• Sonuç bulunamadı

Yunanistan’da Beliren Tereddütler Ve Yunanistan’ın Misakı Tasdik Etmesi

Belgede Türk basınında Balkan misakı (sayfa 98-103)

BÖLÜM 3: MĐSAKIN ĐMZALANMASININ ARDINDAN BALKAN

3.1. Yunanistan’da Beliren Tereddütler Ve Yunanistan’ın Misakı Tasdik Etmesi

Türkiye ile birlikte diğer Balkan Devletlerine bu yönde sürekli mesajlar veren Yunanistan’da, Atina’da Misakın imzalanması için şenlikler düzenlenmesine rağmen Balkan Misakının mecliste tasdik edilmesinde problem yaşanmıştır.

M. Maksimos verdiği bir demeçte, Misak ile ilgili tereddütleri gidermek amacıyla açıklama yapmıştır. Açıklamasında Balkan Misakının, Balkan milletleri arasındaki sınırları misakı imzalamamış olan bir devlete karşı teminat altına aldığını ve hiçbir zaman büyük devletle (Đtalya) bir savaş yapılmasının söz konusu olmadığını belirtmiştir. Ancak M. Maksimos’un bu sözü Yunanistan’ın kendi içinde bir karşıt görüşler zincirini beraberinde getirmiştir. Çünkü M. Venizelos’a göre, bu açıklama Yunanistan’ın Balkanlar dışında bir devletle savaşmayacağı konusu ile ilgilidir ve bu düşünce Balkan Misakının mahiyetine aykırı bir özellik taşımaktadır. Đtalya’nın Misaka dâhil olmayan Arnavutluk üzerinden Yugoslavya’ya saldıracağı ihtimali düşünülürse, Balkan Devletlerinin Yugoslavya’nın yanında olması gerekmektedir. Bu da Đtalya ile bir savaşa girilmesi demektir. Venizelos “Misak Bulgaristan’ın değişimci politikasına karşı imzalandıysa neden bu şekillerde ikilemde kalınıyor. Bulgaristan tüm bunlara değer mi?” düşüncesini taşımaktadır (Akşin,1991:265).

Yunanistan’ın kendi içinde bu şekilde ikiye bölünmesi daha sonra Yunanistan’ın genel görüşü şeklinde gazetelere yansımıştır. Örneğin; Milliyet Gazetesi 2 Mart günü, “Venizelosa göre misakın kabulünde Yunanistan için harp tehlikesi var!” başlığında çıkmıştır. Habere göre, Liberal Partisi lideri M. Venizelos “Misak meclislerde kabul edilmeden evvel feshedilmelidir.” demiştir. Cumhuriyet Gazetesi 20 Şubat tarihinde “M. Venizelos Balkan Misakını Beğenmiyor.” başlığını atmıştır. Buna göre, Yunanistan’ın Bulgaristan’sız bir misaka girmesi gereksizdir. Yunanistan’dan 12

Şubat’ta gelen haberler ile 20 Şubat’ta gelen haberler arasında uçurumlar vardır. Çünkü ülkelerde Bulgaristan’ın silahlanmaya başladığı ile ilgili haberler duyulmaya

başlanmıştır. Ayrıca Bulgaristan’ın Yunanistan’da bulunan öğretmenleri Türk ve Yunan Trakyalarının işgalinden bahsetmekte bu da Bulgaristan’ın düşüncesini ortaya koymaktadır, fikri yayılmaya başlamıştır (Akşam,19 Şubat 1934).

