• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.5.2. Yurt İçinde Yapılmış Çalışmalar

Veznedaroğlu (2007) doktora tez çalışmasında, öğrencilerin örtük program kapsamında hangi öğrenmeleri edindiklerini ve bunlara hangi uygulamalar ya da etkileşimler sonucunda sahip olduklarını ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı araştırma özel bir ilköğretim okulunda gerçekleştirilmiştir. Okul ikliminde oluşan örtük programla ilgili olarak, öğrenciler kurallara uymanın akademik başarıyı arttırdığını, okulda kabul görüp rahat olmayı sağladığını, kurallara uymadıkları durumlarda ise kızma ve ceza verme gibi yazılı olmayan yaptırımların kendilerine uygulanabileceğini öğrenmişlerdir. Okulda kabul edilmek ve oyun oynamak baskın olmakla ilişkilendirilmekte, öğrenciler arasında lider ve baskın olmayı istemekten kaynaklanan olumsuz bir rekabet ortamı bulunmaktadır. Sınıf iklimiyle ilgili olarak öğrencilere öğretmenin üst, öğrencilerin ast olmadığı yönünde mesajlar verilmektedir. Öğretmenler sınıfta birer otorite ve güç kaynağı olarak bulunmaktadırlar. Öğrencilerden yazılı kurallarla birlikte yazılı olmayan bazı kurallara da uymaları beklenmektedir, kurallara uymadıkları durumlarda öğretmenlerin güç ve otoritelerini kullanarak kendilerine yazılı olmayan bazı yaptırımlar uygulayabileceklerini öğrenmişlerdir. Öğrenciler kendi bilgi ve düşüncelerini öğretmenlerin bilgi ve düşüncelerine göre daha değersiz bulmakta, sınavlarda kendi düşüncelerini değil, öğretmenlerin derslerde anlattıklarını yazmayı tercih etmektedirler. Öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçladıklarını belirtmelerine rağmen, öğretmenlerin sınıfta ve sınavlarda sordukları soruların çoğunluğu bilgi düzeyindedir.

Sarı (2007) doktora çalışmasında, Adana ili merkez ilçelerindeki ilköğretim okullarının okul yaşam kalitesi düzeylerinin belirlenmesi ve okul yaşam kalitesi düzeyi düşük ve yüksek olan iki okulda temel demokratik değerlerden olan eşitlik, insan onuruna saygı ve çevreye saygı değerlerinin kazanılması sürecinde örtük programın işlevini incelemiştir. “Demokratik Değerlerin Kazanımı Sürecinde Örtük Program” adlı araştırmasında nicel ve

nitel araştırma desenleri bir arada kullanılmıştır. Sonuç olarak, dozu farklı olmakla birlikte, her iki okuldaki örtük programın demokratik değerlere uymayan özellikler taşıdığı görülmüştür. Araştırmada ele alınan değişkenlerin çoğu bakımından, düşük okul yaşam kalitesi düzeyine sahip okuldaki örtük program daha antidemokratik özellikler taşımaktadır. Buna paralel olarak bu okuldaki öğrencilerin de antidemokratik davranışları daha sık sergilediklerinin belirlenmiş olması, okuldaki örtük programın öğrencilerin temel demokratik değerleri kazanmaları bakımından önemli bir işleve sahip olduğunu göstermektedir.

Tuncel (2008), “Duyuşsal Özelliklerin Gelişimi Açısından Örtük Program” adlı doktora tez çalışmasında öğretmenlik meslek bilgisi derslerindeki sınıf içi örtük programın duyuşsal özelliklerin gelişimini nasıl etkilediğini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Bu araştırmada, durum çalışması nitel araştırma yöntemi olarak benimsenmiştir. Araştırma sonucunda, öğretmenlik meslek bilgisi derslerindeki fiziki ortam ve düzenlemelerden kaynaklanan örtük programın resmi programı desteklemediği, öğrencilerde genellikle olumsuz duyuşsal özelliklerin gelişimine neden olduğu görülmüştür. Öğrencilerin sahip olduğu hazır bilgi alma alışkanlığı, öğretme-öğrenme sürecinde öğretim elemanının beklentilerini gerçekleştirmesini olumsuz etkilemektedir. Öğretim elemanının söylediklerinden çok yaptıkları öğrenciler üzerinde daha etkili olmakta ve öğrencilerde model alma isteği uyandırmaktadır. Öğretme-öğrenme sürecinde verilen örneklerin, öğrencileri eleştirel düşünmeye yönlendirdiği ve eğitimle ilgili olaylara daha duyarlı hale getirdiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Olumsuz durumları yansıtan örnekler ise öğrencilerin kaygı düzeyini artırmakta ve öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını olumsuz etkilemektedir. Öğrencilerin değerlendirme sürecinde edindikleri deneyim, başarılı olmak için öğrenci katılımının ve çabasının önemli olmadığı ve ezbere dayalı öğrenmenin yeterli olduğu algısına neden olmaktadır. Öğrencilerin başarılı olmak için seçici davranma ve öğretim elemanının gözüne girme biçiminde taktikler geliştirdikleri sonuçlarına ulaşılmıştır.

