• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. YAHYA KEMAL’İN ŞİİRLERİNDE CÜMLE TİPLERİ

2.2. Yapılarına Göre Cümleler

Basit Cümleler

Kuruluşunda tek yüklemin bulunduğu cümlelere104 basit yapılı cümle denir. Yüklem çekimli bir fiil veya ek-fiille çekimli ekler getirilerek isim olabilir.

a. Olumlu isim cümlesi

Bir neferdir bu zafer mabedinin mimarı (KGK/ 31) Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı (KGK/ 87) b.Olumsuz isim cümleleri

Ör: Kaç defa geçtiğim bu sokaklar bugün yine sessizdiler (KGK/ 301) Vaktiyle öz vatanda bizimken bugün niçin Üsküp bizim değil (KGK/710) O ülkelerde gezerken şimdi kayıtsızım (KGK/ 735)

103 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul 1998, s.379-384.

104M.Mehdi Ergüzel, Türk Dili, Yargı yayınları, Ankara 2014, s. 163.

Cihan ve ben artık eski halette değiliz (KGK/ 733) c. Olumlu fiil cümleleri

Ör: İstanbul’a artık bu dönüş son dönüş olsun (KGK/ 637) Ey gönül fecre az zaman kalıyor (KGK/ 573)

Sihirli rüzgar bu toprakta daima eser (KGK/ 367) ç. Olumsuz fiil cümleleri

Ör:Çok insanlar eski müsikiden anlayamaz (KGK/ 354) Yaşı bastı nice yıldır o yerleri görmedim (KGK/ 673) Bu anda kalbinde taş gibi bir sızı duymaz (KGK/ 782)

Sıralı Cümleleri

Tek başlarına da birer anlam taşıyan, birden fazla cümlenin virgül veya noktalı virgülle105 bağlanan cümlelere sıralı cüleler denir.

Ör: Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden (KGK/ 811) Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter (KGK/ 840)

Bağlı Cümleler

Tek başlarına da birer anlam taşıyan,106 bağlaçlarla bağlanan cümlelere bağlı cümle denir. a.ki’li bağlı cümleler

Ör: Manevi rahata bir çerçeve yapmiş ki gören başka bir alemi görmekle geçer kendinden (KGK/295)

b.ve’li bağlı cümleler

Ör:Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan (KGK/ 112)

Birleşik Cümleler

Anlam ve şekil ilişkileri olan birden fazla yargının bir araya gelmesiyle kurulmuş107 cümlelere birleşik cümleler denir.

a.Şartlı birleşik cümleler

Ör: Fani ise semalar gibi engin ise ruh, doğmak yaşamaktan ne çıkar dünyada (BŞ/ 3465) b.İç içe birleşik cümleler

105 Gülden Sağol Yüksekkaya, Türk Dili Kitabı, Duyap yayıncılık, İstanbul 2006, s.146 106 Age. s. 147

Ör: Bir kerre görenlerse o Rabbı Ezel-i, dil-mesti-i rü’yetle “enelhak” dediler.

2.3. “ki” Yapılı Cümle

Ki Yapısı Hakkında Görüşler

Muharrem Ergin ki’li cümleleri: ‘’Yabancı asıllı olan ve Türkçe için normal olmayan bu birleşik cümle Farsçadan geçmiş bulunan ki edatıyla ve onun Türkçesi olarak eskiden kullanılan kim edatıyla yapılan birleşik cümledir.’’108 tanımladığı birleşik cümleler adı altında değerlendirmiştir.

