• Sonuç bulunamadı

4. Eserde Takip Edilen Yöntem

4.13. İstişhâd Yöntemi

4.13.3. Şiirlerden İstişhâd

4.13.3.1. Yazarını Belirterek Şiiri İstişhâd Gösterme

ez-Zeccâc eserinde, fe‘altu ve ef‘altu kalıbında olan fiilleri incelerken verdiği örneklemelerde şiirin yazarını belirtmek suretiyle vermiştir.

Örneğin:

Denilir ki: ِهِت َجاَح يِف ُلُج�رلا َرَكَب Adam işini erkenden yaptı. Fiili muzari hali ُرُكْبَي dur. Mastar hali ًاروُكُبdır.

Züheyr şiirinde dedi ki: (Kâmil)

َحَتْساَو ًاروكُب َنْرَكَب

َسِب َنْر

ٍةَرْح

ىَداَو َو �نُهَف

ِمَفْلِل ِدَيْلاَك �س�رلا

Onlar (bayanlar) ress vadisinde dudağın üstündeki el gibi erkenden kalkıp seher vaktine kadar uyanık kaldılar.

َرَكْبَأaynı manaya gelir. ًاراَكْبِإ mastar halidir.420F

421 İbn Ebû Rebî’a şiirinde şöyle dedi: (Tavîl)

َلآ َنَمَأ

ُرِكْبُمف ٍداَغ َتْنَأ َمْعِن

ُر�جَهُمَف ٌحِئاَر ْمأ ٍدَغ ِةاَدَغ

Ey rahatına düşkün kişi inan ki ya yarın sabah buradan erkenden ayrıl ya da şafak vakti göç ettirilip gideceksin.421F

422

Denilir ki: َلْحَف ْلا ُبا َن ا َرَذ Erkeğin dişi ince ve zayıfoldu. �قَر َو �لَك اَذِإ Bu fiil bir şey ince ve zayıf olduğu zaman kullanılır. Fiili muzari hali و ُرْذَي dur. Mastar hali ًاوْرَذ dir. ىَرْذَأ aynı manaya gelir. Fiili muzari hali يِرْذُي dir. Mastar hali ًءاَرْذِإ dir.

Evs b. Ḥacer şiirinde şöyle demektedir: (Tavîl)

420 ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 116; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah.

Mâcid Ḥasan, s. 84-85.

421 Bu şiir Züheyr’in, Divan’ında geçmektedir. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan

Abduttevvâb, s. 53; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 8-9.

422 ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 53; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah.

85

َرَذ ا�نِم ُمَرْقُم اَذِإ

ِهِبان �د َح ا

ِف ط�مَخَت

َني

َن ا

ِمَرْقُم َرَخآ ُبا

Bizim kavmin azı dişi zayıf ve güçsüzleştiğinde başka azı dişler(yöneticiler) bizi hakir görüp çiğnerler.

َع اّمإ ًابِكاَر َايَف

َر

اَغِلْبَأَف َت ْض

َم يْأ�نلا يلَع

ْي ُم

َو ًانو

َع

ْم َر

ًاقِرْخَأ َنب و

َم َةَلاسِر

ْمُكْنِم َفْطَعلا ي ِجَتْرَي �� ْن

َرْذَأ ُبْرَحلا اَذِإ

اق�رَح �مث اهُباَن ى

Ey süvari sana sunulanı ilet. Uzaktaki Meymun ve Amr bin Ahrak’a. Sizden şefkat dilemeyen kimsenin mesajını. Savaş azı dişini törpüleyip yakıp yıktığında...422F

423

ِف ُلُج�رلا �لَذ َن ي

ْف

ِه ِس Adam kendini rezil etti. ً��يِلَذ َرا َص اَذِإ Bu fiil bir kişi rezil olduğu zaman kullanılır. Fiilin muzari hali �لِذَي dür.

