• Sonuç bulunamadı

1.1. Darwin’in Evrim Anlayışının Temel İlkeleri

1.1.4. Yapay Seçilim

Yapay seçilim, Darwin’in doğal seçilimin işleyişini keşfetmesi bakımından onun araştırmalarında büyük rol oynamıştır. Öyle ki yapay seçilimi, temelde, yaşamdaki değişime insan eliyle yapılan özel ve kısıtlı müdahale ile izah eden Darwin, bu mekanizmanın -yetiştiriciler ya da insanlar vasıtasıyla- evcilleştirilmiş hayvan ve bitki çeşitlerini değişikliğe uğratması ile doğanın da türleri bir seçilim süreci içinde değiştirmesi arasında bir benzerlik kurmuştur.61 Bu noktada Darwin, Alfred Russel Wallace’a yolladığı 6 Nisan 1859 tarihli mektupta şu ifadeleri kullanmaktadır:

“Evcilleştirilmiş yapılar üzerine çalıştıktan sonra Seçilimin değişimin ilkesi olduğu sonucuna vardım ve ardından Malthus’u okuduktan sonra bu ilkenin nasıl uygulanacağını gördüm.”62

Özellikle doğal seçilimin işleyişini ortaya koyabilmek için yapay seçilime sık sık temas eden ve ikisi arasında karşılaştırmaya giden Darwin, bu doğrultuda, insan eliyle gerçekleştirilen seçimde, değişimlerin belli yönlerde insanın istenciyle biriktirildiğini ve bu faaliyetin doğanın etkisi altında en uyumlu olanın yaşamını sürdürmesine karşılık geldiğini dile getirmektedir.63 Başka bir deyişle doğal seçilimde çevre koşullarına uyum sağlamaya yarayan bireysel özellikler ön plandayken; yapay seçilimde etken olan;

kendisi için en iyisini seçen hayvan ve bitki yetiştiricileridir.64

Darwin’e göre doğal seçilimi yapay seçilimden ayıran özelliklerden bir diğeri ise onun açığa çıkması için insanın çabalarıyla karşılaştırılamaz ölçüde uzun bir zamana ihtiyaç duymasıdır ki bu doğal seçilimin işini kolaylaştırmaktadır.65 Öyle ki doğal seçilim milyonlarca varyasyon üzerinden hareket ederken; yetiştiriciler, ürettikleri

61 C. Kenneth Waters, “The Arguments in Origin of Species”, The Cambridge Companion to Darwin, Jonathan Hodge, Gregory Radick (ed.), Cambridge Press, Cambridge, 2009, s. 122; Janet Browne, Türlerin Kökeni Charles Darwin, çev. Orhan Düz, Versus Kitap, İstanbul, 2016, s. 53.

62 Frederick Burkhardt, Charles Darwin’s Letters a Selection 1825-1859, Cambridge University Press, United Kingdom, 1998, s. 203.

63 Darwin, 1876, s. 107-108.

64 Mayr, 2016, s. 153-154.

65 Darwin, 1876, s. 64.

28

hayvanların -kendi yararlarına göre- birkaç özelliğine dikkat kesilmektedir66: ““Yapay seçilim” zanaatkârların doğayı nasıl yonttuğunu gösteriyordu; Doğa’nın “seçen” eli çok daha üstündü.”67

Diğer taraftan Darwin’in yapay seçilimi, yöntemli seçilim ve bilinçsiz seçilim olmak üzere iki yönlü ele aldığını söylemek mümkündür. Öyle ki, ilk olarak, yetiştiriciler kendileri için daha yararlı ırklar üretebilmek amacıyla hareket etmektedirler ve bu yönüyle seçilim, hızlı ve yöntemlidir ancak bu üretim tarzı yüzyıllar içinde hayvanlarda yavaş yavaş değişime ve gelişime yol açmaktadır ve yapay seçilimin bu yönü, Darwin’e göre, bilinçsiz olmakla birlikte doğadaki süreçle benzerlik taşımaktadır.68

Yapay seçilimin bilinçsiz seçilim olarak adlandırılan ikinci yönü ise Darwin tarafından, doğa ile benzerlik taşıdığı düşüncesi üzerinden ele alınmaktadır. Ona göre bilinçsiz seçilim, soyu değiştirme hedefinde olmaksızın ve bir nesilden iki ayrı kuşak üretme gibi amaçlar gütmeksizin69 en yararlı ve en güzel hayvanların seçilmesidir ve bu mekanizmanın altında birçok tür, iki, üç yüzyıl boyunca fark edilebilir bir biçimde değişime uğramışlardır.70

Bilinçsiz seçilimin işleyiş tarzı ile ilgili olarak Darwin, kabilelerde, topluluklarda özellikle kıtlık zamanlarında evcil hayvanlar arasında en iyi ya da en faydalı olanların korunmasına gösterilen özeni örnek vermektedir. Daha faydalı olanın korunması sayesinde söz konusu hayvan sonraki kuşaklara türdeşlerine nazaran daha çok tohum bırakma şansı elde edebilmiştir.71

Burada dikkat edilmesi gereken husus ise şu şekilde açıklanabilir: Yapay seçilim bir taraftan yöntemli ve bilinçli bir faaliyetken diğer taraftan bu bilinçli yetiştirme

66 Adrian Desmond, James Moore, Darwin, çev. Ebru Kılıç, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2017, s. 330.