Tahsin Banguoğlu, ki’li birleşik cümleyi tümleme birleşik cümleleri içinde ilinti zamiri cümlesi olarak adlandırır.109Vecihe Hatipoğlu, sınılandırmasında ki’li birleşik tümce, bağlaçlı tümceler içerisinde yer alır.110Tahir Nejat Gencan, ki’li birleşik cümleleri, bağlı önermelere dahil eder ve ‘’ki’’ ile bağlanan önermeler şeklinde bir alt başlıkta değerlendirir.111Leyla Karahan’a göre ‘’ki’’ bağlama edatı da tümceler rasında çeşitli görev ve anlam ilgileri gören edatlardan biridir. Sınıflandırmada ‘’ki’’ bağlama edatı ile bağlanan cümleler şeklinde bir başlık açmıştır.112

Bağlama Edatlarıyla Bağlanan Cümleler

Türkçede cümleler arasında bağlantıyı sağlayan çok sayıda bağlama edatı vardır. Bu edatlar yardımıyla aralarında anlam ilişkisi olan iki veya daha fazla cümleyi birbirine bağlamak mümkündür. Edatların görevi, sıralama, karşılaştırma, benzetme, açıklama, sebep, sonuç, amaç, karşıtlık, eşitlik, beraberlik vb. Anlamlarla cümleleri birbirine bağlamak, aralarındaki ilişkiyi vurgulamak ve ilişkinin yönünü belirlemektir. Bağlantıyı, başka unsurlar da destekler, pekiştirir.113Ki, bir cümleyi bir cümleye veya cümle topluluğuna, bir cümle topluluğunu da bir başka cümleye114 veya cümle topluluğuna bağlayarak bunlar arasında açıklama, sıralama, karşılaştırma, sebep, sonuç, amaç gibi anlamlar çerçevesinde ilişkiler kurar.

108Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi. s. 383. 109Tahsin Banguoğlu, age, s. 546-549. 110Vecihe Hatipoğlu, age. s.146-147. 111Tahir Nejat Gencan, age, s. 153.

112Leyla Karahan, Türkçenin Söz Dizimi, s.80. 113Leyla Karahan, age, s.85

“ki” bağlama edatı ile bağlanan cümleler:

Uhrevi bir kapı açmış buradan gökyüzüne

Ta ki geçsin ezeli ezeli rahmete ruh orduları... (KGK / 30) Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı! ( KGK/ 102) Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yar! (KGK/ 103) Gittim o son diyara ki serhaddidir yerin; (KGK/ 105) Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan. ( KGK/ 112) Duydum ki ruhumuzla bu gurbette sendeniz. ( KGK/ 122)

O deha öyle toplamiş ki bizi, yedi yüz yıl süren hikayemizi ( KGK/ 137) Bir terennüm ki hem geniş, hem şuh ( KGK/ 148)

Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale; ( KGK/ 213)

O ki bir ihtişamlı dünyaya ses ve tel kudretiyle hakimdi ( KGK/ 161) Manevi rahata bir çerçeve yapmış ki gören ...kendinden geçer ( KGK/ 295) Gönlüm isterdi ki mazini dirilten san’at, ( KGK/ 351)

Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık, ( KGK/ 411) O kadar komşu ki dünyaya duvar yok arada, ( KGK/ 425)

Mevsim sonu öyle bir zaman ki gaaip bir musikiydi sanki ( KGK/ 498) Madem ki şimdi her biri kalbimdedir benim. ( KGK/ 675)

Dedi ki: İstanbul muhasarası başlarken aldığım gaza yarası ( KGK/ 694) Bu defa farkına vardım ki ihtiyarlamışım. ( KGK/ 730)

Demek ki alemin artık göründü serhaddi. ( KGK/ 739) Dedim ki: Hazret-i İsa da genç imiş o zaman. ( KGK/ 750) Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere. ( KGK/ 773) Yalnız duyan yaşar sözü, derler ki, doğrudur ( KGK/ 791) Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi. ( KGK/ 798) Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler. ( KGK/ 809) O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla ( KGK/ 878) Altında gür deniz ki ezelden köpüklüdür ( KGK/ 899) Demek ki böyle bahar örtüsüyle örtülüler! ( KGK/ 940) Bildim ki ahiret denilen yerdedir beşer ( KGK/ 988) Sezdim ki gövdesizdi, hayaliydi boyları ( KGK/ 990) Kamildir o insan ki yaşar hatıralarla ( KGK/ 998)

