• Sonuç bulunamadı

Yabancı Ülkelerde Yapılmış Araştırmalar

2.3. Tüketici Eğitimi

2.4.2. Yabancı Ülkelerde Yapılmış Araştırmalar

Yabancı ülkelerde yapılan bazı çalışmalar kronolojik sıra esasına dayanılarak aşağıda özetlenmiştir.

Robertson ve Stanforth (1999)’ın internet temelli derslere kayıtlı öğrencilerin bilgisayar becerileri ve davranışları ile birlikte ilgilerini de araştıran çalışmalarında, 205 üniversite öğrencisine sınıf içinde anket uygulanmıştır. Öğrencilerin web temelli derslere katılmak için istekli oldukları belirlenmiştir. Araştırmaya katılanların % 82.9’nun bilgisayar becerisini orta ya da iyi olarak niteledikleri, internet (web) temelli derslere katılmaya ilgi duydukları ve teknoloji temelli derslere katılabilecekleri belirlenmiştir.

Navarro ve Shoemaker (2000), geleneksel öğrenciler ile siber öğrencileri algılama ve performans açısından karşılaştıran bir çalışma yürütmüşlerdir. 1998-1999 akademik yılı güz döneminin başında mikro ekonomiye giriş dersine 200 öğrenci seçme şansı tanınarak; geleneksel sınıfa veya sanal sınıfa kaydedilmiştir. Buna göre 151 öğrenci geleneksel yapıyı, 49’u sanal yapıyı seçmiştir. Araştırmacılar, öğrencilerin kişisel bilgisayar ve interneti daha fazla kullanma ve yüksek düzeyde bilgisayar becerisine sahip olma ile sanal sınıf seçme ve ayıtlısı uzakta yaşama ve İngilizce’nin ana dili olmaması ile sanal öğrenmeyi seçme arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Ancak, bu hipotezlerin hiç biri gerçekleşmemiştir. Sanal öğrenciler ile geleneksel öğrenciler arasında yukarıda sözü edilen değişkenler açısından istatistiksel olarak fark

bulunamamıştır. Sanal sınıfı tercih edenlere internet tabanlı dersi seçme nedenleri sorulduğunda; öğrencilerin % 44’ü web tabanlı derse kaydolmalarının ilk nedeni olarak “kolaylık” olduğunu belirtmişlerdir. Buna ek olarak % 28’i kendi hızlarında öğrenmeye istek duydukları için, % 20’si sanal sınıfı sınıfta bulunmaları gerekmediği için seçtiklerini belirtirken, % 2’si bilgisayar becerilerini geliştirmek için seçtiklerini ifade etmişlerdir. Çalışmanın sonucunda, sanal öğrencilerin cinsiyet, ırk, akademik geçmiş, bilgisayar becerisi veya akademik yatkınlık ne olursa olsun geleneksel öğrenciler kadar iyi hatta onlardan daha iyi öğrenebilecekleri ileri sürülmüştür.

Kendall (2001)’ın yapmış olduğu çalışmada veriler, on-line eğitimden öğrencilerin büyük çoğunluğunun genelde tatmin olduklarını göstermiştir. Kırk altı öğrencinin çoğunun hem grup hem de bireysel çalışmalarda oldukça iyi performans göstermiştir. Bu çalışmanın sonunda, toplumsal internet ağlarının büyümesi ve bilgi sağlayıcıları topluluğu tarafından internet kullanımının yaygınlaştırılması ile on-line eğitiminin WebCT yazılımının öğretiminde uygun olduğu savunulmuştur.

Bowler, Large ve Rejskind (2001), üçüncü sınıfa devam eden altı ilkokul öğrencisini, bir sınıf çalışmasını tamamlamak için internette (Web’te) bulunan bilgiye ulaşırken, yorumlarken ve bilgiyi kullanırken izlemişlerdir. Bu çalışmada amaç, öğrencilerin bilgiyi araştırma davranışları, bilgiyi yorumlama becerileri ve bilgiden yararlanma durumları hakkında yorum yapmayı sağlamaktır.

Shapira ve Youtie (2001) internet ve çoklu medya teknolojileri ile öğretme ile ilgili olarak yaptıkları çalışmada, A.B.D.’de yaşayan dört yüz milyondan fazla kişinin internet kullandığını ve akademik araştırmalarca internetin genelde elektronik posta iletişimi, elektronik doküman transferi veya uzaktaki bilgisayarla bağlantı yapabilmek için kullanıldığının tespit edildiğine değinmişlerdir. Ayrıca çalışmada, internetin yoğun olarak kullanılmasından dolayı yaşanan ağ sıkışıklığının güvenilir alıma engel olduğu ve televizyon, uydu ya da kablolu yayınlara göre internete karşı olan sadakatin daha az olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte yine de internetin performansı, hızı ve

özelliklerinden dolayı yakın gelecekte kayda değer gelişmelerin gerçekleşeceğinin umulduğu belirtilmiştir.

