• Sonuç bulunamadı

Yeni Bulgarca Dönemi (Новобългарски период)

XV. yüzyıl ve sonrasını kapsar. Orta Bulgarca hatta Eski Bulgarca döneminde başlamış süreçlerin çoğu XVII - XVIII. yüzyıllarda tamamlanır.97

Yeni Bulgarca dönemi de gelişimi içerisinde üç döneme ayrılır: XIX. yüzyılın başından Osmanlı hâkimiyetliği son buluncaya kadar ki dönem, bağımsızlıktan 9 Eylül 1944’e kadar süren dönem ve 9 Eylül 1944 sonrası dönem.98

XIX. yüzyılın başına kadar Bulgarcanın oldukça kısır yeni literatür dilinin Kilise Slavcasının güçlü etkisi altında olduğunu söyleyebiliriz.99

Kilise Slavcası Rusçanın etkisi altında özellikle fonetik alanda değişen Eski Bulgarcadır ve bu nedenle, bazı bilim adamları Kilise Slavcasını Eski Bulgarcanın Rusça yeniden yazılışı (redaksiyonu) olarak tanımlar.100

Osmanlı idaresinden ayrılma öncesi Bulgar halkının ulusal uyanışında iki isim öne çıkar: Paisiy Hilendarski ve Sofraniy Vrançaski. Bulgar diline dair örneklerde Paisiy tarihinin dili Kilise Slavcası ögelerin ve yeni Bulgar halk dilinin (batı diyalekti) orijinal bir karışımına101

sahiptir ve keşiş Paisiy Hilendarski’nin 1762 yılında yazdığı “Slav Bulgarlarının Tarihi (İstoriya Slavyanobılgarska)” adlı bu eser Bulgarların kimliklerini yaratmaya dönüktür. Sofroniy Vraçanski’nin dili de pek çok Kilise Slavcası öge içermektedir.102

96 Micheva, agm., s. 8. 97 Micheva, agm., s. 8. 98 Stoyanov, age., s. 24. 99 Stoyanov, age., s. 24. 100 Stoyanov, age., s. 24. 101 Stoyanov, age., s. 24. 102 Stoyanov, age., s. 24.

‘Uyanış Dönemi’ esnasında ilk Bulgar edebiyatçılarından bazıları gelecekteki Bulgar edebî dilinin Kilise Slavcasını temel olarak alması gerektiğini savunmuş ve bu anlayışın önde gelen savunucusu ise, 1842’de İzmir’de çıkmaya başlamış ilk Bulgar dergisi “Lyuboslovi”nin kurucusu Konstantin Fotinov

olmuştur.103

Fotinov’un amacını açıkça görebilmemiz için İlber Ortaylı’nın makalesine burada değineceğiz. Ortaylı makalesinde Fotinov ve onun yayıncılık politikası hakkında şunlardan bahseder:

“Fotinov felsefe, tarih, coğrafya, gramer, edebiyat yanında hijyenle ilgili konulara bile yer ayırıyordu. Politikası Bulgar unsurun dilini ve tarihini öğretmektir. Tıpkı kendisinden sonra Rusya’da Müslümanlar arasındaki gazetelerde görüldüğü gibi, milli kültür ve eğitime ağırlık verilmesi tarafsız görünümlü fakat etkili bir politikadır. İlk nüshalarında bu ana fikri şöyle ifade etmekteydi: Bütün uyanan milletler bilgiyle ve bilimle insanlığın tarihinde yerine alırlar. Bizim Bulgar kardeşlerimiz neyi bilmeli veya öğrenmelidirler? Memleketlerini tanımak için coğrafya bilmeli veya öğrenmeliler. Lisanlarını tanımak için gramer öğrenmelidirler. Parlak geçmişlerini ve ümit vaadeden geleceklerini tanımak için de tarih bilmelidirler.”104

Yeni Bulgar edebiyat dilinin yaratılması mücadelesinde Fotinov’un Slav ekolünün lideri olduğunu söyleyebiliriz.105

Bazı yazarlar ise, edebî dilin temelinde canlı halk dilinin yatması gerektiğini, fakat halk dilinin yetersiz aynı zamanda işlenmemiş olmasından kaynaklı, işlenmiş Kilise Slavcasından sözcükler ve biçimler alarak zenginleşmesi, mükemmelleşmesi gerektiğini savunmuş, bu grubun öne çıkan ismi Neofit Rilski ile birlikte Slav-Bulgar ekolünü yaratmışlardır.106

İkinci gruba daha yakın üçüncü grup yazarlar edebî dilin geniş halk kitlelerince tamamen elde edilmesi ve anlaşılması, böyle bir dilde yazılan kitapların

103

Stoyanov, age., s. 24.

