• Sonuç bulunamadı

1. EKONOMİK AÇIDAN YURT DIŞI İŞGÜCÜ GÖÇÜ LİTERATÜRÜNE

1.2. Yurt Dışı İşgücü Göçünün Sınıflandırılması

Yurt dışına göç ülkeler tarafından çok farklı şekillerde tanımladığından sınıflandırılması sorun doğurmaktadır. Şöyle ki; OECD’nin göç verilerinin farklı şekilde sınıflandırılması özellikle birçok üye ülkesinin dış göçü etnik kökene göre tanımlamasından kaynaklanmaktadır (Adams, 2003, ss1–29). Örneğin, Almanya’da doğmuş fakat ailesi Türk vatandaşı olan bir kişi tipik şekilde göçmen olarak sınıflandırılmaktadır. Fakat aynı kişi benzer durumda ABD’de resmi makamlarca göçmen olarak sınıflandırılmamaktadır. Birçok OECD ülkesi genelde göçmen sınıflandırmalarında göçmenlerin eğitim düzeyi hakkında kayıt tutmamaktadırlar. Bu yüzden OECD verilerinde göçmenleri eğitim düzeylerine göre ayırma ve sınıflandırmanın zor olduğu ileri sürülebilir.

Öte yandan ABD’ye gelen göçmenlerin çoğu kısa bir süre sonra kendilerini göçmen olarak tanımlamaktan kaçınmaktadırlar (Adams, 2003, s9–10). Fakat bu kişiler esasında halen resmi olarak göçmen statüsündedir. Buda göç ile ilgili en ciddi veri ve kayıtların bulunduğu ABD’de bile veri kirliliğine yol açmaktadır. Bu bağlamda yurt dışına işgücü göçü olgusuna ışık tutması için Iradele (2001)’nin altı kategoriden oluşan yurt dışı işgücü göçü sınıflandırmasına bakabiliriz. Bu sınıflandırmaları alt başlıklar halinde inceleyeceğiz.

1. 2. 1. Gerekçesine ya da Araçlarına Göre İşgücü Göçü

Gerekçesine ya da araçlarına göre işgücü göçü dört alt gruba ayrılmaktadır. Bunlar;

 Zorunlu göç,

 Etnik göç,

 Hükümet teşvikli ve

 Endüstri çekişli’dir.

Burada hükümet ya da hakim güç tarafından hukuki ya da fiziksel güç kullanmak suretiyle yapılan zorunlu göçler dışında, göçmenlerin büyük çoğunluğunu gönüllü göçmenler oluşturmaktadır. Gönüllü göçlerin ana ekseninde bireyin ekonomik çıkarını maksimize etme güdüsü ve daha iyi bir yaşam arzusunun önemli bir payının olduğu söylenebilir. Yurt dışı işgücü göçü, verimli bireylerin kendilerine görece daha iyi olduğu varsayılan iş, kariyer ve hayat için kendi ülkelerinden bir diğerine gitmesi olarak tanımlanabilir. Bizde yurt dışı işgücü göçünü incelerken bu tanımdan faydalanacağız.

1. 2. 2. Kaynağın ve Gidilen Yerin Doğasına Göre İşgücü Göçü

Yurt dışı işgücü göçü çoğunlukla AGÜ ve GOÜ’lerden GÜ’lere doğru yaşanmaktadır. Burada, yurt dışına işgücü göçünün en temel nedeninin dünya ekonomisinin ikili bir yapıya sahip olmasından kaynaklandığı varsayımıyla hareket edeceğiz. Adams’a (2003) göre göç alan ülkeye olan coğrafi yakınlık ve nüfus miktarı ile yurt dışına işgücü göçü arasında güçlü bir ilişki vardır. Ayrıca, kültür, örf, gelenek ve yerel algılamalar gibi olgular da, işgücünün yurt dışına göçünü etkileyebilir (Timur, 2006, s45).