Sandık ki uçtu gitti bir altın kanatlı kuş ( KGK/ 1012) Bilmez ki sen ve ben hepimizdir tapındığı ( KGK/ 1068) Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler, ( KGK/ 1131) Sen miydin o afet ki dedim, bezm-i ezelde ( KGK/ 1158) Baktım ki deniz insanı durgun suyu yardı ( KGK/ 1203) Madem ki deniz ruhuna sır verdi sesinden ( KGK/ 1206) Aldanma ki sen bir susamış ruh, o bir aç ( KGK/ 1212) Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok dibi, ( KGK/ 1258) Gördük ki yer yüzünde ilahlar gezinmiyor ( KGK/ 1408) Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli ( KGK/ 1425) Kızgın benizleriz ki parıldar görünmeden ( KGK/ 1494) Madrid’de kahvehaneyi gördüm ki havradır ( KGK/ 1524) Bir yerdeyiz ki söz denilen şey palavradır. ( KGK/ 1525) Eflakden o dem ki peyam-ı kader gelür (EŞR / 1535) Derk ettiler ki merkad-i pak-i Muhammed’e (EŞR / 1541) Hakan ki at sürünce bir ikli-i düşmene ( EŞR / 1547) Hakka ki ser-firaz-ı cihan oldu tuğlar (EŞR/ 9-19) Son savletinle vur ki açılsın bu surlar (EŞR/ 1713) O dem ki şevk ile taban olur gönül gönüle (EŞR/ 1751) Gönül ki özge hümadır kalır mı yerde Kemal (EŞR/ 1949) Bu şeb mest ol ki tali’ vasıl-ı yar etti sasınlar (EŞR/1964) Bir hıyabandır ki hasret kuyüı canandan geçer (EŞR/ 1976) Bezm-i Cemşid’de devran ki kadehlerle döner (EŞR/ 2013) Yarin ki her tebessümü dağ üstü bağ olur (EŞR/ 2057) Hazan ki durmadan evrakı su-be-su dökülür (EŞR/ 2068) Demdir ki ayş u nuş ile ifna-yı tendeyiz (EŞR/ 2108) Ta ki seyretsün felek ol şuh çğzmüş kakülü (EŞR/ 2127) Gittin amma ki kodun hasret ile canı bile ( EŞR/ 2166) Şükür Allah’a ki gördüm bu mubarek sinde (EŞR/ 1299) O gülzarın ki ateşdir gülü şebnem kabul etmez ( EŞR/ 2220) Yad et ki sevişdikti ilahi Adalarda! (EŞR/ 2256)

Bir gülşene vardık ki uzak mihr ile mehden ( EŞR/2349) Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın ( EŞR/ 2391) Derdim ki rubaisini nazmetmelisin ( R/ 2426)

Mey sun ki sabah erken içenler o meyi ( HRTS/ 2600) Hallaak ki hilkatleri eyler terkib ( HRTS/ 2606) Onlar ki edüp fezail ü adabe ( HRTS/ 2618) Madam ki kaldı şevkin ancak namı (HRTS/ 2638) Bir bezm-i ermiş ki nice bin Cemşid’e (HRTS/ 2644) Bir kasr ki görmüş nice bin Behram’ı (HRTS/ 2645) Efsus ki mevsimüi civani geçti (HRTS/ 2654) Madam ki yoklultur işin akıbeti ( HRTS/ 2660) Onlar ki gelip bu dehre pürücuş olarak ( HRTS/ 2666) Hayyam ki dikti haymeler hikmetten ( HRTS/ 2730) Gül der ki yüzüm kadar güzel yüz yokken ( HRTS/ 2726) Akl ehli olur ki yar-ı simin-tenle ( HRTS/ 2748)

Ecram ki asmanda rahşandırlar ( HRTS/ 2750)

Bir koldu ki sarmaştığı yer gerden-i yar ( HRTS/ 2757) Sen mey nuş et ki rahat-ı ruhundur ( HRTS/ 2770)

Hemşehr-i mey ol ki milk-i Mahmud budur ( HRTS/ 2774) Zevk et ki hayattan da maksud budur ( HRTS/ 2777) Mey nuş edelim ki bi-haber kaldıkça ( HRTS/ 2788) Ecza-yı kadeh ki artık olmuş peyvest ( HRTS/ 2798) Bir vak’adır ki ... ( BŞ/ 2945)