104

Georgi Borşukov: İstoriya na Bılgarskata Jurnalistika, nauka i İzk, Sofia 1976, s. 3-6’dan naklen İlber Ortaylı, “Osmanlı Bulgar Basını Üzerine Notlar”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, Cilt:15, Sayı:26, 1991, s. 254.

105

Stoyanov, age., s. 24.

106

olabilmesi için sadece canlı halk dilinin temel alınması gerektiğini savunmuş, Yeni Bulgar ekolünü oluşturmuşlardır; bu anlayışın önde gelen temsilcileri ise, Petır

Beron, Vasil Aprilov, İvan Bogorov, Petko R. Slaveykov’dur.107

Eserlerini halk dilinde yazmaya başlayan ilk Bulgar aydını Petır Beron ansiklopedik içerikli ders kitabı olma özelliği taşıyan kitapçığında halk dilini kullanmış ve bu kitapçığı 1824’te Braşov’da (Romanya) yayımlamıştır; bu kitapçığın arka kapağında yunus balığı resmedilmiş olduğundan okurlar arasında bu eser

“Balıklı Alfabe (рибен буквар)” olarak bilinmektedir.108 Beron’un yirmi dört yaşında hazırlamış olduğu bu kitapçığı yeni Bulgarca dönemindeki ilk ders kitabı olma özelliği taşır ve Beron’a kadar, Bulgar edebiyatçıları yapay Kilise Slavcasının kaçınılmaz surette etkisi altında kalan, kilise yetkilisidir.109

Petır Beron’un doğum yeri Doğu Bulgaristan’da Kocabalkan’ın Kazan

(Kotel) kasabasıdır.110

Bu durum bize Bulgar edebî dilinin ve halk dilinin gelişiminde Doğu Bulgaristan’ın etkisini gösterir. Çünkü, halk dilinin çekirdeği Bulgaristan’ın doğusunda konuşulan doğu şivesidir. Bulgar dilinin ve edebiyatının gelişmesinde Doğu Bulgaristan’ın/doğu şivesinin önemini politik, ticari ve kültürel açılardan daha geniş bir perspektifte ortaya koyarsak; Osmanlı ile Rus savaşlarının Bulgaristan’da en çok doğu halkını etkilemesi, kuzeydoğu bölgesindeki Bulgarların Rusya ve Eflak (Ulahya) ile daha yakın temas gerçekleştirmesi; Moskova ve Odessa’da, Bükreş ve Tuna’nın kenarındaki Rumen şehirlerinde doğu bölgesinden Bulgarların başrol oynadığı Bulgar ticaret merkezlerinin kurulması; özellikle doğu bölgelerdeki köylerden ve şehirlerden Rusya’ya ve Eflak’a (Ulahya) göç eden varlıklı Bulgar göçmenlerin kendi doğdukları yerlerde okulların yaratılması ve kurulması için özel ilgisini sıralayabiliriz.111

107 Stoyanov, age., s. 25. 108 Süleymanoğlu vd. 2007, s. 14. 109 Stoyanov, age., s. 26. 110 Süleymanoğlu vd. 2007, s. 14. 111 Stoyanov, age., s. 26.

Kiliseden bağımsız ilk ilkokul Vasil Aprilov ve Nikolay Palauzov aracılığıyla 1835’te Gabrovo’da (Gabrova) açılması, halk diline önem verilerek halkın anlayacağı eserlerin yazılması, okul sayılarının artması, okullarda okutulacak ders kitaplarının hazırlanması ile birlikte okur sayısındaki artış Bulgar dilinin ve edebiyatının hızla gelişmesine neden olmuştur.112

İç dinamiklerde bunlar olurken dış dinamiklerde ise, Rusya ile canlı tutulan politik ve ticari ilişkiler Bulgaristan üzerinde Rus etkisinin artmasına yol açmış ve hiç şüphesiz ki bu etki Bulgaristan’ın kültürel kalkınması sonrası ulusal uyanışında en güçlü faktörlerden biri olmuştur.113

Bu bilgiler doğrultusunda Rusya’nın desteği ve zaten Balkanlara yayılmış olan ayaklanmaların Bulgarların hiç kaybetmedikleri milli duygularını daha da perçinlediğini ve bunların halk uyanışına zemin hazırladığını söyleyebiliriz.

