• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2. ELEKTRONİK TEBLİGATIN TÜRK VERGİ SİSTEMİNE GETİRDİKLERİ

2.2.11. Yargı Sürecinde İşlerlik

Kişilere fiziki tebligat sistemiyle ulaşılamaması ülkemizde muhakemelerin uzamasının temel sebebidir. Dolayısı ile fiziki tebligat yerine e-tebligat sisteminin benimsenmesinin davaların kısa zamanda bitirilmesine ve adil bir yargılanmanın gerçekleşmesine önemli katkılar sağlar (Varol ve Baştürk, 2015: 267).

24 Vergi hukukunda idare ve mükellef arasında hukuki bir ilişki vardır. Bu ilişkiden kaynaklı bazı hak ve ödevler ortaya çıkmaktadır. Mükellef olan kimseler vergi borcunu süresinde ödemekle, beyanname verme ve defter tutma gibi bazı ödevleri yerine getirmekle görevlidir. Bu ödevlerin dışında mükellef yapılan işlemlerin haksızlığını ileri sürebilmek için yargı mercilerine başvurma hakkına sahiptir. Mükellefin tüm bu hak ve ödevlerden haberdar olması gerekir. İdarenin de alacağını tahsil etmek için mükellefi haberdar etmesi gerekmektedir. Aksi durumda ileride alacağın zamanaşımına uğraması gibi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

Vergisel işlemlerde tarh aşamasından sonra tebliğ gelir. Yükümlünün vergiden bilgisinin olması için tarh işleminin şahsına tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu bildirim sonrasında tebliğ işleminin muhatabı ya borcu kabullenip öder ya da işlem hakkında yasal itiraz haklarını kullanır. Bu durumda muhatap açısından idari ve yargısal sürecin başlaması tebliğ işlemi sayesinde gerçekleşmektedir. Bu açıdan usule uygun gerçekleştirilen tebliğin hem mükellef hem de idare tarafından farklı sonuçları söz konusu olmaktadır. Bunlar hem idari ve yargısal sürelerin başlaması açısından, hem verginin tahsili açısından hem de zamanaşımı üzerindeki etkisi bakımından değişiklik göstermektedir. İdari ve yargısal süreler açısından bakıldığında vergilendirme işlemlerine ilişkin hususların tebliği ile beraber idari ve yargısal süreler işlemeye başlamaktadır. İdari eylem ve işlemlerin uzun bir vakit uyuşmazlık çıkarması ve bir davaya konu olması olasılığı, vergilendirme işlemlerinin uzun süre işleyememesi ve sekteye uğraması durumuna sebep olmaktadır. Bu durumun önüne geçebilmek için vergi hukuku açısından da bir uyuşmazlığın yargı merciine getirilip dava konusu edilmesi için belli bir süre tayin edilmiştir. Bu aynı zamanda başvurulacak idari yollar açısından da söz konusu olmaktadır. Vergi mahkemeleri, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalara bakmakla görevli mahkemelerdir. Vergi mahkemeleri için genel dava açma süresi 30 gündür. Bu süre ilgilisine dava konusu edilebilecek işlemin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlamaktadır.

Yani usule uygun olarak gerçekleştirilen bir tebliğ işlemi sonrası o işleme karşı dava açma süresi işlemeye başlamaktadır. Kanunda öngörülen süre geçirildiği halde dava açma hakkı kaybedilmektedir. Ayrıca davanın bu sürenin son gününün mesai saati bitimine kadar açılması gerekmektedir. Usulüne uygun olarak yapılan tebliğ işlemi tahakkuk aşamasına geçişin başlangıcını oluşturmaktadır. Eğer tebliğ işlemi sonrasında hiçbir itiraz yoluna gidilmemiş ve dava açılmamışsa verginin tahakkuku

25 ve kesinleşmesi gerçekleşmektedir. İtiraz ya da dava açma yollarına başvurulmuşsa verginin tahakkuku ve kesinleşmesi ertelenmektedir. Bu bakımdan usule uygun yapılmayan bir tebliğ işlemi söz konusu ise bu tebliğ işlemi dayanak alınarak vergi tahakkuk ettirilirse bu tahakkuk işlemi de sakat olacaktır. Bu nedenle bu sürecin sorunsuz işlemesi ve verginin tahakkuk etmesi için tebliğin usule uygun yapılması gerekmektedir. Tahsil aşamasında yapılan yanlışlıklar yargısal denetime tabi olabilmektedir. Bu yargısal denetimde vergilendirme işlemlerinin ve bu işlemlerden tebliğin de usule uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği de incelenmektedir. Bu bakımdan tahsil işleminin hukuka uygunluğu da tebliğ işleminin sorunsuz gerçekleştirilmesine bağlanmıştır. Zamanaşımı bakımdan vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden takvim yılının başından başlayarak beş yıl içinde gerçekleştirilen usule uygun tebliğ ile verginin zamanaşımına uğraması engellenmektedir. Aksi halde tebliğ gerçekleştirilmezse ya da gerçekleştirilen tebliğ usule aykırı olursa vergi alacağı tarh zamanaşımına uğramaktadır. Ayrıca vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvuru yapılması, zamanaşımını durdurmaktadır. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı noktadan işlemeye devam etmektedir.

Fakat işlemeyen süre her hâlde ve takdirde bir yıldan fazla olamaz. Bunların dışında amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğramaktadır. Burada da tahsil zamanaşımının dolmaması için kesinleşen bir vergi alacağının beş yıl içinde tahsil edilmesi gerekmektedir. Kanunun 103. maddesinde tahsil zamanaşımını kesen hallere yer verilmektedir. Bunlardan bir tanesi de ödeme emrinin tebliğidir. Usule uygun ödeme emri tebliğ edilirse tahsil zamanaşımı kesilecek ve yeniden işlemeye başlamaktadır. Bu bakımdan ödeme emrinin tebliğinin usule uygun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Tebliğ usule aykırı olduğu takdirde zamanaşımının dolmasına neden olabilmektedir. Kanunen bir alacağın ister tarh zamanaşımı ister tahsil zamanaşımına uğramaması için belirlenen süreler içerisinde tebliğ edilmesi gerekmektedir. Aksi halde amme alacağı zamanaşımına uğrayacağından rızaen ödeme dışında tahsili mümkün olmamaktadır. İhbarnamelerin ya da ödeme emirlerinin usule aykırı tebliğ edilmesi ise zamanaşımı süresinin dolmasına engel olmamaktadır. Bu bakımdan belirlenen zamanaşımı süreleri içinde ihbarname ve ödeme emirlerinin tebliğinin usule uygun olarak yapılması gerekmektedir (Sadıç, 2016: 79-85).

26 Genel anlamda tebligat, yargılama için öngörülen makul sürenin aşılmasına neden olacak bir unsurdur. Tebligatın hazırlanması ve gerçekleştirilmesi ile ilgili savcı, hakim ve yazı işleri personelinden kaynaklı, PTT görevlilerinden kaynaklı, muhtarlıklardan kaynaklı gecikmeler olabilmektedir (Demirkol, 2012: 118).

Elektronik posta yoluyla tebligat uygulanılmasına başlanması, yargılamanın işleyişine ivme katarak taraf olan kimselerin bu süreç ile ilgili daha kolay ve çabuk bilgi sahibi olmalarına yardımcı olmaktadır (Börü, 2012: 410).

Benzer Belgeler