• Sonuç bulunamadı

2.6.1. 6287 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

2012 yılında yürürlüğe giren 6287 sayılı “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile ortaöğretim zorunlu eğitim kapsamına alınmış ve böylece zorunlu eğitimin süresi 12 yıla çıkmıştır.

2.6.2. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu

Milli Eğitim Temel Kanunu’nun (Sayı: 1739) 26. maddesinde (Değişik: 02.12.2016- 6764/23 md.) ortaöğretimin ilköğretime dayalı, dört yıl süreli zorunlu örgün veya yaygın öğrenim imkânı sunan genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerini kapsadığı ifade edilmektedir.

Aynı Kanunun 28. Maddesinde ortaöğretimin amaç ve görevlerine yer verilmiştir. Bu amaç ve görevler; öğrencilere ortaöğretim düzeyinde ortak bir genel bilgi ve kültür vererek onlara ülkenin ekonomik ve sosyal açıdan ilerlemesine katkı sağlama bilincini kazandırmak, öğrencileri, ilgileri, yetenekleri ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda eğitim öğrenim görecekleri okullara yönlendirmek ve onları gelecekte yapacakları mesleklere ve üst öğrenime hazırlamak şeklinde özetlenebilir.

Kanunun 29. maddesinde ortaöğretimin, farklı öğretim programları uygulayan liseler ile mesleki eğitim merkezlerinden oluştuğu belirtilmiştir.

Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri Kanunun 2. bölümünü oluşturmaktadır. Burada mesleki eğitimle ilgili olarak iki madde dikkati çekmektedir. 9. maddede yer verilen

süreklilik ilkesinde kişilerin gördükleri genel ve mesleki eğitimin yaşamları boyunca

devam etmesinin esas alındığı belirtilmekte, 14. maddede yer bulan planlılık ilkesinde ise milli eğitimin gelişmesinin sosyal, ekonomik ve kültürel hedeflerle uyumlu bir şekilde, eğitim, iş gücü ve istihdam olanakları göz önünde bulundurulmak suretiyle, tarım ve sanayide ihtiyaç duyulan modernizasyonu sağlamak için ihtiyaç duyulan teknolojik ilerlemeyi sağlayacak mesleki ve teknik eğitime önem verecek şekilde planlanacağı ifade edilmektedir. Türk Milli Eğitiminin esaslarının belirlendiği kanunda mesleki ve teknik eğitime bu boyutta önem verilmesi anlamlıdır. Mesleki ve teknik eğitime verilen önemin karşılığını bulmasının sağlanması için atılacak ilk adım ise, bu okullardaki öğrencilerin eğitim öğretim sürecinden tam olarak faydalanmaları için okula devamlarının sağlanmasıdır.

2.6.3. MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği

Yürürlüğe ilk olarak 2013 yılında giren ve son değişikliği 01.09.2018 tarihinde yapılan Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde ortaöğretim kurumlarının amaçları belirlenmiştir. Bu amaçlar arasında bulunan ‘Öğrencilere çalışma ve birlikte iş yapma alışkanlığı kazandırılması, öğrencilerin günümüz ihtiyaçları doğrultusunda bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlanması, öğrencilere ortaöğretim seviyesinde ortak genel bilgi ve kültür verilerek onların hayata, mesleğe ve yükseköğretime hazırlanmasının sağlanması ve eğitim ve istihdam ilişkilerini sağlıklı bir şekilde

yürütmek için politika geliştirilmesi’ özellikle mesleki ve teknik eğitim ile doğrudan ilişkili görülmüştür.

Yönetmelikte mesleki ve teknik ortaöğretim okul/kurumlarının amaçları ise özetle; Tüm alanlarda sektörün ihtiyaç duyduğu vasıflı işgücünün yetiştirilmesi, mesleki ve teknik eğitim-öğenim gören bireylerin bilgilerinin sürekli güncel tutulması ve onlara meslek ahlâkı, girişimcilik ve sorumluluk bilinci kazandırarak bireylerin iş hayatına hazırlanması.’ şeklinde belirtilmiştir.

Mesleki ve teknik ortaöğretim okul/kurumlarında Anadolu teknik programı ve Anadolu meslek programı şeklinde iki farklı programda eğitim-öğretim yürütülmektedir. ATP’de merkezi yerleştirme sınavı puanı ile 9. sınıfta öğrenci doğrudan alana yerleştirilmekte, AMP’de ise alana yerleştirme 9. sınıfın bitiminde yapılmaktadır. Dala yerleştirme işlemi ise her iki programda da 10. sınıfın sonunda yapılmaktadır.

