• Sonuç bulunamadı

12 Öğrencilerin MO Yeterlikleri İle Zenginleştirilen Öğretim Hakkındaki Görüşlerinin

2.4. Yapılandırmacılık

İçinde bulunduğumuz yüzyıl bireyin değişen yaşam koşullarına uyum sağlamasını en önemli ihtiyaç haline getirmektedir. Bu uyumsama şüphesiz bireyin aldığı eğitimin kalitesiyle daha üst seviyelere taşınabilecektir. Bireyin aldığı eğitimle öğrendiği bilgileri hayata aktarması, bu bilgileri aktif bir şekilde oluşturması ile ilgilidir. Öğrencinin ihtiyaç duyduğu bilgileri aktif olarak oluşturabilmesi öğrenmenin boyutu ile ilgili bir durumdur. Gelişen teknoloji ile değişen hayat şartları öğrenmenin önemini arttırmış bu konuda araştırmalar yapılmış ve öğrenme ile ilgili birçok kuram ortaya atılmıştır. Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, öğrenmenin değişen boyutunu değiştiren “Yapılandırmacılık (Constructivism)” kuramı da bunlardan biridir.

Yapılandırmacı yaklaşım ilk kez 1688-1744 yılları arasında, Giambattista Vico tarafından yazılı kaynaklarda yer verilmiştir. Vico, “İnsan beyni ancak kendi yarattığını bilebilir” diyerek

36

önemi gitgide artan bir kavram olarak yapılandırmacılığı hayatımıza kalıcı olarak kazandırmıştır (akt. Delil ve Güleş, 2007).

İlgilendiği alanın bilginin doğası ve elde ediliş şekli olan yapılandırmacılık kuramı; bilginin nasıl oluştuğunu, insanın bilgiyi nasıl elde ettiği ile ilgilenir (Altun, 2014). Yapılandırmacılık öğrencilerin bilgileri anlamadan ezberlemelerine değil yeni bilgiyi oluştururken bireysel olarak aktif bir görev üstlenip eski bilgileriyle bağlantı kurarak yenilerini oluşturmalarına önem vermektedir. Yapılandırmacılıkta iki önemli öğrenme unsuru vardır. Birincisi bilginin oluşumunu sağlayan aktif çabadır. İkincisi ise eski ve yeni bilgilerin arasındaki bağlantıların oluşturulması yeni bir bilginin öğrenilmesi için gerekliliğidir (Olkun veUçar, 2014).

Fosnot (1996) ve Jonassen, Peck ve Wilson (1999) ‘a göre yapılandırmacılık bir öğretme tanımı değil, öğrenme kuramıdır ve genel ilkelerini şu şekilde maddeleştirilmiştir.

1. Bilgi aktarılmaz, yapılandırılır.

2. Öğrenme gelişmenin kendisi olup, gelişimin bir sonucu değildir. Öğrenen kendi öğrenmelerini şekillendirmede aktif olmalıdır. Öğretmen öğrencilerin sorularını sormalarına, hipotezler oluşturmalarına, kendi fikirlerini deneyip test etmelerine olanak sağlamalıdır.

3. Öğrenmede hatalar önemli bir yere sahip olup, hafife alınmamalıdır. Öğrencilerin öğrenmelerine yardım edecek açık uçlu, gerçek durumlardan araştırmalar, anlamlı içerikler sunulmalıdır.

4. Yansıma öğrenmeyi hızlandırır. Öğrenciler öğrendiklerini bir araya getirdiklerinde, deneyimlerini biriktirip yazdıklarında veya tartıştıklarında öğrenme daha kolay hale gelir.

5. Bilginin yapılandırılmasında iletişimin önemli bir yeri vardır. Sınıf etkinlikleri öğrencinin ilgisini çekmeli, onlara hitap etmelidir. Birlikte ortaya çıkarılan fikirlerin kabul görmesi daha kolay olup kalıcılığa olumlu bir etki sağlamaktadır.