Başar (2011), öğrenme-öğretme sürecinde örtük programın sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarını nasıl etkilediğini iç içe geçmiş tek durum

deseni kullanarak incelemiştir. Araştırma sonucuna göre, sınıflarda en çok görülen sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışları iletişime yönelik davranışlardır. Sınıf öğretmenleri, şiddete ve sınıf arkadaşlarına yönelik sınıf içi istenmeyen davranışları fark ederken, kaygıdan kaynaklanan davranışları fark etmemektedirler. Sınıf öğretmenleri sınıf içi istenmeyen davranışları yönetmede uyarı ve görmezden gelme yaklaşımını daha çok tercih etmekte, ceza verme yöntemini pek kullanmamaktadırlar. Sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetimiyle ilgili karar alma ve kural belirlemede en çok yarı demokratik bir tutum içinde oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Sınıflarında alınan kararların kendilerine de danışılması öğrencilerde en çok değerli olma ve güven duygusunu hissettirmektedir. Öğretmenlerin en çok önemsedikleri eşitlik, adalet, sevgi, saygı değerleridir. Öğrencilere göre sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarının en önemli nedeni can sıkıntısı, can sıkıntısının en önemli nedeni ise öğretmenlerin monoton yöntemlerle ders işlemeleridir.

Yüksel (2007) tarafından, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim- iş ve Müzik öğretmenliği Anabilim Dalında öğrenim gören öğrencilerin öğretmenlik meslek bilgisi derslerine yönelik düşüncelerinde örtük programın etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel bir durum çalışması olarak yürütülen araştırmada ortaya çıkan bulgular göstermektedir ki, resmi programa rağmen anabilim dallarının örtük programı öğrencileri alan öğretmeni değil, alan uzmanı olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Alan derslerine giren öğretim elemanlarının sürekli anabilim dalında bulunması, buna karşılık öğretmenlik meslek bilgisi derslerine giren öğretim elemanlarının ise anabilim dalı dışından olması ve sadece haftada bir gün derse gelmesi, alandaki öğretim elemanlarının daha etkili olmasına ve örtük programı daha çok etkilemelerine ve belirlemelerine yol açmaktadır. Öğrencilerin öğretmenlik mesleğinin önemli olduğunu kabul etmekle birlikte, genelde öğretmenliğe olumsuz baktıkları, alan derslerine daha fazla ilgi gösterdikleri, öğretmenlik meslek derslerine giren öğretim elemanlarıyla iletişim kurmada problem yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğrenciler alan ve öğretmenlik meslek derslerinin birbirinden tamamen kopuk olarak işlendiğini düşünmektedirler.

Yangın ve Dindar (2010) Siirt il merkezinde yer alan ilköğretim okulunda görevli öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda örtük programın varlığını ve okullarda hangi yönde daha çok kendini gösterdiğini belirlemek için araştırma yapmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre, okullarda bilgisayar laboratuarları mevcut olmasına rağmen kullanımında okul yönetiminin tek yetkili olduğu, laboratuarların sürekli kapalı konumda tutulduğu ve kullanılacak olursa anahtarının yetkili idareciden alınması gerektiği anlaşılmıştır. Öğrenci merkezli öğretimi benimseyen öğretim programına rağmen öğretmenlerin, öğrencilerin bilişsel, psikomotor durumlarını ve bireysel farklıklarını göz önünde bulundurmadan dersleri işledikleri, bundan dolayı okullarda başarısı yüksek ve çok düşük öğrencileri geliştirici etkinlikler yapmadıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin tanınmasında öğretmenlere göre belirleyici olan öğe ders notlarıdır. Buna karşın öğretmenler tüm öğrencilerin aktif bir şekilde etkinliklere katılımını da beklemektedirler.