Bu bağlamda yurt dışına işgücü göçü ile ilgili tanım ve sınıflandırmada eğitim görülen ülke önem arz etmektedir. Parnwell’e (1993) göre, işgücü göçüne engel olan faktörler; ulaşım maliyeti, kültürel farklılık ve hukuki sınırlamalardır.

1. 2. 3. Göçe İlişkin Araç ya da Mekanizmalara Göre İşgücü Göçü

Çok uluslu şirketlerin (ÇUŞ) içsel işgücü piyasaları, şirketler arası sözleşmeler ve yurt dışı istihdam kurumları olmak üzere üç önemli alt kategoriye ayrılmaktadır (Gökbayrak, 2006, ss22). ÇUŞ’lar göçün oluşumunda ve yönünün belirlenmesinde etkin rol oynamaktadır. Artan şirket birleşmeleri ve özelleştirilen kamu iktisadi kuruluşlarının yabancı şirketlerce satın alınması ÇUŞ’lara küresel rekabette ve nitelikli eleman temininde önemli avantajlar sağlamaktadır (Barışık, 2004, s38).

ABD merkezli ÇUŞ’ların bu üstünlüğü bu ülkenin dünyadaki toplam nitelikli göçün %54’nü gerçekleştirmesinde çok önemli katkısı vardır (Özden, 2006,ss1–275). Nitelikli göçün yüksek teknolojili bilginin canlılığına yaptığı katkının, ticaret politikalarını ve hacmini etkileyebileceği vurgulanmaktadır. Aynı zamanda nitelikli işgücü göçünün yabancı sermayenin hareket etmesini etkileyebileceğine dikkat çekilmektedir (Açma, 2008, s1–14; Barışık, 2004, s38).

1. 2. 4. Kalış Süresine Göre İşgücü Göçü

İşgücünün yurt dışı hareketliliği kalıcı ve geçici olarak ikiye ayrılmaktadır. Yurt dışında kalma süresi uzadıkça, ülkeye geri dönmeme eğilimi de kuvvetlenmektedir. Yurt dışında kalma süresinin uzaması, yurt dışındaki hayata intibakı güçlendirdiği gibi, anavatana olan bağların zayıflamasına da yol açabilmektedir (Tansel, 2002, s7). Yurt dışında kalış süreci, yurt dışına göç edenler için uyum sağlamaya yönelik köklü değişikliklere neden olabilmektedir. Yurt dışına göç eden işçilerin sosyal ve fiziki çevrelerinin değişmesi, kalış süresinin uzamasıyla birlikte bu değişikliklere uyum sorununu da beraberinde getirmektedir (Yılmaz, 2005, ss1–128).

Meksika’dan ABD’ye göç eden mevsimlik tarım işçileri gibi kısa süreli ve geçici olarak göç ederken, diğer bir kısım ise İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’ya göçen Yunan, Arnavut ya da Türk işçiler gibi uzun süreli göç etmektedir. Özellikle ÇUŞ’larda çalışanlar ise yeni bir görev için bir ülkeden diğerine göç etmektedirler. Bu gruplar aşağıda sistematik olarak açıklanmaktadır (Özcan, 1998 s83; Yılmaz, 2005, ss1–128):

i. Geçici süreli göç edenler

— Mevsimlik göç edenler

— Kısa süreli göç edenler

ii. Transferler

— Tayin veya görev nedeni ile göç edenler

iii. Uzun süreli göç edenler

— İş/çalışma nedeni ile göç edenler

— Çeşitli nedenlerle göç edenler.

