• Sonuç bulunamadı

3.8. Yetimi Kavramı ve Yeti Yitimi Tanımlamaları

3.8.3. Yaşlılarda Yeti Yitiminin Demografik Belirleyicileri

Karmaşık, dinamik, çok boyutlu ve tartışmalı bir konu olmasından dolayı yeti yitimini tanılamak çoğu zaman zordur (42,47,61). Sıklıkla temel günlük yaşam aktivitelerinin (hareket, kendi kendine bakım) ve günlük yaşamda

28

kullanılan araçların (yemek hazırlama, alış-veriş yapma, telefon etme, parasal işlemleri yapma, tıbbi ilaçları alma gibi enstrümental yaşam aktivitelerinin) kişinin kendisi tarafından bildirilmesiyle değerlendirilmektedir (48,51,65).

Yaşlılıkta yeti yitimi açısından risk faktörleri değiştirilemeyenler ve değiştirilebilenler olarak ikiye ayrılmaktadır. Yaş, cinsiyet, genetik gibi faktörler değiştirilemeyen faktörlerdir. Değiştirilebilen faktörler ise bireysel faktörler (yaşla ilgili hastalıklar, bozukluklar, sınırlılıklar, zayıf başa çıkma stratejileri, hareketsiz yaşam, sağlığa zararlı alışkanlıklar) ve çevresel faktörler (sosyal destek sistemleri gibi) olarak sınıflandırılmaktadır. Tüm bu faktörlerin yanı sıra yeti yitiminde sosyal destek sistemlerinin kalitesi ve miktarı da önemlidir (66,67).

Literatürde kadın olmanın, 80 yaş üzerinde olmanın, düşük öğrenim ve düşük gelir düzeyine sahip olmanın, sigara ya da alkol kullanmanın, mental, motor ve görsel problemlere sahip olmanın ayrıca kırsal bölgede yaşamanın yeti yitim düzeyini etkilediği gösterilmiştir (64,68). Hastalık ya da bozukluklara sahip olma durumu da yeti yitimi ya da fonksiyonel sınırlılık riski açısından önemli etkenlerdir (51). Bu nedenle risk etmenlerini belirlemede fizyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel ve çevresel faktörler değerlendirilmelidir (66). Bu faktörler şu şekildedir:

Yaş: Yeti yitimi olasılığı yaşla birlikte artmaktadır (55,64,69). DSÖ’nün

2004 yılı “Dünya Sağlık Araştırması” raporuna göre 60 yaş üzeri yaşlılarda bu oran gelişmiş ülkelerde %29.5, gelişmekte olan ülkelerde %43.4, toplamda %38.1’dir (48).

Cinsiyet: Yaşlılarda cinsiyet ile yeti yitimi oranları arasındaki farklılık

29

%11 oranında daha fazladır (47,48,55,64, 69,70).Yeti yitiminde kadın ve erkekler açısından görülen farklılıkların nedenleri davranışsal, dış ya da iç faktörler olabilir. Endokrin sistem farklılıkları, solunum sistemi farklılıkları, kas ve kemik yapıdaki farklılıklar, psikolojik farklılıklar yaşlılardaki cinsiyetler arası yeti yitimi farklılıklarının belirleyicilerindendir. Kadınların gebelik durumları ya da sağlığa daha duyarlı olmaları gibi nedenlerle daha fazla sağlık personeliyle karşı karşıya kalmaları yaşlılıktaki yeti yitimi öncesinde kadınlar lehinedir. Ancak yaşlılıkla birlikte kadının sosyal yaşamdan izole olması daha az sayıda sağlık personeliyle karşılaşmasına sonuçta da bu durumun kadınlarda daha fazla yeti yitimi görülmesine sebep olduğu düşünülmektedir (51). Cinsiyet açısından dünyadaki yaşlılarda yeti yitimi sıklığı Şekil 4’te verilmiştir.

Şekil 4. Cinsiyet Açısından Dünyadaki Yaşlılarda Yeti Yitimi Durumu (66).

