• Sonuç bulunamadı

KÜRESELLEŞME VE YOKSULLUK

2.3. YOKSULLUKLA MÜCADELE PROGRAMLAR

Yoksullukla mücadele için dünyada ve Türkiye’de neler yapılmaktadır konusunun ardından sivil toplum kuruluşlarının yoksullukla mücadele alanında neler yaptığını inceleyelim.

35

2.3.1.Dünya’ da Yoksullukla Mücadele

Dünya ölçeğinde yoksullukla mücadele kapsamında çalışan resmi teşkilatlar; Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Asya Kalkınma Bankası, Afrika Kalkınma Bankası, Inter-Amerikan Kalkınma Bankası’dır.

Birleşmiş Milletler yoksullukla mücadele de; Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı(UNDP), Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Programı (UNİCEF) gibi alanlarda hizmet vermektedir.

 Dünya Gıda Programı, yoksulluk ve açlığa direk olarak yardımda bulunmaktadır.

 Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, fakirlik programlarını ulusal düzeyde ekonomik programlara taşımak, ticaret reformu ile küresel ticarete destek vererek ülkelerin kalkınmasına öncelik etmek için çalışmaktadır (World Bank Food Programme Yearly Report, 2004).

 UNICEF,(United Nations Children’s Fund), yerel hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve diğer birleşmiş milletler birimleri ile özel sektör bir arada çalışarak çocukların yaşam şartlarını iyileştirmek onların temel haklarını korumaktadır.

Dünya bankası ise başlıca iki kuruluş aracılığıyla yardımlarını sürdürmektedir. Yardımları Uluslar arası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (International Bank for Reconstruction and Development(IBRD)) ve Uluslar Arası Kalkınma Örgütü (International Development Association(IDA)) tarafından sürdürmektedir (World Bank, 2004). Bu kurumlar da, küresel fakirliğin azaltılmasına ve hayat standartlarının yükseltilmesine çalışmakta; 184 ülkenin desteğiyle hizmetlerini sürdürmektedir.

 IBRD, kredi notu düşük fakir ülkelere hizmet vermektedir.  IDA, dünyanın en fakir ülkelerine odaklanmıştır.

Dünya Bankası bu kurumlar aracılığıyla düşük faizli kredi, faizsiz kredi ve hibe şeklinde bu ülkelerdeki eğitim, sağlık, altyapı, iletişim ve diğer hizmetleri finanse ederek mücadele etmektedir (International Development Agency, 2006).

36

2.3.2.Türkiye’ de Yoksullukla Mücadele

Türkiye’ de dolaysız yaklaşım yöntemi ile çok çeşitli yoksullukla mücadele programları uygulanmaktadır. 1976 yılında ilk olarak, yoksul, malul ve sakatlara yönelik aylık ödenmesine başlanmış ancak yaşanan yüksek enflasyon bu ödemenin devamına engel olmuştur. Günümüzde ise yoksullukla mücadelede devlet eli ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ile yapmaktadır. 1986’da kurulan fonun temel kuruluş amacı, sosyal güvenlik şemsiyesi altında olmayan yoksul, kimsesiz, muhtaç ve düşkün vatandaşlara yönelik devletin tüm sosyal sorumluluklarını yerine getirmektir. SYDTF, il ve ilçelerde yurt genelinde 931 şube ile örgütlenmiş ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kanalı ile uygulamalarda bulunmaktadır. Sağlık, eğitim, proje, gıda ve yakacak yardımları yapmaktadır. 1996 yılında fona gıda, yakacak ve giyecek için başvuranların sayısı Türkiye nüfusunun %8’i kadardır (Karataş, 2003: 98).