1. 2. 5. Mesleğin Doğasına Göre Çıkan Akımlar

Mesleklerin küresel hale gelmesinde, NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması), AB ve MRA (Avustralya- Yeni Zelanda Karşılıklı Tanıma Anlaşması) gibi bölgesel bloklar içinde ortaya çıkan işgücü dolaşımı ve artan uyumlaştırma programları önemli rol oynamıştır (Iradele, 2001, ss7–26). GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) gibi yurt dışı anlaşmalar ve bazı meslek örgütlerinin meslek uygulamalarının küresel düzlemde gerçekleşmesi yönündeki

İşgücü akımlarında, günümüzde ortaya çıkan özellikleri anlama açısından, özellikle farklı meslek grupları düzleminde bu olgunun analizi önem taşımaktadır. Örneğin, enformasyon teknolojisi alanında çalışan uzmanlar için küresel bir işgücü piyasasının ortaya çıkışında söz konusu niteliğe artan ölçüde talep olmasıyla birlikte (Iradele, 2001, ss7–26) ;

 Özel kültürel yapıların etkisinin düşük olması

 İngilizce' nin başlıca dil olması

 Şirket içi ve şirketler arasında akışkanlığın yüksekliği

 Bölge ve ülkeler arasında akışkanlığın yüksek olması

 Mesleğin geri dönüş ve yatırım potansiyelinin yüksek olmasının katkısı olmuştur. Gerekçesine ya da Araçlarına Göre Kaynağın ve Gidilen Yerin Doğasına Göre Göçe İlişkin Araç ya da Mekanizmalara Göre

Kalış Süresine Göre

Mesleğin Doğasına Göre Çıkan Akımlar Zorunlu  Etnik  Beyin  Göçü Hükümet  Teşvikli Endüstri  Çekişli Ekonomik  yapı farkları Coğrafi  yakınlık Nüfus  miktarı Kültür, örf,  gelenek, yerel algılamalar Eğitim  görülen ülke Şirket  birleşmeleri Özelleştirmeler  Tayin ya da  Terfiler Kalıcı  Tayin ve ya o görev İş / Çalışma o Çeşitli o nedenlerle Geçici  Mevsimlik o Kısa süreli o Serbest Ticaret  antlaşmaları ve artan küreselleşme Enformasyon  teknolojisindeki gelişmeler

Tablo 1-1. Yurt Dışı İşgücü Göçünün Türleri Özet Tablosu

Sendika ve diğer meslek kuruluşları tarafından geniş ölçüde düzenlenemeyen bir meslek olması önemli etkenler arasındadır (Gökbayrak, 2006, ss19–25). Bir sonraki bölümde işgücü göçü

olgusunu ele alan üç yaklaşımı; seçkinlik yaklaşımı, itici ve çekici güçler yaklaşımı ve fayda- maliyet yaklaşımını inceleyeceğiz.

1. 3. Yurt Dışı İşgücü Göçüne Yaklaşımlar

Yurt dışı işgücü göçünün kaynak ülkelerin ekonomilerine döviz transferleri yoluyla olan olumlu etkilerini öne çıkaran yaklaşımlara rağmen, literatürde bu etkilerin tüm ülkeler için homojen bir özellik sergilemediği açıkça görülmektedir (Gökbayrak, 2001, s.67). Söz konusu yaklaşımların, göç biçimlerine ve göç veren ülkelerin ekonomik, sosyal, siyasal ortamlarına göre farklılaşabileceği açıkça vurgulanmaktadır

Yurt dışı işgücü göçü olgusunun dinamiğini literatürde inceleyen üç yaklaşım vardır. Bu yaklaşımlar; “seçkinlik yaklaşımı”, “itici ve çekici güçler yaklaşımı” ile “fayda-maliyet yaklaşımı” olarak adlandırılmaktadır (Karabulut ve Polat, 2007, s4). Bu yaklaşımları ve literatürdeki çalışmaları seçkinlik yaklaşımıyla başlayarak inceleyeceğiz.