Eğitim seviyesi: Eğitim seviyesinin düşük olması yeti yitimi için önemli

30

Çalışma durumu: Çalışmama yeti yitimi riskini artırma açısından önemli

değişkenler arasında gösterilmektedir. Yaşlılarda yeti yitimine sahip olup olmama durumu ise yaşlı istihdamında çok önemli farklılık oluşturmaktadır (64).

Gelir durumu: Gelir durumu azlığı beslenme sorunlarına, sağlık

hizmetlerinden az yararlanmaya, güvensiz ve sağlıksız koşullarda yaşamaya ve çalışmaya neden olarak yeti yitimi durumunu tetiklemektedir (55). Yapılan projeksiyonlar tüm yaş gruplarında olmak üzere, gelir seviyesi düşük olan ülkelerde yeti yitimi artma trendinin devam edeceğini göstermektedir (Şekil 5) (66).

Şekil 5. Ülkelerin Gelir Düzeyleri Açısından Yaşlı Yeti Yitim Prevelansları (66).

Sağlıksız davranışlar: Sigara içme, alkol, beslenme gibi davranışsal risk

faktörleri yeti yitim sürecinde çok önemli role sahiptir. Diğer taraftan egzersiz yokluğu da çok önemlidir (51).

Günlük yaşam aktiviteleri: Yeti yitiminde ilk akla gelen günlük yaşam

aktivitelerindeki (banyo, giyinme, tuvalet, hareket, boşaltım, beslenme gibi) ya da enstrümental yaşam aktivitelerindeki (telefon kullanma, yemek hazırlama, alış-

31

veriş yapma, günlük ev işlerini yapma, çamaşır yıkama, ulaşım aracına binebilme gibi) sınırlılıktır (55,71,72).

Türkiye’de yapılan bir çalışmada yaşlıların günlük yaşam aktiviteleri ile enstrümantal yaşam aktivitelerinin; fiziksel sağlık durumunun kötü olması, kendine yetebilme durumunun kötü olması, fiziksel hastalığa sahip olma, okuryazar olmama gibi durumlardan etkilendiği görülmüştür (41).

Sosyal destek yoksunluğu: Fonksiyonel yeti yitimi durumu yaşlılarda

bakım gereksinimini arttıran en yaygın nedenlerin başında gelmektedir (68). Yapılan pek çok çalışmada sosyal aktivitelerin yaşlılarda yeti yitiminin azalmasında önemli olduğu gösterilmiştir (60).

Sağlık algısı: Yaşlıların sağlık durumları hakkındaki algıları genellikle

kötüdür ve onlar sosyal yaşamdan daha izoledirler (73). Bu durumda yaşlılıkta yeti yitimi olasılığını arttıran önemli bir değişkendir.

Beden Kitle İndeksi (BKİ): Artmış ya da azalmış beden kitle indeksi de

yeti yitim nedenleri arasındadır (67).

Kronik Hastalıklar: Yaşlılık döneminde fiziksel ve ruhsal hastalıklar

arttığından, özellikle kronik hastalıklar önemli bir sorun olduğundan bunlara bağlı kısıtlılık ve yeti yitimi artmaktadır (41,67,69,74,75). Yetmiş ve üzeri yaş grubunda en az 2-3 tane kronik hastalık mevcuttur. Bu hastalıklar; kardiyovasküler problemler, hipertansiyon, felç, diyabet, kanser, eklem iltihabı, kemik erimesi, demans, depresyon, görme ve işitme bozukluğu şeklinde olup, ayrıca Acquired Immun Deficiency Sendrom (AIDS) gibi hastalıklar nedeniyle gelişmektedir (55). 75 yaş üzeri yaşlıların %8’i ise; 85 yaş üzeri yaşlıların %25’i yardımsız ev dışına çıkamamaktadır (48). Kronik hastalıklarla yeti yitimi varlığı

32

arasında yakın ilişki olduğu pek çok uzun süreli çalışmada gösterilmiş olmasına rağmen yine de bu konu halen tartışmalıdır (76).

Benzer Belgeler