3 İŞ LETMELERİN SERMAYE PAZARINDA FİNANS OLANAKLARI
3.3 Yabancı Sermaye Finansı
3.3.1 Tahvil ve Tahvil Türleri
Anonim şirketlerin ödünç para bulmak için itibari kıymetleri eşit ve ibareleri
aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetlerine tahvil denir (TTK, Md.420.). Türkiye
de tahvil çıkarma yetkisi genel olarak sadece Anonim şirketlere verilmiştir. TTK Md.
476/2’ye göre Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler de tahvil çıkarabilir.
Tahviller sabit getirili bir yatırım aracıdır. Bu nedenle yatırımcılar açısından
tahvil getirisi için birçok riziko faktörü söz konusudur. Gelecekteki riziko
faktörlerine yönelik çekici bir getiri işletme tahvillerinin alıcılarına sunulmalıdır.
Çünkü işletmeler rant pazarında yabancı sermaye temin edebilmek için devlet
tahvilleriyle karşılaştırıldığında getiri primi ödemek zorundadır.
67
Tuba KALE KORKMAZ ve Mine AKDENİZ ÖZDEMİR, “Varlık Fiyatlama Modelleri”,
www.makalem.com, s.14.., (24.12.2004).
Türkiye’de özel sektör bono ve tahvil ihracındaki artışın beklenen düzeyde
olmamasının birtakım nedenleri vardır68:
• Kamu sektörünün son yıllardaki yoğun borçlanmasına neden olan ekonomik
ortam,
• Talep yetersizliği,
• Maliyet artışına neden olan vergi diğer yükler,
• Sermaye Piyasası Kurulu’na yapılan başvurudan tahvilin ihracına kadar olan
sürenin uzunluğu ve prosedürün yoğunluğu,
• Kredi derecelendirme kuruluşlarının eksikliğidir.
Türkiye’de yerli ve yabancı yatırımcıların yüksek düzeydeki enflasyon ve faiz
oranları karşısında özel sektör tahvil ve bonolarını uzun dönemde devlet tahvil ve
bonolarının rizikosuna tercih etmesi için özel sektörün piyasada borçlanırken yüksek
prim ödemesi gerekmektedir. Özel sektör bono ve tahvillerinin alım satımının
yapıldığı bir ikincil piyasa bulunmamaktadır. Yine özel sektör tarafından çıkarılacak
tahvillerin vadesinin en az iki yıl olması zorunlu iken B tipi fonlar ya da repo yoluyla
yatırımcılar diğer seçenek yatırımlardan daha fazla likit sağlayabilmektedirler69.
Tahvil için söz konusu olan rizikolar pazar faiz oranı rizikosu, enflasyon
rizikosu, ödenmeme rizikosu, döviz kuru rizikosu, vade rizikosu ve yeniden yatırım
rizikosudur.
Pazar faiz oranındaki değişim tahvilin değerini etkiler. Pazar faiz oranıyla
tahvilin değeri arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Yani pazar faiz oranı arttığında
seçenek yatırımlar daha fazla getiri sağlayacağından tahvilin değeri düşecektir70.
Enflasyon rizikosu, yüksek enflasyon oranı nedeniyle tahvilden beklenen
getirilerin gerçekleşen getirilerden az olma olasılığıdır.
Ödenmeme rizikosu (Default Risk) işletmenin vadesi geldiğinde tahvil anapara
ve faizlerini ödeyememesi olasılığıdır. Bir işletme tahvilinin kupon faiz oranı ile aynı
68
Türkiye Bankalar Birliği, “Özel Sektör Bono ve Tahvil İhraçları”,
www.tbb.org.tr/turkce/araştırmalar/Tahvil-Bona.doc, s.1., (20.11.2004).
69Türkiye Bankalar Birliği, a.g.e., ss. 1 – 4.
özellikteki bir devlet tahvilinin kupon faizi arasındaki fark ödenmeme rizikosu olarak
adlandırılır. İşletmenin finansal sorunla karşılaşma olasılığı ne kadar yüksekse
yatırımcılarca talep edilen ödenmeme rizikosu da o kadar yüksek olacaktır71. Bu
bağlamda tahvil derecelendirme kuruluşları birtakım ölçütlere göre tahvili
değerlendirerek o tahvile yatırım yapmanın ne kadar güvenli olduğuna dair kredi
notu verir. Rating (derecelendirme) olarak adlandırılan bu olgu özellikle yeterli
finans bilgisine sahip olmayan yatırımcılar açısından yönlendirici olmaktadır. Döviz
kuru rizikosu ise yabancı para birimli tahvillere yapılan yatırımlarda söz konusudur.