1. 3. 1. Seçkinlik Yaklaşımı

Seçkinlik yaklaşımına göre, bireyler nitelikleri açısından farklıdırlar. Eğitim seviyesinin bu farklılığın ortaya çıkmasında rol oynayan başat faktör olduğu ileri sürülebilir. Bireyin aldığı öğrenim süresine göre belirlenebilen eğitim düzeyi göçün tahmin analizinde yararlanılan bir faktör durumundadır ve bireyin eğitim düzeyi yurt dışına göç etme olasılığını yükseltebilir (Çelik, 2002, s277; Dunnewijk, 2008, ss1–31).

Göçmenlerin yaş seçkinliği gençlerin yaşlılara oranla daha iyi durumda olmalarını ifade eder (Çelik, 2002, s281). Gençler, yurt dışına göç ettikleri yerde uzun bir süre çalışabilmekte ve konuk ülkeye daha kolay adapte olabilirler. Yapılan çalışmalar da yaş ve yurt dışına göç etme eğilimi arasında negatif bir korelâsyonu destekler yapıdadır (Docquier ve Rapoport, 2009, ss1–35; Özden, 2006, ss1–275; Chau, 1995, ss1–19). Buna göre, birey yaşlandıkça yurt dışına göç etme eğilimi düşebilecektir ve dolayısıyla, göçmenlerin genelde genç bireyler olduğu ileri sürülebilir.

Göçün cinsiyet seçkinliği, göçmenler arasında erkek sayısının kadınlara göre daha yüksek olmasıdır (Çelik, 2002, s283). Buradan hareketle, erkeklerin yurt dışına göç etme eğiliminin görece yüksek olduğu ileri sürülmektedir. Göçün cinsiyet yapısı ekonomik gelişmeden etkilenmekte ve kadın göçmen sayısının zamanla arttığı gözlenmektedir (Karabulut ve Polat ss1–16). Bu konuda üniversite öğrencilerinin yurt dışına göç eğilimlerini anlamaya yönelik yaptığımız anket çalışması literatürdeki bulguları doğrular niteliktedir (bkz. Ek.7, ss138–169). Yurt dışına göçü açıklayan faktörler aynı zamanda yurt dışına öğrenci hareketliliğini açıklayan faktörlerle benzerlik gösterdiğinden bu anket çalışmasının bulguları anlamlıdır. Bu bağlamda ileriye dönük olarak yurt dışına işgücü göçünü anlamak için yurt dışı öğrenci hareketliliği incelenebilir. Literatüre göre yabancı öğrenci hareketliliği ve yurt dışı işgücü hareketliliği birbirlerine yakın ve paralel hareket etmektedir (Dunnewijk, 2008, s12).

1. 3. 2. İtici – Çekici Güçler Yaklaşımı

Göçün geleneksel açıklamaları, kaynak bölgede iticiliğe ve göç edilecek alanlarda çekiciliğe neden olan faktörler üzerine kuruludur (Karabulut ve Polat, 2007, s4). Bireyin göç kararı itici ve çekici güçleri büyük oranda dikkate almaktadır. Bireylerin göç kararı almasına neden olan etkenlere itici faktörler, göçülecek yerin bireye cazip gelen unsurlarına ise çekici faktörler adı verilmektedir (Çelik, 2006, ss149–170).

İtici güçlerin başlıca olanları, işsizlik ve düşük gelir iken; çekici güçler arasında yüksek gelir ve iş olanakları vardır (Çelik, 2006, ss149–170). Ayrıca, görece daha kaliteli verilen eğitim ve sağlık gibi hizmetler de göç kararında etkili olabilmektedir. Bu yaklaşımın kökeni, Ravenstein (1885, 1889)’in Göç Kanunları adlı çalışmalarına dayanmaktadır. Stouffeer ve Lee (1940), bu yaklaşıma aradaki fırsatlar kavramını kazandırarak katkı sağlamışlardır. Bu fırsatlar; iki bölge arasındaki bir yerde bulunan iş olanaklarıdır (Karabulut ve Polat, 2007, ss4–16; Çelik, 2006, ss150–170).

