• Sonuç bulunamadı

2.4. İlgili Çalışmalar

2.4.2 Yurtdışında Yapılan Çalışmalar

Pajares (1992) öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının inançlarının öğretmenlerin öğretim uygulamalarındaki öneminden yola çıkarak yaptığı çalışmasında, alandaki araştırmların inançlara ne anlam yüklediğini, inaçla bilgi arasındaki farkları, inançların doğası hakkındaki bulguları incelemiştir. Çalışma öğretmen inançlarının eğitim araştırmalarının merkezinde olması gerektiğini, inançların öğretmenlerin öğretim uygulamalarını şekillendirdiğini ortaya çıkarmıştır.

Johnson (1992) ikinci dil olarak İngilizce öğreten 30 öğretmenle görüşme ve gözlem yöntemlerini kullanarak yürüttüğü çalışmasında anadili İngilizce olmayan öğrencilere okur-yazarlık eğitimi sırasında öğretmenlerin inançlarını uygulamalarını araştırmıştır. Elde edilen sonuçlar öğretmenlerin okuma öğretimine yönelik geçmişten getirdikleri teorik inançları olduğunu ve bu inançların onların öğretim uygulamalarını şekillendirdiğini göstermektedir.

Johnson (1994) çalışmasında ikinci dil olarak İngilizce öğretecek hizmet öncesi öğretmen adaylarının inançlarının ve öğretim uygulamalarının ortaya çıkışını araştırmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin hepsi uyguladıkları öğretmen

merkezli eğitimden rahatsızdır ancak uygulamalarına model olabilecek çok az yöntem bildiklerinden veya hiç yöntem bilmedikleri için bu eğitimi değiştirecek gücü kendilerinde bulamamaktadırlar.

Numrich (1996) aday öğretmenlere yönelik düzenlenen on haftalık bir kurs sırasında 26 aday İngilizce öğretmeninin kurs boyunca tuttuğu günlükleri incelemiştir. Günlüklerin analizi sonucunda, aday öğretmenlerin, öğretimle çok meşgul oldukları için öğrencilerin ihtiyaçlarını göz ardı ettikleri ve kendi öğrenme deneyimlerinin öğretim uygulamalarını etkilediği bulunmuştur.

Eisenstein-Ebsworth ve Schweers (1997) 30’u Porto Riko, 30’u New York’ta eğitim veren toplam 60 öğretmenin ikinci dil olarak İngilizce öğrenen yetişkin öğrencilere doğrudan dilbilgisi anlatımıyla ilgili görüşlerini araştırmıştır. Araştırma sonuçları Porto Rikolu öğretmenlerde daha fazla olmak üzere iki grubunda doğrudan dilbilgisi öğretimine ihtiyaç olduğunu savunduğunu ortaya çıkarmıştır. Doğrudan dilbilgisi öğretiminin gerekli olduğunu savunan öğretmenler bunun müfredat ve öğrenci beklentilerinden kaynaklandığını belirtmişlerdir.

Borg (1998) dilbilgisi öğretiminde öğretmenlerin öğretim ile ilgili kararlarını ve öğretim stillerini şekillendiren değişkenleri araştırmıştır. Çalışma sonunda öğretmenlerin dilbilgisi öğretimi kararlarının müfredat beklentileri, kendi eğitim deneyimleri, öğrenci beklentileri ve öğretimin gerçekleştiği ortam tarafından şekillendirildiği ortaya çıkmıştır.

Farrel (1999) öğretmen adaylarının kendi öğrenme deneyimlerinden getirdikleri inanışların onların dilbilgisi öğretim uygulamalarına etkisini araştırdığı çalışmasına Singapur’da öğretmenlik eğitimi alan 3 öğretmen adayı katılmıştır. Çalışma sonunda öğretmen adaylarının dilbilgisi öğretimi konusunda kendi öğrenme deneyimlerinden getirdikleri inanışlarının olduğu ve bu inanışların bazı durumlarda öğretimi sıkıcı hale bile getirse değişmediği bulunmuştur.