Atan vd.(2002) çalışmalarında, bilgisayarın kullanılabilirlik düzeyi incelemiştir. Çalışma, Malezya’da 2001-2002 yılı akademik döneminde uzaktan eğitim okuluna devam eden 315 uzaktan eğitim öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Erkeklerin % 84.9’u, kızların % 89.3’ü evde bilgisayarı kullandıklarını belirtmişlerdir. İşte bilgisayar kullanan erkeklerin oranı % 91.7, kızların oranı % 91.0’dır. Sonuçlar, cinsiyete göre evde ya da işte bilgisayar kullanma durumlarında önemli bir farklılık olmadığını göstermektedir. Kız ve erkek uzaktan eğitim öğrencilerinin bilgisayar teknolojisinden eşit oranda yararlandıkları sonucuna varılmıştır.

Üniversite öğrencileri için kanıta dayanan tıp biliminde bir tanıtıcı kurs ile birleştirerek bir öğretim ortamı tasarlamaya ve geliştirmeye odaklanan Fieschi vd (2002) çalışmalarında, öğrenci değerlendirme ve geri besleme konusunda içerik yönetimini esas alan bir yazılım aracı geliştirmişlerdir. Bu kurs, bir eğitimsel bir web sitesi üzerinden yaklaşık bir akademik yılda eğitimci ve eğitilenlerin elektronik posta ve sohbet odaları aracığıyla iletişim kurmalarını sağlayarak yönetilmiştir. Bu web sitesi, bilgi ve haber deposu olarak hizmet vermiş ve etkileşim olmayan bir kurs sınıfı ve tek başına, ayrı bir Web tabanlı etkileşimli çalışma modülü sunulmuştur. Eğitimciler ve eğitilenler, bilgisayar uygulamaları ve internet lehinde karşılık vermişlerdir. Bu proje sonunda, bilgisayar aracılığıyla öğrenmenin uygulanabilirliği ve internet yolu ile uzaktan eğitimin avantajları belirtilmiştir.

Jin (2002)’in yapmış olduğu çalışmada, katılımcıların eş zamanlı olarak bağlantı kurabildikleri bir sistemin kavramsal çatısı kurulmaya çalışılmıştır. Sosyal etkileşim konusunda vurgulanan insan-bilgisayar iletişimi ile birlikte insan-insan iletişiminin desteklendiği etkileşimli öğrenme ortamının vurgulandığı çalışmada, sanal topluluklar için bir prototip sistemin tasarlanıp geliştirilmesi konusu tartışılmıştır.

Horton, Davenport ve Rosenbaum (2002), Amerika’da Indiana Üniversitesi’nde ve İngiltere Edinburg’daki Napier Üniversitesi’nde ilk kez 2000 yılının baharında ilk kez internet üzerinden Sanal Ekonomi dersini verdiğini bildirmişlerdir. 2001 yılı boyunca farklı kurumlardan bu derse katılmaları için yaygınlaştırılmıştır.

Mckillop, Mackintosh ve Bundy (2003)’nin yapmış oldukları araştırma, psikolojideki gösterimlerin ve deneylerin çokluğunun on-line olarak kullanılabilir olduğunu ve hem öğrencileri hem de potansiyel olarak araştırmaya katılanları etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin psikolojide internet kullanım oranları incelenmiş ve öğrencilerin % 92’sinin interneti bilgi bulmak, % 84’ünün psikolojik model gösterimlerinden yararlanmak, % 62’sinin araştırmacıların çalışmalarına katılmak, % 60’ı meslektaşlarının çalışmalarına katılmak için kullandıkları saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin % 59’u evlerinden çalışmalarını yürütmek, % 56’sı on-line kurs materyallerini okumak ve % 27’si de yatılı okullarında çalışmalarını yürütmek için internetten yararlandıklarını bildirmişlerdir. Araştırma sonunda elde edilen veriler ışığında, psikoloji dışındaki diğer alanlardaki disiplinlerde de olumlu bir şekilde yaygın olarak kullanılabileceği vurgulanmıştır.

Miller ve King (2003)’in uzaktan eğitimde pedagoji ve en iyi uygulamalarını tartıştıkları çalışmada, uluslararası anlamada üniversiteyi önemli şekilde etkileyen 21. yüzyıl modelinin uzaktan eğitim olduğundan ve yönetici, öğrenci, teknoloji ve uzaktan eğitimi destekleyen kurumların belirttikleri sorunlardan bahsedilmiş ayrıca uzaktan eğitimdeki en iyi uygulamalarına değinilmiştir.

Nachmias ve Segev (2003), web destekli sitelerde bulunan içeriklerin miktarı ve bu içeriklerin kullanımı hakkında öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkları belirlemek ve on-line içeriklerden nasıl yararlanıldığını değerlendirmek için bir bilgisayar günlüğü (kaydı) kullanmışlardır. Araştırma sonucunda, bilgisayara yüklenilen içerik miktarından fazlası ile yararlanıldığı ancak bununla birlikte öğrenciler arasında büyük farklılıklar olduğu bulunmuştur.