• Sonuç bulunamadı

1.4. SOSYAL POLİTİKA

2.1.2. Yerinden Yönetim

Yerinden yönetim, yerel yönetimler ve siyasal anlamı dışında yönetimde kullanılan adem-i merkeziyet (decentralization) kavramları birbirleri yerine kullanılabilen ve aynı anlamlara gelen sözcüklerdir (Keleş, 2006: 21).

Yerinden yönetim, devletten ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Kendine ait gelir ve giderleri olan, yerel halka yönelik hizmet sunan ve demokrasinin gelişmesinde yerel düzeyde katkısı olan bir yapılanmadır. Yerinden yönetim, hizmet sunumu ve demokrasinin yerel düzeyde gelişmesine sunduğu katkılarla her geçen gün önemini arttırmaktadır (Koçak, 2008: 14).

Yerinden yönetimde, farklı tüzel kişiliğe sahip yerel birimler tarafından üretilen hizmetler yerel düzeydeki toplumsal ve kamusal ihtiyaçların giderilmesini sağlamaktadır.Yerinden yönetim, icrai kararları merkez dışında almasına rağmen hiyerarşik olarak merkeze bağlı haldedir (Ulusoy ve Akdemir, 2005: 45).

Yerinden yönetimlerin, kendilerine ait personelleri, malları, gelirleri,merkezden ayrı bütçeleri vardır. Yasal sınırlar dahilinde bütçelerini istedikleri şekilde yerel hizmetlere harcama hakları ve merkeze karşı özerklikleri bulunmaktadır. Ancak bu özerkliklerinin olması merkezden bağımsız oldukları anlamına gelmemektedir. Özerklikleri, merkezin koyduğu kuralları kendi karar organlarının isteğiyle kullanabilmeleri anlamına gelmektedir (Koçak, 2013: 19).

Yerinden yönetim, hizmetlerin halka sunumunu çabuklaştırmakta ve kolaylaştırmaktadır. Bireylere kendi problemlerini çözebilmeleri için farklı şekillerde çözümleri deneme şansı vermektedir. Bu sayede belediyeler, işbirliği yapma ve yardımlaşmanın gelişmesini sağlamaktadırlar. Bireysel olarak veya topluluk halinde konut, gıda maddeleri üretimi, ulaşım vb. konularda işbirliğine gidebilmektedirler (Keleş, 2006: 26).

Yerinden yönetim, yetki genişliğine dayanan merkezden yönetimle kıyaslandığında, merkezden yönetime göre daha güçlü bir yönetim biçimi olduğu görülmektedir. Bazı ülkelerin anayasalarında, devletin ve yerinden yönetim kuruluşlarının görev ve yetkileri de belirtilmektedir (Tortop ve İsbir, [Tarihsiz]: 102).

Yerinden yönetimler, demokratik esaslara merkezden yönetime göre daha uygun olmakta ve halk yerel yönetimlerle yönetime katılabilmektedir. Merkezden yönetimin hizmetin işleyişinde sebep olduğu problemler yerinden yönetim ile daha aza indirilebilmektedir. Ayrıca yerinden yönetim ile kırtasiyeciliğin azalması sağlanabilmekte, hizmetler yerel ihtiyaçları bilebilen ve duyabilen yöneticilerce karşılanmakta, hizmetin yürütülmesi hızlanmaktadır. Bunun yanı sıra hizmetten yönetim kuruluşlarıyla da hizmetlerin daha ussal ve işin gereklerine uygun yerine getirilmesi mümkün olmaktadır.

Yerinden yönetimin sakıncaları şu şekildedir (Günday, 2004: 66):

Yerinden yönetimin en önemli sakıncası sistemin uygulanmasıyla ülke bütünlüğünün ve milli birliğin sarsılabilme tehlikesinin olmasıdır. Demokratik ilkelere yerinden yönetimin daha uygun olmasının yanı sıra partizanca uygulamalara ve çekişmelere yol açabilme tehlikesi de bulunmaktadır. Yerel yönetim organları belirli bir süre için seçilmiş olduklarından başarısı ancak belli bir zaman geçince anlaşılabilecek yatırımlardan uzak durarak, bunun yerine kısa zaman içerisinde başarısı anlaşılabilecek yatırımlara yönelebilmektedirler. Bu yüzden idareler ellerindeki kaynakları oy getirebilmesi için gösteriş harcamalarında kullanabilmekte ve bu kaynakları israf edebilmektedirler. Yerel yönetimler üzerindeki parti çıkarları vatandaşlar arasında bir ayrımcılığa sebebiyet verebilmekte ve onlara yönelik eşitsizliğe neden olabilecek işlemler yapılmasına yol açabilmektedir. Yerel yönetim kimi hizmetlerin merkezi idarenin dışındaki belli bir yöredeki idari kuruluşlarca gerçekleştirilmesini ifade ettiğine