M. Venizelos, Yunanistan’ın Bulgaristan yüzünden bir harbe girmesinden korkmaktadır. Venizelos, Bulgaristan’ın Đtalya’nın telkini nedeniyle misaka girmediği belirterek, Yunanistan’ın ileride bu nedenle bir tehlikeyle karşılaşabileceğini, bu için de misakın imzalanmasının doğru olmadığını söylemiştir (Cumhuriyet,2 Mart 1934). Atina’da Misakın onaylanması ile ilgili yapılan görüşmeler esnasında M. Papanastasiu’da aynı konu ile ilgili endişelerini dile getirmiştir. Papanastasiu Misakın imzasından sonra Roma ve Londra hükümetlerinde bazı hoşnutsuzlukların görüldüğünden bahsetmiş ve Yunanistan’ın bu nedenle Balkan meseleleri hariç bazı rahatsızlıklarla baş başa kalabileceğini bildirmiştir. Muhalif durumda olan M. Venizelos ve M. Papanastasiu’ya rağmen M. Çaldaris Misakın meclisten hemen geçmesini beklemektedir (Akşam,1 Mart 1934). M. Venizelos’un düşünceleri “Hayret uyandırıcı” olarak nitelendirilmiştir (Cumhuriyet,2 Mart 1934). Milliyet gazetesi 4 Mart günü Balkan Misakına karşı Yunanistan’ın tavrı ile ilgili olarak, “Venizelos’un asılmasını isteyenler de var, ‘O ortadan kalkmadan bu işler durulmaz..’diyorlar” alt başlığı ile yayınlanmıştır. Yunanistan içerisinde Venizelos’a karşı tavrı olanların varlığı diğer Balkan Devletlerinin, Yunanistan’daki gelişmeleri dikkatle beklemesine neden olmuştur.

Yunan Hükümeti ile mecliste yer alan muhaliflerin uyuşamadığı aşikârdır. Bu durum Türk basınında “Yunanistan Balkan Misakını Tasdik Etmeyecek mi?” başlıklarının atılmasına neden olmuştur. Gerçekten de Balkan Misakı, Misak için çok çaba harcayan ve şenlikler düzenleyen Yunanistan’da tartışmalara neden olmuştur. Yunanistan Çiftçi Partisi lideri M. Papanastasiu, Misak’ın imzalanmasının ardından onun onaylanmasının emrivakiye kaldığını söyleyerek, Yunanistan’ı diğer devletlerle konuşarak askeri taahhütlerin dışına çıkarmak gerektiğini, Bulgaristan ve Arnavutluk’unda Misakı imzalamasının sağlanması gerektiğini söylemiştir. Çünkü Đtalya’nın önü ancak bu

şekilde alınabilir. M. Venizelos aynı görüşmelerde aldığı söz de, M. Papanastasiu’ya karşı olduğunu çünkü Misakın imzalanması yerine, diğer devletlerle yeniden görüşülerek Misakın meclislerde onaylanmasının ertelenmesi gerektiğini söylemiştir.

Terakkiperver Partisi reisi de M. Venizelos’a katılmış ve hemen diğer ülkelerle görüşmelere başlanması gerektiğini bildirmiştir. M. Çaldaris ise, Misakın hemen onaylanması gerektiğini bunun bir namus meselesi haline döndüğünü, bu Misakın imzalanmaması halinde memleketlerinin dostlarına karşı sözlerini yerine getirememiş durumuna düşeceğini belirtmiştir (Cumhuriyet,3 Mart 1934) (Akşin,1991:265). M. Maksimos ayrıca diğer parti reisleri de aynı konuda ısrarcı olurlarsa istifa edeceğini de belitmiştir. Ertesi gün yapılan toplantıda diğer bir parti lideri olan M. Mihalakupolos, Yunanistan’ın askeri sorumluluklarının netleştirilmesinin ardından Misakın onaylanabileceğini söylemiştir. Bu dönemde ayrıca, Yunanistan’da Balkan Misakı ile ilgili düşüncelerine çok önem verilen Jeneral Metaksas’ın açıklaması sabırsızlıkla beklenmiştir (Cumhuriyet,4 Mart 1934).

Yunanistan’ın Misak ile ilgili aldığı tavra Bulgarlar büyük önem vermiştir. Bulgaristan Balkan Misakının suya düştüğünü düşünmektedir. Bulgar Kralı, Yugoslavya Kralı ile Brüksel dönüşü trende bir görüşme yapmıştır. Bu görüşmede esnasında Yugoslavya gazeteleri M. Venizelos ile ilgili aleyhinde cümleler kurunca Bulgarların Misak ile ilgili umutları artmıştır (Cumhuriyet,9 Mart 1934).

