• Sonuç bulunamadı

2.1.3. Yaşlılık ve sağlık

2.1.3.2. Yaşlılarda kronik hastalıklar

Yaşlılıkla birlikte hastalık örüntülerinin değişmekte olduğu ve kronik hastalıkların görülme sıklığının arttığı, hemen hemen tüm ülkelerde kronik hastalıkların ölümlerin en temel sebeplerini oluşturduğu bildirilmektedir (36).

Dünya’da 60 yaş ve üzeri nüfusta ölümlerin ilk üç nedeni iskemik kalp hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar ve kronik obstrüktif akciğer hastalığıdır (16).

Dünya’da 2012 yılında 60 yaş ve üzeri nüfustaki hastalık yükü (Sağlıklı yaşamdan kaybedilmiş yıl (DALY; Disability-Adjusted Life Year) nedenlerine bakıldığında da yukarıda sayılan hastalıklar aynı sıra ile sayılmaktadır. Dördüncü sırada solunum sistemi kanserleri, 5.sırada alt solunum yolu enfeksiyonları, 6.sırada diyabet, 7.sırada hipertansif kalp hastalığı, 8.sırada karaciğer sirozu, 9. sırada mide kanseri ve 10.sırada ise kolon ve rektum kanseri yer almaktadır (1).

Türkiye’de tüm ölümlerin %79’u kronik hastalıklar nedeniyle olmaktadır. Ölümlerin %48’i kalp damar hastalıkları, %13,7’si kanserler, %8’i solunum sistemi hastalıklarına bağlıdır. Türkiye’de 60 yaş ve üzeri ölümlerin ilk üç nedeni dünyada olduğu gibi iskemik kalp hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar ve kronik obstrüktif akciğer hastalıklarıdır (36).

Uzun yaşamak kadar, sağlıklı ve yeti kaybı olmadan yaşamak önemlidir. Hastalık ve yeti kaybı olmaksızın geçirilebilecek yılların hesaplanmasında kullanılan (HALE; Healty Adjusted Life Expectancy) “Doğumda Sağlıklı Yaşam Yılı Beklentisi” ülkeden ülkeye değişmektedir. 2012 yılında Avrupa Ülkeleri arasında 65 yaşına ulaşmış Fransız kadının 23,4; Fransız erkeğin 19,1 yıl daha yaşaması (LE; Life Expectancy) beklenmektedir. 2012 yılında 65 yaşına ulaşmış Norveçli bir kadının 16; Norveçli bir erkeğin 15,3 yıl daha sağlıklı yaşam yılına (HALE) sahip

16

olacağı hesaplanmıştır (19). Dünya’da 60 yaş ve üzeri nüfusta engellilik nedeniyle sağlıksız yaşanan yıllar sıralaması (engelliliğe bağlı sağlıklı yaşamdan kaybedilmiş yıl (YLD; Years Life Disabled) ise; işitme kaybı, sırt ve boyun ağrısı, KOAH, unipolar depresif hastalık, düşme, diyabet, Alzheimer ve diğer demanslar, gözün kırma kusurları, osteoartrit ve katarakt olarak sıralanmaktadır (1).

Yaşla beraber birçok hastalığın aynı anda bulunması ile multimorbidite deneyimlenebilmektedir. Bir durum için uygulanan medikal tedavi, diğer bir durumu etkileyebilmektedir. Multimorbidite düşük sosyoekonomik düzeydeki ülkelerde daha sık görülmektedir (1).

Yaşlı, yıllar içinde birden fazla kronik hastalığı aynı zamanda deneyimlemek zorunda kalabilmektedir. Almanya’da 70-85 yaş arasındaki yaşlıların %24’ü eş zamanlı 5 ve daha fazla hastalığa sahiptir (1).

Türkiye’de 65 yaş ve üzeri grubun %90’ında 1, % 35’inde 2, %23’ünde 3, %15’inde 4 ve daha fazla kronik sağlık sorunu olduğu tahmin edilmektedir (37).

Sigara kullanımı, fiziksel inaktivite, obezite, orta yaş hipertansiyonu ve katı yakıtlardan kaynaklanan iç ortam hava kirliliği gibi risk faktörleri global hastalık yükünün direkt ve indirekt sorumlusu olmaktadır (1).