�لَذَأ Rezil olmaya müstahak oldu. �لَذُي �ن َ� ِ� ا�ق ِحَتُسُم َرا َص اَذِإ Bu fiil birisi rezillik yaptığı için rezil olmayı hakettiği zaman kullanılır.423F

424 Muḥabbel şiirinde şöyle söyler: (Tavîl)

ُهَعاَذِج َدوُسَي ْنأ ُنْيَسُح ي�نَمَت

َرَهْقَأ َو �لَذَأ ْدَق ُنْيَسُح ىَح ْضَأَف

ا

Hüseyin onun kabilesine efendilik etmeyi temenni etti. Sonuçta Hüseyin rezil rüsva oldu.424F 425 ا َص َر َذ ِل َم ً��ي ُهْق

ًارو Bir kişinin kahredici şekilde rezil olması.425F

426

ْلا ُتْلَغَز ِم َز َدا

َة Matarayı boşalttım. َءا َم ْلا ا َهي ِف ُتْبَب َص اَذِإBu fiil bir şeyin içindeki suyu döktüğün zaman kullanılır. ُهُتْلَغْزَأAynı manaya gelir. Mastar hali ً��ْغَزdır.

َلَغْزَأ ْت َطَقلا َهَخْرَف ُةا

ا Bağırtlak kuşu yavrusuna yedirdi. ُهْت�قَز اَذِإ Bu fiil kuş yavrusunu yedirdiği zaman kullanılır.

İbn Aḥmer şiirinde şöyle diyor: (Vâfir)

ِف ْتـَلـَغْزَأــــَف

ي

ًةـــــَلـْغَز ِهــــِقـْلـَح

َءىِطـْخُت ْمـَل

ْلا

َو َدـيِدـَج

ْرـِتـَفـْشـَت ْمـَل

Kuş yavrusunu ağzından beslemektedir. Hiç sinirlenmeden ve hata yapmadan.426F

427

423 Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 76-77; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve

Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 38.

424

ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 77; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah.

Mâcid Ḥasan, s. 39.

425 Ezherî, Ebû Mansur, Tehzîbu’l-Luga, tah. Heyet, Dâru’l-Mısriyye, Kahire, V, 395.

426 ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 78; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah.

86

َءْي�شلا ُلُج�رلا َقَتَف Adam nesneyi yardı. ُه َما َحَل و ُهَما َت َئ ْلا َحتَف اَذِإ Bu fiil bir şey yarılıp kesildiği zaman kullanılır.

ِهلا َقَتْفَأ َ� �شلاو ُل� ْم

ُس Güneş ve ay görünecek kadar bulutlar açıldı.

َع َجَرَفْنا اَذِإ ْن ُه َم �سلا ا َح ُبا َح �ت

ايِرُي ى Bu fiil güneş ve ay bulutlar açılıp göründüğü zaman kullanılır.

Zu’r-Rumme şiirinde şöyle demektedir: (Vâfir)

ِرـُت

َـب َكـي

َـي

َهـِتـ�بـَل َضا

ًاـهـ ْجَو و اـ

�ـشـلا ِنْرـَقـَك

ْم

َز �مـُث َقـَتـْفَأ ِسـ

َ�ا�

O kadının yüzü ve boynu öyle beyaz görülüyor ki, Güneşin (doğuşundan evvel zuhur eden) çemberi gibi parlayıp sonra kaybolmaktadır.427F

428 َقَرَف َب ُلُج�رلا ْي �شلا َن ْي َئ

ْي ِن Adam iki şeyin arasını ayırdı. َما ُهَن ْي َب َد َعا َب اَذِإ Bu fiil iki şeyin arası ayrıldığı zaman kullanılır.

ْلا َقَرْفَأ ِلَع ِم ُلي ْن

ِهِت�لِع Hasta hastalığından iyileşmeye başladı. ا َهْنِم ُهَجو ُرُخ َأَدَب اَذِإ Bu fiil bir şeyden çıkılmaya başlandığı zaman kullanılır.428F

429

ًاغْبَس َلُج�رلا ُتْغَبَس Adamın gıybetini ettim. ُهَتْبَتْغَا اَذِإ Bu fiil birinin gıybeti yapıldığı zaman kullanılır.

ُهَتْغَبْسَأ Onu ihmal ettim. ُهَتْلَمْهَأ اَذِإ Bu fiil bir şeyin içindeki suyu döktüğün zaman kullanılır.

Ebû Züeyb şiirinde şöyle diyor: (Kâmil)

ْخـ َص

ُبـ

�شلا

َوـ

ِرا

َ� ِب

ُهـ�نَأـَك ُلاَزـَي �

َأ ِل�� ُدـْبـَع

ِب

َر ى

ِب

ٌعـَبـْنـُم َةـَـعيـ

Heybetli olan adam (onun heybetine kanmayın) sanki (babası belli olmayan) Ebî Rebî’a ailesinin kölesi gibidir.

