• Sonuç bulunamadı

2.5. İlgili Araştırmalar

2.5.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Range, Young ve Hvidston (2013), ‘‘Gözlem Görüşmeleri Hakkında Öğretmen Görüşleri: Öğretmenler, Amerika'nın Bir Okul Bölgesindeki Formatif Denetim

57

Hakkında Ne Düşünüyorlar?’’ başlıklı bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmanın amacı, öğretmenlere göre denetimin gözlem öncesi ve gözlem sonrası bölümlerinin önemli unsurların neler olduğunu belirlemektir. 147 Anaokulu-12 öğretmeni ile internet üzerinden anket doldurma yöntemi ile çalışılmıştır. Öğretmenler, gözlem sonrası görüşmeye gözlem öncesi görüşmeden daha çok önem vermekte oldukları görülmüş ve öğretmenlerin bu süreçte güven duygusuna, yapıcı dönüte, gelişim alanları ve yansımaları konularında bilgilendirme bekledikleri sonucuna varılmıştır. Ayrıca kadrolu öğretmenlerin gelişimsel denetim konusunda aydınlatılmaya ve desteklemeye ihtiyaçları olduğu belirtilirken; kadrolu olmayan öğretmenlerin, güven oluşturma, gözlem raporlarını paylaşma, görüşme standartları ve ilerleyişi konusunda bilgilendirmeye önem verdikleri gözlemlenmiştir. Kadrolu öğretmenler ile kadrolu olmayan öğretmenlerin farklı ihtiyaçları olduğu sonucuna ulaşılmış ve müdürlerin bu ihtiyaçları göz önüne alarak, gelişimsel bir tutumla denetim yapmaları gerektiği vurgulanmıştır. ( akt; Özyıldırım, 2014).

Sargent (2003), yüksek lisans tez çalışmasında "Orta Düzey Kıdemi Olan Öğretmenlerin Öğretmen Denetimi Deneyimleri” konusunu araştırmaya almıştır. Çalışmaya 2'si erkek 4'ü kadın (anaokulundan 8. sınıfa kadar) 15-25 yıl kıdemi olan 6 öğretmen katılmıştır. Çalışmada görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmacı görüşmelerde kullanacağı soruları test etmek amacıyla kendi okulundan güvendiği bir öğretmen ile pilot bir uygulama yapmıştır. Çalışmaya ilişkin bazı önemli bulgular şu şekildedir: Katılımcılar, öğretmen denetiminin öğretmenleri yeni şeyleri denemeleri ve yaratıcı olmaları için desteklemesi gerektiğini belirtmişlerdir. Katılımcılar geri dönütü önemli görmekle birlikte, bunun her zaman olmadığını ifade etmişlerdir. Katılımcılar denetimin devam eden bir yapıda olması gerektiğini belirtmişlerdir. Katılımcılardan birkaçı, öğretmen denetiminin birinin sınıfa gelmesi ve bazı şeyleri kaydetmesinden öte olması gerektiğini belirtmişlerdir. Bazı katılımcılar ise, denetmenlerin gelip yaptıkları iyi şeyleri görmelerini istediklerini söylediler. Katılımcılar, öğretmen denetim sürecine katılma olanağını istediklerini ve ihtiyaç duyduklarını sürekli olarak dile getirmişlerdir. Katılımcılar denetim sürecinin orta düzey kıdemi olan öğretmenler için farklı olması gerektiği konusunda aynı fikirdedirler.

58

Collins (1999) tarafından yapılan “Özel Bir Lisede Öğretmen Değerlendirme Sistemine İlişkin Bir Durum Çalışması” adlı çalışma özel bir lisede uygulanmakta olan değerlendirme etkinliklerini tanımlamak; bu etkinliklerin zayıf ve güçlü yönlerinin yöneticiler, zümre başkanları, müdür muavinleri, öğretmenler ve öğrenciler tarafından nasıl algılandığını ortaya çıkarmak, bu etkinliklerin öğretme ve öğrenme sürecine, öğretmen gelişimine ve genel anlamda okulu geliştirme sürecine etkilerini incelemek; ve bu okulda var olan öğretmen değerlendirme sistemini geliştirmeye yönelik önerileri derlemek amacı ile uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre okulda uygulanmakta olan iki tür öğretmen değerlendirme etkinliği bulunmaktadır. Bunlar; Okul yönetimi tarafından yürütülen değerlendirme ve Milli Eğitim Bakanlık müfettişlerince yapılan teftiştir. Okul bazlı performans değerlendirmesi sınıf içi, sınıf dışı, ve yıl sonu olmak üzere üç aşamada yapılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı teftişi yargılayıcı ve dar kapsamlı olmasından dolayı yeterli bulunmamıştır.