Birçok ülkede son 3 dekatta sigara kullanımı azalmış, bu azalma birçok batı ülkesinde morbidite ve mortalitede azalmaya yol açmıştır. Sigara içicilerinin büyük bir kısmı alt ve orta gelir grubu ülkelerde yaşamaktadır. Örneğin Laos’ta 60 yaş ve üzeri erkeklerin %70’i, Filipinler’de 60 yaş ve üzeri kadınların %20’si sigara içmektedir (1).

Yaşlılarda obezite ve geçmişte obezite hikayesi olması mortalitede önemli risk faktörleridir. Yaşlının normal kilonun altında olması da artmış mortalite ile ilişkilidir. Obezite prevalansı bazı Pasifik ada halklarında %60’ı geçerken, Bangladeş’te %2’nin altında kalmaktadır. Bugün 50 yaş ve üzerinde Amerika Birleşik Devletleri, diğer yüksek gelirli ülkelerle karşılaştırıldığında en yüksek

17

obezite oranlarına sahiptir. Sadece İngiliz erkekleri ile İspanyol kadınları bu yüksek oranlara yaklaşabilmektedir. Sadece diyetle ilişkili risk faktörleri ve fiziksel inaktivite tüm DALY’lerin %10’undan sorumludur (1).

Yaş ile birlikte kronik hastalık yükü artmaktadır, çünkü anne ve bebek sağlığında yakalanan başarı devam ettirilemeyebilmekte, problemli çocuk, gençlik ve yetişkinlik sağlıksız ve bağımlı yaşlıyı oluşturmaktadır. Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Çalışmasına göre 65-74 yaş gruptaerkeklerin %20,4’ü, kadınların %49,8’i şişman; erkeklerin %42,5’i, kadınların %33,0’ı fazla kiloludur. 75 ve üzeri yaş grubunda bu oranlar sırasıyla erkeklerde %12,3 ve %43,4; kadınlarda %34,6 ve %36,9’dur (38).

Dünya’da meme kanseri, kolon-rektum kanseri ve tip 2 diyabet olgularının %10-16’sı, iskemik kalp hastalıklarının %22’si; Türkiye’de ise, hastalık yükünün %8-16’sı yetersiz fiziksel aktiviteye bağlıdır. Türkiye’de boş zamanlarda yapılan fiziksel aktivite açısından erkeklerin %23’ü yeterli, % 22’si orta ve % 55’i düşük düzeyde fiziksel aktiviteye sahiptir. Bu oranlar kadınlarda sırasıyla %13, %18 ve %69’dur. Erkek ve kadınlarda yeterli ve orta düzeyde fiziksel aktivite yapan kişilerin oranı yaş arttıkça azalmaktadır. 65 yaş üzeri erkeklerin %81’i kadınların %88’i yeterli fiziksel aktivite yapmamaktadır, 75 ve üzeri yaş grubunda bu oranlar daha yüksektir (sırasıyla %85 ve %95) (38).

Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri çalışmasında; Türk toplumunda, her 10 kadından dördünün, her 10 erkekten ikisinin ağrı/rahatsızlık ve endişe/moral bozukluğu alanlarında; her 10 kadından üçünün, her 10 erkekten birinin hareket edebilme alanlarında orta veya ağır düzeyde sağlık sorunu yaşadığı bildirilmektedir. Aynı çalışmada; yaşam kalitesinin kadınlarda erkeklere göre daha kötü olduğu, tüm alanlar için yaş arttıkça orta veya aşırı derecede sorunu olduğunu belirtenlerin oranının artmakta olduğu, 65 yaş üzerindeki her üç erkekten ikisinin ve her 10 kadından dokuzunun, yaşam kalitesinin beş alanından en az birinde sorun yaşadığı bildirilmektedir (38).

18

2012 Türkiye İstatistik Kurumu Sağlık Araştırması’na göre; 65-74 yaş grubundaki erkeklerin %43,7’si; kadınların %22,1’i genel sağlık durumlarını çok iyi/iyi olarak nitelerken, 75 yaş ve üzeri nüfusta bu oran erkek ve kadınlarda sırasıyla %24,3 ve %13,6’dır (39).