ُلَمْهُم ي أYani ihmal edilmiş biridir.429F

430

ِل ُموقلا َفَحْزَأ ْل َق

ْو ِم Bir toplum bir topluma savaşmak için yavaşça gidiyor.

ُرا َص اَذِإ َل او ُه ْم ُلِتاقُي ًافْحَز

ْمُهَنو Bu fiil savaşacak tarafların süründüğü zaman kullanılır. Accâc şiirinde şöyle demektedir

427Bu şiir İbn Ahmer’in, Dîvân’ında geçmektedir. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan

Abduttevvâb, s. 86; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 47.

428 Zû’r-Rumme, Dîvân, s. 521. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 107;

ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 74-75.

429 ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan Abduttevvâb, s. 108; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah.

Mâcid Ḥasan, s. 75.

430Bu şiir Ebû Zueyb’in, Dîvân’ında geçmektedir. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan

87

َـلــيــِم

َو ْتــَفــَحْزأ �مــُث ِنــْيـ

َـفــَحْزأ

اــ

İki milden sonra erkekler ve kadınlar yavaşlayıp savaşmaya isteksiz gitmeye başladılar.430F

431

ُلُج�رلا َبَرْعَأAdam Arap atı sahibi oldu. ٍبارِع ٍلْيَخ َب ِحا َص َرا َصArap atı sahibi olmak. Bu fiilin ismi faili ٌبِرْعُم dur.

Ca‘dî şiirinde şöyle diyor: (Müteḳârib)

�يِوــ�طــلا ِفْوــَج ِلــْثــم ىـِف ُلــَهــ ْصـــَي َو

ِـهــ َص

ِبِرــْعـُمــْلــِل ُنــ�يــَبــُي ً��ــيـ

At sesi aç birinin sesi gibi temiz olur. Atların en iyisi olan asil at bu sesiyle kendini belli eder.

َفلا َبَرْعَأ َر

ُس At asil at olduğunu belli etti. �يِبَرَع ُه�نأ هَلي ِه َصِب َن�يَبَتَف َلَه َص اَذِإ. Bu fiil at kişnediğinde arap atı olduğu ortaya çıktığı zaman kullanılır.

ُةَبا�دلا َبَرْعَأ Devenin yelesi çok oldu. ُهُفْرُع َرُثَك اَذِإ Bu fiil atın yelesi çok olduğu zaman kullanılır.431F

432

Ebû Necm şiirinde dedi ki:

�رــلــل َنــْلــُقــَي

ِزــْنَأ َتــْبــَشــْعَأ ِدــِئا

ْل

Öncüye: gittiğin yerlerde yeşilliğe rastladığında orada konakla denildi.432F

433

َضر��ا ُلُج�رلا َجيهَأ Adam yeryüzünde kuru otlar buldu. َسَبَي يأ ،َجاه دق اهَتْبَن َدَجو اَذِإ Bu fiil ot sararmış halde bulunduğu yani kuruduğu zaman kullanılır.

Rueyb şiirinde dedi ki;

َأ و

ِـه

ْـلا َجــيـ

َلــُخـ

َصــ

ِم َءاــ

ْنــ

َذ

ْلا ِتا

َقْرــُبــ

Ve Zatı Burkta Yeşillikler soldu.433F

434

431 Bu şiir el-Accâc’ın, Divan’ında geçmektedir. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan

Abduttevvâb, s. 137; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 112.

432Şiir Nâbiğa Ca‘dî’ye aittir, Bkz. Ezherî, Tehzîbu’l-luga, II, 365; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah.

Ramazan Abduttevvâb, s. 140; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 116-117.

433 Ezherî, Tehzîbu’l-Luga, “ﺐﺸﻋ”, I, s. 441. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan

Abduttevvâb, s. 140; ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Mâcid Ḥasan, s. 116-117.

434Bu şiir İbn Ru’be’nin Dîvân’ında geçmektedir. Bkz. ez-Zeccâc, Fe‘altu ve Ef‘altu, tah. Ramazan

88

Benzer Belgeler