Sergiovanni ve Starratt’a (1998) göre, teftişin en önemli amacı öğretmenlerin gelişmelerini sağlamaktır. Bu gelişimin odak noktası öğretmenlerin bilgisini artırmak, öğretim becerilerini geliştirmek, meslekî konularda daha bilinçli karar verme yeterliklerini geliştirmek, problem çözme becerilerini geliştirmek ya da uygulama becerilerini geliştirmek olabilir. Personel geliştirme programlarının bir parçası olarak müfettişler, öğretmenlerin geliştirilmesinde nasıl, nerede ve ne zaman sorularının cevaplarını vererek sorumluluk üstlenebilirler. Burada öğretmenin de aktif bir rol alması gerekir. Ancak son yıllarda teftiş anlayışı öğretmenin geliştirilmesi fikrinden çok, öğretmenin teşvik edilmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Öğretmenin nasıl teşvik edileceği sorusu ise öğretmeni merkeze almaktadır. Bu durumda, öğretmenin gelişimi, bireysel ve meslekî boyutu birlikte ele almaktadır. Sorumluluk müfettişten çok öğretmendedir (Has, 1998, s.27).

Brundage (1996), ‘‘Deneyimli Öğretmenler, Ne Tür Denetime İhtiyaç Duyuyor? Meslektaş İletişim ve Araştırmaya Bir Davet’’ başlıklı bir araştırma yapmıştır. Bu çalışmanın amacı, deneyimli sınıf öğretmenlerinin ihtiyaç duyduğu denetim türü ve geleneksel yapının, deneyimli öğretmenin felsefi ve pedagojik ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığını belirlemektir. En az 15 yıl deneyimi olan 16 öğretmenle nitel yöntemle çalışılmıştır. Araştırma bulgularına göre geleneksel denetim modelinin,

59

deneyimli öğretmenlerin ihtiyaçlarına hizmet etmediğini; denetmenlerin, öğretmenlerin deneyimlerini önemsemedikleri ortaya çıkmıştır. Öğretmenler, şimdiki denetim sisteminin kendilerine geribildirim vermediği ve şu anki gözlem ve görüşmelerin, onların ilgi ve hedeflerini karşılamadığını ifade etmişlerdir. Ayrıca, birbirlerini gözlemleme, sınıf ziyaretleri, işbirliğini ve güvendikleri biriyle konuşmaya ihtiyacı duyduklarını söylemişlerdir. Bunun sebebi, tek bir kişi, denetmene, bağlı olmaktan ziyade, meslektaşlar birlikte çalışması ve okulun tüm insani gücü kullanılmasının yararlı olacağını düşünmektedirler. Kontrolcü denetimden ziyade, mesleki işbirlikli denetim ihtiyacı vurgulanmıştır. Araştırmacı, öğretmenlerin denetimin kötü olduğuna inanmadıklarını; ama mesleki gelişimlerinde etkili olmadığı; deneyimli öğretmenlerin denetim ihtiyaçları göz ardı edildiği sonucuna ulaşılmıştır. ( akt; Özyıldırım, 2014).