Ricardo’nun (1817) ülkeler arasındaki ticareti açıklamak için geliştirdiği karşılaştırmalı üstünlükler kuramının göç modellerinde yer alan hareket ettirici bir güç olduğu iddia edilmektedir. Bu yaklaşıma göre ülkeler arasındaki gelir ve işsizlikteki dengesizliklerin, göç kararında ana neden olduğu öne sürülmektedir (Çelik, 2006, s152).

Öte yandan çekici faktörler bireyi bölgenin göç vermesini engelleyerek ve de başka yerlerden göçmen çekerek iki açıdan etkileyebilir. Yurt dışına gidilecek ülkedeki iş olanakları ve görece yüksek gelir seviyesi, göç kararında temel neden olmaktadır. Yurt dışına göçü etkileyen faktörlerden en önemlisi; göçenlerle göçmeyenler arasındaki gelir farklılığıdır. Bu nedenle dış göçün kaynakülke ekonomisine etkisini incelerken bir ülke ekonomisinin gelişiminde rolü olan faktörlerin karşılıklı etkileşimini incelemek önemlidir.

Bu bağlamda, modelimizde yurt dışı işgücü göçünün kaynak ülke olarak nitelenen Türkiye’nin ekonomik büyümesine etkisini araştırırken, Türkiye’ye yapılan yurt dışı döviz havaleleri (remittances) ile birlikte, Türkiye’nin GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla), cari işlemler dengesi, dış ticaret dengesi, enflasyon, GSYİH büyüme hızı ve kur politikalarını da birlikte ele aldık.

Buna paralel olarak yaptığımız anket çalışmasında literatürde yer aldığı üzere yurt dışı işgücü hareketliliği ile yurt dışı öğrenci hareketliliği arasındaki yakın ilişkiden yola çıkarak itici ve çekici güçleri inceledik. Anket bulguları literatürdeki itici ve çekici güçlere yönelik bulguları doğrular niteliktedir. Literatürde yabancı öğrencilerin yurt dışına nitelikli göçmenlerin tercih ettiği yerlere göç ettiği yönündeki hipotezi destekleyen bolca kanıt bulunmaktadır (Dunnewijk, 2008, s12).

1. 3. 3. Fayda Maliyet Yaklaşımı

Fayda maliyet yaklaşımı, bireylerin yurt dışına göç etme kararının, göçün fayda ve maliyetlerine bağlı olduğudur. Dolayısıyla birey fayda maliyeti geçtiğinde göçecektir (Çelik, 2006, s168). Yani, yurt dışına göç birey için ekonomik mantığı olan bir karar durumundadır (Karabulut ve Polat, 2007, s3). Bu doğrultuda, akılcı hareket eden bireyin düşük ücretli yerlerden yüksek ücretlilere ve iş olanaklarının az olduğu alanlardan, daha fazla bulunduğu bölgelere yöneleceği varsayılabilir. Bir sonraki bölümün konusunu nitelikli göçün süreç ve değişkenlerinin incelenmesi oluşturmaktadır.

Bu yaklaşıma göre göçmen bir yatırım unsurudur. Bir yatırım olarak göçmen, ekonomik yararlarını geç vermektedir. Göçmenin yararları ile maliyeti karşılaştırılmalıdır. Böylece yurt dışı göçün göç veren ve alan ülkeler açısından bir verimlilik endeksine ulaşılabilir. Bu endeks ile yerel işgücünün verimlilik endeksleri karşılaştırılmak suretiyle işgücü alanına kaynak dağılımı konusunda bir görüşe varılmaya çalışılabilir (Serin, 1979, s119). İnsan gücü içeren modeller zaman boyutu dikkate alındığında uzun vadeli bir planlama modelleridir (Hesapçıoğlu, 1994, s13). “İstihdam fırsatı” ve “yüksek gelir”; göç kararında temel nedenlerinden sayılabilir. Bu bağlamda “fayda ve maliyet” analizi göç kararında da etkili olmaktadır (Çelik, 2006, s152).

