• Sonuç bulunamadı

Ortadoğu’nun jeopolitik yapısı ve özellikleri bir yandan bölgenin dünya politikasındaki yerini ve önemini güçlendirip küresel güçlerin hegemonik rekabetini yönlendirirken, diğer yandan bölge ülkelerinin siyasetlerini şekillendirmiştir. Bölgedeki zengin enerji kaynakları daha çok zenginlik yerine istikrarsızlık getirmiştir. 1970’li yıllar Ortadoğu açısından siyasal istikrarsızlığın kaoslara ve savaşlara yol açtığı bir süreç olarak tarihe geçmiştir. Yeniden Milli Mücadele Dergisi, “Siyasi Deprem Bölgesi Ortadoğu’nun sonu ne olacak” başlıklı yazıda bölgedeki gelişmeler üzerinde durulmuştur. Yazıya göre, Ortadoğu’da çıkan kaosun ve karışıklıkların temel sebebi, uluslararası güçlerin bölgede oynadıkları oyunlardır. Bölgeye silah satan ABD ve Yahudi lobileri, iç karışıklıklarından beslenmektedirler. Özellikle farklı fonksiyonlardaki Yahudi grupların birleştirilebilmesi için düşman yaratılmak istenmektedir. Yaratılan bu suni düşmanlar vasıtasıyla Yahudi birliği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bir taraftan da Rusya, İsrail’i kullanarak Ortadoğu’ya yerleşme planlarını gerçekleştirmektedir. Son dönemlerde Kaddafi, Sovyetlerin bu planını anlamış, Sovyet karşıtı bir politika uygulamaya başlamıştır. Aynı şekilde Sovyet güdümündeki Enver Sedat’ı da uyarmaktadır. Sovyetler de kendisine dönük bu gelişmelerin farkına vardığından yeni söylemler ve stratejiler geliştirme eğilimine girmiştir.120

119“1967 Hezimetinin Arkasındaki Yahudi Casusları”, Yeniden Milli Mücadele Dergisi, Sayı.80, 10 Ağustos

1971, 7.

120 “Siyasi Deprem Bölgesi Ortadoğu’nun Sonu Ne Olacak” Yeniden Milli Mücadele Dergisi, Sayı.81, 28 Şubat

62

“Enver Sedat’ın Acıklı İtirafları” başlıklı yazıda Ortadoğu’da Sovyet-Amerikan mücadelesinin arka planı değerlendirilmiştir. Bu süreçte iç ve dış mücadeleden beslenen uluslararası güçler özellikle silah satışı kozunu, bölgede güçlerini perçinlemek için son derece ustaca kullanmışlardır. Enver Sedat’ın bir anlamda itirafları olarak ön plana çıkan konuşmaları da bunu teyit etmektedir. Sedat’ın Sovyet Rusya’dan almak istediği savaş uçakları için Rus yetkililerin sürekli vaatlerde bulunmaları ancak bu vaatlerini yerine getirmemeleri buna örnektir. Enver Sedat’ın, askeri eğitim için Rusya’ya gönderdiği askerlerin darbe teşebbüsünde bulunması ve Rusya’nın silah satışı konularında isteksiz davranması, Mısır ile Rusya arasındaki ilişkilerin kopmasına neden olmuştur. Sedat, ülkedeki Rus teknisyenleri ve uzmanları ülke dışına göndermiştir. Bu gelişmeler Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlangıcının habercisi olduğunu göstermektedir.121

Mısır- Sovyet Rusya arasında bu gerilim yaşanırken Amerika bölgede güç devşirmeye devam etmiştir. Bölgede tek söz sahibi olmak isteyen ABD’de, İsrail üzerinden bu amacına ulaşmak istemiştir. “Nixon’un Ortadoğu’daki Şımarık Tutumu” başlıklı yazıda, Amerika’nın İsrail ile ilgili açıklamalarına değinilmiştir. Nixon’un Türkiye ve Yunanistan’a yapılan askeri yardımların asıl amacının İsrail’in güvenliği olduğunu açıklamasının gerçek nedeninin Türkiye ile İslam ülkelerinin arasının açılması, olduğu vurgulanmıştır. Nixon’a Yahudilerin söylettiği bu sözlerin arkasındaki gerçekler yazıda şu şekilde açıklanmıştır; “ Amerikan Yahudileri