Bennett (1995) araştırmasında, "Denetmenlerin Denetledikleri Alanlardaki Bilgi Sahibi Olmalarının Öğretimsel Denetim İçin Önemine İlişkin Hizmet içi Eğitim Alan Öğretmenlerin Algıları” nı belirlemek istemiştir. Çalışmaya 2 ilköğretim, 1 ortaöğretim ve 1 yüksek okulda görevli öğretmenler katılmıştır. Anket tekniğinin kullanıldığı çalışmada araştırmacı veri toplamak amacıyla 120 öğretmene anket uygulamış, ayrıca katılımcılardan 20 kişi ile görüşme yapmıştır. Çalışmaya ilişkin bazı önemli bulgular şu şekildedir: Öğretmenler, denetmenlerin denetledikleri alanda bilgi sahibi olmasın istemektedir. Öğretmenlerin geçirmiş oldukları öğretimsel denetim uygulamaları, onların öğretimsel denetime ilişkin algılarını etkilemektedir. Kıdem düzeyi yüksek (deneyimli) öğretmenler stajyer öğretmenlere göre, denetmenlerin denetledikleri alanda bilgi sahibi olmalarını daha çok istemektedir. Pierson (1993), doktora tezi olarak yaptığı çalışmada "Öğretmen Denetimi ve Değerlendirmesi: Öğretmenlerin ve Yöneticilerin Algılarının ve Davranışlarının Bir Karşılaştırması” konusunu incelemiştir. Araştırmacı tez çalışmasına başlamadan önce pilot bir uygulama yapmıştır. Pilot uygulamaya 15. Gelişimsel Eğitim Konferansına katılan öğretmen, yönetici ve okul yönetim kurulu üyelerinden oluşan toplam 116 kişi katılmıştır. Katılımcılar; öğretmen denetimi ve değerlendirmesinde farklı modellerin olduğunu, denetim sürecini pozitif ve yararlı gördüklerini ifade etmekle birlikte öğretmen denetimi ile ilgili genel hoşnutsuzluklarını da belirtmişlerdir. Pilot uygulamada en fazla eleştiri, denetmenlerin becerileri, öğretmen

60

denetimine ayrılan zamanın yetersizliği, korkuya dayalı denetim uygulamaları ve öğretmen ile denetmen arasındaki iletişim kopukluğu etrafında toplanmaktadır. Aynı çalışmada Pierson veri toplama aracını 6 ilköğretim okulu, 2 kolej ve 1 lise'de çalışan 76 öğretmen ve 14 yöneticiye uygulamıştır. Çalışmada, okul üyelerinin mevcut denetim sistemini nasıl gördükleri araştırılmıştır. Çalışmada elde edilen bazı bulgular şu şekildedir: Genel olarak öğretmenler, mevcut denetim modelinin öğretmenlerin sınıf yönetimi yöntemleri ve öğretimsel uygulamalarını açıkça desteklediğine inanmadıklarını ifade etmişlerdir. Hem ilköğretim hem de ortaöğretim öğretmenleri denetim uygulamalarının kendi gelişimi için "Çok az" ya da "Hiç" yarar sağlamadığını düşünmektedir. Yöneticiler, sınıf yönetimi ve öğretimsel uygulamaların geliştirilmesinde yeterince gelişme olduğunu kabul etmekle birlikte, öğretmen denetimi ve değerlendirmesinin sınıf ziyaretleri ve öğretmen gelişimi için güçlü olmadığını belirtmişlerdir. Öğretmenler ile yöneticiler arasındaki farklılıklardan birisi, yöneticilerin öğretmenlere göre denetim uygulamalarının öğretimsel uygulamalarda gelişme gösterdiğini daha fazla inanmalarıdır.

Tanner ve Tanner’e (1987) göre, müfettiş liderliği, öğretmenlere ne yapması gerektiğini söylemek değil, öğretmenle birlikte problem çözme sorumluluğunu paylaşmaktır. Problemlerin çözümü öğretme-öğrenme sürecinde öğretmenler tarafından kontrol edilebilecek ya da değişiklik yapılabilecek değişkenlerin üzerinde yoğunlaşma ile iyileştirilebilir. Örneğin, öğretmen öğrenci etkileşimi gibi değişkenler üzerinde müfettişle öğretmen birlikte çalışabilir ve müfettiş bu konularla ilgili kurslar, programlar organize edebilir. Müfettişler, problem alanlarını ve geliştirmenin yapılabileceği potansiyel alanları belirleyerek bu alanlarda neler yapılabileceğine öğretmenlerle birlikte karar vermelidir. Müfettiş sadece bilgi değişimiyle değil, öğretmenin tutumlarının ve davranışlarının değişimi ile ilgilenmelidir (Akt: Has, 1998, s.23).