1. 4. Yurt Dışı Göç Süreci ve Tercih Modelleri

Yurt dışı göç olgusunu işgücünün ülkeden ülkeye transferi olarak inceleyen uluslararası ekonomi kuramı, mikroekonominin araçlarından yola çıkarak analizlerini yapmaktadır (Bozdağ ve Atan, 2009, s163). Neo - klasik göç teorisine göre ekonomik koşullar temelinde iten ve çeken faktörlere göre göç olgusunu açıklamaktadır. Buna göre, bireyler akılcı kararlar vererek daha yüksek gelir ve daha iyi yaşama koşullarının bulunduğu yerlere göç etmektedirler (Karagöz, 2007, ss1–13).

Yurt dışı göç kararını, göçün riskini etkisiz kılmayı başarabilen bireyler alabilmektedir. Makroekonomi denge modelinin tersine, mikroekonomi bakış açısı, insan sermayesi teorisi çerçevesinde bireysel tercihlere vurgu yapmakta ve yurt dışı göçü öncelikli olarak gelişmiş ülkeler yönünden incelemektedir (Bozdağ ve Atan, 2009, s164; Karabulut ve Polat, 2007, ss4– 16). Öte yandan, iletişim ağı teorisine göre, daha önceden yurt dışına göç etmiş olanlar ile yeni göç edecekler arasındaki iletişim, sosyal ve kültürel bağlar yurt dışına göç etme kararlarını etkilemektedir (Çelik, 2006, ss149–170).

Bekleme teorisinde ise bireyler yurt dışına göç planlarını gelecekteki belirsizliklerden dolayı göç edilecek ülkenin geleceği hakkında olumsuz bilgilere sahiplerse erteleyebilmektedirler (Yılmaz, 2009, s34). İstihdamın yurt dışına göçü hakkında yeni kuramlar (İGHYK) teorisine göre göç kolektif bir aile kararıdır. Burada bireyin değil ailenin ve hane halkının karar ve davranışları önem arz etmektedir. Göç kararının alınmasında, anavatandaki güçlü ve dayanıklı ailevi finansal bağlar önemli bir unsurdur. Bu anlamda yurt dışı göç bir tür portföy yatırım kararı olarak da algılanabilir (Bozdağ ve Atan, 2009, s165).

Yurt dışına göç etme eyleminin aşağıdaki iki süreçten oluştuğu genel kabul görmektedir. Bunlar;

 Göç etme niyetinin oluşumu

 Göç etme niyetinin eyleme dönüşümüdür

İşsizlik ve ağ (network) etkisi yurt dışına göç niyetinin temel belirleyici öğeleridir. Göç etme niyeti ve bunun sonrasında gelen göç etme eylemi arasındaki bağı anlamak önemlidir. Literatürde genelde eylemin en iyi göstergesinin niyet ve yurt dışı göç tahminlerinde niyet ile eylem arasında yakın bir ilişki olduğu vurgulanmaktadır (Tansel ve Güngör, 2002, ss1–10; Oosterbeek ve Webbink, 2009, ss1–34). Yurt dışı göç ile ilgili niyet çalışmaları yaş, cinsiyet, eğitim, iş tecrübesi, işsizlik ve yabancı dil gibi göçmenin sosyo-demografik özellikleri ile başlamaktadır (Avato, 2008, s7). Eğitim değişkeni yurt dışına göç etme niyetini net bir şekilde pozitif etkilemektedir. Fakat eğitim ülkeler arasında farklılık gösterdiğinden ülkelerin farklılıkları göz önüne alınmalıdır. Ayrıca, yabancı dil değişkeni de yurt dışına göç etme niyetini net bir şekilde pozitif etkilemektedir. Göçmenin iş durumu da yurt dışına göç etme kararında etkili olmaktadır. Göçmenin iş durumu altı farklı kategoride incelenebilir;