Sen ki: (BŞ/ 3011)

Gelen bu ses ki yer altında çeşmelerdendir ( BŞ/ 3113) Yalnız adınla ülfetimiz var ki eskidir ( BŞ/ 3159) Kudsi o tairiz ki neva bilmeyiz nedir ( BŞ/ 3245) Ferda ki henüz gelmedi feryad etme ( BŞ/ 3271)

Kim ki der sevdaya düşdüm ateş işler canıma ( BŞ/ 3303) Korkarım zıra ki sevdalanmasın cananıma ( BŞ/ 3304) Efsun ki semaye-i ömr oldu heder ( BŞ/ 3296)

Farzet ki Saba melikemizdir ( BŞ/ 3421)

Bazan vekil olur ki oynar çelik çomakla ( BŞ/ 3442) Gördüm ki nur içinde yanar bedr-i cazibi ( BŞ/ 3593) Derdim ki rubaisini nazmetmelisin ( R/ 2426)

Bir kasra ki gözler göremez gökle yeri ( R/ 2445) Hayyam ki her bahsi açar sagarden ( R/ 2499) Bir meclise vardık ki sebu-yı mey boş ( R 2564) Efsun ki şimdi ruhsuzdur bedenim ( R/ 2594) Yukarıda sıraladığımız örneklerde

“Ki” bağlama edatıylakurulmuş 102 cümle bulunmaktadır.

“ve” bağlacıyla kurulan cümleler:

Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan (KGK/112) Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime (KGK/ 317) Çok insane anlayaaz eski musikimizden

ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden (KGK/ 354 - 355)

Yüz elli yıl sıra dağlar birer birer yücelir

Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden (KGK/ 370 - 371)

Her geçildikçe basılmış ve düzelmiş toprak (KGK/ 433) En sevilmiş ve gezilmiş yeri var (KGK/ 550)

Yalnız bizimdi çehre ve rûhiyle bizdi o (KGK/ 701) Ölenler en sonu kurtuldular bu dağdağadan

Ve göz kapaklarının arkasında eski Vatan (KGK/ 719 -720)

Cesed çürür ve tahayyül kalırsa insanda (KGK/ 752) Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını (KGK/ 793) Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler (KGK/ 808) Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

Ve arkasında güneş doğmıyan büyük kapıdan (KGK/ 826 - 827)

Gönülü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter

Ve serin serviler altında kalan kabirinde (KGK/ 838 - 839)

Musikisiyle bir alem kesilir çalkantı

Allâha şükretip duruyorlar ve kolkola

Sessiz yavaş yavaş dalıyorlardı bir yola (KGK/ 993 – 994) Duymuş ve söylemişti çelikten sadâ ile (KGGK/ 1431) Yayar bu mahfile asabı gevşeten bir bu

Ve gözleriyle derinden bakar gülümserler (KGK/ 1480 - 1481)

Somaki kurnalarından gümüş sular dökülür

Ve hep civâra serilmiş kadîfe dîvanlar (KGK/ 1484 - 1485)

Lâkin bu cins.imiz daha dişlek ve zorludur (KGK/ 1502) Nemrûd eder işkence ve bilmez de neye (R/ 2429) Geldik kaldık ve gittik ammâ ne içün (HRTS/ 2632) Mey nûş etmek ve neşvedir âyînim (HRTS/2698) Mey nûş eyler ve kâsesin tâşa çalar (HRTS/ 2749) Tam elli beş yaşında ve Biblosdayım bugün (BŞ/ 3171) Dilşâd olur ve kırlara doğru şikesteper (BŞ/ 3625) Tuyûrızemzemesâ nağmesâz olur ve su.lar

Hazin hazin çağıldar latif kırlarda (BŞ / 3635 - 3636

Yukarıda sıraladığımız örneklerde “Ve” bağlacıyla kurulmuş27 cümle bulunmaktadır.

Benzer Belgeler