• Sonuç bulunamadı

Defne Işık

Sosyal hizmet eğitimi alırken çok da denk gelmediğimiz, üzerine konuşul-mayan bir konu LGBTİ+. Haliyle birçoğumuzun, eğitimimiz esnasında öğ-renmek üzerine özel bir uğraş vermemişsek mesleki yaşantımızda aklımızda soru işaretlerinin yer aldığı bir alan olarak karşımıza çıkıyor hep.

LGBTİ+’larla/LGBTİ+ Mültecilerle çalışırken nelere dikkat etmeliyiz, nelere dikkat edebiliriz?

LGBTİ+ Mültecilerle yaklaşık 3 yıldır çalışıyorum, stajımı da yine bu alanda çalışma yapan bir ekiple, Kaos GL’de gerçekleştirdim. Kendim de staja baş-ladığımda ilk öğrendiğim ve sonrasında bana herhangi bir şey danışıldığın-da danışıldığın-da sıralamaya başladığım noktaları yazıya dökmeye çalışacağım.

LGBTİ+’larla çalışma nerede ve ne zaman başlar? Aslında, danışanlarımızın bize LGBTİ+ kimlikleriyle açıldığı andan itibaren LGBTİ+ uygulaması devre-ye giriyor. Açılma anından itibaren, sosyal hizmet uzmanı olarak danışanın LGBTİ+ olmaktan doğan ihtiyaçlarını gözetmeye başlıyoruz. Ancak uygu-lamada dikkat ediyoruz diye söylenen ve konuşulan her noktanın LGBTİ+

olsun ya da olmasın her danışanla kurguladığımız sürece dahil edilebileceği de aşikâr. Dikkat edilmesi gereken noktalarda genellikle ilk örneklenen konu isim meselesi oluyor. Henüz ilk temas anında danışanlara hangi isimle hitap edilmesini istediğinin sorulması, uygulamanın danışan için daha güven verici olmasını sağlıyor. Eğer mültecilerle çalışıyorsak ve çalıştığımız grup Arapça konuşuyorsa isimle beraber hangi zamiri kullanmamızı istediğini de sorabili-riz, çünkü kişiler isimlere atanan (atadığımız) cinsiyetlere ait hissetmeyebilir.

Çalıştığımız kuruluşlara göre, muhakkak isimle çağırarak odaya alınması ge-rekiyorsa da isim yerine soy isimle çağırmak daha işlevsel olabiliyor.

İsim meselesinden hemen sonra hitap karşımıza çıkıyor. Kullanılan hitapla-rın neredeyse tamamı belli bir cinsiyete atıfta bulunuyor; hanım, bey, teyze, amca… Bu hitapları kullanmak, danışana bir kimlik atamak anlamına da ge-liyor aynı zamanda ve bu durum yapmaktan kaçınmamız gereken konuların başında geliyor. Daha cinsiyetsiz hitaplar kullanabilir ya da danışanlarımıza hangi hitap biçimini tercih ettiklerini sorabiliriz.

Danışanlar herhangi bir beyanda bulunmadan danışanların cinsel yönelimle-ri ile ilgili herhangi bir varsayımda bulunmamak ve cinsel yönelimleyönelimle-rini veya cinsiyet kimliklerini sorgulamamak da bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta olarak sıraladığımız konu. Meslek uzmanlarının birbirlerine de genel-likle danıştıkları konu bu oluyor, “Danışanımın gey/lezbiyen olduğuna emi-nim, bana açılması için ne yapabilirim?”; cevap, bize açılması için hiçbir şey yapamayız, yalnızca güvenli ortamı sağlayabiliriz. Bunun dışında ne açılması için danışanı zorlamalı ne de danışan bize açılmadığında bunu kendimize dert etmeliyiz. Elbette, danışana kimlik atamanın, sosyal hizmetin zarar ver-meme ilkesine aykırı olduğunu da belirtmek gerekiyor.

LGBTİ+’lar sosyal hizmet uzmanlarına farklı zamanlarda farklı cinsel yö-nelimlerle veya cinsiyet kimlikleri ile açılabilirler. Hiçbir şekilde yargılama yapmamalıyız. Özellikle mülteciler söz konusu olduğunda, geldikleri ülkede erişebildikleri bilgi/sosyal ağlar oldukça yetersiz kalabiliyor ve Türkiye’de geçirdikleri zaman arttıkça; topluluk ile ilişkilendikçe kendilerini daha rahat keşfedip ifade edebiliyorlar. Elbette ki bu durumun yanı sıra yönelimlerin/

kimliklerin de akışkan olduğunu akıldan çıkarmamak iyi olabilir.

LGBTİ+ danışanlar LGBTİ+ oldukları için kendilerini suçlayabilirler, maruz bı-rakıldıkları olumsuz deneyimlerin sorumlusu olarak kendilerini görebilirler.

‘Normal’ olmadıklarını düşünebilirler. LGBTİ+ olmanın normal bir şey oldu-ğu, bu konuda kendisinin asla suçlu olmadığı hissettirilmelidir.