göre, aynı idari hizmetler farklı yörelerde değişik şekillerde

gerçekleştirilebilmektedir.Bundan ötürü, ülkenin az gelişmiş veya gelişmemiş yörelerinin kalkınma ve gelişme şartları azalabileceği gibi gelişmiş yörelerle az gelişmiş veya gelişmemiş yöreler arasındaki denge de gittikçe bozulabilmektedir. Hizmet yerinden yönetim kuruluşları genel olarak devletin bütçe ve muhasebe usullerinden ayrı tutulmalarından ötürü mali yönden denetimleri zor olmaktadır. Bu da kuruluşlar arasında mali idaresizliklere, kötü uygulamalara ve suiistimallere sebep olabilmektedir.

Yerinden yönetim, ''siyasi'' ve ''idari'' olarak ikiye ayrılmaktadır (Eryılmaz, 2007: 77). Bu yüzden çalışmada yerinden yönetim siyasi yerinden yönetim ve idari yerinden yönetim olarak iki şekilde incelenmiştir.

2.1.2.1. Siyasi Yerinden Yönetim

Siyasi yerinden yönetim, siyasi gücün merkezi idare ve mahalli idareler arasında paylaştırılmasıdır. Siyasi yerinden yönetim sisteminde, otorite merkezde toplanmamaktadır. Bu yönetim sisteminde birçok birim arasında otorite bölüşümü gerçekleştirilmiştir (Ulusoy ve Akdemir, 2005: 46). Devletler, siyasal yapıları bakımından değişik biçimde kurulabilmektedir. Bunlardan başlıcaları ise ''üniter devlet'', ''federasyon'' ve ''konfederasyon''dur (Nadaroğlu, 2001: 23).

Üniter devlet, siyasi yönden merkeziyetçiliği yani tekçiliği simgeleyen bir devlet modelidir. Tek bir yürütme organı ve yargı organı vardır. Üniter devlette idari yetkiler genel itibariyle merkezi idare tarafından kullanılmasına rağmen bu durum üniter devlet için bir zorunluluk teşkil etmemektedir. Nedeni ise, idari yetkilerin merkezi idare tarafından kullanılması, siyasi yerinden yönetimin gereği değil, idari yerinden yönetimin gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Ülkede siyasi merkeziyetin var olması, idari merkeziyetin de var olacağı anlamına gelmemektedir. Lakin ülkede siyasi yönden yerinden yönetim varsa (federal devlet mevcutsa), idari yönden yerinden yönetim de vardır. Günümüzde Türkiye, İngiltere, Fransa, Macaristan, Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan üniter devlet modeline örnek olarak gösterilebilmektedir (Nadaroğlu, 2001: 23).

Federasyon ise, federe devletlerin oluşturmuş oldukları bir devlet modelidir. Federasyonu oluşturan bu devletler, milletlerarası kişiliğe sahip olmayan devletlerdir. Federal devlet, federasyonda üstün yetkilerle donatılırken, uluslararası kişiliğe sahip ve tek hükümeti olan devlettir. Federal anayasa ile federal devlete bırakılanların dışında kalmak kaydıyla, federe devletler ya da bunlara üye devletler veya devletçikler de denilebilmektedir. Ayrıca bu devletlerin yasama ve yargı bağımsızlıkları da bulunmaktadır. Günümüzde, ABD, Almanya, İsviçre ve Hindistan federasyonlara örnek devletler olarak gösterilebilmektedir (Nadaroğlu, 2001: 24).

Siyasi yerinden yönetim, federal sisteminin oluşmasında etkili olmuştur. Federalizm, üniter devlet sisteminden farklı olmakla birlikte üniter devlet sisteminin tam tersidir. Üniter devlette, merkezi idare ile vatandaşlar arasına giren egemenlik gücü bulunduran başka yönetim birimleri mevcut değildir. Fakat üniter devlet sisteminde, merkezi idare, birçok kamu hizmetinin sunumunu belediye vb. yerel yönetimlere veya