Geleceğin belirsiz olması nedeniyle uzun vadeli bir menkul kıymete yatırım her
zaman bir sermaye kaybı rizikosu yaratır. Buna vade rizikosu denir. Vade uzadıkça
vade rizikosu da artacaktır. Tahvil yatırımcısının gerçekleşen getirisinin tahvilin satın
alma zamanındaki beklenen getiriye eşit olması için vadeye kadar elde edilen nakit
akımlarının tahvilin satın alındığı zamandaki faiz oranı ile yeniden yatırılabilmesi
gerekir. Yeniden yapılacak yatırımın daha düşük bir faiz oranından yapılması
yeniden yatırım rizikosunu oluşturur.
Tahvillerin çeşitlendirmesini çok farklı biçimlerde yapmak mümkündür.
Başlıca tahvil türleri şunlardır:
• Devlet Tahvili: Devlet tarafından finansman gereksinimlerini gidermek için
çıkarılan tahvillerdir. Devlet tahvilinin ödenmeme rizikosunun bulunmadığı
kabul edilmektedir. Ayrıca devlet tahvilleri vergiden muaftır72.
• Değişken Faizli Tahviller:Genel olarak tahviller sabit kupon faiz oranlı olup
vade sonunda ana para ödemelidir. Değişken faizli tahvillerde ise kupon faiz
oranı ayarlanabilir bir özellik göstermektedir. Örneğin kupon faiz oranı
LIBOR faiz oranına endeksli olabileceği gibi enflasyon oranına da endeksli
olabilmektedir73. Ekonomik istikrarın olmadığı ve ani değişikliklerin
yaşanabildiği bir pazarda sabit faizli tahvil ihraç etmek hem ihraç edenler
hem de yatırımcılar açısından rizikoludur. Bu tür rizikoları ortadan kaldırmak
71
Metin Kamil ERCAN ve Ünsal BAN, Finansal Yönetim, Ankara, 2005, ss.107-108.
72Cengiz EROL, İşletmelerde Finansal Yönetim, 1.b., Ankara, 1999, ss.118-119.
73ERCAN ve BAN, a.g.e., s.101.
amacıyla faiz oranının gelecekteki değişikliklere göre düzenlenebileceği
değişken faizli tahvil çıkarılması daha fazla avantajlı olmaktadır74.
• Pay Senedine Dönüştürülebilir Tahvil (Konvertibl Tahvil): Bu tür
tahviller sahiplerine vade sonunda ya da belirlenen vadelerde tahvilin pay
senedine dönüştürülmesi konusunda bir seçim hakkı verir.
• Kâra Katılmalı Tahviller: Tahvil ihraç eden kuruluş satışı kolaylaştırmak
için tahvili satın alan kişiye şirket kârından pay alma imkanı sağlayabilir. Bu
tür tahviller kâra katılmalı tahviller olarak isimlendirilir.
• İndeksli Tahviller: Enflasyona göre tahvil sahiplerini korumak için ana
borcun ve borç faizinin seçilmiş bir değişkene göre genellikle her yıl yeni bir
değerlendirmeye ve ayarlamaya bağlı tutulduğu tahvil türüdür75.
3.3.2 Tahvil Değerleme Yöntemleri
3.3.2.1 Bugünkü Değer Yöntemi
Bugünkü değer yöntemine göre bir tahvilin pazar fiyatı dönemsel faiz geliri ile
vade sonunda geri ödenecek ana paranın bugünkü değerlerinin toplamıdır ve
aşağıdaki eşitlikle gösterilir:
(
)
(
)
nr
A
K
r
K
r
K
TD
+
+
+
+
+
+
+
=
1
...
1
1
2(34)
TD: Tahvilin bugünkü değerini,
K : Kupon bedelini,
r : İskonto oranını (Yatırımcının bu yatırımdan beklediği verim),
A : Ana parayı,
n : Tahvilin geri ödeme tarihine kadar geçecek dönem sayısını ifade eder.
(34) numaralı denklemi basitleştirerek aşağıdaki şekilde göstermek
mümkündür:
74
Haluk DORTLUOĞLU, “Özel Sektör Tarafından İhraç Edilebilecek Tahviller ve Sermaye Piyasası
Aracı Niteliğindeki Diğer Borçlanma Senetleri”, www.makalem.com, s.5., (31.10.2004).