Hammond (2000) tarafından yürütülen çalışmada öğretmen yeterliklerinin ve diğer okul girdilerinin öğrenci başarısı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışma

sonuçları öğretmen yeterliklerindeki artışın öğrenci başarısına olumlu yönde etki ettiğini göstermiştir.

Borg (2003) öğretmenlerin inanç, düşünce ve bilgilerinin ve bunların arasındaki ilişkinin yabancı dil eğitiminde öğretmenlerin sınıftaki davranışlarını ne derece şekillendirdiğini araştıran çalışmaları incelemiştir. Bu amaçla çalışmaları öğretmenlerin önceki öğrenme deneyimleri, öğretmen eğitimi ve öğretim uygulamaları olarak üç başlık altında toplayarak değerlendirmiştir. Çalışmada öğretmenlerin bilişinin onların öğretim uygulamalarını ne derece etkilediğine yönelik birçok araştırma olmasına rağmen, bu çalışmalar arasında bir bütünlük olmadığı ve bu konuda daha çok araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca çalışma sonunda öğretmenlerin gözlemci çıraklık süreci olarak da adlandırılan geçmiş öğrenme deneyimlerinin onların öğretim uygulamaları üzerinde oldukça etkili olduğu bulunmuştur.

Street (2003) öğretmen adaylarının yazmaya ve yazmayı öğretmeyi öğrenmeye karşı tutumlarını incelediği çalışmasında 5 öğretmen adayından anketler ve görüşmeler yoluyla veri toplamıştır. Araştırmanın sonuçları yazmaya karşı olumlu tutum geliştiren ve kendilerini iyi yazar olarak değerlendiren öğretmen adaylarının, yazmayı öğretmeyi öğrenme konusunda daha istekli ve başarılı olduklarını ortaya koymuştur.

Peacock (2009) yabancı dil öğretmeni yetiştirme programlarını değerlendirmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla Hong Kong Şehir Üniversitesi İngiliz Dili Eğitimi Bölümünde okuyan 166 son sınıf öğrencisinden ve 8 öğretmenden, 35 kurs koordinatöründen, programın zayıf ve güçlü yönlerini ve öğrenci ihtiyaçlarını ne kadar karşıladığını bulmak için anketler ve görüşmeler yoluyla veri toplamıştır. Çalışma sonunda programın pedagojik ve öz değerlendirme ile yansıtmayı teşvik etme yönlerinin güçlü ancak öğretmenlik uygulaması, sosyokültürel bağlamda dil öğretimi ve sınıf yöntemi yönlerinin zayıf olduğu bulunmuştur. Ayrıca geliştirilen değerlendirme modelinin diğer bağlamlarda da kullanılabileceği belirtilmiştir.

Phipps ve Borg (2009) Türkiye’de çalışan üç İngilizce öğretmeninin dilbilgisi öğretim inançları ve uygulamaları arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarında 18

aylık bir dönemde öğretmenlerle görüşmeler gerçekleştirmişler ve gözlemler yapmışlardır. Çalışma sonunda öğretmenlerin dilbilgisi öğretimi ile ilgili inançlarının ve sınıf uygulamalarının uyumlu olmadığı bulunmuştur. Öğretmenlerin dilbilgisinin bağlamda verilmesi gerektiğini düşünürken öğretim uygulamalarında doğrudan dilbilgisi anlatımına yer verdiği ortay çıkmıştır.

Rahman (2013) gerçekçi materyallerin kullanımının yazma becerisi öğretimindeki etkililiğini araştırmayı amaçladığı çalışmasına Dakka’da bulunan dört özel üniversiteden 100 öğrenci ve 8 öğretmen katılmıştır. Çalışma, gerçekçi materyallerin kullanımının yazma becerisi öğretimine olumlu yönde etki ettiğini ortaya çıkarmıştır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeline, geçerlik ve güvenirliğin sağlanmasına, çalışma grubuna, veri toplama araçlarına, verilerin analizine ve araştırmanın uygulama aşamalarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.