bölgesel kuruluşlara bırakılmasında herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bu sistemde örgütlenme iki şekilde olmaktadır. Örgütlenmelerin ilki merkezi idare, ikincisi ise yerinden yönetim biçimindedir. Federal devlette ise durum bu şekilde değildir. Merkezi idare ile yerinden yönetim arasında başka bir idari kademe olan eyalet yönetimi yer almaktadır. Federal sistemde, üç şekilde kademenin varlığı, yönetimler arası ilişkilerin merkezi hükümet yapısından daha karmaşık bir hal almasına sebep olmaktadır. Federalizmin sahip olduğu avantajlardan en önemlisi, farklı yerel ihtiyaç ve sorunları çözüme kavuşturmak adına değişik siyasi varyasyonlara verdiği izindir. Üniter devletin bölgesel farklılıklara adaptasyon sağlanması için esnekliği daha azdır. Üniter devlet sisteminde, ulusal politika yalnız bir tanedir. Bu ulusal politika da ülkenin tümünde uygulanmaktadır (Eryılmaz, 2007: 78).

Konfederasyonun ise devletler birliği olduğunu söylemek mümkündür. Konfederasyonda bir amacı gerçekleştirebilmek için bağımsız devletler bir araya gelmektedir. Bu amaç ise genellikle savunma niteliğinde olmaktadır. Bir araya gelen bağımsız devletler bir otoriteye bağlanmamaktadırlar. Devletlerin kendilerinin uluslararası kişiliği bulunmaktadır (Nadaroğlu, 2001: 23).

2.1.2.2. İdari Yerinden Yönetim

Bazı hizmetlerin yürütülmesi, genel idare hiyerarşisinde olmayan çeşitli kamu tüzel kişileri tarafından yerine getirilmesi idari yerinden yönetim olarak açıklanabilir. Siyasi ve idari gereksinimler, bazı kamu hizmetlerinin genel idare dışında özerkliği bulunan kurumlarca yerine getirilmesini zorunlu kılmaktadır (Gözübüyük, 1969: 62).

Ülkelerin tümünde uygulanan idari yerinden yönetim ile aşırı merkeziyetçiliğin meydana getirdiği sakıncaları gidermek, halkın yönetime katılımını gerçekleştirmek, yerel ihtiyaçlarla hizmetler arasındaki dengeyi sağlamak ve kamu hizmetlerinin verimliliğini veya etkinliğini arttırmak amaçlanmaktadır (Eryılmaz, 2007: 79).

İdari yerinden yönetim, ''hizmet yerinden yönetimi'' ve ''mahalli yerinden yönetimi'' olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İdari yerinden yönetimin çeşitleri şu şekilde açıklanabilir (Tortop, 1999: 12):

- Hizmet yerinden yönetimi, sınırlı bir alana bağlı kalmaksızın, hizmetlerin ulaştığı mahalli kuruluşların birçoğunu içine alan kamu hizmetlerinin bir kısmının merkez dışındaki bağımsız örgütlere bırakılması olarak açıklanabilmektedir. Bunlara üniversiteler ve ticaret odaları örnek gösterilebilmektedir. Hizmet yerinden yönetimi, teknik ihtiyaçlara duyulan gereksinimle oluşmuş ve özerklik hizmetin kendisine tanınmıştır.

- Mahalli yerinden yönetim, tıpkı hizmet yerinden yönetimi gibi hizmetin önemli olduğu değil de alanın ve yerin önemli olduğu yönetim biçimidir. Mahalli yerinden yönetim idarelerinin görevi ise, belli bir yer ve alan içerisinde yaşayan insanların mahalli, ortak ve uygar ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.

Mahalli idarelerin devletten ayrı olarak kendilerine ait bütçeleri ve bağımsız gelir kaynakları bulunmaktadır. Mahalli idarelerin kendilerine ait bütçelerinin olması mahalli özerkliğe sahip olduklarını da göstermektedir. Bu yüzden mahalli yararları sağlayacak harcamaların yapılması ve yapılacak olan harcamaların karşılanması için gereken gelirlerin tarh ve tahsil edilme yetkisi o mahalli idarenin sınırları içinde oturanların seçmiş oldukları mahalli organlara verilmiştir. Mahalli idareler, bütçelerini kendileri düzenlemekte ve uygulamaktadır. Bu yetkilerin kullanımı ülkelere göre değişiklik göstermektedir. Her ülke bu yetkileri ekonomik, sosyal ve hukuki koşullarına tabii olarak kendilerine göre sınırlandırmıştır. Ayrıca merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde denetim yetkisi bulunmakta ve merkezi idare bu denetim yetkisini idari vesayet denilen denetim türü ile gerçekleştirmektedir (Nadaroğlu, 2001: 25).

Benzer Belgeler