75
Öztin AKGÜÇ, Finansal Yönetim, Muhasebe Enstitüsü Yayın No: 63, Muhasebe Enstitüsü Eğitim
ve Araştırma Vakfı Yayın No:15, 6.b., İstanbul, 1994, s.645.
(
)
−
×
+
+
=
r
K
A
r
r
K
TD
n1
1
(35)
Tahvilin bugünkü değerini etkileyen en önemli değişken eşitlikten de
görüldüğü gibi iskonto oranı (r) dir. Bu nedenle bir yatırım kararı alırken iskonto
oranının belirlenmesinde şu hususlara dikkat etmek gerekir76:
• Sermaye piyasasında geçerli faiz oranı,
• Sermayenin marjinal verimliliği,
• Yatırımcının yatırım yapmayı düşündüğü alandan beklediği kârlılık oranı,
• Yatırım konusunun nitelikleri ve rizikosu,
• İşletmenin sermaye maliyeti,
• Benzer yatırım konularındaki kârlılık oranları.
İskonto oranının tahvilin nominal faiz oranına eşit olması durumunda tahvilin
pazar fiyatı nominal değerine eşit olur. Gerçekçi bir faiz politikasının işlendiği bir
ülkede faiz oranının enflasyon rizikosunu karşılayacak prim ile işletmenin riziko
derecesini gösteren rating’inin gerekli kıldığı riziko primini de içermesi durumunda
tahvillerin pazar fiyatları tahvillerin nominal değerlerine eşit veya çok yakın bir
değerde olması gerekir77.
Yukarıdaki eşitlikten de görüleceği gibi bir tahvilin bugünkü değeri dört
değişkene bağlı olarak değişir78:
• Kupon ve Geri Ödeme Tutarı: Kupon bedeli ya da geri ödeme tutarı ne kadar
yüksekse pazar değeri de o kadar yüksek
olacaktır.
• Artakalan Süre : Tahvilin vadesi ne kadar uzarsa piyasa
fiyatındaki değişmeler de o ölçüde yüksek
olurken vade ne kadar kısa ise piyasa
fiyatındaki değişmeler de o ölçüde düşük olur.
76
Akif EMİROĞLU, Ticari Açıdan Yatırım Projeleri, Bursa: Ekin Kitabevi, 2002, ss.339-340.
77SARIKAMIŞ, a.g.e., s.191.
• Faiz Oranı (İskonto Oranı) : Faiz oranı ile pazar fiyatı arasında ters yönlü
bir ilişki vardır. Pazar faiz oranı yükseldiğinde
tahvilin bugünkü değeri düşecektir.
3.3.2.2 Faiz Yapısı Eğrileri
Farklı vadelerin olması menkul değerlerde farklı getirilere neden olmaktadır.
Faiz yapısı eğrileri rizikosuz bonoların getirileri ile bu getirilere karşılık gelen
vadeler arasındaki ilişkiyi ortaya koyan fonksiyondur. Bu bağlamda faiz yapısı
eğrileri üzerinde yapılan çalışmalar zamana bağlı fiyatlamayı ortaya koymaktadır79.
Faiz yapısı eğrileri gelecekte beklenen faiz oranlarının tahmininde, yatırım ve
finansman kararları süreçlerinde kullanılabilir. Faiz yapısı eğrisinin belirlenmesinde
3 durum vardır. Birincisi düz getiri eğrisidir. Eğer getiriler arasındaki fark sıfıra
yakınsa oluşan eğridir. Negatif fark ise aşağı yönlü (ters) faiz yapısı eğrisini gösterir.
Eğri yukarıya doğru yöneliyorsa bu da normal faiz yapısı eğrisi olarak ifade edilir.
Hafif yukarı yönlü bir eğri paranın ucuz olması, gevşek para politikası olarak
algılanabilir. Bunun sonucu yüksek enflasyon ve yüksek bono getirisi beklentisi yer
alır. Aşağı yönlü yüksek eğime sahip faiz yapısı eğrisi sıkı bir para politikasının ve
kredi imkanlarının sıkı olduğu bir durumu yansıtır. Bunun sonucu olarak ta düşük
enflasyon ve düşük bono getirisi beklentisi söz konusu olur.
Faiz yapısı eğrisi bono ihraç etmeyi planlayan firmalar tarafından finansal
kararların alınmasında kullanılır. Farklı vadelerdeki varlıkların getiri oranlarına
bakarak firmalar farklı vadelerdeki bonolara ödenecek getiri oranını tahmin etmeye
çalışırlar ve strateji belirlerler80.
Belgede
İşletmelerde iki yatırım türünün riziko prim sorunsalı
(sayfa 51-56)