Cinsellikle, cinsel sağlıkla ilgili danışmanlık sağlarken yalnızca heterosek-süel cinsellikten ve cinsel sağlıktan bahsetmemek önemlidir. Bunu alanda dile getirdiğimizde genellikle neden böyle bir danışmanlık verelim ki soru-su gelebiliyor, mültecilerin ve özellikle LGBTİ+ mültecilerin sağlıklı açık ve net danışmanlık/bilgi alabildikleri yerler çoğunlukla dernekler ve dernek bünyesinde çalışan uzmanlar oluyor. Haliyle verdiğimiz danışmanlığı hem heteronormativiteden uzak hem de alana paralel şekilde güncel vermemiz önem arz ediyor. Bu da diğer her alanda olduğu gibi alan bilgimizi güncel

LGBTİ+ danışanlar LGBTİ+ olduklarını meslek profesyonellerine kanıtlama çabasına girebilirler. Bu durum genellikle LGBTİ+ mültecilerin ya da vatan-daşların şimdiye kadar karşılaştıkları otoriteler tarafından maruz bırakıldık-ları bir durum olabiliyor. Geçmişte ve günümüzde de bu durumun örnek-leriyle karşılaşabiliyoruz sıklıkla. Mülteciler özelinde, yeniden yerleştirme1 sürecinde LGBTİ+ olmak hassasiyet olduğu için bu kimliklerine dair kanıtla-ma çabasına girebilmektedirler. Danışanlara, kendilerini ispatlakanıtla-mak zorunda olmadıkları hissettirilmelidir.

LGBTİ+ danışanların sosyalleşme olanakları kısıtlı olabilir. Hiçbir sosyal orta-mının dahi olamayabileceğini varsayarak konuşması için görüşmede plan-lanan süre daha esnek yapılabilir. Mülteciler özelinde de özellikle Arapça konuşan mülteciler çok daha az sosyalleşmekte ve bir topluluk ağına daha az sahip olabilmektedir. Haliyle çalıştığımız gruplar arasında da sosyalleşme olanaklarına bakılıp buna yönelik görüşmeler yapılandırılabilir.

LGBTİ+ danışanları herhangi bir hizmetten faydalanabilmeleri için yönlendi-rirken şimdiye dek homofobik bir davranışı gözlenmemiş, bildirilmemiş ku-ruma / kişiye yönlendirmeye çalışabiliriz. Her ne kadar şimdiye dek herhangi bir olumsuz durum görülmemiş bir yere yönlendiriyor olsak da o yönlendir-mede görülmeyeceğinin garantisi yok ne yazık ki. Bu sebeple yönlendirme yaparken ayrıntılı bilgilendirme yapmak ve risklerin hep bulunduğunu söy-lemek işlevsel olacaktır.

LGBTİ+’lar yalnızca LGBTİ+ kimlikleri ile değerlendirilmemelidir. LGBTİ+’lar LGBTİ+ olmakla beraber aynı zamanda kadın, genç, engelli, mülteci, çocuk, ergen, yaşlı, otizmli vs olabilir. Bu kimliklerden yalnızca birine ya da bir-kaçına aynı anda sahip olabilir. Danışmanlık sürecini kurgularken tüm kim-liklere spesifik olarak değinilmeli ve kimliklerinden dolayı maruz bırakıldı-ğı katmanlı ayrımcılık olgusu varsa bu konuya da ayrıca çalışılmalıdır.

LGBTİ+ mültecilerle sosyal hizmet uygulamalarında danışanlar yaşadıkları birçok sorun ve engel sebebiyle danıştığı sosyal hizmet uzmanına bağımlı olabilirler. Bu durum sosyal hizmette sürekli dile getirdiğimiz güçlendirme ve kendi kaderini tayin ilkelerine zamanla zarar verebilir, danışanla süreç boyunca her konuda birlikte hareket etmeye ve danışanın güçlenmesine odaklanılmalıdır.

1 Yeniden yerleştirme: Üçüncü ülkeye yerleştirme, mültecilerin iltica ülkelerinden koruma ve yardım alabilecekleri bir başka ülkeye gitmelerine olanak tanıyan bir çözümdür.

LGBTİ+ Mültecilerle çalışmaya dair

Bir iki cümle de bu bölüme ekleyerek yazımı sonlandırmak isterim. Sosyal-leştiğim alanlarda ne iş yaptığımdan söz ettiğimde genellikle aldığım tepki

“Çok zor olmalı, çok güçlü psikoloji gerektirir…” minvalinde cümleler olu-yor. Ben de zor bir alan olduğu konusunda kendileriyle hemfikirim fakat bir yandan da sosyal hizmetin hangi çalışma alanı kolay ki diye sormadan da edemiyorum. Meslekte yapıp ettiklerimiz ve çözmeye çalıştığımız problem-lerin çok azı danışanların kendi kimlikproblem-lerine dair oluyor, genellikle verdiğimiz danışmanlıklar kimlikleri sebebiyle maruz bırakıldıkları ayrımcılık, uğradık-ları hak ihlalleri ve erişemedikleri hizmetlere erişimlerini sağlamak üzerine gerçekleşiyor. Sürekli olarak homofobi, zenofobi, bifobi, transfobiyle karşı-laşıp buna yönelik çalışmak bir yandan çok zorlayıcı olsa da diğer yandan çok güçlendirici olabiliyor. Zorlayıcılık meselesine dair de sosyal hizmetin her alanında süpervizyon desteği almanın sosyal hizmet uzmanları ve sosyal hizmet uygulaması için çok değerli olduğunu düşünüyorum, düşünüyoruz da tüm alanda çalışan uzmanlar olarak.

Heteronormatif olmayan, güçlendirici bir sosyal hizmet dileğiyle.

Kaynak:

1. https://help.unhcr.org/turkey/tr/resettlement/

* Bu yazı, Avrupa Birliği’nin desteklediği Eşit Haklar için Savunuculuğu Güçlendir-me Projesi kapsamında hazırlanmıştır. Bu durum, yazının içeriğinin AB’nin resmi görüşünü yansıttığı anlamına gelmemektedir.

Pandemi Etkisinde