 İşçi olmak

 İşveren olmak

 Niteliksiz işçi olmak

 Öğrenci olmak

 İşsiz olmak

İş durumu ile ilgili bu kategoriler arasında sadece işsizlik göç etme niyetini etkilemektedir. Ayrıca yüksek eğitimliler ve hiç çalışmamış olanlar yurt dışına göç etmeye daha niyetli görünmektedir (Avato, 2008, s21). Ülkesinde iyi bir işi, saygınlığı ve eğitimli olan bireylerin yurt dışına göç etme gibi bir niyetleri görülmemektedir. Bu kişiler yurt dışına göç baskılarından uzaktadırlar. Kişinin finansal durumu ile ilgili farklı değişkenler vardır;

 Maaşı

 Diğer gelirleri

 Kirası

 Birikimleri

 Diğer aile üyeleri

Tüm bu değişkenler göç niyeti ile ters orantılı olmasına rağmen niyet etkileşimi fazla değildir. Buna tek istisna gurbetçi dövizi olup bu değişkenin niyet etkileşimi çok güçlüdür. Yurt dışında bir aile ferdinin bulunması faktörü ise yurt dışına göç etme niyetini pozitif etkilemektedir (Avato, 2008, s22–23). Yine, Avato (2008), Çelik (2006) ve Chau’a (1995) göre göçmenler göç etmeyi kendi tercihleri doğrultusunda değil göç baskılarının etkisiyle yapmaktadırlar. Bu baskıların yarattığı beklentiler niyete ve sonrada eyleme dönüşerek göç gerçekleşmektedir. Göç etme niyetinin oluşumu ve şekillenmesinde ülkelerin göç politikaları belirleyici olmaktadır. Kısacası yurt dışı göç politikaları göç baskılarını değil ama yurt dışına göç niyetini ve olasılığını doğrudan etkilemektedir (Avato, 2008, s40; Barışık, 2004, s139–164).

seçenek olarak değerlendirmeden önce, beşeri sermayelerinin kendi ülkelerinde sağlayacağı verimin bugünkü net değerleriyle, gideceği coğrafyada sağlayacağı verimin bugünkü net değerini hesaplayacaklardır (Bozdağ ve Atan, 2009, s164).

Tercih fonksiyonunun ilk ayağında evinde göçmen olan bir ailenin fertlerinin yurt dışından para almasının olasılığı aşağıdakilerin bir fonksiyonudur (Özden, 2008, s58):

 Olasılık (Y) = f (insan sermayesi (aile fertlerinden ilkokul, lise ve üniversite eğitimli olanların sayısı), hane halkı özellikleri (yaş, aile büyüklüğü, evdeki 15 yaş üzeri kadın ve erkek sayısı ), göç ağı, (aile varlığı) (1.3)

 Y = İşçi dövizi

 Olasılık (Y) = Göçmen ailesinin yurt dışından para alması olasılığı

 f = Fonksiyonu

Tercih fonksiyonunun ikinci ayağı olan aile gelirini ise aşağıdaki unsurlarla tahmin edebiliriz (Özden, 2008, s59):

 Aile Geliri: f (insan sermayesi (aile fertlerinden orta & lise ve üniversite eğitimli olanların sayısı), hane halkı özellikleri (aile büyüğünün yaşı, aile büyüklüğü, evdeki 15 yaş üzeri

kadın ve erkek sayısı), etnik etkenler)) (1.4)

Bulgular nitelikli göçün kazancının tahmin edilenden az olduğu ve yerel insan kaynağı, refah seviyesi ve büyüme üzerindeki dışsal olumsuzluklarının göz ardı edildiği yönündedir (Commander ve Kangasniemi, 2002, ss1–32; Tanner, 2005, ss1–13; Yoko, Özden ve Schiff, 2008, ss1–26).

2. YURT DIŞI İŞGÜCÜ GÖÇÜ, DÖVİZ TRANSFERLERİ VE