Aynı zamanda 1991 yılında uygulamaya başlayan yeşil kart uygulaması ile sosyal devlet ilkesinin bir gerekliliği olarak sağlık güvencesi olmayan vatandaşlara ücretsiz sağlık hizmeti verilmeye başlanmıştır. 2010 yılında yeşil kart sahibi olan vatandaş sayısı 14.737 kişi olmuştur (http://www.uzunkoprusgb.gov.tr/?x=sayfa &sayfa _id=30 (29.12.2010)).

Devletin yanı sıra özel kuruluşlarda yoksullukla mücadele yapmaktadır. Özellikle Sivil Toplum Kuruluşlarının yoksullukla mücadele konusunu ayrıca değineceğiz.

2.3.3.Yoksullukla Mücadelede Sivil Toplum Kuruluşlarının Önemi

Yapısal nedenlerden dolayı devletin bütün sorunlarla başa çıkması mümkün değildir. İşte bu durumda Sivil Toplum Kuruluşları(STK) devletin göremediği ve ulaşamadığı sorunlara daha yakın olması nedeniyle bu sorunların çözümünde daha etkilidir (Sunar,2003:135). STK’ lar devletle toplum arasında aracılık yapmaktadırlar. Çevre, sağlık, kadın, gençlik, çalışma hayatı, insan hakları gibi pek çok konuda gönüllü esaslı olarak çalışmaktadır.

Sivil Toplum Kuruluşlarından ilk kez Antik Yunan döneminde bahsedilmektedir (Atar, 1997: 98). Gerek eski Türk toplumlarında gerekse Osmanlı döneminde Sivil Toplum Kuruluşları içinde değerlendirilebilecek pek çok kurum bulunmaktadır.

37

Dünyada ilk kurulan kadın teşkilatı Bacıyan’ ı Rum (Anadolu Kadınlar Birliği)’dur. Ahilerin kadın kolunu meydana getirmektedir. Zor durumda bulunan kadın ve çocuklara yardım etmek, kimsesiz ve yoksulları barındırmak gibi görevler üstlenmişlerdir. Bu birliklerde aynı zamanda kadınların eğitim ve öğretimi ile de ilgilenilmiştir. Halıcılık, nakışçılık gibi işler sayesinde kadınların mal ve ürün üretimine katkıları olmuştur. Ayrıca bu birlikteki kadınlar binicilik ve atıcılıkta ustalaşarak, savaşa erkeklerle birlikte katılmakta olup, hatta erkeklerin savaşa gittikleri dönemlerde devleti yönetme yetkisi elde edebilmişlerdir ( Döğüş, Osmanlı Araştırmaları Vakfı http://www. osmanli.org.tr/ yazi-4-262.html (28.11.2010)).

Türkiye’de Tarih Vakfı ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi kayıtlarında ortalama 300’ün üzerinde; Uçan Süpürge Vakfının verilerinde kayıtlı 370 tane kadın konulu STK bulunmaktadır (Önce vd, 2007: 924).

Sivil Toplum Örgütleri küreselleşmenin getirdiği belirsizlik ortamında uzun dönemli bir perspektife sahip değildirler. Bunun için de kadın yoksulluğunu önlemek adına, kısa vadeli çözümler getirmektedir. Yardım kuruluşları arasındaki koordinasyon eksiklikleri hizmet sunumunda sorunlar yaratmaktadır. Yapılan yardımlar yardıma muhtaç insanları yoksulluktan kurtaracak esaslı çözüm sunmamaktadır. Düzenli olarak yapılan yardımlar ise sürekli yapıldığı takdirde geçim kaynağı haline dönüşmektedir. Yardımların bu saydığımız sorunlar yaşatması ve kısa vadeli olması daha iyi çözümler üretmek gerektiğini bize göstermektedir. Sosyal yardımlar yoksulların yoksulluktan kurtulmaları için tabiî ki gereklidir. Ancak daha kalıcı çözümler getirilmesi gereklidir. Bunun için mikro kredi uygulamalarının kadınlar için önemini üçüncü bölümde ayrıntılarıyla inceleyeceğiz.

38

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM