Çin’i Amerika’nın “Uzakdoğu’daki çapası” olmasını hem Çin’i hem de Japonya’yı yönlendirebilmesi doğrultusunda ifade etmiştir. Brzezinski için ABD’nin Avrasya’da uzun vadeli bir jeostrateji uygulamasının zamanı gelmiştir. Amerika süper güçtür ve Avrasya yerkürenin “merkez arenasıdır”.109 Brzezinski,

ABD’nin satranç tahtasında birinci şartın jeostratejik aktörlerin ve jeopolitik eksenlerin yönlendirilmesini ve idareciliğini ABD’nin küresel üstünlüğünün bakımından hayati önemde görmektedir. Almanya ve Fransa Avrupa’da ana aktörler olarak kalacak ve ABD, Avrasya’nın batısındaki direnek noktasını güçlendirerek genişletebilmelidir. Çin de süreç içerisinde güçlenecektir ve ABD, Çin ile jeostratejik ilişkilerinde istikrar sağlayamadığı sürece Asya kıtasında siyasi açıdan yetersiz bırakacaktır. SSCB yıkılışı sonrasında Avrasya’daki iç kargaşa istikrarlı bir hale gelene kadar “kara delik” olarak kalacaktır. Avrasya Balkanları da “etnik çatışmalar” ve makro düzeydeki güç yarışının “kaynama kazanı” olmaya aday bir tehdit öğesidir. Japonya ile Hindistan’ın demokratik başarı elde etmesi ve Güney Kore ile Tayvan’ın deneyimleri Çin’in sistem yapısında demokratikleşmeler olacağını ön görmektedir. Brzezinski dünya istikrar ve barış ortamı için Amerika’yı “hükümdar vekil” olarak görmektedir ve küresel süper gücün ilk, tek ve son temsilcisidir.110

Benzer Belgeler