37

6. Öğrencilerin anlamlandırmaları, yapıların gelişimi öğrenmeyi oluşturur. Aynı zamanda öğrenme; deneyimlerin genellenmesi, daha önce yapılandırılmış bilgilerin yeniden organize edilmesiyle oluşur (akt. Arkün ve Aşkar, 2010).

Alexander (1999) ve Durmuş (2001)’a göre bu ilkeler temelinde yapılandırmacı bir öğrenme ortamının özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanmıştır;

1. İlk olarak temel kavramlar tanımlanmalı, ortak tartışmalar için zemin oluşturulmalıdır.

2. Öğrenciler bilgiyi oluştururken tecrübe edecekleri ortamlar hazırlanmalıdır. Somut materyallerden yararlanılmalıdır.

3. Kullanılan örnekler günlük hayat durumlarını içermeli yani bağlamsal olmalıdır.

Seçilen örneklerin öğrenci için anlamlı olmasına dikkat edilmelidir.

4. Öğrencilerin kendi bakış açılarını sahiplenmelerine fırsat verilmelidir.

5. Öğretmen ve öğrenciler öğrenme ortamında iletişim açısından rahat olmalı, sıkıntı yaşamamalıdır.

6. Öğrencilerin bilgileri oluşturmalarına müsaade edilmeli, bu açıdan onlara fırsat verilmelidir.

7. Öğrenci tepkileri ciddiye alınmalı, bu tepkilerin dersi sürüklemesine, öğretim, yöntem ve tekniklerinde değişiklik sağlayabilmesi açısından işlevi dikkate alınmalıdır.

8. Öğretim aşamasında grup çalışmalarına yer verilmelidir (akt. Delil ve Güleş, 2007).

Bu çalışmada hedeflenen matematik dersi öğretim programının MO yeterlikleri ile zenginleştirilmesi, bu zenginleştirilmenin yapılması sırasında hazırlanacak etkinliklerin yapılandırmacı felsefeyi temele almasının doğru bir adım olabileceğini göstermektedir.

Yapılandırmacılığın yukarıda verilen ilkelerine baktığımızda MO tanımlarıyla (bkn. s.17) paralellik gösterdiği söylenebilir. MO tanımlarında da belirtilen; kazanılan bilgilerin hayata aktarılabilmesi yapılandırmacılığın savunduğu gibi bilginin birey tarafından yapılandırılması ile ilgili olduğu söylenebilir. Yapılandırmacılık felsefesinin temelinde bireyin aktif bir rol aldığı

38

bilgisinden hareketle zenginleştirilen altıncı sınıf öğretim programında bireyin aktif bir rol üstlenmesi ve edindiği bilgileri yapılandırması önemli görülmektedir. Bu açıdan bu çalışmanın odak noktasını oluşturan MO becerilerinin kazandırılmasının yapılandırmacı felsefeyi temele alan aktif öğrenmenin özelliklerini taşımasına dikkat edilmiştir.

2.4.1.Aktif öğrenme. Geleneksel eğitim sistemi öğrencinin etkin olmasından çok öğretmenin rolüne odaklanır. Birey bilginin pasif alıcısı şeklindedir. “Öğrenme kuramlarındaki gelişmeler ve bu kuramlara bağlı uygulama çeşitliliğini öğretmenlerin bilgi ve öğretim uygulamaları becerisi bakımından gelişmelerini gerektirmektedir. Uygulamaları hayata geçirebilmek için çağdaş öğrenme kuramlarının bir sentezi olarak aktif öğrenme kavramı üretilmiştir” (Altun, 2014, s.37).

Açıkgöz (2002)’ye göre aktif öğrenme “öğrenenin öğrenme sürecinin sorumluluğunu taşıdığı, öğrenene öğrenme sürecinin çeşitli yönleri ile ilgili karar alma ve özdüzenleme yapma fırsatlarının verildiği ve karmaşık öğretimsel işlerle öğrenenin öğrenme sırasında zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme sürecidir” (akt. Açıkgöz, 2007). Aktif öğrenmeye göre öğrenen geleneksel öğretimdeki gibi pasif değildir. Bilgileri ezberlemezler.