AMP’de alana yerleştirmede 9. sınıf yılsonu başarı puanının % 60’ı ile ortaokul başarı puanının % 40’ı toplanmakta, ortaya çıkan puana göre öğrenciler tercih ettikleri alana sistem tarafından öncelikli olarak yerleştirilmektedir. Öğrencilerin öğrenim görmek istedikleri dala yerleştirilmelerinde ise 10. sınıfta gördükleri alan eğitiminde gösterdikleri başarı önemli bir yer tutmaktadır, çünkü tercih döneminde bir dala ayrılan kontenjandan fazla talep oluşması halinde, 10. sınıf yılsonu başarı puanı yüksek olan öğrencilere öncelik verilmektedir.

Anlaşıldığı üzere öğrencinin öğrenim görmeyi planladığı alan-dala geçişinde başarı çok önemli yer tutmaktadır. Başarı için okula devam etmenin temel koşul olduğu düşünüldüğünde, mesleki ve teknik ortaöğretim okullarında öğrenim gören öğrencilerin okula devamının hayati öneme haiz olduğu aşikârdır.

Yönetmeliğin ikinci bölümünü ‘Geç Gelme, Devamsızlık ve İlişik Kesme’ oluşturmaktadır. Yönetmelikte geç gelmenin sadece birinci ders saati için idarece belirlenen süre ile sınırlı olduğu ve her beş geç gelmenin yarım gün devamsızlıktan sayılacağı ifade edilmiştir.

Yönetmelikte devam-devamsızlıkla ilgili olarak ise okula devamın zorunlu olduğu ve öğrencilerin okula devam etmesini sağlama yükümlülüğünün öğrenci velilerinde bulunduğu, Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 26. maddesi doğrultusunda okul yönetimlerinin, il/ilçe millî eğitim müdürlerinin ve ilçelerde kaymakam, illerde ise valilerin öğrencilerin okula kayıt olması ve devam etmeleri ile ilgili gerekli tedbirleri almaları gerektiği belirtilmektedir.

Yönetmelikte devamsızlık yapan öğrencilerle ilgili yapılacak iş ve işlemler ise şu şekilde açıklanmıştır:

Günlük toplam ders saatinin üçte ikisi ve daha fazlasına girmeyen öğrenciler bir gün devamsız sayılmakta, bu kriter dışındaki devamsızlıklar ise yarım gün sayılmaktadır. Devamsızlık ile ilgili bilgiler öncelikle öğretmen tarafından yoklama fişine işlenmekte, ardından da okul idaresi tarafından e-Okul sistemine işlenmektedir. Öğrencinin devamsızlık yaptığına dair bilgi okul idaresi tarafından posta veya diğer iletişim araçları yoluyla öğrenci velisine bildirilmekte ve velinin öğrencinin devamsızlığı ile ilgili (varsa) özür belgesini beş iş günü içinde okul idaresine ulaştırması gerektiği belirtmektedir. Devamsızlığın 5., 15. ve 25. günlerinde ise velilere resmi yollarla tebligat yapılmakta ve öğrencisinin okula devamını sağlaması istenmektedir. Özürsüz devamsızlık süresi 10 günü, özürlü-özürsüz toplam devamsızlığı ise 30 günü aşan öğrenciler, ders puanlarına bakılmaksızın derslerden başarısız sayılmakta ve bu durum öğrenci velilerine yazılı olarak bildirilmektedir.

Yönetmeliğin 160. maddesinde diğer tüm şartları taşısa dahi özürsüz devamsızlık süresi 5 günü geçen öğrencilerin takdir, teşekkür ve üstün başarı belgesi alamayacakları ifade edilmektedir.

Devamsızlık sebebiyle başarısız sayılan öğrenciler derslere devam ettirilmemekte, bir sonraki eğitim-öğretim yılında okula devam ettirilmektedir. Ancak kendilerine tanınan öğrenim hakkını tamamlamış bulunan öğrenciler açık öğretime ya da mesleki eğitim merkezine yönlendirilmektedir.

İlköğretime devam etmeyen öğrencilerle ilgili 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda idari ve mali yaptırımlar bulunmaktadır. Ancak, Ortaöğretim Kurumları

yönetmeliğinde her ne kadar devam-devamsızlıkla ilgili olarak okula devamın zorunlu olduğu ve öğrencilerin okula devam etmesini sağlama yükümlülüğünün öğrenci velilerinde bulunduğu, Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 26. maddesi doğrultusunda okul yönetimlerinin, il/ilçe millî eğitim müdürlerinin ve ilçelerde kaymakam, illerde ise valilerin öğrencilerin okula kayıt olması ve devam etmeleri ile ilgili gerekli tedbirleri almaları gerektiği hükmü bulunsa da, mevzuatta ortaöğretime devam etmeyen öğrencilere ve velilerine ne tür yaptırım uygulanacağı ve yöntemi konusunda bir açıklama bulunmamaktadır.

2.7. MEB tarafından Yürütülen ve Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Okullarında