• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BĠLGĠLER

2.2. Yaratıcı Drama ve Anne Özyeterliği Ġle ĠliĢkisi

Drama kelimesini açıklarken yaratıcı dramanın unsurları dikkate alınmalıdır. Yaratıcı drama dran, drama, dramatik, dramatik oyun, dramatizasyon, kavramları ile tanımlanabilir. (Adıgüzel, 2006). Yaratıcı dramanın unsurlarından olan dran kelimesi drama kelimesinin Yunanca köküdür. "Dran: itmek, çekmek, yapmak, etmek, eylemek olarak tanımlanmaktadır" (Akt: Adıgüzel, 2006; Lehmann, 1986). Türkçede kullanılan dram kelimesi ise Fransızcadaki drame sözcüğünden gelmiş dilimizde acıklı olay anlamında kullanılmıştır (San, 1990).

Drama, bir rehber eşliğinde bir grupla drama sınıfı, alanı ya da atölyesinde rol oynama, doğaçlama gibi tiyatro tekniklerini kullanarak bir konunun, bir düşüncenin ya da bir olayın canlandırılmasıdır (Akyol, 2003). Bir başka anlatımda buna benzer olarak Adıgüzel 2007' e göre; "yaratıcı drama, herhangi bir konuyu, doğaçlama, rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak, bir grupla ve grup üyelerinin yaşantılarından yola çıkarak canlandırmalar yapmak" olarak tanımlanmıştır (Adıgüzel, 2007 ).

Dramatik kelimesi dramayı oluşturan anlık olayların niteliğini yansıtmaktadır. Drama da gerçekleşen her olay ve an dramatik anlar olarak ifade edilebilir. Dramayı dramatik anlar oluşturur ve dramatik anlar yaratıcılığın ve deneyimlerin ürünü olarak ortaya çıkar. Drama sınıfının gruplara ayrılarak yaptıkları her canlandırmada bir grubun üyelerinin aralarında yaptıkları eylemsel etkinliklerinde oluşan her an dramatik an olarak nitelendirilebilir. "Acıklı" anlamı bulunan dramatik kavramı tiyatro oyunu gibi yapılan olaylar dizgisi olarak da nitelendirilmektedir (Gönen ve Uyar,1999; San, 2004).

Yaratıcı drama bir grubun varlığını gerektiren bir çalışmadır. Grup üyeleri canlandırma tekniklerini kullanarak oynadıkları her etkinlikte diğerleriyle iletişime girer. Üyeler diğer katılımcılarla uygulama yaşantıları arttıkça daha fazla etkileşim halinde olurlar. Bu da onlara sosyalleşme imkânı olanağı sunmaktadır. Sosyal duygusal becerilerde katkı sağlayan yaratıcı drama aynı zamanda özgüven sağlayıcı bir role sahiptir. Albert Bandura‟nın sosyal öğrenme teorisinde özyeterlik için hayali tecrübe, geçmiş yaşantılar, psikolojik canlandırma ve ikna kavramlarının öncelik olduğunu ifade etmiştir. Özyeterlik kavramı psikolojik canlandırmayla yani dramayla ilişkilidir. Birey canlandırmalarda hem bir sosyalleşme süreci yaşarken hem de kendi kişisel gelişimine katkı sağlamaktadır. İletişim becerilerinin artması, kendini farklı teknikler ve yaratıcılığını kullanarak ifade etmesi özgüven kazanmasına ve bu bağlamda özyeterliğin artmasında etkili olmaktadır (Bandura, 1983).

Dramatik oyun çocukların keşfettikleri ve çevrelerindeki tüm karakterleri ve hareketleri taklit ettikleri özgür bir ortamda oynanan oyundur. Bu tür oyunlar bir grubu gerektirir, bireysel değildir, anlıktır, süresi kestirilemez, temel olarak öykünmeye dayanır. Bir anda başlar ve bitişi belli olmayan, rollerin var olduğu senaryo ve metnin olmadığı doğaçlama ve rol oynama tekniklerinin kullanıldığı, gelişimini gündelik yaşantılardan alan bir süreçtir (Pollisini, 1994).