Öğrenciler araştırır, keşfeder, kendilerine özgü stratejiler geliştirir, bilgiyi anlamlandırır ve yeniden üretirler. Öğrenci öğrenme sürecini kontrol eden ve bu kontrol için zihnini ve yeteneklerini aktif olarak kullanan kişidir. Öğrendiği, yapılandırdığı bilgiyi nerede ve niçin kullanacağının farkındadır. Öğrenme kaynaklarının ve bilgiye ulaşma yollarının farkında olup bunları etkili bir şekilde kullanırlar. Geleneksel öğretime alternatif olarak geliştirilen aktif öğrenmenin avantajları şunlardır;

1. Aktif öğrenme okul öncesinden yetişkin eğitimine kadar çeşitli düzeylerden ve çeşitli konu alanlarında öğrenci başarısını arttırmaktadır.

2. Aktif öğrenmenin güdü, benlik kavramı, okula ve öğrenmeye yönelik tutum, gibi duyuşsal öğrenme ürünleri üzerinde olumlu etkileri vardır.

39

3. Aktif öğrenme, öğrencilerin etkili bilişsel stratejileri kullanmasına dayalı olduğu için, etkili öğrenme ve etkili düşünme kapasitelerini geliştirmektedir.

4. Son zamanlarda aktif öğrenme tekniklerinin sayıları artmıştır. Çeşitli amaçlarla ve çeşitli sürelerle kullanılabilecek bir aktif öğrenme tekniği mutlaka vardır.

5. Ek harcama ve ek düzenleme gerektirmeyen yalnızca kâğıt kalem ve ders kitabıyla uygulanabilecek birçok aktif öğrenme tekniği vardır.

6. Aktif öğrenme beynin çalışmasına uygundur.

7. Çağın gerektirdiği insan tipi aktif öğrenme ile yetiştirilebilir.

8. Bireyselleştirilmiş Öğretim, Tam Öğrenme, Bilgisayarlı Öğretim, Çoklu Zekâ gibi kuram ve modellerin uygulanmasına elverişlidir (Açıkgöz, 2007, s.30-31, 45).

Matematik dersi, öğrencinin zihinsel becerilerini kullanması, keşfetmesi, sorgulaması, öğrenme ortamında rahatlıkla tartışabilmesi için aktif olması gereken bir derstir. Öğrenci matematik gibi birçok bilişsel sürecin kullanıldığı bir derste aktif olmalı bilgilerin kalıcılığı ve yaşama aktarımı açısından bilgiyi yapılandırmalı ve kullanmalıdır. Öğrencinin öğrenme ortamının merkezinde olduğu bir öğretim durumlarının iyi düzenlenmesi ve planlanması oldukça önemlidir.

Kyriacou (1992) aktif öğrenme yapılabilmesi için öğrenme etkinlikleri düzenlenirken şu özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini söylemiştir;

1. Öğrenci etkinliğe sahiplik etmelidir.

2. Öğrenci yaptığını şeyi açıklayabilmelidir.

3. Öğrenci arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle konu ile ilgili tartışabilmelidir.

4. Öğrenme süreci gerçek hayattan bir karmaşayı açıklayıcı özelliğe sahip olmalıdır (akt. Altun, 2014, s.49).

Değişimin çok hızlı yaşandığı günümüzde toplumun ihtiyaçları değişmeye başlamış, bu değişimlere ayak uydurabilen bireylerin yetişmesi gündeme gelmiştir. Düşünen, üreten,

40

sorgulayan, problem çözme becerisine sahip bireylerin yetişmesi önem kazanmıştır.

Okuryazarlık kavramının da değişimlere uğradığı günümüzde bilginin öğrenen tarafından yapılandırılıp kullanılması önem kazanmıştır. Tüm bu açılardan bakıldığında aktif öğrenme yaşantılarının öğrenme ortamlarını şekillendirmesi ihtiyaç haline gelmiştir.

Benzer Belgeler