Yunanistan Hükümeti ve muhalifler Balkan Misakı ile ilgili yaptıkları toplantılar sonucunda M. Venizelos’un önerisiyle bir madde de değişiklik yapmaya karar vererek anlaşmaya varmıştır. Bu değişiklikle alakalı toplantıya M. Metaksas, M. Kondilis, M. Maksimos katılmıştır. Toplantıda alınan kararın ardından M. Maksimos M. Venizelos’u ziyaret ederek değişikliği bildirmiştir. Ancak bu değişikliği beğenmeyen M. Venizelos, Yunanistan’ın Çiftçi Partisi Lideri M. Papanastasiu’ya yeni bir proje vermiştir. M. Papanastasiu bu proje önerisini M. Maksimos’a ulaştırmıştır. M. Venizelos’un önerisi hükümette tartışmalara neden olmuştur. Çünkü, M. Venizelos’un önerisi Balkan Misakının anlamını değiştiren bir mahiyettedir. M. Venizelos bu durum karşısında Muhalefet ve Muvafıklar arasında bir anlaşma olmadığı takdirde liderler arasındaki itilafların esasları hakkında gazetelere bilgi vereceğini açıklamıştır (Milliyet,10 Mart 1934). Yunan Hükümeti uzun süren tartışmalar sonucunda Balkan Misakında yapılan madde değişikliğini kabul etmiştir. Yunan Hükümetinin tespit ettiği madde şöyledir;

“ Yunanistan büyük bir devletle muharebe vaziyetine girmeye hiçbir vakit mecbur kalmayacaktır.”

Muhalefet edenler “Yunanistan büyük bir devletle harbe girmeyecektir.” şeklinde kabul edilmesini istemişlerdir. Bu madde Hariciye Nazırı tarafından, M. Kondilis, M. Metaksas, M. Venizelos, M. Kafandaris, M. Mihakupolosa bildirilmiş ve hepsi tarafından kabul edilmiştir (Cumhuriyet,11 Mart 1934).

Bu anlaşmanın sağlanmasının ardından M. Maksimos Hariciye Encümenini toplayarak onlara Misak ile ilgili konuşmalar yapmıştır. Burada M. Maksimos; “Balkan Misakındaki maksat herhangi bir Balkan Hükümeti tarafından olabilecek olan tecavüze karşı yalnızca Balkanlılar arasındaki sınırların muhafazasını temin eder.”diyerek Misakın amacından bahsetmiştir (Cumhuriyet,14 Mart 1934).

Yunanistan’da meydana gelen bu gelişmelerin ardından Hariciye Encümeni Balkan Misakının tasdiki hakkında layihayı meclise sevk etmiştir. Yunan meclisi de sevk edilen bu kanun layihasını kabul etmiştir. Yunanistan’ın Misakı kabulü “Yunan Meclisi dün Misakı ittifakla kabul etti” başlığı ile ve oldukça büyük puntolarla Türk basınında duyurulmuştur. M. Maksimos mecliste misakın kabul edilmesinin ardından, öncelikle Misakın tarihçesi açıklayan bir konuşma yapmış daha sonra bu Misakın hiçbir devlet aleyhine olmadığını bir kez daha vurgulamıştır. M. Maksimos ayrıca Türk-Yunan dostluğunun Balkan Misakı’nın temelini oluşturduğunu, Balkanlardaki barışı şiddetle kuvvetlendirdiğini, Türkiye Reisi Cumhuru Gazi Hazretleri’nin yüksek isteği ile temeli kurulan dostluğun Tevfik Rüştü Bey ve Đsmet Paşa sayesinde biraz daha güçlendiğini belirtmiştir (Cumhuriyet, 17 Mart 1934).

