• Sonuç bulunamadı

4. YABANCI DİL VE ÖZ YETERLİK

4.1. Yabancı Dil Becerisi ve Önemi

Yabancı dil kavramını incelediğimizde karşımıza birçok tanım çıkmaktadır. Bu tanımları kapsayan en genel tanım ise Türk Dil Kurumu’nun tanımıdır. Türk Dil Kurumu’na göre yabancı dil, ana dilin dışında olan dillerden her biri veya ana dilin dışında öğrenilen uzmanlık dili olarak tanımlanmaktadır. Türk Dil Kurumu’nun Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü ‘ne göre ise öğrencilere, akademik, toplumsal ve meslekle ilgili gelişmelerine katkıda bulunmak amacıyla anadili dışında öğretilen dil olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2020). Yabancı dil, konuşmacının ülkesi dışında başka bir ülkeye özgü bir dildir. Ayrıca, belirtilen kişinin anavatanında konuşulmayan bir dildir (Wikipedia, 2020). Yapılan bu üç tanıma baktığımızda yabancı dil ile ilgili olarak konuşmacının anadili dışında bir dil olması ve ülkesi dışında başka bir ülkeye özgü olması gibi özellikler ön plana çıkmaktadır.

Dil bilmek daha geniş bir dünya görüşüne sahip olmayı sağlamaktadır. Yabancı dil becerileri bizi daha hoşgörülü ve diğer fikirlere açık hale getirebilmektedir. Dil öğrenmek, yeni deneyimlere ve durumlara karşı daha rahat olmamızı, yeni fikirler üretmemizi ve yeni aktiviteler keşfetmemizi sağlamaktadır. Çok dilli ve çok kültürlü bir dünyada yabancı dil becerileri ve diğer kültürlerin bilgisi mutlaka sahip olmamız gereken küresel yetkinlik ve sosyal beceriler arasındadır. Dil becerileri, yaratıcılık, problem çözme ve etkili iletişim kurma becerileriyle bağlantılı olup 21. yüzyılın nihai sosyal becerileridir ve bu becerilere sahip olmayanlar, küresel fikir pazarında, işyerinde ve hatta sosyal ve kişisel yaşamlarında geride kalma riski taşımaktadırlar. İster sınıfta, isterse yurtdışında eğitim yoluyla veya miras dili olarak edinilen yabancı dil becerileri iyi bir kariyer için büyük avantaj sağlamaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Stein-Smith, 2017, s.48).

Kuşkusuz, yabancı bir dil öğrenmek günümüzün rekabet gerektiren iş ortamlarında insanlar için çok avantajlıdır. İkinci bir dil olarak yabancı dil öğrenme, ticari amaçlar için olduğu kadar sosyal ve kültürel faktörler için de çok önemlidir. İster kariyer fırsatı, ister rüya gibi bir tatil, ister kişisel gelişim amaçlı olsun, yabancı dil

bilmek çok önemli bir niteliktir. Yabancı dil öğrenmenin nedenleri ne olursa olsun sonuçta ikinci bir dil edinmek çok faydalı olmakla birlikte inanılmaz bir deneyimdir. Bu öğrenme süreci en tatmin edici deneyimlerden biridir çünkü sadece bir metin bloğunun ne dediğini anlamak için değil aynı zamanda günlük aktivitelerde de kullanılabilen bir niteliktir. Bu nitelik insanları yalnızca bilişsel ve algısal bir şekilde değiştirmez, aynı zamanda insanlarda diğer kültürler ve insanlarla ilgili bir farkındalığın oluşmasına da katkı sağlar (Zaim, 2011, s.12).

Yabancı dil, bireye ufkunu genişletme, yabancıları ve onların kültürlerini tanıyıp anlayabilme gibi katkılar sağlar. Toplumların iç içe geçtiği, sınırların ortadan kalktığı, teknolojinin hızla geliştiği bu çağda yeni gelişmeleri takip edip yakalamak toplumların en büyük hedefidir ve yabancı dil de bu hedefe giden ilk adımdır. Ayrıca yabancı dil öğrenme, uluslar topluluğunun bir üyesi olarak yaşayabilmek için de son derece gerekli ve önemlidir (Bergil, 2010, s.8). Yabancı dil, çeşitli şekillerde karşı konulmaz bağımlılığımıza dayanarak bizi toplu olarak birbirimize bağlamaktadır. Rasyonel olarak konuşmak gerekirse, ikinci veya yabancı bir dil hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemlidir, çünkü bu bize çok önemli fırsatlar sunmaktadır. Yabancı dil öğreniminin, yurtdışında eğitim, istihdam, kişisel gelişim, güvenlik, siyaset ve ekonomi gibi alanlarda sayısız faydaları bulunmaktadır. Bu nedenle, hayatınızın kapısının kilidini açabilecek bir anahtar olan yabancı dil görmezden gelinmemelidir (Gbollie ve Gong, 2013, s.35). Dil zorlukları, kültürlerarası iletişimin önündeki en büyük engellerden birini temsil etmektedir. Bu nedenle, kişinin dilini anlamak, kültürlerarası anlayışta hayati bir rol oynar ve bu da sonuçta yabancı dil bilgisinin kültürlerarası iletişimde zorunlu olduğunu gösterir (Munter, 1995).

Günümüzün rekabet gerektiren iş ortamlarında bazı durumlarda bir yabancı dil yeterli olmamakta ve ikinci bir yabancı dile ihtiyaç duyulmaktadır. Arak (2016) ikinci bir yabancı dil bilmenin bireylere yurt dışında daha iyi bir iş bulmak, mesleki gelişimlerini olumlu yönde etkilemek ve hedef kültürün kabul gören bir üyesi olmak gibi çeşitli olanaklar sağladığını belirtmektedir. İkinci yabancı dil bilmenin iş hayatına olan katkılarının yanında erken yaşlarda öğrenilmesiyle çocuğun kişilik gelişimine de olumlu katkıları olmaktadır. Karaman (2017) ikinci yabancı dili erken yaşlarda öğrenen çocukların farklı kültürleri öğrenip empati kurma, kendinden farklı olana karşı saygı gösterip hoşgörülü olmak gibi çok önemli değerler kazandıklarını vurgulamaktadır.

Küresel yeterlilik, birden fazla dilde iletişim kurmak, diğer kültürlerden veya ülkelerden insanlarla uygun ve etkili iletişim kurmak, diğer insanların düşüncelerini, inançlarını ve duygularını anlamak ve dünyayı onların perspektifinden görebilmek, düşüncelerini, duygularını ya da davranışlarını yeni bağlamlara ve durumlara uyacak şekilde ayarlamak ve bilgi ve anlamları incelemek ve değerlendirmek için eleştirel olarak analiz etmek ve düşünmek gibi birçok beceriyi gerektirmektedir.

Bireyin hem bilişsel hem de düşünsel gelişimine katkı sağlayan, rekabetin hızla arttığı iş dünyasında bireye birçok avantaj sağlayan, bireyin kendi ülkesi dışındaki birçok insanla ortak bir paydada buluşmasına olanak sağlayan yabancı dil bilgisi, teknolojinin hızla geliştiği, mesafelerin kısaldığı, insanların yer değiştirme olanaklarının giderek arttığı çağımızda, bireylerde aranan en önemli niteliklerin başında gelmektedir. Bu nedenle gerek ülkemizde gerekse dünyadaki birçok ülkede yabancı dil eğitimi çok erken yaşlarda ve neredeyse eğitimin bütün kademelerinde yerini almaktadır.