Nixon’ı böyle konuşturmakla Türkiye ile Arap aleminin arasını açmak istemiştir. Zira Türkiye İsrail’e yaptığı yardımların aracısı olarak gözükürse bütün Arap aleminin düşmanlığını kazanacaktır. Buda Türkiye’nin realist politikalarında değişiklik yapmasına sebep olacaktır.”

Amerika’nın bu tutumu, Arap ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de Amerikan karşıtlığını körüklemekte, bu durum ise komünist söylemlerin güçlenmesine zemin hazırlamaktadır.122

Ortadoğu’da bu süreçte ön plana çıkan ülkelerden birisi Libya’dır. Libya’da Kaddafi’nin darbe ile ülke yönetimini ele geçirmesinden sonra antikomünist politikalar uygulamaya başlamıştı. Bu gelişmeler “Kaddafi Dikkat Etmeli” başlıklı yazıda incelenmiştir. Yazıya göre, Kaddafi Ortadoğu’da komünizme karşı güçlenen muhalif hareketin öncüsü olmuştur. Libya almış olduğu yeni pozisyonla Ortadoğu’da komünist yayılmanın önüne geçebilmek için de faaliyet göstermektedir. Bu bağlamda Yemen’de komünistlere karşı mücadele eden gruplara askeri destek sağlaması bunun göstergesidir. Kaddafi’nin bu tutumu, Rusya’yı ve bölgede etkili

121 “Enver Sedat’ın Acıklı İtirafları” Yeniden Milli Mücadele Dergisi, Sayı.81, 24 Ağustos 1971, 3.

63

olmak isteyen diğer emperyalist güçleri tedirgin etmiştir. Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen Kaddafi’nin atmış olduğu yanlış adımlarda bulunmaktadır. Bu yanlışlıklar yazıda şu şekilde açıklanmıştır; “ Ortadoğu’da Kaddafi için hazırlanan çok tehlikeli bir oyun sahneye

koyulmaktadır. Yahudi olduğu bilinen ve başında Yaser Arafat’ın bulunduğu El-Fetih Gerilla grubu İsrail’e karşı mücadeleyi yozlaştırmak için kurulduğu bir gerçektir. Bu gerçeğe rağmen Kaddafi, El fetih Gerillalarına destek sözü vermiş Arap gençlerin bu teşkilata katılmalarını teşvik edici açıklamalarda bulunmuştur. Bir taraftan Sovyetlere karşı cephe açan Kaddafi’nin diğer taraftan komünist teşkilatlara destek sağlaması tenakuz teşkil etmektedir.”123 Yeniden

Milli Mücadele Dergisi, Arap dünyasında bir tehlike olarak gördüğü komünist akımları ve bunların uzantısı olarak düşündüğü gerilla grupları yaptığı yayınlarla sürekli gündemde tutmaya çalışmıştır.

“Ortadoğu Yeni Vietnam Olacak” başlıklı yazıda da Libya’daki gelişmelere dikkat çekilmiştir. Yazıya göre, Filistinli gerillalar Libya’ya yerleştirilmek istenmektedir. Kaddafi’nin bu kararını uygulamadan önce daha iyi düşünmesi gerekmektedir. Aksi halde ülkesine yerleştirdiği gerillalara kendi emrinin dışında komünist ülkelerin emrinde hareket edecekleri bir gerçektir. Bu gelişmeler Mısır’ı olduğu gibi Libya’yı da Rusya ile işbirliğine zorlayabilir. Halbuki, Libya son dönemde atmış olduğu adımlar ile beynelmilel siyasetin dışına çıkmıştır. Bu tutumu Afrika’da ve Ortadoğu’da bir çok ülkeye örnek olabilecek iken Libya’nın son dönemde gerillaları ülkesine davet etmesi herkesi şaşırtmıştır.124