Balkan Misakının Yunanistan’ın Millet Meclisinde kabul edilmesinin ardından Milliyet Gazetesinde Ahmet Şükrü Bey konu ile ilgili yorumda bulunmuştur. Ahmet Şükrü Bey Yunanistan’da Liberal Parti Lideri M. Venizelos’un tepkisine neden olan Balkan Misakı maddeleriyle ilgili Türkiye’nin ve diğer Balkan Devletlerinin de endişe taşıdığını söylemiştir. Ancak diğer Balkan Devletleri bu konu ile alakalı durumu çok fazla uzatmadan, maddelerin taşıdığı anlamı bildikleri için, Balkan Misakını kabul etmişlerdir. Türkiye’de aynı endişeleri taşımaktadır. Balkan Misakı kabul edildiğinde iki problemin varlığı biliniyordu. Gazetede yer aldığı şekliyle bu problemler;

“1. Balkan Misakı Balkan hudutlarını kefalet altına alan bir mukaveledir. Yalnız Balkanlara şamil bir itilaftan ibarettir ve bu misakı imza eden devletlerin Balkan dışındaki devletler ile olan münasebetlerini asla ihlal etmiyecektir.

2. Balkan Misakı noksandır. Tamam olmak için Bulgaristanın da iştirak etmesi lazımdı. Ancak misakı imzalıyan dört devletin bütün gayretlerine rağmen, Bulgaristan iştirak etmemekte ısrar etmiştir. bunun içindir ki, misak noksan kalmıştır. Fakat telafisi mümkündür. Bulgaristanın misaka iştiraki için kapı açık bırakıldığına göre yakın bir istikbalde Balkan Misakı tamamlanabilir.” şeklindeydi (Milliyet,21 Mart 1934).

Ahmet Şükrü Bey yukarıda yer alan iki madde etrafında toplanan münakaşaları “Yunanistandaki politika hayatının bir cilvesi” olarak nitelendirmiştir. Yunanistan Millet Meclisi tüm bu münakaşalara rağmen Balkan Misakını en sonunda tasdik etmiştir. Bunun ardından Yunanistan’ın Balkan Misakı’nı tasdikini “bir emri vaki” olarak gören yorumcu, artık Yunanistan’ın da gerekeni yapmasını düşünmektedir (Milliyet,21 Mart 1934).

Yunanistan’da Millet Meclisinde Misak tasdik olduktan sonra Ayan Meclisi’nde müzakerelere başlanmıştır. Ancak burada Misakta gizli protokol olup olmadığı sorulmuştur (Cumhuriyet,30 Mart 1934). Hükümet ayan meclisinin bu sorusuna cevap veremeyeceğini bildirmiştir. Bunun üzerine Yunanistan da yeniden münakaşalar başlamıştır (Cumhuriyet,31 Mart 1934). Gizli protokol olduğu düşüncesi Misakın imzalanmasından yalnızca on üç gün sonra ortaya çıkmıştır. Buna göre; devletler özel protokol imzalayarak Misakın süresinin yedi yıl olduğunu onaylamışlardır. Fakat gizli bazı maddelerde vardır. Yugoslavya’ya ve Romanya’ya göre; Misak Balkan sınırlarının emniyeti için gerektiğinde askeri yardımı ön görmektedir. Türkiye’ye göre ise; Misaktaki maddelerin anlamı siyasi ve iktisadi yardımdan ibarettir. Hatta bu karışıklık Türkiye’de de dört devlet arasında bu konu ile ilgili sorun yaşanabilir yorumunun yapılmasına neden olmuştur (Akşam,23 Şubat 1934). Ayan meclisinde bulunan muhalifler ve muvafıklar da konu üzerinde anlaştıktan sonra Misakı tasdik etmişlerdir (Cumhuriyet,3 Nisan 1934). Ayan meclisi Misakı kabul ettikten sonra hükümete kanunun 83. Maddesine göre Mebusan ve Ayan meclisine danışmadan savaş ilan edemeyeceklerini hatırlatmışlardır (Cumhuriyet,4 Nisan 1934). Böylelikle Yunanistan’da uzun zamandır var olan problem böylece hal edilmiştir.

Belgede Türk basınında Balkan misakı (sayfa 98-103)