Karasolak (2009), Adana İli resmi ilköğretim okullarında mimari özellikleri farklı üç ilköğretim okulundaki öğrenci ve öğretmenlerin okullarının bina ve bahçeleri hakkındaki görüşleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen “Okul Bina ve Bahçelerine Atfedilen Metaforlar Anketi” ile yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmış ve elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda okul bina ve bahçesinin genel görünümünün ve fiziki mekan uygunluğunun, eğitim-öğretim kalitesini etkilemede önemli bir faktör olduğu kullanıcı görüşleri doğrultusunda ortaya çıkmıştır. Okulun bina ve bahçesinin yeterli olarak kabul edildiği okullarda öğrenci ve öğretmenler daha çok olumlu anlamda görüş bildirirken, bina ve bahçenin yeterli olarak kabul edilmediği okullarda ise öğrenci ve öğretmenler daha çok olumsuz görüş bildirmişlerdir. Mimari özelliklerin düzeyi olumlu anlamda arttıkça öğretmen ve öğrencilerin okullarına karşı olumlu tutum geliştirdikleri görülmüştür.

Bolat (2014), öğrenci görüşleri doğrultusunda Ankara İli Çubuk İlçesi sınırları içinde yer alan bir ilkokulun örtük programını belirlemeye çalışmıştır. Bu amaç çerçevesinde, örtük program kapsamında öğrenim görülen sınıfın sınıf iklimini oluşturan unsurlar dikkate alınmıştır. Araştırmacı tarafından

hazırlanan görüşme soruları, görüşme ortamında öğrencilere yöneltilmiş ve öğrencilerin bu sorulara verdikleri cevapların içerik analizleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin, öğretmenlerinin kişilik özellikleri hakkında olumlu görüşlere sahip oldukları, ancak öğretmenin bazen çok sinirli olduğu, öğretmen-öğrenci ilişkileri temasında “öğretmenin öğrencilerine bağırdığı” anlaşılmıştır. Öğretmenin ceza yanında ödüllere de yer verdiği görülmüştür. Manevi ve maddi ödüllerin kullanıldığı sınıfta en göze çarpan ödül testlerin hediye edilmesidir. Araştırmanın yapıldığı sınıfta notun bir ödül olarak kullanıldığı da görülmüştür. Öğretmenin uyguladığı cezalara bakıldığında puan kırmak en fazla uyguladığı ceza türü olarak ortaya çıkmıştır. Araştırmanın yapıldığı sınıfın sınıf ortamı ile ilgili olarak da akran gruplarıyla ilgili bazı sorunlar olduğu görülmüştür, en önemli sorununun ise kavga ve küfür olduğu belirlenmiştir.

Fidan (2013), Bolu’da Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenleriyle yaptığı yüksek lisans tez çalışmasında örtük programın sınıf iklimi öğelerinden olan öğretmen görüşleri, beklentileri, davranışları ve eleştirileri çerçevesinde örtük programı incelemiştir. Nitel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı çalışmada araştırmacı tarafından hazırlanan “yarı yapılandırılmış gözlem formu” ile veriler toplanmıştır. Araştırmayla elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin, örgencilerden toplumsal ve ahlaki açıdan sanal ortam ile gerçek ortamı ayırt edebilmeleri, sanal ortamda konuşmalarının daha düzgün, saygılı ve dürüst olmaları yönünde yüksek düzeyde beklenti içerisinde oldukları görülmüştür. Öğretmenlerin kişisel gelişim, ahlaki, toplumsal, ekonomik ve sosyal değerleri daha çok sözlü olarak örtük program kapsamında kazandırmaya çalıştığı görülmüştür. Sosyal olarak sportif faaliyetlere daha çok erkek örgencileri yönlendirdikleri, önemsedikleri konuları daha yüksek performansta anlattıkları, önemsemedikleri konuları hiç anlatmadıkları veya yüzeysel geçtikleri tespit edilmiştir.

Benzer Belgeler