Bulgar Prensliği sonrası dönemde de okul sayısının artması, okul kitaplarının belirli normlar çerçevesinde yazılması, basının gelişmesi, bilim alanında ilk adımların atılması Bulgar dilindeki gelişmelerin hız kesmeden devam ettiğinin bir delilidir.114

Edebiyat hızlı bir gelişim içine girmiş; İvan Vazov, Penço Slaveykov, P. K.

Yavorov, Elin Pelin, Dimitır Polyanov edebiyatın çok sayıdaki temsilcileri arasında

en önde yerini almış; Dimço Debelyanov, Nikolay Liliev, Hristo Smirnenski, Angel

Karaliyçev, G. Karaslavov, Hr. Radevski, Nikola Vaptsarov eserleriyle şiir stilinin

gelişmesine katkıda bulunmuş; L. Miletiç, B. Tsonev, Al. Teodorov-Balan, St.

Mladenov gibi öne çıkan temsilcileri aracılığıyla Bulgar dil bilimi edebî dilin

mükemmelleşmesi, normlarının tespit edilmesi, yabancı sözcük ve sözcük türetme unsurlarından arınması için katkı sağlamıştır.115

9 Eylül 1944 darbesi sonrası Bulgarların bütün tarihi yaşamlarının akışı içinde hiçbir zaman gerçekleşmemiş olan bilim, teknik, edebiyat ve sanat alanlarının gelişimi için uygun zemin yaratılmış; Bulgar yazı biçiminin benimsenmesi için 112 Stoyanov, age., s. 26. 113 Stoyanov, age., s. 26. 114 Süleymanoğlu vd. 2007, s. 14. 115 Stoyanov, age., s. 27.

yazım alanında reform yapılarak, muhafazakâr/tepkisel teşviklerle korunan, okullardaki eğitim açısından ciddi bir engel olarak görülen bir dizi lüzumsuz ögelerden Bulgar yazı sistemi arındırılmıştır.116

Ekim 1944’te imla için bir proje hazırlaması gereken komisyon oluşturulmuş, Millî Eğitim Bakanlığı’nda Yüksek Öğrenim ve Kültür Kurumları müdürü yazar Dimitır Osinin başkanlığındaki komisyon dil bilimciler, edebiyatçılar, eğitimciler ve yazarlardan oluşmuştur. Bu isimler: Stefan Andreyçin, Aleksandır

Balabanov, Vasil Vasilev, Stefan Popvasilev, Vladimir Georgiev, Nikola Cerov, Elin Pelin, Stefan İlçev, Georgi Karaslavov, İvan Lekov, Nikolay Liliev, Kiril Mirçev, Konstantin Petkanov, Hristo Radevski, Asen Raztsvetnikov, Stoyan Romanski, Todor Samodumov, Stoyko Stoykov, Lyudmil Stoyanov, Teodor Trayanov, İvan Haciov, Georgi Tsanev ve Sava Çukalov (Dıga, 23 Ekim 1944).117

27 Şubat 1945’te reform resmîleşmiş, alfabeden gereksiz harfler çıkarılmış ve bazı sesler de yakın diğer seslere uyarlanmıştır (Örn: ѣ-ять [jatĭ] я - е seslerine ve ѫ-ѫсъ голям юс [ sŭ] ъ - а seslerine uyarlanmıştır). Sözcük sonundaki <ь> harfinin yazılması da son bulmuştur. Fakat, bu harf modern Bulgarcada /o/ ünlü sesin önünde kullanılarak bu sesi inceltmektedir (Örn: режисьор/rejisör); aynı zamanda kendinden önce gelen ünsüz sesi de inceltmektedir (Örn: режис’ьор).

116

Stoyanov, age., s. 28.

117

Petır Petrov, “Proyavi na Sıprotiva Sreştu Pogromıt Vırhu Bılgarskata Azbuka (Septemvri-

Dekemvri 1944)”, Sıprotivata Sreştu Komunistiçeskiya Rejim v Bılgariya (1944-1989)-Sbornik Materiali ot Natsionalna Nauçna Konferentsiya:23-24 Mart 2011-Nov Bılgarski Universitet, s. 262.

0.8. Slav Dillerinde Bitmemiş/Bitmiş Görünüş

Benzer Belgeler