67 Desmond, Moore, a.g.e., s. 519.

68 Darwin, 1876, s. 25; 80.

69 Darwin, a.g.e., s. 26.

70 Darwin, a.g.e., s. 270.

71 Darwin, a.g.e., s. 26.

29

sayesinde türün devam eden kuşaklar boyunca oldukça yavaş işleyen bir süreç içinde değişmesi ve gelişmesi en başından beri amaçlanmamış ve neticede bu sonuç, bilinçsizce ortaya çıkmıştır. Başka bir deyişle yöntemli seçilim, gözlem altında, bir arzuyu gerçekleştirebilmek için bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmekteyken; bu esnada seçilimin zorunlulukla istemimizin dışında uzun vadede yavaş yavaş değişiklikler yapması sonucu kasıtsızça, eşdeyişle, bilgimiz ve isteğimiz dışında ortaya çıkan farklılıklar bilinçsiz seçilimin bir sonucudur.72 Böylece yapay seçilimin bilincimiz dışında gerçekleşen ikinci yönü, onu doğa ile daha uyumlu kılmaktadır. Nitekim insan tarafından bilinçli olarak başlatılan bu müdahale, uzun vadeli bakacak olursak, doğadaki değişim süreci altında, insan bilincinden bağımsız şekilde doğayla iç içe bir biçimde sürüp gitmeye devam etmektedir.

Darwin, yapay seçilimi izah ederken bitkiler üzerinden de örnek vermektedir.

Bu doğrultuda klasik çağda yaşayan bostancıların ekim faaliyetlerine değinen Darwin, onların en iyi çeşidi üretebilmek için seçimlerini buna göre yaptıklarını ve içlerinden işe yarar sonuç verenlerini tercih edip korumaya almalarıyla bugünkü harika meyvelerin elde edildiğini söylemektedir.73

Darwin, yapay seçilimin yalnızca dış yapıdaki görünür değişimlere ilişkin seçim yapabildiğini, iç değişimleri umursamadığını dile getirmekte ve üretimi olanaklı kılan söz konusu değişimlerin doğa tarafından verildiğini ifade etmektedir.74 Öte yandan Darwin’e göre insan, doğası gereği, her yeniliği değerlendirme arzusuna sahip olduğundan, en ufak değişikliklerle bile iş görebilmektedir.75 Ortaya çıkan bu yenilikler ya da değişimler seçilim için gerekli zemini sağlamakla birlikte söz konusu insan faydası olunca yetiştirilen canlıların sayısı ve üreme için elverişli şartlar yararlı üretim

72 Michael Ruse, “The Origin of Species”, The Cambridge Encyclopedia of Darwin and Evolutionary Thought, ed. Michael Ruse, Cambridge University Press, New York, 2013, s. 96.

73 Darwin, 1876, s. 27.

74 Darwin, a.g.e., s. 28.

75 Darwin, a.g.e., s. 28.

30

şansını arttırmaktadır.76 Böylece ister yöntemli ve hızlı isterse de bilinçsiz, yavaş ama etkili olsun, -yapay- seçilimin biriktirici etkisi baskın güç olarak karşımıza çıkmaktadır.77

Evcil canlıların evrimsel sürecini insan eliyle müdahale edilmesi anlamında

dışsal olarak inceleyen Darwin, ardından onların içsel sürecine temas etmektedir. Bu hususta yapay seçilimle üretilen evcil hayvanların da değişimin etkisi altında olduğunu dile getiren Darwin, bu canlıların evcilleşmesinin değişmelerinin durduğu anlamına gelmediğini -ki böyle bir organik varlık örneği gösterilememektedir- tıpkı yabanıl hayvanlarda olduğu gibi insan eliyle üretilen canlıların da değişim hususunda iki etkene tabii olduğunu ifade etmektedir. Bunlar organizmanın doğası ve koşulların doğası olarak adlandırılmaktadır.78 Darwin, evcil ırkların oluşması hususunda koşulların doğasının organizmanın doğasına bağlı olduğunu dile getirmekte, bu doğrultuda yaşam koşullarını, yanıcı bir maddeyi göz önünde bulundurarak bu tutuşabilir kütleyi alevlendiren kıvılcıma benzetmektedir.79 Nitekim Darwin’e göre organizmadaki benzer değişimler farklı koşullar altında gerçekleşebildiği gibi farklı değişiklikler de benzer koşullar altında meydana gelebilmektedir.80 Böylece Darwin, organizmanın -içsel- doğasının (nesiller boyunca kalıtım ile edinilmiş özelliklerinin) yaşam koşullarına nazaran ön planda olduğunu savunmaktadır.81