Pensilvanya eğitim bakanlığının emriyle, okul bölgeleri 1984-85 yılında öğretmen denetim ve değerlendirme sistemiyle ilgili işlemleri yeniden gözden geçirmek zorunda kalmışlardır. Bu doğrultuda, bölgedeki öğretmen denetim ve değerlendirme sistemi ile ilgili gerekli verileri toplayabilmek için öğretmen denetimini daha anlamlı ve tutarlı yapmak ve öğretimdeki kaliteyi geliştirmek amacıyla Patrick ve Dawson (1985) bir araştırma yapmıştır. Çalışmaya 20 merkezi bölgedeki 27 yönetici ve 194

61

öğretmen katılmıştır. Denetim sisteminin faydaları hakkındaki algılarını belirlemeye yönelik olarak öğretmenlerle görüşmeler yapılmıştır. Beş örnek olayın olduğu araştırmada, öğretmenlerce ifade edilen denetimle ilgili problemlerden bazıları şu şekildedir: İki öğretmen bir yıl boyunca iki defa denetlenmelerini yeterli bulmadıklarını belirtmiştir. Öğretmenlere göre, denetim süreci daha fazla yardım ve izlemeyi gerektirmektedir. Öğretmenler, yöneticilerin sınıflarda daha fazla zaman geçirmesini beklemektedirler. Öğretmenler, kendi alanıyla ilgili yeterince eğitimi olmayan kişilerce denetlenmelerini bir sorun olarak ifade etmişlerdir. Öğretmenler gözlem sonuçları hakkında bilgilendirilmemektedir. Bazı öğretmenler diğerlerinden daha fazla izlenmektedir. Bazı öğretmenlere çok az yardım verilmektedir. Öğretmenler yöneticilerin davranışlarını tutarsız bulmaktadırlar.

Young ve Heichberger (1975), ‘‘Öğretmenlerin Etkili Bir Okul, Denetim ve Değerlendirme Programı Algıları’’ başlıklı bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırma, öğretmenlerin denetim ve değerlendirme alanında sağlanacak ne tür liderliğin okulları geliştireceğini konusundaki düşüncelerini belirlemesi amaçlamıştır. New York’taki kentsel ve kırsal bölgelerdeki seçilen ortaokul öğretmenleri denetim konusunda eğitim alan son sınıf öğrencileri ile nicel yöntemle çalışılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, öğretmenlerin büyük çoğunluğu denetimin gerekli olduğunu; fakat denetmeni tehlike olarak düşündükleri ortaya çıkmıştır. Öğretmenler, okul değerlendirme programlarının geliştirilmesinde önemli rol oynamak istediklerini vurgulamışlardır. Ayrıca, öğretmenler değerlendirmenin, öğretmenlerin performanslarını tanılamak ve zayıf yönlerini kuvvetlendirmek olması gerektiğini düşünmektedirler. Denetmenlerin, öğretmenlerin eğitim felsefesini bilmesinin ve denetim sürecinin daha uzun olmasının önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu, denetmenleri ile yardımlaşma; kalan kısmı da meslektaş ilişkisi içinde olmak istediklerini belirtmişlerdir. Araştırmacılar, müdürlerin, denetmen rolünde iken kendilerini ana unsur olarak görmek yerine, öğretmenleri okul çapında uygun düzeye gelmeleri için teşvik edici rol oynamaları gerektiği ve öğretmenlerin hem değişim hem de çocukların eğitimi konusunda sürecin içinde olmak ve sorumluluk paylaşmak istedikleri sonuçlarına ulaşmışlarıdır. (Akt.Özyıldırım, 2014, s.58).

62

Bu araştırmada ise, literatürde yapılan çalışmalar ışığında, Antalya ili merkez ilçe sınırları içerisindeki resmi ve özel ilkokul ve ortaokullarında görev yapan yabancı dil öğretmenlerinin ders denetiminde yaşadıkları tanımlanmış sorunlara ilişkin hem yabancı dil öğretmenlerinin hem de onları denetleyen denetmen görüşleri karşılaştırmalı bir biçimde ele alınarak belirlenmek istenmiştir.

63

BÖLÜM III

YÖNTEM

Çalışmanın bu bölümünde; araştırma modeli, evren ve örneklem, kullanılan veri toplama araç ve teknikleri ile verilerin toplanması ve analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

Benzer Belgeler