Dramatizasyon yazılı bir metne göre bir konunun canlandırılmasıdır (Adıgüzel, 2013). Metin ya da öykü çocuk merkezli düşünülerek seçilmelidir. Dramatizasyon tekniğinde eğitmen daha aktiftir. Lider metni okur ve çocukların canlandırmasını veya bir öyküyü yarıda keserek drama olarak devam ettirmelerini ister. Zaman zaman gerekli gördüğünde role girip komutlar verebilir (Adıgüzel, 2011).

Bu bilgilere bakarak dramayı herhangi bir konu üzerinde doğaçlama ve rol oynama teknikleriyle dramatik anlardan oluşan ezbere dayalı olmayan sahne oyunları gibi canlandırma yapmak ve yapılan canlandırmalar olarak tanımlayabilmek mümkündür. Dramada katılımcılar gerçek dünyada yaşadıkları deneyimlerinden yola çıkarak bir hayali dünya oluştururlar. Tasarladıkları bu dünyada rolleri ve durumları canlandırırken olaylar ve ilişkileri inceleme yeteneğini kazanırlar (O‟Neil ve Lambert, 1991). Bu durum katılımcılara analiz, yorumlama ve bunu başkalarına

aktarma kabiliyeti sağlar. Bununla beraber daha yaratıcı olmaya teşvik eder. Örneğin, bir annenin durumları ve olayları daha iyi ilişkilendirmesi, yorumlaması ve başarılı sonuçlara ulaşması, iletişim becerisini geliştirmesi ebeveyn olarak çocuklarına daha iyi öğretici olmasını sağlayacak ve anne özyeterliği artacaktır. Bu gibi nedenler yaratıcı dramanın özyeterlikte etkili olduğunu göstermektedir. Yaratıcı dramanın, toplumsal becerilerin öğretilmesinde bir yöntem olarak kullanılmaya elverişli olduğu söylenmektedir (Akt. Önalan Akfırat, 2006; Akın, 1993; De La Cruz, 1995; Freeman, Sullivan, ve Fulton, 2003; Gresham ve Elliot, 1990; Hedahl, 1980; İpek, 1998; Kocayörük, 2000).

Drama kişinin özyeterlik algısına, özgüvenine, sorumluluk duygusuna katkı sağladığı gibi problemlere çözüm yolları üretmede, yaratıcılığın gelişmesinde ve empati becerisinin oluşmasında etkilidir (Çaykuş, 2015). Dolayısıyla çocuğun hayatının ilk yıllarında drama çalışmalarına yer verilmesi çocukta olumlu sosyal becerilerin gelişmesine ve daha sağlıklı arkadaşlık ilişkileri kurmasına ve devamlılık arz eden ilişkilere katkı sağlamaktadır (Eti, 2010). Drama çalışmalarının bireye bir diğer katkısı ise, katılımcılara türlü toplumsal rolleri ve sorunları inceleme fırsatı sunmasıdır. Çeşitli sosyal sorunların canlandırılması bireylerin, toplumu ve toplumdaki ilişkileri daha iyi kavramalarını sağlamaktadır. Bu etkileşimler sırasında problemleri çözmeye yönelik çalışmalarda deneyim kazanılmakta, aynı zamanda kişinin kendini savunma ve kendine saygı duymasının, kendi potansiyelini keşfetmesine yardımcı olmakla birlikte yaratıcı drama eğitimi alan çocuklarda da sosyal duygusal öğrenmelerinin geliştiği görülmektedir. (Önder, 1999; Önder, 2003; Üstündağ 2002; Peter, 2003; Moneta ve Rousseau, 2007).

Benzer Belgeler